Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu ve Cezası
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 220. Maddesinde düzenlenen suç tipidir. Bu itibarla, suç işlemek amacıyla örgüt kuran veya yöneten kişilere 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Ayrıca örgüte üye olunması, örgüt adına suç işlenmesi, örgüte yardım edilmesi ya da örgütün propagandasının yapılması da cezai yaptırım altına alınmıştır.
İçindekiler
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu Nedir?
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu; kanuni niteliklere uygun bir suç örgütünün kurulması yahut yönetilmesi sonucu oluşan suç türüdür. Suç örgütleri ise en az 3 kişinin aralarında hiyerarşik bağ kurarak ve devamlılık göstererek amaçladıkları suçları işlemeye elverişli şekilde birleşmeleriyle meydana gelmektedir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu TCK 220’de düzenlenmiştir.
TCK 220:
“(1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az 3 kişi olması gerekir.”
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu Nasıl Oluşur?
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, kanunlarda suç olarak belirtilen eylemleri işlemek amacıyla bir örgütün kurulmasına öncülük edilmesi ile oluşur. Dolayısıyla örgüte üye toplamaya çalışılması ya da silah gibi araç ve gereçlerin temin edilmesi gibi suç örgütünün kurulmasına ilişkin fikri ya da fiili eylemler gerçekleştiren kişiler suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan sorumlu olmaktadır.
Yargıtay, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun unsuru olan suç örgütünün varlığı için şu unsurların bulunmasını gerektiğini kabul etmektedir:
- Örgütün üye sayısının en az 3 kişi olmalıdır.
- Üyeler arasında hiyerarşik bir ilişki bulunmalıdır.
- Örgüt devamlı olarak belirsiz sayıda suç işleme amacını sürdürmelidir.
- Örgüt amaçladığı suçları işlemeye elverişli üyeye, araç ve gerece sahip olmalıdır. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E:2012/1490, K:2013/59, T:19.02.2013)
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu; failin üye kazanma gibi örgütün oluşumuna yönelik davranışları icra etmesiyle başlayıp, örgütün varlığına ilişkin yukarıda belirtilen unsurların tümünün sağlanmasıyla tamamlanır. Yargıtay’ın verdiği kararlara göre, örgüt kurma suçu ani bir suçtur. Dolayısıyla örgütün unsurlarına ilişkin şartların tamamlanmasıyla örgüt kurma eylemi tamamlanmış olmaktadır.(Yargıtay 3.CD, E:2021/2615, K:2021/10546, T:29.11.2021)
Yargıtay bir kararında; sanıkların Turgay yönetiminde, Ramazan’ın yönlendirmesi ile yurt dışından temin edilen mağdurları fuhuş amacıyla pazarlamak için örgüt kurdukları olayda, bu sanıklardan Turgay ve Ramazan’ın suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek suçundan cezalandırılmaları gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2008/12977, K:2009/9829, T:26.06.2009)
Yargıtay, sanıkların Mehmet liderliğinde birden fazla kişiye sistemli ve sürekli şekilde faiz karşılığı ödünç para vererek tefecilik yaptığı, ayrıca bu eylemleri kurdukları örgüt çatısı altında işledikleri, yapılan operasyonda tabanca, av tüfeği ve mermi gibi araç ve gereçlerin ele geçirildiği, bu nedenle örgütün amaçladığı suçları işlemeye elverişli olduğunu belirterek sanık Mehmet’in silahlı örgüt kurma ve yönetme suçundan sorumlu olduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 9.CD, E:2012/6828, K:2013/9043, T:14.06.2013)
TCK 220’de düzenlenen suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu madde başlığı altında ayrıca aşağıda belirtilen fiiller de suç olarak düzenlenmiştir:
- Örgüt yönetmek,
- Örgüte üye olmak,
- Örgü adına suç işlemek,
- Örgüte yardım etmek,
- Örgüt propagandası yapmak.
Örgüt Yönetmek
Örgüt yönetmek; örgütün sevk ve idaresinin yapılması, örgüt üyeleri arasında hiyerarşi oluşturulması, iş bölümü yapılması, üyelere emir ve talimat verilmesi ile örgüt içinde inisiyatif alarak hareket edilmesidir. Örgüt yönetmek suçu, TCK 220/1’de düzenlenmiştir.
TCK 220/1:
“(1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az 3 kişi olması gerekir.”
Yargıtay, örgütün hiyerarşik yapısında üst pozisyonunda yer alıp örgüt faaliyetinin tamamını veya büyük bir kısmını koordine ederek yöneten ve örgüt adına önemli kararları alan kişileri örgüt yöneticisi olarak kabul etmiştir. (Yargıtay 18.CD, E:2019/8685, K:2020/1097, T:15.01.2020)
Yargıtay başka bir kararda, kurulan örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi için disiplini sağlayan, örgüt içinde iş bölümü yapan ve emir komuta zinciri altında işleri yürüten kişi ve kişilerin örgüt yöneticisi olduğunu belirtmiştir. (Yargıtay 16.CD, E:2016/7162, K:2017/4786, T:18.07.2017)
Yargıtay bir kararda; örgüt üyelerine talimat verme ya da inisiyatif kullanma gibi herhangi bir yöneticilik eylemi tespit edilemeyen sanığın sistemi tanıttığı, yeni üye bulmaya çalıştığı ve para transferi gerçekleştirdiği, bu eylemlerin ise örgüt yöneticiliği yapma suçunu değil suç örgütüne üye olma suçunu oluşturduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 16.CD, E:2015/1334, K:2017/4120, T:18.05.2017)
Örgüte Üye Olmak
Örgüte üye olmak, kanunda suç olarak sayılan davranışları gerçekleştirmek için kurulan bir örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaktır. Dolayısıyla örgüt üyesi kişiler, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak örgütün amacını benimseyen ve örgüt içinde verilecek görevleri yapmaya hazır olarak kendi iradesini örgütün iradesine terk eden kişilerdir. Örgüte üye olma suçu TCK 220/2’de düzenlenmiştir.
