mala-zarar-verme-sucu

Mala Zarar Verme Suçu ve Cezası

Mala zarar verme suçu, kişinin kasti bir eylemiyle başkasının malvarlığında zarara sebep olmasıdır. Mala zarar verme suçunu işleyen kişilere 4 ay-3 yıl aralığında hapis veya adli para cezası verilir. Bu suç dolayısıyla hakkında işlem başlatılan kişilerin, hukuki şekilde savunma yapmaları gerekir. Ayrıca, soruşturma ve kovuşturma sürecinin hukuka uygun yürütülmesine dikkat edilmelidir.

Mala Zarar Verme Suçu Nedir?

Mala zarar verme suçu, mağdurun taşınır ya da taşınmaz malına bilerek zarar verilmesi ya da eşyasının yok edilmesidir. 

Mala zarar verme suçu, TCK m. 151’de şu şekilde düzenlenmiştir:

“Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, 4 aydan 3 yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”

DİKKAT: 14.07.2021 tarihinde, TCK 151. maddesinde değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikten önce hayvanlara verilen zararlar da mala zarar verme suçu kapsamında değerlendirilirdi. Değişiklikle birlikte, artık hayvanlara zarar verici davranışlar HKK m.28/A kapsamında ceza yaptırımına bağlanmıştır.

Mala Zarar Verme Suçu Nasıl Oluşur?

Mala zarar verme suçu mağdurun eşyasına çeşitli eylemlerle zarar verilmesi veya yok olmasıyla oluşur. Mala zarar verme suçu oluşturabilecek eylemler şunlardır:

  • Malı kısmen veya tamamen yıkmak,
  • Tahrip etmek,
  • Yok etmek,
  • Bozmak,
  • Kullanılmaz hale getirmek,
  • Eşyayı kirletmek.

Örneğin, bir kimsenin sahip olduğu heykelin yağlı boyayla boyanması, araba lastiğinin patlatılması, veya bilerek başkasının tarlasındaki ekinlerin ezilmesi, mala zarar verme suçunu oluşturur.

Yargıtay mala zarar verme suçu ile alakalı bir olayda, sanıkların mağdura ait olduğunu bildikleri barakayı, onun rızası dışında kasten yıkmaları sonucu mala zarar verme suçunun oluştuğuna karar vermiştir. (Yargıtay 9. CD., E. 2009/15121, K. 2009/9978, T. 12.10.2009)

DİKKAT: Hırsızlık suçu ile mala zarar verme suçunun konusunu aynı eşya oluşturabilir. Yani fail hem eşyaya zarar verip hem de onu çalmış olabilir. Bu durumda mala zarar verme suçu oluşmaz. Fail hırsızlık suçundan cezalandırılır.

Mala Zarar Verme Suçu Cezası

Mala zarar verme suçunun cezası 4 ay- 3 yıl aralığında hapis veya adli para cezasıdır. 

Mala zarar verme suçunda verilecek ceza oranının belirlenmesinde, somut olayın durumuna göre hakimin takdir yetkisi bulunmaktadır.

Mala Zarar Verme Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları

Mala zarar verme suçunun cezayı artıran nitelikli halleri TCK m.152’de düzenlenmiştir. Madde cezayı artıran nedenleri üç fıkra altında sıralamıştır. Her bir fıkrada uygulanacak artırım oranı birbirinden farklıdır.

TCK m.152/f.1’deki Cezayı Artıran Nedenler ve Cezaları

TCK m.152/f.1’deki mala zarar vermenin nitelikli hallerini gerçekleştiren fail hakkında 1 yıldan 4 yıla hapis cezası verilir. Bu haller şunlardır:

  • Kamu kurumlarının hizmetine ayrılmış bina, tesis veya diğer eşya hakkında,
  • Yangına, sel ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında,
  • Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında,
  • Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında,
  • Grev veya lokavt hallerinde işverenlerin, işçilerin, sendikaları veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,
  • Siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,
  • Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak, mala zarar verilirse fail hakkında 1 yıldan 4 yıl kadar hapis cezasına hükmolunur.

Kanunda kamunun kullanma ve yararlanmasına ayrılmış mallara verilen zararın daha ağır cezalandırılacağı öngörülmüştür. Ayrıca kamu hizmetlerine ayrılmış malın kime ait olduğu önem taşımaz.

Yargıtay mala zarar verme suçunun nitelikli hali ile ilgili olayda, kamu hizmetine tahsis edilen E’ye ait kamyonete, hükümlü Serhat K.’nın zarar verme eyleminin, TCK’nın 152/1 maddesi kapsamında olduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 9. CD., E. 2005/7291, K. 2005/9782, T. 26.12.2005)

TCK m.152/f.2’deki Cezayı Artıran Nedenler ve Cezaları

TCK m.152/f.2 kapsamında işlenen mala zarar verme suçunda verilecek ceza bir katına kadar artırılır. Bu haller şunlardır:

  • Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak,
  • Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle,
  • Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak, mala zarar verilirse fail hakkında verilecek ceza bir katına kadar artırılır.

