Şantaj Suçu ve Cezası
Şantaj suçu, TCK’da Hürriyete Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenen suç türlerinden biridir. Tehdit suçunun özel bir hali olarak düzenlenen bu suç tipi ile, bireylerin hem malvarlığı hem de şeref ve haysiyetinin korunmasını amaçlanmaktadır. Şantaj suçunun işlenmesi halinde hapis cezasına ve adli para cezasına hükmedilecektir.
İçindekiler
Şantaj Suçu Nedir?
Şantaj suçu, bir kişiyi hukuka aykırı olarak, yapmakla yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya yahut haksız çıkar sağlamaya zorlama sonucu oluşan suç türüdür. Kendisine veya bir başkasına yarar sağlama amacıyla bir kimsenin şeref ve saygınlığını zedeleyecek şekilde tehdit etme de şantaj suçu kapsamında değerlendirilmektedir. Bu suç, Türk Ceza Kanunu’nda m.107’de düzenlenmektedir.
TCK 107:
“Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.’’
‘’Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.’’
Şantaj Suçu Nasıl Oluşur?
Şantaj suçu, kanunda belirtilen eylemlerden herhangi birinin gerçekleşmesiyle oluşur. Kanunda belirtilen bu suçu oluşturan hareketler aşağıdaki gibidir.
- Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi;
- Kanuna aykırı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlamak,
- Yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlamak,
- Haksız çıkar sağlamaya zorlamak.
- Kendisine veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bir kişinin şeref ve saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı hususunda tehditte bulunmak.
Yukarıda maddeler halinde sayılan hareketlerden birinin gerçekleşmesi durumunda şantaj meydana gelecektir. Sayılan bu maddelerin daha iyi anlaşılabilmesi için suça ilişkin hareketler aşağıda daha ayrıntılı açıklanmıştır.
Hakkı Olan veya Yükümlü Olduğu Bir Şeyi Yapmaya veya Yapmamaya Zorlama Suretiyle Şantaj Suçunu İşlemek
Şantaj suçunun oluşumu açısından ilk hal, bir kimseyi hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağını veya yapmayacağını öne sürerek, kanuna aykırı bir şeyi yapmaya ya da yapmamaya zorlamaktır.
Örneğin bir kişi, kendisini durdurup ceza yazacak olan polise az önceki arabadan aldığın rüşveti gördüm sen en iyisi beni geçir derse şantaj suçu meydana gelir. Polisi ihbar edeceğinden bahisle onu kanuna aykırı bir şey yapmaya, ceza yazmamaya zorlama söz konusudur.
İkinci hal ise, bir kişiyi yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlamaktır. Bir kimseyi zaten yapmakla yükümlü olduğu bir şeyi zorlamak şantaj oluşturmayacaktır.
Üçüncü hal ise, haksız çıkar sağlamaya zorlamaktır. Burada sağlanmaya zorlanan haksız çıkar sadece ekonomik olarak düşünülmemelidir. Haksız çıkar, manevi nitelikte olabileceği gibi cinsel nitelikte de olabilir.
Yargıtay’ın vermiş olduğu bir kararda, sanığın mağdura ‘’davadan vazgeçmezsen başına gelecekleri sen düşün’’ şeklindeki tehdidi ile şantaj suçunun meydana geldiğine hükmedilmiştir. (Yargıtay 9. CD. 2014/4862 E. 2014/9339 K.)
Kişinin Şeref ve Saygınlığına Zarar Verecek Hususları Açıklama Konusunda Tehditte Bulunmak Suretiyle Şantaj Suçunu İşlemek
Şantaj suçunun oluşumu açısından ikinci fıkradaki düzenlemeye göre ise kişinin şeref ve saygınlığına zarar verecek hususların açıklanması konusunda tehditte bulunmak bu suçu meydana getirecektir. Burada, tehdide araç olarak başvurulmaktadır. Ayrıca herkes tarafından bilinen bir şeyin açıklanacağı konusunda kişiyi tehdit etmek şantaj suçunu oluşturmaz.
