Cinsel Taciz Suçu ve Cezası

Cinsel Taciz Suçu ve Cezası

Cinsel taciz suçu, Türk Ceza Kanununda düzenlenen ve hapis cezası gerektiren suç türlerinden biridir. Cinsel taciz suçunda fail, mağdura yönelik olarak gerçekleştirdiği cinsel eylemler ile onun vücut ve cinsel dokunulmazlığına müdahalede bulunur. Bu eylemlerin kanunda suç olarak düzenlenmesi ile, kişilerin günlük yaşantısında hem vücut hem de cinsel açıdan güvende hissetmesini sağlamak amaçlanmıştır.

İçindekiler

Cinsel Taciz Suçu Nedir?

Cinsel taciz suçu, failin mağdurun vücuduna temas etmeden onun vücut dokunulmazlığını ihlal etmesi halinde oluşan ve mağdurun tedirginlik hissetmesine neden olan bir suçtur. Bu suç, TCK m. 105’te düzenlenmiştir.

TCK 105:

‘’Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.’’

Cinsel Taciz Suçu Nasıl Oluşur?

Cinsel taciz suçu; failin, mağdura karşı fiziki olarak temasta bulunmadan onun vücut ve cinsel bütünlüğünü ihlal etmesi ile oluşur. Fail tarafından gerçekleştirilen bu ihlal eyleminin cinsel taciz suçu kapsamında cezalandırılabilmesi için, somut olayda şu unsurların bulunması gerekmektedir:

  • Failin, mağdura fiziki olarak temas etmemesi,
  • Failin, mağdurun vücut ve cinsel bütünlüğünü ihlal edici eylemlerde bulunması,
  • Failin mağdura karşı gerçekleştirdiği eylemlerinin cinsel amaçlı olması,
  • Mağdurun, failin bu eylemleri nedeniyle rahatsızlık duyması,
  • Failin isteyerek ve bilerek bu eylemleri gerçekleştirmesi.

Failin mağdura dokunması, saçını okşaması, mağduru öpmeye kalkışması, mağdurun hareket alanını kısıtlayarak mağdurun özel bölgelerine dokunması halinde faile cinsel taciz suçundan değil, bu eylemlere maruz kalan mağdur 18 yaşından büyükse cinsel saldırı, 18 yaşından küçükse cinsel istismar suçu meydana gelir. 

Yargıtay, failin mağdurun yanına gelerek ‘’Telefon numaranı bana ver, seni mutlu ederim, para veririm.’’ şeklinde sözler söylemesi halini cinsel taciz olarak, daha sonrasında aynı failin cinsel tatmin amaçlı aynı mağdurun bacaklarına dokunması olayını ise cinsel saldırı olarak kabul etmiştir. (Yargıtay 14. CD., 2012/848 E., 2013/13345 K.) 

Her dokunma eylemi, cinsel saldırı suçunun oluşumu için yeterli değildir. Yargıtay, sanığın değişik zamanlarda mağdura karşı “seninle arkadaş olmak istiyorum, sana aşığım, teklifimi düşündün mü?” gibi sözler sarf etmesi ve bir kereliğine mahsus olmak üzere mağduru kolundan tutup çekmesi eyleminde sanık hakkında cinsel saldırı suçundan değil cinsel taciz suçundan hüküm verilmesine karar vermiştir. (Yargıtay 14. CD., 2011/14238 E., 2013/9146 K.) 

Her ne kadar somut olayın özelliklerine göre suçun niteliği değişse de genel olarak Yargıtay kararları incelendiğinde aşağıdaki eylemlerin cinsel taciz suçunu oluşturmaya elverişli olduğu söylenebilir:

  • Mağdura mektup yollanarak cinsel ilişki teklif edilmesi,
  • Mağdurun sosyal medya hesaplarındaki mesaj kısmına cinsel içerikli görsel ve mesajlar atılması,
  • Sokakta yürüyen mağdura cinsel içerikli laf atması,
  • Failin mağdura cinsel organını göstermesi, 
  • Fail tarafından mağdura öpücük atılması veya dudak yalanması,
  • Failin mağduru telefonla arayarak seninle birlikte olmak istiyorum şeklinde sözler sarf etmesi,
  • Failin evli olan mağdura karşı yeniden evlenme teklifi etmesi ve seninle bir ömür birliktelik yaşamak istiyorum şeklinde beyanlarda bulunması,
  • Failin mağdura iç çamaşırını göndermesi,
  • Failin yolda yürüyen mağduru sıkıştırarak telefon numarasını almak için zorlaması.

Cinsel taciz suçunun oluşabilmesi için failin mağdura karşı gerçekleştirdiği eylemlerinde, mağdura cinsel amaçlı olarak yaklaşması ve mağdura rahatsızlık vermesi gerekmektedir.

Örneğin, failin mağdura gün içinde 95 kez ‘Naber?’ şeklinde mesajı atması halinde fail bu eylemini mağdura cinsel amaçlı yaklaşmak için gerçekleştirmediğinden faile, cinsel taciz suçundan değil, huzur ve sükunu bozma suçundan hüküm verilecektir.

Cinsel taciz suçunun gerçekleşebilmesi için gereken bir diğer unsur ise mağdurun kendisine yönelik olarak gerçekleştirilen eylemler karşısında rahatsızlık duyması, tedirgin olması ve cinsel dokunulmazlığı hakkında endişe duyması gerektiğidir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, mağdurun aile dostu olan sanığın, 22.07.2008 tarihinde mağduru telefonla arayarak kendisinden hoşlandığını, fakat yanaşamadığını, “Sana içim kıpırdıyor, kanım kaynıyor, seni gönülden seviyorum” dediğinin ve bu olaylar karşısında mağdurun ağlayarak ‘’Siz benim amcamsınız, nasıl böyle sözler söylersiniz.’’ şeklinde rahatsızlığını dile getirdiği olay bakımından fail hakkında cinsel taciz suçundan hüküm verilmesine karar vermiştir. (Yargıtay CGK, 2017/244 E., 2018/601 K.) 

Cinsel Taciz Suçu Cezası

Cinsel taciz suçunun cezası, 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır. 

