Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu Ve Cezası
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu, TCK’nın beşinci bölümündeki Kamu Barışına Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenen suç türlerinden biridir. Dezenformasyon ile mücadele kapsamında kanunda yer verilen bu suç tipi ile kamu barışı korunmak istenmiştir. Bu suç tipi ile 3 yıla kadar mahkûmiyet söz konusu olabilmektedir.
İçindekiler
Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu Nedir?
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu, toplumda endişe, panik ve korku yaratmak suretiyle gerçek dışı bilginin yayılmasıdır. Bu suç tipi Türk Ceza Kanunu’nda m. 217/A ‘da düzenlenmiştir.
TCK 217/A:
“Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.’’
Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu Nasıl Oluşur?
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu, toplum içerisinde sadece korku, endişe ya da panik oluşturmak amacı ile ülkenin güvenliği, genel sağlığı ve kamu düzeni hakkında gerçeğe aykırı bir bilginin yayılması suretiyle oluşur.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun oluşması bakımından öncelikle toplum içinde, endişe, panik ve korku oluşturma amacı bulunmalıdır.
Örneğin halk arasında endişe yaratmak amacı ile ülkeye binlerce kaçak göçmen girişinin olduğuna dair paylaşımlar söz konusu ve bu bilgi gerçeği yansıtmıyorsa bu suç tipi meydana gelecektir.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun oluşması için diğer önemli nokta ise, endişe ve korku yaratacak şekilde yayılan bilginin; ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlık hakkında olmasıdır.
Örneğin, toplumu korkuya sürükleyecek şekilde sosyal medya üzerinde ülkede darbe olduğu yayılır ve bu haber gerçek olmazsa bu suç tipi meydana gelecektir.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun oluşması açısından önemli olan son nokta ise, bu yanıltıcı bilginin aleni olarak yayılmasıdır.
Örneğin tweet atarak, instagram hesabında paylaşarak ya da atılan bir tweeti retweet ederek yanlış bilgi çok kolay bir şekilde ve saniyeler içerisinde yayılacaktır.
Toplumuzda yanıltıcı bilgilerin yayılması özellikle seçim dönemlerinde ve salgın ya da herhangi bir doğal afet durumu söz konusu olduğunda artış göstermektedir. İnsanlar bu dönemlerin yarattığı hassasiyetten yararlanarak, bilginin doğruluğunu araştırmadan toplumu yanıltabilmektedir.
Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunun Cezası
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.
Alt sınırı 1 yıl, üst sınırı ise 3 yıl olan bu suçun cezasını hâkim olayın özelliklerine, mevcut durumun gerektirdiği koşullara ve suçun oluşturduğu zarara göre tayin edecektir.
Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Hâlleri ve Cezaları
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun nitelikli halleri, verilecek cezanın artmasına sebep olan özel durumlardır. Bu haller, TCK m. 217.A ve TCK m. 218’de düzenlenmiştir.
TCK 217/A.2:
“Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.’’
TCK 218:
“Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.’’
Failin Suçu Gerçek Kimliğini Gizleyerek İşlemesi
Failin kimliğini gizleyerek halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu işlemesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.
Örneğin, günümüzde çok sık karşılaştığımız şekilde sosyal medya hesaplarında gerçek adını kullanmayarak, anonim olarak hesabında gerçek dışı ve toplumu paniğe sürükleyecek halde bilgi paylaşımı yapıldığında bu nitelikli hal meydana gelecektir.
Suçun Örgüt Faaliyeti Kapsamında İşlenmesi
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun bir örgüt bünyesinde işlenmesi durumunda verilen ceza 1/2 oranında artırılmaktadır. Suçun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi için gerekli olan koşullar şu şekildedir:
- Suç işlemek amacı ile bir araya gelmiş olan en az üç kişi olmalı.
- Bu kişilerin suç işlemeye elverişli araç gerece sahip olması.
- Bu kişilerin süreklilik halinde bir arada bulunması.
