Tehdit Suçu ve Cezası
Tehdit suçu, Türk Ceza Kanununda Hürriyete Karşı Suçlar bölümünde düzenlenen suç türlerinden biridir. Tehdit suçu, bir kişinin başka bir kimseyi maddi veya manevi varlıklarını kullanması suretiyle korkutması biçiminde ortaya çıkmaktadır. Bu eylemin ceza kanununda suç olarak düzenlenmesi ile kişilerin huzuru ve hareket özgürlüğü korunmaya çalışılmıştır.
İçindekiler
Tehdit Suçu Nedir?
Tehdit suçu, mağdurun yahut mağdurun yakınlarının hayat, cinsel ve malvarlığı dokunulmazlıklarına karşı başka bir insan tarafından kötülük yapılacağının sözle yahut davranışla ifade edilmesi ve bu eylemler neticesinde mağdur veya yakınında korku ve infial uyandırılmasıdır. Tehdit suçu TCK m. 106’da düzenlenmiştir.
TCK 106:
‘’ Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’
Tehdit Suçu Nasıl Oluşur?
Tehdit suçu, bir kimsenin yahut yakının hayat ve cinsel dokunulmazlığına yahut malvarlığı değerlerine, başka bir kimse tarafından haksız eylemler gerçekleştirileceği konusunda söz ve davranışlar sarf edilmesi neticesinde, kişinin manevi olarak yıpratılmasıyla oluşur.
Meydana getirilen hareketlerin tehdit suçunu oluşturabilmesi için somut olayda belli bazı unsurların bulunması gerekmektedir. Buna göre;
- Bir kimsenin hayat, cinsel dokunulmazlık veya malvarlığı değerleri hakkında bir kötülük yapılacağından bahsedilmeli,
- Fail, kötülük yapılacağını söz, yazı, davranış yoluyla mağdura iletmeli,
- Tehdit ciddi, geleceğe yönelik ve haksız olmalı,
- Fail, bu eylemleri bilerek ve isteyerek yerine getirmeli,
- Bu eylemler neticesinde mağdurun yahut yakınının korkması, endişe duyması kısaca hayat kalitesinin düşmesi gerekmektedir.
Tehdit suçu, failin sözleri veya davranışlarıyla, mağdurun veya yakınının hayat yahut vücut dokunulmazlığına karşı haksız eylem gerçekleştirileceğinden bahsetmesi şeklinde oluşabilir. Mağdurun veya yakınının hayatının devamlılığından veya vücut bütünlüğünden endişe duymasına yol açan söz ve davranışlar tehdit suçu kapsamına girmektedir.
Örneğin Yargıtay 15. Ceza Dairesi, sanığın mağdura karşı ‘’devletin sana vermiş olduğu cezayı kabul etmiyorum senin cezanı ben vereceğim.’’, ‘’sen cezaevinden çıksan dahi bu senin yanına kalmayacak seni öldüreceğim.’’ şeklinde sarf ettiği sözlerin, mağdurun vücut bütünlüğüne yönelik olarak tehdit suçunu oluşturmaya elverişli olduğu yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 15. CD., 2013/20761 E., 2014/10444 K.)
Tehdit, geleceğe yönelik olarak yapılmalıdır. Örneğin, ‘’buraya gelmeseydin seni vururdum.’’ demek tehdit suçu kapsamında değerlendirilmez. Ancak ‘’buraya yarım saat içinde gelmezsen seni vururum.’’ demek tehdit suçunun oluşumuna sebebiyet verir.
Yapılan tehdidin haksız olması gerekmektedir. Örneğin ‘’paramı ver yoksa polisi ararım.’’ , ‘’ borcunu öde yoksa seni icraya veririm.’’ şeklinde hukuka uygun yollara başvurulacağını belirtmek tehdit suçunun oluşumuna sebebiyet vermeyecektir.
Tehdit suçu ayrıca failin, mağdur veya yakınının cinsel dokunulmazlığına yönelik olarak haksız eylemler meydana getireceğinden söz etmesi şeklinde de oluşabilir. Cinsel dokunulmazlığa yönelik sarf edilen sözlerin veya gerçekleştirilen davranışların ciddi tehlike arz ediyor olması ayrıca mağdurun korkması ve çekinmesine yol açması gerekmektedir.
Yargıtay önüne gelen bir dosyada, sanığın, aralarında anlaşmazlık olan gelinine ‘’seni oğullarıma sinkaf ettireceğim’’ demesi olayında sanığın, gelininin cinsel dokunulmazlığına yönelik tehdit suçu gerçekleştirdiği yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 4. CD., 2015/6061 E., 2019/10019 K.)
Yargıtay 14. Ceza Dairesi, sanığın mağdura ‘’ya öpmeme izin verirsin ya da seni öldürürüm.’’ şeklinde sözler sarf etmesini mağdurun cinsel dokunulmazlığına yönelik tehdit suçu kapsamında değerlendirmiştir. (Yargıtay 14. CD., 2020/9776 E., 2021/579 K.)
Tehdit Suçu ve Cezası
Tehdit suçunun cezası, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır.
Bu sınırlar dahilinde kalmak kaydıyla, hapis cezasının miktarını kesin olarak belirleyecek kişi hakimdir. Hakim, somut olayda suçun işleniş biçimi, suçun konusunun önemi ve değeri, failin güttüğü amaç ve saiki, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütleri göz önünde bulundurarak ceza tayini yapar.
Tehdit Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezası
Tehdit suçunun bazı kişilere karşı yahut bazı yollar kullanılarak işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza artırılır. Tehdit suçunda cezayı artıran 5 adet nitelikli hal bulunmaktadır. Bu haller TCK m. 106/1 ve 2’de düzenlenmiştir.
TCK 106/1:
‘’ Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz.’’
TCK 106/2:
‘’Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’
Kadına Karşı Tehdit Suçu
Tehdit suçunun kadına karşı işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza 9 aydan az olamaz. Bu nitelikli hal, tehdit suçuna ilişkin en yeni düzenlemedir. 2022 yılında gelen bu yeni düzenleme ile son zamanlarda ciddi artış gösteren kadına karşı işlenen suçların azaltılması ve faillerin kadına karşı suçlar işlemesinden caydırılması istenmektedir.
Burada mağdurun kadın olması şartken faille akrabalık bağı bulunan yahut failin herhangi bir ilişkisinin bulunduğu bir kadın olma zorunluluğu yoktur. Sokaktan geçen herhangi bir kadına karşı da bu suç işlenebilir.
Örneğin, markette şort giyen bir kadını gören ve ‘’o bacaklarını kapat yoksa keserim bacaklarını’’ diyen kişi, kadına karşı tehdit suçu işlemiş olur ve nitelikli halden ceza alır.
Silahla Tehdit Suçu
Silah, kullanıldığında mağdura zarar veren, onu yaralayan yahut sadece mağduru korkutma amacıyla sergilenen her türlü kesici, bereleyici, patlayıcı, delici, yanıcı, zehirleyici maddelerdir. Tehdit suçunun silahla işlenmesi halinde faile 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir.