Cinsel taciz suçundan dolayı suçlu olduğu kesinleşen sanık hakkında hükmolunacak cezanın hapis cezası mı adli para cezası mı olacağı mahkemenin takdirindedir. 

Hakim, cinsel taciz suçunun işleniş biçimine, suçun işlendiği yer ve zamana, suçun konusunun önemine, suçun gerçekleşmesi sonucunda mağdurun zararının büyüklüğüne, failin eylemlerini gerçekleştirirken güttüğü amacına bakarak hapis cezasının miktarını belirler.

Kanunda cinsel taciz suçu bakımından kaç gün süre için adli para cezası verileceği belirlenmediği için hakim, 5 – 730 gün için adli para cezası verebilir.

Hakim, adli para cezasının miktarını hesaplarken öncelikle sanığa kaç gün için adli para cezası verileceğini hesaplar. Sonra, belirlediği  gün sayısını, şüphelinin ekonomik durumu göz önünde tutularak en az 20 en fazla 100 TL arasında bir bedel ile çarpar ve verilecek adli para cezası tespit eder.

Cinsel Taciz Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları

Cinsel taciz suçunun cezayı artıran nitelikli halleri; suçun işlenmesi hususunda kolaylık sağlayan durumların varlığında verilecek cezada artırıma gidilecek hallerdir. Bu haller, TCK m. 105’in 2. fıkrasında düzenlenmiştir.

TCK 105/2:

‘’Suçun; 

a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, 

b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, 

c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, 

d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz. ‘’

Cinsel Taciz Suçunun Çocuğa Karşı İşlenmesi

Cinsel taciz suçunun 18 yaşını doldurmamış herhangi bir kişiye karşı işlenmesi suçu artıran nitelikli hallerdendir. Bu halde, faile verilecek olan ceza 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Yargıtay, önüne gelen bir dosyada mağdurenin, bakıcısı olan tanık Hatice’nin evinde olduğu sırada, Hatice’nin kayınpederi olan sanığın, küçük yaştaki mağdureye temasta bulunmadan cinsel organını göstererek, “Hadi, sen de seninkini göster” demesi olayında sanığın cinsel taciz suçunu çocuğa karşı işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar vermiştir. (Yargıtay 14. CD., 2013/5437 E., 2015/4639 K.)

Cinsel Taciz Suçunun Kamu Görevinin veya Hizmet İlişkisinin ya da Aile İçi İlişkinin Sağladığı Kolaylıktan Faydalanmak Suretiyle İşlenmesi

Failin kamu görevini yerine getirirken sahip olduğu kamu gücünü, kendi çıkarına ve başkasına zarar verecek biçimde kullanması, nitelikli hal kapsamında düzenlenmiştir. Cinsel taciz suçunun kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanılarak işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza artırılır.

Yargıtay, ifadesi alınmak üzere polis merkezi amirliğine getirilen mağdurun yanına gelen sanık polis memurunun, mağdur ile konuşması esnasında cinsel içerikli konuşmalar yapmasını, üst araması yaptığı gerekçesiyle kalçalarına dokunduğunu, aynı mağdurun başka bir gün amirliğe tekrar gelmesinden sonra aynı polis memurunun mağdura cinsel içerikli sözler söylemesi olayında sanık polis memuruna cinsel taciz suçundan artırılarak ceza verilmesine hükmetmiştir. (Yargıtay 14. CD., 2015/7674 E., 2018/7386 K.) 

Cinsel taciz suçunun aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde de faile verilecek olan ceza temel cezanın yarı oranında artırılmış hali olacaktır. Bu madde metninde kast edilen aile içi ilişki kavramı, sadece akrabalık bağını değil, aynı aile evi içinde yaşayan ancak aralarında aile bağı bulunmayan kişileri de içine almaktadır. 

Örneğin, aynı ailede yaşayan üvey kardeşlerden birinin diğerine karşı cinsel taciz suçunun oluşumuna sebebiyet veren eylemleri neticesinde faile cinsel taciz suçundan artırılarak ceza verilecektir. Aynı şekilde, aynı evde yaşamak şartıyla enişte, baldız, kayınpeder, aile dostu, arkadaş gibi kişiler tarafından işlenen cinsel taciz suçu da bu nitelikli hale girecektir. 

Yargıtay, yerel mahkemenin iki ayrı tarihte mağdurenin banyo yaptığı sırada öz babası olan sanığın, bir şeyler almak bahanesiyle banyoya girmesini ve 10 dakika boyunca mağdureyi izlemesi olayında faile cinsel taciz suçundan değil de özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan ceza verilmesi kararını bozmuştur. (Yargıtay 14. CD., 2012/15474 E., 2014/3747 K.) 

Cinsel Taciz Suçunun Vasi, Eğitici, Öğretici, Bakıcı, Koruyucu Aile Veya Sağlık Hizmeti Veren Ya Da Koruma, Bakım veya Gözetim Yükümlülüğü Bulunan Kişiler Tarafından İşlenmesi

Mağdura karşı bakım yükümlülüğü bulunan kişinin cinsel taciz suçu işlemesi halinde görevli faile verilecek olan ceza yarı oranında artırılır.

Örneğin, yatalak halde yatmakta olan yaşlı kişiye karşı, bakıcı olarak ücret karşılığı çalıştırılan kişinin, baktığı yaşlı kişinin bezini değiştirirken sürekli olarak cinsel sözler sarf etmesi halinde fail, bu nitelikli halden dolayı daha ağır bir hapis cezası ile cezalandırılacaktır. 

Cinsel Taciz Suçunun Aynı İşyerinde Çalışmanın Sağladığı Kolaylıktan Faydalanmak Suretiyle Gerçekleştirilmesi

Cinsel taciz suçunun fail ve mağdurun aynı işyerinde çalışmasından ve sürekli aynı ortamda bulunmalarından dolayı sağlanan kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza artırılır.

Aynı işyeri ile kast edilen husus, fail ile mağdurun aynı ofiste, aynı üretim bandında yan yana, aynı birimde, aynı kapalı ortamda çalışmaları nedeniyle sürekli olarak bir arada bulunma zorunluluğunun olduğu durumlardır.

