Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu, Türk Ceza Kanununda Malvarlığına Karşı Suçlar bölümünde düzenlenen suç türlerinden biridir. Bu suç, daha öncesinde işlenen bir suç sonucunda elde edilen malın, el değiştirmesidir. Bu hareketlerin, kanunda suç olarak düzenlenmesi ile, kişilerin suç işleyerek haksız kazanç sağlamalarının önüne geçmek amaçlanmıştır.
İçindekiler
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçu Nedir?
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu, bir başka suç işlenmesi nedeniyle elde edilen malın, suça ortak olmayan fakat malın, suç işleme sonucunda elde edildiğini bilen başka bir kişi tarafından, malvarlığına katılmasıdır. Bu suç, TCK m. 165 hükmünde düzenlenmiştir.
TCK 165:
‘’Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı veya diğer malvarlığı değerini, bu suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır’’
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçu Nasıl Oluşur?
Suç eşyasının satılan alınması veya kabul edilmesi suçu, öncesinde işlenen bir suçta kullanılmış eşyanın satın alınması, devredilmesi, satılmasıyla veya yetkili makamların suçta kullanılan eşyadan haberdar edilmemesiyle oluşur.
Suç eşyasının, malvarlığına katılması ve bu nedenle bu suçun ortaya çıkması, 2 farklı biçimde mümkündür: Suç eşyasının satın alınması, devredilmesi, satılması veya kabul edilmesi ve malın suç eşyası olduğunun öğrenilmesi ancak bilgi verilmemesi.
Suç Eşyasının Satın Alınması, Devredilmesi, Satılması veya Kabul Edilmesi
Bu suç, daha önceden işlenen bir suç nedeniyle elde edilen eşyanın, başka kimselere satılması, devredilmesi veya bu eşyaların satın alınması halinde oluşur. Bu eylemlerin suç teşkil edebilmesi için, söz konusu eşyaların suç eşyası olduğunun fail tarafından bilinmesi ve eşyanın, maddi değerinin bulunması gerekmektedir.
Satma eyleminde, failin haksız bir maddi kazanç elde etmesi, satın alma karşılığında ise bedel ödemek suretiyle suç eşyasını sahiplenmesi söz konusudur.
Yargıtay kararlarına göre, bu eylemler nedeniyle yapılan yargılama esnasında elde edilen delillerin yanı sıra, aşağıda belirtilen kriterler de suçun oluşup oluşmadığı konusunda etkilidir:
- Satın alınan eşyanın piyasa değeri fiyatından çok düşük olması,
- Suç eşyasında isim soyisim yazması,
- Suç eşyasının gece vakti satılması,
- Suç eşyasının şehir merkezinden çok uzak ücra yerlerde satılması,
- Suç eşyasını satan kişinin ekonomik durumunun kötü olduğunun fail tarafından bilinmesi ancak o satıcıdan değeri yüksek ürünler satın alınması.
Yargıtay bir kararında, piyasa değeri 800 TL olan bir motosikletin 350 TL’ye satın alınması halini, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi şeklinde değerlendirmiştir. (Yargıtay 13. CD., 2015/17703 E., 2016/2238 K.)
Başka bir kararda, tamirhanede çalışan kişilerin, arkadaşlarının getirdiği motosikletleri parçalaması ve bu parçaları satarak kazanç elde etmesi eylemine hırsızlık suçundan değil, suç eşyasının satılması suçundan hüküm verilmiştir. (Yargıtay 2. CD., 2013/31876 E., 2014/23841 K.)
Suçun kabul etme şeklinde işlenebilmesi için, suç eşyasının bedelsiz olarak malvarlığına katılması gerekir. Suç eşyasının faile bağışlanması, hediye edilmesi, miras bırakılması halinde, fail bu suçu, kabul etme eylemi ile işlemiş olacaktır. Kabul etme eyleminin suç oluşturabilmesi için, failin bu eşyanın suç eşyası olduğunu bilmesi gerekir.
Örneğin, failin, hırsız sevgilisi A, failin doğum gününde, ona çaldığı ayakkabıları getirmiş ve ‘’Bunları senin için en sevdiğin markadan çaldım.’’ diyerek hediyeyi vermiştir. Bu durumda hediyeyi kabul eden fail, bu suçu işlemiş olacaktır. Ancak failin sevgilisi, bu ayakkabıları çaldığını değil de çalışıp biriktirdiği paralarla aldığını söylerse bu durumda, hediyeyi kabul eden kişinin eylemi suç teşkil etmeyecektir.
Malın Suç Eşyası Olduğunun Öğrenilmesi Ancak Bilgi Verilmemesi
Satın alma, kabul etme, devralma gibi hukuki ilişkilere dayanarak malvarlığına katılan eşyanın, suç eşyası olduğunun öğrenilmesi ancak yetkili makamlara ihbarda bulunulmaması halinde, suç eşyası hakkında bilgi vermeme suçu ortaya çıkacaktır. Bu suç TCK m. 166’da düzenlenmiştir.
