Çocuğun Kaçırılması Ve Alıkonulması Suçu Ve Cezası

Çocuğun Kaçırılması Ve Alıkonulması Suçu Ve Cezası

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu, Türk Ceza Kanunu’nda Aile Düzenine Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenmektedir. Aile hukukundan kaynaklanan velayet ve vesayet hakkı bu suç tipi düzenlemesi ile koruma altına alınmıştır. Suçun temel halinde 1 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. 

İçindekiler

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçu Nedir?

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu, 16 yaşını doldurmamış olan çocuğun, velayet yetkisi elinden alınan annesi veya babası tarafından ya da üçüncü derece dahil kan hısımları tarafından zor kullanmadan kaçırılmasıdır. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu, Türk Ceza Kanunu m. 234’te düzenlenmektedir. 

TCK 234: 

‘’Velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya babanın ya da üçüncü derece dahil kan hısmının, onaltı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından cebir veya tehdit kullanmaksızın kaçırması veya alıkoyması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’

‘’Kanunî temsilcisinin bilgisi veya rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçu Nasıl Oluşur?

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu, 16 yaşını bitirmemiş olan çocuğun kanunda sayılan belirli kişiler tarafından cebir ya da tehdit olmaksızın alıkonulması ya da kaçırılması suretiyle oluşur. 

Suçu işeyebilecek kişiler; çocuğun velayeti elinden alınmış olan anne ya da babası, büyük annesi, büyük babası, halası, teyzesi, dayısı ve amcasıdır. Bu kişiler dışında biri, örneğin çocuğun teyzesinin oğlu bu suçu işleyemeyecektir.  

Suç yukarıdaki şekilde oluşabileceği gibi, kanuni temsilcinin rızası dahilinde olmadan evi terk etmiş çocuğu, çocuğun rızası olsa dahi ailenin ve yetkili merciilerin haberi olmaksızın yanında tutmasıyla da oluşabilir. Bu halde suç herkes tarafından işlenebilir ve şikayete tabi olur.

DİKKAT: 16 yaşından büyük çocukların cebir ve tehdit kullanılarak kaçırılması halinde, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu meydana gelmektedir.

Velayet Yetkisi Elinden Alınan Ebeveyn veya Yakın Akrabalar Tarafından Çocuğun Alıkonulması veya Kaçırılması

Çocuğun kaçırılması, çocuğun kendi hakimiyet alanından alınarak failin kendi kontrol alanına fail tarafından geçirilmesidir. Bu anlamda çocuk, kendi hakimiyet alanı olarak okulda, evde, herhangi bir kursta, sinemada yahut bakıcının yanında olabilir. Çocuğun bu gibi belirli alanlardan fail tarafından istenen bir başka alana götürülmesi ile bu suç meydana gelecektir.

Suçun bu şekilde meydana gelebilmesi herkes tarafından mümkün olmayıp, kanunda sayılan kişiler tarafından gerçekleştirilmiş olmalıdır. Bu kişiler şunlardır; çocuğun velayet yetkisi elinden alınmış olan anne ve babası, anneannesi, babaannesi, dedesi, amcası, dayısı, teyzesi ve halasıdır. 

Çocuk, failin kontrol alanına girmediği müddetçe bu suç tipi oluşmayacaktır. Örneğin çocuk aynı evin içindeki bir odadan diğerine götürülürse veya çok yakın bi yere götürülürse bu suç meydana gelmez. Burada çocuğun failin kontrol merkezine girip girmediğini hakim takdir edecektir.

Bu suçun oluşması için faili çocuğu belirli bir süre hakimiyet altında tutmasına gerek olmayıp, çocuk failin hakimiyet altına girdiği anda suç meydana gelmiş olacaktır. Örneğin fail çocuğu kaçırmak amacıyla onu kendi arabasına bindirdiği anda bu suç oluşmuştur.

Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, boşanma davası sürerken çocuğun babası tarafından annesine teslim edilmemesi üzerine çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu meydana gelmemiştir. Çünkü bu aşamada babanın velayet hakkı halen devam etmektedir. (Yargıtay 14. CD. 2011/17850 E. 2013/2127 K.)

Evi Terk Eden Çocuğun Yabancı Bir Kişi Tarafından Alıkonulması

Çocuğun alıkonulması ise failin hakimiyet alanına, çocuğun; velisinin, vasisinin ya da bakım yükümlüsünün rızası ile girmesi ancak failin daha sonra çocuğu teslim etmemesidir.

Örneğin bir anne çocuğunu rızası ile boşanmış olduğu kocasına bırakırsa ve sonrasında baba çocuğu kadına teslim etmezse baba tarafından çocuğun alıkonulması söz konusudur. 

TCK m.234/3’e göre, çocuğun kanuni temsilcisinin izni olmaksızın evi terk etmesi durumunda, çocuk eğer kendi rızasıyla da olsa fail tarafından tutuluyorsa suç meydana gelecektir. Çocuğun rızasına rağmen çocuğun alıkonulması söz konusu olacaktır. 

Örneğin bir çocuk veli ya da vasinin izni dışında evi terk edip arkadaşının ailesinin evine giderse, aile bu durumu çocuğun veli ya da vasisine  veya yetkili makamlara bildirmez ise çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu meydana gelecektir. Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, çocuğun evi terk etme amacı olmadan arkadaşının evinde kalması üzerine bu suç meydana gelmemiştir. (Yargıtay 8. CD. 2020/16636 E. 2021/17559 K.)

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçunun Cezası 

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun cezası 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Cezayı tayin edecek olan hakim, somut olayın koşullarına, doğmuş olan zararın büyüklüğüne göre suçun asıl nedenini araştırarak yukarıdaki sınırlar dahilinde belirleyecektir.

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Hâlleri ve Cezaları

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun cezayı artıran nitelikli hali, suçu oluşturan fiilin cebir veya tehdit ile işlenmesi ya da çocuk henüz 12 yaşını bitirmemiş ise verilecek cezanın bir kat artırılmasıdır. Nitelikli hale ilişkin düzenleme TCK m.234/2’dedir.

TCK 234/2: 

‘’Fiil cebir veya tehdit kullanılarak işlenmiş ya da çocuk henüz oniki yaşını bitirmemiş ise ceza bir katı oranında artırılır.’’

Suçun Cebirle İşlenmesi

Cebir, aslında bir suç tipi olarak Türk Ceza Kanunu’nunda da düzenlenmektedir. Cebirin söz konusu olabilmesi için failin fiziksel olarak zor kullanmak suretiyle bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlaması gerekmektedir. 

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun cebirle işlenmesi halinde verilecek olan ceza 1 kat oranında artırılacaktır. 

Suçun Tehditle İşlenmesi

Tehdit de cebir gibi kanunda ayrıca suç olarak düzenlenmektedir. Tehdit, bir kimseye göz dağı vererek bir davranışı yapmaya zorlamaktır. 

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun tehditle işlenmesi halinde verilecek olan ceza 1 kat oranında artırılacaktır.

Suçun 12 Yaşını Bitirmemiş Çocuğa Karşı İşlenmesi

Kanunda 234. maddenin birinci fıkrasında sayılan belirli kişiler tarafından çocuğa karşı bu suçun işlenmesi ve çocuğun da 12 yaşından küçük olması durumunda cezayı artıran nitelik hal söz konusudur. Bu durumda verilecek olan ceza 1 kat oranında artar.

Örneğin iki yaşındaki bir bebeğin, büyükanne ve büyükbaba tarafından annesinden alınması halinde, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun nitelikli hali meydana gelecektir.

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, failin elde olmayan nedenlerle işlediği suçu tamamlayamaması halidir. Suçun, teşebbüs halinde kalması durumunda, verilecek cezada bir miktar indirim yapılır.

