Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu ve Cezası

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu ve Cezası

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, Türk Ceza Kanununda Hürriyete Karşı Suçlar bölümünde düzenlenen suç türlerinden biridir. Bu suç, kişilerin rızası olmaksızın konut, işyeri gibi kişisel alanlarına girilmesi ile oluşur. Bu eylemlerin ceza kanununda düzenlenmesi ile, kişilerin konut ve işyerlerindeki özel hayatının ve huzurunun korunması amaçlanmıştır. 

İçindekiler

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Nedir?

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu; bir kimsenin, başka bir kişinin konut veya işyerine rızası olmaksızın girmesi yahut rıza ile girilen yerden çıkmaması suretiyle kişilerin huzurunu ve güvenliğini bozmasıdır. Bu suç, Türk Ceza Kanunu m. 116’da düzenlenmiştir.

TCK 116:

‘’Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Nasıl Oluşur?

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu; bir başkasına konuta, kişinin izni olmaksızın girmek yahut kişinin izniyle girdikten sonra konuttan çıkmama halinde oluşur. Bu suç türünün oluşabilmesi için gerekli olan unsurlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Konut olarak ifade edilebilen bir alanın veya bu alana ait eklentilerin işgal edilmesi,
  • Bu alanlara, konut sahibinin rızası olmaksızın girilmesi yahut rızası ile girilmesi ancak çıkılmaması,
  • Failin, bilerek ve isteyerek başka bir kimsenin konutunu işgal etmesi,
  • Mağdurun bu eylemden rahatsızlık duyması ve şikayetçi olması.

Bu suç bakımından incelenmesi gereken ilk unsur konut kavramıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun tanımına göre konut, kişilerin; devamlı veya geçici olarak yerleşmek ve barınmak amacıyla oturmalarına elverişli yerlerin tümüdür. Bu kapsamda, şartların sağlanması halinde, karavan yahut çadır, yataklı vagon, baraka gibi mekanlar da konut sayılmaktadır.

Yargıtay, failin, kiracı tarafından tahliye edilen, bu nedenle boş durumda olan daireye girmesi ve kombiyi çalması olayında, dairenin konut niteliğinde olmadığı gerekçesiyle konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşmadığı kararı vermiştir. (Yargıtay 2. CD., 2015/1902 E., 2015/5809 K.) 

Bu suçun işlenebilmesi için konutun sahibi olmak şart değildir. Örneğin, kiracı olarak oturulan bir eve rıza olmaksızın girilmesi durumunda da konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşacaktır. Ev sahibinin, kiraladığı eve kiracısının izni olmaksızın girmesi halinde de, konut sahibi geçici bir süreliğine kiracı olduğu için bu suç meydana gelecektir.

Konut kavramına kısa süreli ikamet yerleri olan otel, pansiyon, konukevi gibi yerler dahil değildir. Yargıtay 13. Ceza Dairesi, sanığın, inşaatı hala devam eden ve konaklama amacıyla kullanılmayan otele girmesi eyleminin, konut dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturmadığı yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 13. CD., 2014/2401 E., 2014/27108 K.) 

Konut eklentileri ise, konut sınırları dahilinde kalan ve konutun özelliklerini tamamlayarak bir bütün oluşturan yapılardır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre eklenti, konuta bağlı olan veya konutun oldukça yakınında bulunan yerlerdir ve bu nedenle, bu yapılara girilmesi de konut dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturur. 

Örneğin, garaj, avlu, bahçe, odunluk, kömürlük, apartman merdivenleri konutun eklentisi olarak kabul edilmektedir.

Yargıtay, failin ikamet ettiği apartmanın bodrumunda bulunan depo niteliğindeki bölümlerin konutların eklentisi olarak kabul edileceği ve bu nedenle konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşacağı yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 13. CD., 2014/36399 E., 2016/2156 K.)

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşumuna sebebiyet veren hallerden birisi, konut sahibinin rızası olmadan konuta girilmesidir. Konut sahibinin evde olmaması, derin uykuda olması, evin arka bahçesinde olması nedeniyle bu eylemin gerçekleştirildiğinden haberi olmaması halinde bu suç gerçekleştirilebilir.

Yargıtay, fail ile mağdur arasında eskilerden kalan bir anlaşmazlığın bulunduğu ve apartman girişinde karşılaşmaları üzerine aralarında arbede çıktığı olayda, mağdurun sopa almak için kendi konutuna girmesi üzerine failin de onun peşinden giderek mağdurun konutuna girmesi eylemini, bu suç kapsamında değerlendirmiştir. (Yargıtay 15. CD., 2014/14463 E., 2015/25397 E.) 

Konuta girme eyleminden failin bütün vücudunun konuta girmesi gerektiği anlaşılmalıdır. 

Yargıtay bir dosyada, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun, failin konuta bütün vücudu ile girmesi halinde oluşacağını, bu nedenle pencereden bakma, kapı dinleme, zil çalma eylemlerinin bu suçu oluşturmayacağına karar vermiştir. (Yargıtay 15. CD., 2014/14463 E., 2015/25397 K.) 

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşumuna sebebiyet veren hallerden bir diğeri ise konuta, konut sahibinin rızası ile girmek ancak çıkmama konusunda ısrarcı olmaktır.

Örneğin, konut sahibinin ev eşyalarını taşımak için anlaştığı nakliye firması çalışanlarının, bütün eşyaları konuta taşımasına rağmen ısrarla evden çıkmaması ve koltuklarda oturmaya devam etmesi halinde bu suç oluşacaktır. 

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Cezası

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu cezası, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Hakim, bu suçun cezasını kanuni sınırlar dahilinde kalmak şartıyla somut olayın özelliklerini, sanığın geleceğini, insan ilişkilerini dikkate alarak takdir eder. Bu suçun cezası, suçun işlendiği yere, işleniş biçimine, işlendiği saate göre değişiklik gösterebilmektedir. 

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezası 

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda cezayı artıran 7 adet nitelikli hal bulunmaktadır. Bu özel durumların varlığı halinde, suçluya verilecek ceza belli oranlarda artırılacaktır. Bu haller, TCK m. 116/4 ve 119/1 hükümlerinde düzenlenmiştir.

TCK 116/4:

“(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’

TCK 119/1:

‘’…konut dokunulmazlığının ihlali suçunun; 

a) Silahla, 

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, 

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte, 

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.’’

Cebir ve Tehdit Kullanmak Suretiyle Konut Dokunulmazlığının İhlali

Cebir ve tehdit, mağdurun eylem ve iradesini zor kullanma yolu ile etkilemek ve mağdurun istemediği eylemleri korkutma yoluyla gerçekleştirmektir. Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun bu eylemler ile işlenmesi durumunda faile, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir.

Yargıtay, failin, mağdurun bahçesine aracıyla girdiği ve konutunun kapısını tekmeleyerek ‘’Aç kapıyı seni de bu evi de yakacağım’’ demesi ve sonrasında da kapıyı kırarak içeri girmesi olayında konut dokunulmazlığının ihlali suçunun cebir ve tehdit kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği konusunda karar vermiştir. (Yargıtay 18. CD., 2018/6685 E., 2020/1084 K.)

