İrtikap Suçu ve Cezası

İrtikap Suçu ve Cezası

İrtikap suçu ve cezası, bir devlet memurunun görevine giren konuda, görevini veya sıfatını kötüye kullanarak bir kimseyi kendisi ya da başkasına çıkar sağlamaya zorlaması veya ikna etmesidir. İrtikap suçunu işleyen kamu görevlilerine, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilir. İrtikap suçuna ilişkin savunmanın, her somut olaya özgü detaylara göre yapılması gerekmektedir.

İrtikap Suçu Nedir?

İrtikap suçu; kamu görevlisinin, görevini kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına menfaat sağlaması sonucu oluşan suçtur. İrtikap suçu Türk Ceza Kanunu’nun 250. ve 251. maddesinde düzenlenmiştir.

TCK 250:

“(1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir. 

(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

İrtikap Suçu Nasıl Oluşur?

İrtikap suçu, bir kamu görevlisinin görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak kendisine veya başkasına yarar sağlaması sonucu oluşur.

Aynı şekilde, bu yolda vaatte bulunması için bir kimseyi icbar etmesi, güveni kötüye kullanarak sonucunda da oluşur.

Denetim görevini ihmal ederek irtikap suçunun işlenmesine imkan sağlayan kamu görevlisi de denetim görevinin ihmali suretiyle irtikap suçunu işlemiş kabul edilir. 

İcbar Suretiyle İrtikap

İcbar suretiyle irtikap suçu; kamu görevlisi olan failin, görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanmasına ya da bu yönde vaatte bulunulması için bir kimseye maddi veya manevi zor kullanılmasıdır. 

Örneğin bir olayda; emniyette otomobil hırsızlığı şubesinde çalışan polis olarak tanıtan sanığın, mağdurun bir arkadaşının karakolda gözaltında olduğunu ve gözaltında mağdurun adını vererek otomobil hırsızlığı suçuna ortak olduğunu söylediğini iddia etmiştir. Ardından sanık, mağduru ceza almaktan kurtaracağını belirterek bir miktar para istemiştir. Yargıtay bu olayda sanığın polis memuru olma sıfatını kullanmasının suçun oluşumu bakımından yeterli olduğunu belirterek sanığın icbar suretiyle irtikap suçundan cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 5.CD, E:2004/133, K:2004/3635, T:03.05.2004)

Yargıtay bir kararda; savcı olan sanığın soruşturma kapsamında tutukladığı kişilere haklarındaki iddiaların iftiradan ibaret olduğunu belirtip talimat yazması halinde tutukluluk halinin devam edeceği, tahliye olmak istiyorlarsa para vermelerini gerektiğini söylediği olayda sanığın icbar suretiyle irtikap suçunu işlediğini ifade etmiştir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E: 2012/1269, K:2013/26, T:29.01.2013) 

Yargıtay’ın başka bir kararında ise, devlet hastanesinde kadın doğum uzmanı olan sanığın yapması gereken ameliyatları kendisine para verilmediği takdirde yapmayacağını söyleyip hasta yakınlarından çıkar sağlama eylemlerinin kanıtlanması halinde irtikap suçunu oluşturabileceği ifade edilmiştir. (Yargıtay 4.CD, E:2000/8318, K:2000/8876, T:13.12.2000)

İkna Suretiyle İrtikap

İkna suretiyle irtikap suçu, kamu görevlisinin hileli davranışlar gerçekleştirerek mağduru kandırması ve bu şekilde kendisine ya da üçüncü bir kişiye yarar sağlaması veya vaatte bulunması için mağduru ikna etmesi ile oluşur. 

İkna suretiyle irtikap suçunda; Devlet memuru, memuriyet sıfatını ve görevini kötüye kullanarak bir kimseyi kendisine veya başkasına haksız olarak para vermeye ya da başka menfaatler sağlamaya veya vaadine ikna ederek çıkar sağlamaktadır. Mağdur olan kişi ise memurun sağladığı çıkarın yasal olduğunu zannetmektedir.

Yargıtay bir kararında; havalimanı dış hatlar vize harç pulu veznesinde muhasebe görevlisi olan sanığın, yabancı uyruklu kişilerin pasaport ve vize kontrolleri sırasında pasaportuna yapıştırılan 10 Sterlin değerindeki bandrol vizesi karşılığında kişilerden 10 Sterlin tahsil etmeyip 15 Euro tahsil ettikleri olayda, sanıkların ikna suretiyle irtikap suçundan sorumlu olduklarını belirtmiştir. (Yargıtay 5.CD, E:2017/3261, K:2021/888, T:02.03.2021)

Yargıtay’ın başka bir kararında; noter vekili ve başkatibi olarak görev yapan sanığın, iş sahiplerini ikna edip gerekenden daha fazla posta ücreti alarak aradaki farkı mal edinmesi şeklindeki eyleminin ikna suretiyle irtikap suçunu oluşturduğunu ifade etmiştir. (Yargıtay 5.CD, E:2012/12567, K:2013/12352, T:18.12.2013)

Denetim Görevinin İhmali Suretiyle İrtikap Suçu

Denetim görevinin ihmali suretiyle irtikap suçu; kamu görevlisinin, denetim görevini ihmal etmesi sonucu irtikap suçunun işlenmesi halinde oluşur.

