Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Baba Tarafından Tanınması
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması, evlilik dışı ilişki sonucu dünyaya gelen çocuk ile baba arasında soy bağının kurulmasını sağlayan yollardan biridir. Tanıma işlemi, çeşitli yollarla gerçekleştirilebilir. Tanıma neticesinde, baba ile çocuk arasında artık soy bağı kurulmuş olur.
İçindekiler
Tanıma Nedir?
Tanıma, evlilik dışı dünyaya gelen çocuğun biyolojik babası tarafından resmi bir beyanla kabul edilmesidir. Tanıma yoluyla baba ve çocuk arasında soy bağı ilişkisi kurulur. Tanıma beyanında yalnızca baba bulunabilir. Anne ile çocuk arasında soy bağı doğumla kurulduğundan, annenin tanıma beyanında bulunması mümkün değildir.
Evlilik Dışı Doğan Çocukla Soy Bağının Kurulması
Evlilik dışı ilişki sonucu dünyaya gelen çocukla soy bağının kurulmasında anne ve çocuğun biyolojik babası bakımından bazı farklılıklar vardır. Anne bakımından soy bağı, doğumla kurulur. Dolayısıyla anne ile soy bağı kurulmasında evlilik dışı veya evlilik içi doğum bakımından fark yoktur.
Evlilik dışı doğan çocukla baba arasında soy bağı ise anne ile evlenme, tanıma ya da babalığın tespitine ilişkin mahkeme kararı ile kurulur. Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması, birden fazla yöntemle mümkün olabilir.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Baba Tarafından Tanınması Yolları
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınmasının çeşitli yolları bulunmaktadır. Bu yollar, TMK 295’te şöyle sayılmıştır:
“Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur.“
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Baba Tarafından Tanınmasının Şartları
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınmasının şartları: tanıyan kişinin biyolojik baba olması, çocuğun başka bir erkek ile soy bağının bulunmaması ve tanıma iradesinin Kanuna ve usule uygun bir şekilde açıklanmasıdır.
Tanıyan Kişinin Biyolojik Baba Olması
Tanıma işleminin gerçekleşebilmesi için tanıyan kişi, biyolojik baba olmalıdır. Ayrıca, bu işlem biyolojik baba tarafından bizzat yapılmalıdır. Dolayısıyla yasal veya iradi temsilciler, baba adına tanıma beyanında bulunamaz.
Çocuğun Başka Bir Erkek İle Soy Bağının Bulunmaması
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınmasının bir diğer şartı ise çocuğun başka bir erkekle soy bağının bulunmamasıdır. Dolayısıyla, çocuk başka bir erkeğe soy bağı ile bağlanmışsa bu bağ ortadan kaldırılmadığı sürece tanımanın yapılması mümkün değildir.
Bu husus, TMK 295/3’te şöyle düzenlenmiştir:
“Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.”
DİKKAT: Çocuk ile başka bir erkek arasında soy bağının bulunması halinde, soy bağının reddi davasının açılması gerekir. Aksi halde tanıma beyanında bulunulması mümkün olmayacaktır. Söz konusu dava ile ilgili bilinmesi gereken tüm hususlar, “soy bağının reddi davası” yazımızda bulunmaktadır.
Tanıma İradesinin Kanuna Ve Usule Uygun Bir Şekilde Açıklanması
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması için tanıma iradesinin Kanuna ve usule uygun olarak açıklanması gerekir.
Bu noktada TMK 295/1 hükmü, gereken usulü şöyle belirlemiştir:
“Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur”
Bu usullere ilişkin ayrıntılı bilgiler, aşağıdaki konu başlığı altında anlatılmıştır.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Baba Tarafından Tanınmasının Usulü
Tanıma beyanında bulunmak için TMK 295 kapsamında düzenlenen çeşitli usuller bulunmaktadır. Bu çerçevede, tanıma beyanı nüfus memuruna ya da mahkemeye yazılı beyanla yapılabilir. Ayrıca resmi senetle yahut vasiyetname düzenleyerek de evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması mümkündür. Bu usuller, aşağıda ayrı ayrı detaylı şekilde açıklanmıştır.
Nüfus Memuruna Yazılı Başvuru
Baba, nüfus memuruna yapacağı yazılı başvuruyla birlikte evlilik dışı doğan çocuğunu tanıyabilmekte ve böylelikle soy bağı ilişkisi kurulabilmektedir. Baba, çocuğun kayıtlı bulunduğu yerdeki nüfus müdürlüğüne başvurmalıdır.
Babanın farklı bir nüfus müdürlüğüne başvurması halinde, beyanda bulunulan nüfus memuru, tanımayı babanın ve çocuğun kayıtlı olduğu nüfus memurluklarına bildirir. Ayrıca çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus müdürlüğü de tanımayı çocuğa, annesine, çocuk vesayet altındaysa vesayet makamına bildirir.