Gece Vakti Konut Dokunulmazlığının İhlali

Gece vakti, Türk Ceza Kanunun 6. maddesine göre, güneşin batmasından 1 saat sonra başlayan ve güneşin doğmasından 1 saat önceye kadar devam eden bir süreçtir. Bu vakit aralığında işlenen konut dokunulmazlığının ihlali suçunda faile, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir.

Yargıtay,  güneşin 16.57’de battığı hesabını dikkate alarak failin, mağdurun konutuna 19.40 saatinde girmesi eylemini, gece vakti konut dokunulmazlığının ihlali suçu olarak değerlendirmiştir. (Yargıtay 6. CD., 2021/12384 E., 2022/7867 K.)

Silahla Konut Dokunulmazlığının İhlali

Silah kavramı kapsamına, ateşli silahların yanı sıra her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, patlayıcı madde, boğucu veya zehirleyici kimyasal maddeler girmektedir. Bu araçların kullanılması, mağdurun korkmasına ve suç işlenmesinin kolaylaştırılmasına sebep olur. Bu nedenle bu araçların konut dokunulmazlığının ihlal edilmesi suçunda kullanılması halinde faile verilecek olan ceza, 1 kat artırılır.

Örneğin, failin, rıza olmadan girdiği evde, mağdur ile karşılaşması ve mağdurun elindeki vazoyla üzerine doğru koştuğunu gören failin, silahını çıkartarak mağduru vurması olayında failin eylemleri, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun nitelikli halini oluşturacaktır. 

Her ne kadar silah kavramı kapsamına giren aletler kanunda sayılmış olsa da somut olayın özelliklerine göre kanunun açık bir biçimde silah saymadığı eşyalar da silah kavramı kapsamında değerlendirilebilir. 

Yargıtay, olayların özelliklerine ve aletlerin yarattığı korkuya bakarak bazı kararlarında bisiklet zinciri, mağdurun boğazını sıkmak için kullanılan çorap, tartı, pense, kazma, tırnak makası, şemsiye, çatal, bir kısmı kırılarak keskin hale getirilmiş çay bardağı gibi eşyayı, silah kavramı içinde değerlendirmiştir. 

Kişinin Kendisini Tanınmayacak Hale Koyması Suretiyle Konut Dokunulmazlığının İhlali

Kişinin kendisini tanınmayacak hale koyması eylemi ile gerçekleştirilen konut dokunulmazlığının ihlali suçunda faile verilecek olan ceza 1 kat artırılır. Bu eylemin, nitelikli hal olarak değerlendirilmesinin nedeni, mağdurun failin yüzünü görememesi nedeniyle kimliğini tespit edememesi ve şikayetçi olmasının zorlaşmasıdır. 

Failin, maske takmak, peruk takmak, yüzünü atkı ile örtmek, kar maskesi takmak, yüzünde değişikliğe neden olacak şekilde ağır makyaj yapmak gibi eylemler ile kendisini tanınmayacak ve tespit edilemeyecek hale getirmesi durumunda bu nitelikli hal ortaya çıkar.

Yargıtay, failin, mağdurun konut dokunulmazlığını ihlal ederken yüzüne kar maskesi ve motor kaskı takmış olması eylemini kişinin kendisini tanınmayacak hale koyması suretiyle konut dokunulmazlığının ihlali suçu kapsamında değerlendirmiştir. (Yargıtay 8. CD., 2013/8585 E., 2014/8085 K.) 

Birden Fazla Kişi İle Konut Dokunulmazlığının İhlali

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda faillere verilecek olan ceza 1 kat artırılır. Burada önemli olan husus, bu eylemlerin en az 2 kişi tarafından beraberce işlenmesi ve bu kişilerin ortak olması yani beraber hareket etmesidir.

Bu nitelikli halin oluşabilmesi için her ne kadar faillerin birlikte hareket etme iradesi gerekli olsa da bu kişilerin suç işlemeden önce bu konuda anlaşmış olmaları şart değildir. Suç işlenirken yahut suçun hazırlık hareketlerinde de anlaşmış olmaları bu nitelikli hal için elverişlidir.

Örneğin, bir gece aynı saatlerde, aynı eve giren ve birbirinden haberi olmayan 2 hırsızın evde karşılaşması ve sonrasında ‘’Sen beni görmedin ben de seni görmedim. Bir an önce toparlanıp çıkalım, eşyaları dışarıda bölüşürüz.’’ demesi suretiyle suçu işlerken anlaşmış olmaları halinde de faillere artırılarak ceza verilir. 

Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanmak Suretiyle Konut Dokunulmazlığının İhlali

Suç örgütü, hukuka aykırı eylemlerin daha sistematik ve sürekli halde gerçekleştirilmesi için en az 3 kişinin bir araya gelerek hareket etmesi halinde ortaya çıkan bir yapıdır. Suç örgütünün insanlar üzerindeki baskı ve korkutma gücünü kullanmak suretiyle konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşması halinde, faile verilecek olan ceza 1 kat artırılır. 

Bu nitelikli halin ortaya çıkması için varlığı devam eden, varlığına uzun süre önce son verilmiş olunan yahut hiç var olmamış yani uydurulmuş bir suç örgütünün ismi kullanılmalı ve kişilerin korkutulması gereklidir.

Örneğin, terör örgütü mensubu 3 kişinin dağdan köye inmeleri ve muhtarın yanına giderek bu gece onun evinde kalacaklarını aksi takdirde diğer örgüt üyelerinin peşini bırakmayacağını söylemesi, muhtarın ise evine girmelerine mecburen müsaade etmesi durumunda faillere, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan dolayı verilecek olan ceza artırılır. 

Eylemleri gerçekleştiren kişi ya da kişilerin gerçekten suç örgütüne üye olması şart değildir. Kişilerin, kendilerini herhangi bir suç örgütünün üyesi olmamasına karşın üyeymiş gibi tanıtması suretiyle konut veya işyerlerine rızasız girilmesi halinde de bu nitelikli hal ortaya çıkacaktır. 

Kamu Görevinin Sağladığı Nüfuzu Kötüye Kullanmak Suretiyle Konut Dokunulmazlığının İhlali

Kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle konut dokunulmazlığının ihlali suçunda faile verilecek olan ceza 1 kart artırılır. Bu nitelikli halin gerçekleşebilmesi için failin gerçekten kamu görevlisi olması şarttır. 

Kamu görevlisi olmadığı halde kendisini kamu görevlisi olarak tanıtan ve konut dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturan kişi, bu nitelikli halden ceza almaz, bu kişiye konut dokunulmazlığının temel halinden ceza verilir. 

Örneğin, inşaat işçisi olarak çalışan bir kişinin mağazadan aldığı polis kıyafetini giyerek kişilere kendisini polis olarak tanıtması ve evlerinde arama yapılacağını söylemesi üzerine eve girmesi halinde fail, hem konut dokunulmazlığının temel halinden hem de kamu görevlisi olmadığı halde bu sıfatı kullandığı için kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçundan ceza alacaktır. 

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Cezayı Azaltan Nitelikli Haller ve Cezası

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda cezayı azaltan 2 adet nitelikli hal bulunmaktadır. Bu haller Türk Ceza Kanunu m. 116/2,3 hükümlerinde düzenlenmiştir. 