Örneğin; vergi dairesi müdürü olan kişinin, veznedarda çalışan memurla ilgili olarak vergi mükelleflerini ikna ederek alması gerekenden daha fazla para aldığı yönünde şikayetlerde bulunulmasına rağmen denetimde ihmalkarlık göstermesi halinde denetim görevinin ihmali suretiyle irtikap suçundan sorumlu olmaktadır. 

İrtikap Suçunun Cezası

İrtikap suçunun cezası 5 seneden 10 seneye kadar hapis cezasıdır.

TCK 250/2’de düzenlenen ikna suretiyle irtikap suçunun cezası ise 3 seneden 5 seneye kadar hapis cezasıdır.

TCK 251/2’de yer alan denetim görevinin ihmal edilmesi suretiyle irtikap suçunun işlenmesine imkan sağlayan kamu görevlileri 3 aydan 3 seneye kadar hapis cezasına mahkum edilirler. 

İrtikap suçunun yargılamasında hakim kanunda belirtilen alt ve üst sınırları göz önüne alarak kesin cezaya karar verir. Hakim cezayı belirlenirken; suçun işlenişi, işlendiği yer ve zaman ile ortaya çıkan zarar gibi hususları da dikkate almaktadır.  

İrtikap Suçunda Cezayı Azaltan Nitelikli Haller ve Cezası

İrtikap suçunun cezayı azaltan nitelikli hali, irtikap edilen menfaatin değerinin az olup mağdurun ekonomik durumunun iyi olmasıdır. Bu durumda faile irtikap suçundan verilecek cezada yarısına kadar indirime gidilebilir. Bu nitelikli haller TCK 250/3/4’te düzenlenmiştir. 

TCK 251/3:

‘’İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’

TCK 250/4:

“(4) İrtikap edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz önünde bulundurularak, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.”

Mağdurun Hatasından Faydalanmak Suretiyle İrtikap

Mağdurun hatasından faydalanmak suretiyle irtikap suçu; kamu görevlisinin, mağdurun bilgisizlik, dikkatsizlik, tecrübesizlik veya başka bir nedenden dolayı yaptığı bir hatadan fayda sağlaması ile oluşur.

Mağdurun hatasından faydalanmak suretiyle irtikap suçunda faile verilecek ceza, 1 yıl ila 3 yıl arasında hapis cezasıdır.

Örneğin bir Yargıtay kararında; sağlık ocağında sağlık teknisyeni olarak çalışan sanığın mağdura portör kağıdı düzenlediği, bunun bedelini soran mağdurdan işlem bedeli aldığı ve böylece kendinin aktif bir söz ve davranışı olmadan para ödemek isteyen mağdurun hatasından faydalanarak parayı alması şeklinde gelişen olayda hatadan yararlanmak suretiyle irtikap suçunun işlendiği ifade edilmiştir. (Yargıtay 5.CD, E:2012/8027, K:2013/5644, T:23.05.2013)  

Yargıtay; PTT şube müdürlüğüne havale yapmak için gelen kişinin hata sonucunda fazla para verdiği ancak memur olan sanığın fazla miktarı iade etmeksizin alıkoyduğu olayda, sanığın aktif hiçbir söz ve davranışı bulunmadan yanlışlıkla fazla para yatıran kişinin hatasından yararlanarak kendisine yarar sağladığı bu nedenle hatadan yararlanmak suretiyle irtikap suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 5.CD, E:2012/7234, K:2013/4924, T: 13.05.2013)

İrtikap Edilen Menfaatin Değerinin Az Olup Mağdurun Ekonomik Durumunun İyi Olması

İrtikap edilen menfaatin değerinin az olup mağdurun ekonomik durumunun iyi olması halinde, faile verilecek cezada yarı oranında indirim yapılabilir.

Örneğin bir olayda Yargıtay; irtikap edilen menfaatin 45 TL değerinde olduğu, mağdurların ekonomik durumu da tespit edildikten sonra TCK 250/4 uyarınca sanığın cezasında makul oranda indirim yapılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 5.CD, E:2013/16985, K:2016/2039, T:25.02.2016)

Başka bir Yargıtay kararında; mağdurun ekonomik durumunun araştırılmasından sonra irtikap edilen 2500 TL bakımından TCK 250/4’ün uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. (Yargıtay 5.CD, E:2014/9814, K:2017/5715, T:28.12.2017)

İrtikap Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, suç işleme kararı alan kişinin bu karar doğrultusunda suçu işlemeye başlaması ancak elinde olmayan nedenlerden dolayı suçu tamamlayamamasıdır. İrtikap suçuna teşebbüs mümkündür. İrtikap suçunun teşebbüs aşamasında kalması durumunda failin cezasında 1/4’ten 3/4’e kadar indirim yapılır.   