TCK m. 166:
‘’Bir hukuki ilişkiye dayalı olarak elde ettiği eşyanın, esasında suç işlemek suretiyle veya suç işlemek dolayısıyla elde edildiğini öğrenmesine rağmen, suçu takibe yetkili makamlara vakit geçirmeksizin bildirimde bulunmayan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.’’
Örneğin, Gecekonduda oturan Ayşe, kocası Ahmet’in kendisi için getirmiş olduğu ve kendi alın teriyle aldığını söylediği hediye yüzüğü çok beğenmiştir. Ayşe, yüzüğü incelerken yüzüğün üstünde Selma & Hüseyin yazdığını görür. Ve Ayşe yüzüğün, kocası tarafından çalınmış olduğunu anlar. Bu aşamada, Ayşe’nin bu eşyanın başka bir suç karşılığı elde edilmiş bir mal olduğunu yetkili makamlara bildirmesi gerekir. Aksi takdirde Ayşe hakkında, 6 aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçu Cezası
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu cezası, 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 10.000 güne kadar adli para cezasıdır.
Hakim, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi halinde kanunda belirtilen sınırlar dahilinde kalmak kaydıyla hem hapis cezasına hem de adli para cezasına beraber hükmeder. Bu sınırlar içinde, hapis cezası ve adli para cezasının miktarı failin, ekonomik durumu, suçun işleniş şekli, ortaya çıkan zarar göre takdir olunur.
Yargıtay 2. Ceza Dairesi, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu bakımından hapis ve adli para cezası yaptırımlarının ikisinin birlikte öngörülmesine karşın, sanıkların, sadece hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesini hukuka aykırı bulmuştur. (Yargıtay 2. CD., 2014/24156 E., 2016/4069 K.)
Bu suçun, elde edilen malın suç eşyası olduğunu sonradan öğrenme ancak bilgi vermeme şeklinde işlenmesi halinde verilecek ceza, 6 aya kadar hapis veya adli para cezasıdır.
Hakim, elde edilen malın suç eşyası olmasına rağmen yetkili makamlara bilgi verilmemesi halinde sadece hapis cezası veya sadece adli para cezasına hükmedebilir. İki cezaya aynı anda hükmedemez.
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunun Cezayı Azaltan Nitelikli Hali ve Cezası
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun bazı kişilere karşı işlenmesi halinde ceza verilmez yahut verilecek olan ceza azaltılır. Bu cezasızlık ve indirim halleri, TCK m. 167 hükmünde düzenlenmiştir:
TCK 167:
“… bu bölümde yer alan suçların;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.“
Ceza Verilmeyecek Durumlar
Suç eşyanın satın alınması veya kabul edilmesi suçu, aşağıda sıralanan kişilerin zararına karşı işlenirse, bu durumda fail hakkında cezaya hükmolunmaz:
- Ayrılık kararı verilmemiş eşlerden biri,
- Üstsoy, altsoy veya bu derece kayın hısımlarından biri,
- Evlat edinen,
- Evlatlık,
- Aynı evde beraber yaşayan kardeşlerden biri.
Cezada Yarı Oranında İndirim Yapılacak Durumlar
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun aşağıda sayılan kişilerin zararına işlenmesi durumunda ise, fail hakkında hükmolunacak cezada yarı oranında indirim yapılır:
- Ayrılık kararı verilmiş eşlerden biri,
- Aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden biri,
- Aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, yeğen, veya ikinci derecede kayın hısımları.
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, failin suçu tamamladıktan sonra, suçu işlemesinden dolayı pişmanlık duyması ve işlediği suçun sonuçlarını ortadan kaldırmaya çalışmasıdır. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu bakımından etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz.
Yargıtay 6. Ceza dairesi de vermiş olduğu bir kararında, TCK m. 168 hükmündeki suçların sınırlı sayıda olduğu, bu hüküm içerisinde suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun sayılmadığı gerekçesiyle, bu suç bakımından etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını açıklamıştır. (Yargıtay 6. CD., 2021/3815 E., 2021/20353 K.)
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunda Teşebbüs, İştirak, İçtima
Teşebbüs, suçun, failin elinde olmayan nedenlerden dolayı yarım kalması, tamamlanamamasıdır. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunda teşebbüs mümkündür.
Örneğin, yağma suçundan elde edilmiş malların olduğu bir tezgahta ürünlere göz gezdiren ve elinde satın almak için 4 adet ürün bulunduran kişinin, polis tarafından yakalanması halinde suç, teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır.
İştirak, suçun işlenişine birden fazla kişinin katılması ve suçun ortak işlenmesidir. İştirak hükümleri suç işlemeye azmettirme, suç işlemeye yardım etme hallerinde uygulanır.