TCK 116/2:

“Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.’’

TCK 116/3:

“Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.’’ 

İşyeri ve Eklentilerine Girmek Suretiyle Konut Dokunulmazlığının İhlali

İşyeri, bir kişinin geçimini sağlamak amacıyla mal ve hizmet ürettiği ve bunların başka kimselere satışının gerçekleştirildiği yerdir. Bu yer, sürekli hizmet veren bir kuruluş olabileceği gibi geçici süreliğine hizmet veren bir işyeri de olabilir. 

Çiftlik, hayvanat bahçesi, kuyumcu, butik, market, nalbur, kırtasiye dükkanı, otel, kahvehane, spor salonu, inşaat şantiyesi gibi yerler işyeri kavramı kapsamına girmektedir.

İşyeri eklentilerine rıza olmaksızın girilmesi durumunda da bu suç meydana gelecektir. İşyeri eklentisinden kasıt, işyerlerine bağlı olan, işyerinin ve çalışanların faaliyetlerini kolaylaştıran alanlardır. Bu alanlara örnek olarak, odunluk kömürlük, depo, çalışanlara ait dinlenme odası, otopark, çocuk emzirme odası verilebilir.

Bu suçun oluşabilmesi için işyeri veya eklentisinin aktif olarak kullanılıyor olması gerekmektedir. Fiili olarak kullanılmayan, inşaat halinde olan yahut içi boş olan yapılar, işyeri olarak değerlendirilemez.

Yargıtay 18. Ceza Dairesi, failin rıza olmadan girdiği yerin, mağdura ait beyaz eşya dükkanının deposu olarak kullanılması ancak içinin boş olması ve deponun, işyerinin yanında yer almaması nedeniyle depo olarak kullanıldığının ilk bakışta çözülememesi olayında, bu suçun oluşmayacağına karar vermiştir. (Yargıtay 18. CD., 2016/688 E., 2017/14635 K.) 

İşyerine alışveriş yapmak için gelen herkes, konut dokunulmazlığını ihlal suçunu gerçekleştirmez. Bu nedenle suçun, bu yerlerde işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza daha azdır.

Örneğin, A kişisinin alışveriş yapmak için cadde üzerinde bulunan bir butiğe çalışma saatleri içerisinde girmesi konut dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturmaz. Ancak A kişisinin, çalışma saatleri dışında işyerine girmesi halinde, bu eylemin olağan hayatın akışına uygun olmadığı açıktır ve bu suç bakımından A kişisine ceza verilir.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, failin kuyumcuya sabah 09.55 saatinde geldiği ve çalışanların temizlik yapmasından faydalanmak suretiyle eşya çaldığı olayda, hırsızlık suçundan hüküm verirken failin, sabah saatinde herkese açık ve çalışma saati içinde olan işyerine gelmesi halinin konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşturmayacağı yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 4. CD., 2013/31118 E., 2014/30216 K.) 

Suçun, işyeri veya eklentilerinde işlenmesi halinde faile, 6 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. Faile verilecek olan cezanın miktarı ve türünü hakim, somut olayın özelliklerine göre takdir edecektir. Ancak hakim bu suç bakımından hem hapis hem de adli para cezası veremez, bu cezalardan bir tanesini seçmek mecburiyetindedir.

Hakim, faile hapis cezası yerine adli para cezası verilmesini uygun gördüyse bu cezanın miktarını da belirlemek durumundadır. Hakim, failin eylemlerine karşılık 5-730 arasında gün sayısı belirler ve failin ekonomik durumunu göz önünde bulundurarak bu gün sayısını 20 -100 TL arası bir miktar ile çarpar. Böylelikle fail hakkında hükmolunacak adli para cezası belirlenmiş olunur.

Aile Bireylerinin veya Birden Fazla Kişinin Ortak Kullandığı Alana, Rıza Dahilinde Girilmesine İlişkin Konut Dokunulmazlığının İhlali 

Birden fazla kişinin ortak olarak kullandığı yahut aynı aileden olan kişilerin çalıştığı işyeri veya yaşadığı konuta, bu kişilerden birisinin rızası dahilinde giren kişi hakkında, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan ceza verilmez. 

Bu cezasızlık durumunun ortaya çıkabilmesi için, konutta yaşayan yahut işyerinde çalışan kimsenin rızası ile bu alanlara giren kişinin, o alanda bulunan diğer kişilerin mevcut haklarını ihlal etmemesi gerekmektedir. 

Örneğin, ev sahibinin daveti üzerine altın günü yapmak için toplanan kadınların hiçbirisi konut dokunulmazlığının ihlali suçunu işlemiş olmayacaktır. Çünkü bu eylem, aynı evde yaşayan aile bireylerinden birisinin rızası dahilinde, meşru bir amaca yönelik olarak ve diğer kişilerin haklarını ihlal etmeyecek şekilde gerçekleştirilen bir eylemdir. 

Konutta yaşayan yahut işyerinde çalışan kişinin rızası, hukuka yahut ahlaka uygun olmayan bir amaç için kullanılırsa bu durumda verilen rıza geçersiz hale gelir ve faile ceza verilir.

Örneğin, A kişisinin, eşini aldatmak için eve sevgilisini getirmesi durumunda sevgilisi olan kişinin, bu eve girmesi, failin rızası dahilinde kalmayacaktır çünkü ahlaka uygun bir amaca yönelik değildir. Bu nedenle bu kişiye, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan ceza verilir.

Yargıtay 18. Ceza Dairesi, sanığın, yaşı küçük kız arkadaşının daveti üzerine gittiği, daha sonrasında kız arkadaşının babası tarafından odada yatağın altında bulunduğu olayda, her ne kadar aile bireylerinden birinin rızası olsa da eylem meşru bir amaca hizmet etmediği için, sanık hakkında ceza verilmesine karar vermiştir. (Yargıtay 18. CD., 2018/1750 E., 2019/15040 K.) 

Birliktelikleri devam eden ve beraber yaşayan eşler de bu cezasızlık kapsamındadır. Ancak haklarında ayrılık kararı verilen yahut birliktelikleri hukuken devam etmesine rağmen ayrı evlerde yaşamını sürdüren eşlerin, birbirinin evine rızası dışında girmesi halinde konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşacaktır. 

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Etkin Pişmanlık 

Etkin pişmanlık, failin işlemekte olduğu suçtan dolayı pişmanlık duyması nedeniyle suçun sonunda ortaya çıkabilecek neticeleri kaldırmaya çalışmasıdır. Fail, meydana getirdiği eylemlerin kötü sonuçlarını ortadan kaldırabilir veya meydana gelen zararı azaltabilirse bu durumda, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanır ve cezasında indirime gidilebilir.

Kanunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği suçlar sayılmıştır. Bu suçlar arasında konut dokunulmazlığını ihlal suçu bulunmadığından bu suç bakımından etkin pişmanlık hükümleri uygulanması mümkün değildir. 

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima

Teşebbüs, failin, suç işlemeye yönelik eylemlerine başlaması ancak elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlayamamasıdır. Teşebbüs aşamasında suç yarım kalmaktadır. Bu nedenle faile suçun kanunda yazan cezası indirilerek verilir. 

