İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçu ve Cezası

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçu ve Cezası

İhmal suretiyle kasten öldürme suçu, Türk Ceza Kanununda Hayata Karşı Suçlar Bölümünde düzenlenen suç türlerinden biridir. İhmal suretiyle kasten öldürme suçu, failin hareketsiz kalması nedeniyle mağdurun yaşamının son bulması şeklinde meydana gelir. Failin gerçekleştirdiği hareketsiz kalma eyleminin suç olarak düzenlenmesi ile kişilerin yaşam hakkı korunmaya çalışılmıştır. 

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçu Nedir?

İhmal suretiyle kasten öldürme suçu, failin bilerek ve isteyerek yükümlü olduğu davranışları yerine getirmemesi, sorumlu olduğu eylemler karşısında hareketsiz kalması nedeniyle mağdurun ölmesine ilişkindir. Bu suç, TCK m. 83’te düzenlenmiştir.

TCK 83:

‘’ Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.’’

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçu Nasıl Oluşur?

İhmal suretiyle kasten öldürme suçu, ortana konan fiilde şu unsurların bulunması ile oluşur:

  • Failin, ölen mağdura bakma ve onu koruma yükümlülüğünün olması,
  • Failin bakma ve koruma yükümlülüğü konusunda ihmalkar davranması,
  • Mağdurun failin ihmali davranışı nedeniyle ölmüş olması,
  • Failin bu suçu bilerek ve isteyerek işlemiş olması gerekmektedir. 

Failin, ortaya çıkan ölüm nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için gerekli olan en önemli şart failin mağduru koruma ve mağdura bakma yükümlülüğünün olmasıdır. Bu yükümlülük TCK m. 83/2’de açıklanmıştır. 

TCK 83/2:

‘’ İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin; 

a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması, 

b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması, gerekir.’’

Bu madde hükmü gereğince ihmali suretle kasten öldürme suçu 3 farklı yükümlülük nedeniyle ortaya çıkabilir. Bunlar:

  • Kanundan doğan yükümlülükler,
  • Sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükler,
  • Önceden gerçekleştirilen davranışın başkalarının hayatı ile ilgili tehlikeli bir durum oluşturması halinde doğan yükümlülüklerdir.

Kanundan doğan yükümlülüklere örnek olarak anne ve babanın çocuğu üzerinde, eşlerin birbiri üzerinde, büyükanne ve büyükbabaların torunları üzerinde, kardeşlerin birbiri üzerinde, evlatlık ve evlat edinenin birbiri üzerindeki yükümlülükleri verilebilir. 

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanık annenin, Kasım ayında, yenidoğan bebeğinin göbek bağını bağlamadan poşete koyması ve poşeti çöp konteynırının içine bırakması olayında bebeğin, annenin bu eylemleri nedeniyle vefat ettiğinin otopsi raporuyla anlaşılması nedeniyle sanık anneye bebeğine karşı bakım ve koruma yükümlülüğünü ihmal etmesi suretiyle bebeğin kasten ölmesine neden olması sebebiyle bu suçtan dolayı mahkumiyet kararı vermiştir. (Yargıtay 1. CD., 2019/4013 E., 2020/760 K.) 

Sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükler daha çok görevi nedeniyle herkese karşı bakma ve koruma yükümlülüğü altında olan kişileri ifade eder. Örneğin polis, jandarma, cankurtaran, doktor, hemşire, bakıcı, öğretmen, itfaiye eri, işveren, gardiyanın yükümlülüğü sözleşmeden doğmaktadır.

İhmal suretiyle kasten öldürme suçunun gerçekleşebilmesi için gereken diğer unsur ise, yükümlülük altında bulunan kişinin ihmalkar davranışları ve yükümlülüğü karşısında hareketsiz kalması gerekliliğidir. 

Örneğin, doktorun hastaneye gelen hastalara bakmaması nedeniyle hastaların ölmesi durumunda hastaları tedavi etmekle yükümlü olan doktor, bu yükümlülüğü karşısında hareketsiz kalarak ihmal suretiyle kasten öldürme suçuna sebebiyet vermiş olacaktır. 

Bu suçun oluşabilmesi için bir diğer unsur ise bu ihmalkar hareket sonucunda mağdurun ölmesidir. Mağdurun ölmemesi durumunda fail, bu suçtan değil, kasten yaralama suçundan dolayı ceza alacaktır.

Örneğin, 7 aylık bebeğini 1 gün boyunca emzirmeyen ve bebeğinin bezini değiştirmeyen annenin, bebeği ile beraber gezmeye çıktığı esnada bebek arabasına, bir aracın çarpması sonucu bebeğin vefat ettiği olayda anne her ne kadar bebeğini ihmal etmiş olsa da anneye bebeği açısından ihmal suretiyle kasten öldürme suçundan ceza verilemeyecektir. 