Somut olayın özelliklerine ve mağdura verilen zararın özelliklerine göre silah kavramının kapsamı genişletilebilir. Yargıtay kararlarına göre, sıcak su, peçetelik, sigara izmariti, balta sapı, saksı, televizyon kumandası, saç fırçası gibi aletler de mağdura verdiği zarar göz önünde bulundurularak silah olarak kabul edilmiştir.
Yargıtay, sanığın elindeki tornavidayı mağdura göstererek ‘’Cep telefonumu çaldınız, telefonumu geri verin.’’ demesini silahla tehdit suçu kapsamında değerlendirmiştir. (Yargıtay 4. CD., 2021/4646 E., 2021/28097 K.)
Silahla tehdit suçunun işlenmesi sırasında failin silahı illaki kullanmasına gerek yoktur. Bu silahın mağdura gösterilmesi, mağdurun önünde şarjörün doldurulması, silahın doğrultulması, göz ucuyla işaret edilmesi, doldur boşalt yapmak suretiyle gözdağı verilmesi hallerinde de silahla tehdit suçu işlenmiş sayılacaktır.
Kullanılan silahın kuru sıkı yahut oyuncak olması halinde gerçekleştirilen eylemlerin basit hal mi nitelikli hal mi olduğu yahut faile ceza verilip verilmeyeceği hususu, mağdurun bu araçların elverişsizliğini fark etmesine yahut bilmesine bağlıdır.
Örneğin, oyuncak olduğu çok belli olan bir tabancının emekli bir polise karşı yöneltilmesi halinde emekli polisin, bu tabancanın oyuncak olduğunu anlaması oldukça mümkündür bu nedenle faile, aracın elverişsizliği nedeniyle ceza verilmeyebilir.
Ancak Yargıtay, sanığın suçta kullandığı oyuncak tabancanın görünüşü nedeniyle gerçek silaha benzemesi, silahla aynı korkutuculuk özelliğine sahip olması, birisine uzaktan gösterildiğinde gerçek silahtan farklı görülmeyecek nitelikte olması halinde sanığa, tehdit suçundan ceza verilmesi gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 4. CD., 2018/1109 E., 2021/10710 K.)
Tehdit suçunun basit halinde olduğu gibi silahla tehdit suçu da mağdurun gıyabında işlenebilir. Ancak mağdurun gıyabında tehdit suçu oluşabilmesi için mağdurun, failin oraya geldiğini ve kendisine yönelik tehdit içeren eylemlerde bulunduğunu duyu organlarıyla algılayabilmesi gerekmektedir.
Bir Yargıtay kararına göre mağdurun yokluğunda gerçekleştirilen silahla tehdit eyleminin bu nitelikli hali oluşturabilmesi için, silahın, mağdurun evi, arabası gibi eşyalarında hasar veya belirgin bir işaret bırakılması suretiyle mağdurun üzerinde meydana getirilen korkunun etkisini artıracak tarzda kullanılması gerekmektedir. (Yargıtay 14. CD., 2017/20249 E., 2021/1417 K.)
Örneğin Yargıtay, sanığın yanında silah ve tüfek getirdiği ve ‘’Buraya boş gelmedim, Ü. O.’yu öldürüp gideceğim.’’ demesi olayında mağdurun, eylemlerin gerçekleştirilen yerde olmamasından dolayı faile silahla tehdit suçundan değil, basit tehdit suçundan ceza verilmesine karar vermiştir. (Yargıtay 4. CD., 2012/14509 E., 2013/28353 K.)
Kişinin Kendisini Tanınmayacak Hale Koyması Suretiyle, İmzasız Mektupla veya Özel İşaretlerle Tehdit
Tehdit suçunun failin, kendisini tanınmayacak hale koyması suretiyle yahut imzasız mektup ve özel işaretlerle işlenmesi halinde faile 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir.
Bu nitelikli halin gerçekleşebilmesi için failin kim olduğunun bilinememesi yahut tespit edilememesi bu nedenle mağdurun, daha yoğun korku duyması gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sanığın tehdit içeren maili ve bu tehdidin atıldığı mail hesabının hangi bilgisayar veya IP adresinden gönderildiğinin ve failin kimliğinin tespitinin teknik olarak mümkün olması nedeniyle, bu şekilde gerçekleştirilen eylemleri, bu nitelikli hal kapsamında değerlendirmemiştir. (Yargıtay CGK., 2018/146 E., 2021/361 K.)
Failin kendisini tanınmayacak hale koyması, failin ağır makyaj yapması, kar maskesi takması, peruk, gözlük ve bıyık gibi kendisini gizleyecek aksesuarlar takması, palyaço kostümü giymesi şekillerinde gerçekleşebilir. Örneğin failin kafasına sweatshirtün kapşonunu geçirmesi ve ağzına maske takması suretiyle mağduru tehdit etmesi halinde bu nitelikli hal meydana gelmiş olacaktır.
Bu nitelikli hal, imzasız mektupla da işlenebilir. Örneğin, mağdurun kapısının önüne ‘’Günün birinde sen de ölümü tadacaksın.’’ şeklinde not bırakılması halinde imzasız mektup suretiyle tehdit suçu işlenmiş olacaktır. Bu eylem, failin bilinmemesi nedeniyle mağdurun yaşadığı korkunun artması ve her an tehlike altındaymış gibi hissetmesi nedeniyle nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.
Ancak imzasız mektupla tehdit suçunun nitelikli hal olarak değerlendirilebilmesi için failin bilinmemesi ve etraftaki kişiler tarafından görülmemiş olması gerekir. Yargıtay, önüne gelen bir dosyada, sanığın, mağdurun arabasının camına tehdit cümleleri yazan bir not bırakması, failin bu kağıdı bırakırken çevredeki insanlar tarafından görülmesi üzerine şikayet edilmesi halini nitelikli hal olarak değil, temel hal olarak değerlendirmiştir. (Yargıtay 4. CD., 2021/4499 E., 2022/4186 K.)
Bu nitelikli hal ayrıca özel işaretlerle de işlenebilir. Özel işaretlerden kasıt, mağdurun arabasına sürülmüş kan lekesi, ölüm halini gösteren resimler çizilmesi ve gönderilmesi, mağdurun evinin kapısına X işareti konulması, mağdurun kapısının önüne kanlı bıçak konulması halleridir.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 1991 tarihinde vermiş olduğu bir kararında failin, mağdura, idam edilmiş kişi resminin göndermesini ve bu resmin üstüne kan lekesi sürmesi halini özel işaretlerle tehdit suçu kapsamında değerlendirmiştir.
Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte Tehdit
Mağdurun birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit edilmesi halinde faile 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir. Bu nitelikli halin oluşabilmesi için eylemlerin en az 2 kişi tarafından gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Suç oluşturan hareketleri gerçekleştiren kişilerin bu suçu işleme bakımından ortak hareket etmesi gerekmektedir. Birbirinden habersiz olarak aynı kişiyi tehdit eden failler hakkında bu nitelikli hal uygulanmayacaktır.
Yargıtay, 9 aylık hamile olan ve durumu ciddi olan eşini, komşusu ile birlikte hastaneye götüren kocanın, karısıyla yeterince ilgilenmedikleri gerekçesiyle, komşusuyla birlikte sağlık çalışanlarını tehdit etmesi olayında birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit suçunun oluştuğu yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 4 CD., 2017/19627 E., 2020/20562 K.)
