Cinsel Saldırı Suçu ve Cezası

Cinsel Saldırı Suçu ve Cezası

Cinsel saldırı suçu Türk Ceza Kanunu’nda Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenmektedir. Bu suç tipi basit cinsel saldırı ve nitelikli cinsel saldırı suçu olarak ayrılmaktadır. Bu suç tipi düzenlemesi ile kişilerin cinsel dokunulmazlığı ve cinsel özgürlüğü korunmaktadır. Bu suç tipinin mağduru sadece 18 yaşını tamamlamış kişiler olabilir. 

İçindekiler

Cinsel Saldırı Suçu Nedir?

Cinsel saldırı suçu, cinsel davranışlar gösterilmek suretiyle kişinin vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesidir. Bu ihlal fiziksel temasla gerçekleşmektedir. Cinsel saldırı suçu Türk Ceza Kanunu madde 102’de düzenlenmektedir.

TCK 102:

Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.’’

Cinsel Saldırı Suçu Nasıl Oluşur?

Cinsel saldırı suçu; 18 yaşından büyük mağdurun rızası dışında, vücut dokunulmazlığının cinsel amaçlı hareketlerle ihlal edilmesi suretiyle oluşur. Cinsel saldırı suçunun meydana gelmesi failin cinsel arzularını tatmin etmek amacı ile mağdurun vücut dokunulmazlığını ihlali gerekmektedir.

Cinsel saldırı suçunun meydana gelmesi; dokunma fiilinin belirli bir süre devam ettiği, anlık olmadığı, hareketin niteliği itibariyle daha yoğun ve ağır olduğu durumlarda söz konusu olur. 

Örneğin failin mağdura karşı olan öpme, sarılma, okşama, elleme veya sıkma tarzı hareketleri sarkıntılık düzeyinde olmayıp belli bir yoğunluğa ulaşmış hareketlerdir.

Failin, mağdurun vücuduna herhangi bir temasta bulunmayıp mağdurun kendi vücudu üzerinde cinsel davranışlar yapmaya zorlanması halinde de cinsel saldırı suçu oluşmamaktadır. Bu ihtimalde, şartların oluşması halinde cinsel taciz yahut kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu gündeme gelebilir.

Suçun mağdurunun henüz 18 yaşını doldurmamış olan çocuk olması halinde, cinsel saldırı değil çocukların cinsel istismarı suçu (madde 103) oluşur.

Cinsel saldırı ile cinsel tacizi birbirinden ayıran temel kriter fiziksel temastır. Suçun oluşması açısından temas, vücudun herhangi bir bölgesine yönlendirilmiş olabilir. Aynı şekilde, yoğun veya hafif nitelikte davranışların da tümü suçun oluşumuna neden olabilir. Dokunma fiili gerçekleştiği an cinsel saldırı suçu oluşur.

Cinsel Saldırı İçin Başvurulan Cebir ve Şiddetin Kasten Yaralama Suçunun Ağır Neticelerine Sebep Olması

Cinsel saldırı suçunu oluşturan fillerin, mağdurun vücudunda, yaralama suçunun ağır neticelerine sebep olması halinde fail ayrıca kasten yaralama suçundan ceza almaktadır.

Cinsel saldırı suçunun meydana gelmesi için suç oluşturan fillerin, mağdurun rızası dışında gerçekleşmesi ve mağdurun direncinin kırılması söz konusu olmaktadır. Bu kapsamda suçu işlerken mağdurun faile karşı direncinin kırılması gerekmektedir. Ancak bu noktada mağdur üzerinde kullanılan cebir ve şiddet kasten yaralama suçuna da neden olabilir.

Kastan yaralama suçunun ağır cezayı gerektiren halleri şunlardır:

  • Fiilin, mağdurun duyu ve organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına yahut işlevinin yitirilmesine neden olması,
  • Mağdurun konuşmasında devamlı zorluğun oluşması yahut konuşma yeteneğinin ortadan kalkmasına sebep olması,
  • Fiil sonucu mağdurun yüzünde sabit bir izin kalması yahut yüzünün sürekli değişmesine neden olma,
  • Yaralamanın mağdurun yaşamını tehlikeye sokması,
  • Gebe kadına karşı işlenen yaralamanın bebeğin erken doğumuna veya düşmesine yol açması,
  • Fiilin iyileşme olanağı olmayan bir hastalığa neden olması,
  • Fiilin, mağdurun vücudunda kırık yahut çıkığa neden olması.

Cinsel saldırı suçunda cebir kullanımına örnek olarak failin mağdurun direnç göstermesini engelleyecek şekilde ellerinden tutup onu yatırması ve göğüslerine dokunması verilebilir.

Örneğin failin cinsel fiilini gerçekleştirdiği sırada mağdurun herhangi bir kemiği de kırılırsa kasten yaralama suçunun ağır neticelerinden birine de sebebiyet verildiği için ayrıca cezalandırma söz konusu olur.

Suç Sonucu Mağdurun Bitkisel Hayata Girmesi veya Ölümü

Cinsel saldırı suçu sonucunda mağdurun bitkisel hayata girmesi ya da mağdurun ölümü söz konusu olursa fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedilecektir. 