Bu suçun meydana gelebilmesi için gerekli son unsur ise failin bilerek ve isteyerek yükümlülüğünü ihmal etmesi gerekmesidir. Failin, mağdura karşı bakma ve koruma yükümlülüğü altında olduğunu bilmemesi nedeniyle mağdura karşı yükümlülüğünü yerine getirememesi durumunda fail, bu suçtan dolayı sorumlu tutulamaz. 

Örneğin, failin, kendi kızı olduğunu bilmediği kişinin suda boğulduğunu görmesi ancak harekete geçmemesi ve kızını kurtarmaması durumunda fail, suda boğulan kişinin kendi kızı olduğunu bilmediğinden bu olayda faile ihmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı ceza verilemez.

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçu Cezası

İhmal suretiyle kasten öldürme suçunun cezası temelde 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasıdır.

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı verilecek olan cezalar, kasten öldürme suçuna bağlı olarak değişiklik gösterebilecek şekilde düzenlenmiştir. Bu husus, TCK m. 83/3’te düzenlenmiştir. Madde hükmü gereğince, ihmal suretiyle kasten öldürme suçunun;

  • Temel halinde 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası,
  • Kasten öldürme suçunun nitelikli hallerinde düzenlenen sonuçlardan birinin meydana gelmesine neden olacak biçimde işlenmesi halinde 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası,
  • Bu haller dışında kalan hallerde ise 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı görülen davada hakim, failin kastının ağırlığını, failin eylemleri nedeniyle meydana gelen zararın büyüklüğünü, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun işleniş biçimini dikkate alarak fail hakkında kanuni sınırlar dahilinde kalmak suretiyle bir hapis cezası belirler. 

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, failin suç işlemek maksadı ile harekete geçmesi, suçu işlemesi ancak eylemlerin sonucundan pişmanlık duyması nedeniyle bu sonuçları ortadan kaldırmaya çalışması halidir. Suçun sonuçlarını engelleyebilen veya meydana gelen zararın miktarını azaltabilen failin cezasında indirime gidilir.

Kanunumuzda hangi suçlar bakımından etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği sıralanmıştır. İhmal suretiyle kasten öldürme suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması ve bu nedenle failin cezasında indirim yapılması mümkün değildir. 

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima

Teşebbüs, failin suç işlemek için harekete geçmesi ancak elinde olmayan dış etkenler nedeniyle suçu tamamlayamaması halidir. Teşebbüs, ancak suçun hareketle işlendiği hallerde söz konusu olabilir. İhmal suretiyle kasten öldürme suçunda fail, suçu hareket etmeme şeklinde işlediğinden bu suç bakımından teşebbüs hükümlerinin uygulanması genellikle mümkün olmamaktadır. 

İştirak, suçun işlenmesine ortak olunması, suçun işlenmesinin kolaylaştırılması, araç gereç sağlanması veya failin suça azmettirilmesi şeklinde ortaya çıkar. İştirak hükümleri sonucunda azmettiren kişi, fail ile aynı cezayı alırken suça yardım eden kişi daha az ceza alır. İhmal suretiyle kasten öldürme suçuna iştirak mümkündür.

Örneğin, cezaevinde hükümlü olan Ahmet’in aynı koğuşta kaldığı Mehmet ile tartışması sonrasında Mehmet’in Ahmet’i bıçakladığı olayda gardiyanların olayı görmesine rağmen müdahale etmemesi, Ahmet’in öldüğünden emin olduktan sonra sağlık çalışanlarına haber vermesi halinde gardiyanlar ihmal suretiyle kasten öldürme suçuna iştirakten ceza alacaktır. 

İçtima, failin tek bir hareketi ile birden fazla suçun oluşumuna veya birden fazla kişinin mağdur olmasına sebebiyet vermesidir. Fail, bu durumda gerçekleştirdiği her suçun karşılığında ayrı ayrı cezalandırılır. 

İhmal suretiyle kasten öldürme suçunu işlerken aynı zamanda başka bir suçun oluşumuna da sebebiyet veren fail, meydana gelen her suçtan ayrı ayrı cezalandırılır. Örneğin, acil serviste nöbetçi olan doktorun gece uyuması ve telefonundaki çağrıları görmemesi nedeniyle 4 hastanın ölmesi durumunda doktora ihmal suretiyle kasten öldürme suçundan 4 ayrı ceza verilir.

