Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçu ve Cezası
Cezaevine yasak eşya sokmak suçu; cezaevine uyuşturucu madde, elektronik haberleşme aracı, silah gibi yasak maddelerin sokulması veya bulundurulmasıdır. Bu suçu işleyen kişiler hakkında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına hükmedilmektedir. Hakkında işlem başlatılan kimselerin savunmalarını hukuka uygun yapmaları ve soruşturma, kovuşturma aşamalarının takibinin titizlikle yapılması önem arz etmektedir.
İçindekiler
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçu Nedir?
Cezaevine yasak eşya sokma suçu; uyuşturucu madde, elektronik haberleşme aracı, silah gibi yasak eşyaların cezaevine sokulması veya cezaevinde bulundurulmasıdır. Bu suç hükmü, Türk Ceza Kanunu m.297 hükmünde düzenlenmektedir.
TCK 297:
“(1) İnfaz kurumuna veya tutukevine silah, uyuşturucu veya uyarıcı madde veya elektronik haberleşme aracı sokan veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkra kapsamı dışında kalan;
a) Firarı kolaylaştırıcı her türlü alet ve malzemeyi,
b) Her türlü saldırı ve savunma araçları ile yangın çıkarmaya yarayan malzemeyi,
c) Alkol içeren her türlü içeceği,
d) Kumar oynanmasına olanak sağlayan eşya ve malzemeyi,
e) 188 inci maddede tanımlanan suçlar saklı kalmak üzere, yeşil reçeteye tabi ilaçları,
f) Kurum idaresince incelenmek üzere alınanlar hariç, mahkemelerce yasaklanmış veya suç örgütlerini temsil eden yayın, afiş, pankart, resim, sembol, işaret, doküman ve benzeri malzemeler ile örgütsel haberleşme araçlarını,
g) Yetkili makamlarca izin verilenler hariç, ses ve görüntü almaya yarayan araçları,
ceza infaz kurumuna veya tutukevine sokan, buralarda bulunduran veya kullanan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçu Nasıl Oluşur?
Cezaevine yasak eşya sokma suçu; infaz kurumlarına sokulması yasak olan eşyanın sokulması ve cezaevinde bulundurulması ile oluşur.
Cezaevine yasak eşya sokma suçunu cezaevine sayılan yasak eşyaları sokan veya bulunduran herkes işleyebilir. Suçun failleri hükümlü, ziyaretçisi, müdafisi veya kurumda çalışan görevliler olabilir.
Cezaevine Silah, Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde, Elektronik Haberleşme Aracı Sokulması
Suçun ilk oluşum şekli; cezaevine silah, uyuşturucu madde, elektronik haberleşme aracı sokulmasıdır.
Silah ifadesi; ateşli silahlar, patlayıcı maddeler, her türlü kesici ve delici alet ve saldırı ve savunmada kullanılan her türlü aleti kapsamaktadır. Aynı şekilde, yakıcı, aşındırıcı, boğucu, zehirleyici nükleer, radyoaktif, kimyasal yahut biyolojik maddeler de silah kapsamında değerlendirilmektedir.
Konuya ilişkin bir Yargıtay kararında, ikisi 3 cm, biri 3.5 cm boyutlarında olan maket bıçakları fiilen saldırı ve savunmada kullanılabileceğinden silah olarak değerlendirilmiştir.(Ceza Genel Kurulu E.2018/97 K.2021/91 T.09.03.2021)
Yargıtay’ın ilgili kararında, plastik saplı tıraş bıçağının bulundurulması yasal olduğundan, cezaevine sokulan tıraş bıçağı için imal edilmiş jiletin silahtan sayılmayacağı ifade edilmiştir. (Y 23. CD E.2015/14113 K.2015/4765 T.06.10.2015)
Uyuşturucu ve uyarıcı maddeden anlaşılması gereken insan vücudunu ve beynini uyuşturan her türlü maddedir. Buna örnek olarak eroin, kokain gibi uyuşturucu maddeler veya uyuşturucu ilaçlar örnek verilebilir.