Örneğin; bir gazetecinin milletvekili adayı gösterilmediği takdirde, genel başkana partisi ile ilgili bir yolsuzluk haberi yapacağını söylemesi, tanıklıktan çekilme hakkına sahip olan şahsın kendisine maddi çıkar sağlanmazsa çıkıp tanıklık yapacağını söylemesi şantajı meydana getirir.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, sanığın arkadaşlık ilişkisini sonlandırmak isteyen mağdura, istediği parayı göndermediği takdirde çıplak resimlerini ifşa edeceği tehdidiyle bu fotoğrafları mağdurun kardeşine göndermesi üzerine şantajı meydana gelmiştir. (Yargıtay 12. CD. 2014/7110 E. 2014/23599 K)
Yargıtayın vermiş olduğu diğer bir kararda ise sanığın mağdurdan çaldığı cüzdandaki eşyaları iade etmek için para istediği olayda şantaj suçunun unsurları oluşmadığından suç meydana gelmemiştir. (Yargıtay 2. CD. 2013/17823 E. 2014/7136 K.)
Fidye isteme olarak bilinen olayı düşündüğümüzde burada şantaj suçu meydana gelmeyecektir. Bir kişi kaçırdığı çocuk için ailesinden haksız bir çıkar olarak 500 bin TL isterse burada şantaj değil yağma suçu meydana gelecektir.
DİKKAT: Şantaj; bu suçla benzer olan tehdit, cebir, yağma, dolandırıcılık, özel hayatın gizliliğini ihlal suçları ile karıştırılmamalıdır.
Şantaj Suçunun Cezası
Şantaj suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıdır. Adli para ve hapis cezasına birlikte hükmedilmektedir.
Hâkim, somut olayın özelliklerine göre verilecek cezayı alt veya üst sınırdan tayin edecektir. Hükümlü, 5000 günlük adli para cezasını ödemediği takdirde hâkim hapis cezasına hükmedecek ve ceza hapis cezası olarak infaz edilir.
Şantaj Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima
Teşebbüs, suçu meydana getirecek hareketlerin icrasına başlanması ancak elde olmayan sebeplerle tamamlanamamasıdır. Şantaj suçu açısından suçun tamamlanması, bildirimin karşı tarafa ulaşması ile olur. Şantaj suçu açısından teşebbüs, istisnai olarak icra hareketleri bölünebiliyorsa mümkündür.
Örneğin, mağdura yönelik olan tehdidin e-posta ile mağdura ulaşmadan polis tarafından ele geçirilmesi halinde şantaja teşebbüs mümkün olabilir.
İştirak, işlenecek olan suça ortak olarak suçun oluşumuna katkı sağlamaktır. İştirak hükümleri çerçevesinde fail, azmettiren ve yardım eden kişiler, suça katkılarının yoğunluğuna göre ayrı ayrı cezalandırılmaktadır. Şantaj suçunda iştirak hükümleri uygulanır.
İçtima halinde, birden çok suçun olması durumunda tek bir ağırlaştırılmış ceza verme söz konusudur.
Şantaj suçu bakımından, bir mağdura karşı belirli aralıklarla, “istediğim parayı vermezsen görüntülerini her yerde yayarım” diyen sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Bu durumda verilecek ceza 3/4 oranına kadar artırılmaktadır.
Şantaj Suçunun Soruşturma Aşaması
Şantaj suçunun soruşturma aşamasında suça ilişkin ayrıntılı araştırmalar yapılarak maddi gerçeğe ulaşılmaya çalışılır.
Suç şüphesinin savcı tarafından öğrenilmesi ile başlayan soruşturma aşamasında deliller toplanır, gerektiğinde gözaltı kararı, adli kontrol kararı ya da tutukluluk kararı verilebilir. Soruşturma aşamasında şüphelinin ifadesi alınır ve uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağına karar verilir.
Soruşturma aşaması aşağıdaki adımlardan ibarettir.
- Şikayet-İhbar,
- Gözaltı,
- Delillerin Toplanması,
- İfade ve Sorgu,
- Uzlaşma,
- Adli Kontrol,
- Tutukluluk.
Şikâyet-İhbar
Şikâyet, suçun mağduru tarafından, yetkili makamlara, suçla ilgili yapılan bildirimdir. Bazı suçlarda soruşturma aşamasının başlaması açısından şikayet gereklidir. Şantaj suçunun soruşturulmaya başlanması açısından şikâyet şartı aranmamaktadır. Bu suç türünde, herhangi birinin ihbarı ile savcı soruşturmayı başlatacaktır.
Şikayet ve ihbarlar, kolluk birimi merkezleri ile Cumhuriyet savcılıklarına yapılmaktadır.
