Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu ve Cezası
Görevi yaptırmamak için direnme suçu, kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar arasında yer alan suçlardandır. Kamu görevlisinin görevini yapmasını engelleme amacı ile cebir veya tehdit kullanılması şeklinde işlenen suçun cezası 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.
İçindekiler
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Nedir?
Görevi yaptırmamak için direnme suçu; kamu görevlisinin görevini yapmasına engel olmak amacıyla, cebir kullanılması veya kamu görevlisinin tehdit edilmesidir. Görevi yaptırmamak için direnme suçu TCK 265/1’de tanımlanmıştır.
TCK 265/1:
“Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Nasıl Oluşur?
Görevi yaptırmamak için direnme suçu, kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, kamu görevlisine karşı cebir veya tehdit kullanılması ile oluşur.
Tehdit, bir kimsenin kendisinin veya yakınlarının vücut veya cinsel dokunulmazlığına veya mal varlığına yönelik bir zarar verileceği konusunda korkutulmasıdır. Cebir ise bir kimseyi talep edilen bir şeye zorlamak için fiziksel ve zorlayıcı bir güç uygulanmasıdır.
Suçun oluşabilmesi için mağdurun kamu görevlisi olması gerekmektedir. Ayrıca, tehdit veya cebrin, kamu görevlisinin göreviyle ilgili bir hususa karşı kullanılması gerekir. Diğer bir ifadeyle, uyuşmazlık, kamu görevlisi görevini icra ederken yaşanmış olmalıdır.
Kamu görevlisine karşı pasif direniş gösterme görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturmamaktadır. Örneğin haciz için gelen memura kapının açılmaması durumunda görevi yaptırmamak için direnme suçu oluşmaz.
İlgili Yargıtay kararında, sanığın polis memurunun kendisini uzaklaştırmak istemesi üzerine merdiven korkuluğuna tutunarak gitmemek için direnmesi pasif direnme niteliği taşıdığından görevi yaptırmamak için direnme suçunun oluşmayacağı ifade edilmiştir.
Görevi yaptırmamak için direnme suçuna şunlar örnek verilebilir:
- Tutuklama işlemi için gelen polisin tehdit edilmesi,
- Hacze gelen memurun haciz yapmasını engellemek amacıyla tehdit edilmesi,
- Ceza kesen trafik polisine karşı şiddet uygulanması.
Yargıtay kararında, trafik polisi olan müştekilerin sanık hakkında işlem yapmak istediklerinde sanığın “telefon açıp sizi sürdüreceğim, sizinle gelmeyeceğim, bunun hesabını sorduracağım” şeklinde tehdit etmek suretiyle direndiği olayda görevini yaptırmamak için direnme suçu oluştuğu ifade edilmiştir. (Y 5. CD E.2013/9176 K.2015/603 T.12.01.2015)
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu Cezası
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun cezası 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezaları
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda cezayı arttıran nitelikli haller TCK 265/2 ve devamında düzenlenmiştir.
“(2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Suçun Yargı Görevini Yapan Kişilere Karşı İşlenmesi
Suçun; yargı görevini yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, TCK 265/2 uyarınca suçun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun bu nitelikli haline yargı görevini yapan hakime karşı işlenmesi örnek verilebilir.
Örneğin ilgili Yargıtay kararında haciz işlemi için gelen yargı görevini yapan avukata yumruk atılarak görevine engel olmak istenilmesinde 265/2 uyarınca görevini yaptırmamak için direnme suçunun nitelikli hali oluştuğu söylenmiştir. (Y 5. CD E.2012/13001 K.2014/352 T.27.01.2014)
Suçun Kişiyi Tanınmayacak Hale Sokacak Şekilde veya Birden Fazla Kişi Tarafından İşlenmesi
Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak hale sokması şeklinde veya birden fazla kişiyle işlenmesi halinde, TCK 265/3 uyarınca suçun cezası üçte biri oranında artırılır.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun bu nitelikli hallerine, birden fazla kamu görevlisine karşı işlenmesi veya kamu görevlisinin yüzü tanınmayacak hale gelecek şekilde cebir uygulanması örnek verilebilir.