Bu koşulların sağlanması halinde suçun örgüt faaliyeti kapsamın işlenmesi söz konusu olacak ve nitelikli hal oluşacaktır. Bu duruma örnek olarak bir örgüt çerçevesi dahilinde insanları endişe ve korkuya sürükleyecek şekilde terör örgütünün gerçekleştireceği bir eylem olacağı ya da gerçek dışı şekilde bir yerde bomba patlaması olacağına ilişkin bilgilerin yayılması halinde verilecek olan ceza artırılacaktır.
Suçun Basın ve Yayın Yoluyla İşlenmesi
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun basın ve yayın yolu ile işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Örneğin, bu suçun TV kanalları üzerinden haberlerle, gazeteler aracılığı ile ya da internet üzerinden işlenmesi halinde nitelikli hal meydana gelecek ve cezada artırım olacaktır.
Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima
Teşebbüs, bir suçun elde olmayan nedenler ile tamamlanamamasıdır. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu açısından teşebbüs söz konusu olamayacaktır. Çünkü suçu oluşturan fiil kamu barışını bozmaya yönelik olmalıdır. Kişinin halkı panik ve endişeye sürükleyecek şekilde yanlı bilgiyi yayması ile suç tamamlanmış olur.
İştirak, işlenen suçun birden fazla kişi tarafından işbirliği halinde meydana gelmesidir. Faili suça azmettirme veya faile yardım etme halinde de cezaya hükmedilecektir. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu işleyen kişiyi azmettiren ya da onun suçu işlemesini kolaylaştıran, yardım eden kişi veya kişiler de ayrıca cezalandırılacaktır.
Örneğin yalan olduğu bilinen sırf halkı galeyana getirmek amacı ile sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımın diğerleri tarafından da bilinerek yayılmasına destek olunması halinde iştirak hükümleri uygulama alanı bulacaktır.
İçtima, failin tek bir fiil ile birden farklı suç işlemesi halidir. Bu halde fail, suçlardan ayrı ayrı cezalandırılmaz, tek bir suçtan ağırlaştırılmış cezaya hükmedilir.
Örneğin halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun fiili ile birlikte, m.216’da düzenlenen halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu da meydana geliyorsa fail, en fazla cezayı gerektiren fiilden cezalandırılacaktır.
Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunun Soruşturma Aşaması
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun soruşturma aşaması, suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen süre zarfıdır. Soruşturma aşamasında, suçla ilgili deliller toplanır, incelenir, ilgili kişilerin ifadesi alınır, uzlaşma veya adli kontrol prosedürlerinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilir.
Soruşturma aşaması şu şekildedir:
- Şikayet yahut ihbar yoluyla yetkili makamların suçtan haberdar edilmesi,
- Gerektiği hallerde gözaltı kararının alınması,
- Suça ilişkin lehe ve aleyhe delillerin toplanması,
- Yetkili makamlar tarafından ifade alımı ve sorgu süreçlerinin tamamlanması,
- Uzlaşma prosedürünün uygulanması,
- Şüpheli hakkında adli kontrol tedbirlerinin uygulanması,
- Gereken hallerde tutukluluk kararının verilmesi.
Şikâyet-İhbar
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun soruşturulması şikâyete bağlı değildir. Sadece bu suçtan mağdur olan değil, herhangi bir kişi tarafından yapılan bildirim ile yetkili makamların suçtan haberdar edilmesi halinde soruşturma başlatılmaktadır. Savcının bu suçtan herhangi bir şekilde haberdar olması ile soruşturma aşaması başlayacaktır.
Şikayet veya ihbarlar, Cumhuriyet savcılıkları ile jandarma- polis merkezlerine yapılmaktadır. Bu noktada, yazılı dilekçe yahut sözlü beyan yoluyla şikayette yahut ihbarda bulunmak mümkündür.
Gözaltı
Gözaltı, soruşturmanın sürdürülebilmesi açısından zorunlu olduğu hallerde, şüphelinin, hâkim kararı olmadan adli makamların gözetiminde tutulmasıdır.