Yargıtay bir kararında, molotof kokteylleri ile yakıcı maddeleri tutuşturup işyerinin girişine ve yanına atan sanık hakkında, eylemin yakıcı ve patlayıcı madde atarak mala zarar verme suçunu oluşturduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 15. CD., E. 2012/18461, K. 2013/3608, T. 27.02.2013)

TCK m.152/f.3’deki Cezayı Artıran Nedenler ve Cezaları

TCK m.152/f.3 hükmü uyarınca işlenen mala zarar verme suçlarında verilecek ceza yarısından iki katına artırılacaktır. Cezayı artıran bu nitelikli hal şudur:

“Mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.

Yargıtay haberleşme için tahsis edilen Marmaris Telefon Müdürlüğüne ait telefon direğinin ve üzerindeki iletişim kablolarının yakılarak zarar gördüğü olayda, bir kısım telefon abonelerinin iletişimleri kesildiğinden sanıklar hakkında TCK m.152/3 maddesi gereğince cezanın artırılmasına karar vermiştir. (Yargıtay 13. CD., E. 2020/3363, K. 2020/6806, T. 1.7.2020)

Mala Zarar Verme Suçunda Cezayı Azaltan Nitelikli Haller ve Cezaları

TCK m.167 uyarınca mala zarar verme suçunda bazı sebepler cezada indirim yapılmasını gerektirirken bazı sebeplerin varlığı halinde kişiye ceza verilmez. Bu kapsamda, Mala zarar verme suçunda cezayı azaltan haller,  şahsi cezasızlık ve ceza indirim durumlarıdır.

Şahsi Cezasızlık Sebepleri

Mala zarar verme suçunun şahsi cezasızlık sebepleri şunlardır:

  • Mala zarar verme suçunun haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin zararına işlenmesi,
  • Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın zararına işlenmesi, 
  • Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin zararına işlenmesi, şahsi cezasızlık sebebidir.

Yargıtay, sanığın bina içindeki eşyalara zarar verdiği olayda, nüfus kayıtları düzeltildikten sonra mağdurun aslında sanığı yıllar önce evlet edindiği anlaşıldığından TCK m.167/1 uyarınca şahsi cezasızlık nedeni bulunduğuna ve ceza verilmemesine karar vermiştir. (Yargıtay 2. CD., E. 2022/7579, K. 2022/16399, T. 10.10.2022)

Cezadan İndirim Yapılmasını Gerektiren Şahsi Sebepler

Mala zarar verme suçunun cezasında indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebepler şunlardır: 

  • Haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin,
  • Aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin,
  • Aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olacak şekilde işlenmesi halinde, cezada inirim yapılır.

Yukarıda sayılan hallerde, verilecek cezada yarı oranında indirim yapılacaktır.

Yargıtay, sanığın mağdura ait evin kapı kolunu ve elektrik saatinin camını kırarak mala zarar verme suçunu işlediği olayda, sanıkla mağdurun kardeş olduğu ancak farklı konutlarda oturdukları dikkate alınarak TCK m.167/2 maddesi gereğince cezada indirim yapılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 15. CD., E. 2013/14417, K. 2014/3578 T.26.02.2014)

Mala Zarar Verme Suçunda Etkin Pişmanlık

Mala zarar verme suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkündür.

Mala zarar verme suçunda etkin pişmanlık şartları TCK m.168 uyarınca şunlardır:

  • Tamamlanmış bir mala zarar verme suçu olmalıdır. Teşebbüs halinde kalırsa etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz,
  • Fail, mağdura verdiği zararı, aynı malın geri verilmesi veya malın bedelinin ödenmesi yoluyla gidermelidir,
  • Zararı giderme pişmanlık sonucu olmalıdır,
  • Hüküm verilinceye kadar zarar giderilmiş olmalıdır,
  • Zararın aynen iade ile tamamen giderilmesi halinde mağdurun rızası aranmaz. Ancak kısmen geri germe ya da tazminat halinde mağdurun rızası aranır.

Fail, kovuşturmaya başlanmadan pişmanlık duyarak mağdurun zararını tamamen giderirse cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. Kovuşturma başladıktan ancak hüküm verilmeden önce etkin pişmanlık gösterilirse cezanın yarısına kadarı indirilir.