Gözaltı
Gözaltı, suç şüphesi altında bulunan kişinin savcının talimatıyla bir süreliğine kolluk nezaretinde tutulmasına ilişkin tedbirdir. Şantaj suçunda gözaltı süresi, kişinin mahkeme önüne götürülmesi için yolda geçirilecek 12 saatlik süre hariç olmak üzere en fazla 24 saattir. Bireysel işlenen suçlarda bu sürenin uzatılması mümkün değildir.
Şantaj suçu bakımından savcı gerekli görürse gözaltı kararı verebilir. Gözaltı kararının hukuka uygun olmaması halinde, kişi tazminat talep edebilir. Tazminat davası, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 ay içinde veya her halde 1 yıl içinde açılmalıdır.
Mevzubahis suç türünde verilen gözaltı kararına karşı sulh ceza hakimliğine itiraz edilebilir. Bu itirazı şüpheli kişi yapabileceği gibi, şüphelinin eşi, avukatı, ikinci dereceden akrabaları veya yasal temsilcisi yapabilir.
Şüphelinin 12 yaşından küçük olması ya da 15 yaşından küçük sağır veya dilsiz olması halinde gözaltı kararı verilemez.
Delillerin Toplanması
Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında, suça dair tüm deliller (hem lehe hem aleyhe) toplanarak gerçeğe ulaşmak amaçlanmaktadır.
Şantaj suçunda, delillerin toplanması aşamasında savcı, delillerin hukuka uygun şekilde elde edilip edilmediğine dikkat etmelidir. Hukuka aykırı elde edilen deliller, yargılamanın herhangi bir aşamasında kullanılamayacaktır. Mahkeme kararı bulunmaksızın telefon dinlenmesi sonucu elde edilen deliller, hukuka aykırı delil örneğidir.
Şantaja ilişkin yargılama süreçlerinde; Whatsapp mesajları, Instagram konuşmaları, gönderilen e-mailler ya da mektuplar delil niteliğinde kullanılabilir.
İfade ve Sorgu
İfade ve sorgu aşaması, suç işlediği konusunda şüphe bulunan kişinin savcı, kolluk ya da hakim tarafından dinlenilmesine ilişkin soruşturma süreçleridir.
İfade ve sorgu süreci, şüpheli kişiye gönderilen bir davetiye ile başlar. Gönderilen davetiyede kişinin ifade alımı için belirtilen yerde, belirtilen gün ve saatte bulunması gerektiği bildirilir. Kişi davetiyeye rağmen ifade alımına gelmezse hakkında zorla getirtme kararı çıkarılır.
İfade alımına gelen kişinin öncelikle kimliği belirlenir ve hangi suç isnadı ile orada olduğu açıklanır. Ayrıca bu noktada şüphelinin ailesine haber verebileceği, avukat talep edebileceği ve delil toplanmasını isteyebileceği gibi hakları olduğu öğretilir.
Bu esnada şüpheli kişinin ifadesi herhangi bir zorbalık altında alınmamalıdır. Şüpheliye ilaç verme, yorma ya da işkence etme suretiyle özgür iradesini sakatlayacak hiçbir harekette bulunulması hukuka aykırıdır. Aynı şekilde gerçeğe aykırı vaatlerde bulunarak mağdurun ifade vermeye zorlanması da hukuka aykırıdır.
İfade ve sorgu süreçlerinin sonucunda şüpheliye bir tutanak imzalatılmaktadır. Tutanakta yer alan bilgilerin eksik yahut yanlış olması halinde tutanak imzalanmamalı ve imzalanmama nedeni de ayrıca tutanağa geçirilmelidir.
İfade ve sorgu süreçlerinde verilen beyanlar yargılama aşamasında ve ceza tayininde oldukça önemli etkiye sahiptir. Bu itibarla, ifade ve sorgu süreçlerinin alanında uzman bir ceza avukatı danışmanlığında yürütülmesi oldukça önemlidir.
Uzlaşma
Uzlaşma, suç nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlık sonucunda fail ve mağdurun tarafsız üçüncü bir kişi tarafından anlaştırılmasıdır. Şantaj suçu şikâyete tabi bir suç türü olmadığından uzlaştırma hükümleri de uygulanamamaktadır.
Adli Kontrol
Adli kontrol kararı; şüphelinin tutuklanması için gerekli sebeplerin varlığı halinde, çeşitli alternatif tedbirler alınarak şüphelinin denetim altında tutulması amacına hizmet eden tedbir türüdür. Şantaj suçu açısından adli kontrol kararı hâkim tarafından verilebilir.