Örneğin bir Yargıtay kararında; elektrik dağıtım işletme müdürlüğünde görev yapan sanıkların elektrik aboneliğini devralmak için başvuru yapan kişiden belge düzenlenmesi için para istedikleri, para vermediği takdirde belgeyi alamayacağını düşünen kişinin polise şikayette bulunduğu ardından sanıkların suçüstü yakalandığı olayda, sanıkların eyleminin irtikaba teşebbüs suçunun oluştuğu ifade edilmiştir. (Yargıtay 5.CD, E:2016/8913, K:2021/3168, T:28.06.2021)

İştirak, birden fazla kişinin farklı katkılarıyla bir suçun gerçekleştirilmesi halinde bu kişilere uygulanacak yaptırımın belirlenmesidir.

TCK 251/1’deki düzenleme gereği, denetim yükümlülüğü bulunan kamu görevlisinin işlenen suça iştirak etmemesine rağmen müşterek fail olarak sorumluluğu söz konusu olmaktadır.  

Örneğin Yargıtay’ın verdiği bir kararda; adliyede yazı işleri müdürü sanığın, hakim olan sanığın talimatıyla dava açan kişilerden yasal olarak alması gereken masrafların dışında para alıp bunların mal edindiği olayda, sanık hakimin bu konuda talimat vermek suretiyle suça azmettiren olarak katıldığı ve eylemlerin ikna suretiyle irtikap suçunu oluşturduğu ifade edilmiştir. (Yargıtay 5.CD, E:2013/14401, K:2014/4388, T:21.04.2014)

İçtima, kişinin tek bir eylemi ile birden fazla suçu oluşturması durumunda bu kişi hakkında verilecek cezanın belirlenme usulüdür. İrtikap suçunda içtima hükümlerinin uygulanması mümkündür.

İrtikap suçunda zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Zincirleme suç, aynı suçun bir kişiye karşı farklı zamanlarda işlenmesi ya da birden fazla kişiye karşı aynı suçun tek bir davranışla işlenmesidir. İrtikap suçunun zincirleme suç şeklinde işlenmesi halinde faile tek ceza verilmekte ancak cezasında ¼’ten ¾’e kadar artırıma gidilmektedir.

Yargıtay bir kararda; adliyede yazı işleri müdürlüğüne vekalet eden sanığın, pul ve benzeri masraflar adı altında ya da sistemde arıza olması nedeniyle makbuz verilemediğini söyleyip başvuruculardan alması gerekenden daha fazla para aldığı olayda, sanığın ikna suretiyle irtikap suçunu işlediğini belirtmiş ve zincirleme suç hükümlerine göre cezasına artırım yapılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 5.CD, E:2011/4057, K:2012/9283, T:24.09.2012)  

İrtikap Suçu ve Cezası

İrtikap Suçunun Soruşturma Aşaması

İrtikap suçunun soruşturma aşaması, adli makamların suçun işlendiğinin ihbarını alması ya da kendiliğinden öğrenmesi ile başlayıp Cumhuriyet savcısının iddianame düzenleyerek kamu davası açması veya takipsizlik kararı alarak dosyayı kapatmasına kadar geçen aşamadır.  

İrtikap suçunun soruşturma aşaması şu evrelerden oluşur:

  • Şikayet-İhbar
  • Gözaltı
  • Delillerin Toplanması
  • İfade ve Sorgu
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk

Şikayet-İhbar

İrtikap suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı değildir. Dolayısıyla bu suçun işlendiğini kendiliğinden öğrenen ya da ihbarını alan adli makamlar doğrudan soruşturmayı başlatır.

İrtikap suçunun mağduru olan veya suçtan zarar gören kişilerin ihbarda bulunarak adli mercileri bilgilendirmesi soruşturmanın açılması için yeterlidir. İhbarlar; Cumhuriyet savcılığına, polise veya jandarmaya yapılabilir.  

Suçun şikayete tabi olmaması sebebiyle, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında şikayetten vazgeçmek de söz konusu değildir. Mağdur, şikayetinden vazgeçse dahi, hukuki işlemleri sürdürülecektir.

Gözaltı

Gözaltı, hakkında soruşturma başlatılan şüphelinin adli işlemler yapıldığı sürede geçici olarak nezarethanede tutulmasıdır. İrtikap suçunun soruşturmasında, gözaltı kararının soruşturma bakımından zorunlu olması ve kişinin suç işlediğini gösteren somut delillerin bulunması halinde gözaltı kararı uygulanabilir. 