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçu ve Cezası

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçunun Soruşturma Aşaması

Soruşturma aşaması, yetkili makamlar tarafından bir kimsenin mağdur olmasına yol açacak hukuka aykırı fiillerin öğrenilmesi ile başlayıp, meydana getirilen eylemlerin suç oluşturduğu anlaşıldıktan sonra savcı tarafından iddianame hazırlanması ile sona eren süreçtir. 

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı soruşturma aşamasında yapılması gereken işlemler şunlardır:

  • Şikayet-İhbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin Toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Uzlaşma,
  • Adli kontrol,
  • Tutukluluk.

Şikayet – İhbar

Şikayet, suçtan dolayı mağdur olan veya zarar gören kişilerin kolluk kuvvetleri veya savcılık makamına giderek gerçekleştirilen haksız eylemleri anlatmasıdır. İhbar ise, suçun herhangi bir tarafı olmayan ancak suç konusu olaya tanık olan kişilerin kolluk kuvvetleri veya savcılık makamına bildirimde bulunmasıdır.

İhmal suretiyle kasten öldürme suçu ilgililerin şikayetine bağlı bir suç değildir. Bu nedenle savcılık makamı, suçu hangi nedenle olursa olsun öğrendiği andan itibaren suça ilişkin soruşturma başlatmakla yükümlüdür. 

Gözaltı

Gözaltı, suç konusu eylemleri gerçekleştirdiği iddia edilen şüphelinin, savcı kararıyla kısa bir süreliğine nezarethanede kolluk kuvvetleri tarafından alıkonulmasıdır. Şüphelinin gözaltına alınmasının amacı, şikayet veya ihbar konusu suça ilişkin usul işlemlerinin hızlı bir biçimde ve en kısa sürede yapılmasını sağlamaktır.

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı şüpheli sıfatını haiz kişi hakkında gözaltı kararı verilebilmesi mümkündür. Ancak verilecek olan gözaltı kararı 24 saatten fazla olamaz. 

İhmal suretiyle kasten öldürme suçunun birden fazla kişi tarafından işlenmesi halinde gözaltı süresi, gerekçesi belirtilmek şartıyla, her defasında 1 günü geçmemek üzere 3 gün süreyle uzatılabilir.

Örneğin, anne ve babanın 16 aylık bebeği evde bırakarak 4 gün tatile gitmesi durumunda bu suç birden fazla kişi tarafından birden fazla işlenmiş kabul edilir ve gözaltı süresi uzatılabilir. 

Şüphelinin gözaltına alınmasına ilişkin somut ve yeterli delil olmamasına karşın şüphelinin gözaltına alınması durumunda bu karara karşı itiraz edilebilmesi mümkündür. İtiraz, şüpheli, şüphelinin eşi, avukatı, annesi, babası, dedesi, torunu, çocuğu tarafından Sulh Ceza Hakimliğine yapılabilir. 

Gözaltı süresinin dolmasına rağmen salıverilmeyen şüpheli, gözaltı süresi bittikten sonra maddi ve manevi tazminat davası açarak bu süre zarfında uğramış olduğu zararı Devletten isteyebilir. Tazminat davası, şüpheli hakkında verilen kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Bu dava, davacının yerleşim yerinde bulunan Ağır Ceza Mahkemesinde açılır. 

DİKKAT: 12 yaşından küçük çocuklar ile 15 yaşından küçük sağır ve dilsizler hiçbir suretle gözaltına alınamaz. 

Delillerin Toplanması

Bir kimsenin haksızlığa uğramasına yol açan davranışların şikayet veya ihbarını öğrenen savcı, olaya ilişkin delil toplamaya başlar. Yargılamanın her aşamasında sürecin gidişatına ilişkin olarak delil toplanması mümkündür.

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı da savcı tarafından delil toplanır. Bu suç bakımından toplanabilecek delillere örnek olarak; kamera kayıtları, tanık beyanları, otopsi raporları, olay yeri inceleme kayıtları, mobese görüntüleri verilebilir. 

Savcı, bu aşamada şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplamakla ve topladığı bu delilleri korumak ve gözetmekle yükümlüdür. Şüpheli, sadece aleyhine olan delillerin toplandığı hususunda şüphedeyse yargılamanın her aşamasında kendi lehine yeni delil toplanmasını isteyebilir.

Suç konusu olayı aydınlatmak için önem arz eden delillerin hukuka uygun olması, somut olaya ilişkin olması ve hukuka uygun biçimde toplanmış olması şarttır.

Örneğin ihmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı şüpheli sıfatı altında bulunan kişinin dosyasına hız sınırlarını ihlal ettiği kamera görüntülerinin eklenmesi somut olaya ilişkin olmadığından hüküm açısından esas alınmaz.