Konut dokunulmazlığının ihlali suçuna teşebbüs mümkündür. Örneğin, 3. kattaki eve girmek için su borularından tırmanarak 3. kata ulaşan ve camı açan failin, evden sesler geldiğini duyması üzerine camı kapatarak kaçması halinde konut dokunulmazlığını ihlal suçu, teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır.

İştirak, suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesidir. İştirak, aklında suç işleme fikri olmayan birisini suç işlemeye yönlendirmek yani azmettirmek, suç işlenmesine yardım etmek yahut onun suç kararını kuvvetlendirmek şekillerinde ortaya çıkabilir. Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda iştirak mümkündür.

Örneğin, arkadaşı B ile yürürken bir villanın önünden geçen A, B’ye ‘‘Günde kaç saat çalışıyorsun hala paran yok. Gir şu villaya gör bakalım yaşamak ne demekmiş.’’ demesi suretiyle B’nin villaya izinsiz girmesine neden olması halinde A azmettiren, B de fail olarak bu suçtan iştirak hükümleri çerçevesinde sorumlu olurlar.

İçtima, failin bir veya birden fazla eylemi neticesinde farklı birçok suçun oluşumuna sebebiyet vermesi halidir. Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun niteliğine göre farklı içtima hükümleri uygulanır.

Fail, konut dokunulmazlığını ihlal etmek için mala zarar verme suçunu işlerse örneğin kapı kilidini kırarsa, cam çerçevesini sökerse bu durumda faile hem mala zarar verme hem de konut dokunulmazlığını ihlal suçundan ceza verilir. 

Fail, mağdurun yan yana bulunan 3 evine de girerse yahut bu konutlardan birine yağma amacıyla girerse bu durumda faile tek ceza verilir ancak bu ceza ¼ ila ⅓ oranında artırılır.

Konut dokunulmazlığının ihlali suçuna ilişkin olarak TCK m. 119/2’de özel bir düzenleme yer almaktadır.

TCK 119/2:

‘’Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.’’

Örneğin, konut dokunulmazlığını ihlal eden fail, eve girdiği sırada ev sahibinin onu engellemek adına ona doğru atılması üzerine cebinde bulunan silahı çıkartıp ev sahibini vurursa ve bu eylem nedeniyle ev sahibi bitkisel hayata girerse bu durumda fail, hem konut dokunulmazlığının ihlali hem de kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış halinden ceza alacaktır.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu ve Cezası

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun Soruşturma Aşaması

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun soruşturma aşaması, suç şüphesinin kolluk kuvvetleri veya savcılık tarafından öğrenilmesi ile başlayıp, savcı tarafından bu suç şüphesi ile ilgili bir iddianame hazırlanması ve mahkeme tarafından bu iddianamenin kabul edilmesi ile sona eren süreçtir. 

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun soruşturma aşamasında yetkili makamların yapacağı işlemler şunlardır:

  • Şikayet-İhbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin Toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Uzlaşma,
  • Adli kontrol,
  • Tutukluluk.

Şikayet – İhbar

Şikayet, suçun mağdurunun kendisine karşı meydana getirilen haksız fiili kolluk kuvvetleri yahut savcılık makamına iletmesiyken ihbar, suç ile ilgisi olmayan herhangi bir kimsenin meydana getirilen haksız eylemleri kolluk kuvvetleri yahut savcılık makamına bildirmesidir.

Konut dokunulmazlığını ihlal suçu kural olarak şikayete tabi bir suçtur. Bu suçun soruşturma aşamasına mağdurun şikayeti olmadan başlanılmaz.

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda mağdurun yetkili makamlara şikayet süresi, fiili ve faili öğrenmesinden itibaren 6 aydır. Bu süre içerisinde mağdur şikayette bulunmazsa meydana gelen olay nedeniyle şikayet etme ve dava açma hakkı sona erer. 

Şikayetten vazgeçme mümkündür. Eğer mağdur, soruşturma aşamasında şikayetinden vazgeçerse bu durumda savcı, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir. Eğer mağdur şikayetinden kovuşturma aşamasında vazgeçerse bu durumda mahkeme, davanın düşmesi kararı verir. 

Gözaltı

Gözaltı, suç oluşturan eylemleri gerçekleştirdiği konusunda şüphe duyulan kişinin savcı kararı ile kolluk kuvvetleri tarafından bir süreliğine alıkonulmasıdır. Gözaltı, soruşturma işlemlerini hızlandırmak maksadıyla alınan bir tedbirdir.

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda rıza dışı konut veya işyerine giren yahut rıza ile girip çıkmayan kişi hakkında gözaltı kararı verilebilmesi mümkündür. Gözaltı süresi, 24 saatten fazla olamaz. 

Suçun birden fazla kişi ile işlenmesi halinde gözaltı süresi, her defasında 1 günü geçmemek üzere 3 gün süreyle uzatılabilir. Örneğin, evi yağmalamak amacıyla A kişisinin konutuna, 4 arkadaşın girmesi halinde bu kişiler, en fazla 3 gün gözaltında tutulabilir. 

Gözaltı kararını gerektirecek nitelikte şüphe olmamasına rağmen şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarılması halinde, bu karara karşı itiraz edilebilir. İtiraz, Sulh Ceza Hakimliğine suç şüphelisi, şüphelinin eşi, avukatı, annesi, babası, çocuğu, torunu gibi kan hısımları tarafından yapılabilir.

Gözaltı süresinin dolmasına rağmen şüphelinin hala gözaltında tutulması halinde şüpheli, maddi ve manevi tazminat davası açarak uğradığı fiziki ve psikolojik zararı Devletten isteyebilir.

Tazminat davası, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararı verilmesinin ardından 3 ay, kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıldır. Bu davada yetkili mahkeme, davacının yerleşim yerinde bulunan ağır ceza mahkemesidir. 

DİKKAT: Konut dokunulmazlığının ihlali suçunu işleyen kişilerin, 12 yaşından küçük çocuklar ve 15 yaşından küçük sağır ve dilsizler olması halinde, gözaltı kararı verilemez. 

Delillerin Toplanması

Suç ile ilgili şikayetin yetkili makamlara bildirilmesinin ardından savcı, kolluk kuvvetleri yardımıyla ilgili olayın detaylarını öğrenebilmek adına delil toplar. Yargılamanın gidişatına göre, hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında delil toplanabilir.

Bu suça özgü olarak toplanabilecek delillere; konut veya işyerindeki parmak izleri, kamera görüntüleri, tanık beyanları örnek olarak verilebilir. 

Delil toplanması aşamasında savcı, failin hem lehine hem de aleyhine olan tüm delilleri toplamak ve toplanan bu delilleri korumakla yükümlüdür. Sadece aleyhine delillerin toplandığını düşünen şüpheli, yargılamanın her aşamasında delil toplanmasını talep edebilir.

Yargılama konusu suçun aydınlatılması için gereken delillerin hukuka uygun bir biçimde toplanması gereklidir. Hukuka aykırı biçimde toplanan deliller, karar aşamasında mahkeme tarafından dikkate alınmayacaktır.

Örneğin, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun mağduru olan B kişisi, konutunda bulunan parmak izi ile şüphelinin parmak izini karşılaştırmak amacıyla şüphelinin parmağını keserse ve parmağı, delil olarak getirirse bu bulgu, her ne kadar olayın aydınlatılmasında önem arz etse de mahkeme tarafından dikkate alınmayacaktır. 