İrtikap suçundan gözaltına alınan kişiler en fazla 24 saat gözaltına tutulabilir. Bununla birlikte, irtikap suçunun 3 veya daha fazla kişi tarafından işlenmesi durumunda gözaltı süresi en fazla 3 gün daha uzatılabilir.

Gözaltı kararı ile gözaltının uzatılması kararlarına itiraz yolu açıktır. İtirazlar sulh ceza hakimliğine yapılmaktadır. İtirazı; gözaltındaki kişi, eşi, avukatı, kanuni temsilcileri, 1. ve 2. derecedeki kan hısımları yapabilir.         

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, irtikap suçundan başlatılan soruşturmada maddi gerçeğe ulaşabilmek için Cumhuriyet savcısı gözetiminde bilgi ve belge toplatılıp gerekli araştırmaların yapılmasıdır.

İrtikap suçunun soruşturmasında toplanabilecek delillere; kamera kayıtları, banka hesap dökümleri, dekontlar, seri numaraları alınmış paralar, tanık ifadeleri, ses kayıtları, fotoğraf ve video görüntüsü örnek olarak verilebilir.

İrtikap suçu kapsamında yürütülen soruşturmada savcılık makamı, hakkında soruşturma başlatılan şüphelinin lehine ve aleyhine olan kanıtları toplama yükümlülüğü altındadır. Ayrıca soruşturma şüphelisi olan kişiler de her aşamada kendi lehine olan kanıtları ileri sürüp bunların toplatılmasını savcılık makamından isteyebilir.  

Toplanan bilgi ve belgelerin ceza davasında delil olarak kullanılabilmesi için hukuka uygun usullerle elde edilmiş olması gerekir. Hukuka aykırı deliller, delil toplanırken kanunlarda belirtilen usullere aykırı davranılmasıdır. Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller ceza davasında dikkate alınamaz ve ispat aracı olarak kullanılamaz. 

Örneğin Yargıtay’ın verdiği bir kararda; sanıkların GSM hatları hakkında irtikap suçundan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbirine karar verildiği, bu karar kapsamında elde edilen görüşme kayıtlarının ise CMK 135’te sayılan katalog suçlar arasında irtikap suçunun olmaması nedeniyle yasal delil olarak kabul edilemeyeceğine karar vermiştir. (Yargıtay 5.CD, E:2019/9403, K:2021/446, T:08.02.2021)

İfade ve Sorgu

İfade alma, şüphelinin soruşturma aşamasında kendisine isnat edilen suç hakkındaki açıklamalarının kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısı tarafından dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli veya sanığın kendisine itham edilen suçla ilgili açıklamalarının mahkemece dinlenilmesidir.  

İrtikap suçu çerçevesinde ifade verecek veya sorgusu yapılacak kişilere çağrı kağıdı gönderilir. Çağrı kağıdında ifade veya sorgunun yeri, zamanı ve çağrılma nedeni gösterilir. Bu çağrıya uyulmaması halinde ise zorla getirme kararı verilir.

İfade ve sorguda ilk olarak çağrılan kişinin kimlik tespiti yapılır, kişisel ve ekonomik durumuna ilişkin bilgi alınıp kişiye isnat edilen suç açıklanır. İfade veya sorguya çağrılan kişiye ayrıca sahip olduğu haklar hakkında bilgi verilir. İfade veya sorguya çağrılan kişilerin; avukat tutma, açıklama yapmama (susma hakkı) ve lehe delilleri ileri sürme gibi hakları bulunur. 

İfade ve sorgudaki yapılan açıklamaların özgür iradeye dayanması gerekir. Dolayısıyla ifade veya sorgu sırasında kötü davranışlarda bulunulması, cebir, tehdit, şiddet veya psikolojik baskı uygulanması yasaklanmıştır. Aksi durumda ifade ve sorgudaki açıklamaların yasak usullerle elde edildiği kabul edilmekte ve ceza yargılamasında hiçbir şekilde dikkate alınmamaktadır. 

İfade ve sorguda şüphelinin yaptığı açıklamalar tutanağa kaydedilmekte ve süreç bittikten sonra taraflarca imzalanmaktadır. Ancak, tutanak imzalanmadan önce dikkatlice okunmalı ve sözlü açıklamaların tutanağa doğru şekilde yazılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu süreçte mağduriyet yaşanmaması için ceza avukatlarından hukuki yardım almak faydalı olacaktır.

Adli Kontrol

Adli kontrol, şüphelinin tutuklu olarak yargılanması yerine mahkemenin belirlediği yükümlülükleri yerine getirmesi şartıyla serbest kalmasıdır. Tutuklama uygulamasının ölçüsüz olacağı kanaatine varan mahkeme şüphelinin tutuklanması yerine belirlediği denetime uyması kaydıyla onu serbest bırakabilir. 