TCK 220/2:
“(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Örgüt üyeliğinin gerçekleşebilmesi için failin somut bir davranışıyla, örgüte devamlılık gösterecek şekilde katılmaya yönelik iradesini ortaya koyması gerekir. Dolayısıyla, örgüt üyesi olmaktan cezalandırılacak kişinin suç işlemek amacıyla kurulan bir yapılanmanın devamlı surette parçası olma yönünde iradesi bulunmalıdır.
Örgüt üyesi olarak değerlendirilen kişinin örgüt hakkında belirli seviyede bir bilgiye sahip olması gerekir. Dolayısıyla kişiler üye olduğu örgütün suç işlemek amacıyla kurulduğunu bilmeli ve böyle bir örgüte üye olma bilincine sahip olmalıdır. Fakat kişinin örgüte üye olma suçundan dolayı cezalandırılabilmesi için örgütün amacı kapsamında suç işlemesine gerek yoktur.
Yargıtay birçok kararında belirttiği üzere; kişinin örgüte sempati duyması veya örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemesi, buna ilişkin yayınları okuması, bulundurması, örgüt liderine saygı duyması gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Yargıtay 16.CD, E:2018/103, K:2018/474, T:15.02.2018)
Yargıtay, nitelikli hırsızlık ve yağma suçlarını işlemek için kurulan bir suç örgütünde amaçlanan suçların işleneceği ev, iş yeri veya ATM cihazlarını belirleyen, suçu işleyecek üyeleri seçen, suç aletini temin eden ve masrafları karşılayan, elde edilen geliri paraya çevirip dağıtımını gerçekleştiren sanıklar ile örgüt hiyerarşisi içinde işlenen suçlara katılan sanıkların suç örgütüne üye olmak suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 16.CD, E:2015/2077, K:2015/4855, T:14.12.2015)
Örgüt Adına Suç İşlemek
Örgüt adına suç işlemek, kişinin bir suç örgütüne üye olmamasıyla birlikte örgütün işine yarayacak bir suçu işlemesidir. Fakat örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişiler ancak örgütün silahlı olması halinde bu fiilden sorumlu olur. Ayrıca kişinin işlediği suçun niteliği dikkate alınarak cezasına yarı oranında indirim uygulanabilir. Örgüt adına suç işlemek TCK 220/6’da düzenlenmiştir.
TCK 220/6:
“(6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.”
Örgüt adına suç işleyen kişinin bu suçtan sorumlu olabilmesi için örgüt üyesi olmaması gerekir. Dolayısıyla örgütün hiyerarşisine bağlı olmadan örgütün çağrısı ya da bildirimi üzerine örgütün amacına hizmet eden kişiler, örgüt adına suç işlemekten cezalandırılır. Fakat bu halde kişinin cezalandırılabilmesi için örgüt silahlı olmalıdır.
Örgüt adına işlenen suçtan kişinin sorumlu olabilmesi için en azından işlediği suçun örgütün amacına hizmet ettiğini bilmesi gerekir. Ayrıca Yargıtay da örgüt üyesi olmayan kişinin örgüt adına suç işlediğinin kabul edilebilmesi için, bu suçun işlenmesinin örgüt tarafından istenmesi ya da örgütün bilgisi çerçevesinde gerçekleştirilmiş olması gerektiğini kabul etmektedir. (Yargıtay 16.CD, E:2016/7162, K:2017/4786, T:18.07.2017)
Yargıtay başka bir kararda, terör örgütünün çağrısı üzerine çöp konteynerleri ile karayolunu trafiğe kapatan grubun içerisinde bulunan sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği, bu araç suçun işlenmesiyle birlikte silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan cezalandırılması gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 16.CD, E:2017/3232, K:2018/465, T:18.01.2018)
Örgüte Yardım Etmek
Örgüte yardım etmek, kişinin bir suç örgütünün hiyerarşisine dahil olmamasıyla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmesidir. Örgüte yardım eden kişiler, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Fakat yapılan yardımın niteliğine göre faile örgüt üyeliğinden verilecek cezada 1/3 oranına kadar indirim yapılabilir. Örgüte yardım etmek TCK 220/7’de düzenlenmiştir.
TCK 220/7:
“(7) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.”
Örneğin Yargıtay; örgüt mensuplarının geçici olarak barındırılması, evde yemek ikram edilmesi, örgütün verdiği parayla ihtiyaç listesindeki araç ve gereçlerin temin edilmesi, örgüte elemen temin edilmesi, örgüt üyelerine rehberlik edilmesi, hasta veya yaralı örgüt üyelerinin tedavi edilmesi veya örgüte ilaç temin edilmesi gibi eylemleri suç örgütüne yardım etme kapsamında değerlendirmektedir.
Yargıtay bir kararında; PKK terör örgütüyle hiyerarşik bağ içerisinde organik ilişkiye girdiğine dair süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren faaliyeti saptanamayan sanığın, örgüte katılmaya karar veren kişiyi örgütün dağ kadrosuna teslim ettiği eyleminin örgüte yardım etme suçunu oluşturduğunu belirtmiştir. (Yargıtay 16.CD, E:2018/3562, K:2020/3507, T:10.07.2020)
Yargıtay, sanığın güvenlik güçlerinin terör örgütüne yönelik gerçekleştirdiği operasyonda canlı kalkan olarak eylem yapmasının terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 16.CD, E:2017/2951, K:2018/317, T:08.02.2018)
Örgüt mensuplarına yapılan yardımlar, örgüte yardım etme olarak kabul edilmektedir. Fakat örgüt mensubu olan kişiye kişisel nedenlerle (akrabalık, arkadaşlık gibi) yapılan ve örgüte katkı sağlamayan yardımlar bu kapsamda değerlendirilmez. Örneğin, akrabası olan örgüt mensubunun hastalığının tedavisi için ilaç veya para temin eden kişinin suç örgütüne yardım etmekten sorumlu olmaz.
Örgüt Propagandası Yapmak
Örgüt propagandası yapmak, bir suç örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini övecek, meşrulaştıracak ya da bu yöntemlere özendirecek şekilde propagandasının yapılmasıdır. Ayrıca örgüt propagandasının basın ve yayın yoluyla yapılması halinde faile verilecek cezada artırım yapılmaktadır. Örgüt propagandasını yapma suçu TCK 220/8’de düzenlenmiştir.