Elektronik haberleşme aracı cep telefonu, fax cihazı, telsiz gibi haberleşmeye yarayan elektronik eşyalar olarak tanımlanabilir.
Cezaevine Sokulması Yasak Olan Diğer Eşyanın Sokulması
Türk Ceza Kanunu m.297/2 hükmünde yer alan eşyanın cezaevine sokulması yahut cezaevinde bulundurulması halinde de mevzubahis suç oluşur. Yasak eşya olarak nitelendirilen ancak birinci fıkra kapsamı dışında kalan eşyalar şu şekildedir:
- Firarı kolaylaştırıcı her türlü alet ve malzeme,
- Her türlü saldırı ve savunma araçları ile yangın çıkarmaya yarayan malzeme,
- Alkol içeren her türlü içecek,
- Kumar oynanmasına olanak sağlayan eşya ve malzeme,
- Yeşil reçeteye tabi ilaçlar,
- Kurum idaresince incelenmek üzere alınanlar hariç, mahkemelerce yasaklanmış veya suç örgütlerini temsil eden yayın, afiş, pankart, resim, sembol, işaret, doküman ve benzeri malzemeler ile örgütsel haberleşme araçları,
- Yetkili makamlarca izin verilenler hariç ses ve görüntü almaya yarayan araçlar.
227/2’de sayılan eşyaya fotoğraf makinesi, USB, alkollü içecek, iskambil kağıdı örnek verilebilir.
Örneğin, ilgili Yargıtay kararında, uyuşturucu madde içermeyen hint keneviri bitkisinin TCK 297/2 kapsamına girdiği ifade edilmiştir. (Y 4. CD E.2011/23055 K.2012/19111 T.02.10.2012)
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçu Cezası
Cezaevine yasak eşya sokmak suçunun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. Kanun maddesinin ikinci fıkrasında sayılan diğer yasak eşyanın cezaevine sokulması cezası ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.
Kanuni sınırlar dahilinde verilecek kesin cezanın belirlenmesi hakimin takdirine bırakılmıştır. Hakim; suçun işleniş şekli, yeri, zamanı gibi hususları göz önünde bulundurmak suretiyle bir hüküm kurmaktadır.
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezaları
Cezaevine yasak eşya sokma suçunda cezayı arttıran nitelikli hali, failin görevi sebebiyle suçun işlenişini kolaylaştıran haldir. Bu durumda faile verilecek cezada artırıma gidilmektedir. Cezaevine yasak eşya sokma suçunun cezayı artıran nitelikli hali, Türk Ceza Kanun m.297/3 hükmünde düzenlenmektedir.
TCK 297/3:
“Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların hükümlü veya tutukluların muhafazasıyla görevli kişiler tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.”
Suçun; Tutukluların Muhafazasıyla Görevli Kişiler Tarafından İşlenmesi
Buna göre cezaevine yasak eşya sokmak suçunun ,hükümlü veya tutukluların muhafazasıyla görevli kişiler tarafından işlenmesi halinde, cezayı artıran nitelikli hal söz konusu olacaktır. Bu ihtimalde, faile verilecek ceza bir kat artırılır.
Bu kişilere örnek olarak:
- Adalet Bakanlığı’na bağlı infaz ve koruma görevlileri
- Dış güvenliğini sağlamakla görevli olan Jandarma görevlileri
- Gerektiğinde görevlendirilen kolluk kuvvetleri verilebilir.
İlgili Yargıtay kararında, Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünde infaz ve koruma memuru olarak görev yapan sanığın cezaevine ayakkabısında yasak eşya sokmak suretiyle işlediği suçta 297/3 uyarınca cezanın artırılması gerektiği ifade edilmiştir. (Y 10. CD E.2021/15436 K.2022/12239 T.23.11.2022)
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda Etkin Pişmanlık
Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkündür. TCK 297/4 ile etkin pişmanlık hükümleri düzenlenmiştir:
“TCK 297/4 Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların konusunu oluşturan eşyayı yanında bulunduran veya kullanan hükümlü veya tutuklu, bunu kimden ve ne suretle elde ettiği hususunda bilgi verirse, verilecek ceza yarı oranında indirilir.”
