Babalık Davası

Babalık Davası

Babalık davası, evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasında soy bağının kurulmasını sağlayan davadır. Bu dava yoluyla, nüfus kütüğünde çocuk ile baba arasında soy bağı ilişkisi kurulmuş olur.

Evlilik Dışı Çocuğun Baba İle Hukuki Bağının Kurulması

Evlilik dışı çocuğun baba ile hukuki bağının kurulması, sadece TMK kapsamında sayılan durumlardan birinin gerçekleşmesi halinde söz konusu olabilir. İlgili husus, TMK 282/2 hükmünde şu şekilde düzenlenmiştir:

“…çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur”

Bu düzenlemeye göre, çocuk ile baba arasında soy bağının kurulması üç şekilde mümkün olmaktadır. Bu yollar aşağıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

Sonradan Evlenme (Ana ile Evlilik)

Çocuğun evlilik dışında doğmasından sonra anne ve babanın evlenmesi halinde, başka bir işlem yapılmaksızın çocuk ile baba arasında soy bağı ilişkisi kurulur.

Bu husus, TMK 292 hükmünde şöyle düzenlenmiştir:

“…evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi hâlinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olur”

Tanıma

Evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasında soy bağı ilişkisini kuran yollardan biri tanımadır. Tanıma, evlilik dışından dünyaya gelen çocuğun babası olan kişinin, bunu resmen beyan etmesidir.

Tanımanın nasıl yapılabileceği ve hangi şartlara tâbi olduğu, TMK 295’te şöyle düzenlenmiştir:

“Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir. Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.

Tanıma, tek taraflı bir beyanla gerçekleşir. Dolayısıyla baba tanıma beyanında bulunurken çocuğun ya da annesinin kabulünü almak zorunda değildir. Tanıma hususuna ilişkin olarak daha ayrıntılı bilgi edinmek için “evlilik dışı doğan çocuğun tanınması” yazımızı okuyabilirsiniz.

Babalık Davası

Babalık davası, evlilik dışında dünyaya gelen çocuğun babasının baba olduğunu kabul etmemesi halinde, anne veya çocuk tarafından açılır. Bu dava sonucunda, babalık mahkeme kararıyla tesis edilir. Dolayısıyla babanın evlilik dışı doğan çocuğunu kabul etmemesi durumunda, babalık davası açılarak soy bağı kurulabilir.

Babalık Davası Nedir?

Babalık davası, evlilik dışında doğmuş çocuk ile baba arasında soy bağının kurulmasını sağlayan davadır. Bunun için çocuğun bir başka erkek ile soy bağının olmaması gerekir. Davayı çocuk veya anne açabilir.

Babalık Davası Açma Şartları

Babalık davasının açılması için bazı şartların sağlanması gerekir. Bu şartlar yerine getirilmeden davanın açılması halinde, davanın reddedilmesi söz konusu olabilir. Babalık davasının açılabilmesi için gerekli olan şartlar; çocuğu dünyaya getiren kadının belli olması, çocuğun başka bir erkekle arasında soy bağı ilişkisinin bulunmaması ve ihbar zorunluluğudur.

Çocuğu Dünyaya Getiren Kadının Belli Olması

Babalık davasının açılabilmesi için ilk olarak çocuğu doğuran kadının belli olması gerekir. Dolayısıyla, çocuğun annesinin belli olmaması halinde davanın açılması söz konusu olamaz. Bu noktada, doğuran kadının (annenin) kim olduğunun tespitine ilişkin dava gündeme gelebilir. 

Çocuğun Başka Bir Erkekle Soybağı İlişkisinin Bulunmaması

Davanın açılabilmesi için aranan bir diğer şart, çocukla başka bir erkek arasında soy bağı ilişkisinin bulunmamasıdır. Dolayısıyla çocuk, başka bir erkekle arasında soy bağının kurulması halinde, bu bağ geçersiz kılınmadıkça yeni bir kişiyle soy bağı ilişkisi kuramaz.