TCK 220/8:
“(8) Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Örgüt propagandası yapmak; suç örgütünün övülmesi, kişilerde suç örgütüne sempati beslenmesini sağlayacak hareketlerde bulunulması, örgütün faaliyetlerine yakınlık sağlayacak duyguların oluşturulması, örgüte karşı duyulan düşmanlığın ortadan kaldırılmaya çalışılacak hareketlerin yapılması veya örgütü iyi gösterecek şekilde tanıtılması gibi eylemlerdir. Fakat bu eylemlerden dolayı kişinin cezalandırılabilmesi için propagandanın örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren eylemlerini meşrulaştıracak, övecek ya da teşvik edecek şekilde yapılması gerekir.
Örgüt propagandasının basın ve yayın yoluyla yapılması halinde failin cezasında yarı oranında artırım yapılır. Basın ve yayın yolu, her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçlarıyla yapılan yayınlardır. Örneğin; radyo, televizyon, dergi, gazete, Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal paylaşım siteleri basın ve yayın yolu olarak kabul edilmektedir.
Sosyal medya hesapları üzerinden suç örgütü lehine propaganda içerikli paylaşımlar yapılması, bu yöndeki paylaşımların beğenilmesi, favoriye alınması ya da paylaşımın başka suretle başkalarına ulaştırılmasını sağlayacak davranışlar propaganda suçunu oluşturur. Fakat kişinin başkalarına iletme kastının bulunmadığı, arşivlemek, kaydetmek veya eleştirmek amacıyla söz konusu işlemin yapıldığı yönünde savunmada bulunması halinde eldeki delil durumuna göre değerlendirme yapılır.
Örneğin Yargıtay, Facebook’ta adına kayıtlı sayfada El-Kaide terör örgütüne ilişkin görüntü ve videolar paylaşan sanığın silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 16.CD, E:2017/1768, K:2017/4991, T:28.09.2017)
Yargıtay, silahlı terör örgütünün propagandasının yapılması nedeniyle toplatma kararı bulunan dergilerin bulunduğu koliyi, dergileri satmak için kargodan teslim aldıktan sonra yakalanan sanığın, dergilerin içeriğinden haberdar olmamasının düşünülemeyeceğini ifade etmiş ve sanığın silahlı terör örgütünün propagandası yapma suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 9.CD, E:2011/2773, K:2013/4763, T:28.03.2013)
Terör örgütünün propagandasına dönüşen gösteriye katılan sanığın terör örgütü simgelerini taşıdığı ve kıyafetinin sol üst kısmına öldürülen terör örgütü üyesine ait fotoğrafı iğnelediği olayda Yargıtay sanığın terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 16.CD, E:2017/2752, K:2017/5709, T:21.12.2017)
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu Cezası
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu cezası, 4 seneden 8 seneye kadar hapis cezasıdır.
Suç işlemek amacıyla kurulan örgütü yöneten kişilere 4 seneden 8 seneye kadar hapis cezası verilir.
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçunun cezası 2 seneden 4 seneye kadar hapis cezasıdır.
Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişilere 2 sene 6 aydan 6 seneye kadar hapis cezası verilir.
Örgüte yardım eden kişiler ise örgüt üyesi olarak 2 seneden 4 seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fakat cezasında 1/3 oranında indirim yapılır.
Örgüt propagandasını yapan kişilere ise 1 seneden 3 seneye kadar hapis cezası verilmektedir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan yapılan yargılama neticesinde mahkeme, suçun kanuni sınırlarını gözeterek hapis cezası karar verir. Ayrıca mahkeme hapis cezasına hükmederken; suçun işlenme şekli, suçta kullanılan araç ve gereçler, suçun işlendiği yer ve zaman, meydana gelen zarar ve suçun önemi gibi hususları göz önüne alır.
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun cezayı artıran nitelikli hali, örgütün silahlı olmasıdır. Bu husus TCK 220/3’te düzenlenmiştir.
TCK 220/3:
“(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.”
Örgütün Silahlı Olması
Örgütün silahlı olması halinde, örgüt kuruculuğu, yöneticiliği ve üyeliği için verilecek cezada 1/4 ile 1/2 arasında artırım yapılır.
Tabanca ve tüfek gibi ateşli silahlar, patlayıcı maddeler, sopa ve bıçak gibi saldırı ve savunmada kullanılan kesici, delici maddeler ile saldırı ve savunma amacıyla üretilmese bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler silah olarak kabul edilmektedir.
Örgüt faaliyetleri kapsamında örgüt üyelerinden birinin silah taşıması veya kullanması örgütü silahlı hale getirmemektedir. Bununla birlikte bu nitelikli halin oluşabilmesi için bütün örgüt üyelerinin silahlı olması da gerekmez.
Suç örgütünün silahlı olduğunun kabul edilebilmesi için örgütün sahip olduğu silahların cinsi, niteliği ve miktarı ile örgütün yapısı, üye sayısı ve araç-gereç kullanımına göre amaçlanan suçu işlemeye elverişli olup olmaması dikkate alınmaktadır.
Örgütün silahlı sayılması için suç örgütünün amaçları kapsamında silah bulundurması yeterlidir. Dolayısıyla örgütün bu silahları kullanma ve görünür olarak taşımasına gerek yoktur. Örgütün silahları kullanmak üzere bir yerde bulundurması nitelikli halin uygulanması için yeterlidir.
Yargıtay, silahın örgütün suç işlemek amacıyla gerçekleştirdiği faaliyetlerde kullanılacağına yönelik kesin, inandırıcı ve şüpheden uzak kanıt bulunmadığı sürece örgütün silahlı örgüt olarak kabul edilmeyeceğini ve nitelikli halin uygulanmamasına karar vermektedir. (Yargıtay 5.CD, E:2008/12516, K:2008/11687, T:19.12.2008)
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, kişinin suçu işledikten sonra yaptığı davranıştan dolayı pişmanlık duyması ve suçun işlenmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlı sonuçları gidermeye çalışmasıdır. Etkin pişmanlık halinde kişinin cezasında indirime gidilir ya da kişi hakkında ceza verilmez.
