Çocukların Cinsel İstismarı Suçu ve Cezası
Çocukların cinsel istismarı suçu, Türk Ceza Kanununda Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar bölümünde düzenlenmiştir. Cinsel istismar suçu, failin cinsellik içeren eylem ve amaçlarıyla çocukları cinsel tatmin için kötüye kullanmasıdır. Bu eylemlerin suç olarak düzenlenmesi ile çocukların cinsel dokunulmazlığının yanı sıra ayrıca ruh ve beden sağlıkları korunmaya çalışılmıştır.
İçindekiler
Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Nedir?
Çocukların cinsel istismarı suçu, failin, 18 yaşından küçük kişilere karşı cinsel isteklerle yaklaşması, onlara dokunması veya cinsel ilişkiye zorlaması şeklinde ortaya çıkan bir suçtur. Bu suç, TCK m. 103 hükmünde düzenlenmiştir.
TCK 103:
‘’Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. ‘
Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Nasıl Oluşur?
Çocukların cinsel istismarı suçu, 18 yaşından küçük olan kişilere karşı cinsel tatmin amacıyla fiziki olarak gerçekleştirilen eylemler neticesinde meydana gelir. Çocukların cinsel istismarı suçu, 2 farklı şekilde işlenebilir. Bu haller TCK m. 103/1’de düzenlenmiştir.
TCK 103/1:
‘’Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.’’
15 Yaşını Tamamlamamış veya Tamamlamış Olmakla Birlikte Fiilin Hukuki Anlam ve Sonuçlarını Algılama Yeteneği Gelişmemiş Olan Çocuklara Karşı Gerçekleştirilen Her Türlü Cinsel Davranışlar
12-15 yaş aralığında olan veya 15 – 18 yaş aralığında olsa da kendisine karşı gerçekleştirilen eylemlerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklar karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel eylem, cinsel istismar suçunun oluşumuna sebebiyet verir.
Yargıtay, sanığın 15 yaşında küçük mağdureyi, sanığın kendi ablasının evinde birden fazla kez cinsel eylemde bulunduğu durumda faile, cinsel istismar suçundan dolayı ceza vermiştir. (Yargıtay 14. CD., 2011/8229 E., 2013/3619 K.)
Bu suçun oluşabilmesi için cinsel eylemlerin, fail tarafından mağdura temas edilmesi suretiyle işlenmesi gerekmektedir. Mağdura temas etmeden yalnızca bakma, laf atma veya mesaj atma şeklinde gerçekleştirilen eylemler, cinsel istismar değil cinsel taciz suçunun oluşumuna sebebiyet verir.
Bu yaş aralığındaki ve özel niteliğe sahip kişilere karşı gerçekleştirilen cinsel eylemler için mağdurun rızasının olduğu belirtilse dahi fail, yine de cinsel istismar suçundan dolayı ceza alacaktır. Mağdurun rızası, bu yaştaki kişiler için dikkate alınmaz.
15 Yaşını Tamamlamış Çocuklara Karşı Sadece Cebir, Tehdit, Hile veya İradeyi Etkileyen Başka Bir Nedene Dayalı Olarak Gerçekleştirilen Cinsel Davranışlar
15-18 yaş arasındaki çocuklara karşı gerçekleştirilen eylemlerin, cinsel istismar suçunun oluşumuna neden olabilmesi için bu eylemlerin cebir, tehdit, hile gibi mağdurun iradesini etkileyen nedenlere dayanması ve mağdura mutlaka temas edilmesi gerekmektedir.
Yargıtay, failin, 15 – 18 yaş aralığında olan mağdurun arkasından yaklaşarak mağdurun haberi ve rızası olmaksızın aniden eteğini kaldırıp kalçasını ellediği olayda faile, çocukların cinsel istismarı suçundan dolayı ceza verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. (Yargıtay 14. CD., 2011/6921 E., 2012/10417 K.)
Fail tarafından gerçekleştirilen cinsel eylemlere 15 – 18 yaş aralığında olan ve eylemlerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilen mağdurun rıza göstermesi ve failin eylemleri gerçekleştirirken mağdura cebir, hile, tehditte bulunmaması halinde fail, çocukların cinsel istismarı suçundan değil, reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan dolayı ceza alır.