Yargıtayın, bir kararında, çocuk ile başka bir erkek arasında soy bağı ilişkisi varsa öncelikle bu soy bağının reddi davasının sonuçlanması gerektiği ifade edilmiştir. (Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, E. 2014/10980, K. 2014/16995, T. 25.11.2014)

İhbar Zorunluluğu

Babalık davasının açılması için aranan son şart ise, davanın ihbarı zorunluluğudur. Bu zorunluluk, TMK 301/3 hükmünde şöyle düzenlenmiştir:

“Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir”

Davanın ihbarı, mahkeme tarafından doğrudan yapılabileceği gibi davacı tarafından da yapılabilir. Yargıtay bir kararında, davanın Cumhuriyet savcısına ve Hazineye ihbarının zorunlu olduğunu belirtmiştir. Bu zorunluluğun yerine getirilmemesi ise Yargıtay tarafından bozma sebebi olarak görülmektedir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2021/5941, K. 2021/8069, T. 03.11.2021)

Babalık Davası Kimler Babalık Davası Açabilir?

Kimler Babalık Davası Açabilir?

Babalık davasını, anne ve çocuk açabilir. Bununla birlikte, anne ve çocuk bu davayı birlikte açabileceği gibi birbirinden ayrı şekilde de açabilir.

Konu, TMK 301/1 hükmünde şu şekilde düzenlenmiştir:

“Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler”

Anne

Anne, evlilik dışı doğan çocuğa bağlı kalmadan kendi adına babalık davası açabilir. Annenin bu davayı açabilmesi için yalnızca ayırt etme gücüne sahip olması yeterlidir. Davada anne, çocuğunun biyolojik babasının davalı kişi olduğunu iddia ederek bu kişi ile çocuk arasında soy bağının kurulmasını talep eder.

Çocuk

Babalık davasını evlilik dışı dünyaya gelen çocuk da açabilir. Fakat çocuğun ergin olup olmaması bakımından açılacak davada farklı yollar izlenir. İlk olarak çocuk ergin değilse dava, çocuğa atanan kayyım tarafından açılır. Çocuk ergin olduktan sonra ise davayı bizzat açma hakkına sahip olacaktır. 

DİKKAT: Çocuğun yasal temsilcisinin annesi olması halinde, çocuk ile anne arasında menfaat çatışması olabileceğinden, annenin çocuk adına babalık davası açması söz konusu değildir. Çocuk adına dava, çocuğa kayyım atandıktan sonra kayyım tarafından açılabilir.

Yargıtay’ın bir kararına göre, evlilik dışı ilişkiden doğan çocuğun velayeti anneye ait olsa bile babalık davasında anne ile çocuk arasında her zaman yarar çatışması olabilir. Bu nedenle davanın ihbarı zorunlu görülmüştür. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2004/517, K. 2004/1467, T. 12.02.2004)

Ayrıca babalık davasında anne ve çocuğun aynı avukat tarafından temsil edilemeyeceği hususunda Yargıtay kararları bulunmaktadır. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2004/1318, K. 2004/2253, T. 26.02.2004)

Babalık Davası Kime Karşı Açılır?

Babalık davası, TMK 301 uyarınca biyolojik baba olduğu iddia edilen kişiye karşı açılır. Bu kişinin ölmüş olması halinde, mirasçılarına karşı babalık davası açılır.

Biyolojik Baba Olduğu İddia Edilen Kişi

Babalık davası, biyolojik baba olduğu iddia edilen kişi aleyhine açılır. Baba olduğu iddia edilen kişinin dava sırasında ayırt etme gücünün olup olmaması, davanın açılması bakımından engel teşkil etmez. Ancak bu kişinin ayırt etme gücü bulunmuyorsa yasal temsilcileri olmadan davaya katılması mümkün değildir.  