Örneğin, X fabrikasında mühendis olarak görev yapmakta olan failin, aynı fabrikada ambalajlama bandında çalışan mağdura karşı sürekli olarak laf atması, mağdurun reddetmesine rağmen sürekli olarak mağdurla konuşma çabasına girmesi, mağdura ‘çok güzel kokuyorsun’ şeklinde iltifatlarda bulunması durumunda faile cinsel taciz suçundan ceza verilecek ve bu ceza artırılacaktır.

Yargıtay, okulda hizmetli olarak çalışan sanığın  aynı okulda öğrenci olarak eğitim gören mağdurelere karşı ‘’Sizi öpmek istiyorum.’’ şeklinde sözler sarf etmesi haline cinsel taciz suçundan dolayı hüküm verilmesine karar vermiştir. (Yargıtay 9. CD., 2021/3697 E., 2022/7308 K.) 

Cinsel Taciz Suçunun Posta veya Elektronik Haberleşme Araçlarının Sağladığı Kolaylıktan Faydalanmak Suretiyle İşlenmesi

Günümüzde gelişen teknoloji ve artan elektonik cihaz kullanımı nedeniyle cinsel taciz suçunun işlenmesi oldukça kolaylaşmış ve sıklaşmıştır. Bu nedenle kanun koyucu cinsel taciz suçunun posta veya e-mail, sosyal medya mesajları, faks, telefon araması, görüntülü arama gibi araçlarla işlenmesi durumunda faile verilecek olan ceza artırılır.

Örneğin, failin, mağdurun Instagram hesabını bulup takip isteği atması, mağdurun bu isteği kabul etmemesine rağmen failin ısrarla mağdura ‘Seninle birlikte olmak istiyorum, sen şimdi ne güzelsindir, bir kere görüşelim başka bir şey istemem’ şeklinde mesajlar atması halinde faile verilecek olan ceza temel cezanın yarı oranında artırılmış halidir.

Cinsel Taciz Suçunun Teşhir Suretiyle İşlenmesi

Teşhir kelime anlamı olarak gösterme sergileme demektir. Cinsel taciz suçunun teşhir suretiyle işlenmesi fail tarafından, cinsel organının veya çıplak fotoğraflarının mağdura gösterilmesi şeklinde olur. Cinsel taciz suçunun teşhir suretiyle işlenmesi halinde faile verilen ceza yarı oranında artırılır.

Yargıtay, mağdurenin evini direkt olarak gören dairede ikamet eden sanığın farklı tarihlerde mağdureye karşı cinsel organını göstermesi eylemini teşhir suretiyle cinsel taciz kapsamında değerlendirmiş ve faile artırılmış ceza verilmesine hükmetmiştir. (Yargıtay 9. CD., 2021/5851 E., 2022/7480 K.)

Cinsel Taciz Suçunun İşlenmesi Nedeniyle Mağdurun İşini Bırakmak, Okuldan veya Ailesinden Ayrılmak Zorunda Kalması

Fail tarafından gerçekleştirilen cinsel taciz suçu nedeniyle mağdurun işini bırakması, okulundan ayrılması, çevresine rezil olduğu düşüncesiyle ailesi ve akrabalarından uzaklaşması halinde, bu durum mağdurun hayatını büyük ölçüde değiştireceği için bu nitelikli hali gerçekleştiren faile verilecek olan ceza 1 yıldan az olamaz.

Örneğin, okul çıkışında evine doğru gitmekte olan mağdureye doğru arabasıyla yanaşarak ‘’Çok güzelsiniz hanımefendi. Yürümeyin yorulmayın. Buyurun arabama ben sizi daha çok gezdiririm.’’ şeklinde sözler sarf etmesi, bu olayın mağdurenin okul arkadaşları tarafından görülmesi ve mağdurenin okulda alay konusu olması nedeniyle okulunu değiştirmek zorunda kalması halinde faile, bu nitelikli halden dolayı artırılmış ceza verilir. 

Cinsel Taciz Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, failin suç konusu eylemlerini gerçekleştirdikten sonra bu eylemleri gerçekleştirmesinden ve bu eylemler sonucunda meydana gelen zarardan dolayı pişmanlık duyması nedeniyle failin, ortaya çıkardığı neticeyi kaldırması veya neticenin zararını azaltmaya çalışması halidir. Failin neticeyi ortadan kaldırması veya azaltması halinde hakkında hükmolunacak cezada indirim yapılabilir.

Cinsel taciz suçu anlık olarak işlenen bir suçtur. Bu suçun işlenmesinden sonra somut olarak bir netice meydana gelmez, bu eylemler yalnızca mağdurun endişe ve tedirginlik duymasına sebep olur. Yani bu suçun sonucunda meydana gelen netice, psikolojiktir. Bu nedenle cinsel taciz suçunun işlenmesinden sonra fail etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak hakkında hükmedilecek cezanın azaltılmasını isteyemez. 

Cinsel Taciz Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima

Teşebbüs, failin kendisine isnat edilen suçu oluşturduğu iddia edilen eylemlerine başlaması ancak elinde olmayan yani iradesi dışında gerçekleşen nedenlerden dolayı suçu tamamlayamamasıdır. Bir suçun teşebbüs aşamasında kalması halinde faile verilecek olan ceza ¼ ila ¾ arasında indirilir. Cinsel taciz suçu bakımından teşebbüs mümkündür. ,

Örneğin, arabasıyla yoldan geçen failin, laf atmak için kaldırımda yürüyen mağdura yaklaşması, ‘’Bakar mısınız?’’ şeklinde soru sorduktan sonra mağdurun ters yöne yürümesi nedeniyle cinsel taciz içeren sözler sarf edememesi durumunda failin eylemi teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır.

İştirak, suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi, bir başka kişinin faili suç işlemeye azmettirmesi veya failin suç işlemesine yardım etmesi biçiminde ortaya çıkar. Faili suç işlemeye azmettiren kişi, failin işlediği suç kadar ceza alırken failin suç işlemesine yardım eden kişi, failin işlediği suçun yarısı kadar ceza alacaktır.