Adli kontrol tedbirleri; yurt dışına çıkış yasağı, hâkimin belirlediği yerlere düzenli olarak giderek imza atmak, hakimin belirleyeceği mesleki uğraş ve eğitimde devamlılık, bazı taşıtları gerektiğinde kullanmamak, konutu terk etmemek, meydana gelen zarara karşı bir güvence vermek veya silah bulundurmamak olabilir.
Adli kontrol kapsamındaki bu tedbirler en fazla 2 yıllığına belirlenebilir. Bu sürenin uzatılması, gerekçe göstermek suretiyle 1 yıllığına olabilir.
Adli kontrol kararı, soruşturma evresinde savcı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilirse kendiliğinden kalkar. Kovuşturma aşamasında ise sanığın talebi ile savcının görüşü sonrasında Sulh Ceza Hâkimi tarafından kaldırılabilir.
Adli kontrol tedbirine karşı, şüpheli/sanık, avukatı, eşi veya yasal temsilcisi itiraz hakkına sahiptir. İtiraz, kararın taraflarca öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin bağlı olduğu Asliye Ceza Mahkemesine yapılır.
Tutukluluk
Tutukluluk, suç işlediği şüphesi altında olan kişinin kaçmasını ve delilleri karatmasını engellemek amacıyla cezaevinde tutulmasına ilişkin güvenlik tedbiridir.
Şantaj suçu ile ilgili şüpheli olan kişi hakkında yukarıdaki ihtimallerin bulunması durumunda hâkim tarafından tutuklama kararı verilebilir. Failin 15 yaşından küçük olması halinde tutuklama kararı verilemez.
Tutuklama kararına karşı itiraz, kararın verilmesinden itibaren 7 gün içinde kararı veren sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi içerisinde bulunduğu asliye ceza mahkemesine yapılır. Karara karşı itirazı yapabilecek kişiler; şüphelinin kendisi, eşi, avukatı, yasal temsilcisi ya da birinci veya ikinci derece akrabalarıdır.
Tutuklama, geçici bir tedbir olduğundan, kişi en fazla 1 yıl cezaevinde kalabilir. Bu süre ancak bazı zorunlu ve belirli şartlar altında 6 ay daha uzatılabilir.
Şantaj Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar
Şantaj suçunda soruşturma aşamasında verilebilecek kararlar aşağıdaki gibidir:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
- İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Şantaj suçunda, yetkili makamlara gelen ihbar genel ve soyut nitelikli ya da suça konu eylem açıkça suç oluşturmuyorsa soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir. SYOK kararının verilmesi durumunda, soruşturma aşaması başlamadan dosya kapatılır. Konuya ilişkin yargılama aşamasına devam edilmez.
SYOK kararına karşı itiraz, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde, kararı veren savcılığın bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yapılır.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Şantaj suçu açısından, fail hakkında dava açılamayacağına karar verilmesi durumunda KYOK kararı verilecektir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı suç hakkında yeterli delilin olmaması ya da suçu oluşturan fiilin yeterli şüpheye ulaşmaması halinde verilir.
Savcının vermiş olduğu KYOK kararına karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararı veren savcının bağlı olduğu Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilebilir.
İddianamenin Düzenlenmesi
Şantaj suçunun soruşturma aşamasının sonunda savcı, suçu oluşturan fiillerle ilgili yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenleyerek mahkemeye sunar. İddianamenin usulüne uygun olarak düzenlenmiş olması halinde iddianame kabul edilerek kamu davası açılır.
Şantaj Suçunun Savunması
Şantaj suçu ile karşı karşıya kalan şüpheliler, yapılan suç isnadına karşı savunma yapma hakkına sahiptir. Bu suç türüne ilişkin olarak yapılabilecek bazı savunmalar aşağıdaki gibidir:
- Kişinin kendisine ya da başkasına yarar sağlama amacı olmadığı,
- Haksız çıkar sağlama amacının olmadığı,
- Zaten yapmakla yükümlü olunan bir şey konusunda zorlama olduğu
- Tehdit unsurunun bulunmadığı,
- Suçun teşebbüs aşamasında kaldığından indirim yapılması gerektiği,
- İspatı sağlayacak yeterli delillerin bulunmadığı,
- Sadece aleyhe delillerin toplandığı iddiası,
- Failin 12 yaşından küçük olduğu iddiası,
- Failin sağır ve dilsiz olması.