Örneğin, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun, çocuğun halası tarafından işlenirken, halanın kaçırmak suretiyle çocuğu arabaya bindirmesi üzerine çocuğun çığlıklarını duyan polisin müdahalesi halinde suç tamamlanmamış olacak ve teşebbüs aşamasında kalacaktır. 

İştirak, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun birden fazla kişi ile işbirliği halinde işlenmesidir. Asıl suçu işleyen kişi fail, suç işlemeye teşvik eden kişi azmettiren, suç işlenişine yardımda bulunan kişi ise yardım eden sıfatıyla suçtaki katkılarına göre cezalandırılırlar.

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu bakımından, velayet yetkisi olmayan baba çocuğunu kaçırma düşüncesi içindeyken onu suçu işlemeye ikna eden arkadaşı, çocuğu kaçırmayı sağlayacak aracı bulan kardeşi de bu suçtan dolayı suçtaki katkılarına göre cezalandırılacaklardır.

İçtima halinde, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu aynı zamanda bir başka suçu da meydana getirir. İçtima söz konusu olduğu zaman, fail en fazla suçun öngörüldüğü suçtan tek bir ceza alacaktır. 

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçu ve Cezası

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçunun Soruşturma Aşaması

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun soruşturma aşamasında suçla ilgili ayrıntılı incelemeler yapılır. Bu aşama savcının suç şüphesini öğrenmesi ile başlamaktadır. Savcı suç şüphesini öğrendikten sonra gerekli görürse, şüpheliyi gözaltına alabilir, adli kontrol ya da tutuklamaya ilişkin koruma tedbirlerini uygulayabilir. 

Bu aşamada şüphelinin ifadesi alınır, sorgusu yapılır ve suçla ilgili tüm deliller toplanarak gerçeğe ulaşmaya çalışılır. Tüm bu süreçlerin sonunda yeterli delil olduğu takdirde iddianame düzenlenerek dava açılacaktır. 

Şikâyet-İhbar

TCK’da yer alan bazı suç tiplerinin soruşturulmaya başlanması için mağdur olan kişinin, yetkili makamlara şikayeti zorunludur. Bu durumda, mağdur olan kişinin yetkili makamlara şikayeti olmadan soruşturma evresi başlamaz. Buna karşın bazı suçlar ise şikayet şartı aranmaksızın herhangi bir kişinin ihbarı ile savcının suç şüphesini öğrenmesi ile soruşturulmaya başlanır. 

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu açısından, suçun velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya baba tarafından ya da büyükanne, büyükbaba, teyze, amca, hala, dayı tarafından işlenmiş olması durumunda şikayet aranmaksızın soruşturmaya başlanabilecektir.

Ancak suçun 3. fıkradaki hali ile evi terk eden çocuğun kaçırılması ve alıkonulması şeklinde işlenmesi halinde ise mağdurun şikayeti aranmaktadır. Aksi halde savcı, soruşturmaya başlamayacaktır. Suçun bu işleniş şeklinde, mağdurun şikayetini geri çekmesi durumunda soruşturma dosyası kapanmaktadır. Açılan dava ise düşmektedir.

Şikayet ve ihbara ilişkin bildirimler suçun öğrenilmesinden itibaren yetkili makamlara yapılabilmektedir. Şikayet ve ihbarın yapılacağı yetkili makamlar; Cumhuriyet başsavcılıkları ile jandarma-polis merkezleridir.

Gözaltı

Gözaltı, savcının talimatıyla suça ilişkin soruşturmanın tamamlanması amacıyla şüphelinin belirli bir süreyle kolluk nezaretinde tutulmasıdır. Şüpheli kişi en fazla 24 saatliğine gözaltına alınabilecektir. Suçun, birden fazla kişi tarafından işlenmesi halinde, gözaltı süresi 3 güne kadar uzatılabilmektedir.