Örneğin ilgili Yargıtay kararında görevi yaptırmamak için direnme suçu birden fazla kişi tarafından işlendiğinden dolayı 263/3 uyarınca suçun nitelikli halinin oluştuğu ifade edilmiştir. (Y 5.CD E.2012/14293 K.2013/9079 T.23.09.2013)
Suçun Silahla veya Suç Örgütü Gücü ile İşlenmesi
Suçun silahla veya var olan var olduğu sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, TCK 265/4 uyarınca suçun cezası yarı oranında artırılır.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun bu nitelikli hallerine ceza kesmek isteyen bir trafik polisinin görevini yapmaması için silahla tehdit edilmesi örnek verilebilir.
Örneğin ilgili Yargıtay kararında suçun saldırıda kullanılmaya elverişli olduğu tespit edilen araçlarla işlendiğinden bahisle TCK 265/4 uyarınca görevi yaptırmamak için direnme suçunun nitelikli halinin oluştuğu ifade edilmiştir. (Y 5. CD E.2013/13580 K.2015/797 T.13.01.2015)
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima
Teşebbüs, suç teşkil eden bir fiilin icra hareketlerine başlanması ancak failin etkisi dışındaki nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır.
İştirak, bir suçun birden fazla faili bulunması anlamına gelir. Görevi yaptırmamak için direnme suçuna müşterek fail, azmettirme ve yardım etme şeklinde iştirak edilebilmektedir.
Dikkat: Birden fazla kişi görevi yaptırmamak için direnme suçunu beraber işlediği durumda 265/3 uyarınca nitelikli hal oluşmaktadır.
İlgili Yargıtay kararında da birden fazla kişiyle beraber işlenmesi halinde suça iştirak edileceği ve nitelikli hal de oluşacağı ifade edilmiştir. (Y 18. CD E.2016/7245 K.2018/16533 T.05.12.2018)
İçtima, tek hareketle birden fazla suçun aynı anda işlenmesi veya aynı suçun tek hareketle birden fazla kişiye karşı işlenmesidir. İlk duruma farklı neviden fikri içtima, ikinci duruma ise aynı neviden fikri içtima denmektedir.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda cebir ve tehdit suçun unsurlarıdır. Bundan dolayı görevi yaptırmamak için direnme suçu işlendiğinde her iki suçtan en az birinin unsurları da oluşmuş olacaktır.
Bu durumda görevi yaptırmamak için direnme suçu oluşturan fiil tehdit veya kasten yaralama suçu oluşturduğunda dahi zaten cezanın asli bir unsuru olduğundan farklı neviden fikri içtima hükümleri uygulanmayacaktır. TCK 265 uygulanacaktır.
Dikkat: TCK 265/5 uyarınca görevi yaptırmamak için direnme suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır.
Görevi yaptırmamak için direnme suçu aynı anda birden fazla kamu görevlisine karşı işlendiği durumda aynı neviden fikri içtima oluşmuş olacak ve TCK 43/2 uyarınca ceza arttırılacaktır. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. (Y 18. CD E.2019/18461 K.2020/5242 T.02.03.2020)
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunun Soruşturma Aşaması
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun soruşturma aşaması yetkili merciler tarafından suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen aşamayı ifade etmektedir. Görevi yaptırmamak için direnme suçunun soruşturma aşamaları şu şekildedir:
- Şikayet-İhbar
- Gözaltı
- Delillerin Toplanması
- İfade ve Sorgu
- Uzlaşma
- Adli Kontrol
- Tutukluluk
Şikayet- İhbar
Görevi yaptırmamak için direnme suçu şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Suçun soruşturulması Cumhuriyet savcısı tarafından doğrudan yapılır. Bu nedenle şikayetçi olan mağdur şikayetinin geri çekilmesi halinde dahi soruşturmaya devam edilir.
Herhangi bir kişi tarafından, suçun şüphelisi veya görevi yaptırmamak için direnme teşkil eden fiil ihbar edilebilmektedir. Ayrıca şikayete bağlı olmadığından ve doğrudan soruşturulması yapılan bir suç olduğundan ihbar ve şikayet herhangi bir süreye tabi değildir.