Yargıtay, olayın gerçekleştiği esnada 15 – 18 yaş aralığında olan mağdura karşı sanığın, kendi cinsel organını mağdurun oral kısmına sokması şeklinde gerçekleştirdiği eylemlerine, reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan değil, çocukların cinsel istismarı suçundan hüküm verilmesini kabul etmiştir. Çünkü, cinsel organın oral kısma sokulması, cinsel ilişki niteliğinde bir eylem değildir. (Yargıtay 14. CD., 2014/4639 E., 2016/1324 K.)
Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Cezası
Çocukların cinsel istismarı suçunun cezası 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak, mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması halinde faile verilecek ceza istismar durumunda 10 yıldan, bu suçun sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 5 yıldan az olamaz.
Bu sınırlar dahilinde kalmak şartıyla fail hakkında hükmedilecek hapis cezasını hakim tayin eder. Hakim, cezanın miktarını belirlerken birtakım ölçütleri göz önünde bulundurur. Bu ölçütler şunlardır:
- Suçun nasıl işlendiği,
- Suçun hangi araçlar vasıtasıyla işlendiği,
- Suçun ne zaman ve nerede işlendiği,
- Suçun konusunun önemi ve değeri,
- Suç sonucunda mağdurun uğradığı zararın büyüklüğü,
- Failin suç işlerken güttüğü amaç ve saiki.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezası
Çocukların cinsel istismarı suçunun cezasını artıran 9 adet nitelikli hal bulunmaktadır. Bu haller TCK m. 103 fıkra 2 ve devamı fıkralarda düzenlenmiştir.
TCK 103/2:
‘’Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.’’
TCK 103/3:
‘’Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.’’
TCK 103/4:
‘’Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.’’
TCK 103/6:
‘’Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.’’
Cinsel İstismar Suçunun Vücuda Organ veya Sair Cisim Sokulması Suretiyle İşlenmesi
Cinsel istismar suçunun failin cinsel organının veya temin edilen başkaca araçların mağdurun vajinal, anal veya oral yoldan sokularak işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza ½ oranında artırılır. Yani bu nitelikli hali işleyen fail 16 yıl ila 22 yıl arasında hapis cezası alır.
Bu nitelikli halden dolayı artırılarak ceza verilebilmesi için organ veya sair cisimin mağdurun vücuduna ithal etmiş olması gerekmektedir. Mağdurun engellemesi yahut başkaca nedenlerle mağdurun vücuduna herhangi bir cisim ithal edilmemişse bu durumda faile teşebbüsten dolayı ceza verilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sanığın mağdurun anal veya oral bölgelerine cinsel organını ithal etmediği, sadece cinsel organını mağdurun bacaklarının arasına sürttüğünü beyan ettiği olayda, failin cinsel organı, mağdurun vücuduna ithal edilmediği için faile cinsel istismar suçunun, nitelikli halinden değil basit halinden ceza verilir. (Yargıtay CGK., 2014/824 E., 2015/276 K.)
Cinsel İstismar Suçunun Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi
Cinsel istismar suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde faillere cinsel istismar suçunun nitelikli halinden ceza verilir. Bu durumda, halin cezası ½ oranında arttırılır. Bu suçun işlenmesine ortak olan her fail, kendi fiili ile ilgili ayrı ayrı cezalandırılır.
Yargıtay, 6 arkadaşın mağdureye karşı zorla anal yoldan organ sokarak cinsel istismar suçu işlemesi olayında sanıklara ilk olarak, cinsel istismar suçunun vücuda organ veya sair cisim sokulması suretiyle işlenmesi nedeniyle 16 yıl; sonrasında suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi nedeniyle cezayı ½ oranında arttırarak 24 yıl hapis cezası vermiştir. (Yargıtay 14. CD., 2019/5188 E., 2020/2886 K.)
