Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu ve Cezası

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu ve Cezası

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, Türk Ceza Kanununda Kamu Güvenine Karşı Suçlar bölümünde düzenlenen suç türlerinden biridir. Bu suçun oluşabilmesi için, var olan özel belgeler üzerinde, belgelerin fiziki veya hukuki varlıklarına yönelik tahrip edici işlemlerin yapılması gerekmektedir. Bu eylemlerin ceza olarak düzenlenmesi ile, özel belgelerin güvenilirliği ve kişiler arasındaki ilişkiler korunmaya çalışılmıştır.

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu Nedir?

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, kişinin içinde bulunduğu yahut bulunmadığı bir hukuki ilişkiyi düzenleyen özel belgeler üzerinde, ilişki taraflarından rıza almaksızın tahrip edici işlemler yapmasıdır. Bu suç, TCK m. 208’de düzenlenmiştir.

TCK 208:

“Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu Nasıl Oluşur?

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, geçerli bir hukuki ilişkiyi belgeleyen bir özel belgeye yönelik tahrip edici fiiller ile oluşur.

Özel belgeden kasıt, fatura, senet, dilekçe, rapor, bilet gibi belgelerdir. Bu belgelerin özel belge niteliği taşıyabilmesi için, yazılı olması, hukuki işlemin yapılış usulüne ilişkin bilgiler barındırması ve belgeyi düzenleyen kişinin belli olması gerekir. Tüm bunların yanında, suç konusu özel belgenin sahte olmaması gerekmektedir.

Gerçekleştirilen her eylem özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunu oluşturmaz. Bu suçu oluşturmaya elverişli hareketler, kanunda sayıldığı üzere 3 tanedir:

  • Özel belgeyi bozmak,
  • Özel belgeyi yok etmek,
  • Özel belgeyi gizlemek.

Özel Belgeyi Bozmak

Özel belgeyi bozmak, özel belgenin içeriğinin bozulması, belgenin geçici olarak tahrip edilmesidir. Bozma eylemi ile, belgenin fiziki varlığı devam etmesine karşılık, hukuki varlığı sona erer. Özel belgenin bozulması ile fail tarafından amaçlanan, hukuki ilişkinin karşı tarafının, bu özel belgeye dayanarak hak iddia etmesini önlemek, bu belgeyi delil olarak kullanmasının önüne geçmektir.

Örneğin, kiracı K ve ev sahibi E tarafından, geçerli olarak düzenlenen bir kira sözleşmesi bulunmaktadır. Kiracı K, ev sahibinin her gün evi kontrol etmek için eve gelmesinden şikayetçidir ve bir gün kiracı K, dayanamayarak E ile kavga eder. Bunun üzerine sinirlenen E, kira sözleşmesini karalayarak ‘’Artık kira sözleşmemiz yok. Seni evime zorla girdi diye şikayet edeceğim.’’ der. Bu durumda E, özel belgeyi bozmak yoluyla bu suçu işlemiş olur.

Özel Belgeyi Yok Etmek

Özel belgeyi yok etmek, fiziken ve hukuken var olan bir özel belgenin bir daha geri getirilemeyecek şekilde fiziken zarara uğratılmasıdır. Bu zarara uğratma, belgenin tümü için geçerli olabileceği gibi bir kısmı için de söz konusu olabilir.

Örneğin, İki yakın arkadaş olan Berk ve Cenk, Cenk’in Berk’e olan 10.000 TL borcu için aralarında bir senet imzalamışlardır. Bu senede göre Cenk, 10.12.2024 tarihinde borcunu ödeyecektir. Ancak, 08.12.2024 tarihinde Cenk, sevgilisini Berk ile beraber görür. Bunun üzerine Cenk, yaptıkları senedi yakar ve böyle bir borcunun olmadığını belirtir. Bu durumda Cenk, özel belgeyi yok etmek suretiyle bu suçu işlemiş olur. 

Eylem ile ilgili Yargıtay, sanığın, işyerinden ayrıldıktan sonra imzalamış olduğu ve içeride kalan alacakları ile ilgili maddeleri içeren belgeyi okuyamadığını belirtmesi ve ertesi gün işyerine tekrar gelerek belgeyi okumak istemesi, işyeri muhasebecisinin belgeyi sanığa vermesinden sonra sanığın bu belgeyi yırtması durumunda, sanık hakkında özel belgeyi yok etmek suçundan dolayı hüküm vermiştir. (Yargıtay 21. CD., 2015/1353 E., 2015/1225 K.) 

Özel Belgeyi Gizlemek

Özel belgeyi gizlemek, belgede yazılı olan hakların kullanılmasını engellemek amacıyla, belgeyi ortadan, geçici veya kalıcı şekilde kaldırmak, piyasadan çekmektir. Özel belgeyi gizlemek eyleminde, belge fiziken ve hukuken varlığını sürdürmeye devam eder, ancak bu belgede yer alan haklar kullanılamaz hale gelir. 