Gözaltına alınan kişinin kendisi bu karara karşı itiraz edebileceği gibi, kişinin eşi, avukatı veya yasal temsilcisi de itiraz edebilecektir. Gözaltı kararına karşı yapılacak olan itiraz, Sulh Ceza Hakimliğine yapılmaktadır. 

Gözaltı kararı, suçu işlemiş olan12 yaş altındaki çocuklar hakkında verilememektedir.

Delillerin Toplanması

Suç şüphesi altında bulunan kişi hakkında gerçeklerin ortaya çıkarılması amacı ile soruşturmaya dair tüm lehe ve aleyhe olan deliller savcı tarafından toplanır. 

Delillerin toplanması aşamasındaki en önemli husus delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesidir. Aksi halde, elde edilen deliller yargılamanın herhangi bir evresinde ispat amacıyla kullanılamayacaktır.

Hukuka aykırı delillere örnek olarak, yetki makamların izni olmaksızın kaydedilen telefon kayıtları verilebilir. 

Bu aşamada alınacak olan bilirkişi raporları veya uzman mütalaası da çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu bakımından delil niteliğinde olacaktır. Savcı, bu aşamada elde edilen tüm delilleri değerlendirir ve suç şüphesini destekler nitelikte deliller olması halinde iddianame düzenler. 

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu aşamasında, kişi suç konusu hakkında savcı, hakim ya da kolluk görevlileri tarafından dinlenir

Öncelikle kişi davetiye ile çağrılır, gelmez ise zorla getirileceği de belirtilir. Bu davetiyeye rağmen ifade ve sorguya gelmeyen kişi zorla getirtilir. 

İfade alımına başlanırken kişinin kimliği belirlenerek hangi suç dolayısıyla orada olduğu açıklanır. Kişinin bu aşamada sahip olduğu haklar kendisine anlatılır. Örneğin kişi olayla ilgili açıklama yapmama, ya da yakınlarına haber verme hakkına sahiptir. Bu evrede kişinin müdafii seçme hakkı da vardır. Eğer kişinin avukat tutmaya elverişli ekonomik durumu yoksa barodan avukat isteyebilecektir. 

İfade ve sorgu aşamasına ilişkin olarak en önemli nokta ise; kişiye zor kullanılmamalı, herhangi bir ilaç vermek suretiyle ya da işkence etme yoluyla konuşması sağlanmaya çalışılmamalıdır. Bu gibi işlemlerin yapılması halinde ifade ve sorgu hukuka aykırı olacaktır. 

İfade ve sorgu sonunda, kişiye bir tutanak imzalatılacaktır. Kişinin bu tutanağı dikkatlice okuması ve ona göre imzalaması gerekir. Aksi halde orada yazılı olmayan bir husus olması durumunda yahut yanlış bilgi olması halinde hak kayıpları yaşanabilir. 

Uzlaşma

Uzlaşma, mağdur ve failin bir başkası tarafından anlaştırılmasıdır. Uzlaşma, şikayete bağlı suçlar açısından mümkün olabilecektir. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda uzlaştırma hükümleri uygulanabilecektir.

Uzlaşma yoluna başvurulması halinde dosyaya bir uzlaştırmacı atanır. Uzlaştırmacı, olaya ilişkin bir teklif hazırlayıp taraflara iletir. Bu teklifin taraflarca kabul edilmesi halinde, kovuşturma aşamasında dava düşecektir. Taraflar soruşturma evresinde uzlaşırsa, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek soruşturmaya devam edilmeyecektir. 

Taraflar teklifi kabul etmez yahut 3 gün içerisinde herhangi bir cevap vermezse uzlaşma sağlanamamış sayılır. Bu durumda yeniden uzlaşma yoluna başvuru imkanı kalmamaktadır.

Adli Kontrol

Adli kontrol koruma tedbiri; suç şüphesi altında bulunan kişinin, özgürlüğünün tutuklama gibi ağır bir tedbir gibi kısıtlanması yerine bazı yükümlülüklerle denetimde tutulmasıdır.