Şantaj suçu açısından yargılama esnasında yukarıdaki gibi savunmalar yapılabilir. savunma aşaması, yargılamanın seyri açısından oldukça önemlidir. Somut olaya göre savunmaların özelleştirilmesi gerekmektedir. Bu noktada, alanında uzman bir ceza avukatından hukuki destek almak oldukça önemlidir.
Şantaj Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Şantaj suçunda ceza yargılaması aşaması, mahkemenin iddianameyi kabul etmesi ile başlayıp, kesin hüküm vermesi ile son bulur. Ceza yargılaması aşaması, uygulamada kovuşturma evresi olarak bilinmektedir.
Söz konusu suçun yargılama prosedürü, genel hükümlere göre yürütülmektedir. Bu itibarla, duruşmalar yapılır. Duruşmalarda, şüpheli kişinin sorgulanması, tanıkların dinlenmesi, bilirkişi raporlarının incelenmesi gibi sürece ilişkin işlemler yapılır.
Yargılama aşamasının sonunda, karar duruşması yapılır. Bu duruşmada hakim, dosyaya ilişkin tüm delilleri ve somut olaya ilişkin detayları göz önünde bulundurarak bir karar verir.
Şantaj Suçunda Zamanaşımı
Şantaj suçu açısından dava zamanaşımı süresi, 8 yıl ceza zamanaşımı süresi ise 10 yıldır.
Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren başlamakta ve bu sürenin dolmasıyla işlenmiş olan suç hakkında dava açılmaz.
Ceza zamanaşımı süresi, mahkeme kararının kesinleşmesi ile başlar. Mahkeme kararı, kararın 7 gün içinde istinaf edilmemesi yahut istinaf ve temyiz kanun yollarının tüketilmiş olması halinde kesinleşir. Ceza zamanaşımı süresinin geçmesiyle birlikte, mahkeme tarafından verilen cezanın infazı mümkün olmaz.
Şantaj Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Şantaj suçu bakımından, yapılan yargılama sonucunda mahkeme tarafından verilebilecek kararlar şöyledir:
- Beraat,
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı,
- Mahkûmiyet,
- Adli Para Cezasına Çevirme,
- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB),
- Cezanın Ertelenmesi,
- Davanın Düşmesi
Beraat
Beraat kararı, sanığa yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması üzerine verilir. Bu durumda sanığın suçsuz olduğu kesinleşir.
Yargılamaya konu olan fiil Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak tanımlanmamış ise, sanığın suçla ilgili kast ya da taksiri bulunmazsa ya da hukuka aykırılık nedenlerinin varlığı halinde beraat kararı verilebilir.
Şantaj suçunda, kişinin zaten yapmakla yükümlü olduğu bir konuda zorlamaya uğraması sonucu, suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı verilebilir.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın eylemleri suç oluştursa dahi belirli nedenlerle sanığa ceza verilememesi halidir. Şantaj suçu bakımından ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilecek haller aşağıdaki gibidir.
- Failin 12 yaşından küçük olması,
- Failin akıl hastalığının bulunması,
- Failin sağır veya dilsiz olması,
- Şahsi cezasızlık sebeplerinin olması,
- Suça konu fiilin cebir veya tehdit altındayken işlenmesi,
- Hataya düşülmesi,
- Zorunluluk halinin bulunması.
Şantaj suçunda mahkeme yukarıdaki sayılan nedenlere dayanarak CYOK kararı verebilir.
Mahkûmiyet
Mahkûmiyet kararı, yargılamanın sonunda kişinin suçlu olduğunun kesin olmasıdır. Şantaj suçu açısından kişi, alt sınırı 1 yıl üst sınırı 3 yıl olmak üzere hapis cezasına mahkum edilebilir.
Mevzubahis suçun meydana gelmesinden itibaren 3 yıl içinde başka bir suç meydana gelirse, tekerrür hükümleri uygulama alanı bulur ve mahkûmiyet süresi artar.
Bazı hallerde ise hâkim, sanığı iyi hal kapsamında değerlendirerek verilen mahkumiyet süresinin 1/6 oranında azalmasına hükmedebilir. Sanığın çevresindeki sosyal statüsü ya da sergilediği davranışlar iyi hal indirim nedeni olabilir.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, sanık hakkında verilen cezanın 1 yıl ve altında olması durumunda mümkündür. Ancak adli para cezasına çevirme zorunluluk değil, hâkimin takdirine bağlıdır. Şantaj suçu açısından suçun alt sınırı 1 yıldır. İyi hal indirimleri ile verilecek ceza 1 yılın altında olursa adli para cezasına çevirme söz konusu olabilir.