Özel belgeyi gizlemek suçu genellikle, mahkemelerde istenilen belgelerin mevcut olmadığının veya bulunamadığının bildirilmesiyle gerçekleşir.

Örneğin, yapılan sözleşmenin hükümlerinin sözleşme yapıldıktan 2 yıl sonra aleyhine işlemeye başladığını fark eden kişinin, mahkeme tarafından istenen sözleşmenin aslını getirmemesi ve kaybolduğunu söylemesi özel belgeyi gizlemek suçunu oluşturur. 

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu Cezası

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Bu sınırlar içerisinde, cezanın süresinin kesin olarak belirlenmesi hakimin takdirindedir. Hakim, suçun işleniş şeklini, suçun işlenmesi sonunda meydana gelen zarar var olup olmadığı ve varsa miktarının büyüklüğünü, suçun işlenmesindeki nedeni araştırarak hapis cezasının süresini belirler.

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, failin suçu tamamlamasının ardından gerçekleştirdiği suçun meydana gelecek sonuçları bakımından pişmanlık duyması ve gerçekleştirdiği eylemlerin sonuçlarını engellemeye çalışmasıdır. Fail, suçun sonuçlarının meydana gelmesini engelleyebilir yahut meydana gelecek zararın boyutunu azaltabilirse bu durumda, faile verilecek olan ceza azaltılır.

Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği suçlar kanunda sayılmıştır. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu bakımından etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz. 

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima

Teşebbüs, failin suça yönelik eylemlerine başlaması ancak kendisinden kaynaklanmayan sebeplerden dolayı suçu tamamlayamamasıdır. Eğer fail, kendi iradesi ile suçu tamamlamaktan vazgeçerse bu durumda gönüllü vazgeçme olur. Ancak fail, kendi iradesi ile değil de dıştan gelen sebeplerden dolayı suçu işleyememişse bu durumda teşebbüs söz konusu olacaktır. 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda teşebbüs mümkündür.

Örneğin, A, B ile yapmış oldukları kira sözleşmesini, 1 yıl sonra, kira bedelinin fazla gelmesi nedeniyle yakmak ve ortadan kaldırmak istemiştir. Çakmak ile kağıdı tutuşturduğu sırada B, A’nın elinden sözleşmeyi almış ve ateşi söndürmüştür. Sözleşmenin sadece sol üst kısmında yanık oluşmuştur. Bu durumda, özel belgeyi yok etmek suçu teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır.

Yargıtay, sanığın bono bedelini ödeyeceğini söyleyerek mağdurun elinden aldığı bonoyu yırtmasını her ne kadar özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçuna yol açtığını belirtse de, bu belgenin yapıştırıldığında tekrar okunabiliyor durumda olması halinde bu suçun teşebbüs aşamasında kalmış olabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerektiğine dikkat çekmiştir. (Yargıtay 11. CD., 2013/14575 E., 2015/30038 K.)

İştirak, suç oluşturan eylemlerin gerçekleştirilmesine ortak olmak veya failin eylemleri gerçekleştirmesini kolaylaştırmaktır. Suça azmettirme, suçun işlenmesine yardım etme gibi hallerde, bu kişiler de iştirak hükümleri çerçevesinde sorumlu olacaktır. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda iştirak mümkündür.

Örneğin, Mehmet, Hüseyin ile yaptığı sözleşmedeki borcu ödeyemeyeceğini anlamıştır. Arkadaşının bu durum nedeniyle bunalıma girdiğinde gören Ahmet’in, Mehmet’e ‘’Bu sözleşme zaten senin elinde yırt gitsin, Hüseyin, senin borcun olduğunu kanıtlayamaz da’’ demek suretiyle Ahmet’in aklında olmamasına rağmen Ahmet’i özel belgeyi yok etme suçuna yönlendirmesi halinde Mehmet azmettiren, Ahmet ise fail olarak bu suçtan iştirak hükümleri uyarınca sorumlu olurlar.

İçtima, failin tek fiille birden fazla suçun oluşumuna sebebiyet vermesi halidir. Failin yaptığı hareket özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun yanında başkaca bir suçun da oluşumuna sebebiyet veriyorsa bu durumda faile, cezası fazla olan suçtan dolayı ceza verilecektir.

Örneğin, Yiğit, Cenk’e 100.000 TL borçlu olduğunu belirten senedi Cenk’ten çalar sonrasında da yakarsa bu durumda hem hırsızlık hem de özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu oluşur ve fail içtima hükümleri kapsamında sorumlu olur.

 Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu ve Cezası

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunun Soruşturma Aşaması

Soruşturma aşaması,  suç şüphesinin kolluk kuvvetleri veya savcılık makamı tarafından öğrenilmesi ile başlayıp savcı tarafından düzenlenen iddianamenin, mahkemece kabulü ile sona eren bir süreçtir. 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek  suçunun soruşturma aşamasında yapılması gereken işlemler şunlardır:

  • Şikayet – ihbar
  • Gözaltı
  • Delillerin toplanması
  • İfade ve sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli kontrol
  • Tutukluluk

Şikayet – İhbar

Şikayet, suçun mağduru yahut suçtan zarar gören kişi tarafından, kendisine karşı gerçekleştirilen eylemlerin, kolluk kuvvetleri veya savcılık makamına bildirmesidir. İhbar ise, suç ile ilgisi olmayan herhangi bir kimsenin, işlenen suça tanık olması halinde, bu suçu kolluk kuvvetleri veya savcılık makamına iletmesidir.

Şikayet ve ihbar, soruşturma aşamasını başlatan işlemlerdir. Şikayet de ihbar da yazılı dilekçe yahut sözlü beyan ile yapılabilir.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, şikayete bağlı bir suç değildir. Bu nedenle, bu suçun soruşturmasına başlanmak için mağdurun şikayeti değil, herhangi bir kimsenin ihbarı yeterlidir. Savcılık tarafından bu suç şüphesinin herhangi bir şekilde öğrenilmesi ile, soruşturma aşaması başlayacaktır.

Gözaltı

Gözaltı, soruşturmaya ilişkin işlemlerin tamamlanabilmesi amacıyla, savcı kararı doğrultusunda, suç şüphesi altında olan kişinin, bir süreliğine kolluk kuvvetleri tarafından alıkonulmasıdır. Özel belgeyi bozma, yok etme veya gizleme suçundan dolayı şüphelinin gözaltına alınmasına karar verilebilir.

Gözaltı süresi, yakalama anından itibaren 24 saatten fazla olamaz. Bu 24 saatin içine, şüphelinin yakalama yerine en yakın hakimin yanına gönderilmesi için geçen yol süresi dahil değildir. Suçun birden fazla kişi tarafından ortak işlenmesi halinde gözaltı süresi, her defasında 1 günü geçmemek üzere 3 gün süreyle uzatılabilir.

Savcının vermiş olduğu gözaltı kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, Sulh Ceza Hakimliğine, belirli kişiler tarafından yapılabilir. Bu kişiler suç şüphelisi, şüphelinin eşi, avukatı, kanuni temsilcisi, annesi, babası, çocuğu, torunu, dedesi gibi kan hısımlarıdır.

Delillerin Toplanması

Suç şüphesini öğrenen savcı tarafından, gerçekleştirilen eylemlere ilişkin detayların açıklanabilmesi ve olay ile ilgili gerçeklerin tespit edilebilmesi için deliller toplanır. Delil toplama, soruşturma aşamasında da kovuşturma aşamasında da var olan bir işlemdir. Yargılama sonucunda, her iki aşamadaki deliller birleştirilir ve hakim tarafından bu deliller doğrultusunda bir hüküm verilir.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu bakımından da delillerin toplanması gereklidir.

Örneğin, bir kişinin borcunu içeren senedi yakması halinde borcunun bittiğini düşündüğü bir senaryoda, borçlu olduğu kişiye önceden ödemiş olduğu 15 taksidin dekontu, özel belgeyi yok etmek suçunda delil olarak kullanılabilecektir. 

Hem fail hem de mağdur, delillerin toplanmasını isteyebilir. Toplanan delillerin olaya ilişkin olması gerekir. Somut olaya ilişkin olmayan ancak kişinin başka bir suç işlediği yönündeki iddiaları ileri sürmek, bu suçun yargılamasına etki etmeyecektir.

Örneğin, A kişisi, B kişisinden özel belgeyi gizlediği suçuyla ilgili şikayetçi olduysa ve B kişisinin, bir devlet memuruna hakaret ettiği mesajları da şikayetiyle beraber yetkili makama sunduysa bu mesajlar, ilgili olayın yargılanmasında delil olarak dikkate alınmayacaktır.

Bu aşamada, şüphelinin lehine ve aleyhine olan tüm deliller toplanmalıdır. Ancak, delillerin hukuka uygun bir biçimde toplanması gerekmektedir. Hukuka uygun olmayan biçimde toplanan deliller kullanılamaz ve hüküm verilirken dikkate alınamaz.

İfade ve Sorgu

İfade, suç şüphesi altında bulunan kişinin yetkili makam olan kolluk kuvvetleri veya savcılık tarafından dinlenilmesi iken; sorgu, suç şüphesi altında bulunan kişinin mahkeme veya hakim tarafından dinlenilmedir. 