Biyolojik Baba Olduğu İddia Edilen Kişinin Mirasçıları

Biyolojik baba olduğu iddia edilen kişinin ölmesi halinde dava, onun tüm mirasçılarına karşı açılabilir. Baba olduğu iddia edilen kişiye karşı dava açılıp dava sürecinde bu kişinin ölmesi halinde de davaya mirasçılara karşı devam edilebilir. Baba olduğu iddia edilen kişinin mirasçılarının bulunmaması halinde ise miras devlete geçeceği için dava Hazineye karşı açılır.

Babalık Davası Açma Süresi

Babalık davası açma süresi 1 yıldır. Bu sürenin başlangıcı ise davayı kimin açacağına göre değişkenlik gösterir.

Konu, TMK 303’te aşağıdaki gibi düzenlenmiştir.

“Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak 1 yıl geçmekle düşer. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.”

Annenin Babalık Davası Açma Süresi

Annenin babalık davası açma süresi 1 yıldır. Dava, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Çocuğun başka bir erkekle soy bağı mevcutsa bu bağ ortadan kaldırılmadan anneye tanınan süre işlemeye başlamaz. Soy bağının kaldırılması da soy bağının reddi davası ile olur. İlgili dava, “soy bağının reddi davası” yazımızda ele alınmıştır.

Annenin dava açma süresi, gecikmeyi haklı kılan nedenler söz konusu olursa bu sebebin ortadan kalkmasından itibaren 1 aydır. Dolayısıyla, örneğin davalı erkeğin çocuğu tanıyacağını ya da anne ile evleneceğini söyleyerek anneyi oyalaması halinde, bu şekilde kandırıldığını öğrendiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde babalık davası açılabilir.

Çocuğun Babalık Davası Açma Süresi

Çocuğun babalık davası açma süresi, çocuğa kayyım atanmış olsun veya olmasın herhangi bir süreye tabi değildir. Çocuk ile bir başka erkek arasında soy bağı ilişkisinin bulunması halinde, bu soy bağının ortadan kalkmasından sonra da herhangi bir süreye tabi olmadan babalık davasının çocuk tarafından açılması mümkündür.

Babalık Davasında Deliller Ve İspat

Babalık davasında davalı tarafın çocuğun biyolojik babası olduğunu ispat etmekle yükümlü olan taraf, davacı anne veya çocuktur. Davacı taraf, kan muayenesi ya da genetik incelemeler sonucunda doğrudan doğruya davalının baba olduğunu ispatlama yoluna gidebilir. Bunun yanı sıra kan testi ve DNA testinin yaygın olmadığı dönemlerden kalan karineler de hala geçerliliğini sürdürmektedir.

Çocuğun annesi ile biyolojik babası olduğu iddia edilen kişinin kritik dönemde cinsel ilişkiye girdiklerinin ispatında her türlü delile başvurulabilir. Bu nokta tanıklar ve belgeler de ispat bakımından özellik taşır. Örneğin davalının, çocuğun annesiyle birlikte karı-koca hayatı sürdükleri tanıklar tarafından ileri sürülebilir. Belgeler bakımından ise anne ile davalı kişi arasında geçen yazışmalar, kayıtlar, fotoğraflar gibi unsurlar delil olabilir.

Babalık Karinesi

Babalık karinesine göre, baba olduğu iddia edilen davalının, anne ile kritik sayılabilecek bir süre diliminde cinsel ilişkiye girdiğinin ispatlanabilmesi halinde babalığa hükmedilebilir.

TMK 302’de babalık karinesi şöyle düzenlenmiştir:

“Davalının, çocuğunun doğumundan önceki üç yüzüncü gün ile yüz sekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır. Bu sürenin dışında olsa bile fiili gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur.”

Anne, babalık karinesinden yararlanabilmek için gebe kaldığı dönemde davalı ile cinsel ilişkiye girdiğini kanıtlamalıdır. Cinsel ilişkinin gerçekleştiği, her türlü delil ile ispatlanabilir. Fakat bunu kanıtlanabilmesi için cinsel birlikteliğin olduğuna dair ciddi ve güçlü emarelerin bulunması gerekir.