Gözaltı
Gözaltı, bir kişinin savcılık kararıyla kolluk kuvvetleri tarafından geçici olarak özgürlüğünden alıkonulmasını içeren güvenlik tedbiridir. Görevi yaptırmamak için direnme suçunda gözaltı, suçun işlendiğine dair somut delillerin ve gözaltı tedbirinin zorunlu olması halinde mümkündür.
Gözaltı süresi, kişi yakalandıktan sonra en yakın hakimliğe veya mahkemeye gönderilme süresi hariç tutulmak üzere 24 saatten fazla olamaz. Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme süresi ise 12 saatten fazla olamaz.
Gözaltı kararına karşı sulh ceza hakimliğine itiraz edilmesi mümkündür. İtirazlar, şüpheli veya bazı yakınları tarafından yapılabilir. İtirazlar, ilgili merciye yapıldıktan sonra 24 saat içinde sulh ceza hakimliği tarafından sonuçlandırılır.
Delillerin Toplanması
Delillerin toplanması soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Kovuşturma aşamasına geçildiğinde ise delillerin toplanması mahkeme tarafından yapılacaktır.
Cumhuriyet savcısı tarafından görevi yaptırmamak için direnme suçunun oluşup oluşmadığının tespiti için şüphelinin hem aleyhine hem lehine delilleri toplanılır. Şüpheli veya sanığın soruşturma aşamasından hüküm aşamasına kadar her aşamada delil sunma hakkı vardır. Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller hükme esas oluşturmayacaktır.
Delillerin toplanması sona erdiğinde hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden 7 gün içerisinde görüş ve düşüncelerinin bildirilmesi istenecektir. Bu aşamada görevi yaptırmamak için direnme suçunun şüphelisi, 7 günlük süre içerisinde görüş ve düşünce bildirme hakkına sahiptir.
İfade ve Sorgu
İfade, şüphelinin kolluk kuvveti veya Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli veya sanığın hakim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili dinlenmesidir.
İfade ve sorgu işlemleri için kişi davetiye ile çağrılır. Davet kağıdına, kişi kendi rızası ile gelmediği takdirde, zorla getirilebileceği yazılır. Bu durumda çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir. İfade ve sorgu nerede alınacağı hususu kanunda bir düzenleme yoktur. Ancak genellikle bu işlemler, uygulamada çoğunlukla karakol veya adliyede gerçekleştirilir.
İfade ve sorgu, hukuka uygun olarak yapılmalıdır. İfade ve sorguda yasak usuller mevcut olmamalıdır. Bu durumda dikkat edilmesi gereken hususlar şu şekildedir.
- Şüpheli veya sanığın beyanları özgür iradesine dayanmalıdır,
- İfade verilmesi için kanuna aykırı bir şey vaat edilmemiş olmalıdır,
- Kötü davranma, işkence, tehdit ve benzeri şekillerde zorla ifade alınmamış olmalıdır.
İfade alma süreci, bir soruşturma kapsamında şüphelinin dinlenmesini içerir. Bu aşamada, şüphelinin beyanları, olayla ilgili değerlendirilir. Bu nedenle, ifade verme aşaması, soruşturmanın en kritik noktalarından biridir.
Şüphelinin hukuki haklarını yeterince bilmemesi veya ifade verirken etkili iletişim kuramaması gibi durumlar, davanın seyrini etkileyebilir. Bu bağlamda, sürecin başından itibaren uzman bir ceza hukuku avukatının rehberliğinde ilerlemek faydalı olacaktır.
Uzlaşma
Görevi yaptırmamak için direnme suçu uzlaşmaya tabi bir suç değildir. Bu nedenle uzlaşma yoluyla, suç isnat edilen şahsın ve mağdurun anlaşması mümkün değildir.
Adli Kontrol
Adli kontrol, şüpheli veya sanık hakkında tutuklanma nedenlerinin bulunduğu kabul edildiği durumda tutuklama ölçüsüz kalacaksa tutuklama yerine belirli denetim tedbirleriyle serbest bırakılmasını sağlayan bir hukuki düzenlemedir. Bu tedbirler, soruşturmanın her aşamasında uygulanabilir.