Bu durumda sanık yasak eşyayı kimden ve nasıl elde ettiği konusunda bilgi verirse cezası yarı oranında indirilecektir.
İlgili Yargıtay kararında, cezaevine sokulan uyuşturucu maddenin kimden temin edildiği bildirilmiş olmasına rağmen, TCK 297/4 hükümleri değerlendirilmeden karar verilmiş olması hatalı görülmüştür. (Y 16. CD E.2015/4727 K.2015/4090 T.09.11.2015)
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima
Teşebbüs, bir suçun işlenmesine yönelik icra hareketlerine başlanılması ancak istenmeyen nedenlerle suçun tamamlanamaması halidir. Cezaevine yasak eşya sokma suçu bakımından teşebbüs mümkündür.
Bir kararda, cezaevine giriş sırasında yapılan aramada, sanığa gönderilen poşetin içinde uyuşturucu madde bulunduğu saptanmıştır. Uyuşturucu maddenin henüz cezaevine sokulmadan arama sırasında ortaya çıkması sebebiyle suçun teşebbüs aşamasında kaldığına hükmedilmiştir.
İştirak, bir suçun birden fazla faili bulunması anlamına gelir. Cezaevine yasak eşya sokma suçuna müşterek fail, azmettirme ve yardım etme şeklinde iştirak edilebilmektedir. Bu ihtimalde, suçun işlenmesine etki eden herkes, etkisi oranında cezalandırılacaktır.
İlgili Yargıtay kararında da suça azmettirme şeklinde iştirak edilebileceği ifade edilmiştir. (Y 20. CD E.2019/7270 K.2020/3985 T.07.07.2020)
İçtima, tek hareketle birden fazla suçun aynı anda işlenmesi veya aynı suçun tek hareketle birden fazla kişiye karşı işlenmesidir. Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda da içtima hükümlerinin uygulanması mümkündür.
TCK 297/1’de içtima hükümlerine göre, bu suçun konusunu oluşturan eşyanın, temin edilmesi veya bulundurulması ayrı bir suç oluşturduğu durumda; fikri içtima hükümlerine göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır.
Örneğin ilgili Yargıtay kararında, cezaevine yasak eşya sokmak ve uyuşturucu maddeyi başkasına vermek suçlarının birlikte oluştuğundan bahisle 297/1 uyarınca fikri içtima hükümlerinin uygulanması ve verilecek cezada artırıma gidilmesi gerektiği ifade edilmiştir. (Y 4. CD E.2012/1172 K.2012/19061 T.01.10.2012)
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunun Soruşturma Aşaması
Soruşturma yetkili merciler tarafından suç şüphesinin öğrenilmesi ile başlayan iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi ifade etmektedir. Cezaevine yasak eşya sokmak suçunun soruşturma aşamaları şu şekildedir:
- Şikayet-İhbar
- Gözaltı
- Delillerin Toplanması
- İfade ve Sorgu
- Uzlaşma
- Adli Kontrol
- Tutukluluk
Şikayet- İhbar
Cezaevine yasak eşya sokmak suçu şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Suçun soruşturulması Cumhuriyet savcısı tarafından doğrudan yapılır. Şikayetten vazgeçilmesi soruşturma ve kovuşturma yapılmasına engel olmayacaktır.
Herhangi bir kişi tarafından, suçun şüphelisi veya cezaevine yasak eşya sokma suçu oluşturan fiil ihbar edilebilmektedir. Ayrıca şikayete bağlı olmadığından ve doğrudan soruşturulması yapılan bir suç olduğundan ihbar ve şikayet herhangi bir süreye tabi değildir.