Örneğin, Mehmet, arkadaşı Ahmet’in bilgisayar ihtiyacı üzerine Ahmet’i, suç eşyalarının satılması ile meşhur olan ikinci el pazara götürmesi ve ‘’O kadar para vermeye ne gerek var, yarı fiyatına al bu çalıntı mallardan’’ demesi üzerine bilgisayarı alan Ahmet ve onu bu suçu işlemeye azmettiren Mehmet, iştirak hükümleri uyarınca suçtan sorumlu olurlar.
İçtima, failin değişik zamanlarda aynı suçu birden fazla kez işlemesidir. Bu durumda faile, tek suçtan ceza verilir ancak verilecek olan cezanın miktarı, ¼ ile ¾ arasında artırılır.
Yargıtay, sanığın, normalde şikayetçiye ait olan ancak suç konusu edilmiş bakır kablolarını, başka bir kimseden çalıntı olduğunu bilerek alması halinde içtima hükümleri kapsamında sanığa, tek ceza verilmesi, cezasının da artırılması gerektiği yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 13. CD., 2011/19361 E., 2013/1024 K.)
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunun Soruşturma Aşaması
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun soruşturma aşaması, suç şüphesinin öğrenilmesi ile başlayıp olaya ilişkin hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabulü ile sona eren bir süreçtir Soruşturma aşamasında yapılması gereken işlemler şunlardır:
- Şikayet – ihbar
- Gözaltı
- Delillerin toplanması
- İfade ve Sorgu
- Uzlaşma
- Adli Kontrol
- Tutukluluk
Şikayet – İhbar
Şikayet, suçtan dolayı mağdur olan veya zarar gören kişinin, kendisine karşı meydana getirilen haksız eylemi, kolluk kuvvetlerine yahut savcılık makamına iletmesidir.
İhbar ise, suç ile bir ilgisi olmamasına karşılık suça duyu organlarıyla tanık olmuş herhangi bir kimsenin, ilgili olayı kolluk kuvvetlerine veya savcılık makamına bildirmesidir. Şikayet ve ihbar soruşturma aşamasının başlangıç işlemini oluşturur.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunda, soruşturmaya başlanabilmesi için şikayetin varlığı şart değildir. Şikayet olmasa dahi, yetkili makamlar tarafından suç şüphesinin öğrenilmesi ile soruşturma aşaması başlar.
Gözaltı
Gözaltı, soruşturması yapılan suç ile ilgili şüpheli sıfatı altındaki kişinin, soruşturma işlemlerini daha hızlı gerçekleştirebilmek amacıyla savcı kararı ile, kolluk kuvvetleri tarafından nezarethanede tutulmasıdır.
Gözaltı süresi, yakalama anından itibaren 24 saattir. Gözaltına alınan kişinin en yakın mahkemeye gönderilmesi için geçen süre, bu 24 saatlik süreye dahil değildir. Toplu olarak işlenen suçlarda Cumhuriyet savcısı gözaltı süresini, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılması emri verebilir.
Yapılan gözaltının haksız olduğu düşünülüyorsa yahut belirtilen sürelerin geçmesine rağmen şüphelinin hala gözaltında tutulduğu belirlenmişse gözaltı kararına karşı itiraz edilebilir. Suç şüphelisi, şüphelinin eşi, avukatı, kanuni temsilcisi, annesi, babası, torunu, büyükannesi, büyükbabası gibi kan hısımları, sulh ceza hakimliğine itirazda bulunabilir.
Delillerin Toplanması
Suç şüphesinin öğrenilmesi ile savcı, ilgili olaya ilişkin delil toplar. Deliller toplanırken şüphelinin sadece aleyhine olan değil lehine olan delillerin de toplanması gerekmektedir. Eğer şüpheli, yalnızca aleyhine olan delillerin toplandığı iddiasındaysa yargılamanın her aşamasında delil toplanmasını talep edebilir.
Olayı aydınlatacağı düşünülen bulguların toplanması sırasında, hukuka aykırı biçimde hareket edilmemelidir.
Örneğin, şüpheliye işkence etmek suretiyle suç eşyasını satın aldığını söyletmek, her ne kadar suçun yargılaması için hayati önem ifade etse de bu delil hukuka uygun olarak elde edilmediğinden hüküm kurulurken dikkate alınmayacaktır.
İfade ve Sorgu
İfade ve sorgu, yetkili makamların, suç şüphelisinin olaya ilişkin beyanlarını dinlemesidir. İfade aşamasında şüpheli kolluk kuvvetleri veya savcılık tarafından dinlenirken; sorgu aşamasında şüpheli, mahkeme veya hakim tarafından dinlenir.