Mağdurun bitkisel hayata girmesi yahut ölmesi sonuçlarının, cinsel saldırı suçunu oluşturan filler ile ortaya çıkması gerekmektedir. Bu kapsamda fail, cinsel saldırı suçunu oluşturan ve cebir içeren fillerini mağdura yöneltmiş ve bu fiiller mağdurun ölmesine sebep olmalıdır.

Cinsel Saldırı Suçunun Cezası

Cinsel saldırı suçunun cezası, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Verilecek olan kesin ceza; failin yaşı, olayın gerçekleşme zamanındaki şartlar, hareketlerin hangi boyutta cinsel amaç taşıdığına göre farklılık gösterecektir. Yapılacak olan yargılama sonucunda somut olayın koşulları çerçevesinde hakim bir değerlendirme yaparak cezayı tayin edecektir.

 Cinsel Saldırı Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları

Cinsel saldırı suçunun cezayı artıran nitelikli halleri TCK madde 102/2 ve 102/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Kanunda sayılan bu hallerin söz konusu olması durumunda suçun temel haline göre verilecek olan cezada artırım yapılacaktır. 

TCK 102/2: 

‘’Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.’’

TCK 102/3:

‘’Suçun;

 a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

 b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, 

c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından, 

d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte, 

e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.’’

Suçun; Vücuda Organ veya Sair Cisim Sokulmasıyla İşlenmesi

Cinsel saldırı suçunun vücuda organ veya sair cisim sokulmasıyla meydana gelmesi halk arasında tecavüz suçu olarak da bilinen cezayı artıran bir nitelikli haldir. Bu durumda faile verilecek ceza, 12 yıldan az olmamak üzere hapis cezasıdır.

Organ veya sair cismin tamamının vücuda girmesine gerek olmayıp bir kısmı girse dahi nitelikli hal meydana gelecektir. Vücuda organ veya sair cisim sokma oral, anal ya da vajinal yoldan gerçekleşebilir. 

Örneğin vücuda organ ya da sair cismin sokulması burun deliği ya da kulakta söz konusu olursa bu nitelikli hal meydana gelmeyecektir.

Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda bu nitelikli halin oluşması için sokulan cisim ya da organın suçu işlemeye elverişli nitelikte olması gerekmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bu suç tipi hakkında verdiği bir kararında sanığın mağduru zorla öptüğü sırada dilini mağdurun ağzına sokması halinde bu nitelikli hal meydana gelmemiştir. (Yargıtay CGK. 2013/14-294 E. 2013/615 K.) 

Yargıtayın vermiş olduğu bir diğer kararda cinsel saldırı suçunun mağduru tarafından devlet hastanesinden alınan rapor sonucunda vücuda anal yoldan organ veya sair cisim sokulduğuna dair tıbbi deliller olduğundan suçun nitelikli hali meydana gelmiştir. (Yargıtay 14. CD. 2011/10347 E. 2013/4834 K.)

Cinsel saldırı suçunun; mağdurun vücuduna organ veya sair cisim sokulması yoluyla ortaya çıkan nitelikli hali eşler arasında da söz konusu olabilmektedir. Bu durumda, yapılacak soruşturma ve kovuşturma işlemleri mağdur eşin şikayette bulunmasına tabidir.

Suçun; Mağdurunun Beden veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Durumda Bulunan Kişi Olması

Mağdurun beden ya da ruh bakımından kendini savunamayacak halde olması fail açısından suçun işlenmesini kolaylaştıracak nitelikte bir durumdur. Bu halde verilecek olan cezada yarı oranda artırım gündeme gelir.

Beden bakımından kendini savunamama haline örnek olarak mağdurun felçli olması ya da geçirdiği bir kaza sonucu hareket edememesi verilebilir. 

Ruhsal durumdan kendini savunamayacak bir mağdur ise olayın iyi ya da kötü olduğunu anlayamayacak haldedir. Kişi çok fazla alkol etkisi altında ise ya da ağır psikolojik ilaçlar kullanıyorsa ve cinsel saldırı suçunun mağduru ise bu nitelikli hal uygulama alanı bulur. 

Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda katılan hakkında düzenlenen adli tıp raporu sonucunda katılanın beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak halde olması üzerine cinsel saldırı suçunda nitelikli hal söz konusu olmuş ve cezada artırım yapılması gerektiğine hükmedilmiştir. (Yargıtay 6. CD. 2015/1965 E. 2018/3372 K.) 

Suçun; Kamu Görevinin, Vesayet veya Hizmet İlişkisinin Sağladığı Nüfuz Kötüye Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi

Cinsel saldırı suçunun; kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle işlenmesi halinde, suçun nitelikli hali gündeme gelecektir. Bu noktada, verilecek cezanın yarı oranında artırılması söz konusu olmaktadır.

Kamu görevi, vesayet ya da hizmet ilişkisi cinsel saldırı suçunun oluşması için fail açısından kolaylık oluşturacaktır. Bu gibi hallerde mağdur ile sanık belirli süre belirli yerlerde kalmak zorunda olabilir. 

Örneğin bir öğrenci ve öğretmeni düşünecek olursak belli süre ile aynı sınıfta bulunmak zorunda olurlar. Bir fabrikada çalışan işçi ve işveren açısından da aynı durum söz konusu olacaktır. Bu gibi hallerin varlığı halinde verilecek olan cezada artırım yapılacaktır. 

Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda sanık sağlık ocağında laborant olarak çalışmakta olup mağdurdan kan alacağı esnada sağ kolunuzu açın oradan daha iyi alınıyor deyip mağdurun sol elini kendi cinsel organına sürtmesi üzerinde cinsel saldırı suçunun kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak nitelikli hali meydana gelmiştir. (14. CD. 2012/11455 E. 2014/6721 K.)

Vesayet ilişkisi; 18 yaşından büyük olup da akıl hastalığı, bağımlılık yahut ağır hastalıklar sebebiyle vesayet altına alınan kişiler ve atanan vasileri arasındaki ilişkidir. Hizmet ilişkisi ise aralarında hiyerarşi ast üst ilişkisi ve otorite bulunan kişiler arasında söz konusu olmaktadır.

Yargıtaya konu bir olayda mağdur, bir işyerinde 4 gün çırak olarak çalıştıktan sonra işten ayrılmıştır. Bir ay sonra sanık, işten ayrılan mağdura karşı zorla cinsel eylemlerde bulunmuştur. Yargıtay, suç tarihinde hizmet ilişkisi sona erdiğinden hizmet ilişkisinin kötüye kullanılması nitelikli halinin bu olayda uygulanmayacağına karar vermiştir. (Yargıtay 5. CD., E. 2007/7481, K. 2007/6548, T. 20.9.2007)

Suçun; Üçüncü Derece Dâhil Kan veya Kayın Hısımlığı İlişkisi İçinde Bulunan Bir Kişiye Karşı ya da Üvey Baba, Üvey Ana, Üvey Kardeş, Evlat Edinen veya Evlatlık Tarafından İşlenmesi

Cinsel saldırı suçunun akrabalık ilişkisi çerçevesinde meydana gelmesi halinde verilecek olan cezada yarı oranında artırım söz konusu olur. 

Birinci derecede sayılmış olan çocuklar, torunlar ile ikinci derecede sayılmış olan yeğen ve kardeşler ya da üçüncü derece olarak belirlenen; amca, dayı, hala, teyze veya kuzenler arasında cinsel saldırı suçu meydana gelirse nitelikli hal söz konusu olur.

Örneğin bir amcanın yeğenine cinsel amaçlarla yaklaşıp zorlan kendi cinsel organını elletmesi üzerine nitelikli hal meydana gelecek ve verilecek cezada yarı oranda artırım yapılacaktır. 

Cinsel saldırı suçunun, aralarında üveylik yahut evlatlık ilişkisi bulunan kişiler tarafından işlenmesi halinde de verilecek ceza yarı oranda artırılmaktadır.

Suçun Silahla veya Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi

Cinsel saldırı suçunun silahla ya da birden çok kişi ile işlenmesi suç işlenmesini kolaylaştıracağından bu durum kanunda cezayı artıran nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Bu hallerin varlığında cezada yarı oranında artırım olacaktır.  

Bu nitelikli halin meydan gelmesi için önemli olan nokta, suçu işleyen en az iki kişinin bulunması ve aynı suç işleme kararı çerçevesinde suç üzerinde ortak bir hakimiyetlerinin olması gerektiğidir. Birden fazla failin suçu birlikte işlemesi gerekmemekte olup örneğin biri cinsel saldırı fiilini gerçekleştirirken diğeri mağdurun kollarından tutarak direncini kırıyorsa yine her bir fail için cezada artırım yapılır.

Cinsel saldırı suçunda bu nitelikli halin oluşması için silahın kullanılması gerekmez. Silahın sadece gösterilerek mağdurda korku oluşturmak suretiyle direncinin kırılması halinde de cezayı artıran nitelikli hal söz konusu olur. 

Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda aynı işyerinde mağdura karşı sanığın bıçakla tehdit ederek zorla cinsel ilişkiye girmeye zorlaması üzerine cinsel saldırı suçu bakımından nitelikli hal söz konusu olmuştur. Çünkü bıçak, TCK m.6/f uyarınca kesici, delici, yaralayıcı vasfı olması nedeniyle silahtan sayılmaktadır. Somut olayda bıçak mağdur üzerinde direnç kırıcı etki yaratmakta ve korkmasına sebep olmaktadır. (Yargıtay 14. CD. 2014/7597 E. 2016/2617 K.)

Yine Yargıtayın vermiş olduğu bir başka kararda ise cinsel saldırı suçunda makasın kullanılması üzerine makas silahtan sayıldığı için cezayı artıran nitelikli hal gündeme gelmiştir. (Yargıtay 14. CD. 2014/10955 E. 2015/2329 K.)

Suçun, İnsanların Toplu Olarak Bir Arada Yaşama Zorunluluğunda Bulunduğu Ortamların Sağladığı Kolaylıktan Faydalanmak Suretiyle İşlenmesi

İnsanların toplu bir şekilde yaşamak zorunda kaldığı yaşam alanlarında cinsel saldırı suçu meydana gelirse verilecek olan cezada artırım söz konusu olacaktır.

Örneğin öğrenci yurdunda kalan bir öğrenciye orada görevli öğretmen tarafından cinsel saldırı suçu gerçekleşirse verilecek ceza artırılır. Aynı şekilde, cezaevinde kalan bir hükümlüye karşı görevli memur tarafından cinsel saldırı söz konusu olursa yine cezayı artıran nitelikli halden cezalandırma yapılır.