Gözaltı
Gözaltı, bir kimsenin savcılık kararıyla geçici olarak kolluk nezaretinde tutularak özgürlüğünden mahrum bırakılmasını içeren bir güvenlik tedbiridir. Cezaevine yasak eşya sokmak suçuyla ilgili gözaltı, suçun işlendiğini gösteren somut delillerin ve gözaltı tedbirinin zorunlu olması hallerinde uygulanabilir.
Gözaltı süresi, kişinin yakalanmasını takiben en yakın hakimliğe veya mahkemeye gönderilme süresi hariç olmak üzere 24 saatten fazla olamaz. Yakalanan kişinin en yakın hakim veya mahkemeye sevk edilme süresi ise 12 saatten fazla olamaz.
Gözaltı kararına karşı sulh ceza hakimliğine itiraz etmek mümkündür. Bu itirazlar, şüpheli veya bazı yakınları tarafından yapılabilir. İtirazlar, ilgili merciiye sunulduktan sonra 24 saat içinde sulh ceza hakimliği tarafından değerlendirilir ve sonuçlandırılır.
Delillerin Toplanması
Soruşturma aşamasında, delillerin toplanması işlemi Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir. Kovuşturma aşamasına geçildiğinde, delillerin toplanma işlemi mahkeme tarafından gerçekleştirilecektir.
Cumhuriyet savcısı, cezaevine yasak eşya sokmak suçunun oluşup oluşmadığını belirlemek için şüphelinin aleyhine ve lehine delilleri toplar. Şüpheli veya sanığın soruşturma aşamasından hüküm aşamasına kadar her aşamada delil sunma hakkı bulunmaktadır.
Elde edilen delillerin yargılama ve ceza tayini süreçlerinde kullanılabilmesi için hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması gerekmektedir. Hukuka aykırı şekilde elde edilen delillere dayanılarak yargılama ve ceza tayini yapılamamaktadır.
Hukuka aykırı yolla elde edilmiş delile örnek olarak, şüpheliye karşı zor kullanarak alınan ifadeye ilişkin ifade tutanağı verilebilir.
İfade ve Sorgu
İfade, bir şüphelinin soruşturulan suçla ilgili olarak kolluk kuvveti veya Cumhuriyet savcısı tarafından dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli veya sanığın soruşturma veya kovuşturma sürecindeki suçla ilgili olarak hakim veya mahkeme tarafından dinlenmesidir.
İfade ve sorgu işlemleri için kişi davetiye ile çağrılır. Çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir.
İfade ve sorgu süreçleri hukuka uygun bir şekilde yürütülmelidir. İfade ve sorguda yasak usullerin bulunmamasına dikkat edilmesi gerekir. Bu durumda dikkat edilmesi gereken hususlar şu şekildedir.
- Şüpheli veya sanığın beyanları özgür iradesine dayanmalıdır,
- İfade verilmesi için kanuna aykırı bir şey vaat edilmemiş olmalıdır,
- Kötü davranma, işkence, tehdit ve benzeri şekillerde zorla ifade alınmamış olmalıdır.
İfade verme aşaması, soruşturmanın kritik noktalarından biridir. Şüphelinin hukuki haklarını yeterince bilmemesi veya ifade verirken etkili iletişim kuramaması gibi durumlar, davanın seyrini etkileyebilir. Bu bağlamda, sürecin başından itibaren uzman bir ceza hukuku avukatı danışmanlığında ilerlemek faydalı olacaktır.
Uzlaşma
Cezaevine yasak eşya sokmak suçu uzlaşmaya tabi bir suç değildir. Bu nedenle uzlaşma yoluyla, suç isnat edilen şahsın ve mağdurun mahkemeye gitmeden anlaşması ve dosyanın kapanması mümkün değildir.
Adli Kontrol
Adli kontrol, şüpheli veya sanığın, tutuklanma nedenleri varlığında, tutuklama yerine belirli denetim tedbirleriyle serbest bırakılmasını sağlayan bir güvenlik tedbiridir. Adli kontrol tedbiri, soruşturmanın her aşamasında uygulanabilir.