Etkin pişmanlık hükümleri bütün suç türlerinde değil yalnızca kanunlarda özel olarak düzenlenen suçlarda uygulanır. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda etkin pişmanlık uygulanabilir. Bu husus TCK 221’de düzenlenmiştir.
TCK 221:
“(1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.
(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.
(6) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.”
Örneğin Yargıtay bir kararda, sanığın telefonla aranması üzerine kendisi hakkında soruşturma başlatıldığı öğrendiği, bunun üzerine emniyet müdürlüğünü arayarak soruşturma hakkında bilgi aldığı ve beyan vermek üzere emniyet müdürlüğüne geleceğini söylediği, bu görüşmeden sonra kendiliğinden polise gidip soruşturma aşamasında itibaren etkin pişmanlık kapsamında örgüt ve üyeleri hakkında örgütte kaldığı süre, örgüt içindeki konum ve faaliyetlerine uygun bilgiler verdiğini belirterek sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 3.CD, E:2021/15798, K:2023/282, T:25.01.2023)
DİKKAT: Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması ilgilinin talebine bağlı değildir. Dolayısıyla mahkeme somut olayda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği kanaatine varması halinde kendiliğinden bu hükümleri uygular. Bununla birlikte, ilgilinin etkin pişmanlıktan faydalanmak istemediğine dair beyanda bulunması halinde etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz.
Örneğin Yargıtay bir kararında; hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle ifade vermesi için emniyete davet edilen sanığın kendiliğinden teslim olduğu, örgüt içindeki konumuyla uyumlu şekilde örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verdiği ve dolayısıyla etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının talebe bağlı olmadığı da dikkate alınarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 9.CD, E:2012/405, K:2012/3081, T:07.03.2012)
Yargıtay başka bir kararda, silahlı terör örgütü üyesi olan sanığın yakalandıktan sonra örgütün yapısı ve faaliyeti kapsamında işlenen suçlarla ilgili bilgi vermediği, yargılama aşamasında ise kendisine isnat edilen iddiaları inkar ettiği, bu nedenlerle de etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 9.CD, E:2013/1727, K:2013/10471, T:08.07.2013)
Yargıtay diğer bir kararında, örgüt üyesi olduğu tespit edilen sanığın yakalandıktan sonra örgütün yapısı, eylemleri ve 48 örgüt üyesi hakkında bilgi verip teşhislerde bulunduğunu belirtmiş ve sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 3.CD, E:2021/503, K:2021/10327, T:07.12.2021)
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima
Teşebbüs, failin bir suçun icrasına başladıktan sonra kendi iradesi dışındaki nedenlerden ötürü suçu işleyememesidir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak ve örgüt adına suç işlemek suçlarında teşebbüs mümkün değildir. Fakat örgüte yardım etmek suçuna teşebbüs mümkündür. Bu durumda failin cezasında ¼’ten ¾’e kadar indirime gidilir.
Örneğin Yargıtay; PKK terör propagandasını yapan ve bu nedenle hakkında el koyma ve toplatma kararı bulunan gazetenin satışı ve dağıtımını yapmak için nevruz kutlamalarına götürmek isterken güvenlik güçleri tarafından yolda yakalanan sanığın, silahlı terör örgütüne yardıma teşebbüsten cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 3.CD, E:2023/7206, K:2023/5583, T:14.09.2023)
İştirak, birden çok failin çeşitli katkılarıyla bir suçun işlenmesidir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak, örgüt adına suç işlemek, örgüt propagandası yapmak ve örgüte yardım etmek suçlarında iştirak hükümleri uygulanabilir.
Bu suçlara müşterek fail, azmettiren veya yardım eden olarak iştirak edilebilir. Müşterek failler ve azmettirenler işlenen suçla aynı cezayı almaktadır. Suçun işlenişine yardım eden kişilere ise cezasında indirim yapılır.
Örneğin, aklında hiçbir şekilde örgüt kurma yönünde bir düşüncesi olmayan kişinin, çeşitli yollarla ve vaatlerle örgüt kurmaya ya da kurulan bir örgüte üye olmaya yönelik ikna eden kişinin örgüt üyesi olmaması halinde azmettiren olarak sorumluluğu söz konusu olacaktır.
İçtima, failin tek bir hareketinin birden fazla suçu oluşturması halinde hakkında verilecek olan cezanın belirlenmesidir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda içtimaya ilişkin özel kurallar bulunmaktadır.
Suç işlemek amacıyla kurulan örgütün faaliyetleri kapsamında suç işlenmesi halinde ayrıca bu suçlardan dolayı da fail cezalandırılmaktadır. Dolayısıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak, örgüte yardım etmek ve örgüt adına suç işlemek suçlarının yanında kişiler ayrıca örgütün amacı kapsamında işlediği suçlardan da sorumlu olacaktır. Bu husus TCK 220/4’te düzenlenmiştir.
TCK 220/4:
“(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.”
Suç işlemek amacıyla kurulan örgütün yöneticileri, örgüt eylemleriyle işlenen bütün suçlardan dolayı da ayrıca fail olarak cezalandırılmaktadır. Bu konu TCK 220/5’te düzenlenmiştir.
TCK 220/5:
“(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.”
Örneğin Yargıtay bir kararda, terör örgütüne üye olmak suçunda soruşturma ve kovuşturma geçiren örgüt üyelerini para karşılığı yurt dışına yasa dışı yollardan geçirmeye çalışan sanığın eyleminin ayrı ayrı göçmen kaçakçılığı yapmak ve terör örgütü adına suç işlemek suçunu oluşturduğunu belirtmiş ve sanığın her iki suçtan da cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 3.CD, E:2022/27013, K:2023/1520, T:01.03.2023)
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunun Soruşturma Aşaması
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun soruşturma aşaması; polis, jandarma veya Cumhuriyet savcılığının suçun işlendiğinin haberini almasıyla başlayıp bunun sonucunda iddianamenin düzenlendiği ya da takipsizlik kararı verilerek dosyanın kapatıldığı aşamadır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun soruşturma aşaması şunlardan oluşmaktadır:
- Şikayet-İhbar,
- Gözaltı,
- Delillerin Toplanması,
- İfade ve Sorgu,
- Uzlaşma,
- Adli Kontrol,
- Tutukluluk.