Somut olayda basit cinsel saldırı suçunun otobüs içerisinde yolculuk yaparken gerçekleşmesi Yargıtay tarafından otobüs ‘’insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğu bulunduğu ortamlardan’’ sayılmadığı için nitelikli hal meydana gelmemiştir. (Yargıtay 14. CD. 2017/2232 E. 2017/2645 K.)

Bir diğer örnekte cinsel saldırı suçunun asansörde meydana gelmesi üzerine Yargıtay yine asansörü ‘’insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğu bulunduğu ortamlardan’’ saymadığından nitelikli hal oluşmamıştır. (Yargıtay 9. CD. 2021/6385 E. 2022/7958 K.) 

 Cinsel Saldırı Suçunun Cezayı Azaltan Nitelikli Hali ve Cezası 

Cinsel saldırı suçunun cezayı azaltan nitelikli hali Türk Ceza Kanunu madde 102/1’in son cümlesinde belirtilmiştir. Bu durumun varlığı halinde suçun temel haline göre verilecek olan cezaya göre daha az bir ceza gündeme gelecektir. Kanuni düzenleme aşağıdaki gibidir. 

TCK 102/1: 

‘’Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.’’

Cinsel Saldırı Suçunun Sarkıntılık Düzeyinde Meydana Gelmesi

Cinsel saldırı suçunun sarkıntılık düzeyinde meydana gelmesi; işlenen fiil kapsamı ve mahiyeti itibariyle belirli bir ağırlığa ve yoğunluğa ulaşmadığında söz konusu olmaktadır. Bu ihtimalde faile verilecek ceza, 2-5 yıl arasında hapis cezasıdır.

Sarkıntılık niteliğinde kabul edilen bazı fiiller şöyledir: 

  • Mağdura sürtünme,
  • Cinsel saikle kişinin elinden veya boynundan tutma,
  • Mağdurun yanağını öpme,
  • Mağdurun kıyafetlerini çıkarmaya yeltenmek,
  • Mağdurun cinsel organını ellemek,
  • Mağdurun bacaklarına, bacak arasına veya kalçalarına temas etmek.

Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda sanık dükkanında çalışan mağdurun dudağından öpmüş, göğüslerine dokunmuş ve arkadan sürtünme şeklinde kısa süreli, ani ve kesik  hareketlerinden dolayı cinsel saldırı suçunun sarkıntılık düzeyinde kaldığına hükmedilmiştir. (Yargıtay 9. CD. 2021/1591 E. 2021/8584 K.)

Yargıtayın vermiş olduğu diğer bir kararda sanığın 17 yaşındaki mağdura karşı kalçasını sıkma fiilinin kısa, ani ve kesintili gerçekleşmesi üzerine sarkıntılık nedeniyle cinsel saldırı suçuna değil sarkıntılık nedeniyle çocuğun cinsel istismarı suçuna hükmedilmiştir. (Yargıtay 9. CD. 2021/2652 E. 2022/1147 K.)

Cinsel Saldırı Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, failin suç işleme niyetiyle suç için gerekli eylemlere başlaması ancak bu eylemlerin failin elinde olmayan sebeplerle tamamlanmamasıdır. Suç tamamlanamadığı için verilecek olan cezada hâkim tarafından indirim yapılmaktadır. 

Cinsel saldırı suçunun basit hali bakımından failin icra hareketlerine başlayıp suçu kendi isteği dışında tamamlayamadığı durumlarda teşebbüsten bahsedilir. Vücuda organ veya sair cisim sokmak suretiyle gerçekleşen nitelikli hallere teşebbüs söz konusu değildir.

Yargıtaya konu bir olayda sanığın, mağdure Fatma’ya yönelik “bir kere yapacağım” şeklindeki sözleri nitelikli cinsel saldırı kastını ortaya koymaktadır. Mağdurenin eylemlere etkin şekilde direnmesi sonrasında olay yerine Ahmet’in gelmesiyle eylem tamamlanamamıştır. Yargıtay, eylemin nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs olduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 14. CD., E. 2016/5318, K. 2016/5122, T. 25.05.2016)

İştirak, bir suça farklı kişilerin dahil olmasıdır. Müşterek faillik, suça azmettirme ve suça yardım etme durumları iştirak hükümleri çerçevesinde değerlendirilmektedir. Cinsel saldırı suçunda iştirak hükümleri uygulama alanı bulur ve suçun işlenmesinde etkisi olan herkes, ortaya koyduğu etki oranında cezalandırılır.

Sanıklar Murat, Ahmet ve Ercan bir suç işleme kararı kapsamında hareket etmişlerdir. Sanıklar mağdurenin direncini kırmış ve mağdure üzerinde ortak hakimiyet kurmuşlardır. Yargıtay, mağdureye karşı nitelikli cinsel saldırı suçunu işleyen sanıkların müşterek(birlikte) fail olduklarına ve her birinin cezalandırılmasına karar vermiştir. (Yargıtay 14. CD., E. 2014/4980, K. 2015/10909, T. 24.11.2015)

İçtima, bir suçu meydan getirecek olan eylemin başka bir suçun oluşumuna da sebebiyet vermesi halidir. Cinsel saldırı suçu bakımından gerçek içtima hükümleri uygulanacak ve her suç için ayrı ayrı cezaya hükmedilecektir. 