İfade süreci, şüpheliye çağrı kağıdı yollanılması ile başlar. Bu çağrı; telefon, faks, e-mail şeklinde de yapılabilir. Bu çağrı kağıdında kişinin belirlenen saatte, belirtilen yerde ifade vermek üzere hazır bulunması gerektiği ve eğer gelmezse hakkında zorla getirme kararı çıkartılacağı yazılır.

Şüphelinin öncelikle kimlik bilgileri doğrulanır. Sonrasında şüpheliye hangi suç isnadı nedeniyle çağırıldığı anlatılır ve şüpheliye bu aşamada sahip olduğu haklar öğretilir. Bu süreçte şüpheli, yakınlarına haber verme, avukattan yararlanma, savunma yapma, tanık gösterme ve en önemlisi susma hakkı gibi haklara sahiptir.

İfade süreci, soru cevap şeklinde ilerler. Şüpheli, görevli veya savcının sorduğu sorulara olayla ilgili anlaşılır ve ayrıntılı şekilde cevap verir. Şüpheli, verdiği cevaplarında özgür irade beyanına dayanmalıdır. İfade sırasında bulunan hiçbir görevli, şüphelinin ifadesine karışamaz, onun sözünü kesemez, onun beyanına ekleme veya düzeltme yapamaz.

Şüpheli, bu aşamada ifade vermek zorunda değildir, susma hakkını da kullanabilir. Ve böyle bir durumda şüphelinin ifadesi korkutma, cebir, tehdit, kötü davranma, işkence etme suretiyle alınamaz. Bu durumlarda alınan ifadeler, yasak usul kapsamındadır ve burada ifade edilen bilgiler, hükme esas alınmaz. 

Şüphelinin sorulara verdiği cevaplar, aynen tutanağa geçirilir. Sürecin sonunda ifade alan memur veya savcı ve şüpheli tarafından tutanak imzalanır. Şüpheli, tutanağı imzalamadan önce dikkatli bir şekilde okumalıdır. Tutanakta yanlış veya eksik beyan bulunması halinde, tutanak imzalanmamalı ve neden imzalanmadığı da tutanağa ayrıca geçirilmelidir. 

İfade ve sorgu süreci, teknik ve usul işlemleri gerektiren bir süreçtir. İfade ve sorgu sürecinde, şüphelinin söylediği her söz aleyhine delil olarak kullanılabilecektir. Bu nedenle, sürecin ceza avukatı ile takip edilmesi faydalı olacaktır. 

Uzlaşma

Uzlaşma, suç şüphelisi ile suçun mağduru veya suçtan zarar gören kişinin, uzlaştırma bürosu tarafından görevlendirilen bir uzlaştırmacı vasıtasıyla bir araya gelerek, suç konusu olay ile ilgili ortak bir noktada anlaşmasını ve mağduriyetin giderilmesine ilişkin kararların alınmasını sağlayan bir kurumdur. Uzlaşma, yalnızca şikayete tabi suçlar bakımından gerçekleştirilebilir.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya değiştirmek suçu şikayete tabi bir suç olmaması nedeniyle uzlaştırma hükümlerine tabi değildir. Ancak bu durumun bir istisnası vardır. Özel belgeyi bozan, yok eden veya değiştiren kişi bir çocuksa ve mağdur ya da suçtan zarar gören de şirket, üniversite, belediye gibi kurumlarsa bu durumda, uzlaşma hükümleri uygulanır.

Suçun, uzlaştırma kapsamına girdiği durumda dosya, uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından belirlenen bir uzlaştırmacı, taraflara suç konusu olay ile ilgili uzlaşma teklifinde bulunur. Eğer taraflar, 3 gün içinde uzlaşmaya yönelik kararlarını bildirmezse teklifi reddetmiş sayılırlar. Uzlaştırmacı, dosya ile görevlendirilmesinden itibaren 30 gün içinde uzlaştırma sürecini sonuçlandırmalıdır.

Uzlaşma sonunda, taraflar anlaşırsa kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir ve suç ile ilgili başka bir işlem yapılamaz. Tarafların anlaşması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz. Eğer taraflar anlaşamazsa tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez ve kovuşturma aşamasına geçilerek yargılamaya devam olunur.

Adli Kontrol

Adli kontrol kararı, tutuklama sebeplerinin varlığına rağmen şüphelinin özgürlüğünün kısıtlanmaması için verilen tedbiri karardır. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun soruşturması aşamasında da şüphelinin özgürlüğünü kısıtlamamak ancak kontrol altında da tutmak için adli kontrol kararı verilebilir.

Kendisine verilen yükümlülükleri geçerli bir mazereti olmaksızın yerine getirmeyen şüpheli hakkında, tutuklama kararı verilebilir. Adli kontrol tedbirlerinin süresi, en çok 2 yıldır. Zorunlu hallerde bu süre, gerekçe gösterilmek suretiyle 1 yıl daha uzatılabilir.