Örneğin, failin arkadaşı Ahmet’in faile giderek aynı sınıfta oldukları tespit edilen mağdur hakkında ‘’Sen bu kızı tavlarsın, yatağa bile atarsıni. Git sıkıştır biraz.’’ demek suretiyle faili, suç işlemeye azmettirmesi halinde eylemleri gerçekleştiren fail de Ahmet de cinsel taciz suçunun temel halinden tam ceza alacaklardır. 

İçtima, failin aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla kez gerçekleştirmesi anlamına gelmektedir. Cinsel taciz suçunun aynı mağdura karşı birden fazla kez işlenmesi yahut başka suçlarla birlikte işlenmesi durumunda faile verilecek olan ceza ¼’ten ¾’e kadar artırılır.

Yargıtay 14. Ceza Dairesi, failin 01.05.2012 tarihinde sanığın, müştekinin arkasından yaklaşarak kalçasına dokunma şeklinde gerçekleştirdiği bedensel temas içeren eyleminin çocuğun basit cinsel istismarı suçunu, failin aynı mağdura karşı 12.06.2012 günü öpücük atmasının ise cinsel taciz suçunu oluşturduğuna karar vererek faile sadece cinsel taciz suçundan ceza verilmesine ancak bu cezanın artırılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 14. CD., 2014/11794 E., 2017/4826 K.) 

Cinsel Taciz Suçu ve Cezası

Cinsel Taciz Suçunun Soruşturma Aşaması

Soruşturma aşaması, yetkili makamların suç şüphesini öğrenmesi ile başlayan ve savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemeye sunulması ile sona eren süreçtir. Cinsel taciz suçunun soruşturma aşamasında yetkili makamlar tarafından olayın aydınlatılmasına ilişkin yapılan işlemler şunlardır:

  • Şikayet – ihbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin Toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Adli Kontrol,
  • Tutukluluk.

Şikayet – İhbar

Şikayet yalnızca mağdur veya suçtan zarar gören kişi tarafından yapılan bildirimle, yetkili makamların suçtan haberdar edilmesidir. İhbar, somut olayla ilgili olan yahut olmayan herhangi bir kişi tarafından yapılan suç bildirimidir.

Cinsel taciz suçu ile ilgili yetkili makamlar tarafından işlemlere başlayabilmek için mağdurun şikayetçi olması şarttır. Mağdur, şikayet hakkını fiil ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde kullanmalıdır. Bu süre içinde ilgili olay ve fail şikayet edilmezse, bu fiil nedeniyle fail hakkında bir daha dava açılamayacak ve yargılama yapılamayacaktır. 

Mağdurun soruşturma aşamasında şikayetinden vazgeçmesi halinde savcı, olaya ilişkin kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir. Mağdurun şikayetinden kovuşturma aşamasında vazgeçmesi halinde mahkeme, olay hakkında davanın düşmesine karar verir. 

Buna karşılık cinsel taciz suçunun nitelikli hallerinde olayın mağdur tarafından şikayet edilmesi zorunlu değildir. Bu nedenle savcılık, mağdur şikayeti olmasa dahi, suç şüphesini öğrendiği anda olaya ilişkin derhal soruşturma aşamasını başlatmakla yükümlüdür.

Gözaltı

Gözaltı, suç şüphesi altında bulunan kişinin, soruşturma aşamasındaki usul işlemlerini en kısa sürede tamamlayabilmek adına, savcı kararı ile kolluk kuvvetleri tarafından nezarethanede tutulması olayıdır.

Cinsel taciz suçunun soruşturma aşamasında şüpheli hakkında gözaltı kararı verilebilir.  Şüphelinin gözaltında tutulabileceği maksimum süre 24 saattir. Şüphelinin tek başına gerçekleştirdiği cinsel taciz suçu bakımından bu süre uzatılamaz. Toplu şekilde işlenen cinsel taciz suçunda gözaltı süresi, her defasında bir günü geçmemek üzere 3 gün daha uzatılabilir.

Şüphelinin gözaltına alınmasına şüpheli veya şüphelinin bazı yakınları Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edebilir. Bu karara karşı itiraz edebilecek kişiler; şüphelinin eşi, avukatı, kanuni temsilcisi, annesi, babası, çocuğu, torunu, büyükannesi, büyükbabası gibi kan hısımlarıdır. 

Delillerin Toplanması

Delil, şikayet veya ihbar konusu olayın aydınlatılması için şüpheliden, mağdurdan veya olay yerinden toplanan bulgulardır.

Cinsel taciz suçundan dolayı da deliller toplanır. Bu suç bakımından toplanabilecek delillere örnek olarak; sosyal medya hesap hareketleri, telefon inceleme kayıtları, tanık beyanları, kamera görüntüleri verilebilir.

Hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında delil toplama işlemi gerçekleştirilebilir. Bu aşamada önemli olan delillerin toplanırken hukuka uygun biçimde toplanması ve yargılamaya konu olan suç ile ilgisi olmayan delillerin dosyaya eklenmemesi gerektiğidir.

Örneğin, cinsel taciz suçundan dolayı yargılaması yapılan Şüpheli A’nın telefon incelemesi gerçekleştirilirken başka bir kişiye karşı işlediği iftira suçunu kanıtlayan deliller, cinsel taciz suçuna ilişkin delillerin arasında yer almamalıdır.

Bu aşamada şüphelinin hem lehine hem de aleyhine olan deliller toplanmalıdır. Şüpheli kişi, sadece aleyhine delillerin toplandığı kanısındaysa yetkili makamlardan derhal kendi lehine olan delillerin toplanmasını isteyebilir veya kendisine ait delilleri yetkili makamlara direkt olarak sunabilir.

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu süreci, şüpheli kişinin kendisine isnat edilen suç konusu olaya ilişkin detayları anlatması için dinlenilmesidir. İfade sürecinde şüphelinin beyanları kolluk kuvvetleri veya savcılık tarafından dinlenirken sorgu sürecinde şüphelinin beyanları mahkeme veya hakim tarafından dinlenir. 