Var Olan veya Varsayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yaralanılarak Tehdit
Tehdit suçunun var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak gerçekleştirilen tehdit suçunda faile 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Bu şekilde gerçekleştirilen eylemlerin nitelikli hal olarak sayılması ve cezanın artırılması, mağdurun örgüt ile karşı karşıya kalma korkusu ve hayati tehlikesinin ciddi olduğunu düşünmesi nedeniyledir.
Suç örgütü, en az 3 kişiden meydana gelen, toplumu, devletleri, insanlığı tehdit eden ve hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren organizasyonlardır. Bu nitelikli hal, var olan, önceden var olup şu an bulunmayan ya da hiç var olmamış suç örgütlerinin isimlerinin söylenmesi, amblemlerinin kullanılması, üyelik bilgilerinin gösterilmesi şeklinde gerçekleştirilebilir.
Örneğin, 10 adet terör örgütü mensubunun ‘’Bugün bu mahallede X isimli örgütün yürüyüşü düzenlenecek o yüzden hiçbir dükkan açık olmayacak. Kapatmayanı hiç acımadan vururuz.’’ şeklinde duyuruda bulunması üzerine esnafların korkudan dükkanını kapatması halinde tehdit suçunun nitelikli halinde ceza verilecektir.
Tehdit Suçunun Cezayı Azaltan Nitelikli Haller ve Cezası
Tehdit suçunda, tehdidin insanlar üzerindeki korkutucu gücünün nispeten az olması nedeniyle faile daha az ceza verilebilir. Tehdit suçunda 1 adet cezayı azaltan nitelikli hal bulunmaktadır. Bu hal TCK m. 106/1 3. cümlede düzenlenmiştir.
TCK m. 106/1 c.3:
‘’Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.’’
Malvarlığı Değerlerinde Büyük Bir Zarara Uğratacağını veya Sair Bir Kötülük Edeceğini Söylemek Suretiyle Tehdit
Malvarlığı değerleri, insanların hayatı, vücut ve cinsel dokunulmazlığı kadar hayati önem arz eden varlıklar olmamasından dolayı, bu eylemler ile işlenen suç bakımından faile daha az ceza verilir. Malvarlığı değerlerinin bozulması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, kullanılamaz duruma getirilmesi hallerinde bu nitelikli halden söz edilebilir.
Tehdit suçunun mağdurun malvarlığı değerlerinde büyük bir zarara uğratılacağının iletilmesi suretiyle işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza, 6 aya kadar hapis veya adli para cezasıdır.
Bu nitelikli halin meydana gelebilmesi için öncelikle failin, mağdurun malvarlığı değerlerine büyük bir zarar vereceğini söylemesi gerekir.
Örneğin, failin mağdura ‘’Senin evini komple ateşe vereceğim görürsün sen.’’ demesi büyük bir zarardır. Ancak failin mağdura ‘’Senin arabanın aynasını kırarım’’ demesi büyük bir zarar oluşturacak eylem kapsamına girmez.
Her ne kadar bu nitelikli halin uygulanıp uygulanmayacağı hususu, somut olayın özelliklerine göre değişse de, Yargıtay kararlarına genel olarak bakıldığında şu örnek cümlelerin malvarlığı değerlerine karşı tehdit suçu oluşturduğu söylenebilir:
- Senin evini yakacağım çık dışarı,
- Bir haftanız var sıra bu evde,
- Tüm malvarlığını benim üzerime yapacaksın yoksa seni keserim,
- Buradan çıkarsam inan ki arabanı yakacağım,
- Camınızı çerçevenizi indireceğim,
- Otopark ücretini ödemezsen arabanı sağlam bulamazsın,
- Köpeğini öldürürüm.
Bu nitelikli halin cezası 2 şekilde olabilir. Hakim, somut olayın özelliklerine göre fail hakkında ya 6 aya kadar hapis ya da adli para cezasına hükmeder. Adli para cezasının miktarı, 5-730 gün arasında belirlenen gün sayısı ile 20-100 TL arasındaki ücretin çarpılması yoluyla bulunur.
Tehdit Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, failin ilgili suçu tamamlamasından sonra gerçekleştirdiği suç nedeniyle pişmanlık duyması ve suçtan dolayı meydana gelen zararı tazmin etmeye çalışması halidir. Mağdurun uğradığı zarar giderilirse faile verilecek olan ceza ⅔ oranında indirilir.
Etkin pişmanlık hükümleri, kanunda sayılan belli bazı suçlar bakımından uygulama alanı bulmaktadır. Bu suçlar arasında tehdit suçu bulunmadığından, tehdit suçu bakımından etkin pişmanlık hükümleri uygulanamayacaktır.
Tehdit Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima
Failin suç işlemek için harekete geçmesine rağmen, iradesi dışında gerçekleşen olaylar nedeniyle suçu tamamlayamaması durumuna teşebbüs adı verilir. Suçun teşebbüs aşamasında kalması halinde faile verilecek olan cezada ¼ ile ¾ oranında indirime gidilebilir. Bazı hallerde tehdit suçu, teşebbüs aşamasında kalabilir.
Örneğin, failin, tehdit içerikli bir mektubun mağdurun kapısının önüne koyması sırasında mağdurun kapıyı açması üzerine failin kaçmaya başlaması ancak mektupla birlikte mağdur tarafından yakalanması halinde suç, teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır.
İştirak, suçun gerçekleştirilmesinde birden fazla kişinin katkısının olması durumudur. İştirak, suç işleme kararı olmayan bir kişiyi suç işleme konusunda azmettirme yahut suçun işlenmesine yardım etme şeklinde oluşabilir. Tehdit suçuna iştirak mümkündür ve suça iştirak eden her kişi, kendi fiiline göre cezalandırılır.
Örneğin, arkadaşının 2 gün önce başka bir kişi ile kavga ettiğini duyan A kişisi, arkadaşına ‘’Senin silahını göstermen bile onları uslandırır. Raconunu kes akılları başlarına gelsin.’’ demesi suretiyle arkadaşını suç işlemeye azmettirmesi durumunda A kişisi tehdit suçuna azmettiren, arkadaş da tehdit suçunu işleyen fail olarak sorumlu olur.
Bir başka örnekte ise, A kişisi ile kavgalı olan B kişisine, A kişisini tehdit etmesi için silah, kar maskesi gibi araçlar temin eden kişi de yardım eden sıfatı ile suçtan sorumlu olacaktır.
İçtima, failin bir eylemi neticesinde birden fazla kişiyi tehdit etmesi veya aynı mağdura karşı birden fazla tehdit içeren sözcük kullanması durumudur. Bu durumda faile, tek suçtan ceza verilir ve cezanın miktarı artırılır.
Örneğin, failin 20 kişilik toplantı salonunda bulunan herkese ‘’Bugün buradan kimse sağ çıkamayacak hepinize teker teker öldüreceğim.’’ demesi halinde fail, aynı suçu tek hareketle birden fazla kişiye karşı işlemiştir. Faile tek bir tehdit suçundan ceza verilir ancak bu cezanın miktarı artırılır.
Failin, bir hareketiyle birden fazla farklı suça sebep olması halinde ise faile, cezası en ağır olan suçtan dolayı ceza verilir.