Örneğin fail cinsel saldırı suçuna neden olacak fiile birlikte başka suçların oluşumuna da sebebiyet verse her bir suç ayrıca cezalandırılacaktır. Bir fail kalabalık bir ortamda bir kişiye sürtünme suretiyle cinsel saldırı suçunu işlerken ikinci bir kişiye de sürtünürse iki ayrı cinsel saldırı suçundan cezalandırılması söz konusu olacaktır. 

Bir diğer örnek ise failin cinsel saldırı suçunu işlemek amacıyla aynı zamanda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu da işlemesi üzerine hem cinsel saldırı hem de kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ayrı cezalandırma gündeme gelir.

Cinsel Saldırı Suçu ve Cezası

Cinsel Saldırı Suçunun Soruşturma Aşaması

Cinsel saldırı suçunun soruşturma aşaması, savcının bu suça dair suç şüphesini öğrenmesi üzerine başlamakta iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile son bulmaktadır. Mevzubahis suçun soruşturma aşamasında gerçekleştirilecek işlemler şunlardır:

  • Şikâyet-İhbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin toplanması,
  •  İfade ve Sorgu,
  • Uzlaşma,
  • Adli Kontrol,
  • Tutukluluktur.

Şikâyet-İhbar

Şikayet ve ihbar suçu meydana getiren hareket hakkında yetkili makamların haberdar edilmesidir. Şikayet bizzat suçun mağduru ya da suçtan zarar gören tarafından yapılabilirken ihbar ise herkes tarafından süre şartı olmadan yapılabilir. 

İhbar veya şikayet, suç şüphesinin öğrenilmesi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılıklarına ya da kolluk birimlerine, yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak yapılır.

Cinsel saldırı suçunun basit hali şikayete tabi suçlar arasında düzenlenmiştir. Ayrıca vücuda organ veya sair cisim sokulması suretiyle işlenen cinsel saldırı suçunun eşe karşı işlendiği durumlarda da soruşturmanın başlatılması için şikayet koşulu bulunmaktadır. Bu iki hal dışında kanunda düzenlenmiş olan diğer durumlarda şikayet koşulu aranmaksızın herhangi bir ihbar ile soruşturma başlatılır. 

Mağdur şikayete tabi suçlar bakımından şikayet hakkını suçun işlendiği andan itibaren 6 ay içinde kullanmalıdır. Suçun şikayete tabi hallerinde, mağdurun soruşturma evresinde şikayetinden vazgeçmesi halinde KYOK kararı verilir. Şikayetten vazgeçme kovuşturma aşamasında olursa davanın düşmesi gündeme gelir.

Gözaltı

Gözaltı, suç şüphesine ilişkin somut delillerin varlığı ve soruşturma için zorunlu olması nedeniyle şüpheli kişinin yetkili merciler tarafından alıkonulmasıdır. Bu şartların varlığı halinde cinsel saldırı suçunda da gözaltı kararı savcı tarafından verilebilir.

Gözaltı süresi yakalama zamanından itibaren en fazla 24 saattir. Bunun dışında yakalama yerinden en yakın mahkemeye götürme süresi ise en fazla 12 saat olmalıdır. Dosyanın kapsamlı olması yahut şüpheli sayısının fazla olması gibi durumlarda bu süre 3 gün daha uzatılabilmektedir.

Gözaltı kararının ya da gözaltı süresinin uzatılmasının hukuka aykırı olduğu durumlarda itiraz mümkündür. İtiraz hakkı şüphelinin kendisinde, avukatında, yasal temsilcisinde, eşinde ya da yakınlarındadır. Yakınları kardeşi, annesi, babası veya çocukları olabilmektedir.

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması aşaması, somut olay özelinde her türlü bilginin toplanarak olayın nasıl gerçekleştiğine ulaştığına dair bulguların ortaya konulmasıdır. Delillerin toplanması hem soruşturma hem de kovuşturma evresinde mümkün olmaktadır. Somut olaya dair hem lehe hem de aleyhe deliller savcı tarafından toplanmalıdır.

Yargılama aşamasında, cinsel saldırı suçuna ilişkin olarak ortaya çıkan fiziksel zararlar da delil olarak kabul edilmektedir. Fiziksel zararlar mağdurun cinsel saldırı suçuna karşı direnç gösterdiği konusunda kanaat oluşturmaktadır. 

Delil toplama işlemi her aşamada şüpheli ya da avukatı tarafından istenebilecektir. Delil toplama durumunda dikkat edilmesi gereken en önemli husus delillerin kanuna uygun şekilde toplanmasıdır. Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller somut olayı ispata yönelik olarak kullanılamayacaktır.

Mevzubahis suça ilişkin olarak kullanılabilecek deliller; adli tıp raporları, uzman mütalaaları, bilirkişi incelemeleri ya da her türlü ses ve görüntü kayıtları olabilir. 

İfade ve Sorgu

İfade, suç şüphesi altında olan kişinin soruşturma kapsamında savcı veya kolluk görevlileri tarafından dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli ya da sanığın mahkeme tarafından dinlenmesini ifade etmektedir.

İfade alımının başlaması için öncelikle kişiye bir davetiye gönderilir. Bu davetiyede ifadeye gelmediği takdirde hakkında zorla getirtme kararı çıkartılacağı da belirtilir. İfadeye gelen kişinin kimliği belirlenerek hangi suç isnadı ile orada bulunduğu anlatılır, kişiye ekonomik durumu medeni hali ve eğitim bilgileri sorulur.