Bu nitelikli halin oluşabilmesi için faillerin eylem öncesinde veya eylem sırasında anlaşmış olması ve birlikte hareket etme iradelerinin bulunması gerekmektedir. Faillerin birbirinden habersiz olarak aynı mağdura karşı cinsel istismar suçu işlemesi halinde failler temel halden dolayı ceza alacaktır.
Örneğin, 1. failin mağdura karşı 03.00’te cinsel istismar suçunu işlemesi, 2. failin mağdura 05.00’te cinsel istismar suçunu işlemesi halinde faillerin beraber hareket etme iradesi olmadığından bu failler, cinsel istismar suçunun nitelikli halinden değil temel halinden ceza alacaklardır.
Cinsel İstismar Suçunun İnsanların Bir Arada Yaşama Zorunluluğunda Bulunduğu Ortamların Sağladığı Kolaylıktan Faydalanmak Suretiyle İşlenmesi
Çocukların cinsel istismarı suçunun insanların bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza ½ oranında artırılır.
Cinsel istismar suçunun yetiştirme yurdu, cezaevi, öğrenci yurdu, okul pansiyonu, hastane yatakhaneleri, bakımevi, okul, huzurevi gibi yerlerde işlenmesi halinde faile bu nitelikli halden dolayı ceza verilecektir.
Bu nitelikli halin gerçekleşebilmesi için fail ile mağdurun bir arada yaşaması ve bu bir arada yaşama zorunluluğunda olması gerekir. Bu nedenle konser, maç, miting, otobüs yolculuğu, yılbaşı kutlaması gibi ortamlarda bu suçu işleyen fail nitelikli halden ceza verilmez.
Yargıtay, belediye otobüsü yolculuğu sırasında sanığın, mağdurenin bacağına ve poposuna dokunduğu olayda, fail ve mağdurenin aynı ortamda yaşamadığı gerekçesiyle sanık hakkında çocukların cinsel istismarı suçunun temel halinden ceza vermiştir. (Yargıtay CGK, 2018/193 E., 2022/193 K.)
Cinsel İstismar Suçunun Üçüncü Derece Dâhil Kan Veya Kayın Hısımlığı İlişkisi İçinde Bulunan Bir Kişiye Karşı Ya Da Üvey Baba, Üvey Ana, Üvey Kardeş Veya Evlat Edinen Tarafından İşlenmesi
Cinsel istismar suçunun belli bir akraba yakınlığında bulunan kişiler tarafından işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza ½ oranında artırılacaktır. Yani failin, 16 yıl ila 22 yıl arasında bir hapis cezası alması muhtemeldir.
Çocukların cinsel istismarı suçunun oluşmasına elverişli olan eylemleri gerçekleştirdikten sonra fazla ceza verilecek olan kişiler şunlardır:
- Anne – baba,
- Mağdurun çocuğu,
- Evlat edinilen çocuk ve evlatlık,
- Kardeşler,
- Büyükanne – büyükbaba,
- Yeğenler,
- Amca, hala, dayı, teyze,
- Eşin anne ve babası,
- Eşin kardeşleri (baldız, görümce, kayınbirader),
- Eşin büyükanne ve büyükbabası,
- Eşinin yeğenleri,
- Eşinin dayısı, amcası, teyzesi, halası,
- Üvey baba, üvey anne.
Yargıtay, 2003 yılında sanığın üvey kızı olan mağdureye karşı cinsel istismarda bulunması, sonrasında mağdurenin öz babasının yanına gitmesi ancak babası cezaevine girince mecburen üvey babasının yanına dönmesi üzerine üvey babanın, mağdureye tekrar cinsel istismarda bulunması olayında üvey babaya bu nitelikli halden ceza verilmesi gerektiğini kabul etmiştir. (Yargıtay 14. CD., 2013/11782 E., 2015/6542 K.)
Cinsel İstismar Suçunun Vasi, Eğitici, Öğretici, Bakıcı, Koruyucu Aile Veya Sağlık Hizmeti Veren Ya Da Koruma, Bakım Veya Gözetim Yükümlülüğü Bulunan Kişiler Tarafından İşlenmesi
Cinsel istismar suçunun öğretmen, hasta bakıcı, koruyucu aile, bakıcı gibi mağdureye karşı bakım, koruma ve gözetim yükümlülüğü olan kişiler tarafından işlenmesi halinde faile, bu nitelikli halden ceza verilir. Fail ile mağdur arasındaki bakım ve gözetim yükümlülüğünün sürekli olmasına gerek yoktur.