Şantaj suçunun cezasında kanundan kaynaklı olarak, hapis cezasından ayrı olarak beş bin güne kadar adli para cezası uygulanacaktır. Bu zorunlu adli para cezası ödenmezse hapis cezasına çevrilebilecek ancak tekrar adli para cezasına çevrilemeyecektir.
Adli para cezasına çevirme işleminde öncelikle verilen hapis cezasının gün olarak karşılığı bulunur. 5 ila 730 gün arasında adli para cezası verilebilir. Belirlenen gün sayısı, failin ekonomik koşulları da dikkate alınarak en az 20 TL en fazla ise 100 TL olacak şekilde bir ücretle çarpılır. Bu şekilde adli para cezası bulunmuş olur.
Hâkim verilen adli para cezasının taksitler halinde ya da tek seferde ödenmesine karar verebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının belirli süre ile açıklanmamasını ifade eder. HAGB kararının verilebilmesi için;
- Sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olması,
- Sanık hakkında 2 yıldan az hapis cezasına hükmedilmiş olması
- Hâkim tarafından yeniden suç işlenmeyeceğine dair bir kanaat oluşması gerekir.
Şantaj suçunda yukarıdaki koşulların varlığı halinde HAGB kararı verilebilir. Fakat mahkeme, bu suç türünde 2 yıldan fazla süreyle cezaya hükmederse hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez.
HAGB kararının verilmesine karşı itiraz yolu açıktır. İtiraz, 7 gün içinde kararı veren mahkemenin bağlı olduğu ağır ceza mahkemesine verilen dilekçe yahut zabıt katibine sunulan sözlü beyan ile yapılır.
Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının kanundaki şartlara dayalı olarak infaz edilmemesidir.
Cezanın ertelenmesi prosedürünün uygulanabilmesi için; sanık hakkında hükmolunan hapis cezası 2 yıldan az süreli olması, sanığın bu suçu işlemeden önce 3 aydan fazla hapis cezası almamış olması ve hâkimde sanığın başka bir suç işlemeyeceği konusunda güven meydana gelmesi gerekir.
Şantaj suçu açısından verilecek cezanın 2 yıldan az olması halinde ve diğer koşulların da sağlanması durumunda hâkim cezanın ertelenmesi kararı verebilecektir. Cezanın ertelenmesi halinde, 3 yıla kadar denetim süresi belirlenir. Şüphelinin bu süre içinde belirlenen yükümlülüklere uyması ve suç işlememesi gerekmektedir.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi kararı, hüküm verilmesinin mümkün olmadığı hallerde verilmektedir. Bu hallere örnek olarak; sanığın ölmesi, genel af çıkması, suça ilişkin şikâyetten vazgeçilmesi ya da dava zamanaşımı süresinin dolması verilebilir.
Şantaj Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Şantaj suçunun yargılama sonucunda, verilen karardan hoşnut olmayan ya da kararın doğru olmadığını düşünen taraf, bir üst mahkeme olan istinafa başvurma hakkına sahiptir.
Şantaj suçunda kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemeye bir dilekçe sunularak veya mahkemenin zabıt katibine beyanda bulunularak istinaf başvurusu yapılabilir. İtirazın vaktinde yapılmaması halinde, ilk derece mahkemesinin kararı kesinleşir.
İstinaf incelemesi sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi söz konusu suçla ilgili karar verir. Bu kararın da yanlış olduğu düşünülürse, son olarak kararın verildiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde temyiz kanun yoluna başvuru yapılabilir. Temyiz talebinde bulunulmazsa istinaf mahkemesinin verdiği karar kesinleşir.
Şantaj suçu bakımından her koşulda temyiz kanun yoluna başvuru mümkün olmayacaktır. İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz kanun yolu kapalıdır.
Sonuç
Şantaj suçunun oluşumu kanunda m.107’de birinci ve ikinci fıkralarda düzenlenmiş olup suçun hangi fıkra kapsamında meydana geldiğinin tespiti önemlidir. Ayrıca kanundaki bazı suçlarla benzerlik gösterdiğinden suçun doğru belirlenmesi gerekir. Savunmanın etkin bir şekilde yapılması, soruşturma ve kovuşturma evresinin titizlikle takibi açısından alanında uzman bir ceza avukatından destek almakta yarar olacaktır.