İfade ve sorgu sürecinde öncelikle şüpheliye bir çağrı kağıdı gönderilir. Bu çağrı kağıdında şüphelinin hakkında suç duyurusu olduğu, bu suç duyurusuna ilişkin olarak ifade vermesi gerektiği, ifade vermesi için hazır bulunması gereken yer ve zaman, ifade vermek için gelmediği takdirde zorla getirileceği yazılır.

İfade vermek için bildirilen tarihte ve saatte hazır bulunmayan şüpheli hakkında zorla getirme kararı çıkartılır. Şüphelinin zorla getirilmesi için kamu kurumları tarafından yapılan masrafların ücreti, şüpheliye ceza olarak yazılır.

İfade vermek için gelen şüphelinin öncelikle kimlik bilgileri doğrulanır. Ardından şüpheliye ekonomik ve eğitim durumuna ilişkin sorular sorulur. Sonrasında şüpheliye, isnat edilen suç hakkında bilgi verilir, olay özet geçilir ve bu süreç boyunca şüphelinin sahip olduğu haklar öğretilir.

Şüphelinin bu aşamada sahip olduğu haklara örnek olarak; avukat talebinde bulunma, yakınlarına haber verme, lehine olan delillerin bir an evvel toplanmasını isteme, savunma yapma, susma yani ifade vermeme hakkına sahiptir. 

Şüpheliye yasak usuller kullanılarak yani şüpheliye cebir ve tehdit uygulayarak, ona ilaç vererek zorla konuşturmak hukuka aykırıdır. Bu şartlar altında alınan ifade hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle mahkeme tarafından dikkate alınmayacaktır.

İfade sürecinin sonunda ortaya çıkan tutanak görevli memur veya savcı, şüpheli ve avukatı tarafından imzalanır. Şüphelinin tutanağı imzalamadan önce dikkatle okuması gerekmektedir. Şüpheli sözlü olarak belirtmediği hususların tutanakta yer aldığını veya beyanlarının yanlış yazıldığını düşünüyorsa tutanağı imzalamamalıdır.

İfade ve sorgu süreci, şüphelinin kendisine isnat edilen suç bakımından kendisini koruyabileceği, savunmasının alınabileceği en önemli aşamadır. Bu nedenle özellikle ifade ve sorgu sürecinde şüphelinin yanında alanında uzman bir ceza avukatının bulunması mühimdir. 

Adli Kontrol

Adli kontrol, yapılan işlemler sonucunda suç şüphesi altında olan kişiler hakkında tutuklamayı gerektiren şüpheye sahip delillerin elde edilmesi durumunda şüphelinin özgürlüğünün başkaca tedbirlerle kısıtlanmasını sağlayan bir karardır.

Adli kontrol kararı, tutuklamaya nazaran daha hafif bir tedbir kararıdır. Tutuklama kararı ile şüphelinin özgürlüğü kısıtlanır ancak adli kontrol kararında şüphelinin özgürlüğü kısıtlanmaz sadece şüphelinin özgürlüğünün sınırlarına birtakım yasaklar konulur.

Cinsel taciz suçundan dolayı şüpheli hakkında adli kontrol tedbirlerinin uygulanması mümkündür. Bu suç bakımından uygulanabilecek adli kontrol tedbirlerine örnek olarak; şüphelinin okul, yurt gibi yerlere yaklaşmasının yasaklanması, şüphelinin evden çıkmasının yasaklanması, hastaneye yatırılması, şüphelinin yurtdışına çıkmasının yasaklanması verilebilir.

Cinsel taciz suçundan dolayı şüpheli hakkında verilecek olan adli kontrol kararının süresi en fazla 2 yıldır. Bu süre gerekçe gösterilmek suretiyle 1 yıl daha uzatılabilir.

Şüpheli hakkında verilen adli kontrol kararının orantısız, çok kısıtlayıcı veya haksız olduğunu düşünen kişiler bu karara karşı itiraz edebilirler. Adli kontrol kararına karşı itiraz; şüpheli, şüphelinin eşi, avukatı ve yasal temsilcisi tarafından kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemeye dilekçe verilmesi ile yapılır.

Tutukluluk 

Tutukluluk, şüphelinin kendisine isnat edilen suçu işlemiş olabileceğine dair yeterli şüphede delil toplandığı, şüphelinin kaçma girişimi içinde olabileceği, şüphelinin delil karartma veya mağdura baskı yapma girişiminde bulunabilme ihtimalinin olduğu durumlarda verilen özgürlüğü kısıtlayıcı bir karardır. Bu karar ile şüpheli, hakkında gerekli işlemler yapılana kadar tutukevinde kalır.

Örneğin cinsel taciz suçunu işlediği gerekçesiyle dolayı ifade veren kişinin, emniyetten çıktıktan sonra sosyal medya hesaplarını silmesi ve telefonunu kırması durumunda şüphelinin delillere zarar vermemesi için kontrol altında tutulmasına karar verilebilir. 

Cinsel taciz suçundan dolayı şüpheli hakkında tutuklama kararı en fazla 1 yıl için verilebilir. Bu süre mahkeme tarafından gerekçe gösterilmek suretiyle 6 ay daha uzatılabilir.

Tutuklama kararının yeterli delile dayanmadığı, tutuklamanın yasak olmasına rağmen gerçekleştirildiği, şüphelinin tutuklama süresinin dolduğu halde gerekçe gösterilmeksizin tutukevinde tutulduğu durumlarda  şüpheli, şüphelinin avukatı, eşi, yasal temsilcisi, annesi ve babası bu karara karşı itirazda bulunabilir. 

Tutuklama kararına karşı itiraz, kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde kararı veren merciye yazılı dilekçe vermek veya sözlü beyanda bulunmak suretiyle yapılır. 

Cinsel Taciz Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Cinsel taciz suçundan dolayı yapılan işlemler, alınan ifade ve beyanlar, toplanan deliller sonucunda olaya ilişkin savcı tarafından verilebilecek 3 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı 
  • İddianamenin düzenlenmesi.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, savcılığa yapılan şikayet veya ihbarın soyut ve genel nitelikte olduğunun açıkça anlaşılması yahut şikayet ve ihbar konusu eylemlerin suç oluşturmadığının anlaşıldığı hallerde verilen bir karardır. 