Yargıtay mala zarar ver suçu ile alakalı bir olayda, kırılan cam bedelinin sanık tarafından hakkında iddianame ile dava açıldıktan sonra ancak hüküm verilmeden önce ödendiğini dikkate almıştır. Bu kapsamda TCK’nın 168/2. maddesi uyarınca verilecek cezanın yarısına kadar indirileceğinin gözetilmesi gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 9. CD., E. 2008/8960, K. 2010/4090, T. 15.04.2010)

Mala Zarar Verme Suçunda Etkin Pişmanlık

Mala Zarar Verme Suçunda Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, failin suç işlemek için harekete geçmesi ancak elinde olmayan sebeplerle sonucu elde edememesidir. Bu kapsamda mala zarar verme suçuna teşebbüs mümkündür. Örneğin, bir kişi mala zarar vermek için eylemde bulunmuş ancak kendisinin sonuca ulaşması bir şekilde engellenmişse, suç teşebbüs aşamasında kalmıştır. Bu durumda yargılama mala zarar vermeye teşebbüs üzerinden yapılır.

İştirak, suçun birden fazla kişi ile anlaşma ve işbirliği içerisinde işlenmesidir. İştirak halinde suçun işlenmesine katılanlar da cezalandırılır. Bu kapsamda, mala zarar verme suçunda iştirak mümkündür. 

Örneğin Yargıtay’ın bir kararında, sanık “G”, eski eşinin  ve annesinin kaldığı evi yakmak üzere diğer sanık “M” ile birlikte yola çıkmıştır. Eve yaklaştıklarında sanık “M” 100 metre uzakta beklemiş, sanık “G” evi yakmıştır. Yargıtay bu olayda sanıkların iştirak halinde mala zarar verme suçunu işlediklerine karar vermiştir. (Yargıtay 15 CD., E. 2013/11503, K.2013/13953 T. 24.09.2013)

İçtima, tek hareketle birden fazla suçun aynı anda işlenmesi veya aynı suçun tek hareketle birden fazla kişiye karşı işlenmesidir. Bu kapsamda, mala zarar verme suçunda içtima mümkündür. Bu durumda fail, en ağır cezayı gerektiren fiilden ceza alacaktır. Örneğin, tek bir fiil ile iki farklı suç işlenmişse, bu durumda hangi suç daha ağır cezayı gerektiriyorsa, yalnızca o suçtan hüküm verilir.

Mala Zarar Verme Suçunda Soruşturma Aşaması

Mala zarar verme suçunda soruşturma aşaması savcılığa şikayetin yapılmasından başlayarak  iddianamenin mahkemece kabulüne kadar geçen evredir. Nitelikli mala zarar verme suçunda ise savcı suçu öğrendiği andan itibaren kendiliğinden soruşturmayı başlatır.

Mala zarar verme suçunun soruşturma aşamaları şunlardır:

  • Şikâyet- İhbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin Toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Uzlaşma,
  • Adli Kontrol,
  • Tutukluluk.

Şikâyet-İhbar

Mala zarar verme suçunun basit hali şikayete tabi bir suçtur. Dolayısıyla mala zarar verme suçunda şikayetten vazgeçmek mümkündür. Malına zarar verilen kişi şikayeti yapabileceği gibi o maldan doğrudan yararlananların da şikayet hakkı bulunmaktadır. Şikayet, savcılığa ya da kolluk kuvvetlerine yapılabilir. 

Şikayet hakkı olayın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 6 aydır. Şikayet hakkının kullanılabilmesi için suçun zamanaşımının geçmemiş olması gerekir. Mala zarar verme suçunda mağdur soruşturma aşamasında şikayetinden vazgeçerse soruşturma devam etmez. Şikayetten vazgeçmenin kovuşturma aşamasında olması durumunda davanın düşmesine karar verilir.

Mala zarar verme suçunun nitelikli hallerinin takibi şikayete tabi değildir. Bu hallerde mağdur veya üçüncü kişiler mala zarar verildiğini savcılığa ya da kolluğa ihbar edebilir. Savcılık tarafından nitelikli mala zarar verme suçları öğrenildiği anda kendiliğinden soruşturulur.

Gözaltı

Gözaltı, yakalama kararı ya da fiili yakalama sonrası ele geçirilen kişinin geçici olarak alıkonulmasıdır. Gözaltı kararını Cumhuriyet savcısı verir. Bu kapsamda gözaltına alma şartları şunlardır:

  • Gözaltına alma tedbirinin soruşturma açısından zorunlu olması,
  • Kişinin suç işlediğini gösteren somut delillerin olması.

Bu kapsamda, mala zarar verme suçunu işleyenlerin yukarıdaki şartların mevcudiyeti halinde gözaltına alınması mümkündür.

Gözaltı süresi yakalama anından itibaren 24 saati geçemez. Bu süreye, kişinin yakalama yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gereken süre dahil edilmez. Yakalama yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gereken süre olarak en fazla 12 saate kadar yol süresi de eklenebilir. Bireysel işlenen mala zarar verme suçunda gözaltı süresi uzatılamaz.

Kişi hakkında verilen gözaltı kararına karşı itiraz edilebilir. Gözaltı kararına veya gözaltı süresinin uzatılmasına itiraz, şüpheli, müdafii, eşi, birinci derece ve ikinci derecede olan kan hısımları tarafından yapılabilir. Cumhuriyet savcısının verdiği gözaltı kararına itirazlar, sulh ceza hakimliğince sonuçlandırılır.