CMK 109. maddesinde, 12 farklı adli kontrol tedbiri belirtilmiştir. Bu tedbirler arasında yurt dışına çıkış yasağı, konutu terk etmeme yasağı ve karakola giderek imza atma tedbiri en sık kullanılanlardır. Görevi yaptırmamak için direnme suçunda ise soruşturma aşamasında sulh ceza hakimliği, kovuşturma aşamasında ise mahkemenin kararıyla adli kontrol tedbirleri uygulanabilir.
Adli kontrol kararına karşı itiraz, kararın yüz yüze bildirilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılabilir. Eğer adli kontrol kararı kişinin yokluğunda verilmişse, kararın tebliğ edilmesinden itibaren yine 7 gün içinde itiraz edilebilir. Bu itirazlar, kararı veren hâkimliğin yargı çevresinde görev yaptığı Asliye Ceza Mahkemesine yapılır.
Tutukluluk
Tutukluluk, şüpheli veya sanığın cumhuriyet savcısı kararıyla kesin hüküm verilene kadar özgürlüğünden yoksun bırakılması durumunu ifade eder. Görevi yaptırmamak için direnme suçunda, suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphelerin bulunması halinde, adli kontrol tedbirinin yetersiz olduğu durumlarda tutuklama kararı alınabilir.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun basit hali, asliye ceza mahkemesinin görev alanına girdiği için tutukluluk süresi en fazla 1 yıldır. Soruşturma evresinde ise tutukluluk süresi en fazla 6 aydır.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda tutuklama kararı alınabilmesi için şu şartlardan birinin varlığının gerekliliği bulunmaktadır:
- Şüpheli veya sanığın kaçma şüphesi,
- Suça dair delillerin zarar görme ihtimali,
- Sanığın ya da şüphelinin tanık, mağdur ya da diğer kişilere baskı yapma şüphesi.
Şüpheli veya sanığın tutukluluk kararına itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Bu itirazlar, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içinde görev yaptığı Asliye Ceza Mahkemesine yapılabilir.
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda soruşturma sonucu verilebilecek karar şu şekildedir:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı (Syok)
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (Kyok)
- İddianamenin düzenlenmesi
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı ihbar ve şikâyet konusu gereği, fiilin suç oluşturmadığının açıkça anlaşılması veya ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda Cumhuriyet savcısı tarafından verilen karardır.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda ihbar ve şikayetin belli özellikleri taşımadığını ve fiilin bu suçu oluşturmadığı açıkça anlaşılıyorsa soruşturmaya yer olmadığı kararı verilebilecektir. Soruşturmaya yer olmadığı kararı verildiği takdirde şikâyet veya ihbar edilen kişiye şüpheli sıfatı verilemez.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Kovuşturmaya yer olmadığı kararı cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma aşamasının sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının mevcut olmaması hâllerinde verilen karardır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği takdirde kişi hakkında kamu davası açılmayacaktır.
Bu karara karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilebilir.
İddianamenin Düzenlenmesi
Soruşturma aşaması sonunda toplanan deliller, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturuyorsa Cumhuriyet savcısı tarafından iddianame düzenlenir. Düzenlenen iddianamenin yetkili ve görevli mahkeme tarafından kabulü ile birlikte soruşturma aşaması sona erir, kovuşturma aşamasına geçilmiş olur.
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunun Savunması
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun savunması, yargılamanın her aşamasında savunma yaparak delillerin sunulması ile gerçekleşir. Bu kapsamda, görevi yaptırmamak için direnme suçunun savunması için öne sürülebilecek hususlara örnekler şu şekildedir:
- Suça ilişkin fiillerin kamu görevlisine yöneltilmediği,
- Cebir ve tehdit uygulanmadığı,
- Kamu görevlisinin görevine ilişkin bir hususun bulunmadığı,
- Zamanaşımı sürelerinin dolduğu,
- Usule aykırılıkların ileri sürülmesi,
- Masumiyet karinesi iddiası,
- Delillerin ispat gücünün tartışılması,
- Hukuka aykırı delillerin tespiti ve karar esas adlandırılması,
- Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği iddiası,,
- Cezayı indiren veya tamamen kaldıran sebeplerinin ileri sürülmesi,
- Dosyaya özel diğer savunmalar.
Savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılabilmesi için, her bireyin kişisel durumuna özgü savunma yapılmalıdır. Sanığın beyanlarının aktif, etkili ve hukuki bir temelde sunulabilmesi önemlidir. Bu nedenle, sürecin yönetimi konusunda uzman bir ceza hukuku avukatından destek almak, savunma hakkının en etkili biçimde kullanılmasına katkı sağlayacaktır.
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Zamanaşımı
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda zamanaşımı süresi 8 yıldır. Görevi yaptırmamak için direnme suçunun nitelikli hallerinde ise hapis cezası alt sınırı 5 yıldan fazla ise zamanaşımı süresi 15 yıldır. Zamanaşımı süresi geçtiği takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamayacaktır.
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda ceza yargılaması aşaması, iddianamenin kabulü ile başlar. Soruşturma aşaması tamamlanır ve kovuşturma aşamasına geçilmiş olur. Kovuşturma evresine geçilmesi için yeterli delil ve suç şüphesinin varlığı gerekmektedir.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda ceza yargılaması aşamasında kovuşturma, şu evrelerden oluşur:
- Duruşma hazırlığı evresi,
- Duruşma evresi,
- Delillerin tartışılması ve karar evresi.
Duruşma Hazırlığı Aşaması
İddianamenin kabulüyle birlikte, kovuşturma süreci başlar ve ilgili ceza mahkemesi duruşma hazırlığı işlemlerine geçer. Bu evrede, soruşturma aşamasında şüpheli olan kişi, kovuşturma aşamasına geçildiği için artık sanık konumuna gelecektir. Mahkeme, iddianamenin kabulüyle birlikte duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gerekenleri çağırır. Sanık, çağrı kağıdı ile duruşmaya çağrılır.
Duruşma Aşaması
Duruşma evresi, kovuşturma sürecinin en kritik aşamalarından biridir. Ceza Muhakemeleri Kanunu’na (CMK) göre duruşma, mahkeme tarafından son kararın verilmesine kadar yapılan tüm faaliyetleri kapsar. Bu evre müdafi veya vekilin en yoğun çalıştığı evredir.
Duruşma, sanık, müdafi, tanıklar veya bilirkişilerin duruşma salonunda olup olmadığının tespitiyle başlar. Mahkeme hakimi, iddianamenin kabulü kararını okur ve ardından tanıklar salondan çıkartılır.
Duruşmada, ilk olarak sanık hakkında kişisel bilgiler alınır. Daha sonra, iddianame veya onun yerine geçen belgede sanıkla ilgili atılan suçun temel dayanağını oluşturan eylemler ve deliller açıklanır. Sonuç olarak, sanık hakkında suçlamaların hukuki nitelendirmesi yapılır.
Son aşamada, sanık açıklamalarda bulunmaya hazır olduğunu beyan ettiğinde sorgu aşamasına geçilir. Sanık sıfatıyla duruşmada bulunan kişinin sorgusu tamamlandıktan sonra, delillerin tartışılması aşamasına geçilir.
Delillerin Tartışılması ve Karar Aşaması
Delillerin tartışılması aşamasında, deliller sırasıyla ayrı ayrı tartışılır. Sonraki aşamada ise bütün deliller birlikte tartışılarak değerlendirilir. Delillerin değerlendirilip tartışılması aşamasının ardından, artık mahkemece hüküm verilecek olan karar aşamasına geçilir. Mahkeme hükmünü vermeden önce, mevcut sanığa son söz hakkı tanır.
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şu şekildedir:
- Beraat,
- Mahkumiyet,
- Ceza verilmesine yer olmadığı kararı
- Adli para cezasına çevirme,
- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması,
- Cezanın ertelenmesi,
- Davanın düşmesi.