Örneğin, annenin, acil olarak şehir dışına çıkması gerektiğinden 2 gün süreyle çocuğunu, komşuya bırakması halinde komşunun bu çocuk üzerinde bakım ve koruma yükümlülüğü vardır. Bu nedenle komşunun, kendisinde kalan çocuğa karşı cinsel istismar suçunu işlemesi halinde faile bu nitelikli halden ceza verilir.
Yargıtay, hastanede özel güvenlik olarak çalışan sanığın, mağdurenin anne ve babasına, üst kattaki servislere ebeveynlerin giremediğini söylemesi sonrasında da yalnız kalan mağdura karşı cinsel istismar suçunun oluşumuna sebebiyet veren eylemleri gerçekleştirmesi halinde faile verilecek olan cezanın bu nitelikli halden dolayı yarı oranında artırılmasına karar vermiştir. (Yargıtay 14. CD., 2019/4875 E., 2020/1937 K.)
Cinsel İstismar Suçunun Kamu Görevinin Veya Hizmet İlişkisinin Sağladığı Nüfuz Kötüye Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi
Çocukların cinsel istismarı suçunun kamu görevinde bulunmanın sağladığı kolaylıktan faydalanılarak işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza yarı oranında artırılır.
Kamu görevlisi, devlete ait kamu kurumlarında çalışan kişilere denir. Bu suç bakımından artırılarak ceza verilmesi gereken kişilere örnek olarak; polis, jandarma, bekçi, zabıta, gardiyan, itfaiye görevlisi, zabıt katibi, savcı, hakim, bakanlık çalışanları gösterilebilir.
Cinsel istismar suçunun hizmet ilişkisinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza yarı oranında artırılır. Bu nitelikli halin oluşabilmesi için fail ile mağdurun aynı iş yerinde işçi – patron veya işçi – işçi gibi ilişkilere sahip olması gerekmektedir.
Fail ve mağdur arasında hizmet ilişkisinin bulunması nedeniyle işlenen suçtan dolayı verilecek olan cezanın artırılmasının sebebi, mağdurun maddi olarak faile muhtaç olabilecek durumda olması ve mağdurun failin eylemleri karşısında çaresiz durumda kalabileceği nedeniyledir.
Yargıtay, sanığın, yanında çırak olarak çalışan mağdura karşı cinsel istismar nitelikli eylemlerde bulunması halini, bu nitelikli hal kapsamında değerlendirmiş ve faile verilmesi gereken cezada artırım yapılmasına hükmetmiştir. (Yargıtay 14. CD., 2015/1481 E., 2015/5621 K.)
Cinsel İstismar Suçunun 15 Yaşını Tamamlamamış Veya Tamamlamış Olmakla Birlikte Fiilin Hukuki Anlam ve Sonuçlarını Algılama Yeteneği Gelişmemiş Olan Çocuklara Karşı Cebir veya Tehdit Kullanmak Suretiyle İşlenmesi
Cinsel istismar suçunun;
- 15 yaşını tamamlamamış çocuklara karşı çocuklara karşı cebir ve tehdit kullanılarak işlenmesi,
- 15 – 18 yaş aralığında olmasına rağmen kendisine karşı gerçekleştirilen eylemlerin hukuki anlam ve sonuçlarını kavrayamayacak çocuklara karşı cebir ve tehdit kullanılarak işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza yarı oranında artırılır.
Yargıtay, sanığın, 15 yaşından küçük olan mağdureye karşı, eğer kaçmaya kalkarsa müşteki H.’yi öldüreceğini söyleyerek tehdit etmesi, sonrasında cinsel istismar suçunu işlemesi halinde faile verilecek olan cezanın yarı oranında artırılmasına hükmetmiştir. (Yargıtay 14. CD., 2013/6018 E., 2015/225 K.)