Belirtilen denetim tedbirlerine örnek olarak, yurt dışına çıkış yasağı, konutu terk etmeme yasağı ve karakola giderek imza atma verilebilir. Cezaevine yasak eşya sokma suçunda adli kontrol tedbirleri en çok 2 yıl süreyle uygulanabilir. Bu süre, zorunlu hallerde 1 yıl daha uzatılabilmektedir.
Adli kontrol kararına karşı itiraz, kararın yüz yüze bildirilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılabilir. Bu itirazlar, kararı veren hâkimliğin yargı çevresinde görev yaptığı Asliye Ceza Mahkemesine yapılır.
Tutukluluk
Tutukluluk, şüpheli veya sanığın cumhuriyet savcısı kararıyla kesin hüküm verilene kadar özgürlüğünden yoksun bırakılmasını içeren güvenlik tedbiridir. Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda, suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphelerin varlığı ve adli kontrol tedbirinin yetersiz kaldığı durumlarda tutuklama kararı alınabilir.
Cezaevine yasak eşya suçunun temel hali, asliye ceza mahkemesinin görev alanına girdiği için tutukluluk süresi en fazla 1 yıldır. Soruşturma evresinde ise tutukluluk süresi en fazla 6 aydır.
Cezaevine yasak eşya sokma suçunda tutuklama kararı alınabilmesi için şu şartlardan birinin varlığının gerekliliği bulunmaktadır:
- Şüpheli veya sanığın kaçma şüphesi,
- Suça dair delillerin zarar görme ihtimali,
- Sanığın ya da şüphelinin tanık, mağdur ya da diğer kişilere baskı yapma şüphesi.
Şüpheli veya sanığın tutukluluk kararına itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Bu itirazlar, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içinde görev yaptığı Asliye Ceza Mahkemesine yapılabilir.
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar
Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda soruşturma sonucu verilebilecek karar şu şekildedir:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı (Syok)
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (Kyok)
- İddianamenin düzenlenmesi
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı ihbar ve şikâyet mahiyeti gereği, fiilin suç oluşturmadığının açık bir şekilde anlaşılması veya ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması halinde Cumhuriyet savcısı tarafından verilen karardır.
Soruşturmaya yer olmadığı kararı verildiği takdirde şikâyet veya ihbar edilen kişiye şüpheli sıfatı verilmeyecektir.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Kovuşturmaya yer olmadığı kararı cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma aşamasının sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde verilen karardır.
Cezaevine yasak eşya sokma suçunun şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği takdirde kişi hakkında kamu davası açılmayacaktır.
Bu karara karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilebilir.
İddianamenin Düzenlenmesi
Soruşturma aşaması sonunda toplanan deliller, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturuyorsa Cumhuriyet savcısı tarafından iddianame düzenlenir. Düzenlenen iddianamenin yetkili ve görevli mahkeme tarafından kabulü ile birlikte soruşturma aşaması sona erir, kovuşturma aşamasına geçilmiş olur.
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunun Savunması
Cezaevine yasak eşya sokma suçunun savunması, yargılamanın her aşamasında savunma yapılarak delillerin sunulması ile gerçekleşir. Bu kapsamda, görevi cezaevine yasak eşya sokmak suçunun savunması için öne sürülebilecek hususlara örnekler şu şekildedir:
- Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda da işlenen fiilin suç teşkil etmediği,
- Cezaevine sokulan veya bulundurulan eşyanın yasak eşya niteliğinde olmadığı,
- Cezaevine sokma fiilinin gerçekleşmediği,
- Zamanaşımı sürelerinin geçtiği,
- Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş delillere dayanıldığı,
- Aleyhe delillerin çürütülmesi,
- Usule aykırılıkların ileri sürülmesi,
- Dosyaya özel diğer savunmalar.