İfade ve Sorgu

İfade, suç ile ilgili eylemleri gerçekleştirdiği düşünülen şüphelinin olaya ilişkin beyanlarının kolluk kuvvetleri veya savcılık tarafından dinlenmesidir. Sorgu ise, şüphelinin olaya ilişkin beyanlarının mahkeme veya hakim tarafından dinlenmesidir.

Şüpheliye ifadesinin alınmasının gerektiği hususunda bir çağrı kağıdı gönderilir. Bu çağrı kağıdında şüphelinin ifade vermek için hazır bulunması gereken yer ve saat bulunur, gelmezse hakkında zorla getirme kararı çıkartılacağı belirtilir. Şüpheli, ifade vermeye gelmezse ve hakkında zorla getirme kararı çıkartılırsa kamu kurumuna neden olduğu masrafları ceza olarak ödemek zorunda kalır.

İfade vermek için hazır bulunan şüphelinin kimlik bilgileri doğrulanır. Şüpheliden, eğitim ve ekonomik durumu ile ilgili bilgi alınır. İfade almaya görevli memur, şüphelinin hangi suç isnadı nedeniyle ifade vereceğini anlatır. Sonrasında şüpheliye sahip olduğu hakları sayılır. Bu haklar; avukat bulundurma, yakınlarına haber verme ve susma hakkı vb. haklardır.

Şüphelinin ifade sürecinde, avukat istemesine karşılık bu hakkından yararlandırılmadığı ve avukatı olmadan ifadesinin alındığı durumda, şüphelinin vermiş olduğu bu ifade, mahkemede doğrulanmadığı müddetçe geçerlilik kazanmaz.

İfade süreci, görevlinin soru sorması ve şüphelinin bu sorulara cevap vermesi ile ilerler. Ancak şüpheli, kimlik bilgileri doğrulandıktan sonra susma hakkını kullanmak istediğini beyan ederse bu durumda ifade vermez. 

Şüpheliye ifade verme konusunda yapılan baskılar, yasak usul kapsamındadır. İfade vermek istemeyen şüpheliyi işkenceye maruz bırakmak, şüpheliye ilaç vermek yahut baskı kurmak yasak sorgu usulleridir. Bu eylemler ile alınan şüpheli beyanı, yargılama aşamasında kullanılamaz ve bu beyana dayanılarak ceza verilemez.

İfade aşamasının sonunda ifade alan görevli ve şüpheli tarafından, hazırlanan bu tutanak imzalanır. Şüpheli, tutanağı imzalamadan önce dikkatle okumalıdır. Şüpheli, tutanakta söylemediği bir beyanı fark ederse yahut verdiği cevapların yanlış ve eksik yazıldığı yönünde bir şüpheye düşerse tutanağı imzalamamalı ve neden imzalanmadığı da tutanağa aynen geçirilmelidir.

İfade ve sorgu sürecinde şüpheli kişi, ifade verdiği suç ve bu aşamada sahip olduğu hakları ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaması nedeniyle sağlıklı bir ifade veremeyebilir. Bu nedenle, şüphelinin haklarını korumak ve yasak usullere maruz bırakılmasını önlemek adına ifade sürecinin, suçun tüm yönlerine vakıf olan bir ceza avukatı yardımı ile gerçekleştirilmesi önemlidir.

Uzlaşma

Uzlaşma, suç şüphelisi ve suç mağdurunun görevlendirilmiş bir uzman tarafından ilgili eylemlerin meydana getirdiği zararın giderilmesi adına bir araya getirilmesidir. Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, şikayete tabi bir suç olması nedeniyle uzlaşma hükümleri kapsamındadır. 

Uzlaşma aşamasında öncelikle dosya, uzlaştırma bürosuna gönderilir ve burada, dosya için bir görevli uzlaştırmacı belirlenir. Bu görevli, suçun taraflarına uzlaşma teklifinde bulunur. Taraflar eğer söz konusu suç ile ilgili uzlaşma yoluna gitmek istiyorlarsa 3 gün içinde bu teklife cevap vermeleri gerekmektedir. 3 gün içinde cevap verilmezse teklif reddedilmiş sayılır.

Uzlaşmayı kabul eden taraflar, uzlaşmanın her aşamasında bu kararından vazgeçebilir. Ancak uzlaşmanın reddedilmesi yahut uzlaşmadan vazgeçilmesi halinde tekrar uzlaşma yoluna gidilemez.

Uzlaştırma sürecinin kural olarak 30 gün içinde tamamlanması gerekir. Ancak, bazı durumlarda ek süre verilmesi nedeniyle bu süre en fazla 70 gün olarak belirlenebilir. 

Adli Kontrol

Adli kontrol, soruşturma konusu olaya ilişkin eylemlerin, suç oluşturduğu hususunda yeterli seviyede şüphenin var olması durumunda, şüpheli hakkında alınan bir kısıtlama kararıdır. Adli kontrol kararı, tutuklama sebeplerinin varlığı halinde ancak tutuklama yapılmaması istendiği durumlarda uygulanır. 

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda şüpheli hakkında adli kontrol kararı alınabilir. Bu karar doğrultusunda şüphelinin konutu terk etmesi, belirli yer ve bölgelere girmesi, yurt dışına çıkması veya silah bulundurması yasaklanabileceği gibi hakim tarafından belirlenen miktarda güvence bedeli ödemesi de istenebilir.

Sanığın adli kontrol tedbirleri ile kısıtlanması yeterliyse ve sanık, kendisine uygulanan tedbirlere uyuyorsa bu durumda sanık hakkında tutuklama kararı verilemez. Ancak, verilen adli kontrol tedbirlerini bilerek ve isteyerek yerine getirmeyen şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilir. 

Verilen adli kontrol kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, şüpheli/sanık, eşi, avukatı ve yasal temsilcisi tarafından kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde adli kontrol kararı veren sulh ceza mahkemesinin yargı çevresinde bulunan Asliye Ceza Mahkemesine karşı yapılır.

Tutukluluk

Tutukluluk, yürütülen soruşturma sonucunda incelenen eylemlerin isnat edilen suçu oluşturduğu yönünde yeterli şüphenin bulunması halinde verilen ve şüphelinin özgürlüğünü kısıtlayan bir karardır.

Tutuklama kararı, sanığın kaçma şüphesinin, delil kaçırma, gizleme yahut kaçırma girişiminin veya mağdura baskı yapma ihtimalinin olduğu durumlarda verilebilir. Örneğin, sanığın e-devlet üzerinden ikametgah adresini değiştirme talebinde bulunması, kaçma şüphesinin olduğu konusunda bir delildir.

Kural olarak, hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda şüpheli hakkında tutuklama kararı verilemez. Bu nedenle konut dokunulmazlığının ihlali suçunda da tutuklama kararı verilemez. Ancak konut dokunulmazlığının ihlali suçunun cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilir.  

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda tutukluluk süresi, soruşturma aşamasında 6 ayı, yargılama sürecinde ise 1 yılı geçemez. Ancak hakim sürecin gidişatına göre bu süreyi, en fazla 6 ay daha uzatılabilir. 