Yargıtay, sanığın suç tarihinde 15 yaşını tamamlamamış olan mağdureye yönelik cinsel istismar eylemlerini mağdureyi dövmek, annesine söylemek ve daha önce cinsel istismar eylemlerine ilişkin cep telefonuna kaydettiği görüntüleri internette yayacağını belirterek gerçekleştirmesi halini, bu nitelikli hal kapsamında değerlendirmiş ve fail hakkında artırılarak ceza verilmesine hükmetmiştir. (Yargıtay 14. CD., 2011/9331 E., 2013/1930 K.)
Cinsel istismar eylemlerinin yukarıda sayılan kişilere karşı gerçekleştirilmesi durumunda faile, sadece cinsel istismar suçunun yarı oranında artırılmış halinden ceza verilir. Bu durumda faile, cinsel istismar suçunun yanı sıra cebir ve tehdit suçlarından dolayı ayrıca ceza verilmez.
Ancak eylemlerin yukarıda sayılan kişiler dışındaki kişilere karşı işlenmesi halinde faile hem cebir ve tehdit hem de cinsel istismar suçundan dolayı ceza verilir.
Cinsel İstismar Suçunun 15 Yaşını Tamamlamış Çocuklara Karşı Silah Kullanmak Suretiyle İşlenmesi
Cinsel istismar suçunun 15 – 18 yaş arasındaki çocuklara karşı silah yoluyla işlenmesi halinde faile verilecek olan ceza yarı oranında artırılır. Bu eylemlerin nitelikli hal olarak düzenlenmesinin nedeni, failin silah ve benzeri araçlar ile mağduru korkutması ve istismar eylemlerini kolaylaştırması sebebiyledir.
Silah deyiminden, mağdurun korkutulmasına, yaralanmasına, berelenmesine neden olan bütün aletler anlaşılmaktadır. Bıçak, silah, makas gibi ilk akla gelen aletlerin yanı sıra bazı Yargıtay kararlarına göre çatal, tırnak makası, kürek, kepçe, balta, ocak gazı da silah olarak kabul edilmiştir.
Yargıtay, sanığın kendi yattığı yer yatağına 17 yaşındaki mağduru da çağırdığı, sonrasında mağduru, dolabından çıkardığı silahla ‘’kaçmaya çalışırsan seni öldürürüm.’’ şeklinde korkutarak cinsel istismar suçunu işlediği olayda, faile bu nitelikli halden dolayı ceza verilmesine hükmetmiştir. (Yargıtay 14. CD., 2019/7507 E., 2020/773 K.)
Cinsel İstismar Suçu Sonucunda Mağdurun Ölmesi veya Bitkisel Hayata Girmesi
Cinsel istismar suçu sonucunda mağdurun ölmesi veya bitkisel hayata girmesi durumunda faile verilecek olan ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır. Bu nitelikli hal cinsel istismar suçundan dolayı verilebilecek en ağır cezayı içermektedir.
Bu eylemlerin nitelikli hal olarak değerlendirilmesinin sebebi, failin eylemleri neticesinde mağdurun hayati organlarının fonksiyonlarını kaybetmesi vey mağdurun yaşam fonksiyonlarının durmasıdır.
Bu nitelikli halden dolayı faile ceza verilebilmesi için mağdurun ölmesi ile failin eylemleri arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Örneğin, cinsel istismara maruz kalan mağdurun bu olaydan sonra intihar etmesi olayında failin eylemleri doğrudan bir şekilde mağdurun ölümüne neden olmadığı için faile bu nitelikli halden dolayı ceza verilemez.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunun Cezayı Azaltan Nitelikli Haller ve Cezası
Çocukların cinsel istismarı suçunun cezayı azaltan 1 adet nitelikli hali bulunmaktadır. Bu hal, TCK m. 103/1 2. cümlede düzenlenmiştir.