İfade ve Sorgu

İfade ve sorgu, şüpheli kişinin kendisine isnat edilen suç konusu olaya ilişkin yetkili makamlar tarafından dinlenmesidir. İfade ve sorgu arasındaki fark şüphelinin dinlendiği makam açısındandır. İfade aşamasında şüpheli kolluk kuvvetleri veya savcı tarafından dinlenirken sorgu aşamasında şüpheli hakim veya mahkeme tarafından dinlenir.

İfade aşamasında öncelikle şüpheli kişiye çağrı kağıdı gönderilir. Bu çağrı kağıdında şüpheliye isnat edilen ihbar veya şikayet konusu suç yazılır ve bu suç nedeniyle şüphelinin ifade vermesi gerektiği, ifade vermek için hazır bulunması gereken yer ve saati belirtilir. 

Çağrı kağıdında ayrıca, şüphelinin belirlenen saatte belirlenen zamanda bulunmaması durumunda hakkında zorla getirme kararı çıkartılacağı da belirtilir. İfade vermek için gelmeyen ve bu nedenle kolluk kuvvetleri tarafından zorla getirilen şüphelinin neden olduğu masraflar, kendisine ceza olarak ödetilir.

İfade vermek için hazır bulunan şüphelinin öncelikle kimlik bilgileri doğrulanır. Şüpheliye, hangi suç isnadı nedeniyle ifade vermeye çağrıldığı ve bu süreçte hangi haklara sahip olduğu öğretilir. Bu aşamada şüpheli; avukattan yararlanma, savunma yapma, delil toplanmasını isteme, yakınlarına haber verme ve ifade vermeme hakkına sahiptir. 

İfade alma süreci, görevli memur veya savcı tarafından şüpheliye olaya ilişkin sorular sorulması ve şüphelinin de bu sorulara yanıtlar vermesi ile ilerler. Şüphelinin verdiği yanıtlar kendi özgür irade beyanına dayanmalıdır. Bu nedenle ifade alma esnasında ortamda bulunan hiç kimse şüphelinin beyanlarını düzeltemez veya ekleme yapamaz.

Bu aşamada şüpheli kişi isterse ifade vermeme hakkını kullanabilir. Şüpheli bu hakkını kullanmak istediği takdirde hiç kimse tarafından hiçbir suretle ifade vermeye zorlanamaz, ifade vermesi için hukuka aykırı vaatte bulunulamaz veya işkence, tehdit gibi yasak usullere maruz bırakılamaz. 

İfade sürecinde görevlinin sorduğu sorular ve şüphelinin verdiği yanıtlar ifade tutanağına geçirilir. Bu tutanak sürecin sonunda imzalanır. Ancak, şüphelinin ifade tutanağını imzalamadan önce dikkatlice okuması ve ileri sürmediği beyanların ortaya çıkan tutanakta yer aldığı veya beyanlarının yanlış yazıldığını fark etmesi durumunda tutanağı imzalamaması gerekmektedir. 

İfade ve sorgu süreci, şüphelinin kendisini savunabilmesi açısından yargılama aşamasındaki en önemli süreçlerden biridir. Bu süre zarfında şüphelinin zorlamalara uğramaması ve hak kaybına uğramaması için ceza avukatından yardım alınması önemlidir.

Uzlaşma

Uzlaşma, suçun faili ile suçun mağduru veya suçtan zarar gören kişilerin uzman bir uzlaştırmacı vasıtasıyla bir araya getirilmesi, bu tarafların suç konusu olaya ilişkin zararın giderilmesi ve dava açılmaması konusunda anlaşmasını sağlayan bir kurumdur. 

Uzlaşma kurumu kural olarak şikayete bağlı suçlarda mümkündür. İhmal suretiyle kasten öldürme suçu, şikayete bağlı bir suç olmadığından bu suç bakımından tarafların uzlaşma yoluna gitmesi veya görevlilerin taraflara uzlaşma teklif etmesi mümkün değildir. 

Adli Kontrol

Adli kontrol, suç şüphesi altında olan kişinin tutuklanması için gerekli şartların sağlanmasına rağmen tutuklanmaması ancak yine de özgürlüğünün kısıtlanmasına yönelik olarak birtakım tedbirlerin uygulanmasına ilişkin verilen bir karardır. Adli kontrol kararı, tutuklama kararının daha hafif biçimidir. 