Beraat
Beraat kararı, mahkemenin yargılama sonucunda, yargılama konusu suçla ilişkin olarak, sanık hakkında suçsuz bulunduğuna ilişkin verdiği karardır. Görevi yaptırmamak için direnme suçunda beraat kararı verilebilecek haller CMK m.223/2’de belirtilmiştir. Kanuna göre beraat kararı verilecek haller şu şekildedir:
- Kişinin eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmaması,
- Kişinin eyleminin kendisi tarafından işlenmediğinin sabit olması,
- Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
- Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk
- nedeninin bulunması,
- Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, hallerinde beraat hükmü verilir.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK), sanığın eyleminin suç teşkil etmesine rağmen hukuki sebeplerle ceza verilmemesini ifade eder. Bu durum, beraat kararından farklıdır, çünkü CMK 223/3. maddesinde belirtilen özel durumların varlığı halinde CYOK verilebilir. Bu durumda, sanığın suçu işlediği kabul edilir, ancak belirli hukuki nedenlerle ceza verilmez.
CMK madde 223/3’e göre, ceza verilmesine yer olmadığı kararı, aşağıdaki durumlarda verilebilir:
- Yüklenen suçla ilişkilendirilen yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik durumu veya geçici nedenlerin bulunması,
- Yüklenen suçun hukuka aykırı olmasına rağmen bağlayıcı emrin yerine getirilmesi, zorunluluk veya cebir veya tehdit etkisi altında işlenmesi,
- Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
- Kusurluluğu ortadan kaldıran bir hataya düşülmesi.
CMK madde 223/4’e göre, cezasızlık sebeplerinden birinin varlığı halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı, aşağıdaki durumlarda verilebilir:
- Etkin pişmanlık,
- Şahsi cezasızlık sebebinin mevcudiyeti,
- Karşılıklı hakaret,
- İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı.
Görevin yaptırmamak için direnme suçunda sayılan hallerin varlığı halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilecektir.
Mahkumiyet
Mahkumiyet kararı sanığın görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediğinin kesin olarak anlaşılması halinde verilen karardır. Mahkumiyet kararı verilmesi halinde sanık hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Bazı durumlarda hakim mahkumiyet ile ceza ile birlikte veya ceza yerine güvenlik tedbirlerine hükmedebilmektedir.
İyi hal indirimi, hakim tarafından sanığın sicili, sosyal ilişkileri, yargılama sonrası pişmanlık gösteren davranışlarının bulunup bulunmadığı incelenerek verilir. Cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin olduğuna kanaat getirilmesi halinde iyi hal indirimi uygulanması mümkündür.
DİKKAT: Görevi yaptırmamak için direnme suçu bakımından verilen cezanın altıda birine kadar indirilmesi hakim takdirinde mümkündür.
Tekerrür, sanığın önceden aynı suçu işlemekten dolayı hüküm giydiği durumda kanunda belirlenen süre içerisinde suçu tekrar işlemesi halinde meydana gelmektedir. Bu durumda tekerrür hükümleri uyarınca sanık hakkında daha ağır bir cezaya hükmedilir.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, mahkeme tarafından hükmedilen kesin cezanın 1 yıl ve altında olması halinde, adli para cezasına çevrilerek çektirilmesine ilişkin mahkeme kararıdır.
Mahkeme, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar vermesi halinde, adli para cezasının her bir günü için ödenmek suretiyle bir bedel belirler. Bu bedel, günlük 20-100 lira arasındadır. Belirleme, mahkeme tarafından, sanığın sosyoekonomik düzeyi göz önünde bulundurularak yapılır.
20-100 lira arasındaki bedelin toplam gün sayısıyla çarpılmasıyla elde edilen adli para cezasının, 1 yıl içinde peşin yahut 2 yıl içinde taksitlerle ödenmesine karar verilir. Ödemelerin zamanında yapılmaması halinde, adli para cezası hapis cezası olarak çektirilebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
Yapılan yargılama neticesinde verilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az olması ve sanığın kabul etmesi durumunda, mahkeme sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verebilir. Bu kararla birlikte, sanık 5 yıl süresince denetim altına alınır.