Gözaltına alınan kişi en çok 24 saatliğine tutulabilir. Bu süre bireysel suçlarda uzatılamayacaktır. Suçun birden fazla kişiyle işlenmesi halinde ise 3 güne kadar uzatılabilmektedir.
Suçun işlendiğine dair somut delillerin varlığı halinde ve soruşturulması açısından zorunlu olması halinde, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu bakımından gözaltı kararı verilebilecektir.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu işleyen kişiler hakkında verilen gözaltı kararına karşı itiraz hakkı mevcuttur. İtiraz hakkını, gözaltına alınan kişinin kendisi ya da yakınları kullanabilir. İtiraz, Sulh Ceza Hakimliğine bir dilekçe verilerek yapılmaktadır.
Halkı yanıltıcı bilgiyi yayma suçunu işleyen kişilerin, 12 yaşından küçük çocuklar yahut 15 yaşını tamamlamamış sağır ve dilsizler olması halinde, bu kişiler açısından gözaltı kararı verilememektedir.
Delillerin Toplanması
Delillerin toplanması aşaması her suçta olduğu gibi halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu açısından da oldukça önemli bir aşamadır. Bu aşamada, suça ilişkin olarak hem lehe hem de aleyhe deliller toplanmalı ve maddi gerçeğe ulaşılmaya çalışılmalıdır. İspatlanmak istenen konunun aydınlığa kavuşması açısından delillerin toplanması evresi iyi değerlendirilmelidir.
Elde edilen deliller kanuna aykırı olarak elde edilmemelidir. Aksi halde elde edilen deliller ispat aracı olarak kullanılamaz. Çünkü hukuka aykırı şekilde elde edilen delillerle ispat gerçekleşse bile yargılama sonucunda verilecek karar hukuka aykırı olacaktır.
Hukuka aykırı delil olarak; kişinin rızası olmaksızın elde edilen ses kayıtları ya da görüntüleri olabilir. Bu durumda delillerle ispat sağlanıyor olsa bile hukuka uygun elde edilmedikleri için hiçbir aşamada kullanılamayacaklardır.
İfade ve Sorgu
İfade alımı şüphelinin savcı ya da kolluk görevlileri tarafından soruşturma aşamasında dinlenmesi iken sorgu ise şüphelinin savcı veya hakim tarafından dinlenmesidir.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun soruşturma aşamasında şüpheli kişiler ifade vermek üzere yetkili birimlere çağrılır. Bu çağrıya uymayan ve ifade vermeye gelmeyen kişiler adına zorla getirme kararı verilebilir.
İfade sürecinde, şüpheli kişilerin kimlikleri belirlenir ve kendilerine yüklenen suç anlatılır, olaya ilişkin beyanları dinlenir. Avukat bulundurma hakkı, açıklamada bulunmama hakkı, yakınlarına haber verme hakkı ve delil toplanmasını isteme hakkı olduğu anlatılır.
İfade ve sorgu aşamasında şüpheliye mutlak suretle herhangi bir zor kullanımı söz konusu olmamalıdır. Aksi halde alınan ifade, yapılan sorgulama hukuka aykırı olacaktır. Kişiyi yorarak, işkence ederek veya ilaç vererek yahut gerçeğe aykırı vaatlerde bulunarak elde edilecek hiçbir bilgi hukuka uygun olamaz.
İfade ve sorgu sonrasında, kişinin beyanları tutanağa geçirilir ve ifadesi alınan kişinin bu tutanağı imzalaması istenir. Şüpheli kişi tutanakta yazanların gerçekliğini kontrol etmelidir. Eğer ki beyanıyla uyuşmayan eksik yahut hatalı bilgi varsa bu tutanağı imzalamamalıdır.