Adli kontrol kararına karşı, itiraz edilebilir. İtiraz, adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına yönelik olabileceği gibi içeriğinin değiştirilmesine yönelik de olabilir.

Adli kontrol kararına itiraz, şüpheli, şüphelinin eşi, avukatı veya yasal temsilcisi tarafından kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde adli kontrol kararı veren makama dilekçe vermek yahut sözlü beyanda bulunmak suretiyle yapılır.  

Tutukluluk

Tutukluluk, suçun oluştuğuna ve suçun şüpheli tarafından işlendiğine dair kuvvetli şüphe olduğu hallerde şüpheliyi, mağduru ve suça ilişkin delilleri korumak maksadıyla verilen özgürlüğü kısıtlayıcı bir ara karardır. Tutuklama kararı, mahkeme tarafından kesin hüküm açıklanana kadar geçerlidir ve bu karar, hakim tarafından verilir. 

Tutuklama kararı şüphelinin kaçma girişiminde bulunması, olaya ilişkin delilleri yok edeceği yönünde bir ihtimalin olması veya mağdura karşı, mağdurun suç ile ilgili beyanlarını kısıtlayacak şekilde baskı yapması hallerinde verilir. 

Tutukluluk süresi, soruşturma aşamasında 6 ayı, yargılama sürecinde ise 1 yılı geçemez. Ancak gerekli görüldüğü takdirde en fazla 6 ay daha uzatılabilir. 

Tutukluluk kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, kararın verildiği günün ertesi gününden itibaren 7 gün içinde tutuklama kararı veren merciiye yapılır. Tutuklama kararına karşı; tutuklu şüpheli, şüphelinin avukatı, eşi, yasal temsilcisi, ebeveynleri itirazda bulunabilir. 

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda soruşturma aşaması tamamlandıktan sonra, mahkemenin suç konusu olay ile ilgili verebileceği 3 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar: 

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı 
  • İddianamenin düzenlenmesi kararıdır.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, suç oluşturduğu düşünülen eylemlere yönelik olarak yapılan ihbar veya şikayetlerin, herhangi bir araştırma yapılmasa dahi suç oluşturmadığının anlaşılması yahut genel ve soyut nitelikte olması halinde verilen karardır. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya engellemek suçunda da şartlar sağlanıyorsa bu karar verilebilir.

Örneğin, Ahmet dil okuluna kayıt olmuş ve bir sözleşme imzalamıştır. Ahmet, dil okulunda derse geldiği gün müdürün odasında sözleşmesinin fotokopisinin yırtılmış halde olduğunu görür ve müdür hakkında özel belgeyi yok etmek suçundan şikayetçi olur. Ancak bu olayda sözleşmenin aslı değil, sadece fotokopisi yırtılmıştır. Bu nedenle savcı, Ahmet’in şikayeti ile ilgili soruşturmaya yer olmadığı kararı verecektir.

Soruşturmaya yer olmadığı kararı verilmesinin ardından bu karar, şikayetçi veya ihbarda bulunan kişiye bildirilir. Şikayet veya ihbar eden kişi, eylemlerin hala araştırılması gerektiğine inanıyorsa soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı, itirazda bulunabilir. İtiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine yapılır.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, savcı tarafından suç konusu olay ile ilgili yapılan soruşturma sonucunda, nitelik ve nicelik olarak dava açmaya elverişli delillerin elde edilememesi halinde verilen bir karardır. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda da kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilebilir.

Örneğin, A ve B kişileri buzdolabı üzerine bir satış sözleşmesi yapmışlardır. Sözleşme, mağaza sahibi A’da kalmıştır. Günlerden bir gün B, sözleşmeyi incelediğinde buzdolabının fiyatının belirledikleri bedelden fazla yazıldığını görmüştür. Savcılığa, A kişisi hakkında, özel belgeyi değiştirme suçundan dolayı şikayette bulunmuştur ve savcılık da soruşturmaya başlamıştır. Ancak, soruşturma aşamasında şüpheli A, hayatını kaybetmiştir. Bu durumda savcı, olay ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığı kararı verecektir. 

Kovuşturmaya yer olmadığı kararının verilmesinin ardından bu karar, ilgililere tebliğ edilir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararının yanlış olduğunu düşünen taraf, bu karara karşı itiraz edebilir. Tarafların itirazı, kararın kendilerine tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine yapması gerekir. 

İddianamenin Düzenlenmesi

Soruşturma evresi sonucunda, şikayet konusu eylemlerin suç oluşturduğu ve bu suçun isnat edilen kişi tarafından işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturan deliller elde edilmişse, savcı, bir iddianame hazırlayarak kamu davası açar. Bu iddianamenin, mahkeme tarafından kabul edilmesi ile soruşturma evresi sona erer, kovuşturma aşamasına geçilir. 