Gözaltı süresinde yapılacak işlemler şunlardır:

  • Şüphelinin kimlik tespiti yapılması,
  • İfadesinin alınması,
  • Yer gösterme işleminin yaptırılması,
  • Teşhis işlemine tabi tutulması,
  • Parmak izinin alınması,
  • Muayene yapılması.

Gözaltında yapılacak işlemler bittiğinde kişi ya serbest bırakılır ya da sulh ceza hakiminin karşısına sorguya gönderilir.

Delillerin Toplanması

Delil toplanması, suçun oluşup oluşmadığı hususunda kanaat oluşturmaya yarayan ispat araçlarının ortaya koyulmasıdır. Bu kapsamda delillerin toplanması Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturmanın her aşamasında yapılır. Ardından toplanan deliller muhafaza altına alınır.

Soruşturma yapılırken sadece aleyhe deliller toplanmaz. Savcı şüphelinin hem lehine hem de aleyhine olacak tüm delilleri toplar. 

Hukuka aykırı delil, hukuk ve ceza yargılamalarında Anayasaya, kanunlara, temel hak ve özgürlüklere aykırı bir biçimde elde edilmiş delildir. Hukuka aykırı görülen deliller hükme esas alınamazlar. Savcı hukuka aykırı delillere dayanarak iddianame hazırlayamaz, hakim de bu delillere dayanarak karar veremez.

İfade ve Sorgu

İfade, soruşturma aşamasında şüphelinin polis ya da savcı tarafından suçla ilgili beyanlarının dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli veya sanığın mahkeme-hâkim tarafından dinlenilmesidir. Soruşturma aşamasında şüphelinin sorgusu savcı talebiyle sulh ceza hâkimi tarafından yapılır. Kovuşturma evresinde sanığın sorgusu görevli mahkeme tarafından yapılır.

İfade ve sorgu sırasında şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehdit gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz. Ayrıca polisin aldığı ifadelerin mahkemede hükme esas alınması için müdafi huzurunda alınması gerekir. Eğer müdafi yokken ifade alınırsa bu ifade, mahkeme veya hakim huzurunda doğrulandığı takdirde, hükme esas alınabilir.

İfade ve sorgu failin olaya ilişkin savunmalarını içerir. Ancak buradaki beyanların ispat ve delil işlevi bulunmaktadır. Bu yüzden ifadenin hukuki bilgi ve deneyimi olan biri eşliğinde verilmesi yararlı olacaktır. Aksi halde şüphelinin ifadesinin aleyhinde delil olarak değerlendirilmesi gündeme gelebilir. Bu sonuçların meydana gelmemesi için alanında uzman ceza avukatına danışmasında faydalı vardır.

Uzlaşma

Uzlaşma, mağdur ve failin kabul etmeleri hâlinde, suç dolayısıyla ortaya çıkan uyuşmazlığın anlaşma yoluyla çözülmesi sürecidir. Bu kapsamda, şikayete bağlı bir suç olan mala zarar verme suçunun basit hali, uzlaştırmaya tabidir. Ancak, şikayete bağlı olmayan mala zarar vermenin nitelikli hali uzlaştırmaya tabi değildir.

Adli Kontrol

Adli kontrol, şüpheli veya sanığa bazı yükümlülüklerin uygulandığı ve tutuklamaya alternatif olan daha hafif bir koruma tedbiridir. Kişinin adli kontrol altına alınma şartları şunlardır:

  • Şüpheli veya sanık hakkında kuvvetli suç şüphesi olmalıdır,
  • Dosyada somut deliller mevcut bulunmalıdır,
  • Bir tutuklama nedeni bulunmalıdır,
  • Somut durumda adli kontrol tedbiri uygulaması tutuklamaya göre daha ölçülü olmalıdır.

Yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü, mala zarar verme suçunda kişi hakkında adli kontrol verilmesi mümkündür. Bu bağlamda, mala zarar verme suçunda kişi hakkında verilebilecek adli kontrol tedbirleri arasından en yaygın yükümlülükler şunlardır:

  • Yurt dışına çıkamamak,
  • Hâkim tarafından belirlenen yerlere (mahkeme, jandarma, polis karakolu vb.) belirli aralıklarla başvurmak,  imza atmak veya rapor vermek,
  • Silah bulundurmamak veya taşımamak.

Adli kontrol kararına itiraz kararın tebliğinden veya yüz yüze verilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılır. İtiraz, kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içerisinde görev yaptığı asliye ceza mahkemesine yapılır. Şüphelinin kendisi, avukatı ya da eşi adli kontrol kararına itiraz edebilir.