Bu yükümlülükler hakimin takdirine göre ya da mevcut duruma göre değişebilmektedir. Örneğin; her gün karakola giderek imza atılması, yurt dışı çıkış yasağı veya elektronik kelepçe uygulaması bazı adli kontrol yükümlülüklerindendir.

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda adli kontrol kararı verilebilir. Adli kontrol kararı, en fazla 2 yıl olmakla birlikte bu süre bazı hallerde ise 1 yıl daha uzatılabilecektir.

Verilen adli kontrol kararına karşı itiraz yolu açıktır. İtiraz, kararın taraflarca öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin bağlı olduğu asliye ceza mahkemesine yapılmaktadır.

Tutukluluk

Tutukluluk tedbiri, geçici olarak uygulanan, şüpheli kişinin kaçma tehlikesinin veya delilleri yok etme, gizleme ya da değiştirme niyetinin anlaşılması halinde hakim tarafından verilen tedbir türüdür. 

Tutuklama kararının verilebilmesi için kaçma tehlikesi veya delillerin güvenilirliğini bozma tehlikesinin somut nedenlerle ortaya konulması gerekir.

Tutuklanmasına karar verilen kişi en fazla 1 yıl süreyle cezaevinde kalır. Bu süre 6 aylığına belirli şartlarda uzatılabilir. Bu sürelerden uzun süreyle verilen tutukluluk kararlarına karşı itiraz yolu açıktır.

Tutukluluk kararına itiraz, 7 gün içinde, kararı veren sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi içerisinde bulunduğu asliye ceza mahkemesine yapılır. İtiraz başvurusunu yapabilecek kişiler; şüpheli kişi, eşi, anne-babası gibi birinci ve ikinci derece akrabalarıdır.

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda soruşturma aşamasında verilebilecek kararlar aşağıdaki gibidir:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
  • İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda, soruşturmaya konu olan eylemlerin suç oluşturmadığının açıkça anlaşılması yahut yetkili makamlara gelen ihbar veya şikayetin genel ve soyut nitelikte olduğunun anlaşılması halinde SYOK kararı verilecektir.

SYOK kararının verilmesi halinde, soruşturma işlemleri başlamadan dosya kapanmaktadır. Konuya ilişkin herhangi bir yargılama yapılamaz.

Bu karara karşı itiraz, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde, kararı veren savcılığın bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yapılır. 

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda, yürütülen soruşturma sonunda  şikayet veya ihbar konusu şüpheli veya olay hakkında yeterli şüphe oluşturacak delilin elde edilememesi durumunda KYOK kararı verilir.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. Bu karara karşı itiraz, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde, kararı veren savcılığın bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yapılır. 

İddianamenin Düzenlenmesi

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda yapılan soruşturmanın sonunda savcı, suçla ilgili yeterli delile ulaşırsa iddianame düzenleyerek mahkemeye sunar. İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde dava açılır ve yargılama aşamasına geçilir.

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçunun Savunması

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda yapılabilecek bazı savunmalar aşağıdaki gibidir:

  • Çocuğun 16 yaşından büyük olduğu,
  • Çocuğun ailesinin rızası dahilinde olduğu,
  • Nitelikli halin oluşmadığı,
  • Delillerin hukuka uygun elde edilmediği,
  • Delillerin toplanması aşamasında sadece aleyhe delillerin toplandığı,
  • Çocuğun evi terk etme niyetinin bulunmadığı,
  • Suçu oluşturacak yeterli delil olmadığı,
  • Suç işleme kastının bulunmadığı.

Savunma aşaması, mahkum olunacak cezanın en alt sınırda olması açısından oldukça önemlidir. Bu itibarla, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun savunması açısından alanında uzman ceza avukatından yardım alınması önemlidir.