Sonrasında şüphelinin ifade alımı esnasında sahip olduğu haklar anlatılır. Bu aşamada kişi avukat isteme, susma, yakınlarına haber verilmesi isteme veya delillerin toplanmasını isteme hakkına sahiptir. Soru cevap şeklinde ilerleyen bu aşamada tüm beyanlar tutanağa geçirilerek kayıt altına alınır.

İfade alımı sırasında şüphelinin söylediği bilgiler özgür iradesiyle söylenmiş olmalıdır. Kişiye herhangi bir baskı yapılması yahut vaatlerde bulunulması yoluyla gerçekleşen ifade yahut sorgu süreçleri hukuka aykırı nitelik taşımaktadır.

Tüm bunların sonunda kayda alınan bilgilerle ilgili şüpheliye bir tutanak imzalatılacaktır. Tutanakta yazan bilgilerin eksik, yanlış ya da fazla olmaması gerekmektedir. Bu gibi durumlar varsa şüphelinin tutanağı imzalamaması ve imzadan kaçınma sebebinin de ayrıca tutanağa eklenmesi gerekmektedir.

İfade ve sorgu tutanakları; yargılama aşaması ve verilecek cezanın tespitinde dayanılan önemli delillerdendir. Bu aşamalarda yapılan hata verilecek cezanın miktarında etkili olacaktır. Bu itibarla, ifade ve sorgu süreçlerinde, alanında uzman bir ceza avukatından hukuki danışmanlık almak fayda sağlayacaktır.

Uzlaşma

Uzlaşma, suçtan ötürü mağdur olan kişi ile şüpheli kişinin uzlaştırmacı vasıtasıyla anlaşmaya vardırılmasıdır. Bazı suçlar uzlaşma kapsamında iken bazı suçlar bu kapsamda değildir. Cinsel suçlar arasında sayılan hiçbir suç uzlaşma kapsamında değildir.

Adli Kontrol

Adli kontrol, tutuklama nedenlerinin olmasına rağmen tutuklama kararı verilmeden kontrol tedbirinin uygulanmasıdır. Adli kontrol kararının verilebilmesi için; olaya ilişkin somut deliller olmalı, tutuklama nedeni olmalı ve kuvvetli suç şüphesi olmalıdır. Bu nedenlerin var olduğu hallerde cinsel saldırı suçunda adli kontrol kararı verilebilecektir.

Adli kontrol tedbirleri; yurt dışına çıkış yasağı, konutu terk etmemek, bir yerleşim yerinin terk etmemek, belirlenen bir yere gitmemek, silah bulundurmamak ya da belirli aralıklarla imza atma yükümlülüğü olabilir. Hâkim somut olaya ve şüphelinin durumuna göre karar verecektir.

Cinsel saldırı suçunun basit hali ağır ceza mahkemesinin görev alanındaki suçlardan olmadığından adli kontrol tedbirleri en fazla 2 yıllığına uygulanabilir. Bu süre, soruşturmanın devamlılığı açısından zorunluluk oluşması halinde 1 yıl daha uzatılabilir. Mevzubahis suçun nitelikli halleri açısından adli kontrol süresi 3 yıldır. Zorunlu durumlarda 3 yıl daha uzatılabilir.

Adli kontrol kararına karşı kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz etmek mümkündür. Şüpheli ya da sanığın avukatı, eşi veya yasal temsilcisi itirazda bulunabileceklerdir.

Tutukluluk

Tutukluluk kararı kişinin özgürlüğünü en çok kısıtlayan ve kişinin belirli süre ile cezaevinde kalmasını sağlayan bir koruma tedbiridir. Tutuklama kararının verilebilmesi için bazı şartlar aranmaktadır. Bunlar:

  • Şüphelinin ülkeden kaçmak için girişimlerde bulunması,
  • Suça ilişkin delilleri yok etme, karartma ihtimalinin olması,
  • Suçun mağduruna, suçtan zarar görene yahut katılana baskı kurma ihtimalinin olmasıdır.

Bu şartların varlığı halinde cinsel saldırı suçunda tutukluluk kararı verilebilecektir. Tutukluluk kararına karşı itiraz edilebilir. Kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz etme imkânı mevcuttur.

Tutukluluk süresi; cinsel saldırı suçunun basit hali söz konusu olduğunda en fazla 1 yıl olarak uygulanabilir ve bu süre en fazla 6 ay daha uzatılabilir. Suçun nitelikli haline ilişkin soruşturma aşamasında uygulanacak tutukluluk tedbirinin süresi ise en çok 2 yıl olup zorunlu hallerde 3 yıl daha uzatılabilmektedir.

Cinsel Saldırı Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar

Cinsel saldırı suçunda soruşturma aşamasında verilebilecek kararlar aşağıdaki gibidir.

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
  • İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı; ihbar ve şikâyet konusunu oluşturan fiilin hiçbir araştıramaya gerek olmadan suç olmadığının anlaşılması veya çok genel ve soyut olması halinde verilen karardır. Bu gibi haller söz konusu olduğunda cinsel saldırı suçunun soruşturma aşaması hiç başlamamış sayılır, dosya kapanır.

Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. Kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Cinsel saldırı suçunun soruşturma aşamasının sonunda savcı, dava açılmasını uygun görmez veya suçla ilgili yeterli delil bulamazsa kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu karara KYOK da denir. Bu durumda dosya soruşturma aşamasından sonra kapanır ve yargılamaya devam edilmez.