Mala zarar verme suçunun basit ve nitelikli halinde görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Dolayısıyla bu durumda verilecek adli kontrol süresi en fazla 2 yıldır.

Tutukluluk

Tutukluluk, suç işlediği konusunda kuvvetli şüphe bulunan kişinin özgürlüğünün kısıtlandığı geçici koruma tedbiridir. Bu bağlamda, bir kimse hakkında tutukluluk kararı verilebilmesi için aranan şartlar şunlardır:

  • Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut kanıtların bulunması,
  • Bir tutuklama nedeninin bulunması,
    • Tutuklama nedenleri, şüpheli veya sanığın kaçma, delilleri karartma ya da tanık veya mağdura baskı yapma şüphesidir.
  • Cezanın üst sınırının 2 yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektirmesi, hallerinde tutuklama kararı verilebilir. Sadece adli para cezası gerektiren hallerde tutuklama kararı verilemez.

Yukarıda sayılan şartların varlığı halinde, mala zarar verme suçunda kişi hakkında tutukluluk kararı verilebilir. Hakkında tutukluluk kararı verilen kişi, bu karara karşı itiraz etme hakkına sahiptir. Yapılacak itiraz kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içerisinde görev yaptığı asliye ceza mahkemesine yapılır.

Asliye cezanın görev alanındaki mala zarar verme suçunda tutukluluk süresi en fazla 1 yıldır. Bu süre kovuşturma ya da soruşturmada kullanılabilir. Soruşturma aşamasında 1 yıllık tutukluluk süresi uzatılamaz. Ancak kovuşturmada bu süre 6 ay daha uzatılabilir.

Mala Zarar Verme Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar

 Mala zarar verme suçu soruşturması sonucunda verilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK),
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK),
  • Savcı toplanan deliller sonucu iddianameyi düzenleyerek kamu davası açılması.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar ya da şikayet konusu olayın suç oluşturmadığının araştırma gerektirmeksizin açıkça anlaşıldığı durumlarda savcılık tarafından verilen karardır.

Savcı soruşturmanın mecburiliği ilkesi gereği her suç başvurusunu değerlendirmek zorundadır. Ancak soruşturmanın başlatılabilmesi için basit (başlangıç) şüphesinin varlığı aranır. Basit şüphenin oluşmadığı durumlarda savcı SYOK kararı verir.

Mala zarar verme suçu için yapılan soruşturma sonucunda, soruşturmaya yer olmadığı kararı verilirse, kişi hakkında soruşturma başlatılmadığı için, kendisine şüpheli sıfatı verilemez.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, soruşturma sonucunda kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya suçun kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde verilir.

Suçun kovuşturma olanağının bulunmaması, suçun unsurları ya da muhakeme şartlarının eksikliğinde söz konusu olur. Örneğin, mala zarar vermenin basit halinde şikayetten vazgeçildiğinde muhakeme şartı yokluğundan KYOK verilir.

Muhakeme şartlarına örnekler şunlardır:

  • İzin,
  • Şikayet,
  • Akıl hastalığı,
  • Yaş küçüklüğü,
  • Dava zamanaşımı,
  • Önödeme,
  • Uzlaştırma,
  • Ceza ehliyeti.

Mala zarar verme suçu için yapılan soruşturma sonucunda, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilirse, artık şüpheli sıfatı da ortadan kalkar. Aynı olaydan ötürü yeni delil ortaya çıkmadığı sürece tekrar soruşturma başlatılamaz.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianame, Cumhuriyet savcısının soruşturma sonunda yeterli şüphe oluşturacak somut delillere ulaşmasıyla düzenlediği belgedir. Böylelikle, savcılık makamınca iddianame düzenlenip, mahkemece iddianame kabul edildiğinde, kovuşturma aşamasına geçilir. Bundan sonra şüpheli, sanık sıfatını alır.

Mala Zarar Verme Suçunun Savunması

Mala zarar verme suçunun savunması, dava konusu hakkındaki beyanların yazılı ya da sözlü olarak kişinin kendisi veya avukatı aracılığıyla ileri sürülmesidir. Bu kapsamda, mala zarar verme suçunun savunması için öne sürülebilecek hususlara örnekler şunlardır:

  • Lehe delillerin toplanması,
  • Aleyhe delillerin çürütülmesi,
  • Usule aykırılıkların ileri sürülmesi,
  • Masumiyet karinesi iddiası,
  • Delillerin ispat gücünün tartışılması,
  • Hukuka aykırı delillerin tespiti ve karar esas adlandırılması,
  • Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği iddiası,
  • Suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiğini iddiası,
  • Cezayı indiren veya tamamen kaldıran sebeplerinin ileri sürülmesi,
  • Etkin pişmanlıktan yararlanma,
  • Şahsi cezasızlık sebeplerinin ileri sürülmesi,
  • Dosyaya özel diğer savunmalar.