Örneğin, A ile B’nin sevgili olduğu ve B’nin sevgilinden ayrılmayı düşündüğü bir senaryoda bu düşüncelerden haberi olmayan A’nın her gün yaptığı gibi sevgilisine ‘Bugün çok güzelsin sevgilim’ şeklinde söz sarf etmesi üzerine A’nın kendisine karşı cinsel taciz içeren sözlerde bulunduğu şeklinde şikayetçi olan B’nin bu şikayeti hakkında savcı, soruşturmaya yer olmadığı kararı verecektir. 

Bu kararın doğru olmadığını düşünen şikayetçi veya ihbarcı, bu karara karşı itiraz edilebilir. İtiraz Sulh Ceza Hakimliğine, kararın verilmesini takip eden 15 gün içinde yapılır.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, gerçekleştirilen soruşturma sonucunda savcının suç işlendiği konusunda yeterli şüphede delil elde edilememesi durumunda verilebilecek bir karardır. Bu kararın verilmesi ile şikayet veya ihbar konusu olay, soruşturma aşamasında biter, olay hakkında duruşmalar aşamasına geçilmez.

Örneğin, şüphelinin mağdura ‘’Gel bana gidelim, mutlu edeyim seni’’ şeklindeki ifadeleri üzerine mağdurun şüpheli hakkında şikayetçi olması, sonrasında şüpheli ve mağdurun sevgili olması sebebiyle mağdurun şikayetinden vazgeçmesi durumunda savcı, olaya ilişkin kovuşturmaya yer olmadığı kararı verecektir.

Savcı tarafından verilen bu kararın doğru olmadığını düşünen taraf, bu karara karşı itiraz edilebilir. İtiraz Sulh Ceza Hakimliğine, kararın verilmesini takip eden 15 gün içinde yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi

Savcı tarafından, şüphelinin isnat edilen suçu gerçekleştirdiğine yönelik yeterli delil elde edildiği düşünülüyorsa, olaya ilişkin iddianame düzenlenerek kamu davası açılır. Mahkemenin iddianameyi kabul etmesi ile soruşturma aşaması sona erer ve kovuşturma aşamasına geçilir. 

İddianame, soruşturma aşamasında yapılan tüm işlemlerin yer aldığı bir belgedir. Savcı tarafından hazırlanan iddianamede şikayet veya ihbar konusu olay, olayın gerçekleştiği yer ve zaman, şüpheli ve mağdurun bilgileri, varsa avukatlarının bilgileri, mağdurun şikayeti, şüphelinin ifadesi, savcının olaya ilişkin görüşü yer almaktadır. 

Cinsel Taciz Suçunun Savunması

Suç şüphesi altında bulunan kişinin bu süreçte sahip olduğu en önemli hak savunma hakkıdır. Şüpheli savunma hakkını kullanarak üzerine atılı asılsız iddiaları def etme ve böylelikle de isnat edilen suçtan aklanma ihtimalini arttırır.

Cinsel taciz suçundan dolayı şüpheli konumunda olan kişinin savunmasını gerçekleştirirken ileri sürebileceği hususlardan bazıları şunlardır:

  • Şüphelinin mağdura karşı sarf ettiği sözlerinin cinsel amaca yönelik olmadığı,
  • Şüphelinin eylemlerini mağdur ile olan arkadaşlığına güvenerek şaka amaçlı gerçekleştirdiği, 
  • Şüphelinin mağdurun bu eylemlerinden dolayı rahatsızlık duyguğunu bilmediği,
  • Şüphelinin ifade verme aşamasında avukat talep ettiği ancak bu talebinin reddedildiği,
  • Olaya ilişkin yalnızca şüphelinin aleyhine delillerin toplandığı şüphelinin lehine olan delillerin yok sayıldığı,
  • Mağdurun şüpheli tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen bu eylemlere karşı gülerek ve şaka yollu cevaplar verdiği,
  • Suç vasfının ve suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiği.

Her somut olay, hukuki sınırlar dahilinde kalmak suretiyle ayrıntılı ve dikkatli bir biçimde anlatılmalı; şüpheli hakkında isnat edilen suçlamaya da etkin ve gerekçeli savunmalar yapılmalıdır. Etkin bir savunma da ancak alanında uzman bir ceza avukatına danışmak suretiyle yapılabilir.

Cinsel Taciz Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Ceza yargılaması aşaması, savcı tarafından soruşturma aşamasında olaya ilişkin hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile başlayan ve mahkeme tarafından faile hüküm verilmesine kadar geçen süreyi karşılamaktadır. 

Cinsel taciz suçunun temel halinde mahkeme tarafından 2 farklı yargılama usulü benimsenebilir. Bunlar basit yargılama usulü ve genel yargılama usulüdür. Cinsel taciz suçunun nitelikli halinde ise sadece genel yargılama usulü uygulanabilir.

Mahkemenin basit yargılama usulünü uygulamayı uygun bulması halinde savcı tarafından hazırlanan iddianame, sanık ve mağdura tebliğ edilir ve olaya ilişkin 15 gün içinde yazılı olarak savunma yapmaları gerektiği belirtilir. Bu yargılama usulünde mahkeme, duruşma yapmaksızın dosya üzerinden olayı inceler ve yine dosya üzerinden karar verir. 

Mahkemenin genel yargılama usulünü uygulamayı daha uygun bulması halinde mahkeme tarafından olaya ilişkin duruşma yapılmak üzere tarih ve saat belirlenir. Belirlenen bu tarih ve saat, taraflara tebliğ edilir ve hazır bulunmaları istenir.

Duruşma esnasında öncelikle sanığın kimlik bilgileri doğrulanır, ekonomik ve eğitim durumuna ilişkin sorular sorulur. Sonrasında, hazırlanan iddianame hakim tarafından taraflara okunur. Olaya ilişkin sanığın savunması, mağdurun beyanları ve varsa tarafların avukatlarının açıklamaları dinlenir. 