Mevzubahis suç bakımından, şüphelinin yaşının küçük olması, akıl hastası olması, dava zamanaşımı süresinin dolması gibi hallerin var olması durumunda savcı tarafından KYOK kararı verilebilir. Suçun şikayete tabi hallerinde, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi ihtimalinde de kyok kararı verilecektir.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi

Cinsel saldırı suçuna dair yapılan soruşturmanın sonucunda savcı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenler. Devamında, düzenlediği iddianameyi görevli ve yetkili mahkemeye sunar. İddianamenin kabul edilmesi hâlinde kamu davası açılır ve yargılama aşamasına geçilir.

Cinsel Saldırı Suçunun Savunması

Cinsel saldırı suçunun savunması; verilecek cezanın miktarını etkileyen en önemli hususlardan biridir. Her somut olayda, olayın niteliğine uygun bir savunmanın yapılması önemlidir. Cinsel saldırı suçunda yapılabilecek örnek savunmalar şunlardır:

  • Cinsel saldırı suçunun unsurlarının oluşmadığı, 
  • Mağdurun rızasının bulunduğu,
  • Mağdurun beden ya da ruh bakımından kendini savunamayacak durumda olmadığı,
  • Fail ve mağdur arasında kan veya kayın hısımlığı bulunmadığı iddiası,
  • Suçun insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğu olan yerlerden olmadığı,
  • Mağdurun da cinsel zevk ve tatmini söz konusu olduğundan suçun meydana gelmediği iddiası,
  • Delillerin ispata yetersiz olduğu iddiası,
  • Şüphelinin ifade alımı esnasında yasak usullere maruz kaldığı iddiası,
  • Suç teşebbüs aşamasında kaldığından daha az cezayı gerektirdiği iddiası.

Verilen örnek savunmalar her somut özelinde ayrıca değerlendirilmelidir. Yargılama sürecinde en önemli role sahip olan savunma aşaması tüm gidişatı değiştirebilmektedir. Bu noktada etkili bir savunma desteğinden faydalanmak için alanında uzman ceza avukatından destek alınmalıdır.

Cinsel Saldırı Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Cinsel saldırı suçunda ceza yargılaması aşaması, soruşturma evresinden sonraki aşama olan dava sürecidir. Ceza yargılaması aşaması, savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabul edilerek davanın açılmasıyla başlar ve mahkeme tarafından sanık/sanıklar hakkında bir karar verilmesiyle son bulur. Bu aşamaya uygulamada kovuşturma aşaması da denmektedir.

Cinsel saldırı suçunda yargılama aşamasında sanık savunma hakkını kullanabilir ve suçla ilgili lehine olan delillerin toplanmasını isteyebilir. Tüm bu süreç boyunca; deliller toplanır, görgü tanıkları dinlenir ve duruşmalar yapılır. Sonucunda ise, hâkim tüm süreci değerlendirerek bir karara varır. Suçla ilgili bir cezaya hükmeder.

Cinsel saldırı suçunda suçun basit hali ve sarkıntılık düzeyinde kalması açısından görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir. Cinsel saldırı suçunun basit hali ve sarkıntılık hali dışında sayılan diğer tüm haller bakımından ise görevli mahkeme ağır ceza mahkemeleridir. 

Cinsel Saldırı Suçunda Zamanaşımı

Cinsel saldırı suçunda zamanaşımı süresi sarkıntılık düzeyinde bir cinsel saldırı söz konusu ise 8 yıldır. Cinsel saldırı suçunun basit haline ilişkin olarak bir durum söz konusu olduğunda dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Suçun, vücuda organ yahut sair cisim sokmak suretiyle işlenmesi halinde ise zamanaşımı süresi 30 yıl olarak belirlenmiştir.

Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten başlamaktadır. Belirtilen sürelerin geçmesi halinde, suç oluşturan mevzubahis fiile ilişkin soruşturma yürütülmesi yahut yargılama yapılması söz konusu olmamaktadır.

Cinsel Saldırı Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Cinsel saldırı suçunda mahkemenin verebileceği kararlar aşağıdaki gibidir.

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkûmiyet,
  • HAGB,
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi,

Beraat

Beraat, mahkeme tarafından yapılan yargılamanın sonunda sanığın aklanarak suç işlemediğine hükmedildiği karardır. Beraat kararı, suçun sanık tarafından işlenmemesi, delil yetersizliği, suçun unsurlarının oluşmamış olması gibi sebeplerle verilebilir. Sayılan bu hallerin varlığı halinde, cinsel saldırı suçu bakımından sanığa beraat hükmü verilebilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın fiilleri suç teşkil etmesine rağmen bazı sebepler ile ceza verilememesidir. CYOK kararı kanunda düzenlenen bazı koşullar altında hâkim tarafından verilebilmektedir. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı aşağıdaki hallerde verilebilecektir. Bunlar:

  • Sanığın suçun meydana geldiği sırada 12 yaşından küçük olması,
  • Sanığın akıl hastası olması,
  • Suçun zorunluluk altında işlenmesi,
  • Suçun konusunda hataya düşülmesi,
  • Suçun cebir ya da tehditle işlenmesi.