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunun Savunması

Savunma yapan şüphelinin, olay ile ilgili suçlamalara ilişkin verebileceği tüm cevaplarını yetkili makamlara, detaylı bir biçimde aktarılması gerekir. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçuna ilişkin öne sürülebilecek savunmalardan birkaçı şunlardır:

  • Suça konu olan evrakın özel belge niteliği taşımadığı,
  • Şüpheli ile mağdurun yıllardır kavgalı olması nedeniyle aralarında herhangi bir hukuki ilişkinin söz konusu olamayacağı, 
  • Şüpheliye ilişkin yapılan şikayet veya ihbarın asılsız olduğu,
  • Özel belgenin bilerek gizlenmediği, şüphelinin yetkili makamlar tarafından belgenin istendiği konusunda bilgisinin olmadığı,
  • Olay ile ilgili şüphelinin aleyhine delillerin toplandığı ancak lehine olan delillerin göz ardı edildiği,
  • Suçun unsurunun veya vasfının yanlış nitelendirildiği,
  • Şüphelinin bilinen ve güvenilir bir mağaza sahibi olması nedeniyle rakip mağazalar tarafından üzerine bu şekilde suç isnadı atıldığı ve müşteri sayısında azalma yaşadığı,
  • Şüphelinin, çocuğunun resim yaptığı müsvedde kağıtlarını yırtarken yanlışlıkla sözleşmeyi de yırtıp çöpe attığı, kasıtlı bir biçimde belgeyi yok etmediği.

Savunma hakkı, her somut olayda değişiklik gösterecektir. Yapılacak savunmalar, şüpheliye hükmedilecek cezanın niteliğini ve miktarını etkileyecektir. Bu noktada sürecin, ceza avukatı ile takip edilmesi hükmedilecek kararın lehe olması konusunda faydalı olacaktır. 

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Suça ilişkin soruşturmanın tamamlanmasının ardından kovuşturma aşamasına geçilir. Kovuşturma aşaması, savcı tarafından suça konu olay ile ilgili düzenlenen iddianamenin, mahkeme tarafından kabulü ile başlayıp mahkeme tarafından kesin hüküm verilinceye kadar devam eden süreci ifade eder. Kovuşturma aşamasının diğer adı ceza yargılaması aşamasıdır.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda mahkeme tarafından iddianame kabul edildikten sonra, duruşma aşamasına geçilir. Duruşmada öncelikle, sanığın bilgileri doğrulanır ve hakim tarafından iddianamede düzenlenen olay ve isnat edilen suç sanığa okunur. Sanığın savunması ve varsa müdafii dinlenir. 

Mahkeme hakimi, duruşmalarda şüpheli gördüğü ve suça ilişkin yeterince bilgi vermeyen bulguların inceleme yapılması için gerekli yerlerden bilgi ve belge isteyebilir. Ayrıca hakim, toplanan delilleri yeterli görmüyorsa keşif yapılmasına da karar verebilir. 

Hakim, yapılan bu araştırmalar sonucunda elde edilen tüm bulguları toparlayarak olayın suç oluşturup oluşturmadığı, suç oluşturduysa eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği konusunda bir karar verir. Taraflar bu kararın yanlış olduğunu düşünüyorsa istinaf kanun yoluna başvurabilirler. 

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunda Zamanaşımı

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda dava zamanaşımı suçun işlendiği andan itibaren 8 yıl; ceza zamanaşımı hükmün kesinleştiği andan itibaren 10 yıldır. Hükmün kesinleşmesi, istinaf yoluna başvurulmuşsa istinaf incelemesini yapan Bölge İdare Mahkemesi tarafından verilen karar ile; istinaf yoluna başvurulmamışsa istinafa başvurma süresi olan 7 günün geçmesi ile kesinleşir. 

Dava zamanaşımı süresinin dolması ile suç konusu eylemlere ilişkin olarak kamu davası açılamaz, açılırsa da bu davalar düşer yani sanık hakkında hüküm verilemez. Ceza zamanaşımı süresinin dolması ile, sanık hakkında ilgili eylemlerinden dolayı hükmedilen cezanın infaz edilebilirlik özelliği kalmaz.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun 12 – 15 yaş aralığında olan çocuklar tarafından işlenmesi halinde dava zamanaşımı süresi 4 yıl, ceza zamanaşımı süresi ise 5 yıldır. 15 – 18 yaş aralığında olan çocuklar için ise dava ve ceza zamanaşımı süreleri ise ⅔ oranında uygulanır. Yani bu süreler geçince, çocuklar hakkında dava açılamaz ve verilen cezalar infaz edilemez. 