Şikayet-İhbar
Şikayet, bir suçun mağduru olan ya da bu suçtan zarar gören kişilerin uğramış olduğu haksızlıktan adli makamları haberdar etmesidir. İhbar ise suçun işlendiğini gören, duyan veya şahit olan herhangi bir kimsenin adli mercilere bildirimde bulunarak onları bilgilendirmesidir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu şikayete bağlı suç değildir. Dolayısıyla bu suçun soruşturması ve kovuşturması adli makamlar tarafından doğrudan başlatılır. Bu nedenle, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan ihbarda bulunulması soruşturmanın açılması için yeterli olarak kabul edilir. İhbarlar; Cumhuriyet savcılığına, polise veya jandarmaya yapılabilir.
Gözaltı
Gözaltı, kişinin suç işlediğini gösteren somut kanıtların bulunması halinde soruşturma işlemleri tamamlanana kadar kişinin polis veya jandarma nezaretinde kalmasıdır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun soruşturmasında, kişinin gözaltına alınamasının soruşturma bakımından zorunlu olması ve kişinin suçu işlediğini gösteren somut delillerin bulunması halinde gözaltı kararı verilmesi mümkündür.
Bireysel olarak işlenen suçlarda gözaltı süresi en fazla 24 saattir. Toplu işlenen suçlarda ise 24 saatlik süreye ek olarak 3 gün daha gözaltı süresi uzatılabilir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu toplu işlenen bir suç olduğu için şüphelinin 4 güne kadar gözaltında kalması mümkündür.
Gözaltı kararı ile gözaltı süresinin uzatılması kararlarına karşı sulh ceza hakimliğine itirazda bulunulabilir. Bu itirazları gözaltındaki şüpheli, eşi, avukatı, kanuni temsilcisi veya 1. ve 2. derecedeki kan hısımları yapabilir.
Delillerin Toplanması
Delillerin toplanması, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun soruşturma ve kovuşturmasında maddi gerçeklere ulaşabilmek için araştırma ve inceleme yapılıp bilgi ve belge elde edilmesidir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda toplanabilecek delillere; tanık ifadeleri, suçta kullanılan araç ve gereçler, kamera ve ses kayıtları, video görüntüleri, gizli soruşturmacının elde ettiği bilgi ve belgeler, ses ve görüntü dökümleri, telefon ve mesajlaşma kayıtları örnek olarak gösterilebilir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun soruşturma aşamasında savcılık makamı, şüphelinin lehine ve aleyhine delilleri toplama yükümlülüğü altındadır. Bununla birlikte soruşturma şüphelisi kişiler de bütün aşamalarda kendi lehine olan delilleri ileri sürme, gösterme ve bunların toplatılmasını isteme hakkına sahiptir.
Soruşturma aşamasında bulunan kanıtların ceza davasında delil olarak ileri sürülebilmesi için hukuka uygun usullerle elde edilmesi gerekir. Hukuka aykırı olarak ele geçirilen deliller ceza yargılamasında dikkatte alınamaz. Ayrıca bu deliller ispat aracı olarak kullanılamaz.
Örneğin Yargıtay bir kararda, iletişim tespiti kararı alınmadan sanığın telefonunun dinlenip kayda alındığını belirtmiş ve dolayısıyla delil olarak ileri sürülen tape kaydının bir tedbir kararına dayanmaması nedeniyle hukuka aykırı delil olduğunu ifade etmiştir. (Yargıtay 16.CD, E:2015/252, K:2015/1078, T:04.05.2015)
İfade ve Sorgu
İfade alma, şüphelinin kendisine isnat edilen suçla ilgili açıklama ve savunmasının kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından alınmasıdır. Sorgu ise şüpheli ya da kovuşturma sanığının işlediği iddia edilen suçla ilgili beyanlarının mahkeme tarafından alınmasıdır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda ifade alınacak veya sorgusu yapılacak kişilere çağrı kağıdı tebliğ edilerek ifadeye veya sorguya gelmeleri istenir. Bu isteme uyulmaması halinde ise şüpheli veya sanık hakkında zorla getirme kararı verilir.
İfade ve sorgu aşamasında ilk olarak kişinin kimlik bilgileri incelenir, kişisel ve mali durumu sorulup kişiye isnat edilen suç hakkında bilgi verilir. Ayrıca ifade ve sorgu aşamalarında şüpheli veya sanığın sahip olduğu hakları da açıklanır. Bu haklar; susma hakkı, avukat yardımından faydalanma hakkı ve lehe delilleri ileri sürme hakkıdır.
İfade ve sorgu sırasında şüpheli veya sanık savunmasını özgürce yapmalıdır. Bu nedenle; şüpheli ya da sanığın yönlendirilmesi, kötü muamelede bulunulması, cebir, tehdit veya psikolojik baskı uygulanması yasaklanmıştır. Aksi halde ifade ve sorgudaki açıklamaların yasak yollarla alındığı kabul edilmekte ve ceza yargılamasında dikkate alınmamaktadır.
İfade ve sorguda şüpheli veya sanığın açıklamaları görevliler tarafından tutanak altına alınıp imzalanır. Bununla birlikte, tutanak altına imza atılmadan önce dikkatli bir şekilde okunmalı ve sözlü açıklamaların tutanağa doğru olarak yazılmış olmasına dikkat edilmelidir. Dolayısıyla, ifade ve sorgu için çağrılan kişilerin daha sonra hak kaybı yaşamaması için uzman ceza avukatlarına danışmaları oldukça faydalı olacaktır.
Adli Kontrol
Adli kontrol, şüpheli veya sanığa bir veya birden çok yükümlülük getirilmesi suretiyle tutuklanmayarak serbest kalmasıdır.
Adli kontrol kararı kapsamında; yurt dışına çıkış yasağı, ev hapsi, elektronik kelepçe takılması, belirli aralıklarda karakola imza atmak için gitmek, silahını adli emanete teslim etmek, belirli yerleşim yerinden ayrılamamak veya belirlenen yerlere gidememek gibi yükümlülükler getirilebilir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda adli kontrol kararına hükmedilebilir. Suçun ağır ceza mahkemesinin görevine girmesi halinde adli kontrol süresi en fazla 3 senedir. Bu süre zorunlu durumlarda en çok 4 sene daha uzatılabilir. Asliye ceza mahkemenin görevli olması halinde 2 sene adli kontrol kararı verilir. Bu süre de zorunlu hallerde 1 sene daha uzatılabilir.