İfade sürecinde öncelikle şüpheliye, bir çağrı kağıdı gönderilir ve ifadesinin alınacağı yer ve saat belirtilir. Çağrı, telefon, faks, mail yoluyla da yapılabilir. Şüpheli bu çağrıya uymazsa ve belirtilen yerde belirtilen saatte bulunmazsa hakkında zorla getirme kararı çıkartılır ve şüphelinin neden olduğu masraflar, kendisine ceza olarak yükletilir.
İfade vermek için gelen şüphelinin kimlik bilgileri doğrulanır, eğitim ve ekonomik durumuna ilişkin sorular sorulur. Sonrasında şüpheliye, hangi suç isnadı ile ifade vereceği anlatılır ve bu süreçte sahip olduğu haklar öğretilir. Şüpheli bu aşamada, avukattan yararlanma, delil toplanmasını isteme, yakınlarına haber verme ve ifade vermeme yani susma hakkına sahiptir.
İfade süreci, soru cevap şeklinde ilerler ve şüphelinin vermiş olduğu tüm cevaplar tutanağa kaydedilir. Şüphelinin verdiği cevapların özgür iradesine dayanması gerekir. İfade alma sırasında ortamda bulunan hiçbir görevli, şüphelinin sözünü kesmek yahut söylediklerini düzeltmek suretiyle şüpheliye müdahalede bulunamaz.
Şüpheli isterse kimlik bilgilerini açıkladıktan sonra ifade vermeyebilir. Böyle bir durumda şüpheliye, işkence yapılması, ilaç verilmesi, fiziksel şiddete maruz bırakılması suretiyle şüphelinin ifadesinin alınmaya çalışılması yasak usul kapsamına girer ve şüphelinin, bu baskılar altında verdiği cevaplar hüküm kurulurken dikkate alınmaz.
İfade sırasında şüphelinin verdiği tüm cevaplar, tutanağa geçirilir ve süreç sonunda tutanak görevli ve şüpheli tarafından imzalanır. Şüpheli, tutanağı imzalamadan önce dikkatlice okumalıdır. Eğer şüpheli, tutanakta söylemediği bir hususun yazıldığını yahut söylediklerinin yanlış yazıldığını fark ederse tutanağı imzalamaz ve neden imzalanmadığı açıkça belirtilir.
İfade ve sorgu süreci, dikkat ve özen isteyen, psikolojik olarak yoran süreçlerdir. Şüphelinin, suç isnadı ile yetkili makamlar tarafından çağrılması gibi sebeplerden dolayı sağlıklı bir irade beyanında bulunması oldukça güçtür. Bu nedenle sürecin, isnat edilen suçu tüm yönleriyle bilen bir ceza avukatı aracılığıyla yürütülmesi faydalı olacaktır.
Uzlaşma
Uzlaşma, suçun şüphelisi ile suç mağduru veya suçtan zarar görenin, görevlendirilmiş bir uzlaştırmacı aracılığıyla bir araya getirilmesi ve ortak noktada buluşmaları suretiyle suç şüphesi ile ilgili yargılama aşamasına geçilmesinin engellenmesidir.
Kural olarak, şikayete tabi suçlar uzlaşma hükümlerine tabidir. Ancak, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu ve bilgi vermeme suçu, şikayete bağlı bir suç olmamasına karşın uzlaşma hükümlerine tabidir.
Uzlaşma, ilgili dosyanın uzlaşma bürosuna gönderilmesi ile başlar. Burada dosya ile görevlendirilen uzlaştırmacı, taraflara olay ile ilgili uzlaşma teklifinde bulunur. Taraflar, 3 gün içinde bu teklife cevap vermezse uzlaşma teklifini reddetmiş sayılırlar. Teklifi kabul eden taraflar da uzlaşma sağlanana kadar geçen her aşamada bu kabulden vazgeçebilirler. Uzlaşmanın sağlanamaması halinde tekrar bu yola başvurulamaz.
Uzlaştırmacı, dosyanın kendisine verilmesinden itibaren 30 gün içinde uzlaştırma işlemlerini tamamlamalıdır. Eğer tamamlayamazsa bu süre, her defasında 20 günü geçmemek üzere 2 defa uzatılabilir. Yani, uzlaştırma sürecinin en geç 70 gün içinde tamamlanması şarttır.
Adli Kontrol
Adli kontrol, soruşturma aşamasında yapılan incelemeler sonucunda tutuklama nedenlerinin ortaya çıkması halinde, şüphelinin özgürlüğünü kısıtlamamak adına, şüpheli hakkında başkaca tedbirler alınmasıdır. Adli kontrol kararı ile şüpheli, belirli yükümlülükler ile denetlenmek karşılığında özgür bırakılmış olur.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunda adli kontrol kararı verilebilmesi mümkündür. Alınabilecek adli kontrol tedbirlerine; şüpheliye elektronik kelepçe takılması, şüphelinin yurtdışına çıkmasının yasaklanması, belirli yerlere (örneğin ikinci el pazarlara) gitmesinin yasaklanması örnek olarak verilebilir.