İfade ve sorgu süreçlerinde elde edilen beyanlar yargılama aşamasında ve ceza belirlenirken göz önüne alınan en önemli olgulardır. Bu itibarla, aşamaların hukuka uygunluğunun tespiti açısından, uzman bir ceza avukatından destek almakta fayda vardır.
Uzlaşma
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu, uzlaşma prosedürünün uygulanabileceği suç türlerinden değildir.
Uzlaşma kurumunda fail ile mağdur üçüncü bir uzlaştırmacı kişi tarafından anlaştırılırlar. Bu noktada uzlaştırmacı, bir teklif hazırlayıp taraflara iletir. Tarafların sunulan teklifte anlaşamamaları yahut teklife 3 gün içinde cevap vermemeleri halinde uzlaşma sağlanamamış sayılır.
Taraflar arasında uzlaşmaz sağlanamazsa, soruşturma aşamasında soruşturmaya, kovuşturma aşamasında ise yargılamaya devam edilir. Soruşturma evresinde uzlaşma sağlanırsa kovuşturma evresine geçilmez, kovuşturma aşamasında uzlaşma sağlanır ise dava düşer.
Adli Kontrol
Adli kontrol, şüpheli kişinin cezaevine gönderilmesi yerine belirli şartlar altında denetimde tutulmasına ilişkin bir koruma tedbiridir. Adli kontrol kararı, tutuklama nedenlerinin varlığı hâlinde uygulanan daha hafif düzeyli bir tedbir olup, bu tedbirler yurt dışı çıkış yasağı veya imza uygulaması olabilir.
Adli kontrol kapsamı dahilinde getirilen yükümlülükler en fazla 2 yıllığına verilebilir ve bu süre bazı hallerde 1 yıl süre ile uzatılabilir. Kişinin tutuklanması için gerekli şartların varlığına rağmen, adli kontrolün yeterli olması durumunda tutuklama kararı verilemeyecektir.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu açısından tutuklama sebeplerinin varlığı halinde adli kontrol kararı verilebilir.
Adli kontrol kararına karşı 7 gün içerisinde itiraz edilebilir. Adli kontrol kararına karşı itiraz o yargı çevresindeki Asliye Ceza Mahkemesine yapılır. İtiraz sonucunda hâkim bazı yükümlülükleri değiştirebilir ya da muaf tutulmasına karar verebilir.
Tutukluluk
Tutuklama tedbiri suç şüphesi altında bulunan kişinin, kaçmasını engellemek ve delillerin karartılmasını engellemek amacıyla cezaevinde tutulmasıdır. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu açısından kuvvetli suç şüphesi ve kaçma, delil güvenliğini bozma şüphesi var ise tutukluluk kararı verilebilecektir.
Yargılama aşamasında verilen tutukluluk kararının süresi en fazla 1 yıl olabilmektedir. Yargılamaya ilişkin, kişinin tutukluluğunun devam etmesini gerektiren zorunlu hallerin varlığında bu süre 6 ay daha uzatılabilmektedir.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunda verilen tutuklama kararına karşı itiraz, kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, aynı yargı çevresi içindeki Asliye Ceza Mahkemesine yapılır.
Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunda soruşturma sonucunda verilebilecek kararlar aşağıdaki gibidir.
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
- İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar ve şikâyet konusunun açıkça suç oluşturmadığının herhangi bir araştırma yapılmasına gerek olmadığı yahut savcılığa yapılan ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda savcı tarafından verilebilir.
SYOK kararı verilmesi halinde soruşturma hiç başlamamış sayılır ve dosya kapanır. Bu karar karara karşı itiraz edilebilir. İtiraz , kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Soruşturma aşamasının sonunda savcı dava açılmasını uygun görmez ya da suçla ilgili yeterli delile ulaşamaz ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir.
Savcılık tarafından yürütülen soruşturma prosedürünün tamamlanması sonucunda, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi durumunda, suç dosyası kapatılır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz hakkını kullanmak mümkündür. İtiraz, kararın taraflara tebliğ edildiği günden başlayan 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine sunulan dilekçe ile yapılır.