Adli kontrol kararı çerçevesinde; belirli aralıklarla karakola imza atma, ev hapsi, yurt dışına çıkış yasağı, belirlenen yerleşim yerine gidememek veya belirli yerleşim yerinden ayrılamamak gibi yükümlülükler uygulayabilir. 

İrtikap suçunda adli kontrol kararı verilebilir. Adli kontrol kararının süresi en fazla 3 senedir. Fakat adli kontrol süresi, zorunlu hallerde gerekçesi de gösterilerek 3 sene daha uzatılabilir.

Adli kontrol kararlarına itiraz edilmesi mümkündür. Adli kontrolün ölçüsüz, haksız veya hukuka aykırı olduğunu düşünen şüpheli, eşi, avukatı veya yasal temsilcileri; kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz edebilir. İtirazlar, adli kontrol kararını veren sulh ceza hakimliğine yapılır. Hakimlik ise itiraz hakkında karar vermesi için dosyayı asliye ceza mahkemesine gönderir. 

Tutukluluk

Tutukluluk, soruşturma evresinde şüphelinin mahkeme kararıyla geçici olarak cezaevinde tutulmasıdır. Tutuklama kararının verilmesi için şu şartların bulunması gerekir:

  • Şüphelinin suçu işlediğini gösteren somut kanıtlar bulunmalı,
  • Şüphelinin kaçması, saklanması, delilleri yok etmesi ya da ortadan kaldırması gibi bir tutuklama nedeni bulunmalı,
  • Tutuklama tedbirinin somut olay bakımından ölçülü olması gerekir. 

İrtikap suçunun soruşturmasında yukarıdaki koşulların bir arada bulunması halinde tutuklama kararı verilebilir. İrtikap suçunda tutukluluk süresi en fazla 2 senedir. Fakat bu süre zorunlu durumlarda gerekçesi de belirtilerek 3 sene daha uzatılabilir.   

Tutuklama kararlarına karşı itiraz yolu açıktır. Şüpheli veya sanığın tutuklanmasından itibaren 7 gün içerisinde tutukluluğa itiraz edilebilir. İtirazı; tutuklanan kişi, eşi, avukatı ya da kanuni temsilcileri yapabilmektedir. İtirazlar tutuklama kararını veren sulh ceza hakimliğine yapılır. Hakimlik ise itirazı inceleyip karar vermesi için dosyayı asliye ceza mahkemesine gönderir.

İrtikap Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

İrtikap suçunda soruşturma sonucunda verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
  • İddianamenin Düzenlenmesi

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, kolluk görevlilerine ya da Cumhuriyet savcılığına yapılan ihbar ya da şikayetin suç teşkil etmediğinin açıkça anlaşıldığı hallerde verilen karardır.

Soruşturmaya yer olmadığı kararının ilgililere tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı olduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine itiraz edilebilir. İtirazın kabul edilmesi durumunda ise Cumhuriyet savcısı soruşturma işlemlerine başlar.  

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, ceza soruşturması sonucunda kamu davasının açılmasına yetecek kanıt bulunamaması halinde verilen karardır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı uygulamada takipsizlik kararı olarak da bilinir. Bu kararın verilmesi halinde şüpheli hakkında ceza davası açılmadan dosya kapatılır.  

Kovuşturmaya yer olmadığı kararlarına itiraz edilebilir. İtirazlar, takipsizlik kararının ilgililere tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde kararı veren Cumhuriyet savcısının bağlı bulunduğu sulh ceza hakimliğine yapılır. İtirazın kabul edilmesi halinde ise Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler ve kamu davası açar. 

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, irtikap suçu kapsamında Cumhuriyet savcısının yürüttüğü soruşturma sonucunda şüphelinin cezalandırılması gerektiği kanaatine varması halinde söz konusudur. İddianame düzenlendikten sonra mahkemeye gönderilerek şüpheli hakkında ceza davası açılır. Böylece soruşturma evresi sona erer, kovuşturma aşaması başlar. 

İrtikap Suçunun Savunması

İrtikap suçunun savunması, ceza yargılamasında kişilerin suçsuz olduğunun kanıtlanması ya da en az ceza alarak süreci atlatması için yapılmaktadır. İrtikap suçunda yapılabilecek savunmalara aşağıdaki hususlar örnek olarak verilebilir:

  • Şüpheli veya sanığın kamu görevlisi olmadığı,
  • Kişinin yarar elde etmediği, suça konu yarar veya menfaatin malın kamuya kaldığı,
  • Şüpheli veya sanığın yanlış hesaplama yapması nedeniyle mağdurdan fazla para aldığı bu nedenle suç işleme kastının bulunmadığı,
  • Hukuka aykırı usullerle delil elde edildiği bu delillerin yargılamada dikkate alınmaması gerektiği,
  • İrtikap suçuna konu olan malın değerinin az olduğu cezada indirim yapılması gerektiği,
  • Suçun vasfından yanlış değerlendirme yapıldığı,
  • Şüpheli veya sanığın lehine olan delillerin toplanmadığı,
  • Delillerin suç ispatlanması bakımından yeterli olmadığı,
  • Suçun hukuki unsurlarının yanlış değerlendirildiği, ileri sürülebilir.