Adli kontrol tedbirlerinin şüphelinin kısıtlanması bakımından yeterli olması ve bu yükümlülüklere failin de uyması halinde şüpheli hakkında tutuklama kararı verilemez. Ancak, verilen adli kontrol şartını bilerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında derhal tutuklama kararı verilebilir.
Adli kontrol süresi, en çok 2 yıldır. Zorunlu hallerde gerekçe gösterilerek 1 yıl daha uzatılabilir.
Adli kontrol kararına itiraz mümkündür. İtiraz, şüpheli/sanık, eşi, avukatı ve yasal temsilcisi tarafından kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde adli kontrol kararı veren makama yani sulh ceza hakimliğine karşı yapılır.
Tutukluluk
Tutukluluk, yapılan incelemeler sonucunda yeterli ve ciddi bir suç şüphesinin bulunması halinde şüphelinin özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Tutuklama kararı sanığın kaç şüphesinin olması, suça ilişkin delilleri saklama girişiminde bulunması yahut suçun mağduruna karşı baskı yapması hallerinde verilebilir.
CMK m. 100/4 gereği hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. Bu hüküm gereğince:
- Suç eşyasını satın alan, satan, devreden veya kabul eden kişiler hakkında tutuklama kararı verilebilir.
- Malın, suç eşyası olduğunu sonradan öğrenen ancak yetkili makamlara bilgi vermeyen kişiler hakkında tutuklama kararı verilemez.
Tutukluluk süresi, soruşturma aşamasında 6 ayı, yargılama sürecinde ise 1 yılı geçemez. Ancak gerekli görüldüğü takdirde en fazla 6 ay daha uzatılabilir.
Tutukluluk kararının hukuka aykırı olduğu yahut tutukluluk süresinin dolmasına rağmen şüphelinin özgürlüğünün kısıtlanmaya devam edildiğini düşünen taraf, bu karara karşı itiraz edebilir. İtiraz, kararın verildiği günün ertesi gününden itibaren 7 gün içinde tutuklama kararı veren merciiye yapılır.
12 yaşından büyük, 15 yaşından küçük çocukların, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçun işlemesi halinde, tutuklama süresi yarı oranında uygulanacaktır. 15 yaşından büyük, 18 yaşından küçük çocuklar açısından ise 2/3 oranında uygulanır.
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun soruşturması sonucunda verilebilecek 3 farklı karar vardır. Bunlar:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
- İddianamenin düzenlenmesi.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, savcılığa gelen şikayet veya ihbar konusu eylemlerin suç oluşturmadığının açıkça anlaşılması yahut gelen ihbar veya şikayetin genel ve soyut nitelikte olması halinde verilen bir karardır.
Örneğin, A ve B kapı komşusudur ve yaşadıkları apartmanın üst katında 1 gün önce, silahla yaralama suçu işlenmiştir. B kişisi, sabah evden çıkarken yaralama suçu işleyen kişinin A kişisine silah verdiğini A kişisinin de bunun karşılığında para verdiğini görmüş, bunun üzerine A kişisi hakkında, suç eşyasını satın alma suçu işlediği iddiasıyla şikayetçi olmuştur. Ancak A kişisinin satın aldığı tabanca oyuncaktır ve oğlu için bu oyuncağı satın almıştır. Bu durumda B’nin şikayeti hakkında soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine yapılabilir.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, yapılan soruşturma sonucunda, ilgili olay hakkında dava açmaya yetecek elverişlilikte şüpheli delil elde edilememesi halinde verilen bir karardır.
Kovuşturamaya yer olmadığı kararına karşı itiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine yapılabilir.
İddianamenin Düzenlenmesi
Yapılan soruşturma işlemleri sonucunda, dosyada belirtilen eylemlerin suç oluşturduğuna, bu suçun da, şüpheli kişi tarafından işlendiğine dair yeterli delil bulunmaktaysa bu durumda savcı, ilgili olay hakkında yapılan bütün işlemleri de içeren bir iddianame düzenler ve kamu davası açar. Bu iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile, soruşturma aşaması sona erer, kovuşturma aşamasına geçilir.
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunun Savunması
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun yargılamasında isnat edilen suç ile ilgili, suçsuzluğun kanıtlanabilmesi için mutlaka savunma yapılmalıdır. Savunma yapma hakkı Anayasada düzenlenmiştir ve adil yargılanma hakkının bir sonucudur. Savunma hakkı, kimse tarafından kaldırılamaz ve kısıtlanamaz.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun savunmasında ileri sürülebilecek bazı savunmalar şunlardır:
- Satın alınan eşyanın suç eşyası olduğunun bilinmediği,
- Suç eşyasının, şüphelinin çantasına haberi olmadan konulduğu yani kendi iradesi ile eşyayı kabul etmediği,
- Şüpheli hakkında sadece aleyhe delillerin toplandığı lehe delillerin dikkate alınmadığı,
- Suçun vasfının ve unsurunun yanlış değerlendirildiği,
- İfade verme aşamasında sanığa fiziksel şiddet uygulandığı ve bunun doktor raporuyla belgelendiği,
- Şüphelinin avukattan yararlanmak istediği ancak bu talebinin reddedildiği,
- Şüphelinin daha öncesinde kasıtlı bir suç işlemediği ve suça meyilli bir yapısının olmadığı.