Mahkemeye Yazılı Başvuru (Babanın Tanıma Davası)
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması, mahkemeye yazılı başvuru ile de yapılabilir. Uygulamada bu işleme, babanın tanıma davası denilmektedir. Babanın tanıma davası hususunda, aşağıda ayrı bir başlık altında ayrıntılı açıklama yapılmıştır.
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması tek taraflı bir irade beyanını yansıttığı için bu konuda mahkemeye yapılan başvuru hasımsız bir davadır. Dolayısıyla, dava süreci çekişmesiz olarak yürütülür.
Resmi Senet
Baba, evlilik dışı doğan çocuğunu noterde düzenleyeceği resmi senetle tanıyabilir. Dolayısıyla noter tarafından Noterlik Kanunu’nda belirtilen şartlara uygun olarak yapılan resmi senetle de baba tanıma iradesini beyan edebilir.
DİKKAT: Resmi senet düzenlenmeden babanın imzasının bulunduğu belgenin noter tarafından sadece onaylanması, tanıma için yeterli değildir. Ayrıca, senet düzenlenirken tanıma iradesinin bizzat babaya ait olması gerekir.
Vasiyetname
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması, vasiyetname yoluyla da mümkündür. Dolayısıyla vasiyetname şekillerinden herhangi biriyle tanıma sağlanabilir.
Tanıma beyanının vasiyetname ile yapılması için tanımada bulunan kişinin vasiyetname yapma ehliyetine sahip olması gerekir. Buna göre ayırt etme gücüne sahip, 15 yaşını dolduran herkes vasiyetname yapma ehliyetine sahiptir.
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması, sayılan usullerden herhangi biri ile gerçekleştirilebilir. Fakat en cazip usulün hangisi olacağı, olayın koşullarına göre değişkenlik gösterir. Bu nedenle, uzman aile hukuku avukatından yardım alarak adım atmakta yarar vardır.
Babanın Tanıma Davası
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması usullerinden mahkemeye başvuru yöntemi, uygulamada babanın tanıma davası olarak bilinir. Bu işlem, babanın tek taraflı olarak mahkemeye yazılı başvuruda bulunmasıdır. Başvurulacak mahkeme ise aile mahkemeleridir.
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması, çocuk yaşadığı süre boyunca gerçekleşebileceği gibi, çocuğun vefat etmesinde sonra da gerçekleşebilir. Ayrıca çocuk, doğumdan önce de tanınabilir. Fakat bu şekilde bir tanımanın geçerli olabilmesi için çocuğun tam ve sağ doğması ve doğumdan sonra başka bir erkekle soy bağının kurulmamış olması gerekir.
Tanımanın İptali Davası
Tanıma tek taraflı bir irade beyanını yansıttığı için bu durumun olumsuzluklarını engellemek maksadıyla, tanımanın sonradan iptal edilebilmesine imkan sağlanmıştır. Bu çerçevede, tanıma beyanında bulunan kişinin irade sakatlığı (hata, hile, korkutma) varsa ya da anne veya çocuğun tanıma beyanında bulunan kişinin baba olmadığı ileri sürüyorsa tanımanın iptali davası açılabilir.
Tanımanın iptali davası, taraflardan birinin dava yahut doğum sırasındaki yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki aile mahkemelerinde açılabilir. Aile mahkemesinin olmadığı yerde, davaya asliye hukuk davası bakar. Bu davada istinaf ve temyiz imkanı mevcuttur.
Tanıma beyanı, kanunda belirtilen şekle uygun olmadan yapılması, tanıyanın ayırt etme gücüne sahip olmaması, yasal temsilcisinin onayı bulunamaması veya çocuğun başka bir erkekle soy bağının bulunması hallerinde kesin hükümsüzdür. Kesin hükümsüz olan işlem kendiliğinden geçersiz olacağı için iptali talep edilemez. Ancak durumun tespiti hususunda mahkemeden istemde bulunulabilir.
Tanıyan Tarafından İrade Sakatlığı Nedeniyle Açılan Tanımanın İptali Davası
Tanıma beyanında bulunan kişinin, beyanındaki irade sakatlığına dayanarak tanımanın iptali davasını açması mümkündür.
Bu husus TMK 297/1’de şöyle düzenlenmiştir:
“Tanıyan, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava edebilir.”
Yanılma, tanıyanın kendi çocuğu yerine bir başkası için tanıma beyanında bulunmasıdır. Aldatma, kişinin tanıdığı çocuğun kimliği konusunda kandırılması ve bir başkasını çocuğu zannederek tanımasıdır. Korkutma ise tanıyanın tehdit edilerek ya da baskıya maruz kalarak mecburen tanıma beyanında bulunmasıdır.
İptal davası, anne ve çocuğa karşı açılır. Tanıma beyanında bulunan kişinin davadan olumlu sonuç alabilmesi için çocuğun babası olduğu konusunda yanıldığını, aldatıldığını veya tehdit altında tanıma beyanında bulunduğunu ispatlaması gerekir.