Sanığın beyanlarının aktif, etkili ve hukuki zeminde sunulabilmesi önemlidir. Bu nedenle, sürecin yönetimi konusunda uzman bir ceza hukuku avukatından destek almak, savunma hakkının en etkili biçimde kullanılmasına katkı sağlayacak ve hak kayıplarının yaşanmasına engel olacaktır.
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda Zamanaşımı
Cezaevine yasak eşya sokma suçunda dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıldır. Ceza zamanaşımı süresi ise mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır.
Cezaevine yasak eşya sokma suçunun nitelikli hallerinde ise hapis cezası alt sınırı 5 yıldan fazla ise dava zamanaşımı süresi 15 yıl, ceza zamanaşımı süresi ise 20 yıldır.
Dava zamanaşımı süresi geçtiği takdirde, dava konusu fiil hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamayacaktır. Yargılama yapıldığı takdirde zamanaşımı öne sürülmesi, davanın düşmesi veya hüküm verildiyse bozma sebebidir.
Ceza zamanaşımı süresinin dolması halinde ise suç konusu fiile ilişkin bir cezalandırma yapılamayacak yahut hükmedilen cezanın infazı istenemeyecektir.
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda ceza yargılaması aşaması, iddianamenin kabulü ile başlar. Soruşturma aşaması tamamlanır ve kovuşturma aşamasına geçilmiş olur.
Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda ceza yargılaması aşaması şu evrelerden oluşur:
- Duruşma hazırlığı evresi,
- Duruşma evresi,
- Delillerin tartışılması ve karar evresi,
- Kanun yollarına yani itiraz yoluna başvuru evresidir.
Duruşma Hazırlığı Aşaması
İddianamenin kabulü ile kovuşturma süreci başlar ve ilgili ceza mahkemesi tarafından duruşma hazırlığı işlemlerine geçilir. Mahkeme, iddianamenin kabulüyle birlikte duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gerekenleri çağırır. Sanık, çağrı kağıdı ile duruşmaya çağrılır.
Bu evrede, soruşturma aşamasında şüpheli konumunda olan kişi, kovuşturma aşamasına geçildiği için sanık sıfatıyla çağrılır.
Duruşma Aşaması
Duruşma evresi, kovuşturma sürecinin en önemli aşamalarından biridir. Ceza Muhakemeleri Kanunu’na (CMK) göre duruşma, mahkeme tarafından son kararın verilmesine kadar yapılan tüm faaliyetleri kapsar.
Duruşma, sanık, müdafi, tanıklar veya bilirkişilerin duruşma salonunda olup olmadığının tespitiyle başlar. Mahkeme hakimi, iddianamenin kabulü kararını okur ve ardından tanıklar salondan çıkartılır.
Duruşmada, ilk olarak sanık hakkında kişisel bilgiler alınır. Daha sonra, iddianame veya onun yerine geçen belgede sanıkla ilgili atılı suç şüphesini oluşturan fiiller ve elde edilen deliller açıklanır. Sonrasında, sanık hakkında suçlamaların hukuki nitelendirmesi yapılır.
Son aşamada, sanık açıklamalarda bulunmaya hazır olduğunu beyan ettiğinde sorgu aşamasına geçilir. Sanık sıfatıyla duruşmada bulunan kişinin sorgusu tamamlandıktan sonra, delillerin tartışılması aşamasına geçilir.
Delillerin Tartışılması ve Karar Aşaması
Delillerin tartışılması aşamasında, deliller sırasıyla ayrı ayrı tartışılır. Sonraki aşamada ise bütün deliller birlikte tartışılarak değerlendirilir. Delillerin değerlendirilip tartışılması aşamasının ardından, artık mahkeme tarafından hüküm verilir. Mahkeme hükmünü vermeden önce, sanığa son söz hakkı tanır.
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Cezaevine yasak eşya sokma suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şu şekildedir.
- Beraat kararı
- Mahkumiyet kararı
- Ceza verilmesine yer olmadığı kararı
- Güvenlik tedbiri kararı,
- Davanın reddi kararı
- Davanın düşmesi kararıdır.