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda ceza yargılaması aşaması, iddianamenin kabulüyle başlayan mahkemenin yargılamada kesin hüküm vermesi ile son bulan aşamadır. Bu aşama uygulamada kovuşturma evresi olarak bilinir.

Bu aşamada, varsa tanıklar dinlenir, suçlu kendini savunur, hakim duruşmada sorgulama yapabilir. Sürecin sonunda ise hakim bir karar verir.

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda basit yargılama usulü tercih edilebilir. Basit yargılama usulü tercih edilirse, duruşma yapılmaz ve kovuşturma evresi doya üzerinden ilerler. Basit yargılama usulünün tercih edilmesi halinde kararın tebliğ edildiği günden itibaren 7 gün içinde mahkemeye sunulan dilekçe ile karar itiraz edilmesi mümkündür. İtiraz incelemesinin sonucunda verilen karar istinaf edilebilir.

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçunda Zamanaşımı

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıl; ceza zamanaşımı süresi ise 10 yıldır.  

Dava zamanaşımı süresinin kesinleşmesiyle birlikte işlenen suç hakkında dava açılamaz, ceza da verilemez. Dava zamanaşımı süresi suçun işlendiği tarihten itibaren başlar. 

Ceza zamanaşımında ise, sürenin geçmesi ile birlikte cezanın infazı istenemez. Ceza zamanaşımı süresi kesin hükmün açıklanması ile başlar. Mahkeme kararı, 7 günlük başvuru süresi içinde kararın istinaf edilmemesi halinde kesinleşir. Aynı şekilde, istinaf ve temyiz kanun yollarının tüketilmiş olması halinde de karar kesinleşir.

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu bakımından, yapılan yargılama sonucunda mahkeme tarafından verilebilecek kararlar şöyledir: 

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı,
  • Mahkumiyet,
  • Adli Para Cezasına Çevirme,
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB),
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi

Beraat

Beraat kararı, sanığın suçu işlemediğinin sabit olmasıdır. Beraat kararı verilmesi halinde suç şüphesi altında olan kişi suçsuz niteliğine kavuşacaktır. Suç unsurları oluşmadığı takdirde, yargılama yapılmasına neden olan eylemler kanunda suç olarak tanımlanmadığı sürece ya da suçun o şüpheli tarafından işlenmediğinin anlaşılması halinde beraat kararı verilecektir.

Örneğin, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu açısından 16 yaşını bitirmemiş olan çocuk, anne ve babasının izni dahilinde bir arkadaşının evinde kalırsa, evinde kaldığı kişiler açısından bu suç meydana gelmez. Suçun unsurları oluşmadığından böyle bir yargılama söz konusu olduğundan beraat kararı verilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı kapsamında, sanığın eylemleri suç oluşturmasına rağmen bazı sebeplerden ötürü sanığa ceza verilemez ve bu durum adli sicil kaydına işlenmez. 

Ceza verilememe sebeplerine örnek olarak; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, failin zorunluk nedeniyle bu suçu işlemesi, suçun cebir ya da tehdit altında işlenmesi ve ya kusurluluğu ortadan kaldıran bir hataya düşülmesi halleri verilebilir. 

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçuna ilişkin yukarıdaki sebeplerin varlığında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir.

Mahkûmiyet

Mahkumiyet kararı, yapılan yargılama sonucu sanığın suçlu olduğuna hükmedilmesi halinde verilir. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu açısından 3 aydan 1 yıla kadar mahkumiyet kararı verilebilir. Ayrıca gerekli gördüğü takdirde güvenlik tedbirine de hükmedilebilir.

Bu suç işlendikten sonra 3 yıl içinde başka bir suç işlendiği takdirde tekerrür meydan gelecek ve bu durumda mahkumiyet süresi artacaktır.