TCK 103/1 C.2:
‘’Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’
Cinsel İstismarın Sarkıntılık Düzeyinde Kalması
Gerçekleştirilen cinsel istismar suçunun sarkıntılık düzeyinde kalması halinde faile, 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilir. Ancak sarkıntılık düzeyinde kalan eylemlerin 12 yaşını tamamlamamış mağdura karşı işlenmesi halinde faile 5 yıldan az ceza verilemez.
Sarkıntılık, fail tarafından mağdura karşı cinsel amaçla gerçekleştirilen her türlü öpme, elleme, dokunma, sürtünme eylemleridir. Sarkıntılık düzeyinde kalan bu eylemler, bir kez ve kısa süreliğine hatta ani olarak gerçekleştirilir. Sarkıntılık düzeyindeki eylemler, mağdurun tepkisi üzerine sonlandırılması gerekmektedir.
Birden fazla kez veya uzun süre boyunca tekrarlanan eylemlerin sarkıntılık düzeyinde kaldığından bahsedilemez.
Yargıtay, sanığın, mağduru kucağına oturttuğu ve zaman zaman kıyafetinin içinden zaman zaman kıyafet üzerinden penisini okşaması şeklinde belirli yoğunluğa ulaşan eyleminin ani, kısa süreli ve kesik hareketlerle gerçekleşmediği gerekçesiyle sarkıntılık düzeyinde kaldığını kabul etmemiştir. (Yargıtay 9. CD., 2021/28993 E., 2022/8450 K.)
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, failin, gerçekleştirdiği eylemler sonucunda meydana gelen neticeler hakkında pişmanlık duyması ve bu neticelerin ortaya çıkardığı zararları giderme çabası içine girmesi halidir. Çocukların cinsel istismarı suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz.
Çocuklar Cinsel İstismarı Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima
Teşebbüs, failin suç işlemek için eylemlerine başlaması ancak suçun neticesine varamadan elinde olmayan dış etkenler sebebiyle suçu işleyememesidir. Çocukların cinsel istismarı suçundan dolayı failin eylemlerinin teşebbüs aşamasında kalması mümkündür. Bu suçun teşebbüs aşamasında kalması halinde faile verilecek olan ceza ¼ ila ¾ arasında indirilir.
Yargıtay, sanığın, önce mağdurenin pantolonunu çıkartıp sonrasında da kendi pantolonunu çıkardıktan sonra eylemlerine üçüncü kişilerin müdahale etmesi nedeniyle devam edemediği olayda sanığın çocukların cinsel istismarı suçuna elverişli eylemleri gerçekleştirdiğini ancak bu eylemlerin teşebbüs aşamasında kaldığını belirterek sanığın mahkumiyetine karar vermiştir. (Yargıtay 14. CD., 2016/10174 E., 2017/228 K.)
İştirak, failin eylemlerine, eylemlerin başından itibaren yardım etmek, faili suç işleme konusunda azmettirmek ya da failin tek başına başladığı eylemlerine sonradan katkı sağlamak suretiyle gerçekleşir.
Çocukların cinsel istismarı suçundan dolayı üçüncü kişilerin bu suça iştirak etmesi mümkündür. Faili bu suça azmettiren kişi, suçun tam cezasına hükmedilirken, suça yardım eden kişi, suçun yarı oranında indirilmiş cezasına hükmedilecektir.
İçtima, failin gerçekleştirdiği bir veya birden fazla eylem ile birçok farklı suçun oluşumuna sebep olmasıdır. Çocukların cinsel istismarı suçu bakımından fail, gerçekleştirdiği her eyleminden dolayı tek tek sorumlu tutulur ve ayrı ayrı ceza alır.
Örneğin, failin mağdureyi yolda yürürken görmesi üzerine onu zorla arabasına bindirmesi, sonrasında mağdureyi dağ evine kaçırması ve burada kilitli tutması, sonrasında da mağdureye karşı cinsel istismar suçunu işlemesi halinde faile hem kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu hem de cinsel istismar suçundan dolayı ceza verilecektir.
Çocukların cinsel istismar suçunun içtimasına ilişkin kanunda özel bir düzenleme bulunmaktadır. Bu düzenleme m.103/5’te düzenlenmiştir.
TCK 103/5:
‘’Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.’’