Tutukluluk kararının hukuka aykırı olduğu yahut tutukluluk süresinin dolmasına rağmen şüphelinin serbest bırakılmadığını iddia eden taraf, bu karara karşı itiraz edebilir. İtiraz, kararın verildiği günün ertesi gününden itibaren 7 gün içinde tutuklama kararı veren merciiye yapılır.

DİKKAT: Bu suçun 15-18 yaş arasında bir çocuk tarafından işlenmesi halinde verilecek olan tutuklama kararının süresi ⅔ oranında uygulanır. 15 yaşından küçük çocuklara, işlediği konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı tutuklama kararı verilemez.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun soruşturması sonucunda şüphelinin alınan ifadesi, toplanan deliller ve  uzlaşma kararı doğrultusunda savcı tarafından verilebilecek 3 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
  • İddianamenin düzenlenmesi.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, şikayet konusu eylemlerin suç oluşumuna sebebiyet vermediğinin açık bir şekilde anlaşılması veya şikayetin, genel ve soyut nitelikte olması halinde verilen bir karardır. 

Örneğin, 3 günlüğüne tatile giden A kişisi, evinin kapısını 3 tur kilitlediğini düşünmektedir. Tatil dönüşü kapısını açmak için anahtarı yuvaya soktuğunda 1 çevirme ile kapısının açıldığını görmüştür. Bunun üzerine polise konut dokunulmazlığının ihlali suçundan şikayetçi olmuştur. Ancak evde yapılan aramalar sonucunda, ev sahibinden başka bir kişinin parmak izine veya kamera kaydında bir garipliğe rastlanılmamıştır. Delil yetersizliğinden dolayı bu şikayet hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. 

Savcı tarafından verilen bu soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı şikayetçi, kararın kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itirazda bulunulabilir. 

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, soruşturma konusu eylemlerin isnat edilen suçun oluşumuna sebebiyet verdiği konusunda yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmemesi durumunda verilen bir karardır. Bu karar ile, ilgili şikayet hakkında kovuşturma aşamasına geçilmeden dosya kapatılır.

Örneğin, kafe sahibi A kişisi işletmesindeki kamera kayıtlarından dükkanına birkaç kişinin girdiğini görmüştür. Bu konu ile ilgili A kişisi şikayetçi olmamıştır. Ancak yandaki dükkanın sahibi olan B kişisi, bu olayı ihbar etmiştir. Konut dokunulmazlığını ihlal suçu, şikayete bağlı bir suç olması ve A kişisinin şikayetçi olmaması nedeniyle B kişisinin ihbarı hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. 

Savcı tarafından verilen bu kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itirazda bulunulabilir. 

İddianamenin Düzenlenmesi

Soruşturma konusu eylemlerin isnat edilen suçu oluşturduğu konusunda yeterli şüphe oluşturan delillerin varlığı ve bu eylemleri şüpheli şahsın gerçekleştirdiğinin sabit olması durumunda savcı tarafından bir iddianame düzenlenir ve olaya ilişkin kamu davası açılır.

Bu iddianamede, şüpheli ve mağdurun bilgileri, suçun işlendiği yer ve zaman, şüphelinin ifadesi, şüpheli hakkında alınan tedbirler, toplanan deliller ve savcının olaya ilişkin görüşü yer alır. 

Düzenlenen iddianamenin mahkemeye gönderilmesi ve mahkeme tarafından kabul edilmesi ile, olaya ilişkin soruşturma aşaması tamamlanır ve kovuşturma aşamasına geçilir. 

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun Savunması

Savunma hakkı, failin cezasını indirmeye yahut ortadan kaldırmaya yarayan en önemli mekanizmadır. Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı verilecek olan hapis cezasının süresi, yapılacak etkin bir savunma ile azaltılabilir hatta fail, bu savunma ile hiç ceza almayabilir. 

Savunma hakkı Anayasa’da düzenlenen adil yargılanma hakkının bir sonucudur. Herkes, kendisine isnat edilen suç ile ilgili savunma yapma hakkına sahiptir ve bu hak, bir başkası tarafından kaldırılamaz yahut kısıtlanamaz. 

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda savunma yapılırken ileri sürülebilecek bazı hususlar şunlardır:

  • Failin konuta, konut sahibinin rızası dahilinde girdiği,
  • Failin ihlal ettiği alanın konut yahut işyeri niteliğinde olmadığı,
  • Failin bir başkasının konut dokunulmazlığını ihlal etmesi konusunda zorunluluk halinin bulunduğu,
  • Failin sadece aleyhine olan delillerin toplandığı ve lehine olan delillerin dikkate alınmadığı,
  • Mağdurun, konutunun anahtarını bizzat faile verdiği, 
  • Failin ifade aşamasında avukat talebinin reddedildiği,
  • Suçun vasfının ve unsurlarının yanlış değerlendirildiği,
  • Cezayı indiren veya kaldıran sebeplerin varlığı,

Zorunluluk halinden kasıt, failin kendisini yahut bir başkasını ağır bir tehlikeden koruması için kanunda suç olarak tanımlanan fiilleri işlemesidir. Bu durumda faile ceza verilmez. Bazı durumlarda konut dokunulmazlığının ihlali suçunda da failin maruz kaldığı tehlike nedeniyle cezanın verilmediği görülebilir. 

Örneğin, çocuğuyla birlikte eşi tarafından sokağa atılan A kişisi, havanın yağmurlu, çok soğuk olması ve çocuğunun hipotermi geçirebilme ihtimali nedeniyle B kişisinin evinin kilidini tel toka ile açarak içeriye girmesi durumunda fail, zorunluluk halinde olduğu için konut dokunulmazlığını ihlal suçundan ceza almayacaktır. 

Cezayı indiren veya kaldıran sebeplere örnek olarak, failin akıl hastası olması, yaşının küçük olması, amirin emriyle bu eylemi gerçekleştirmesi, sağır ve dilsiz olması, mağdurun rızasının bulunması durumları örnek verilebilir.

Yargıtay, hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçunu işlediğinden dolayı dava açılan sanığın annesinin, mahkemeye sunduğu doktor raporları neticesinde, sanığın konut dokunulmazlığının ihlali suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını kavrama yeteneğini azaltacak derecede akıl zayıflığına sahip olması olayında, sanık hakkında cezaya hükmolunmaması kararı vermiştir. (Yargıtay 13. CD., 2019/5288 E., 2019/19263 K.) 

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda yapılacak savunma, somut olayın özelliklerine göre değişkenlik göstermelidir. Suç isnadı nedeniyle yapılan savunmanın hukuki ilkeler çerçevesinde kalması ve etkin olması gerekmektedir. Bu nedenle savunma aşamasında, olayın detayları hakkında bilgi sahibi olan bir ceza avukatından yardım alınması önem arz etmektedir.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun Ceza Yargılaması Aşaması

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda suç şikayeti üzerine savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabulü ile başlayan ve mahkeme tarafından hüküm verilmesine kadar devam eden sürece ceza yargılaması (kovuşturma) aşaması denir. 

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun kovuşturma aşamasında 2 farklı yargılama usulü uygulanabilir: Basit yargılama usulü, genel hükümlere göre yargılama usulü. Bu usullerden hangisinin uygulanacağı konusunda kararı, hakim somut olayın özelliklerine bakarak tayin edecektir.