İrtikap suçunda savunmalar yukarıda belirtilen örneklere dikkate alınarak yapılabilir. Fakat savunma yaparken somut olay ve koşullara en uygun savunmanın hazırlanması gereklidir. Aksi durumda ceza davası olumsuz olarak sonuçlanabilmektedir. Bu noktada kişilerin hak kaybı veya mağduriyet yaşamaması için uzman ceza avukatlarına danışmaları oldukça faydalı olacaktır.

İrtikap Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

İrtikap suçunda ceza yargılaması aşaması, Cumhuriyet savcısının yürüttüğü soruşturma sonucu düzenlediği iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlayan ve mahkemenin yargılama sonucunda verdiği kararın kesinleşmesiyle sona eren aşamadır.

İrtikap suçunda ceza yargılaması aşağıdaki aşamalardan oluşur:

  • Duruşma hazırlığı,
  • Duruşma, 
  • Delillerin Tartışılması ve Karar,
  • Kanun Yolları.  

Duruşma Hazırlığı

Duruşma hazırlığı evresi, ağır ceza mahkemesinin iddianameyi kabul etmesiyle başlayıp duruşmanın yapılmasına kadar geçen süreçtir.

Duruşma hazırlığı evresinde duruşma için yapılması gereken işlemler yerine getirilir. Bu çerçevede, mahkemenin hazırladığı duruşmaya çağrı kağıdı ve iddianame taraflara tebliğ edilir. Çağrı kağıdında duruşmanın günü ve saati belirtilir. Çağrı kağıdına uyulmaması halinde haklarında zorla getirme kararı verileceği ifade edilir. Ayrıca bu evrede, duruşmanın yapılması için diğer gerekli usul işlemleri yapılır.

Duruşma

Duruşma evresi, hazırlık aşamasında belirlenen gün ve saatte hakim, Cumhuriyet savcısı, katılan, sanık ve avukatların hazır bulunup davaya konu olayın aydınlatılmaya çalışıldığı evredir.

Duruşma gününde ilk olarak sanığın kimlik tespiti yapılır; eğitimi, ekonomik durumu ve çalışıp çalışmadığı gibi kişisel bilgileri sorulur. Ardından hakim, savcılığın düzenlediği iddianamenin kabul edildiğini belirterek duruşmayı başlatır. Sonrasında ise sanık olayla ilgili savunmasını yapar. Sanıktan sonra suçun mağduru olan katılana da söz verilerek onun da beyanı alınır. Tarafların avukatı bulunuyorsa avukatlar da açıklamalarda bulunur.   

Duruşma evresinde hakim, tarafların açıklamalarını da dikkate alarak olayla ilgili belirsizlik veya çelişki görüyorsa bunların giderilmesi için yeni delillerin toplatılmasına karar verebilir. Keşif incelemesi veya bilirkişi ataması yapabilir. Kurum ve kuruluşlardan bilgi veya belge talep edebilir. 

Delillerin Tartışılması ve Karar

Delillerin tartışılması ve karar evresi, ceza davasının başlatıldığı olayla ilgili toplanan delillerin değerlendirildiği, tartışıldığı ve bu çerçevede mahkemenin karara vardığı aşamadır. Delillerin tartışılmasından sonra savcılık makamı, sanığın suç işleyip işlemediği ve alması gereken cezanın miktarına ilişkin mütalaasını verir. Buna karşılık olarak tarafların açıklamaları ve savunmaları yapıldıktan sonra hakim hükmü açıklar.  

İrtikap Suçunda Zamanaşımı

İrtikap suçunda dava zamanaşımı süresi 15 sene; ceza zamanaşımı süresi ise 20 senedir. 

Dava zamanaşımı, failin suçu işlediği tarihten itibaren hesaplanır. Ceza zamanaşımı ise ceza yargılaması sonucunda sanığa verilen mahkumiyet hükmünün kesinleştiği ya da mahkeme hükmünün uygulanmasının herhangi bir sebeple kesintiye uğradığı tarihten itibaren hesaplanmaktadır.

İrtikap suçunun dava zamanaşımına uğraması halinde bu suç nedeniyle kamu davası açılamaz. Ayrıca, yargılama safhasında dava zamanaşımı süresinin dolması halinde de davanın düşmesine karar verilir. Ceza zamanaşımı süresinin dolması durumunda ise irtikap suçundan verilen mahkumiyet kararı yerine getirilemez. 

İrtikap Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

İrtikap suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat, 
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Adli Para Cezasına Çevirme,
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB),
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat kararı, ceza yargılaması sonucunda sanığın kendisine isnat edilen suçu işlemediği ve dolaysıyla sanığın suçsuz bulunduğunun ortaya çıkması halinde verilen karardır.