Bu madde hükmüne göre, failin mağdura karşı cinsel istismar suçunu işlemesi sonucunda mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli olarak zayıflaması, mağdurun konuşmasında sürekli zorluğa neden olması, mağdurun yaşamının tehlikeye girmesi halinde faile, cinsel istismar suçunun yanı sıra kasten yaralama suçundan da ceza verilir.
Yargıtay, sanığın mağdureye karşı cinsel istismar suçu gerçekleştirirken, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralanması olayında, faile cinsel istismar suçunun nitelikli halinden ceza verilmesinin yanı sıra ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı da ceza verilmesi gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 14. CD., 2013/11774 E., 2014/1870 K.)
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunun Soruşturma Aşaması
Soruşturma aşaması, mağdur, suçtan zarar gören veya duyarlı herhangi bir kişinin başkası tarafından gerçekleştirilen haksız eylemleri yetkili makamlara şikayet ve ihbar ettiği aşamadır. Bu aşama, suç şüphesi olaya ilişkin ilk aşamadır ve savcılık aşaması olarak da bilinir.
Çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin olarak açılan soruşturma aşamasında yetkili makamlar tarafından yerine getirilmesi gereken birtakım işlemler vardır. Bu işlemler şunlardır:
- Şikayet – ihbar
- Gözaltı
- Delillerin Toplanması
- İfade ve Sorgu
- Adli Kontrol
- Tutukluluk
Şikayet – İhbar
Şikayet ve ihbar, suça ilişkin eylemlerin yetkili makamlara bildirilmesidir. Şikayet, suçun mağduru veya suçtan zarar gören kişiler tarafından yapılırken ihbar, suç ile alakası olmayan ancak meydana gelen suçtan herhangi bir şekilde haberdar olan kişiler tarafından yapılır.
Şikayet ve ihbar, kolluk kuvvetlerine veya savcılık birimlerine yazılı dilekçe vermek veya sözlü beyanda bulunmak suretiyle gerçekleştirilebilir.
Çocukların cinsel istismarı suçu kural olarak şikayete tabi bir suç değildir. Bu suç şüphesinin yetkili makamlar tarafından herhangi bir şekilde öğrenilmesi halinde, mağdurun şikayeti aranmaksızın kendiliğinden soruşturma aşamasına başlanılacaktır.
İstisna olarak, sarkıntılık düzeyinde kalan suçun failinin de çocuk olması halinde soruşturma aşamasına başlanması, mağdurun velisinin veya vasisinin şikayetine bağlıdır.
Failin 18 yaşından küçük olduğu ve sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel istismar suçunun işlenmesi halinde mağdurun velisi veya vasisinin şikayeti olmadan hiçbir makam tarafından bu suçun soruşturmasına başlanılamaz.
Mağdurun veli veya vasisi, şikayet hakkını fiil ve faili öğrendiği andan itibaren 6 ay içinde kullanmalıdır. 6 ay içinde fiil ve fail yetkili makamlara şikayet edilmezse, bir daha asla söz konusu olaya ilişkin olarak fail hakkında soruşturma açılması istenemez.
Mağdurun veli veya vasisi yapmış olduğu şikayetten çeşitli nedenlerden dolayı vazgeçebilir. Bu kişilerin yargılamanın hangi aşamasında şikayetten vazgeçtikleri hukuken önem taşımaktadır. Şöyle ki:
- Mağdurun velisi veya vasisi, soruşturma aşamasında şikayetinden vazgeçerse savcı, olaya ilişkin olarak kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir.
- Mağdurun velisi veya vasisi, kovuşturma aşamasında şikayetinden vazgeçerse mahkeme, söz konusu davanın düşmesine karar verir.
Gözaltı
Gözaltı, şüpheliye ve olaya ilişkin olarak yürütülen soruşturma aşamasındaki işlemlerin daha kısa sürede tamamlanması adına şüphelinin özgürlüğünün bir süreliğine kısıtlanması halidir. Gözaltına alınan şüpheli, nezarethanede tutulur.