Sanığın 5 yıllık denetim süresi içinde tekrar suç işlememesi halinde, kendisi hakkında verilen ceza kaldırılarak düşme kararı verilir. Bu süreç, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıyla başlar ve belirlenen denetim süresi içinde başarılı bir tutum sergileyen sanığın cezasının düşmesiyle sona erer.
HAGB kararı verilebilmesi için şu şartların varlığı gerekmektedir:
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesidir.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda da bu koşulların bulunması halinde HAGB kararı verilebilir. HAGB kararı verildiği takdirde sanık 5 yıl boyunca denetimli serbestlikten yararlanacak ve hapse girmeyecektir.
Cezanın Ertelenmesi
Mahkeme tarafından verilen ceza 2 yıl veya daha az hapis cezası olduğu durumda sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesi kararı verilebilir. Bu durumda cezası ertelenen sanık hakkında 1 yıldan az ve 3 yıldan fazla olmamak üzere denetim uygulanacaktır. Suçu işlediği sırada 18 yaşının altında bulunan çocuklar ve 65 yaşını bitirmiş kişiler bakımından 3 yıl ve altında kalan hapis cezaları bakımından da erteleme kararı verilebilir.
Denetim süresini iyi şekilde geçiren ve kasten yeni bir suç işlemeyen kişinin cezası infaz edilmiş sayılır. Hapis cezasının ertelenmesi kararı verilebilmesi için aranan şartlar şunlardır:
- Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
- Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşmasıdır.
Ertelenmiş ceza süresi boyunca kişi, herhangi bir suç işlemez ve kendisine verilen denetim yükümlülüklerini sorunsuz bir şekilde yerine getirirse, hapis cezasının infaz edilmiş olduğu kabul edilir. Ertelenme sonucunda, ilgili kişi hakkında verilen mahkumiyet kararı adli sicil kaydına işlenir.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, usuli eksiklikler nedeniyle davanın esastan karara bağlanmamasıdır. Davanın düşmesi şu hallerde mümkündür:
- Sanığın ölümü,
- Af,
- Dava zamanaşımı,
- Şikâyetten vazgeçme,
- Önödeme.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda da yukarıda bu hallerden birinin varlığı halinde davanın düşmesine karar verilir.
İstinaf ve Yargıtay Süreci
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda, yerel mahkeme kararına itirazda bulunmak için istinafa başvurulabilir. İstinaf mahkemesi yani bölge adliye mahkemesi kararına itiraz etmek için de Yargıtay’a temyiz yoluna başvurulabilir.
İstinaf mahkemesine başvurma süresi, hükmün açıklanma tarihinden itibaren 7 gündür. Hüküm, istinaf yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, 7 günlük bu süre tebliğ tarihinden başlar. Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusu yapılması üzerine dosyayı tekrar inceler.
İlk derece mahkemesine sunulan yazılı dilekçe yahut zabıt katibine sunulan sözlü beyan ile istinaf başvurusu yapılır. İstinaf incelemeleri bölge adliye mahkemelerinde yapılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinde verilen, bozma kararları dışındaki istinaf kararlarına karşı temyiz kanun yolu açıktır. Temyiz incelemesi Yargıtay tarafından yapılmaktadır. Başvuru, istinaf başvurusu ile aynı usule tabidir.
Temyiz yoluna başvurma süresi, istinaf kararı hükmünün açıklanmasından itibaren 15 gündür. Eğer hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, bu süre tebliğ tarihinden itibaren başlayacaktır.
İstinaf ve temyizin sonuçlanma süresi dosyanın şekli ve yargı bölgesinin yoğunluğuna göre 1-2 sene arasında değişmektedir.
Sonuç
Görevi yaptırmamak için direnme suçu kamu görevlisine karşı işlenen ve görevini yapmasına engel olma amaçlı tehdit veya cebir unsurlarını içeren suç tipidir. Kasten işlenen bu suçun unsurlarının ve nitelikli hallerinin tespiti önem arz etmektedir. Dolayısıyla, hukuki durumların tespitinde, delillerin toplanmasında ve sürelerin takibinde uzman bir ceza hukuku avukatına danışmak faydalı olacaktır.