Savunma yargılamanın en temel noktalarından birisidir. Kişi, üstüne atılı bulunan suç veya suç şüphesine karşı haklarını savunma yaparak koruyabilir. Ancak yapılan savunmada, savunma sebepleri usulüne uygun ve hukuki bir şekilde sunulmalıdır. Kişi lehine delillerin  ve sürelerin doğru tespit edilip ileri sürülmesi gerekir. Anılan sebeplerle süreç içerisinde alanında uzman bir ceza hukuku avukatına danışılması faydalı olacaktır.

Mala Zarar Verme Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Mala zarar verme suçunda ceza yargılaması aşaması, savcının hazırladığı iddianamenin kabul edilmesiyle başlayan mahkeme sürecidir. Böylece kovuşturma aşamasına geçilmiş olur. Kovuşturma aşaması, iddianamenin kabulü ile başlayan, hüküm verilmesiyle son bulan yargılama sürecidir. 

Mala zarar verme suçunda ceza yargılaması aşamasında kovuşturma, şu evrelerden oluşur:

  • Duruşma hazırlığı evresi,
  • Duruşma evresi,
  • Delillerin tartışılması ve karar evresi,
  • Kanun yolları evresidir.

Duruşma Hazırlığı Evresi

Duruşma hazırlığı evresi, mahkemenin iddianameyi kabul etmesinden duruşmalar başlayana kadar geçen süreçtir. Bundan sonra suçun faili, şüpheli değil sanık olarak adlandırılacaktır.

Mahkeme iddianameyi kabul ettikten sonra duruşma gününü belirler. Duruşma günü, duruşmada hazır bulunması gereken kişilere bildirilir. Sanığa iddianame ile birlikte çağrı kağıdı gönderilir. Çağrı kağıdında duruşma günü belirtilir ve sanığın mazaretsiz olarak duruşmaya katılmaması halinde zorla getirileceği yazılır. Eğer sanığın müdafisi varsa ya da zorunlu müdafi atanmışsa duruşma günü müdafiye bildirilir.

Sanık davet etmek istediği tanık ve bilirkişilerin adlarını mahkemeye bildirir. Tanık veya bilirkişilerin dinlenmesi için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısına, suçtan zarar görene, vekiline, sanığa ve müdafiine bildirilir.

Duruşma Evresi

Duruşma evresi, sanık, müdafii, tanık veya bilirkişi gibi duruşmada hazır bulunanların tespit edilmesiyle başlar. Mahkeme başkanı iddianamenin kabulü kararını okuyarak duruşmanın başladığını açıklar. Sonrasında sanığın kimliği ve kişisel bilgileri saptanarak teyit edilir. Ayrıca, iddianamedeki suçlamanın niteliği sanığa anlatılır. Sanık hazır olduğunda sorgusu yapılır ve olaya ilişkin savunması dinlenir. 

Suçun mağduru duruşmaya geldiyse onun beyanları dinlenir ve davaya katılmak isteyip istemediği sorulur. Sanık müdafii ve mağdurun vekili olaya ilişkin hukuki açıklamalarını mahkemeye sunabilir. Ayrıca sanığa, suçtan zarar görene, tanığa ya da bilirkişiye doğrudan soru sorabilirler. Ardından karar vermeye elverişli tüm deliller ortaya konulur ve delillerin tartışılması aşamasına geçilir.

Delillerin Tartışılması ve Karar Evresi

Mahkeme toplanan delilleri değerlendirir ve tartışmaya açar. Taraflar delillere ilişkin beyanlarını sunar. Ardından Cumhuriyet savcısı dosyanın esasına ilişkin mütalaasını verir. Sanığa ve avukatına mütalaaya karşı savunmalarını sunmak için süre verilir. Mütalaaya savunmalar alındıktan sonra karar evresine geçilir. Karar verilmeden sanığa son sözü sorulur ve hakimin hüküm vermesiyle ceza yargılaması son bulur.

Mala Zarar Verme Suçunda Zamanaşımı

Mala zarar verme suçunun basit şekilde işlenmesinde dava zamanaşımı 8 yıldır. Nitelikli mala zarar verme suçunda ise dava zamanaşımı 15 yıldır. Mala zarar verme suçunun basit halinde ceza zamanaşımı süresi 10 yıldır. Suçun nitelikli halinde hapis cezası beş yılı geçtiği durumlarda ise ceza zamanaşımı 20 yıldır.

Dava zamanaşımı suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Ceza zamanaşımı süresi ise hükmün kesinleştiği günden itibaren işlemeye başlar.

Zamanaşımı sürelerinin geçmesi, süpheli bakımından soruşturma yapılmasına ve kamu davası açılmasına engeldir. Sanık hakkında açılmış kamu davası zamanaşımı süresi geçerse devam etmez. Bu sürelerin geçmesi devletin cezalandırma yetkisini engelleyici nitelik taşır.