Bu suç bakımından savunma hakkı çok önemlidir. Örneğin, suç eşyasının sanık tarafından halka açık bir pazardan alınması halinde mahkemenin, sanığın bu malın suç eşyası olduğunu bilme ihtimalinin düşük olmasından hareketle, beraat kararı verme ihtimali oldukça yüksekken, aynı malın sokaktan geçen herhangi bir kişiden satın alınması konusunda mahkeme, sanığın, bu malın suç eşyası olduğunu bilebileceği ihtimali üzerinde durarak mahkumiyet kararı verebilir.
Savunma hakkı, her suç ve olay bakımından suçun özelliklerine, işleniş şekline, kim tarafından ve kimlere karşı işlendiğine yönelik olarak değişkenlik göstermektedir. Hukuki ilkeler çerçevesinde etkin bir savunma yapılabilmesi için hem olaya hem de suça ilişkin detaylara hakim olunmalıdır. Bu nedenle savunma aşamasında, şüphelinin yanında bir ceza avukatının bulunması faydalı olacaktır.
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Soruşturma evresinde savcı tarafından düzenlenen iddianamenin mahkeme tarafından usulüne uygun bulunması ve kabul edilmesi ile başlayıp mahkeme tarafından kesin hüküm verilmesi ile sona eren sürece ceza yargılaması bir diğer adıyla kovuşturma aşaması denilir.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunda yargılama, genel hükümlere göre yapılır. Öncelikle taraflar, duruşmaya davet edilir. Bu duruşma davetiyesinde tarafların duruşmasının görüleceği mahkeme salonu ve saat yer alır.
Duruşma aşamasında mağdurun savunması, sanığın şikayeti ve tarafların varsa avukatlarının açıklamaları dinlenir. Taraflar, tanık göstermişlerse olay ile ilgili duruşmada hazır bulunan tanıklar da dinlenir.
Hakim, yargılama sürecinin gidişatına göre yeni delil toplanmasına, başka kurumlardan belge talep edilmesine, aydınlatılması gereken hususlar hakkında bilirkişi raporunun düzenlenmesine ve keşif yapılmasına karar verebilir. Bütün bu işlemler sonucunda elde edilen deliller, yapılan savunmalar dikkate alınarak sanık hakkında kesin hüküm verilir.
Suç eşyasının bildirilmemesi şeklinde işlenmesi halinde hakim basit yargılama usulünün uygulanmasını da tercih edebilir. Bu durumda dava, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden yürütülür. Suça ilişkin savunmalar, yazılı olarak dosyaya eklenir ve diğer tanık beyanları dahil diğer tüm deliller dosyaya eklenir. Basit yargılama usulünün sonucunda verilen karara karşı itiraz imkanı bulunmaktadır.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunda yetkili ve görevli mahkeme suçun işlendiği yer Asliye Ceza Mahkemesidir.
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunda Zamanaşımı
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunda dava zamanaşımı süresi suçun işlendiği andan itibaren 8 yıl, ceza zamanaşımı ise suçun kesinleşmesinden itibaren 10 yıldır.
Zamanaşımı süreleri fiili işlediği sırada 12 -15 yaş aralığında olan çocuklar için ½; 15- 18 yaş aralığında olan çocuklar için ise ⅔ oranında uygulanır.
Dava zamanaşımı süresinin geçmesi ile kamu davası açılamaz, eğer açılmışsa bu dava düşer ve verilen cezalar bütün neticeleri ile ortadan kalkar. Ceza zamanaşımı süresinin geçmesi ile olayla ilgili kamu davası açılabilir ancak, bu dava sonucunda verilen hapis cezası infaz edilemez.
Yargıtay, 15-18 yaş aralığında olan çocuğun hırsızlık suçuna konu olmuş bir telefonu satın alması halinde suç eşyasını satın alma suçunun oluştuğuna ancak 5 yıl 4 aylık dava zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın düşmesine karar vermiştir. (Yargıtay 2. CD., 2020/16318 E., 2021/19187 K.)