Yargıtay, sanığın elindeki tüfeği mağdurun kafasına dayaması ve ‘’kafana sıkarım’’ dedikten sonra havaya 2 el ateş etmesi olayında failin, hem tehdit hem de genel güvenliği kasten tehlikeye düşürme suçu işlediğine, ancak faile, bu suçlar arasından en ağır cezayı gerektiren tehdit suçundan ceza verilmesi gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 4. CD., 2015/28195 E., 2020/3145 K.)
Tehdit suçunda içtima durumuna özgü olarak, birini tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama yahut malvarlığına zarar verme suçlarının işlenmesi halinde kişi, söz konusu suçlardan ayrıca cezalandırılır.
Örneğin, A kişisi ile tartışan B kişisi, A kişisinin evinin camını kırıp o cam parçalarından biri ile A kişisinin üzerine doğru yürüyerek ‘’Bana daha fazla cevap verme yemin ederim seni öldürürüm’’ demesi halinde B kişisi, hem mala zarar verme hem de tehdit suçundan dolayı ceza alır.
Failin, mağduru ‘’O oğluna söyle sana yaptıklarımın daha beteri ona da yapacağım.’’ demesi suretiyle mağdurun babasını omzundan yaralaması halinde de faile hem kasten yaralama hem de tehdit suçundan ayrı ayrı ceza verilir.
Tehdit Suçunun Soruşturma Aşaması
Tehdit suçunda soruşturma evresi, tehdit suçunu oluşturduğu ileri sürülen eylemlerin kolluk kuvvetleri yahut savcılık tarafından öğrenilmesi ile başlayıp olaya ilişkin hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle sona eren bir süreçtir.
Tehdit suçunun soruşturma evresinde gerçekleştirilen işlemler şunlardır:
- Şikayet-İhbar,
- Gözaltı,
- Delillerin Toplanması,
- İfade ve Sorgu,
- Uzlaşma,
- Adli kontrol,
- Tutukluluk.
Şikayet – İhbar
Şikayet, ilgili suç bakımından haksızlığa uğrayan kişinin kendisine karşı gerçekleştirilen eylemleri kolluk kuvvetleri veya savcılık makamına bildirmesidir. İhbar ise, suç ile herhangi bir bağlantısı bulunmayan kişilerin başkasına karşı gerçekleştirilen haksız eylemleri kolluk kuvvetleri veya savcılık makamına iletmesidir.
Tehdit suçu kural olarak şikayete tabi değildir yani, soruşturmaya başlanması için mağdurun şikayeti aranmaz. Ancak tehdit suçunun malvarlığı değerlerine karşı kötülük edileceği şeklinde gerçekleştirilmesi durumunda soruşturmaya başlanabilmesi için mağdurun şikayetinin bulunması zorunludur.
Tehdit suçunun malvarlığı değerlerine karşı kötülük edileceğini belirtmek suretiyle gerçekleştirilmesi halinde şikayet süresi fiili ve faili öğrenmeden itibaren 6 aydır. Kişi, 6 ay içinde bu hakkını kullanmazsa ilgili eylemler hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
Tehdit suçunun malvarlığı değerlerine karşı işlenmesi bakımından şikayet bildirimi, kolluk kuvvetlerine yahut savcılık makamına yazılı dilekçe vermek suretiyle gerçekleştirilir. Bu suçun şikayeti hususunda ”tehdit suçu şikayet dilekçesi örneği” yazısında ayrıntılı bilgi yer almaktadır.
Mağdurun şikayetinden vazgeçmesi de mümkündür. Eğer mağdur, yetkili makamlara, soruşturma aşamasında şikayetinden vazgeçtiğini bildirirse bu durumda savcı, ilgili olay hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir ve duruşmalar aşamasına geçilmez, dosya kapanır.
Eğer mağdur, yetkili makamlara, şikayetinden vazgeçtiğini kovuşturma aşamasında bildirirse bu durumda mahkeme, davanın düşmesi kararı verir. Mağdur, kovuşturma aşamasında hüküm kesinleşinceye kadar şikayetinden vazgeçmelidir.
Gözaltı
Gözaltı, yetkili makamlara gelen ihbar veya şikayet üzerine şüpheli kişinin, isnat edilen suçu işlediği emaresini gösteren somut delillerin varlığı halinde verilen bir kontrol kararıdır. Gözaltı kararı ile, şüpheli kişi, işlemler tamamlanana kadar kolluk tarafından nezarethanede tutulur.
Tehdit suçundan dolayı şüpheli olarak gösterilen kişi hakkında gözaltı kararı verilmesi mümkündür. Bu suçu işleyen kişi hakkında verilen gözaltı kararının süresi, 24 saatten fazla olamaz.
Tehdit suçunun toplu olarak birden fazla kişi ile işlenmesi halinde savcı, gözaltı süresini her defasında 1 günü geçmemek üzere 3 gün uzatabilir. Yani bu suç bakımından şüpheli hakkında toplamda verilecek olan gözaltı süresi 4 günü geçemez.
Şüphelinin gözaltına alınmasına veya hakkında uygulanan gözaltı süresinin uzatılması kararına karşı şüpheli, şüphelinin avukatı, eşi, anne babası, oğlu, torunu gibi kişiler itirazda bulunabilir. İtiraz, Sulh Ceza Hakimliğine yapılır. Sulh Ceza Hakimi, itiraz başvurusundan itibaren 24 saat içinde itiraz başvurusuna ilişkin kararını açıklamak zorundadır.
Gözaltı süresinin dolmasına karşılık serbest bırakılmayan ve haksız yere gözaltında tutulan kişi, maddi ve manevi tazminat davası açarak uğradığı zararın telafisini isteyebilir.
Delillerin Toplanması
Delil, şikayet veya ihbar konusu eylemlere ilişkin toplanan bulgulardır. Şikayet veya ihbarın yetkili makamlara bildiriminin ardından savcı, olaya ilişkin delil toplamaya başlar. Delil toplamak sadece soruşturma aşamasında değil kovuşturma aşamasında da gerçekleştirilebilen bir işlemdir.
Tehdit suçu bakımından toplanabilecek delillere örnek olarak hesap yazışmaları, arama kayıtları, operatörlerden alınan çağrı geçmişi bilgisi, kamera kayıtları verilebilir.
Olayı aydınlatmak için toplanan delillerin hukuka uygun bir biçimde toplanması ve olaya ilişkin olması gerekmektedir.
Örneğin, tehdit suçundan dolayı telefonu inceleme altına alınan şüphelinin fotoğraflarının incelenmesi ve bu fotoğrafların olayla ilgisi olmamasına rağmen dosyada delil olarak kullanılması hukuka aykırıdır ve bu deliller, hüküm verilirken dikkate alınmaz.
Bu aşamada en çok önem arz eden konu, savcının şüphelinin aleyhine olan delilleri topladığı titizlikle şüphelinin lehine olan delilleri de toplaması gerekliliğidir. Eğer şüpheli, bu aşamada sadece aleyhine olan delillerin toplandığını ve dikkate alındığını düşünüyorsa yargılamanın her aşamasında kendi lehine olan delillerin de toplanmasını isteyebilir.