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı şüpheli hakkında adli kontrol kararı verilebilir. Bu suça ilişkin olarak şüpheli hakkında verilebilecek adli kontrol kararlarına örnek olarak; 

  • Şüphelinin yurtdışına çıkmasının yasaklanması, 
  • Şüphelinin belirli yerlere gitmesinin yasaklanması, 
  • Şüphelinin kendi evinden çıkmasının yasaklanması, 
  • Şüpheliye elektronik kelepçe takılması,
  • Şüphelinin mahkeme tarafından belirlenen güvence bedelini yatırması,
  • Şüphelinin yanında silah taşımasının yasaklanması verilebilir.

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı şüpheli hakkında en fazla 3 yıl adli kontrol tedbirleri uygulanabilir. Mahkeme gerekli gördüğü takdirde gerekçesini belirtmek suretiyle adli kontrol tedbirlerinin süresini 3 yıl daha uzatabilir.

Sanığın adli kontrol tedbirleri ile kısıtlanması yeterliyse ve sanık, belirlenen süre zarfında kendisine uygulanan tedbirlere uyuyorsa bu durumda sanık hakkında tutuklama kararı verilemez. Ancak, adli kontrol tedbirlerini yerine getirmeyen şüpheli hakkında adli kontrol tedbirlerinin değiştirilmesine veya şüphelinin tutuklanmasına karar verilebilir. 

Şüpheli hakkında verilen adli kontrol kararının dayanağının yetersiz olduğunu düşünen şüpheli, şüphelinin eşi ve avukatı, adli kontrol kararını öğrendikleri tarihten itibaren 7 gün içinde adli kontrol kararını veren sulh ceza hakimliğine itiraz edebilir. 

Tutukluluk

Tutukluluk kararı, şüphelinin, ihbar veya şikayet konusu olayı gerçekleştirdiğine dair kuvvetli şüphenin bulunduğu durumlarda verilen bir karardır. Tutukluluk kararı, mahkeme tarafından verilen ve şüphelinin özgürlüğünü kısıtlayan bir karardır. 

Tutuklama kararı verilebilmesi için mahkeme tarafından şüphelinin gerçekleştirdiği birtakım eylemlerin şüpheli görülmesi gerekmektedir. Tutuklama kararı ancak, şüphelinin kaçma girişiminde bulunduğu, mağdura veya suçtan zarar gören kişilere baskı yapma ihtimalinin olduğu veya suça ilişkin delilleri ortadan kaldırmaya yönelik davranışlarda bulunduğu durumlarda verilebilir. 

Örneğin, ihmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı ifade alınması istenilen kişiye çağrı kağıdı yollanması üzerine şüphelinin İtalya’ya uçak bileti alması durumunda şüphelinin kaçma girişiminde bulunduğu gerekçesiyle tutuklanmasına karar verilebilir. 

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı hakkında tutuklama kararı verilen şüpheli kişi, en fazla 2 yıl süreyle tutuklanabilir. Bu süre, mahkeme tarafından gerekçesi açıklanmak suretiyle 3 yıldan fazla olmamak üzere uzatılabilir. 

İhmal suretiyle kasten öldürme suçunun 15-18 yaş arasında bir çocuk tarafından işlenmesi halinde verilecek olan tutuklama kararının süresi ⅔ oranında uygulanır. 15 yaşından küçük çocuklar hakkında bu suçtan dolayı tutuklama kararı verilemez. 

Tutukluluk kararının hukuka aykırı olduğu yahut tutukluluk süresinin dolmasına rağmen şüphelinin serbest bırakılmadığı düşüncesinde olan kişiler, bu karara karşı itiraz edebilir. İtiraz, kararın verildiği günün ertesi gününden itibaren 7 gün içinde tutuklama kararı veren merciiye yapılır.

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

İhmal suretiyle kasten öldürme suçuna ilişkin suç şüphesi, gerçekleştirilen işlemler, toplanan deliller ve savcının olaya ilişkin görüşü sonucunda 3 farklı karar ortaya çıkabilir. Bu kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK),
  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK),
  • İddianamenin düzenlenmesi.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, yetkili makamlara yapılan şikayet veya ihbarın genel ve soyut olması veya suç oluşturmadığının açıkça anlaşılması hallerinde verilen bir karardır. İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı yapılan şikayet veya ihbar bakımından soruşturmaya yer olmadığı kararı verilebilmesi mümkündür.

Örneğin, bir kimsenin emniyete giderek ‘’Televizyonda yayınlanan Kız Kıza dizisindeki A kişisi, çocuğuna yemek vermediği için çocuk öldü.’’ şeklinde ihbarda bulunması üzerine savcılık makamı bu ihbara ilişkin soruşturmaya yer olmadığı kararı verecektir.