Babalık karinesinin davalı olan tarafça nasıl çürütülebileceği, TMK 302/3 hükmünde şöyle belirtilmiştir:

“Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini kaybeder.”

Hükümde belirtilen durumların ispatı ise tıbbi deliller yoluyla mümkün olacaktır.

Babalık Davası Kan Testi

Kan Testi

Babalık davasında soy bağının tespiti yapılırken kullanılan tıbbi yöntemlerden biri kan testidir. Kan testi yapılırken anne, çocuk ve baba olduğu iddia edilen kişinin kan grupları karşılaştırılır. Anne ve babanın kan grubuna göre çocuk belli bir kan grubundan olmalıdır. Anne veya babada bulunmayan antijenlerin çocukta bulunması halinde, çocuğun bu anne veya babadan olmadığı kesin olarak söylenebilir. 

Günümüzde kan grupları yoluyla babalığın tespitine çok az başvurulmaktadır. Çünkü DNA incelemeleri, babalığın tespiti bakımından daha güvenilir sonuçlar vermektedir. Fakat kan testi sonucunda davalının çocuğun babası olmadığına dair kesin bir tespitte bulunulursa diğer araştırma yöntemlerine gidilmeden dava reddedilir.

DNA Testi

DNA testi yöntemi, babalığın tespiti bakımından en güçlü ve kesin yöntemdir. DNA testi sonucunda elde edilen bilginin, babalık davasında kullanılabilmesi ve delil olarak kabul edilebilmesi için ilk olarak hakim tarafından bu testin yapılması kararının verilmesi gerekir. Testin yapılmasını davanın tarafları isteyebileceği gibi hakim tarafından da doğrudan bu yola gidilebilmesi mümkündür. 

Soy bağı ilişkisinin belirlenmesi için yapılan araştırma ve incelemelere, davanın tarafları ve diğer kişiler rıza göstermek durumundadır. Fakat tarafların sağlığı bakımından bir tehlike oluşturmaktaysa teste rıza gösterilmeyebilir. Bunun dışında, taraflar DNA testine rıza göstermezse hakim zor kullanarak test yaptırabilir ya da test yaptırmadan rıza göstermeyen tarafın aleyhine karar verebilir.

Babalık davası babanın ölümü nedeniyle mirasçılara karşı açılmışsa, babanın mezarı açılarak DNA örneği alınabilir. Fakat bazı durumlarda mezarın açılması gerekmemektedir. Örneğin, davacı çocuğun erkek olması halinde, biyolojik baba olduğu iddia edilen kişinin erkek kardeşi ya da babası gibi erkek hısımlarının DNA örnekleri üzerinden de test yapılabilmektedir.

Dava sürecinde DNA testinin yaptırılması hususunda, Yargıtay’ın birçok kararı bulunmaktadır. Bu kararlarda ise mahkemenin sadece taraf ve tanık beyanlarıyla yetinmemesi, DNA testini yaptırması gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2022/6783, K. 2022/7325, T. 22.09.2022)

Görüldüğü üzere, bu davada deliller ve ispat noktasında birçok ayrıntı mevcuttur. Karineler ve tıbbi deliller noktasında doğru strateji izlenmeli, dayanılan deliller hukuka uygun olmalıdır. Bu noktada bir sorun yaşamamak adına, uzman aile hukuku avukatından destek almakta yarar vardır.

Babalık Davasında Çocuğa Kayyım Atanması

Babalık davasının açılması sürecinde, çocuğun menfaatlerinin etkilenmemesi amacıyla kayyım atanması gerekir. Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti anneye ait olsa bile babalık davasında annenin çocuğun yararına uygun olarak davranmayabileceği ihtimali göz önüne alınarak çocuk için kayyım tayin edilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Çocuk ergin olduktan sonra ise davayı bizzat açabilir.