Mala Zarar Verme Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Mala zarar verme suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • CYOK,
  • Mahkumiyet,
  • Adli Para Cezasına Çevirme,
  • HAGB,
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Mala zarar verme suçunda beraat hükmü, yapılan yargılama sonucunda sanığın suçsuz bulunduğuna ilişkin verilen karardır. Böylelikle sanık üzerindeki suç şüphesi kalkar ve tam olarak aklanır. Mala zarar verme suçunda sanık hakkında beraat kararı şu hallerde verilir: 

  • Kişinin eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmaması,
  • Kişinin eyleminin kendisi tarafından işlenmediğinin sabit olması,
  • Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
  • Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk
  • nedeninin bulunması,
  • Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, hallerinde beraat hükmü verilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın kusurunun bulunmadığı veya cezaya engel sebeplerin olduğu durumlarda verilir. Mala zarar verme suçunda, sanığın kusurunun bulunmaması sebebiyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı, şu hallerde verilebilir: 

  • Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,
  • Suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle, zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
  • Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
  • Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi, hallerinde CYOK kararı verilecektir.

Ayrıca, yine CMK’da belirtilen cezasızlık sebeplerinden birinin bulunması durumunda da ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilecektir. Bu haller şunlardır:

  • Etkin pişmanlık,
  • Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı,
  • İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı,
  • Karşılıklı hakaret, hallerinde de ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilmektedir.

Mahkûmiyet

Mahkumiyet kararı ancak suç teşkil eden fiilin sanık tarafından işlendiği kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ispatlandığında verilir. Bu halde cezanın yanı sıra güvenlik tedbirlerine de karar verilebilir.

Tekerrür, bir suçtan dolayı ceza alan failin belli bir süre içinde yeniden suç işlemesidir. Sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanırsa, işlenen ikinci suçta daha ağır uygulamalarla karşılaşır. Tekerrür şartları şunlardır:

  • Fail daha önce işlenen bir suçtan mahkum olmalıdır.
  • İşlenen ilk suçun cezası kesinleşmiş olmalıdır. (Cezanın çekilmiş olması aranmaz.)
  • Fail ilk suçun ardından belli bir süre içinde ikinci bir suç işlemelidir.

Fail 5 yıldan fazla hapis cezası aldıysa 5 yıllık tekerrür süresi vardır. Bu sürenin içinde fail yeniden suç işlerse ikinci suçta tekerrür hükümleri uygulanır. 5 yıl ve altındaki hapis cezalarında tekerrür süresi 3 yıldır. Bu süreler, önceki cezanın verildiği tarihte değil infaz edildiği yani hapis cezasının sona erdiği tarihte başlar.

Tekerrür sonucunda kişiye daha ağır infaz kuralları uygulanır. Böylece hükümlü cezaevinde daha fazla süre kalır. Eğer işlenen ikinci suçta adli para cezası veya hapis cezası öngörülüyorsa, hapis cezasına karar verilir. İkinci suç infaz edildikten sonra da denetimli serbestlik hükümleri uygulanır.

İyi hal indirimi, ceza yargılaması sonunda verilen cezanın kişiye özgü sebeplerle indirilmesidir. Bu sebepler, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, cezanın geleceğine etkisi ve yargılama sırasındaki tutum ve davranışlarıdır. İyi hal indirimi hakim tarafından takdir edilen indirimdir, zorunlu olarak uygulanmaz. Mala zarar verme suçunda iyi hal durumunda cezanın altıda biri indirilir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, belli şartların sağlanması halinde hapis cezası yerine adli para cezasına karar verilmesidir. Bu kapsamda adli para cezasına çevirme şartları şunlardır:

  • Kasten işlenen suçlarda hükmedilen hapis cezası 1 yıl ve altında olmalıdır. Taksirle işlenen suçlarda ceza sınırı yoktur.
  • Hükmolunan ceza 30 gün ve altındaysa zorunlu olarak para cezasına çevrilir.
  • Hapis cezasının para cezasına çevrilmesi için suçlunun kişiliği, ekonomik durumu, davranışları ve suçun işlenmesindeki özellikler hakimde bu yönde takdir oluşturmalıdır.
  • Suçta tekerrür söz konusu olmamalıdır.

Yukarıda sayılan şartların gerçekleşmesi durumunda, mala zarar verme suçunda verilecek ceza, adli para cezasına çevrilebilir. Cezanın adli para cezasına çevrilmesi, hakimin takdir yetkisindedir. Bazı istisnai durumlarda ise hakimin takdir yetkisi bulunmamaktadır. Bu istisnai hallerde cezanın seçenek yaptırımlara çevrilmesi gerekir. Bu haller şunlardır: 

  • Mahkûm olunan 30 gün ve daha az süreli hapis cezası ise,
  • Kişi fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış veya 65 yaşını bitirmişse ve 1 yıl veya daha az süreli hapis cezasına hükmedilecekse, seçenek yaptırımlara çevrilmesi zorunludur.