İlgililer Tarafından Açılan Tanımanın İptali Davası
Tanıma beyanında bulunan kişiye karşı anne, çocuk (çocuğun ölmesi halinde alt soyu), Cumhuriyet savcısı, Hazine veya diğer ilgililer tanımanın iptali davası açabilir. Tanıyan kişinin ölmesi halinde dava, bu kişinin mirasçılarına karşı açılır.
Çocuğun ölmesi durumunda, altsoyu (çocuğu, torunu vs.) tanımanın iptalini dava edebilir. Fakat çocuk dava açma süresi içerisinde iptal davasını açmamış ya da açmayacağı yönünde iradesini belirtmişse altsoyunun tanımanın iptali davasını açması mümkün değildir.
Tanımanın iptal edilmesinde menfaati olan diğer kişiler de tanımanın iptali davasını açabilir. Bu çerçevede tanıma nedeniyle miras hakkından tamamen veya kısmen yoksun kalan kişiler, tanımanın iptali davasını açabilir. Ayrıca tanıyanın eşi, anne ve babası, kardeşleri ve tanınan kişinin biyolojik babasının da tanımanın iptali davasını açması mümkündür.
Tanımanın iptali davasında davacı, tanıma beyanında bulunan kişinin baba olmadığı ispat etmelidir. Bu noktada, kan testi veya DNA testi yöntemlerinden yararlanılabilir. Dava neticesinde tanıma iptal edilirse soy bağı ilişkisi de ortadan kalkmış olur.
Tanımanın İptali Davası Açma Süresi
Tanıyan tarafından açılacak tanımanın iptali davası için TMK kapsamında belirli süreler öngörülmüştür. Buna göre, yanılma veya aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren, korkutmada da söz konusu etkinin ortadan kalktığı tarihten itibaren 1 yıl içinde dava açılmalıdır. Bu dava, her ihtimalde tanımadan itibaren 5 yıl içinde açılmalıdır.
Anne ve diğer ilgililer, tanımayı veya tanıyanın çocuğun babası olmadığını öğrendiği tarihten başlayarak 1 yıl içerisinde iptal davası açabilir. Çocuğun dava açma süresi ise ergin olmasından başlayarak 1 yıldır. Ayrıca her halde, tanımadan itibaren 5 yıl içinde tanımanın iptali davası açılmalıdır.
DİKKAT: Gecikmeyi haklı kılabilecek bir durumun bulunması halinde, bu durumun ortadan kalkmasından başlayarak 1 ay içerisinde tanımanın iptali davası açılabilir.
Tanımanın İptali Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkeme
Tanımanın iptali davasında görevli ve yetkili mahkeme, taraflardan birinin dava tarihindeki veya çocuğun doğumu sırasındaki yerleşim yerinde bulunan aile mahkemeleridir. Aile mahkemesinin bulunmadığı bölgede ise asliye hukuk mahkemesi aile mahkemesi sıfatıyla bu davaya bakar.
Çocuğun Başka Bir Erkek İle Soy Bağı Varsa Soy Bağının Reddi Davası
Evlilik dışı dünyaya gelen çocuğun başka bir erkekle soy bağının bulunması halinde tanıma yapılması mümkün değildir. Bu durumda öncelikle başka erkekle olan soy bağının kaldırılması gerekir. Bu davaya ilişkin bilinmesi gereken tüm detaylar, “soy bağının reddi davası” yazımızda ele alınmıştır.
Evlilik Dışı Çocuğu Tanımayan Babaya Karşı Babalık Davası
Evlilik dışı doğan çocuğu tanımayan babaya karşı babalık davasının açılması mümkündür. Bu dava ile birlikte, çocuk ile biyolojik baba arasında mahkeme kararıyla birlikte soy bağı ilişkisi kurulur. Babalık davasını, anne ve çocuk açabilir.
Tanıma beyanında bulunmayan kişiye karşı babalık davası açılması sürecinde dikkat edilmesi gereken birçok husus bulunmaktadır. Özellikle dilekçenin tam ve eksiksiz olarak hazırlanması ve sürelere riayet edilmesi, davanın olumlu sonuçlanabilmesi için büyük önem arz etmektedir. Bu noktada, babalık davası ile ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar “babalık davası” yazımızda yer almaktadır.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Velayeti
Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti, TMK 337 uyarınca anneye aittir. Çocuk ile anne arasındaki soy bağı, doğum yoluyla kurulur. Evlilik dışı dünyaya gelen çocuğun velayeti anneye ait olduğundan, çocuk annenin nüfus kütüğüne kaydedilir ve soyadını alır.
Evlilik dışı doğan çocuğun velayetinin annede olmasının istisnası bulunmaktadır. Bu istisna, TMK 337/2 hükmünde şöyle düzenlenmiştir:
“Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir.”
Dolayısıyla bu durumlarda hakim, çocuğun menfaatini gözeterek karar verir.
Sonuç
Evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından tanınması süreci, karmaşık ve teknik aşamalardan oluşur. Çocuğun en kolay biçimde tanınabilmesi veya tanımanın iptali davasının usulüne uygun şekilde yürütülebilmesi bakımından, uzman aile hukuku avukatına danışarak hareket etmekte yarar vardır.