Babalık Davasında Annenin İsteyebileceği Mali Talepler

Babalık davasında çocuğun babası mahkeme kararıyla birlikte tespit edildiği takdirde, annenin çocuk için yapmış olduğu bazı giderlerin baba tarafından karşılanması talep edilebilir. Bu talep, babalık davasıyla birlikte ileri sürülebileceği gibi ayrı bir tazminat davası açılarak da istenebilir. 

Maddi tazminat davası yalnızca anne tarafından açılabilir. Dolayısıyla bu tazminat davasının çocuk tarafından açılma imkanı yoktur. Ayrıca çocuğun ölü olarak doğması veya doğduktan sonra hayatını kaybetmesi ya da annenin düşük yapması halinde de annenin maddi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. 

Annenin maddi tazminat davası açma süresi, çocuğun doğumundan itibaren 1 yıldır. Annenin vefat etmesi halinde bu hak, annenin mirasçılarına geçer. Babanın vefat etmiş olması durumunda ise talep, mirasçılarına yöneltilir.

Annenin mali haklarına ilişkin yasal düzenleme TMK 304’te yer almaktadır. İlgili düzenleme şöyledir:

“Ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki giderlerin karşılanmasını isteyebilir: 

1. Doğum giderleri, 

2. Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri, 

3. Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler. 

Çocuk ölü doğmuş olsa bile hâkim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir. 

Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilir.”

Annenin baba ya da babanın mirasçılarından isteyebileceği giderler, yukarıdaki kanun hükmünde belirtilmiştir. Bu giderler, aşağıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

Doğum Giderleri

Doğum giderleri kapsamında, doğum nedeniyle yapılan harcamalar istenebilir. Annenin hastanede ya da evde doğum yapması için doktor, ebe, bakım ve ilaç giderler, doğum gideri sayılır. Doğum giderlerinin talep edilebilmesi için zorunlu olması ve normal miktarda harcama yapılmış olması gerekir. Yapılan harcamanın ortalamanın çok üstünde olması halinde, gider talep edilemeyecektir.

Doğumdan Önceki Ve Sonraki Altışar Haftalık Geçim Giderleri

Annenin doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık sürede hayatını idame ettirebilmesi için yaptığı harcamaların istenmesi mümkündür. Bu harcamalar; annenin hayatını sürdürmesi için barınma, yeme, içme, giyinme gibi yaptığı masrafladır. Söz konusu masraflar, babadan talep edilebilir.

Gebelik Ve Doğumun Gerektirdiği Diğer Giderler

Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler çerçevesinde, doğum gideri ve geçim gideri olarak talep edilemeyen giderlerin istenmesi mümkündür. Örneğin, doğumdan sonra yapılması gerekli olan bir tedavinin uygulanması için yapılan giderler, annenin iş bulmak veya yardımcıdan yararlanmak için yapmış olduğu giderler talep edilebilir. 

Babalık Davasının Sonuçları

Babalık Davasının Sonuçları

Babalık davasının sonucunda, biyolojik baba olduğu iddia edilen erkeğin gerçekten de çocuğun babası olduğu belirlenebilir. Bu durumda, davanın kabulüyle birlikte anne ve çocuk bakımından gerek aile gerekse miras hukukuyla ilgili bazı sonuçlar meydana gelir. Bu sonuçların uygulanabilmesi için ise mahkeme kararının kesinleşmesi gerekir.

Babalık davası, yenilik doğuran bir davadır. Dolayısıyla davanın kesinleşmesiyle birlikte evlilik dışı dünyaya gelen çocuk ile babası arasındaki soy bağı ilişkisi, çocuğun ana rahmine düştüğü andan itibaren geçerli olmak üzere kurulmuş olur. Hükmün kesinleşmesiyle birlikte anne ve çocuk açısından ortaya çıkan hukuki sonuçlar, aşağıda ayrı ayrı açıklanmıştır. 