Adli kontrol kararlarına itiraz edilebilir. İtirazlar kararın ilgililere tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde kararı veren sulh ceza hakimliğine yapılabilir. İtirazı yapabilecek kişiler ise hakkında adli kontrol kararı verilen kişi, eşi, avukatı veya yasal temsilcisi yapabilir.
Tutukluluk
Tutukluluk, kesin hüküm açıklanmadan önce şüpheli veya sanığın mahkeme kararıyla cezaevinde tutulmasıdır. Tutukluluğa karar verilebilmesi için şu koşulların bulunması gerekmektedir:
- Kişinin suç işlediğini ispatlayacak somut deliller bulunmalı,
- Kişinin kaçması, saklanması, delilleri yok etmesi veya karartması ya da tanığa, mağdura veya başka bir kişiye baskı bulunmaya çalışması gibi tutuklama nedeni söz konusu olmalı yahut suç katalog suçlardan biri olmalıdır,
- Tutuklama kararı somut olaya göre ölçülü olmalıdır
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, CMK 100/3’de düzenlenen katalog suçlardan olduğu için bu suçun işlendiğini ispatlayacak somut kanıtların bulunması halinde tutuklama kararı verilebilir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun asliye ceza mahkemesinin görevine girmesi halinde tutukluluk süresi en çok 1 yıldır. Fakat bu süre zorunlu hallerde 6 ay uzatılabilir. Bununla birlikte, suçta görevli mahkemenin ağır ceza mahkemesi olması halinde tutuklulukta geçecek süre en fazla 2 yıldır. Bu süre zorunlu durumlarda 5 yıl uzatılabilir.
Tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir. Tutuklanan kişi, eşi, avukatı veya yasal temsilcileri, tutuklama kararından itibaren en geç 7 gün içerisinde kararı veren sulh ceza hakimliğine sözlü veya yazılı beyanda bulunmak suretiyle itirazda bulunabilir.
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır:
- Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
- Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
- İddianamenin Düzenlenmesi
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, savcılığa ya da kolluk görevlilerine yapılan ihbar ve şikayetlerin asılsız olduğunun ortaya çıkması halinde veya ihbar ya da şikayet konusu davranışın suç olmadığının soruşturma yapmadan açıkça belli olduğu hallerde verilen karardır.
Soruşturmaya yer olmadığı kararlarına karşı itiraz yolu açıktır. İtirazlar, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde soruşturmaya yer olmadığı kararı veren Cumhuriyet savcısının bağlı bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılmaktadır. İtirazın kabul edilmesi halinde savcılık soruşturma işlemlerini başlatır.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, savcılığın yürüttüğü soruşturma sonucunda şüphelinin suç işlediğini gösteren yeterli delillerin bulunamaması halinde veya şüphelinin suçu işlemediğinin ortaya çıkması durumunda verilen karardır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararının bir diğer adı da takipsizlik kararıdır.
Kovuşturmaya yer olmadığı kararlarına karşı itiraz edilmesi mümkündür. İtirazlar, kararın ilgilere tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılabilir. İtirazın kabul edilmesi halinde Cumhuriyet savcısı iddianameyi düzenleyerek mahkemeye gönderir.
İddianamenin Düzenlenmesi
İddianamenin düzenlenmesi, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan yürütülen soruşturma sonucunda şüpheli veya şüphelilerin suç işlediğini gösteren kanıtların bulunması ve bu nedenle onların cezalandırılması gereken hallerde söz konusu olmaktadır.
Cumhuriyet savcısı iddianameyi hazırladıktan sonra görevli ve yetkili mahkemeye gönderir. Mahkemenin de hazırlanan iddianamede bir eksik husus bulmayıp kabul etmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılır. Böylece soruşturma aşaması sona erer ve ceza yargılaması aşamasına geçilir.
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunun Savunması
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun savunması, ceza yargılamasında sanığın suçsuz olduğunu ispatlanması ya da daha az ceza verilmesinin sağlanması için yapılır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan yapılabilecek savunmalara şunlar örnek olarak gösterilebilir:
- Kişilerin oluşturduğu topluluğun örgüt niteliğini kazanmadığı,
- Örgüt yöneticisi ve üyeleri arasında hiyerarşik bir ilişki bulunmadığı,
- Örgüt üyelerinin eylemlerinin süreklilik arz etmediği yalnızca belli bir suç için iştirak ilişkisinde bulundukları,
- Topluluğun suç işlemek amacıyla kurulmadığı,
- Kişinin örgütün suç işlediğini veya suç işlemek amacıyla kurulduğunu bilmediği,
- Kişinin söz ve beyanlarının ifade özgürlüğü sınırları içinde olduğu örgüt propagandası içermediği,
- Sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılması gerektiği,
- Hukuka aykırı yollarla delil elde edildiği bu delillerin dikkate alınmaması gerektiği,
- Delillerin suçu ispatı için yeterli olmadığı,
- Suçun vasfında yanlış değerlendirme yapıldığı,
- Suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiği, ileri sürülebilir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun savunması yukarıda belirtilen örnekler göz dikkate alınarak yapılabilir. Bununla birlikte, savunmada bulunurken somut olay dikkatlice değerlendirilmeli ve şüpheli veya sanığa en uygun savunma hazırlanmalıdır. Etkili ve usulüne uygun savunmanın düzenlenebilmesi için uzman ceza avukatlarından hukuki yardım almakta oldukça faydalı olacaktır.
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda ceza yargılaması aşaması, savcılığın hazırladığı iddianameyi mahkemenin kabul etmesiyle başlayan ve yargılama sonucunda verilen kararın kesinleşmesiyle sonlanan aşamadır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun ceza yargılaması aşaması şunlardan oluşmaktadır:
- Duruşma Hazırlığı,
- Duruşma,
- Delillerin Tartışılması ve Karar.
Duruşma Hazırlığı
Duruşma hazırlığı evresi, Cumhuriyet savcılığının düzenlediği iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlayan ve duruşmanın yapılmasına kadar geçen evredir.