İddianamenin Düzenlenmesi
Soruşturma sonucunda savcı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenleyerek bunu yetkili ve görevli mahkemeye sunar. İddianamenin kabul edilmesiyle birlikte kamu davası açılır ve yargılama aşamasına geçilir.
Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunun Savunması Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunda somut olayın özelliklerine ve duruma göre bazı savunmalar yapılabilmektedir. Bu savunmalara örnek olarak şu hususlar verilebilir:
- Toplum üzerinde panik, endişe ve korku yaratma amacı olmadığı,
- Kamu barışını bozmaya yönelik bir hareket olmadığı,
- Yayılan bilginin gerçek olduğu iddiası,
- Masumiyet karinesinin zedelenmesi,
- Suç unsurlarının oluşmadığı,
- Sanık hakkında ortaya konulan aleyhe delillerin hukuka aykırı olduğu,
- Suça ilişkin lehe delillerin toplanmamış olması,
- Failin akıl hastası olduğu,
- Usule aykırılıkların var olduğu iddiası,
- Failin yaş küçüğü olması.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçuna ilişkin savunmalar somut olayın koşullarına göre değişkenlik göstermektedir. Bu itibarla,
Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Ceza yargılaması aşaması, savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabul edilerek davanın açılmasıyla başlar ve mahkeme tarafından sanık/sanıklar hakkında bir hüküm verilmesiyle sona erer. Bu evreye, uygulamada, kovuşturma evresi de denir.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun yargılama aşamasında sanık savunma hakkını kullanabilir. Bu süreçte sanık, lehine olan delillerin toplanmasını isteyip, kendisini savunabilir. Uzman mütalaası veya bilirkişi görüşü de talep edilebilir. Duruşmalar yapılır ve tüm deliller duruşmalarda incelenir.
Tüm sürecin sonunda, karar duruşması yapılır. Hakim, karar duruşmasında verilecek cezaya ve cezanın oranına hükmeder.
Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunda Zamanaşımı
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihte işlemeye başlar. ceza zamanaşımı kararın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır.
Zamanaşımı sürelerinin geçmesi halinde, bu fiile dayanarak dava açılması veya ceza verilmesi mümkün değildir. Aynı şekilde, verilen cezaya ilişkin zamanaşımı süresinin dolması halinde verilen cezanın infazı da istenemeyecektir.
Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunda Mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:
- Beraat
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
- Mahkumiyet
- Adli para cezasına çevirme
- HAGB
- Cezanın Ertelenmesi
- Davanın Düşmesi
Beraat
Beraat, mahkeme tarafından yapılan yargılamanın sonucunda, sanığın suçsuzluğunun anlaşılmasıdır. Beraat kararı, suçun sanık tarafından işlenmemesi, delil yetersizliği, suçun unsurlarının oluşmamış olması veya sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olmaması gibi sebeplerle verilebilir. Örneğin halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu açısından delil yetersizliği olursa bu karar verilebilecektir.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın fiilleri suç oluşturmasına karşın herhangi bir neden ile ceza verilmemesidir. Ayrıca derhal beraat kararı verilmesi gereken durumlarda ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilememektedir.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu açısından kişinin yaşının küçük olması, akıl hastalığının bulunması, bu suçun bir tehdit altında işlenmesi veya şahsi cezasızlık sebebi gibi nedenlerle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir.
Mahkûmiyet
Mahkûmiyet kararı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın suçunun sabit olduğuna hükmedilmesidir. Bu halde kişi suçlu olarak nitelendirilir. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu bakımından sanık tarafından işlendiğinin sabit olması halinde ve ceza verilmemesi için herhangi bir sebep yoksa mahkûmiyet kararı verilir.