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun yargılama aşaması sonunda, elde edilen delillere ve olayı niteliklerine göre mahkemenin verebileceği birden fazla farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:
- Beraat
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
- Mahkumiyet
- Adli Para Cezasına Çevirme
- Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
- Cezanın Ertelenmesi
- Davanın Düşmesi
Beraat
Beraat, yapılan yargılama sonucunda elde edilen delillerin incelenmesi ile sanığın, isnat edilen suç bakımından masum olduğuna ilişkin verilen karardır.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunda yargılama konusu eylemin suç oluşturmadığı, oluşan suçun sanık tarafından işlendiğinin kesin delillerle ispatlanamadığı yahut suçun işlenmesinde sanığın kusurunun olmadığı durumlarda, beraat kararı verilecektir.
Yargıtay, sanığın, sahibinden.com adresinde üyeliği olduğu için, çay ocağından tanıdığı Y.D. isimli şahsın eşyalarını satmak amacıyla sanığın hesabını kullanmak istemesi üzerine, hesaba yüklenen eşyaların çalıntı mallar olduğu olayda, bu eşyaların çalıntı mallar olduğunu bilmeyen sanık hakkında, beraat kararı vermiştir. (Yargıtay 6. CD., 2021/3358 E., 2021/19454 K.)
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Yapılan soruşturma sonucunda eylemlerin suç teşkil ettiği ve sanık tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edilmesine karşın sanığın sahip olduğu birtakım özel nedenlerden dolayı, sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun yargılaması sonucunda da sanığın akıl hastası olması, yaşının küçük olması, satın alma eylemini cebir ve tehdit altında işlemesi halinde sanık hakkında bu karar verilecektir.
Mahkumiyet
Soruşturma ve kovuşturma aşamasında toplanan deliller, alınan savunmalar, bilirkişi raporları, keşifler ve savcı mütalaası sonucunda eylemlerin suç oluşturduğu ve bu eylemlerin, sanık tarafından gerçekleştiği konusu, şüpheye yer verilmeyecek biçimde ortaya konuluyorsa bu durumda mahkeme, sanık hakkında ilgili suçtan dolayı mahkumiyet kararı verir.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun yargılaması sonucunda hakim, mahkumiyet kararı verme doğrultusunda hapis ve adli para cezasına hükmeder, ayrıca gerekli görürse güvenlik tedbirleri uygulanması yönünde karar da alır.
Örneğin, hakim, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan dolayı sanığa 2 yıl 5 ay hapis cezasına, 710 gün adli para cezasına ve velayet hakkından yoksun bırakılmasına karar verebilir.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan dolayı mahkumiyeti kesinleşen sanık, 3 yıl içerisinde kasıtlı olarak başka bir suç işlerse bu durumda sanığa verilen mahkumiyet süresi artırılır. Bu artırıma tekerrür denilmektedir.
Hakim, ilgili suçtan dolayı hapis cezasına karar verilen sanığın geçmişini, sosyal ilişkilerini, eğitim ve mesleki hayatını, suçu işlemesinden dolayı duyduğu pişmanlığı, suçtan zarar görenlerin zararını karşılamayı kabul etmesini göz önünde bulundurarak hapis cezasının ⅙ kadarının indirilmesine karar verebilir. Hakimin uyguladığı bu indirime, ‘iyi hal indirimi’ denir.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, yargılama sonunda sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının adli para cezası şeklinde infaz edilmesine ilişkin karardır. Adli para cezasına çevirme, yalnızca 1 yıl ve daha az süreli hapis cezalarında mümkün olur.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunda eşyayı satan, devreden, satın alan ya da kabul eden kişi hakkında verilecek ceza hem hapis hem de adli para cezasıdır. Hükmedilecek hapis cezasının 1 yılın altında olması halinde, bu ceza da adli para cezasına çevrilebilecektir.
Malın suç eşyası olduğunun bilinmemesine rağmen alınması, sonrasında bu malın, suç eşyası olduğunun öğrenilmesi ancak bu durumun yetkili makamlara bildirilmemesi durumunda hükmolunacak ceza, 6 aya kadar hapis veya adli para cezasıdır. Hakimin adli para cezasını seçmeyerek hapis cezası vermesi halinde, bu hapis cezası, adli para cezasına çevrilemez.
Adli para cezasının miktarı, kanunda belirtilen sınır varsa o sınırı aşmamak, sınır yoksa 5 – 730 gün arasında kalmak kaydıyla verilir. Belirlenen gün sayısı, failin ekonomik hali göz önünde bulundurularak en az 20 en fazla 100 TL ile çarpılır ve adli para cezası tespit olunur.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında belirlenen cezanın, sanığın belirli şartlara sahip olması halinde, 5 yıl süre ile açıklanmasının ertelenmesidir. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan dolayı verilen cezaların bazıları geri bırakılabilirken bazıları bırakılamaz.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması için, faile verilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması, sanığın daha öncesinde kasıtlı bir suçtan dolayı mahkumiyet kararı almamış olması, mahkeme tarafından sanık hakkında tekrardan suç işlemeyeceği konusunda kanaatin oluşması ve mahkemenin HAGB teklifini, sanığın kabul etmesi gerekir.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunda eşyayı satan, devreden, satın alan ya da kabul eden kişi hakkında verilecek ceza 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu eylemler nedeniyle verilecek ceza ancak 1 yıldan 2 yıla kadar ise, HAGB kararı verilebilir.