İfade ve Sorgu
İfade, şüphelinin, gerçekleştirdiği iddia edilen eylemlerine ilişkin açıklamalarının kolluk veya savcılık tarafından dinlenilmesidir. Sorgu ise, şüphelinin açıklamalarının mahkeme veya hakim tarafından dinlenilmesidir.
Öncelikle ifadesi alınacak olan şüpheliye bir çağrı kağıdı gönderilir. Bu çağrı kağıdında şüphelinin bulunması gerektiği yer ve saat yer alır. Ayrıca bu kağıtta, şüphelinin ifade vermeye gelmediği takdirde hakkında zorla getirme kararı çıkartılacağı da belirtilir.
İfade vermeye gelen şüphelinin kimlik bilgileri doğrulanır, ekonomik ve mali durumu hakkında bilgiler edinilir. Sonrasında ifade alan görevli tarafından şüpheliye, kendisine isnat edilen suç ile ilgili bilgi verir, neden çağrıldığını anlatılır ve ifade aşamasında hangi haklara sahip olduğunu öğretir
Şüpheli kişi ifade verme sürecinde, avukat isteme, savunma yapma, yakınlarına haber verme, delil toplanmasını isteme, ifade vermeme gibi haklara sahiptir.
Şüpheli, avukat istemesine rağmen bu talebi dikkate alınmazsa ve ifadesi avukatı olmaksızın alınırsa, bu ifadenin delil olarak kullanılabilmesi için şüpheli kişinin mahkemede bu delili doğrulaması gerekir. Aksi takdirde bu ifade, verilen hükme etki etmeyecektir.
İfade süreci, görevli veya savcının olaya ilişkin soru yöneltmesi ve şüphelinin de bu sorulara cevap vermesi ile devam eder. Şüpheli bu aşamada ifade vermeme hakkını kullanabilir. Bu durumda kişi, işkence yapma, ilaç verme, yorma gibi yasak usuller kullanmak suretiyle ifade vermeye zorlanamaz. Şüphelinin ifadesi mutlaka kendi özgür iradesine dayanmalıdır.
İfade süreci boyunca sorulan soru ve verilen cevaplar tutanağa geçirilir. Sürecin sonunda bu tutanak görevli, şüpheli ve avukatı tarafından imzalanır. Şüpheli ve avukatı, tutanağı imzalamadan önce dikkatle okumalıdır. Eğer şüpheli, beyanlarının kendi belirttiği şekilde tutanakta yer almadığını görüyorsa bu durumda tutanağı imzalamamalıdır.
Şüpheli kişi, suça ilişkin yeteri kadar bilgi sahibi olmaması nedeniyle ve suç isnadının ağırlığı ve baskısı altında sağlıklı bir ifade ve sorgu süreci geçiremeyebilir. Bu süreçte alanında uzman, olaya ve suçun detaylarına hakim bir ceza avukatından yardım alınması yararlı olacaktır.
Uzlaşma
Uzlaşma, suç konusu olaya ilişkin dava açılmasını engelleyen bir kurumdur. Bu kurum ile suç şüphelisi ve suç mağduru bir araya getirilir ve ortak bir noktada buluşturularak zararların giderilmesi sağlanır.
Tehdit suçu şikayete bağlı bir suç olmaması nedeniyle kural olarak uzlaşmaya tabi bir suç değildir. Ancak malvarlığı değerlerine karşı bir kötülük edileceğinden bahisle işlenen tehdit suçu, şikayete tabi olduğundan uzlaşma hükümlerine de tabidir.
Bu aşamada dosya, uzlaştırma bürosuna gönderilir. Bu büroya kayıtlı bir görevli, bu dosya için atanır. Atanan uzlaştırmacı, suçun taraflarına uzlaşma teklifinde bulunur. Uzlaşmak isteyen tarafların 3 gün içinde bu teklife olumlu yanıt vermesi gerekir. Taraflar, 3 gün içinde cevap vermezse teklifi reddetmiş sayılırlar.
Uzlaşma teklifini kabul eden taraflar, uzlaşmanın her aşamasında bu kabul kararından vazgeçebilir. Ancak uzlaşmanın reddedilmesi veya uzlaşmadan vazgeçilmesi durumunda aynı olaya ilişkin tekrar uzlaşma yoluna gidilemez.
Uzlaştırma sürecinin kural olarak 30 gün içinde tamamlanması gerekir. Ancak, bazı durumlarda ek süre verilebilir. Bu ek süreler, en fazla 2 defaya mahsus olmak üzere 20 gün olarak verilebilir. Yani uzlaşma süreci toplamda en geç 70 gün içinde tamamlanmalıdır.
Taraflar soruşturma aşamasında uzlaşırsa savcı, olay hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir. Taraflar kovuşturma aşamasında uzlaşırsa mahkeme, davanın düşmesine karar verir.
Adli Kontrol
Adli kontrol kararı, tutuklama kararının alternatifi niteliğindedir. Adli kontrol kararı, şüpheli kişinin isnat edilen suçu işlediğine dair kuvvetli şüphenin varlığı halinde verilen bir kısıtlama kararıdır.
Adli kontrol kararı:
- Tutuklama sebeplerinin var olduğu ancak tutuklama kararının suça yönelik olarak orantısız olduğu hallerde,
- Tutuklama yasağı öngörülen hallerde,
- Tutukluluk süresinin dolması nedeniyle salıverilenler hakkında uygulanır.
Tehdit suçunda kural olarak adli kontrol kararı verilebilir. Adli kontrol kararı, sulh ceza hakimi veya mahkeme tarafından en çok 2 yıl süreyle verilebilir. Bu süre, zorunlu hallerde gerekçe gösterilmesi şartıyla 1 yıl daha uzatılabilir.
Hakkında adli kontrol kararı verilen şüpheli, birtakım yükümlülüklere tabi tutulur. Tehdit suçuna ilişkin olarak, şüphelinin yurt dışına çıkmasının yasaklanması, şüphelinin konutunu terk etmesinin yasaklanması, belirlenen yerlere örneğin mağdurun mahallesine gitmesinin yasaklanması, şüphelinin mesleki uğraşlarına ve eğitimine devam etmesi şeklinde yükümlülükler belirlenebilir.
Şüpheli ve şüphelinin avukatı, adli kontrol kararına ve yükümlülüklerine karşı itiraz edebilir. Bu itiraz, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde adli kontrol kararı veren merciye yapılır.
Tutukluluk
Tutuklama, gerçekleştirilen işlemler ve yapılan araştırmalar sonucunda, ihbar veya şikayet konusu suçun, şüpheli tarafından işlendiğine dair kuvvetli şüphenin ve tutuklama nedenlerinin bulunması halinde verilen, şüphelinin özgürlüğünü kısıtlayan bir karardır.
Tutuklama nedenleri, şüphelinin kaçma girişiminde bulunması, olaya ilişkin delilleri karartma şüphesinin olması, tanık veya mağdur üzerinde baskı kurma ihtimalinin bulunması halinde oluşur.
Örneğin, tehdit suçundan dolayı hakkında ihbar olan kişinin, mahalle muhtarına giderek ikametgah adresini değiştirmesi halinde şüphelinin kaçma girişiminde bulunduğu gerekçesiyle hakkında tutuklama kararı verilebilir.