Soruştumaya yer olmadığı kararı, ihbar veya şikayette bulunan tarafa tebliğ edilir. Bu kararın yanlış olduğunu ve söz konusu olayın soruşturmaya konu edilmesini isteyen taraf bu karara karşı itiraz edebilir. Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Sulh Ceza Hakimliğine yapılır. 

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı bir diğer adıyla takipsizlik kararı, savcının soruşturma aşamasında gerçekleştirilen işlemler sonucunda şüpheli kişi hakkında dava açılmasına neden olacak delillerin elde edilememesi halinde verilen karardır. Bu karar ile, mahkeme aşamasına geçilmeden dosya kapatılır.

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilebilmesi mümkündür. 

Örneğin, sanık cankurtaranın görev alanı dışında bulunduğu esnada mağdurun denize girdiği, denizde mağdurun kalp krizi geçirmesi ve boğulması eylemlerinin birarada gerçekleştiği bir olayda, mağdurun ölümüne cankurtaranın ihmalinin mi yoksa mağdurun kalp krizinin mi neden olduğu tespit edilememesi durumunda soruşturma konusu olaya ilişkin savcı tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.  

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, taraflara tebliğ edilir. Bu kararın yanlış olduğunu veya kovuşturma yapılması gerektiğini düşünen taraf, bu karara karşı itiraz edebilir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine yapılmalıdır. 

İddianamenin Düzenlenmesi 

Yapılan soruşturma işlemleri sonucunda savcı, şikayet veya ihbar konusu eylemlerin isnat edilen suçun işlenmesi konusunda elverişli olduğu, bu eylemleri de şüpheli kişinin gerçekleştirdiği konusunda yeterli delile ulaşırsa bu olaya ilişkin bir iddianame hazırlayarak kamu davası açar. 

Savcı tarafından hazırlanan bu iddianamenin mahkemeye sunulması ve mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde soruşturma aşaması sona erer, kovuşturma aşamasına geçilir. 

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçunun Savunması

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı şüpheli kişinin de savunma yapması elzemdir. Bu suç nedeniyle yetkili makamlara karşı ileri sürülebilecek savunmalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Şüpheli kişinin kasıtlı olarak mağdurun ölümüne neden olmadığı,
  • Şüpheli kişinin meydana gelen bu eylem nedeniyle aşırı derecede keder içinde bulunduğu,
  • Şüpheli kişinin, mağdura karşı bakma ve gözetme yükümlülüğünün bulunmadığı,
  • Şüpheli kişinin hareketsizliğinin mağdurun ölümüne yol açma konusunda elverişli olmadığı,
  • Suç vasfının ve suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiği, 
  • Soruşturma aşamasında yalnızca şüpheli kişinin aleyhine olan delillerin toplandığı,
  • İfade ve sorgu aşamasında şüpheliye haklarının öğretilmediği ve bu sebeple şüphelinin haklarını kullanmaktan mahrum bırakıldığı,
  • Şüphelinin hareketsizliğinin kendi iradesinden değil dış etkenlerden kaynaklandığı. 

Yapılacak savunmalar, her suç ve her somut olay bakımından değişiklik göstermektedir. Yargılamanın lehe sonuçlanması ve etkin bir savunma yapılabilmesi için isnat edilen suç bakımından yeterli bilgi donanımına sahip ve somut olayın detaylarına hakim bir ceza avukatı tarafından yardım alınması önem arz etmektedir. 

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

İhmal suretiyle kasten öldürme suçunda ceza yargılaması aşaması, mahkemenin iddianameyi kabulü ile başlayan ve bu suçu işlediği iddia edilen kişi hakkında bir hüküm verilmesi ile son bulan aşamadır. Bu aşama, kovuşturma olarak da bilinir.

İhmal suretiyle kasten öldürme suçunda yargılama süreci genel hükümlere göre yürütülür. Bu kapsamda; duruşmalar yapılır, sanık ve varsa tanıklar dinlenir, toplanan deliller duruşmalar sırasında tartışılır ve hakim bu süreç boyunca sanık hakkında bir kanaate varmaya çalışır. Bununla birlikte hakim, olayı açıklığa kavuşturmak için bilirkişi raporları talep edebilir, keşfe çıkabilir vs.

Hakim, sanık hakkında kesin olarak bir sonuca vardığında, son duruşma yapılır ve verilecek karar açıklanır. İhmal suretiyle kasten öldürme suçunun yargılama aşaması ağır ceza mahkemelerinde görülmektedir.

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçunda Zamanaşımı

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı dava zamanaşımı süresi ve ceza zamanaşımı süreleri somut olay hakkında hakim tarafından faile verilecek olan cezalara bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği yani mağdurun öldüğü andan itibaren işlemeye başlar. İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı faile verilecek olan cezanın;

  • 10 yıl ila 20 yıl arasında olması halinde dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. 
  • 20 yıl ila 25 yıl arasında olması halinde dava zamanaşımı süresi 20 yıldır.