Sanığın üç yıl içerisinde tekrar aynı suçu işler ise tekerrür hükümleri uygulanacak ve cezada artırım olabilecektir. Bunun aksine sanık hakkında iyi hal koşulları oluşursa cezada indirim yapılabilir. Hâkimin takdirindedir.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, kasten işlenen suçlar açısından verilen ceza 1 yıl ve altındaysa gündeme gelecektir. Taksirle işlenen suçlar bakımından süre sınırı bulunmamaktadır.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu açısından verilen ceza 1 yılın altında olursa adli para cezasına çevrilebilir. Hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği hâkimin takdirindedir. Ancak hükmedilen hapis cezası 30 gün veya daha az süreli ise hâkim hapis cezasını para cezasına çevirmek zorundadır.
Adli para cezasında bir gün karşılığı en az 20 TL en fazla 100 TL olabilmektedir. Hâkimin takdirine bağlı olup sanığın ekonomik durumuna göre belirlenir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, ilgili koşullar dahilinde cezanın açıklanmamasıdır. Uygulamada HAGB kararı da denilmektedir.
Suç işleyen kişinin sicilinde herhangi bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması, mahkeme tarafından hükmedilen cezanın 2 seneden kısa olması ve suçlunun tutum ve davranışlarının bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşturması halinde HAGB kararı verilebilir.
HAGB kararı verilmesi halinde kişi 5 yıl süreyle denetim altında olur. Kişinin 5 yıllık denetim süresi içinde kasten bir suç işlememesi gerekmektedir. Aksi taktirde HAGB kararı ortadan kalkar ve hüküm açıklanır. HAGB kararı adli sicil kaydında gözükmez.
Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi prosedürünün uygulanması belirli şartlara bağlıdır. Cezanın ertelenmesi durumunun söz konusu olabilmesi için; hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya daha az süreli olmalı, hakimde sanığın yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşması ve sanık daha önce kasten işlediği bir suçtan dolayı üç aydan fazla mahkumiyet almamış olmalıdır.
Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, bir denetim süresi belirlenecektir. Bu süre, 1 yıldan az, 3 yıldan çok olamaz. Erteleme süresi içinde kişi, herhangi bir suç işlemez ve kendisine getirilen denetimlere uyarsa, hapis cezası infaz edilmiş sayılır.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, bazı nedenler sonucunda davanın esası ile ilgili karar verilememesi yani kovuşturma aşamasının sona ermesidir. Mahkeme tarafından, davanın düşmesi kararı; genel af, sanığın ölümü ve dava zamanaşımı gibi özel durumlarda söz konusu olur.
Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Yapılan yargılama sonucunda verilen hükme karşı, hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde istinafa başvurulabilir. Bu 7 günlük sürenin kaçırılmaması oldukça önemlidir. Eğer bu süre içerisinde istinafa başvurulmazsa karar kesinleşecek ve kişi istinafa başvurma hakkını kaybedecektir. İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemeye sunulan bir dilekçe ile yapılır.
İstinaf mahkemesinin bozma kararları dışında kalan kararlarına karşı temyize gidilebilmektedir. Temyiz başvurusu, hükmün açıklanmasından itibaren 15 gün içinde hükmü veren mahkemeye dilekçe verilerek yapılmaktadır. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu açısından, kararın hukuka aykırı olduğu, gerekçesiz olduğu yahut hatalı olduğu durumlarda Yargıtay incelemesi talep edilebilir.
İstinaf ve temyiz süreci ortalama 1 ya da 2 yıl sürer. Bu süreler mahkemelerin iş yoğunluğu ve mevcut durumun şartlarına göre değişebilmektedir.
Sonuç
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu soruşturma aşamasının başından kovuşturma aşamasının sonuna kadar uzmanlık gerektiren bir savunmayı gerektirir. Sürelerin kaçırılmaması, delillerin hukuka uygun olup olmadığının kontrolü, istinaf ve temyiz sürecinin takibi titizlikle yapılmalıdır. En başından en sonuna kadar uzmanlıkla takip edilmesi gereken bu suç tipi açısından alanında uzman bir ceza avukatından destek alınmalıdır.