CMK m. 100/4 hükmü gereğince üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda şüpheli hakkında tutuklama kararı verilemez. Bu gerekçeyle tehdit suçunun temel halinden ve malvarlığı değerlerine sair kötülük edileceğinin söylenmesi suretiyle işlenen suçlar bakımından şüpheli hakkında tutuklama kararı verilemez.
Ancak tehdit suçunun nitelikli hallerinde verilecek olan hapis cezasının üst sınırı 5 yıl olduğu için bu eylemler ile işlenen suçlar bakımından tutuklama kararı verilebilir.
Tutukluluk süresi soruşturma aşamasında 6 ayı geçemez. Ancak, zorunlu hallerde gerekçe gösterilmesi şartıyla tutukluluk süresi 6 ay daha uzatılabilir.
Soruşturma evresinde tutuklama kararı verilen 15 yaşını doldurmamış çocuklar hakkında tutukluluk süresi en çok 3 ay; 18 yaşını doldurmamış çocuklar hakkında tutukluluk süresi en çok 4.5 aydır.
Cumhuriyet savcısı, şüpheli ve avukatı tutuklamanın kaldırılması isteminde bulunabilir. Bu isteme karşı sulh ceza hakimi 3 gün içinde karar verir. Burada istem kabul edilebilir, reddedilebilir yahut şüpheli hakkında tutuklama kararının kaldırılıp yerine adli kontrol tedbirlerinin uygulanması kararı verilebilir.
Tutuklamanın haksız olduğunu, tutuklama süresinin dolduğunu ya da tutuklama isteminin haksız nedenlerle reddedildiğini düşünenler tutuklama kararına karşı itiraz edebilir. İtiraz, kararın verildiği günün ertesi gününden başlanmak üzere 7 gün içinde tutuklama kararını veren Sulh Ceza Hakimliğine yapılır.
Tehdit Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar
Soruşturma evresinde suç şikayeti, şüphelinin ifadesi, uzlaşma sonucu, gerçekleştirilen işlemler dikkate alınarak savcı tarafından 3 farklı karar verilebilir:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK),
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK),
- İddianamenin düzenlenmesi.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
İhbar veya şikayete konu olan eylemlerin ceza kanunu kapsamına giren herhangi bir suçun özelliklerini taşımadığının açık bir şekilde anlaşılması yahut yapılan ihbar ve şikayetin genel ve soyut nitelikte olması halinde savcı, soruşturmaya yer olmadığı kararı verir.
Örneğin, A kişisinin köpeğinin her gün işe gitmek için yoldan geçen B kişisine havalaması üzerine B kişisinin savcılığa giderek ‘’Bu köpek sürekli bana havlıyor bana tehditte bulunduğunu hissediyorum ve hayati endişe duyuyorum.’’ demesi halinde savcı, şikayet konusu bu olay hakkında soruşturmaya yer olmadığı kararı verir.
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbarcı veya şikayetçiye bildirilir. Kişiler dilerse, bu karara karşı 15 gün içinde savcının görev yaptığı yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine itirazda bulunabilir.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
İsnat edilen suça ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda savcı, olaya ilişkin dava açılmasını gerektirecek yeterlilikte delil elde edilemediği kanısındaysa kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir. Şikayete tabi olmasına rağmen mağdurun şikayetçi olmadığı yahut şikayet süresi içerisinde şikayette bulunmadığı olaylar bakımından da bu karar verilir.
Örneğin, failin ‘’Sen sabah uyandığında arabanı sağlam halde görüyor musun bak bakalım.’’ demesi suretiyle mağduru tehdit ettiği ancak mağdurun bu olay ile ilgili şikayetçi olmadığı bir senaryoda, mağdurunun akrabasının ilgili olayı ihbar etmesi halinde bu ihbara ilişkin kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilecektir.
Hakim bazı olaylar bakımından failin şahsi cezasızlık sebeplerinden birine veya birkaçına sahip olduğu hallerde de kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir. Şahsi cezasızlık sebepleri yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik, haksız tahrik, amirin emri gibi hallerdir.
Örneğin, gerçekleştirdiği eylemlerin anlam ve sonuçlarını anlayamayacak düzeyde akıl hastası olduğu doktor raporuyla anlaşılan B kişisinin A kişisine karşı yönelttiği ‘’Seni bıçaklarım’’ şeklindeki sözleri üzerine yapılan şikayet bakımından savcı, failin şahsi cezasızlık sebebine sahip olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir.
Savcının vermiş olduğu kovuşturmaya yer olmadığı kararı taraflara tebliğ edilir. Mağdur, bu karara karşı 15 gün içinde savcının görev yaptığı yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edebilir.
İddianamenin Düzenlenmesi
Soruşturma aşamasının sonucunda elde edilen deliller, alınan ifadeler, gerçekleştirilen işlemler doğrultusunda şüpheli kişinin isnat edilen suçu işlediğine dair yeterli şüphe oluşturması halinde savcı, olaya ilişkin bir iddianame düzenler ve bunu mahkemeye sunar. İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile suçun soruşturma aşaması kapatılır ve kovuşturma aşaması açılır.
Tehdit Suçunun Savunması
Savunma hakkı, herhangi bir suç işlediğinden bahisle şüpheli sıfatını almış kişinin kendisini savunabilmesi ve haklılığını ortaya koyabilmesi için gereken en önemli araçtır. Tehdit suçu bakımından şüpheli kişinin olaya ilişkin ileri sürebileceği savunmalar şunlardır:
- Şüphelinin sözlerinde ciddi olmadığı ve şaka yapma amacı güttüğü,
- Olaya ilişkin yalnızca şüphelinin aleyhine delillerin toplandığı lehe delillerin araştırılmadığı,
- Şüphelinin eylemlerin mağdurda korku ve endişe uyandırmadığı ve mağdurun faile gülerek yanıt verdiği,
- Mağdurun şüpheliye karşı haksız eylemler gerçekleştirmesi üzerine failin kapıldığı öfke ile suça sebebiyet veren eylemleri gerçekleştirdiği,
- Şüpheliye savunma hakkı verilmediği,
- Toplanan delillerin ispat gücünün tartışılmadığı ve direkt olarak dosyaya eklendiği.
Bu aşamada şüpheli kişilerin baskı altında olması, isnat edilen suça ve sürece ilişkin bilgilere yeterince hakim olmaması gibi nedenlerden dolayı savunma hakkını etkin bir biçimde kullanamaması olasıdır. Bu olumsuz durumların önüne geçebilmek adına bu sürecin, alanında uzman bir ceza avukatı ile yürütülmesi faydalıdır.
Tehdit Suçunun Ceza Yargılaması Aşaması
Şikayet veya ihbar üzerine savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabul edilmesi ile başlayıp mahkeme tarafından kesin hükmün verilmesi ile sona eren sürece kovuşturma yani ceza yargılaması aşaması denir.
Tehdit suçunda kovuşturma aşaması 2 farklı biçimde yapılabilir. Bunlardan biri basit yargılama usulü, bir diğeri ise genel yargılama usulüdür. Bu usullerden hangisinin uygulanacağını hakim takdir eder.
Basit yargılama usulü, üst sınırı 2 yıldan daha az olan hapis cezaları bakımından uygulanabilir.