Duruşma hazırlığı evresinde, duruşma için gerekli hazırlıklar yapılmaktadır. Dolayısıyla bu evrede mahkeme, davanın sanıklarına, mağdura ve katılana duruşmanın yeri, günü ve saatini gösteren çağrı kağıdı tebliğ eder ve duruşmaya katılmalarını ister. Yine bu evrede duruşmanın yapılması için gerekli usul işlemleri yerine getirilir.
Duruşma
Duruşma evresi, hazırlık aşamasında belirlenen gün ve saatte hakim, savcı, katılan, sanık ve avukatların bulunduğu ve yargılama konusu olayın çözülmeye çalışıldığı evredir.
Duruşma başladıktan sonra ilk olarak sanıkların kimlik bilgileri kontrol edilip; eğitim, mali ve çalışma durumu hakkında bilgi alınır. Ardından hakim, savcılığın düzenlendiği iddianamenin kabul edildiğini belirtir ve sanıkların kendilerine isnat edilen suçla ilgili olarak savunma yapmalarını ister.
Duruşma aşamasında mahkemenin gerek görmesi halinde yeni delillerin toplanmasını isteyebilir. Bu çerçevede; keşif kararı alabilir, bilirkişi görevlendirebilir, tanık çağırabilir, gizli soruşturmacı polislerin dinlenmesine karar verebilir, çeşitli kamu kurum ve kuruluşların görüşüne başvurulabilir veya bilgi ve belge istenebilir.
Delillerin Tartışılması ve Karar
Delillerin tartışılması ve karar evresi, davaya konu olaya ilişkin delillerin incelendiği, değerlendirilip tartışıldığı ve bunun sonunda mahkeme hükmünü açıkladığı evredir. Deliller hakkında tarafların açıklamaları yapılıp tartışıldıktan sonra duruşma savcısı esas hakkında mütalaa verir. Bu mütalaaya karşı olarak ise sanıkların beyanı alınıp savunmaları yapıldıktan sonra mahkeme hakimi duruşmanın bittiğini belirterek hükmü açıklar.
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda Zamanaşımı
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda dava zamanaşımı süresi 15 sene, ceza zamanaşımı süresi ise 20 senedir.
Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten ileriye doğru hesaplanmaya başlar. Ceza zamanaşımı süresi ise yargılama sonucunda sanığa verilen mahkumiyet hükmünün kesinlik kazandığı veya mahkeme kararının uygulanmasının herhangi bir sebeple kesintiye uğramasından itibaren hesaplanmaktadır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda dava zamanaşımı süresinin dolması halinde kamu davası açılamaz, açılmış olan kamu davasında zamanaşımı süresi geçmişse düşme kararı verilir. Ceza zamanaşımı süresinin dolması halinde ise suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan verilen mahkumiyet kararı infaz edilemez.
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:
- Beraat,
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
- Mahkumiyet,
- Adli Para Cezasına Çevirme,
- Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB),
- Cezanın Ertelenmesi,
- Davanın Düşmesi.
Beraat
Beraat kararı, ceza yargılaması sonucunda sanıkların suçsuz olduğunun anlaşılması dolayısıyla sanıkların yargılandıkları suçtan aklandığı hallerde verilen karardır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan yapılan yargılama sonucunda; sanıkların eylemlerinde herhangi bir suç unsuru bulunmadığı ya da sanıkların suçu işlemediği hallerde beraat kararı verilmektedir.
Örneğin Yargıtay bir kararda; örgütün hiyerarşik yapısına organik bağ ile katıldığına ilişkin delil bulunamayan sanığın, örgütü destekleyici sendika ve derneğe üye olması ve basın açıklamasına katılması eylemlerinin örgüte sempati düzeyinde kaldığını belirtmiş ve silahlı terör örgütüne üye olmak ve yardım etmek suçundan beraate karar verilmesini gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 3.CD, E:2021/12835, K:2022/1202, T:08.03.2022)
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, kişinin suç oluşturan davranışlarda bulunmasına rağmen ceza almasına engel olan durumların bulunması nedeniyle hakkında bir ceza verilmemesidir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda aşağıdaki nedenlerden birinin bulunması halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmektedir:
- Sanığın akıl hastası olması,
- Sanığın yaşının küçük olması,
- Sanığın sağır ve dilsiz olması,
- Sanığın cebir veya tehdit altında suçu işlemesi,
- Sanığın kusurunu ortadan kaldıran hataya düşmesi,
- Sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması durumunda, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.
Örneğin Yargıtay bir kararda; sanığın gönüllü olarak Cumhuriyet savcılığına müracaat edip soruşturma aşamasından itibaren etkin pişmanlık kapsamında örgüt ve üyeleri hakkında örgütte kaldığı süre, örgüt içindeki konum ve eylemlere ilişkin bilgiler verdiğini belirtmiş ve sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 3.CD, E:2022/25826, K:2023/1299, T:16.03.2023)
Mahkumiyet
Mahkumiyet kararı, ceza yargılaması sonucunda sanığın suçlu olduğunun anlaşılması durumunda verilen karardır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda başlatılan kamu davası sonucunda sanığın mahkum olması halinde mahkeme, suçun kanuni sınırlarını dikkate alarak hapis cezasına hükmeder. Hapis cezası kararıyla birlikte ayrıca sanığın suçta kullandığı eşyalara ve suçtan elde edilen kazancın müsaderesine karar verilir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan sanık hakkında hapis cezası belirlenirken; sanığın geçmişi, sosyal ilişkiler, suçu işledikten sonra ve dava sürecinde pişmanlığını gösteren tutum ve davranışları göz önüne alınarak iyi hal indirimi yapılmaktadır. İyi hal indirimi ile sanığın cezasında 1/6 oranında indirime gidilmektedir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan verilen mahkumiyet hükmü kesinleşmesinden sonraki 5 yıl içinde kişinin başka suç işlemesi durumunda veya kasten işlenen suçtan verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonraki 5 yıl içerisinde suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun işlenmesi halinde tekerrür hükümleri uygulanmaktadır.
Tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, sanığın sonraki suçtan verilen mahkumiyet hükmü mükerrirlere özel infaz rejimine göre çektirilir. Bu durumda, sanığın cezaevinde kalacağı süre artmakta ve ceza infaz edildikten sonra denetimli serbestlik hükümleri uygulanmaktadır.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, 1 yıl ve daha az süreli hapis cezasının para cezasına dönüştürülmesidir. Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi durumunda hapis cezası olarak belirlenen her bir gün en az 20 TL en fazla ise 100 TL’ye dönüştürülür.
Adli para cezasına çevirme için şu koşulların bulunması gerekir:
- 1 yıl veya daha az hapis cezasına karar verilmelidir.
- Sanığın kişiliği, ekonomik durumu, tutum ve davranışlarıyla suçun işlenişindeki özelliklere göre hakimde olumlu bir kanaat oluşmalıdır.
- Suç tekerrüre bağlı olmamalıdır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda sanığın mahkum olduğu hapis cezası yukarıdaki koşulları taşıması halinde adli para cezasına çevrilebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, ceza davası sonucunda mahkemenin sanık hakkında verdiği mahkumiyet kararının belli şartlar altında açıklanmasının ertelenmesidir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için şu koşulların bulunması gerekmektedir:
- 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasına veya adli para cezasına karar verilmelidir.
- Sanığın daha önce kasten işlenen bir suç nedeniyle mahkumiyeti bulunmamalıdır.
- Sanığın kişilik durumu, yargılama sırasındaki tavır ve davranışları dikkate alınarak sanığın bir daha suç işlemeyeceğine yönelik hakimde olumlu bir kanaat oluşmalıdır.
- Sanığın işlediği suçtan dolayı mağdurda veya kamuda meydana gelen zararı tamamen gidermelidir.
- Sanığın HAGB kararının uygulanmasını kabul etmelidir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda yukarıda belirtilen şartların bulunması durumunda HAGB kararına hükmedilebilir. HAGB kararının verilmesi halinde sanık 5 yıl boyunca denetime tabi tutulur.
Denetim süresi boyunca kasten bir suç işlenmezse ve mahkemenin getirdiği yükümlülüklere uygun davranılırsa geri bırakılan hüküm açıklanmaz ve davanın düşmesine karar verilir. Aksi halde, yani denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenirse ya da mahkemenin getirdiği yükümlülüklere uygun davranılmazsa açıklanması geri bırakılan mahkumiyet kararı açıklanır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir. HAGB kararının tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde kararı veren mahkemeye itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; itirazı reddetmesi halinde ise itiraz hakkında karar verilebilmesi için dosya ağır ceza mahkemesine gönderilir.
Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi, ceza yargılamasında mahkemenin 2 sene ya da daha az süreli olarak hükmettiği hapis cezasının bazı koşullar altında uygulanmasının ertelenmesidir.
Hapis cezasının ertelenmesi halinde, sanığın mahkum olduğu hapis cezası cezaevinde infaz edilmez. Bunun yerine mahkemenin gözetimi ve denetimi altında sanığın bir süre cezaevi dışında iyi halli olarak bulunması kaydıyla ceza infaz edilmiş olarak kabul edilmektedir.
Cezanın ertelenmesine karar verilebilmesi için şu koşulların bulunması gerekir:
- 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasına hükmedilmelidir.
- Sanığın önceden kasten işlenen bir suç nedeniyle 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum olmaması gerekir.
- Sanığın suç işlemesi nedeniyle yargılaması sırasında pişmanlık duyması ve bir daha suç işlemeyeceğine yönelik mahkemede olumlu bir kanaat oluşmalıdır.
- Hapis cezasının ertelenmesi, sanığın işlemiş olduğu suç nedeniyle mağdurda veya kamuda meydana gelen zararın giderilmesi şartına bağlı kılınabilir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan hükmedilen hapis cezasının yukarıda belirtilen koşulların sağlanması halinde ertelenmesi mümkündür. Bu durumda hapis cezası 1 ila 3 sene arasında ertelenir. Ancak erteleme süresi, sanığın mahkum olduğu hapis cezasının süresinden daha az olamaz.
Hapis cezasının erteleme süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde sanığın mahkum olduğu hapis cezası infaz edilmiş olarak kabul edilmektedir. Aksi durumda, cezanın ertelendiği sürede sanığın kasten bir suç işlemesi halinde ertelenen ceza kısmen veya tamamen cezaevinde infaz edilir.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi kararı, kamu davasının açılmasının ya da ceza yargılaması neticesinde sanık hakkında beraat ya da mahkumiyet kararının verilmesinin hukuken bir öneme sahip olmayacağının anlaşılması halinde verilen karardır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun yargılamasında; sanığın vefat etmesi, dava zamanaşımı süresinin dolması ya da genel af ilan edilmesi gibi hallerde mahkeme düşme kararı verir.
Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda istinaf ve Yargıtay süreci, ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde verilen kararın hukuka aykırı, yanlış ya da eksik olduğunu ileri süren savcılığın, sanığın ya da katılan başvurabileceği kanun yollarıdır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu çerçevesinde asliye veya ağır ceza mahkemesinin verdiği karara karşı istinaf kanun yoluna gidilebilir. İstinaf başvurusunu Bölge Adliye Mahkemesi inceler.
İstinaf incelemesi, mahkeme kararının tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılmaktadır. İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemeye Bölge Adliye Mahkemesine göndermek üzere verilir. Ayrıca mahkeme katibine sözlü beyanda bulunmak suretiyle de istinaf başvurusu yapılabilir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun istinaf başvurusunun reddedilmesi halinde ise temyiz kanun yoluna başvurulabilir. Temyiz inceleme makamı Yargıtay’dır. Temyize başvurusu süresi ise hükmün açıklanmasından itibaren 15 gündür. Temyize başvuru, kararı veren mahkeme dilekçe veya sözlü beyanda bulunmak suretiyle yapılabilir.
Sonuç
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu, kişilerin ciddi cezalarla karşılaşabileceği ve uzun süreli tutuklu olarak cezaevinde kalabileceği ciddi suçlardan biridir. Bu suçtan yargılanan kişilerin özgürlüğünden mahrum kalmamaları ve yargılamanın lehe sonuçlanması için uzman ceza avukatlarından hukuki yardım almaları oldukça yararlı olacaktır.