Basit yargılama usulünde dava, dosya üzerinden incelenir, kural olarak duruşma yapılmaz ancak hakim dilerse duruşma yapabilir. Mahkeme, davanın taraflarına, suça ilişkin düzenlenen iddianameyi gönderir ve taraflardan 15 gün içinde yazılı savunma yapmalarını ister. Bu savunmalar sonucunda hakim verdiği kararı taraflara tebliğ eder ve yargılama sona erer.

Yargılamanın genel hükümlere göre yapılması durumunda taraflar duruşmaya davet edilir. Bu duruşma esnasında mağdurun şikayeti, sanığın savunması, tanıklar ve tarafların avukatlarının beyanları dinlenir. Hakim gerek görürse keşif yapabilir, delil toplayabilir, delillerle ilgili bilirkişi raporu isteyebilir. Bütün bu işlemler sonunda hakim, sanık hakkında son kararı verir.

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer Asliye Ceza Mahkemesidir.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Zamanaşımı

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği andan itibaren 8 yıl, ceza zamanaşımı süresi ise hükmün kesinleştiği andan itibaren 10 yıldır. 

Mahkeme hükmü, tarafların süresi içinde istinaf yoluna başvurmaması veya istinaf yoluna başvurulan karar hakkında temyiz yolunda Yargıtay tarafından karar verilmesi ile kesinleşir. 

Dava zamanaşımı süresi olan 8 yılın dolması ile ilgili olay hakkında dava açma imkanı kalmayacaktır. Bu süre geçmesine rağmen herhangi bir dava açılmışsa mahkeme, bu dava hakkında düşme kararı verecektir. 

Ceza zamanaşımı süresi olan 10 yılın dolması ile faile verilmiş olan ceza artık infaz edilemez hale gelecektir. 

Yargıtay, 27/05/2006 yılında işlenen konut dokunulmazlığının ihlali suçu hakkında, belirli nedenlerden dolayı kesintiye uğrayan ve 12 yıl olarak hesaplanan dava zamanaşımı süresinin inceleme tarihine kadar geçmiş olması nedeniyle davanın düşürülmesine karar vermiştir. (Yargıtay 17. CD., 2020/7207 E., 2020/3730 K.) 

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun yargılama aşamasından sonra hakim elde edilen deliller ve taraf beyanlarını dikkate alarak bir karar verir. Bu suç bakımından, somut olayın özelliklerine bağlı olarak birçok farklı karar verilebilir. Bu kararlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkumiyet,
  • Adli Para Cezasına Çevirme,
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB),
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi

Beraat

Beraat, sanığın yargılaması yapılan suçtan dolayı temize çıkması yani suçsuz bulunmasıdır. Bu kararın mahkeme tarafından verilmesi ile sanığın ilgili suçu işlemediği ve suçsuz olduğu kesin olarak ortaya konmuş olunur.

Sanığın gerçekleştirdiği hareketlerin isnat edilen suçu oluşturmadığı yahut sanığın bu hareketleri gerçekleştirirken kastının bulunmadığı durumların varlığı halinde konut dokunulmazlığının ihlali suçundan dolayı beraat kararı verilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda ceza verilmesine yer olmadığı kararı, yapılan işlemler sonucunda sanığın isnat edilen suçu işlediğinin kesin olduğu ancak sahip olduğu özel birtakım nedenlerden dolayı cezalandırılamadığı hallerde verilir. Bu nedenlerin neler olduğu kanunda sayılmıştır:

  • Sanığın yaşının küçük olması, 
  • Sanığın suçu cebir veya tehdit altında işlemesi, 
  • Sanığın akıl hastası olması yahut akıl zayıflığı nedeniyle olayın anlam ve sonuçlarını anlayamaması,
  • Sanığın bu suçu işlemek zorunda kalması,
  • Sanığın bir emri yerine getirmek amacıyla bu eylemleri gerçekleştirmesi,
  • Sanığın hataya düşmesi,
  • Sanığın sağır veya dilsiz olması,

Yargıtay, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşumuna sebebiyet veren eylemleri çocukların işlediği bir olayda,  meydana gelen eylemlerin suç oluşumuna sebebiyet vermesine karşın, çocukların suça sürüklendiği ve yaşlarının küçük olduğu gerekçesiyle ilgili suçtan ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesine ve bu çocuklar hakkında danışmanlık tedbirlerinin uygulanmasına karar vermiştir. (Yargıtay 2. CD., 2021/12097 E., 2021/18201 K.) 

Mahkumiyet

Mahkumiyet, yapılan işlemler sonucunda sanığın isnat edilen suçu işlediğinin şüpheye yer olmayacak şekilde ispatlandığı durumda verilen bir karardır. Bu karar ile sanık, yargılaması yapılan olayda suçlu bulunmuş olur.

Bu kararın verilmesi, somut olayın özelliklerine göre değişiklik gösterecektir. Örneğin Yargıtay Ceza Genel Kurulu, esasında halka açık bir devlet kurumu olmasına karşılık işyeri olarak kabul edilen adliye binasına gece vakti girilmesi eylemini, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturacağı yönünde hüküm vermiştir. (Yargıtay CGK., 2014/1554 E., 2014/337 K.)

Mahkumiyet kararı ile sanık, kanunda belirlenen sınırlar içinde kalan bir hapis cezasına hükmedilir. Hakim, hapis cezasının yanında ayrıca güvenlik tedbirlerine de hükmedebilir. Örneğin, konut dokunulmazlığının ihlali suçunu işleyen kişinin bu suç nedeniyle elde etmiş olduğu kazanca devlet tarafından el konulması kararı verilebilir. 

Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan dolayı hapis cezası alan bir fail, bu kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıl içinde suç işlerse veya işlenmesine neden olursa bu durumda faile tekerrür hükümleri uygulanır ve verilen mahkumiyet süresi artırılır.

Hakim, suçun özelliklerini dikkate alarak faile verilen cezada indirim yapma özgürlüğüne sahiptir. Yapılan bu indirime ‘iyi hal indirimi’ adı verilir. Hakim bu indirimi uygulamak zorunda değildir, bu durum tamamen kendi takdirindedir. Hakimin iyi hal indirimi uygularken faile ve olaya ilişkin göz önünde bulundurması gereken birden fazla özellik vardır.

Örneğin, failin suçu işlemesinden dolayı pişmanlığı, verilen cezanın failin eğitim ve iş hayatına etkileri, failin daha önce suç işleyip işlemediği gibi hususlar iyi hal indirimi verilirken önem arz eder. 

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, yargılaması yapılan suçtan dolayı hükmolunan hapis cezasının 1 yıl veya daha az süreli olması halinde, cezanın cezaevinde infazından vazgeçilip adli para cezası şeklinde ödenmesine olanak sağlayan bir karardır. Bu kararın verilmesi ile failin özgürlüğü kısıtlanmamış olunur. 

Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan dolayı verilen hapis cezalarının 1 yıl veya daha az süreli olması halinde bu cezalar da adli para cezasına çevrilebilir. Çevirme, hakimin takdirinde olan bir işlemdir. Hakimin böyle bir zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza, ‘hapis cezası veya adli para cezası’ şeklinde seçenek olarak yer aldığı için, hakimin adli para cezasını seçmeyerek hapis cezası vermesi halinde, bu hapis cezası tekrardan adli para cezasına çevrilemeyecektir. 