Beraat
Beraat kararı, mahkeme tarafından yargılama sonucunda, yargılama konusu suçla ilişkin olarak, sanık hakkında suçsuz bulunduğuna ilişkin verilen karardır. Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda beraat kararı verilebilecek haller CMK m.223/2’de belirtilmiştir. Kanuna göre beraat kararı verilecek haller şu şekildedir:
- Kişinin eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmaması,
- Kişinin eyleminin kendisi tarafından işlenmediğinin sabit olması,
- Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
- Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
- Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, hallerinde beraat hükmü verilir.
Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda da sayılan hallerin varlığında sanık hakkında beraat kararı verilecektir ve hapis cezası almayacaktır.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (CYOK), sanığın gerçekleştirmiş olduğu yargılama konusu fiilin suç olmasına rağmen bir takım hukuki sebepler gereğince ceza verilmemesini ifade eder.
Aşağıdaki durumların varlığı halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir:
- Yüklenen suçla ilişkilendirilen yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik durumu veya geçici nedenlerin bulunması,
- Yüklenen suçun hukuka aykırı olmasına rağmen bağlayıcı emrin yerine getirilmesi, zorunluluk veya cebir veya tehdit etkisi altında işlenmesi,
- Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
- Kusurluluğu ortadan kaldıran bir hataya düşülmesi.
CMK madde 223/4 uyarınca, cezasızlık sebeplerinden herhangi birinin bulunması halinde de ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir. Aşağıdaki şu hallerde cezasızlık nedeninin var olduğu kabul edilir:
- Etkin pişmanlık,
- Şahsi cezasızlık sebebinin mevcudiyeti,
- Karşılıklı hakaret,
- İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı.
Mahkumiyet
Sanığın cezaevine yasak eşya sokmak suçunu işlediği konusunda hakimin kesin bir kanaate varması halinde mahkumiyet kararı verilecektir. Mahkumiyet kararının sonucu olarak sanık hapis cezasıyla cezalandırılır.
İyi hal indirimi, hakim tarafından sanığın sosyal ilişkileri, yargılama esnasında pişmanlık gösteren davranışlarının bulunup bulunmadığı, adli sicili incelenmesi sonucunda takdiren verilebilir. Sanık hakkında cezanın hafifletilmesini gerektiren takdiri bir nedenin bulunması halinde, sanık hakkında 1/6 oranına kadar iyi hal indirimi uygulanır.
Tekerrür, sanığın önceden herhangi bir suç işlemekten dolayı hüküm aldığı hallerde kanuni süreler geçmeden önce tekrar bir suç işlemesi halinde meydana gelmektedir. Bu durumda tekerrür hükümleri gereğince sanık hakkında hükmedilecek cezada artırıma gidilir.
Adli Para Cezasına Çevirme
Kasten işlenen suçlarda, 1 yıl veya daha altında hapis cezasına karar verilmesi durumunda bu ceza adli para cezasına çevrilebilir. Ancak cezaevine yasak eşya sokma suçunda verilen cezanın 1 yıl veya altında kalması halinde, hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir.
Bu itibarla hakim, hapis cezasının adli para cezası olarak gün karşılığını tespit eder. Sonrasında, sanığın sosyoekonomik düzeyini dikkate alarak 20-100 Lira arasında bir bedel belirlenir ve adli para cezası gün sayısıyla çarpılarak toplam bedel hesaplanır.
Mahkeme, belirlenen adli para cezasının 1 yıl içinde peşin ödenmesine karar verebileceği gibi, 2 yıl içinde taksitler halinde de ödenmesine karar verebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi, verilen cezanın 2 yıl veya daha altında bulunası ve sanığın kabul etmesiyle birlikte, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilebilir. Bu kararın sonucu olarak, sanık 5 yıllık bir denetime tabi tutulur.