Yargılamanın gidişatına göre hakim tarafından, olaya ilişkin olarak keşif yapılması, hastaneden rapor gönderilmesi, bilirkişinin olaya ilişkin rapor düzenlemesi, tarafların isteği doğrultusunda yeni tanıkların duruşmada dinlenmek için getirilmesi, yeni deliller toplanması istenebilir. 

Bütün bu usul işlemleri sonrasında hakim, elde edilen deliller, taraf ve tanık beyanları doğrultusunda sanık hakkında bir kesin karar verir. Bu kesin karar, sanığın kendisine isnat edilen suçu bakımından suçlu olup olmadığını belirler. Hakim tarafından verilen kesin kararın yanlış olduğunu düşünen taraflar, karara karşı itiraz veya istinaf kanun yoluna gidebilir.

Cinsel Taciz Suçunda Zamanaşımı

Cinsel taciz suçunda dava zamanaşımı, suç konusu eylemlerin gerçekleştirildiği andan itibaren 8 yıldır. 8 yıllık sürenin dolmasından sonra artık sanığın gerçekleştirdiği iddia edilen eylemlerine karşı herhangi bir kamu davası açılamaz.

Cinsel taciz suçunu 12 – 15 yaş arasında bulunan bir çocuğun işlemesi halinde dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği andan itibaren 4 yıl; 15 – 18 yaş arasında bulunan bir çocuğun işlemesi halinde dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği andan itibaren 5 yıl 4 ay geçmesi ile dolar. 

Cinsel Taciz Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Cinsel taciz suçunun soruşturma ve kovuşturma aşamasında yapılan işlemler sonucunda fail hakkında mahkeme tarafından verilebilecek 7 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Beraat
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkumiyet
  • Adli Para Cezasına Çevirme
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
  • Cezanın Ertelenmesi
  • Davanın Düşmesi

Beraat

Beraat kararı, mahkemenin, sanığa karşı isnat edilen suçu işlemediğini ispatlayan bir karardır. Bu karar genellikle, ortada bir suç olduğu ancak bu suçun sanık tarafından işlenmediğinin tespit edildiği anda veya sanığın suçu işlediğine ilişkin kesin delil elde edilemediği anda verilir. 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın kendisine isnat edilen suçu gerçekleştirdiğinin mahkemece tespit edilmesine rağmen sanığın sahip olduğu birtakım özel durumlar nedeniyle sanığa ceza verilmemesi gereken durumlarda verilen bir karardır. 

Cinsel taciz suçu bakımından ceza verilmesine yer olmadığı kararı şu hallerde verilebilir:

  • Failin akıl hastası olması,
  • Failin sağır ve dilsiz olması,
  • Failin gerçekleştirdiği eylemlerin mağdura verdiği zararın az olması,
  • Failin yaşının küçük olması,
  • Failin eylemleri kendi iradesiyle değil cebir ve tehdit altında gerçekleştirmesi,
  • Failin eylemleri gerçekleştirirken kusurunu kaldıran ciddi bir hataya düşmesi.

Mahkumiyet

Mahkumiyet, soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki usul işlemlerinin sonucunda sanığın eylemlerinin suç oluşturduğunun kesinleşmesine ilişkin bir karardır. Cinsel taciz suçunda sanığın eylemlerinin cinsel taciz suçu kapsamına girecek nitelikte olduğu durumda mahkeme tarafından sanık kanunda öngörülen hapis cezasına hükmedilecektir.

Cinsel taciz suçundan dolayı hakim, sanık hakkında hapis cezasına hükmetmesinin yanı sıra ayrıca güvenlik tedbirine de hükmedebilir. Örneğin, cinsel taciz suçundan dolayı 1 yıl 3 ay hapis cezası alan sanığın devlet memurluğundan yasaklanmasına da ayrıca karar verebilir.

Hakim, cinsel taciz suçundan dolayı duruşması görülen sanığın hayatına ve şahsına ilişkin birtakım kriterleri göz önünde bulundurarak sanığa verilecek olan cezada indirim yapılmasına karar verebilir. Bu indirime ‘’İyi hal indirimi’’ adı verilir.

Hakim, iyi hal indirimi uygularken failin geçmiş yaşamını, çevresi ile olan iletişimini, eğitim ve mesleki durumunu, suçu işlemekten dolayı duyduğu pişmanlığı, verilen hapis cezasının failin gelecekteki yaşantısına etkisini dikkate alır. 

Cinsel taciz suçundan dolayı mahkumiyeti kesinleşen sanık, 3 yıl içerisinde başkaca kasıtlı bir suç işlediği takdirde sanığa verilen olan cezada tekerrür hükümleri uygulanır ve sanığa verilecek olan cezada artırıma gidilir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Kanunda öngörülen hapis cezasının üst sınırının 1 yılı geçmediği ve kasten işlenen suçlar hakkında sanığa verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilebilir. Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi, hakimin takdirinde olup üst sınırı 1 yılı geçmeyen her suç bakımından uygulanmak zorunda değildir.

Cinsel taciz suçunun temel hali bakımından faile verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi söz konusu değildir. Ancak cinsel taciz suçunun 18 yaşından küçük olan kişilere yani çocuklara karşı işlenmesi durumunda faile verilecek olan ceza yalnızca hapis cezası olarak öngörüldüğü için hapis cezası, adli para cezasına çevrilebilir. 

Hakimin, faile verdiği hapis cezasını adli para cezasına çevirmesi durumunda hakim öncelikle, faile verilen hapis cezasının gün olarak karşılığını tespit eder. Hakim, bu gün sayısını 5-730 gün arasında seçmek zorundadır. Belirlenen bu gün sayısı, failin mali durumu göz önüne alınarak 20-100 TL arası bir ücret ile çarpar. Böylelikle adli para cezası tespit edilmiş olunur.