Ceza zamanaşımı süresi, fail hakkında kesinleşen verilen hükmün kesinleştiği andan itibaren işlemeye başlar. İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı faile verilecek olan cezanın;

  • 10 yıl ila 20 yıl arasında olması halinde dava zamanaşımı süresi 20 yıldır. 
  • 20 yıl ila 25 yıl arasında olması halinde dava zamanaşımı süresi 24 yıldır.

Dava zamanaşımı süresinin dolması ile fail hakkında, gerçekleştirdiği eylemler nedeniyle dava açılamaz hale gelirken; ceza zamanaşımı süresinin dolması halinde faile gerçekleştirdiği eylemler nedeniyle ceza verilemez hale gelir.

İhmal suretiyle kasten öldürme suçunun 12 – 15 yaş arasında olan bir çocuk tarafından işlenmesi halinde dava ve ceza zamanaşımı sürelerinin ½’sinin, 15 18 yaş arasında olan bir çocuk tarafından işlenmesi halinde dava ve ceza zamanaşımı sürelerinin ⅔’ünün geçmesi ile dolduğu kabul edilir.

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

İhmal suretiyle kasten öldürme suçunun yargılaması sonucunda mahkeme tarafından sanık hakkında verilebilecek birden çok farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkumiyet,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat kararı, mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda sanığın, kendisine isnat edilen eylemleri gerçekleştirmediği yahut sanığın gerçekleştirdiği eylemlerin suç oluşturmadığına yönelik olan verilen bir karardır. Beraat kararı ile sanığın, isnat edilen suç bakımından masum olduğu ispatlanmış olunur.

Yargıtay, sanığın maktulü ihmal suretiyle kasten öldürme suçundan açılan davada elde edilen delillerin incelenmesinden sonra, elde edilen delillerin her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar vermiştir. (Yargıtay 1. CD., 2013/1335 E., 2014/1461 K.) 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın gerçekleştirdiği eylemlerin kendisine isnat edilen suçu oluşturduğu ancak sanığın sahip olduğu birtakım özel durumlar nedeniyle sanığın cezalandırılamayacağı hallerde verilebilen bir karardır. 

Sanık hakkında işlediği bir suçtan dolayı ceza verilmesine yer olmadığı kararı ancak belirli bazı durumlarda verilebilir. Bu durumlar şunlardır:

  • Sanığın yaşının küçük olması,
  • Sanığın suç oluşumuna sebebiyet veren eylemleri cebir ve tehdit altında gerçekleştirmiş olması,
  • Sanığın sağır ve dilsiz olması,
  • Failin gerçekleştirdiği eylemlerin anlam ve sonuçlarını algılamasını engelleyecek düzeyde akıl hastası olması,
  • Sanığın geçici birtakım nedenlerden dolayı (örneğin sanığın epilepsi krizi geçirmesi) davranışlarını yönlendirme yeteneğini kaybetmesi,
  • Sanığın bu suçu işlemesinin kendisinin hayatta kalması açısından zorunlu olması,
  • Sanığın amirin emrini yerine getirmesi.

Bu kararın verilmesi sanık hakkında beraat kararı verilmesinden farklıdır. Çünkü sanık hakkında beraat kararı verilmesi durumunda sanığın gerçekleştirdiği eylemlerin suç oluşturmadığı anlaşılırken; sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi durumunda sanığın eylemlerinin suç oluşturduğu ancak sanığın özel nitelikleri nedeniyle cezalandırılmayacağı anlaşılır. 

Mahkumiyet

Mahkumiyet, gerçekleştirilen usul işlemleri, toplanan deliller, dinlenen beyanlar sonucunda sanığın, isnat edilen suçu oluşturmaya ilişkin eylemlerde bulunduğuna ilişkin verilen bir karardır. Mahkumiyet kararı ile sanık, isnat edilen suç bakımından suçlu bulunur ve hüküm giyer.

Hakim, mahkumiyet kararı verdiği sanık hakkında kanunda öngörülen sınırlar dahilinde kalmak üzere bir hapis cezasına hükmeder. Bunun yanı sıra hakim gerek görürse sanık hakkında ayrıca güvenlik tedbiri uygulanmasına da karar verebilir.

Örneğin ihmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı 12 yıl 8 ay hapis cezası alan fail hakkında hakim dilerse bu kişinin dernek ve vakıflara yönetici olmasını da yasaklayabilir.