Cinsel saldırı suçuna ilişkin olarak sayılan bu hallerden birinin varlığı halinde CYOK kararı verilebilir.

Mahkûmiyet

Mahkûmiyet kararı, mahkeme tarafından yapılan yargılamanın sonunda sanığın suçlu olduğuna hükmedilmesidir. Cinsel saldırı suçu bakımından suçun sanık tarafından işlendiği sabit olursa ve ceza verilmemesi için herhangi bir sebep yoksa mahkûmiyet kararı verilecektir. Cinsel saldırı suçunun sarkıntılık halinde kalması durumunda 5 yıla kadar mahkumiyet söz konusu olabilmektedir.

Cinsel saldırı meydana geldikten sonra ve cezası da kesinleştikten sonra tekrar suç işlenirse tekerrür hükümleri uygulanacaktır. Tekerrür durumunda verilen cezada artırıma gidilecektir. Sanığın yargılama süreci boyunca göstermiş olduğu hal ve davranışları, adli sicili gibi hususlar gön önüne alınarak, verilecek cezada hakimin takdiri ile 1/6 oranında indirime gidilmesi de söz konusu olabilmektedir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmamasıdır. Uygulamada HAGB olarak da bilinen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kapsamında sanık hakkında verilen ceza beş yıllığına ertelenebilir. Sanık bu beş yıllık süre içinde başka bir suç işlemez ve belirlenen yükümlülüklere uyarsa ceza hiç verilmemiş sayılır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için; 2 yıldan az hapis cezasına hükmedilmiş olması, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olması ve hâkimde tekrar suç işlemeyeceği yönünde kanaat olması gerekmektedir.

Cinsel saldırı suçunun sarkıntılık düzeyinde kalması halinde, sayılan şartlar da sağlanıyorsa HAGB kararı verilebilir. Suçun diğer işleniş şekilleri açısından HAGB kararının verilmesi mümkün değildir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, sanık hakkında verilen cezanın hapishanede değil de dışarıda geçirilmesine imkan sağlar. Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, bir denetim süresi belirlenir. Bu süre, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olamaz.

Cezanın ertelenmesinin söz konusu olabilmesi için; verilen hapis cezasının 2 yıldan daha az süreli olması, sanığın bu olaydan önce 3 aydan fazla hapis cezası almamış olması ve hâkime başka bir suç işlemeyeceği yönünde bir kanaat oluşturması gerekmektedir.

Cinsel saldırı suçu bakımından cezanın ertelenmesi, ancak suçun sarkıntılık düzeyinde kalması halinde mümkün olabilmektedir. Mevzubahis suçun diğer işleniş halleri açısından cezanın ertelenmesi kararının verilmesi söz konusu değildir.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, bazı nedenler sonucunda davanın esası hakkında karar verilememesi yani kovuşturma aşamasının sona ermesidir. Davanın düşmesine neden olabilecek hâller kanunda düzenlenmiştir. Bu haller; genel af, sanığın ölümü ve dava zamanaşımı gibi hallerdir. Cinsel saldırı suçu bakımından bu hallerin var olması halinde hâkim tarafından davanın düşmesi kararı verilebilir.

Cinsel Saldırı Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Cinsel saldırı suçunda istinaf ve Yargıtay süreci kararı veren ilk derece mahkemesinin kararından memnun olunmadığı ya da kararın yeniden incelenmesinin istenildiği durumlarda başvurulabilen kanun yollarıdır. 

İstinaf kanun yoluna başvuru, kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür. Bu süre içinde başvuru yapılmazsa istinaf hakkı ortadan kaybolur. İstinaf kanun yoluna başvuru, kararı veren mahkemeye bir dilekçe verilerek yapılmaktadır. İlk derece mahkemesinin cinsel saldırı suçu bakımından vereceği ceza 15 yılın üzerinde olursa, karar kendiliğinden istinafa gönderilecektir. 

İstinaf incelemesi sonucu da verilen kararın eksik, yanlış ya da hatalı olduğu düşünülürse, istinaf mahkemesinin bozma kararları dışındaki kararlar açısından Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunulabilir. Bununla birlikte, suçun sarkıntılık düzeyinde kalması halinde Yargıtaya başvuru yapılamamaktadır.

Temyiz başvuru süresi Bölge Adliye Mahkemesi kararının öğrenilmesinden itibaren 15 gündür. Temyiz başvurusu zabıt katibine sözlü beyanda bulunmak yahut yazılı dilekçe vermek suretiyle yapılır. 

Temyiz dilekçesinde temyiz nedenleri ve gerekçeleri belirtilmelidir. İstinaf incelemesinde mahkeme gösterilen neden ve gerekçeler ile bağlı iken temyiz aşamasında Yargıtay bu nedenlerle bağlı olmayıp hukuka aykırı bulduğu başka hususları da kendiliğinden inceleyebilir. 

Sonuç

Cinsel saldırı suçu mağdur açısından hem fiziksel hem de psikolojik olarak ağır sonuçları olan bir suç tipidir. Suçun niteliğinin iyi tespit edilmesi ve sonraki aşamalarda adımların buna göre atılması cinsel saldırı suçu isnat edilen kişi tarafından oldukça önemlidir. Sürecin doğru ve eksiksiz yönetilmesi, hak kaybının en az ölçüde olması için alanında uzman ceza avukatından destek almakta fayda vardır. 

Telefonla Sor