5 yıllık bu denetim süresi kapsamında sanığın tekrar kasten bir suç işlememesi durumunda, kendisi hakkında verilen ceza kaldırılır ve hüküm ile dava bakımından düşme kararı verilir. Bu süreç, HAGB kararının verilmesi ile başlayarak denetim süresi içinde iyi halli geçinen ve suç işlemeyen sanığın cezasının düşmesiyle sona erer.
HAGB kararının verilebilmesi, şu şartların tamamının bulunmasına bağlıdır:
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesidir.
Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda da bu koşulların bulunması halinde HAGB kararı verilebilir. HAGB kararı verildiği takdirde sanık 5 yıl boyunca denetim altında bulunacak ancak hapse girmeyecektir. Sanığın bu sürede yeni bir suç işlememesi önemlidir.
Cezanın Ertelenmesi
Sanık hakkında verilen hapis cezası 2 yıl veya daha az olduğu durumda sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesi kararı verilebilir. Sanığın cezasının ertelenmesi halinde, sanık hakkında en az 1 ve en çok 3 yıl denetim uygulanacaktır.
Suçu işlediği esnada 18 yaşının altında bulunan veya 65 yaşını bitirmiş kişiler bakımından 3 yıl ve altında kalan hapis cezaları bakımından da erteleme kararı verilebilir.
Denetim süresini iyi halli olarak geçirmiş bulunan ve denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemeyen kişinin cezasının tamamı infaz edilmiş sayılır. Sanık hakkındaki hapis cezasının ertelenebilmesi için aşağıdaki şartların birlikte bulunması gereklidir:
- Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
- Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşmasıdır.
Ertelenme sonucunda, ilgili kişi hakkında verilen mahkumiyet kararı adli sicil kaydına işlenir. Yani ertelenen hapis cezaları adli sicil kaydında görünür.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, var olan veya sonradan meydana gelen bir takım usuli sebeplerle davanın esastan karara bağlanamaması durumunu ifade eder. Davanın düşmesi şu hallerde mümkündür:
- Sanığın ölümü,
- Genel af ilan edilmesi,
- Dava zamanaşımı süresinin dolması.
Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda da yukarıda yazılı bulunan hallerden herhangi birinin mevcut olması halinde davanın düşmesine karar verilir.
Cezaevine Yasak Eşya Sokmak Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Cezaevine yasak eşya sokmak suçunda, yerel mahkeme kararına itirazda bulunmak için istinafa başvurulabilir. Ayrıca, istinaf mahkemesi yani bölge adliye mahkemesi kararına itiraz etmek için de Yargıtay’a başvurulabilir.
İstinaf mahkemesine başvurma süresi, hükmün açıklanma tarihinden itibaren 7 gündür. Hüküm, istinaf yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, 7 günlük bu süre tebliğ tarihinden başlar. İtiraz, kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe yahut zabıt katibine sunulan sözlü beyan ile yapılır.
İstinaf mahkemesinin bozma kararları dışındaki kararlar hakkında temyiz incelemesinin talep edilmesi mümkündür. Temyiz başvurusu, kararın açıklanmasından itibaren 15 gün içinde, kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe yahut zabıt katibine sözlü beyan ile yapılır.
İstinaf mahkemesinin esastan reddettiği, ilk derece mahkemesi tarafından verilen hapis cezasının artırılmağı istinaf mahkemesi kararları temyiz edilemez. Aynı şekilde, istinaf mahkemesinin beraat kararına ilişkin esastan ret kararları temyiz edilememektedir.
Sonuç
Cezaevine yasak eşya sokmak suçu kanuni ifadesiyle infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak adliyeye karşı işlenen suçlar arasında yer almakta olup çeşitli nitelikli hallere sahiptir. Bu nedenle nitelikli hallerin varlığının suçun oluşma şeklinin tespiti önemlidir. Dolayısıyla, hukuki durumların tespitinde, delillerin toplanmasında ve sürelerin takibinde uzman bir ceza hukuku avukatına danışmak faydalı olacaktır.