Hakim, sanık hakkında hüküm kurarken suçun özelliklerini, suçun işleniş biçimini, faile verilen cezanın failin hayatının devamında ona olan etkilerini ve failin suç işlemekten dolayı duyduğu pişmanlığı göz önünde bulundurarak bir indirim uygulayabilir. Bu indirime uygulamada ‘’İyi hal indirimi’’ denilir. 

DİKKAT: Sanığın duruşma esnasında mahkemeyi etkilemeye yönelik olarak gerçekleştirdiği davranışlar hakim tarafından iyi hal indiriminin uygulanması açısından dikkate alınmaz. 

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı hakim, iyi hal indirimi kapsamında sanık hakkında verdiği cezasının ⅙ kadarını indirebilir. 

Hakim tarafından iyi hal indirimi uygulanmak zorunlu değildir. Hakim her somut olaya göre kendisi indirim uygulanmasını takdir eder. Ancak şartların açıkça var olmasına rağmen hakim tarafından indirim uygulanmaması durumunda iyi hal indiriminin neden uygulanmadığının gerekçesi açıkça yazılmalıdır. 

Davanın Düşmesi

Sanığın gerçekleştirdiği eylemlerinin kendisine isnat edilen suçun oluşumuna sebebiyet verdiğinin açıkça anlaşıldığı ancak sanığa ceza verilmesinin hukuki olarak anlam ifade etmeyeceği durumlarda mahkeme tarafından görülmekte olan davanın düşmesine karar verilir. 

Davanın düşmesi kararı ancak sınırlı durumlarda verilen bir karardır. İhmal suretiyle kasten adam öldürme suçundan dolayı yargılaması devam eden davada bu karar ancak; sanığın ölmesi, davanın zamanaşımına uğraması, yargılaması yapılan suç bakımından genel af çıkartılması durumlarında verilebilir.

Davanın düşmesi kararı verilen hallerde sanık hakkında isnat edilen suç bakımından herhangi bir ceza verilmesi veya hakkında güvenlik tedbirinin uygulanması söz konusu olamaz.

İhmal Suretiyle Kasten Öldürme Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

İhmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı mahkeme tarafından verilen kesin hükmün yanlış veya eksik olduğunu düşünen taraflara bu kararların yeniden incelenmesi istemiyle istinaf ve temyiz yoluna başvurabilirler.

İstinaf kanun yoluna başvuru, kesin hükmün açıklanmasından ve taraflara tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemeye sunulan bir dilekçe ile veya zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Yapılan bu başvuru, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenir ve olaya ilişkin yeni bir karar verilir.

Kural olarak tarafların, verilen mahkeme kararını kendilerinin istinaf yoluna götürmesi gerekirken CMK m. 272 gereği, 15 yıl veya daha fazla hapis cezasını içeren hükümler istinaf mahkemesi tarafından kendiliğinden istinaf incelemesine tabi tutulur. 

Bu sebeple ihmal suretiyle kasten öldürme suçundan dolayı sanık hakkında verilen cezanın 15 yıl veya daha fazla olması durumunda sanık veya avukatı istinaf kanun yoluna başvurmasa dahi mahkeme kendiliğinden istinaf incelemesinde bulunacaktır. 

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın da yeniden incelenmesi gerektiğini düşünen taraflar bu sefer de karara karşı temyiz kanun yoluna başvurabilir. Temyiz başvurusu Yargıtay’a, hükmü veren İstinaf mahkemesi ceza dairesine dilekçe verilmesi suretiyle, istinaf mahkemesi kararının tebliğinden itibaren 15 gün içinde yapılır. 

Yargıtay’ın temyiz aşamasında verdiği karar kesindir. Bu kararın incelenmesi talebi ile başka bir üst merciye gidilemez. 

İstinaf ve temyiz kanun yollarına başvurabilecek kişiler kanunda sayılmıştır. İlgili madde hükmü gereğince kanun yollarına başvurabilecek kişiler şunlardır:

  • Sanık,
  • Sanığın eşi,
  • Sanığın avukatı,
  • Sanığın kanuni temsilcisi,
  • Katılan, 
  • Katılma talebi reddedilen kişi,
  • Katılma talebi karara bağlanmayan kişi.

Sonuç

İhmal suretiyle kasten öldürme suçu, başka kişi veya kişilerin yaşam hakkını sona erdiren ve sanık tarafından da uzun süreler hapis cezası gerektiren ciddi bir suçtur. Bu nedenle bu suça ilişkin savunma ve usul işlemlerinin yapılması esnasında alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınması, sanık hakkında verilecek olan cezanın en aza indirilmesi ve yargılamanın lehe sonuçlanması bakımından önem arz etmektedir. 

Telefonla Sor