Hakim adli para cezasının miktarını belirlediği gibi bu cezanın hangi şekilde ödeneceğini de belirlemek zorundadır. Hakim, taksit şeklinde ödeme yapılmasına karar verirse bu ödemenin 2 yıl içinde tamamlanması, peşin şekilde ödeme yapılmasına karar verirse bu ödemenin 1 yıl içinde yapılması gerekmektedir.

Zamanında ödenmeyen adli para cezasının tekrar hapis cezasına çevrilmesi ve cezaevinde infaz edilmesi mümkündür. 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, faile sunulan birtakım şartlar ve bu şartların kabul edilmesi halinde faile verilecek olan cezanın açıklanmasının ertelenmesine ilişkindir. HAGB kararı ile, faile verilen hapis cezasının infazı geçici olarak bir süreliğine durdurulur.

Cinsel taciz suçundan dolayı faile HAGB kararı verilebilmesi mümkündür. HAGB kararı verilen fail, kararın verilmesinden itibaren 5 yıl boyunca mahkeme tarafından denetime tabi tutulur. Fail, bu süre boyunca hakim ve uzman kişiler tarafından aralıklı olarak gözlemlenir. 

Failin bu 5 yıllık süreyi kasıtlı bir suç işlemeden tamamlaması halinde faile cinsel taciz suçundan dolayı verilen hapis cezası infaz edilmiş sayılır. Ancak bu süre içerisinde failin kasıtlı olarak başka bir suç işlemesi durumunda HAGB kararı kaldırılır, faile verilen ceza açıklanır ve cezanın cezaevinde infazına başlanır. 

HAGB kararına itiraz, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemeye yapılabilmektedir. Sanık, avukatı, eşi, veli yahut vasisi itirazda bulunma hakkına sahiptir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, faile verilen hapis cezasının failin belirli yükümlülüklere tabi tutulması şartıyla cezaevinde infaz edilmesinin ertelenmesine ilişkin verilen bir karardır. 

Yargılama sonucunda cezanın ertelenmesi kararı verilebilmesi için somut olaya ve faile ilişkin birtakım şartların sağlanmış olması gerekir:

  • Faile verilecek olan cezanın 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası olması,
  • Failin daha önceden işlemiş olduğu kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla mahkumiyet kararının bulunmuyor olması,
  • Sanığın başka bir kasıtlı suç işlemeyeceği konusunda mahkeme nezdinde güven uyandırması.

Cezanın ertelenmesi ile fail, kararın verilmesinden itibaren 1 yıl ila 3 yıl arasında bir süre boyunca denetime tabi tutulur. Belirlenen denetim süresi içerisinde faile birtakım yükümlülükler yüklenebilir ve ödevler verilebilir.

Örneğin, failin eğitimine devam etmesine, mesleki eğitim faaliyetlerine katılmasına, ücret karşılığı kamu yararına işlerde çalıştırılmasına karar verilebilir.

Failin belirlenen denetim süresini kasıtlı bir suç işlemeyerek ve kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirerek tamamlaması halinde faile verilecek olan ceza infaz edilmiş kabul olunur. Ancak fail kasıtlı olarak suç işler veya kasıtlı olarak yükümlülüklerini yerine getirmezse bu durumda faile verilen cezanın cezaevinde infaz edilmesine karar verilir.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi kararı, söz konusu yargılamaya devam olunmasının yahut faile ceza verilmesinin hukuki açıdan anlamsız olduğu durumlarda verilen bir karardır. Davanın düşmesi kararı ile faile ceza verilmeden dosya kapatılır.

Cinsel taciz suçundan dolayı davanın düşmesi kararı; sanığın ölmesi, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi, dava zamanaşımı süresinin dolması veya cinsel taciz suçuna ilişkin olarak genel af çıkartılması durumunda verilebilir. Bu haller dışında davanın düşmesi kararı verilmesinin imkanı yoktur. 

Cinsel Taciz Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Cinsel taciz suçunda belirlenen yargılama usulüne göre başvurulabilecek kanun yolları değişkenlik göstermektedir. Şöyle ki:

  • Mahkeme tarafından basit yargılama usulüne göre yargılama yapıldıysa taraflar önce itiraz kanun yoluna sonra ise istinaf kanun yoluna başvurabilir.
  • Mahkeme tarafından genel yargılama usulüne göre yargılama yapıldıysa taraflar direkt olarak istinaf kanun yoluna başvurabilir.

Basit yargılama usulü uygulanan davalarda itiraz başvurusu, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin bağlı bulunduğu ağır ceza mahkemesine yapılmalıdır. 

Basit yargılama usulü ile görülen yargılama sonunda itiraz kanun yolunu tüketen taraflar veya genel yargılama usulü ile görülen yargılama sonunda taraflar, verilen kararın tekrar incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurabilir. 

İstinaf kanun yoluna başvuru, mahkeme kararının taraflarca öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemeye dilekçe verilmesi yahut zabıt katibine beyanda bulunulması suretiyle yapılır. 

7 günlük süre içerisinde taraflar isteyerek istinaf yoluna başvurmazsa yahut bu süreyi kaçırırlarsa, mahkemenin vermiş olduğu hüküm kesinleşir İstinaf mahkemesi tarafından verilen karar, incelenmesi için başka bir üst merciye götürülemez. Bu nedenle cinsel taciz suçundan dolayı kararlar, istinafta kesinleşir. 

Sıkça Sorulan Sorular

Mesajla Cinsel Tacizin Cezası Nedir?

Mesajla cinsel taciz suçunun cezası, 4 ay 15 gün ila 3 yıl arasında hapis cezasıdır. Kanuni sınırlar arasında verilecek kesin cezayı hakim takdir etmektedir.

Sonuç

Cinsel taciz suçu, hapis cezası gerektiren ve adli sicil kaydına işleyen ciddi bir suçtur. Bu suç isnadına ilişkin gelişen soruşturma ve kovuşturma aşamalarında birçok usuli işlem ve kaçırılmaması gereken süreler bulunmaktadır. Bu suç isnadı nedeniyle görülen yargılamanın en kısa sürede lehe sonuçlanması için süreç boyunca dosyanın takibinin, alanında uzman bir ceza avukatı ile yapılması önem arz etmektedir.

Telefonla Sor