Malın suç eşyası olduğunun bilinmemesine rağmen satın alınması, sonrasında bu malın, suç eşyası olduğunun öğrenilmesi ancak bu durumun yetkili makamlara bildirilmemesi durumunda hükmolunacak cezanın üst sınırı 6 ay olduğundan tüm durumlarda, HAGB kararı verilebilir.
Hakkında HAGB kararı verilen fail, 5 yıl boyunca denetime tabi tutulur. Bu 5 yıl içinde kasıtlı olarak bir suç işlemezse cezası infaz edilmiş sayılır. Bu karara karşı, 7 gün içinde kararı veren mahkemeye itiraz edilebilir. İtiraz, yetkili makama sunulan dilekçe ile yahut zabıt katibine bulunulan beyan ile yapılır.
Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi, sanığa verilecek ve cezaevinde infaz edilecek olan hapis cezasının belirli koşullara bağlı olarak infazının ertelenmesidir. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan dolayı verilen hapis cezası bazı hallerde ertelenebilirken bazı hallerde ertelenemez.
Hükmedilen hapis cezaları, sanığa verilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az olması, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla mahkumiyet almamış olması, sanığın başka bir suç işlemeyeceği yönünde mahkeme tarafından kanaat oluşması halinde ertelenebilir.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunda eşyayı satan, devreden, satın alan ya da kabul eden kişi hakkında verilecek ceza 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu eylemler nedeniyle verilecek ceza ancak 1 yıldan 2 yıla kadar ise ertelenebilir.
Malın suç eşyası olduğunun bilinmemesine rağmen satın alınması, sonrasında bu malın, suç eşyası olduğunun öğrenilmesi ancak bu durumun yetkili makamlara bildirilmemesi durumunda hükmolunacak cezanın üst sınırı 6 ay olduğundan cezanın ertelenmesi mümkündür.
Cezası ertelenen fail hakkında 1 yıldan az 3 yıldan fazla olmamak üzere bir denetim süresi belirlenir. Bu denetim süresi içerisinde fail, kasıtlı bir suç işlemez ve kendisine verilen yükümlülükleri yerine getirirse bu durumda faile verilen ceza infaz edilmiş olunur.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, yargılamanın devam etmesinin veya ilgili suçtan dolayı ceza verilmesinin taraflar ve dosya bakımından hukuki bir sonuç ifade etmeyeceği durumlarda verilen bir karardır. Sanığın ölmesi, davanın zamanaşımına uğraması, suçun genel af kapsamına alınması gibi durumlarda dava düşer ve yargılama, sanık hakkında cezaya hükmolunmadan bitirilir.
DİKKAT: Şüphelinin ölümü, ceza zamanaşımı süresinin dolması, suça ilişkin özel af uygulanması halinde dava düşmez. Çünkü bu hallerde dava zaten sona ermiş, cezanın infazı aşamasına geçilmiştir. Sona eren bir yargılama hakkında, davanın düşmesi kararı verilemez.
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan dolayı istinafa başvurulabilir ancak temyize başvurulamaz.
Asliye ceza mahkemesi tarafından verilen hükmün yanlış veya eksik olduğunu düşünen taraf, bu kararın incelenmesi için istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe yahut zabıt katibine bulunulan sözlü beyan ile yapılır. Başvurunun, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içerisinde yapılması gerekir. 7 gün içinde istinafa başvurulmazsa mahkemenin suça yönelik kararı kesinleşir.
Temyiz yoluna, istinafta verilen kararın yanlış olduğu düşünülüyorsa gidilebilir. Temyiz yoluna ancak, hapis cezasının üst sınırı 5 yıl ve daha fazla olan suçlar bakımından gidilebilir. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunda verilecek olan hapis cezasının üst sınırı 3 yıl olduğu için bu suç bakımından temyiz yoluna gidilemez.
DİKKAT: Suç eşyasını bildirmeme suçuna ilişkin olarak yapılan yargılamada hakim, basit yargılama usulünü uygulanmasına hükmederse bu karara karşı itiraz yoluna başvuru yapılmalıdır. İtiraz, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin bağlı bulunduğu ağır ceza mahkemesine yapılmaktadır
Sonuç
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu, hapis cezası ve adli para cezası gerektiren ciddi bir suçtur. Bu suçun, belirli kişilere karşı işlenmesi halinde ceza verilmeyebilir yahut verilecek olan cezada indirime gidilebilir. Bu nedenle, bu suçun yargılama sürecini suçun tüm yönlerini bilen bir ceza avukatı aracılığıyla takip etmek faydalı olacaktır.