Adli para cezasının miktarının hesabı, hapis cezası verilen gün sayısı ile failin ekonomik durumuna göre belirlenen 20-100 TL arası paranın çarpılması ile yapılır. 

Yargıtay bir olayda, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun faili olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen 1 yıl 1 ay 10 günlük hapis cezasının 4.000 TL olarak adli para cezasına çevrilmesi yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 2. CD., 2021/17794 E., 2021/22386 K.)

Hükmolunan adli para cezasının miktarı gibi ödeme şekli de hakimin takdiri ile belirlenir. Hakim, tek seferde veya taksitle ödenmesi konusunda karar verir. Tek seferde ödenmesine karar verilen adli para cezaları 1 yıl içinde, taksitle  ödenmesine karar verilen adli para cezaları ise 2 yıl içinde ödenmelidir.

Verilen adli para cezasını ödemeyen veya cezanın taksitlerini zamanında yatırmayan faile verilen adli para cezası, hapis cezası şeklinde infaz edilmeye devam edilir. Ancak çocuklar hakkında verilen adli para cezası ödenmediği durumda, hapis cezasına çevrilemez. 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, yargılama konusu suç ile ilgili fail hakkında hükmolunan cezanın açıklanmasının mahkeme tarafından bir süreliğine ertelenmesidir. Bu kararın verilmesi ile fail ceza almasına rağmen, belirlenen süre dolana kadar suçsuz gibi kabul edilecektir.

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda bu kararın verilebilmesi için bazı şartların gerçekleşmiş olması gerekir. Bu şartlar şunlardır:

  • Sanığa verilen hapis cezasının 2 yıldan az veya adli para cezası olması,
  • Sanığın daha öncesinde kasıtlı bir suçtan dolayı mahkumiyet kararı almamış olması, 
  • Sanığın, mahkemeye başka bir suç işlemeyeceği izlenimi vermiş olması,
  • Sanığın eylemleri nedeniyle mağdurda meydana getirdiği zararı karşılaması,
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması teklifinin sanık tarafından kabul edilmesi.

Bu kararın verilmesinin ardından sanık, 5 yıl süreyle birtakım denetimlere ve yükümlülüklere tabi tutulur. Bu denetim ve yükümlülükleri yerine getiren ve bu süre zarfında kasıtlı bir suç işlemeyen kişinin cezası infaz edilmiş kabul edilir. Bu süre içerisinde kasıtlı olarak suç işleyen kişinin cezası açıklanır ve ceza, normal biçimde infaz edilir. 

Hükmün açıklanması kararının sanık tarafından ağır olduğunu düşünen kişiler bu karara karşı itiraz edebilirler. İtiraz, kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin bağlı olduğu Ağır Ceza Mahkemesine itirazda bulunulabilir. İtiraz, şüpheli, şüphelinin eşi veya avukatı tarafından yetkili makama sunulan dilekçe ile yahut zabıt katibine bulunulan beyan ile yapılır.

Cezanın Ertelenmesi

Sanık hakkında hükmolunan cezanın üst sınırın 2 yıldan az olduğu durumlarda, cezanın ertelenmesine karar verilebilir. Bu kararın verilebilmesi için sanığın daha önceden işlemiş olduğu kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla mahkumiyet kararı almamış olması ve mahkeme tarafından sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanısının oluşması gerekir.

Cezanın ertelenmesi durumunda faile 1 ila 3 yıl arasında bir denetim süresi belirlenir. Bu süre zarfında kendisine verilen yükümlülüklere uygun bir yaşantı sürdüren failin cezası, denetim süresinin bitmesi ile infaz edilmiş kabul edilir. Kendisine verilen yükümlülükleri bilerek ve isteyerek ısrarla yerine getirmeyen failin cezasının infazına, cezaevinde devam edilmesi kararı verilebilir.

Davanın Düşmesi

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda görülmekte olan davanın meydana gelen birtakım sebepler nedeniyle davaya devam etmenin anlamsız hale gelmesi durumunda davanın düşmesi kararı verilir. Bu karar ile, faile ceza verilmeden yargılama kapatılır.

Davanın düşmesi kararı sanığın ölmesi, yargılaması yapılan suç ile ilgili genel af çıkartılması, tarafların uzlaşmaya varmış olması, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi ve 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolması hallerinde verilebilen bir karardır.

Örneğin Yargıtay 14. Ceza Dairesi mağdurenin kendisine karşı işlenen konut dokunulmazlığını ihlal suçunun sanıkları hakkında şikayetçi olmadığını beyan etmesi durumunda, davanın düşmesi kararı vermiştir. (Yargıtay 14. CD., 2018/3043 E., 2018/2457 K.) 

DİKKAT: Şüphelinin veya hükümlünün ölmesi, suç ile ilgili özel af çıkartılması, ceza zamanaşımı süresinin dolması hallerinde dava düşmez. 

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda itiraz ve istinaf kanun yollarına gidilmesi mümkündür. Bu kanun yollarına başvurmak suretiyle mahkeme tarafından verilen kararın bir kez daha gözden geçirilmesi ve ileri sürülen hataların düzeltilmesi mümkün olacaktır.

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun ceza yargılaması aşamasında hakim tarafından belirlenen usule göre, başvurulabilecek kanun yolları değişiklik göstermektedir. Buna göre; yargılama basit usul ile yapıldıysa taraflar önce itiraz yoluna başvurmak zorundadır. Genel hükümlere göre yargılama yapıldıysa direkt olarak istinaf yoluna başvuru yapılabilir.

Basit yargılama usulü ile yapılan yargılama sonucunda mahkemenin verdiği kararın hatalı yahut eksik olduğunu düşünen taraflar öncelikle itiraz kanun yoluna başvurmak durumundadır. İtiraz kanun yoluna kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde, kararı veren asliye ceza mahkemesine dilekçe vermek yahut zabıt katibine sözlü beyanda bulunmak suretiyle gidilir.

İtiraz kanun yolu sonucunda verilen kararı tatmin edici bulmayan taraflar istinaf kanun yoluna gidebilir. İstinaf yoluna başvuru, kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek yahut zabıt katibine sözlü beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Bu başvuru, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenir ve bir karar verilir.

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda verilecek hapis cezasının üst sınırı 5 yıldan az olduğu için bu suça ilişkin istinaf mahkemesinin verdiği ret kararlarına karşı Yargıtay’a başvurulamaz. Bölge Adliye Mahkemesinin vermiş olduğu karar kesindir.

Sonuç

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, hapis cezası gerektiren ciddi bir suçtur. Bu suçun yargılaması esnasında dikkat gerektiren birçok süre ve usuli işlem bulunmaktadır. Bu sürelerin kaçırılması yahut süreler içinde yanlış işlemlerin yapılması durumunda suç şüphelisi aleyhine sonuçlar çıkması olasıdır. Bu nedenle bu suç isnadı ile karşılaşıldığında hukuki işlemler için ceza avukatından yardım almak faydalı olacaktır.

Telefonla Sor