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Soruşturma ve kovuşturma aşamasından sonra hakim, olaya ilişkin elde edilen tüm bulguları değerlendirir ve sanık hakkında bir karar verir. Yargılama sonucunda mahkemenin verebileceği birden fazla farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkumiyet,
  • Adli Para Cezasına Çevirme,
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB),
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi

Beraat

Beraat kararı, yapılan soruşturma ve kovuşturma sonucunda isnat edilen suç ile ilgili yargılaması yapılan sanığın, suçsuz olduğunu gösteren bir karardır. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun yargılaması sonucunda da sanık hakkında beraat kararı verilebilir. 

Beraat kararı; yargılaması yapılan eylemin ceza kanununda suç olarak tanımlanmaması, eylemlerin suç oluşturması ancak bu suçun sanık tarafından işlendiğine dair delil olmaması, suçun sanık tarafından işlenmediğine dair yeterli delillerin elde edilmiş olması, sanığın kasten bu suçu işlemediğinin anlaşılması hallerinde verilebilir. 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, yargılaması yapılan suç ile ilgili eylemleri gerçekleştirdiği tespit edilen sanığa, birtakım özel nedenlere sahip olmasından dolayı ceza verilememesidir. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda da sanığın, belirlenen şartlardan biri veya birkaçına sahip olması halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilecektir. 

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı; failin, suçun işlenmesine elverişli hareketleri gerçekleştirirken kusurunun bulunmadığı veya failin cezasızlık hallerinden birine sahip olduğu durumlarda verilir.

Cezasızlık hallerine örnek olarak, failin yaşının küçük olması, akıl hastası olması, cebir ve tehdit altında suçu işlemiş olması, iradesi dışında geçici nedenlerle algılama yeteneğini kaybetmiş olması hali verilebilir.

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, mahkeme tarafından verilen ve yargılamayı sona erdiren bir son hüküm, yani kesin karardır. Bu karara karşı itiraz edilemez ancak süresi içinde istinaf yoluna başvurulabilir.

Mahkumiyet

Yargılaması yapılan suçtan dolayı eylemlerin suça elverişli olduğu, sanığın bu eylemleri gerçekleştirdiği ve bunun karşılığında başka kimselerin zarar gördüğü hususları, şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlandıysa bu durumda mahkeme, mahkumiyet kararı verir. Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan dolayı da mahkumiyet kararı verilebilir.

Kanunda öngörülen cezanın yanında hakim gerekli görürse güvenlik tedbirlerine de hükmedebilir. Örneğin mahkeme, özel belgeyi yok ettiği gerekçesiyle yargılanan A kişisine verdiği 2 yıl 3 aylık hapis cezasının yanında, ayrıca A kişisinin, siyasi partilerin yöneticisi olmaktan yasaklanmasına karar verebilir. 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan dolayı mahkumiyeti kesinleşen sanık, kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıl içerisinde başka bir suç işlerse bu durumda sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanır ve mahkumiyeti arttırılır.

Hakim, takdir yetkisini kullanarak bu suçtan dolayı hapis cezasına karar verilen sanığın geçmişini, sosyal ilişkilerini, eğitim ve mesleki hayatını, suçu işlemesinden dolayı duyduğu pişmanlığı, suçtan zarar görenlerin zararını karşılamayı kabul etmesini göz önünde bulundurarak cezasında indirim yapabilir. Bu indirime iyi hal indirimi denilir. İyi hal indirimi kapsamında verilen hapis cezasının ⅙ kadarının indirilmesine karar verilebilir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 1 yıl veya daha az süreli olması halinde, adli para cezasına çevrilmesi yönünde verilen bir karardır. Verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi, hakimin takdirinde olan bir husustur.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu nedenle bu suçun bazı hallerinde verilen hapis cezası, adli para cezasına çevrilebilir. Şöyle ki:

  • Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan dolayı verilen hapis cezası 1 yılsa bu ceza, adli para cezasına çevrilebilir.
  • Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan dolayı verilen hapis cezası 1 yıldan fazla 3 yıldan az ise bu ceza, adli para cezasına çevrilemez.

Adli para cezasına çevirme konusunda hakim, öncelikle verilen hapis cezasının gün sayısındaki karşılığını bulur. Adli para cezası verilen gün sayısı, 5-730 gün arasında olmalıdır. Belirlenen bu gün sayısı, sanığın ekonomik durumuna bakılarak en az 20 en fazla 100 TL ile çarpılır ve böylece, sanığa verilecek olan adli para cezası tespit edilir.