İrtikap suçu kapsamında başlatılan soruşturma ve kovuşturma sonucunda sanığın; suçu işlemediği, olayda hukuka uygunluk nedeni bulunduğu, kastı veya taksiri bulunmadığı gibi hallerde beraat kararı verilmektedir. 

Yargıtay; katılanların yanlış anlamaları sonucu fazladan bıraktıkları parayı tapu sicil müdür vekili olarak görev yapan sanığın fark ettiği ve işlem sahiplerine ulaşıp paraları iade ettiği olayda, sanığın savunmasının işlem sahibi tanıkların beyanları ile doğrulandığı ve yüklenen suçu sanığın işlediği dair kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı vermiştir. (Yargıtay 5.CD, E:2016/7617, K:2020/11066, T:12.05.2020) 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, suç oluşturan fiillerde bulunulmasına rağmen sanığın cezalandırılmasına engel olan nedenlerin bulunması nedeniyle ceza verilememesidir.

İrtikap suçundan yapılan yargılamada aşağıdaki nedenlerden birinin bulunması halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmektedir:

  • Failin akıl hastası olması,
  • Failin sağır ve dilsiz olması,
  • Suçun cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
  • Failin kusurunu ortadan kaldıran hataya düşmesi nedeniyle suçu işlemesi,
  • Failin davranışının haksızlık içeriğinin az olması. 

Mahkumiyet

Mahkumiyet kararı, ceza yargılaması sonucunda sanığın suçlu olduğunun tespit edilmesi halinde verilen karardır. 

İrtikap suçundan yapılan yargılama sonucunda sanığa mahkumiyet kararı verilmesi durumunda, kanunda belirtilen alt ve üst sınırlar dikkate alınarak hapis cezasına hükmedilir. Hapis cezasına mahkumiyetin sonucu olarak sanık hakkında hak yoksunluğuna ve müsadere gibi güvenlik tedbirlerine karar verilir.

İrtikap suçunun yargılaması sonucunda hakim hapis cezasına mahkumiyet kararına hükmederken; sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, suçun oluşmasından sonra ve dava sürecinde pişmanlığını gösteren tavır ve davranışlarını da dikkate alarak iyi hal indirimine takdiren karar verebilir. İyi hal indiriminin uygulanması halinde sanığa verilen hapis cezasında 1/6 oranında indirim yapılır.

Sanığa verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonraki 5 yıl içerisinde tekrar bir suçun işlenmesi durumunda veya kasten işlenen bir suçtan verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonra 5 yıl içerisinde yeni bir suçun işlenmesi halinde tekerrür hükümleri uygulanır.

Tekerrür hükümlerine göre ise sanığın cezası mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmektedir. Bu çerçevede, sanık cezaevinde daha fazla sürede kalmakta ve cezanın infaz edilmesinden sonra denetimli serbestlik hükümlerine göre sanık tahliye edilmektedir. 

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, sanığın kasıtlı olarak işlediği suç nedeniyle 1 yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olması halinde bu cezanın para cezasına dönüştürülmesidir.

Hapis cezasının adli para cezasına dönüştürülmesi halinde sanığın hapis cezası olarak mahkum olduğu her bir gün en az 20 TL en fazla ise 100 TL’ye çevrilir. 

Adli para cezasına çevirme için şu koşulların bulunması gereklidir:

  • Kişi hakkında kasten işlediği suç nedeniyle 1 sene veya daha az hapis cezasına karar verilmelidir.
  • Sanığın kişisel ve ekonomik durumu, tutum ve davranışları ile suçun işlenişindeki özellikler dikkate alınarak hakimde olumlu kanaat oluşmalıdır.
  • Suçun tekerrüre tabi olmaması gerekir.  

İrtikap suçunun mağdurun hatasından faydalanarak ya da denetim görevinin ihmal edilerek  işlenmesi halinde faile verilecek cezanın 1 yılın altında olması durumunda bu ceza adli para cezasına çevrilebilir. Diğer hallerde ise irtikap suçunun para cezasına dönüştürülmesi mümkün değildir. 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, ceza davası sonucunda sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünü mahkemenin belli şartlar çerçevesinde açıklamamasıdır. 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için şu şartların varlığı aranmaktadır:

  • Sanık hakkında 2 yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına karar verilmelidir. 
  • Sanığın daha önce kasıtlı olarak işlenen bir suçtan mahkumiyeti bulunmamalıdır.
  • Sanığın kişiliği, yargılama sırasındaki tavır ve davranışları dikkate alınarak bir daha suç işlemeyeceğine yönelik hakimde olumlu kanaat oluşmalıdır.
  • Sanığın işlediği suçtan dolayı mağdurda veya kamuda oluşan zararı tamamen gidermelidir.
  • Sanığın kendisi hakkında HAGB kararının uygulanabilmesini kabul etmelidir.