Tehdit suçunun vücut, hayat, cinsel dokunulmazlık ve malvarlığına karşı işlenmesi halinde hakim tarafından basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir. Basit yargılama usulünde, kural olarak duruşma yapılmadan karar verilir ancak hakim takdir ederse duruşma da yapabilir.
Basit yargılama usulünde mahkeme, taraflara, suça ilişkin hazırlanan iddianameyi gönderir ve 15 gün içinde yazılı savunmalarını göndermelerini ister. Hakim bu savunmaları inceler ve sanık hakkında verdiği kararı taraflara gönderir ve kovuşturma aşaması tamamlanmış olunur.
Tehdit suçunun nitelikli halinde basit yargılama usulü uygulanamaz bu nedenle hakim zorunlu olarak yargılamayı genel yargılama usulüne uygun yapar.
Genel yargılama usulünde taraflar duruşmaya davet edilir. Duruşma sırasında önce ilgili suç isnadı hakim tarafından okunur. Sonrasında sanığın savunması, mağdurun şikayeti ve avukatların beyanları dinlenir.
Hakim, uzmanlık gerektiren konularda gerekli gördüğü takdirde bilirkişiden rapor isteyebilir, gerekli kurum ve kuruluşlardan bilgi ve belge isteyebilir, gerektiği takdirde kendisi de keşif yapabilir ve delil toplanmasını isteyebilir.
Bütün bu işlemler sonucunda hakim elde edilen bulguları, istenilen raporları ve tarafların beyanlarını dikkate alarak sanık hakkında bir hüküm verir. Verilen bu hükme karşı, itiraz, istinaf ve temyiz yollarına başvurularak kararın yeniden gözden geçirilmesi istenebilir.
Tehdit suçunda yetkili ve görevli mahkeme, suçun işlendiği yer Asliye Ceza Mahkemesidir.
Tehdit Suçunda Zamanaşımı
Tehdit suçunda dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği yani mağdurun korkutulduğu tarihten itibaren 8 yıldır. Dava zamanaşımı süresinin dolması ile birlikte, ilgili olay hakkında dava açma imkanı ortadan kalkar. Açılmış olan dava da düşer.
Tehdit suçunda ceza zamanaşımı süresi ise, hükmün kesinleştiği andan itibaren 10 yıl geçmesi ile dolar. Ceza zamanaşımı süresinin dolması ile birlikte, ilgili olay hakkında verilen ceza infaz edilemez hale gelir.
Tehdit Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Tehdit suçunun ceza yargılaması aşaması sonunda mahkemenin, sanık hakkında verebileceği birden fazla farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şu şekilde sıralanabilir:
- Beraat,
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
- Mahkumiyet,
- Adli Para Cezasına Çevirme,
- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB),
- Cezanın Ertelenmesi,
- Davanın Düşmesi
Beraat
Beraat kararı, yargılaması yapılan olay hakkında isnat edilen suç bakımından şüphelinin suçsuz olduğunu kanıtlayan bir karardır. Beraat kararı, gerçekleştirilen eylemin kanunda suç olarak düzenlenmemesi, suçun sanık tarafından işlendiğinin kesin olmaması, failin suçu işlerken kastının bulunmadığının ispatlandığı durumlarda verilebilir.
Yargıtay 15. Ceza Dairesi, sanığın mağdurun eşine karşı ‘’Senin ve eşinin burnunu kıracağım.’’ şeklindeki söylemlerinin, mağdurun, eşine iletilmesi kastıyla söylendiği hususunda yeterli ve inandırıcı bir delil bulunmadığı gerekçesiyle sanık hakkında tehdit suçundan beraat kararı vermiştir. (Yargıtay 15. CD., 2016/3728 E., 2016/9048 K.)
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
İşlediği eylemler neticesinde isnat edilen suçu işlemiş olabileceği yönünde kuvvetli şüphe bulunan sanığın sahip olduğu birtakım özel durumlar nedeniyle cezalandırılmaması halinde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı genel olarak; failin yaşının küçük olması, failin akıl hastası olması, sağır ve dilsiz olması, failin şahsi cezasızlık sebeplerinden birine sahip olması hallerinde verilir.
Örneğin, 11 yaşındaki B kişisinin, sosyal medya üzerinden A kişisine karşı ‘’Hazır ol, akşama evinin ordayım. Ağzını burnunu kıracağım.’’ şeklindeki söylemlerinin her ne kadar tehdit suçunun oluşumuna sebebiyet verdiği açıkça anlaşılsa da fail B, yaşı küçük olduğu için bu olayda fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilecektir.
Mahkumiyet
Mahkumiyet, şikayet veya ihbar konusu suçun, sanık tarafından gerçekleştirildiğinin yapılan incelemeler sonucunda kesin olarak anlaşılması halinde verilen bir karardır. Bu, sanığın suçluluğunu ispatlayan karardır.
Mahkumiyet kararı ile fail hakkında kanunda öngörülen ceza türleri verilir. Ancak bunların yanı sıra hakim takdir yetkisini kullanarak fail hakkında güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına da hükmedebilir.
Örneğin failin tehdit eylemleri sonucunda elde etmiş olduğu kazanca devlet tarafından el konulabilir, failin devlet memuriyeti kadrolarına girmesi yasaklanabilir.
Tehdit suçundan dolayı mahkumiyet alan failin, ceza kesinleştikten sonra 3 yıl içerisinde yeniden ve kasıtlı bir suç işlediği takdirde faile tekerrür hükümleri uygulanır ve cezası artırılır.
Hakim, iyi hal indirimi kapsamında:
- Failin geçmiş yaşantısını,
- Failin gerçekleştirdiği eyleme karşı gösterdiği pişmanlığı,
- Faile verilecek olan cezanın failin kalan yaşamı üzerindeki etkilerini,
- Failin günlük yaşamdaki ilişkilerini inceleyerek cezasını indirebilir.
Hakimin indirim yapması zorunlu değildir, kendi takdirindedir. Ancak hakim indirim yapmaya karar verirse faile verilecek olan cezanın ⅙ kadarını indirebilir.
Adli Para Cezasına Çevirme
Yargılama konusu suçun cezasının 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası olduğu hallerde hakim, bu cezanın hapis cezası şeklinde değil adli para cezası şeklinde infaz edilmesine karar verebilir. Bu çevirme hali kanuni bir zorunluluk olmayıp hakimin takdirine bırakılmış bir durumdur.
Tehdit suçunun vücut, hayat veya cinsel dokunulmazlığa karşı işlenmesi halinde faile verilecek olan hapis cezası 1 yıldan az ise bu hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilebilir.
Ancak tehdit suçunun nitelikli hallerinde alt sınır 2 yıl olduğu ve malvarlığı değerlerine karşı kötülük edileceğinden bahisle tehdit suçunda da hapis cezasının yanında alternatif olarak adli para cezası öngörüldüğü için, bu eylemler ile işlenen tehdit suçundan verilecek hapis cezası adli para cezasına çevrilemez.