Babalık Hükmünün Çocuk Bakımından Sonuçları

Evlilik dışı dünyaya gelen çocuk ile baba arasında soy bağı ilişkisinin kurulmasıyla birlikte bazı hukuki sonuçlar ortaya çıkar.

İlk olarak babalık hükmüyle birlikte çocuğun velayetinin kimde olacağı belirlenmektedir. TMK 337’ye göre, anne ve baba evli değilse velayet anneye aittir. Fakat hakim, çocuğun menfaatini göz önüne alarak çocuğa vasi atayabilir veya velayeti babaya verebilir. Ayrıca, çocuk isterse babasının soyadını taşıyabilir.

Babalık davası sonucunda velayet kendisine verilmeyen babanın çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı bulunmaktadır. Bu hakla birlikte baba çocukla belirli zamanlarda görüşüp iletişim kurma imkanına sahip olur. Bu hususların düzenlenmesinde ise hakim, durumun özelliğine göre çocuğun menfaatini de göz önüne alarak takdir yetkisini kullanır.

Evlilik dışında dünyaya gelen çocuğun bakım ve gözetim masrafları anne ve babaya aittir. Bununla birlikte çocuğa fiilen bakan anne, çocuğun yetiştirilmesi amacıyla babadan nafaka talebinde bulunabilir. Çocuğa verilecek nafaka, iştirak nafakasıdır. Bu nafakayla birlikte, çocuğun ergin olmasına kadar ihtiyaçları karşılanacaktır. 

DİKKAT: Çocuk ergin olmakla birlikte eğitime devam ediyorsa anne ve baba, şartlar elverdiği ölçüde eğitim bitene kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. Bu noktada iştirak nafakası, eğitim bitene kadar devam etmektedir.

Babalık hükmünün çocuk bakımından başka bir sonucu ise çocuğun babasına karşı mirasçı olma hakkını elde etmesidir. Bu hak, TMK 498’de şöyle düzenlenmiştir:

“Evlilik dışında doğmuş ve soybağı, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulmuş olanlar, baba yönünden evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olurlar.”

Babalık Hükmünün Anne Bakımından Sonuçları

Babalık hükmünün verilmesi sonucunda anne, çocuk için yapmış olduğu ve Kanun’da belirtilen bazı giderlerin ödenmesini talep edebilir. Babalık hükmünün anne bakımından mali sonuçları hususunda ayrıntılı bilgiler, yukarıda annenin isteyebileceği mali talepler başlığı altında ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

Babalık Davası Ne Kadar Sürer?

Babalık davası, 1-1.5 sene sürer.

Bu süre; mahkemenin yoğunluğu, kan veya DNA testinin sonuçlanma süresi, tarafların tutumları gibi çeşitli etmenlere göre değişebilmektedir. Bununla birlikte, dava dilekçesinin doğru ve eksiksiz bir şekilde hazırlanması ile davanın iyi bir şekilde takip edilmesi halinde dava daha kısa sürede tamamlanabilmektedir.

Babalık Davası Yetkili Ve Görevli Mahkeme

Babalık davasında görevli mahkeme, aile mahkemeleridir. Aile mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde davaya bu sıfatla asliye hukuk mahkemeleri bakar. Babalık davasında yetkili mahkeme ise taraflardan herhangi birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesidir. Bu yerdeki aile veya asliye hukuk mahkemesinde dava açılabilir.

Babalık Davası İstinaf Ve Yargıtay Süreci

Aile hukukuna ilişkin davalarda, aile mahkemesinin vermiş olduğu kararlara karşı istinaf yoluna gidilebilir. Dolayısıyla babalık davasından olumsuz sonuç alan tarafın istinaf yoluna başvurması mümkündür. Bunun için, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe verilmelidir. Dosyayı inceleyecek olan istinaf mercii ise bölge adliye mahkemesidir.