İrtikap suçunun; ikna suretiyle, hatadan yararlanarak ya da denetim görevinin ihmal edilmesi şeklinde işlenen hallerinde HAGB kararının verilmesi mümkündür. Bu kararın verilmesi ile sanık 5 yıllık denetime tutulur.

Denetim süresi içinde kasten bir suç işlenmezse ve mahkemenin belirlediği yükümlülüklere uyulursa geri bırakılan hüküm açıklanmaz ve davanın düşmesine karar verilir. Aksi halde, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi durumunda ya da mahkemenin yüklediği yükümlülüklere aykırı davranılması halinde açıklanması geri bırakılan mahkumiyet kararı açıklanır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına itiraz edilebilir. İtirazlar HAGB kararının öğrenilmesinden itibaren 7 gün içerisinde kararı veren mahkemeye yapılır. Mahkeme itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; itirazı kabul etmemesi durumunda ise itiraz hakkında karar verilmesi için dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderir.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, mahkemenin 2 yıl veya daha az hapis cezasına hükmettiği cezayı belli koşullar altında uygulanmasını ertelemesidir.  

Hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi halinde, sanığın mahkum olduğu hapis cezası cezaevinde infaz edilmez. Bunun yerine mahkemenin denetimi altında sanığın belirli bir süreyi cezaevi dışında iyi halli olarak kalmasıyla cezanın infaz edildiği kabul edilir.

Hapis cezasının ertelenmesine karar verilebilmesi için şu şartların bulunması gereklidir:

  • Sanık 2 yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olmalıdır. 
  • Sanığın daha önce kasten işlenen bir suç nedeniyle 3 aydan fazla hapis cezası almamış olmalıdır.
  • Sanığın yargılama sırasında pişmanlık göstermesi ve bir daha suç işlemeyeceği yönünde hakimde olumlu kanaat oluşmalıdır.
  • Hapis cezasının ertelenmesi kararı, sanığın işlediği suç nedeniyle mağdurda veya kamu oluşan zararı karşılaması şartına bağlı kılınabilir.

İrtikap suçunun; ikna yoluyla, hatadan faydalanarak ya da denetim görevini ihmal ederek işlenmesi halinde hapis cezasının ertelenmesine karar verilebilir. Bu durumda sanığın mahkum olduğu hapis cezası 1 ile 3 yıl arasında ertelenir. Ancak erteleme süresi, sanığın mahkum olduğu hapis cezasının süresinden daha az olmamaktadır.  

Hapis cezasının erteleme süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde hapis cezası yerine getirilmiş olarak kabul edilir. Aksi durumda, yani cezanın erteleme süresi içinde sanığın kasten bir suç işlemesi durumunda ertelenen ceza kısmen veya tamamen cezaevinde infaz edilir. 

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi kararı, kamu davasının sürdürülebilmesi için ya da yargılamada sanık hakkında bir hüküm kurulmasının hukuken bir sonuç meydana getirmeyeceğinin anlaşıldığı hallerde verilen karardır.

İrtikap suçunun ceza yargılaması aşamasında; dava zamanaşımı süresinin dolması, sanığın ölmesi, genel af ilan edilmesi gibi hallerde düşme kararı verilmektedir.

İrtikap Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

İrtikap suçunda istinaf ve Yargıtay süreci; ilk derece mahkemesinin yargılama sonucunda verdiği kararı yanlış, eksik veya hukuka aykırı olduğunu düşünen tarafların başvurulabileceği kanun yollarıdır.

İrtikap suçunda ilk derece mahkemesi olarak yargılamayı yapan ağır ceza mahkemesinin verdiği karara karşı istinaf kanun yoluna gidilebilir. İstinaf başvurusu, ilk derece mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılabilir. İstinaf incelemesini Bölge Adliye Mahkemesi yapmaktadır. 

Bölge Adliye Mahkemesinin bozma dışındaki kararlarına karşı, kararın açıklanmasından itibaren 15 gün içinde temyiz kanun yoluna başvuru yapılabilir. Temyiz incelemesini Yargıtay yapmaktadır. Temyiz başvurusu, kararı veren mahkemeye sözlü veya yazılı beyanda bulunmak suretiyle yapılır. 

Sonuç

İrtikap suçu, kamu görevlilerinin görevleri sırasında karşılaşabileceği ve uzun süreli hapis cezası alabileceği bir suç tipidir. Bu suçtan mahkum olunması halinde kişiler hem hapis cezası almakta hem de memuriyetten çıkartılmaktadır. Dolayısıyla irtikap suçundan yargılanan kişilerin mağduriyet yaşamaması, doğru savunmanın hazırlanabilmesi ve davanın olumlu sonuçlanabilmesi için uzman ceza avukatlarından hukuki yardım almak oldukça faydalı olacaktır.    

Telefonla Sor