DİKKAT: Adli para cezasında önce hapis cezasının toplam kaç gün ettiği hesap edilir. Ardından sanığın durumuna göre günlük en az 20 TL en fazla 100 TL olacak şekilde toplam adli para cezası hesaplanır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında verilecek hükmün belli bir süre sonuç doğurmaması ve şartlara uyulduğu takdirde cezanın ortadan kaldırılmasıdır. Bu bağlamda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için şu şartlar gereklidir: 

  • 2 yıl ve daha az hapis veya adli para cezasına karar verilmiş olmalıdır,
  • Sanığın daha önce kasıtlı bir suç dolayısıyla kesinleşmiş mahkumiyeti olmamalıdır,
  • İşlenen suç nedeniyle doğan zararın giderilmesi gereklidir,
  • Mahkemede sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanaati oluşmalıdır.

Mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verirse verilen ceza infaz edilmez. Ancak sanık 5 yıl denetim altında tutulur. Çocuklar için bu denetim süresi 3 yıldır. Denetim sürecinde sanığın belli yerlere gitmesinin yasaklanması, mesleki eğitim programlarına devam etmesi şeklinde yükümlülükleri olur. 

Sanık denetim süresini suç işlemeden ve yükümlülüklerine uyarak geçirirse mahkeme düşme kararı verir ve yargılama sona erer. Eğer sanık bu süreçte yükümlülüklerini yerine getirmezse veya yeni bir suç işlerse geri bırakılan mahkumiyet cezası infaz edilir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, hükümlünün belli bir süre denetim altında tutularak cezanın cezaevi dışında infaz edilmesi anlamına gelmektedir. Hapis cezasının ertelenmesi, hükmedilen hapis cezasının infazının belli bir süre şartlı olarak ertelenmesi halidir. Eğer fail bu sürede yeni bir suç işlemezse önceki suçu da işlenmemiş sayılır.

Cezanın ertelenmesine karar verilebilmesi için şartlar aranır:

  • Hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya daha az süreli olmalıdır,
  • Mahkum daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olmalıdır,
  • Mahkumun yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkemede kanaat oluşması gerekir.

DİKKAT: Cezanın ertelenmesi, mağdurun ya da kamunun uğradığı zararın giderilmesi şartına bağlanabilir. Ayrıca denetim süresinin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.

Kanunda hapis cezası ertelenen fail için 1 yıldan 3 yıla kadar denetim süresi öngörülmüştür. 

Denetim süresini yükümlülüklerine uygun geçiren mahkum, hapis cezasını tamamlamış gibi sayılır. Hükümlünün adli siciline suç kaydı işlenir. Cezası ertelenen mahkum, eğer denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlerse erteleme kararı geri alınır ve hapis cezası uygulanır.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, kanunda belirtilen düşme hallerin varlığı halinde veya kovuşturma olanağının bulunmadığı hallerde verilir. Bu kapsamda mala zarar verme suçunda davanın düşmesi, sanığın ölümü, af, dava zamanaşımı, şikâyetten vazgeçme ve önödeme hallerinde mümkündür. Ayrıca muhakeme şartlarının (şikayet, izin, akıl sağlığı gibi) yokluğu halinde kovuşturma olanağı kalmadığından düşme kararı verilir.

Mala Zarar Verme Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Mala zarar verme suçu dolayısıyla ilk derece mahkemesinin verdiği kararlara karşı itiraz edilebilir. Bu itirazlar, kararın tebliği veya sözlü olarak mahkemede bildirilmesinden itibaren 7 gün içerisinde İstinaf mahkemesine başvuru ile yapılır. İstinaf mercii, Bölge Adliye Mahkemesidir. 

İstinaf mahkemesinin bozma dışında kalan kararlarına karşı Yargıtay’a başvuru yapılabilir. Yargıtaya başvurular, istinaf mahkemesi kararının tebliğinden itibaren 15 gün içinde yapılır. Ancak, ilk derece mahkemesinin verdiği karar 5 yılın altındaysa, yapılan itiraz sonucu istinaf mahkemesinin verdiği karara karşı Yargıtay’a başvurulamaz. Ancak verilen cezanın 5 yılın üzerinde olması ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi halinde temyiz yani Yargıtay’a başvurulabilir. 

Sonuç

Mala zarar verme suçu, kapsamında şüpheli veya sanık sıfatıyla kişiler hakkında uygulanacak işlemlerin hukuki şekilde yapılması gerekir. Ayrıca, yine bu kapsamda yapılacak olan savunmaların da somut olaya özgü şekilde ve hukuki bir zeminde sunulması gerekir. Aksi halde daha ağır tedbir ve cezalara hükmedilmesi durumuyla karşılaşılabilir. Bu nedenle sürecin bir ceza hukuku avukatıyla takip edilmesinde yarar vardır.

Telefonla Sor