Babalık davasında istinaf yoluna davanın tarafları başvurabilir. Ayrıca dava kendisine ihbar edilen Cumhuriyet savcısının istinafa başvuru hakkı bulunur. Zira Cumhuriyet savcısı, kamu yararının korunması amacıyla davada yer aldığından, usul işlemleri yapabilmekte ve tarafların iznine bağlı olmaksızın istinaf kanun yoluna başvurabilmektedir. 

Babalık davasının ihbar edildiği Hazine ise tek başına istinaf yoluna başvuramaz. Ancak asıl tarafla birlikte başvurabilmektedir. Fakat mahkeme, davada Hazineyi doğrudan ilgilendiren veya onun menfaatlerini etkileyen bir hüküm verirse yani taraflarla birlikte Hazine hakkında da hüküm kurarsa o takdirde Hazine, hükmün kendisi ile ilgili kısmı için tek başına istinafa başvurabilir ya da istinaf yargılamasına katılabilir. 

İstinaf başvurusunda da olumsuz sonuç alan tarafların temyize gitmesi mümkündür. Bu husus HMK 362/1-d hükmünde şöyle düzenlenmiştir:

Soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamaz.”

Dolayısıyla babalık davaları bakımından temyiz kanun yolunun açık olduğu söylenebilir. Temyiz süresi, istinaf mahkemesince verilen nihai kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftadır. Bu süre zarfında, temyiz dilekçesi kararı veren mahkemeye verilmelidir. Dosyayı inceleyecek temyiz mercii ise Yargıtay’dır.

DİKKAT: Babalık davasında verilen karara karşı süresi içinde istinaf veya temyiz yoluna başvurulmaması yahut bu başvurular neticesinde nihai kararın verilmesi halinde, karar kesinleşmiş sayılır. Bu davada karar kesinleşmeden hüküm uygulanmayacaktır.

Babalık Davası Dilekçe Örneği

Babalık davası için dava dilekçesi hazırlanırken HMK kapsamında belirtilen hükümlerin dikkate alınması gerekir. Bu noktada, dilekçede bulunması zorunlu olan unsurlar yer almalı, netice ve talep kısmı doğru açıklanmalı ve dilekçeye deliller eklenmelidir.

Dilekçede eksik olmakla birlikte telafisi mümkün olan hususlar varsa hakim, eksikliğin tamamlanması için 1 haftalık ek süre verir. Bu noktada, dava dilekçesinin hazırlanmasında yol gösteren ve dilekçe örnekleri içeren “babalık davası dilekçe örneği” yazımızı inceleyebilirsiniz. 

Gerçek Biyolojik Baba Babalık Davası Açabilir Mi?

Evlilik dışı ilişkiden dünyaya gelen çocuğun gerçek biyolojik babası babalık davası açamaz. Çünkü tanıma yoluna giderek zaten evlilik dışı ilişkiden doğan çocukla soy bağı ilişkisi kurabilir. Tanımanın nasıl yapılacağıyla ilgili ayrıntılar ve bilinmesi gereken detaylar, “evlilik dışı doğan çocuğun tanınması” yazımızda yer almaktadır.

Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Velayeti

Evlilik dışında dünyaya gelen çocuğun velayeti anneye aittir. Bu husus, TMK 337/1’de şöyle düzenlenmiştir:

“Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir.”

Hakim, velayeti anneden alıp babaya verirken veya vasi atarken çocuğun üstün yararını gözetecektir.

Sonuç

Babalık davası, içeriği ve usulü bakımından birçok ayrıntı içeren karmaşık bir dava türüdür. Özellikle davalının baba olduğu yönünde deliller ileri sürülürken doğru strateji izlenmelidir. Babaya karşı ileri sürülecek maddi istemler de doğru tespit edilmeli ve hukuki zeminde talep edilmelidir. Bu doğrultuda, süreci doğru biçimde yürütebilmek için uzman aile hukuku avukatından destek almakta yarar vardır.

Telefonla Sor