Adli para cezasında hakim en az 5 en fazla 730 gün arasında kalmak kaydıyla hapis cezasının karşılığı olan gün sayısını belirler. Sonrasında failin mali durumunu göz önünde bulundurarak bu gün sayısını en az 20 en fazla 100 TL değerindeki bir miktar ile çarpar. Böylelikle faile verilecek olan adli para cezası bulunur.
Adli para cezası tek seferde yahut taksitler halinde ödenebilir. Adli para cezasının tek seferde ödenmesi kararlaştırılmışsa 1 sene içerisinde, taksitler halinde ödenmesi kararlaştırılmışsa eşit taksitler halinde 2 yıl içinde ödenmesi gerekir. Bu süre zarfında ödenmeyen adli para cezaları hapis cezasına dönüştürülebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, yargılamaya konu suç bakımından faile ceza verilmesi ancak bu cezanın hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eder. Bu karar ile, hükmün açıklanması 5 yıl geri bırakılır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı:
- Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 2 yıl veya daha az olduğu,
- Sanığın daha öncesinde kasıtlı bir suçtan dolayı ceza almamış olduğu,
- Sanığın tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemenin güvenini kazanmış olduğu,
- Sanığın HAGB teklifini kabul ettiği durumlarda verilebilir.
Tehdit suçunun temel halinde HAGB kararı verilebilir. Ancak tehdit suçunun nitelikli halinde yalnızca 2 yıl olarak ceza verilmesi halinde hapis cezası hakkında HAGB kararı verilebilir, 2-5 yıl arasında verilen hapis cezaları bakımından bu karar verilemez.
HAGB kararı ile sanık 5 yıl boyunca denetime tabi tutulur. Bu denetim süresi içerisinde mahkeme tarafından birtakım yükümlülükleri yerine getirmesi istenebilir.
Bu süre içinde yükümlülüklerini yerine getiren kişiye verilen hüküm hiç açıklanmaz ve davasının düşmesine karar verilir. Ancak yükümlülüklere uymayan yahut kasten başka bir suç işleyen kişi hakkında verilen hapis cezası açıklanır ve cezanın infazına geçilir.
HAGB kararının yerinde olmadığını düşünen kişiler bu karara karşı itiraz edebilirler. İtiraz, şüpheli, şüphelinin eşi veya avukatı tarafından kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin bağlı olduğu Ağır Ceza Mahkemesine dilekçe vermek suretiyle yapılır.
Cezanın Ertelenmesi
Yargılama konusu suç bakımından sanığa verilen hapis cezasının infazının bazı şartlara uyulmasının taahhüt edilmesi durumunda mahkeme tarafından ertelenmesidir.
Cezanın ertelenebilmesi için:
- Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması,
- Sanığın daha öncesinde kasıtlı olarak işlediği bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezası almamış olması,
- Sanığın başka bir suç işlemeyeceği konusunda mahkemeyi inandırmış olması gerekir.
DİKKAT: Tehdit suçunu işleyen sanığın 18 yaşından küçük yahut 65 yaşından büyük olduğu durumlarda bu kişiler hakkında hükmolunan 3 yıl veya daha az süreli hapis cezaları ertelenir.
Tehdit suçunun temel hali bakımından verilen hapis cezalarının ertelenmesi mümkündür. Lakin, tehdit suçunun nitelikli hallerinden dolayı verilen hapis cezasının yalnızca 2 yıl olduğu durumda ceza ertelenebilir, 2-5 yıl arasında verilen hapis cezaları ertelenemez.
Cezası ertelenen sanık hakkında 1-3 yıl arasında bir denetim süresi belirlenir ve sanıktan bu süreler zarfında belirlenen yükümlülükleri yerine getirmesi beklenir. Denetimlerini düzenli olarak yerine getiren ve bu süre içinde kasıtlı olarak suç işlemeyen kişinin cezası infaz edilmiş kabul edilir. Bu yükümlülüklere uyulmadığı takdirde hapis cezası, cezaevinde infaz edilmeye başlanır.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, yargılaması devam eden suçun şüphelisinin vefat etmesi, tarafların uzlaşması, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi, dava zamanaşımı süresinin dolması, suçun genel af kapsamına alınması halinde verilen bir karardır. Bu karar sonucunda sanığa ceza verilmeden dosya kapatılır.
Yargıtay, failin Nuran, Mesut, Fatma ve Halil’e yönelik olarak gerçekleştirdiği tehdit içeren eylemlerin, 10.02.2012 tarihinde gerçekleştirildiğini, karar verme tarihi olan 11.11.2020 tarihine kadar 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle davanın düşmesine karar vermiştir. (Yargıtay 3. CD., 2020/11415 E., 2020/16017 K.)
Tehdit Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Tehdit suçunda Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen hükmün üst makamlar tarafından yeniden değerlendirilmesini isteyen kişiler kanun yoluna başvurabilir. Tehdit suçu bakımından itiraz ve istinaf yoluna başvurmak mümkünken temyiz yoluna başvuru mümkün değildir.
Tehdit suçunda basit yargılama usulünün uygulandığı durumlarda, Asliye Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu kararın yanlış veya eksik olduğunu düşünen taraflar, kararı öğrendikleri tarihten itibaren 7 gün içinde kararı veren merciye dilekçe vermek suretiyle itiraz kanun yoluna başvurabilir.
Tehdit suçunda genel yargılama usulünün uygulandığı durumlarda, Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği kararın yeniden değerlendirilmesini isteyen taraflar, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvurusunda bulunabilir.
Temyiz yoluna kural olarak 5 yıl veya daha az süreli hapis cezaları hakkında başvurulamaz. Bu nedenle tehdit suçunda temyiz yoluna gidilemez.
7 gün içerisinde istinaf yoluna başvurulmaması yahut bu başvuru sonucunda İstinaf Mahkemesinin, Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen hükmü onadığı durumlarda hüküm kesinleşir. Bu durumda ilgili karara karşı herhangi bir üst merciye başvurma imkanı bulunmayacaktır. Tehdit suçunda hüküm, istinafta kesinleşir.
Sık Sorulan Sorular
Hakaret ve Tehditten Ceza Alır Mıyım?
Aynı kişiye karşı hem hakaret hem de tehdit içeren sözler sarf edilmesi durumunda bu eylemleri gerçekleştiren kişi, hem hakaret hem de tehdit suçundan ceza alır.
Sözlü veya Telefonla Tehdidin İspatı Nasıl Olur?
Sözlü yahut telefonla gerçekleştirilen tehdit suçunda en kolay ve erişilebilir ispat aracı bu eyleme tanık olan kişilerdir. Tehdit içeren eylemlerin yüze karşı söylenmesi durumunda aynı ortamda bulunan kişiler, telefonla işlenmesi durumunda telefon konuşmasını duyan kişilerin bu suçun işlendiğine yönelik beyanları delil olarak kullanılabilir.
Sonuç
Tehdit suçu, birçok farklı prosedürü içinde barındıran, karmaşık işlemleri, hak düşürücü süreleri içeren ve hapis cezası gerektiren bir suçtur. Günümüzde sıklıkla işlenen ve maruz kalınan bu suçun bazı hareketlerle işlenmesi halinde ceza artabilir, azalabilir yahut ceza verilmeyebilir. Yargılamanın lehe sonuçlanması isteniyorsa bu sürecin ceza avukatı ile takip edilmesi gerekmektedir.