Hakim, belirlenen adli para cezasının tek seferde ödenmesin karar verirse karar tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödenmesi gerekir. Ödemenin taksitler halinde yapılmasına karar verilirse en çok 2 yıl içinde tamamlanması gerekmektedir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belirli şartlara bağlı olarak 5 yıl süreyle açıklanmaması, hukuki sonuç doğurmaya elverişli hale getirilmemesidir. 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için, sanığa verilen hapis cezasının 2 yıldan daha az olması, sanığın daha önce mahkumiyetinin bulunmaması, sanığın mahkemeye, başka bir suç işlemeyeceği konusunda izlenim vermiş olması ve sanığın, mahkeme tarafından yapılan HAGB teklifini kabul etmiş olması gerekmektedir. 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan dolayı da bazı durumlarda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Bu suçun kanunda belirtilen cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu nedenle, yukarıda belirtilen şartlara sahip bir sanık hakkında:

  • Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan dolayı verilen hapis cezasının süresi, 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası ise bu ceza hakkında HAGB kararı verilebilir.
  • Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan dolayı verilen hapis cezasının süresi, 2 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ise bu ceza hakkında HAGB kararı verilemez.

HAGB kararı uygulanmasının kabul edildiği hallerde sanık, 5 yıllık bir denetime tabi tutulur. Bu 5 yıl içerisinde sanık, kasıtlı bir suç işlemezse bu durumda hükmedilen hapis cezası infaz edilmiş sayılır.

HAGB kararına karşı, 7 gün içinde kararı veren mahkemeye itirazda bulunulabilir. İtiraz, HAGB kararını veren Asliye Ceza Mahkemesinin bağlı bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesine sunulan dilekçe ile yahut zabıt katibine bulunulan beyan ile yapılır.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından sanığa verilecek olan cezanın, belirli şartların varlığı halinde, cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Cezanın ertelenmesi, hakimin takdirindedir. Hakim, cezayı ertelemek zorunda değildir. 

Verilen hapis cezasının ertelenebilmesi için, sanığa verilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası olması, sanığın daha öncesinde kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla mahkumiyetinin bulunmaması ve mahkeme tarafından sanığın bir daha suç işlemeyeceğine dair kanaatin oluşması gerekir.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda sanığa verilen ceza bazı hallerde ertelenebilir. Bu suçun kanunda belirlenen cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu nedenle, özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda şüpheliye verilecek ceza;

  • 1 – 2 yıl aralığında ise hapis cezası ise ceza ertelenir,
  • 2 – 3 yıl aralığında ise hapis cezası ertelenmez.

Cezası ertelenen kişi hakkında 1 yıldan az 3 yıldan çok olmamak üzere, denetim süresi belirlenir. Bu denetim süresince sanık, kasıtlı bir suç işlemez ve denetim yükümlülüklerine uyarsa kendisine verilen ceza infaz edilmiş sayılır. Eğer sanık, bu yükümlülüklere uymazsa cezanın devamının cezaevinde infazına karar verilir.

Davanın Düşmesi

Yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında karar verilmesinin anlamsız olacağı bazı durumlar ortaya çıkabilir. Bu durumlarda, davanın düşmesine karar verilir ve eylemler suç olma özelliğini korusa dahi, faile ceza verilmez. Bu durumlar; sanığın ölmesi, davanın dava zamanaşımına uğraması, suç ile ilgili genel af çıkartılmasıdır.

Davanın düşmesi bakımından dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır:

  • Sanığın ölmesi, davayı düşürür ancak şüphelinin ölmesi halinde, kamu davası düşmez.
  • Genel af, kamu davasını düşürür ancak özel af, kamu davasını düşürmez.
  • Dava zamanaşımı, davayı düşürürken ceza zamanaşımı, davayı düşürmez.

Özel Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek  Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunda istinaf yoluna başvurulabilir ancak temyiz yoluna başvurulamaz. Bu suç bakımından hüküm, istinafta kesinleşir. 

Mahkemenin verdiği kararı tatmin edici bulmayan taraflar, istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf başvurusu, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemeye dilekçe verilmesi yahut zabıt katibine beyanda bulunulması suretiyle, Bölge İdare Mahkemesine yapılır. Eğer bu süre kaçırılırsa yani 7 gün içinde istinaf yoluna başvurulmazsa bu durumda hüküm, kesinleşmiş olur. 

İstinaf yoluna; Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık, katılan ve katılma isteği reddedilmiş, karara bağlanmamış veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş kişiler başvurabilir.

İstinaf mahkemesinin kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyecek haller şunlardır: 

  • 5 yıl veya daha az hapis cezası ile adli para cezalarına ilişkin bozma kararları,
  • 5 yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bozma kararları,
  • Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin kararlar.

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu da 5 yılın altında hapis cezası gerektiren bir suç olduğundan bu suça ilişkin, istinaf mahkemesinde verilen bozma kararları bakımından temyiz yoluna gidilemez.

Sonuç 

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, hapis cezası gerektiren ciddi bir suçtur. Yapılacak savunmalar, ileri sürülecek deliller somut olaya göre farklılık gösterecek ve yargılama sonunda verilecek olan cezanın miktarını etkileyecektir. Bu nedenle, bu suç ile ilgili yargılama aşamasının en kısa sürede lehe sonuçlanması için alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.

Telefonla Sor