Bazı durumlarda ise, hakim sanığı iyi hal kapsamında değerlendirirse mahkumiyet süresi 1/6 oranında azalabilir. Örneğin hakim, sanığın davranışları ve sosyal statüsünü de dikkate alarak mahkumiyet süresinde indirime gidebilir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Sanığa verilen hapis cezasının 1 yıl veya daha az süreli olması halinde bu hapis cezası adli para cezasına çevrilebilmektedir. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda adli para cezasına çevirme kararı verilebilir. Bu karar hakimin takdirindedir. 

Öncelikle verilen hapis cezasının gün olarak karşılığı bulunur. Adli para cezası verilecek gün sayısı 5 gün ile 730 gün arasındadır. Bu gün aralığında belirlenen gün sayısı, failin ekonomik durumu göz önüne alınarak en az 20 TL, en fazla 100 TL olacak şekilde bir ücretle çarpılır ve adli para cezasının miktarı belirlenmiş olunur. 

Hakim, verilen adli para cezasının tek seferde veya taksitle ödenmesine karar verebilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanık hakkında verilen cezanın belli koşullarla  5 yıl süre ile açıklanmasının ertelenmesidir. 5 yıllık sürede, kişinin belirlenen yükümlülüklere uyması ve suç işlememesi halinde, hükmedilen ceza hiç verilmemiş sayılır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için; 2 yıldan az hapis cezasına hükmedilmiş olması, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olması ve hâkimde tekrar suç işlemeyeceği yönünde kanaat olması gerekmektedir.

Bu kararın verilmesine karşı itiraz yolu açıktır. İtiraz, 7 gün içinde kararı veren mahkemenin bağlı olduğu ağır ceza mahkemesine sunulan dilekçe ile yahut zabıt katibine bulunulan beyan ile yapılır.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının, belirli şartlar altında cezaevinde infazının ertelenmesidir. 

Cezanın ertelenebilmesi için hükmolunan hapis cezasının 2 yıldan daha az süreli olması, sanığın bu olaydan önce 3 aydan fazla hapis cezası almamış olması ve hakime başka bir suç işlemeyeceği yönünde bir kanaat oluşturması gerekmektedir. 

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda verilecek cezanın üst sınırı 1 yıldır. 2 yıldan az süreli olduğu içim cezanın ertelenmesi kararı verilebilir.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi kararı, dava konusu olayın artık dava olmaya elverişli olmaması ve verilecek cezanın infaz edilemeyecek olması sebebiyle verilen bir karardır. Sanığın ölmesi, suçun genel affa uğraması, suç konusu eylemin dava zamanaşımına uğraması gibi hallerde davanın düşmesi kararı verilebilir.

Çocuğun Kaçırılması Ve Alıkonulması Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Yargılama sonucu hükmedilen kararın yanlış olduğunu düşünen kişilerin, bu karara ilişkin, bir üst mahkemede istinaf incelemesi talep etme hakkı bulunmaktadır. 

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda, yargılama sonucunda verilen karar karşı 7 gün içinde kararı veren mahkemeye bir dilekçe sunularak veya mahkemenin zabıt katibine sözlü beyanda bulunularak istinaf başvurusu yapılabilir. Bu süre kaçırılması halinde tarafların istinafa başvurma imkanı kalmaz.

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu açısından her durumda temyiz başvurusu mümkün değildir. Çünkü, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz yolu kapalıdır. 

İstinaf mahkemesi tarafından, verilen cezanın artırıma yönelik kararların temyizi mümkündür. Bu halde, istinaf kararının taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde temyiz talebinde bulunulabilir.

Sonuç

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu, hem çocuğun üstün yararının korunması gerektiğinden hem de suçun temel ve nitelikli hallerine ilişkin olarak ayrımın iyi yapılması gerektiğinden etkin bir şekilde savunmayı gerektirir. Bu anlamda, soruşturma ve kovuşturma evrelerinin detaylı takibi oldukça önemlidir. Alanında uzman bir ceza avukatından yardım almakta fayda olacaktır. 

Telefonla Sor