Çocukların cinsel istismarı suçunun soruşturması esnasında usul işlemlerinin tamamlanabilmesi için fail hakkında gözaltı kararı çıkartılabilir. Bu suç isnadı nedeniyle şüpheli en fazla 24 saat boyunca gözaltında tutulabilir. Ancak bu suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi halinde, şüpheliler en fazla 4 gün boyunca nezarethanede tutulabilir.
Şüphelinin haksız yere gözaltına alındığı, şüphelinin sahip olduğu hakların bilerek ve isteyerek kullandırılmadığı veya gözaltına alma kararının gerekçesinin açıklanmadığı durumlarda şüpheli, şüphelinin avukatı, eşi, annesi, babası, çocuğu, torunu gibi kişiler bu kararın kaldırılması ve şüphelinin salıverilmesi için Sulh Ceza Hakimliğine itirazda bulunabilir.
Çocukların cinsel istismarı suçu, her ne kadar ciddi bir suç olsa da bu suçun şüphelisinin 12 yaşından küçük veya 15 yaşından küçük sağır ve dilsiz bir çocuk olması halinde şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkartılamaz.
Delillerin Toplanması
Soruşturmasına başlanılan suça ilişkin olarak savcı tarafından delil toplanmaya başlanır. Delil, hem soruşturma aşamasında savcı tarafından kendiliğinden hem de kovuşturma aşamasına mahkeme kararı ile toplanabilir.
Savcı, tarafsız bir yargı organı olarak şüphelinin hem lehine hem de aleyhine olan delilleri toplamakla ve bu delilleri korumakla yükümlüdür. Sadece aleyhine olan delillerin toplandığını düşünen şüpheli, yargılamanın her aşamasında savcıdan, lehine olan delillerin toplanmasını da isteyebilir.
Çocukların cinsel istismarı suçundan dolayı toplanabilecek delillere örnek olarak dna testleri, kamera görüntüleri, hastane raporları, vücut muayenesi raporları, parmak izi, video ve ses kayıtları, telefon dinleme kayıtları, tanık beyanları verilebilir.
Suça ilişkin olduğu düşünülen deliller, hukuka uygun bir biçimde toplanmalıdır. Delillerin şüpheliye işkence yapmak, ilaç vermek, fiziken yormak, maddi ve manevi baskı yapmak şeklinde toplanması hukuka aykırıdır. Bu şekilde elde edilen deliller dosyaya eklenemez, eklenirse de hakim tarafından hüküm verilirken dikkate alınmaz.
İfade ve Sorgu
İfade ve sorgu, şüphelinin suç şüphesi altında olduğu olaya ilişkin açıklama ve savunmalarının dinlenildiği aşamadır. İfade aşamasında şüpheli kolluk veya savcı tarafından dinlenirken sorguda şüpheli hakim veya mahkeme tarafından dinlenir.
İfade aşamasında öncelikle şüpheliye bir çağrı yapılır ve şüphelinin ifade vermesi gerektiği, ifade vermek için hazır bulunması gereken yer ve saat belirtilir. Çağrı kağıdında ayrıca, şüphelinin belirlenen saatte belirlenen zamanda bulunmaması durumunda hakkında zorla getirme kararı çıkartılacağı da belirtilir.
İfade aşamasında öncelikle hazır bulunan şüphelinin kimlik bilgileri doğrulanır. Şüpheliye, hangi suç isnadı nedeniyle ifade vermeye çağrıldığı belirtilir ve ifade verme sürecinde hangi haklara sahip olduğu öğretilir. Bu aşamada şüpheli; avukattan yararlanma, savunma yapma, delil toplanmasını isteme, yakınlarına haber verme ve ifade vermeme hakkına sahiptir.
Şüphelinin ifadesi özgür irade beyanına dayanmalıdır. Şüpheli bu hakkını kullanmak istediği takdirde hiç kimse tarafından ifade vermeye zorlanamaz, ifade vermesi için hukuka aykırı vaatte bulunulamaz veya işkence, tehdit, ilaç verme, yorma gibi yasak usullere maruz bırakılamaz.
İfade sürecinde görevlinin sorduğu sorular ve şüphelinin verdiği yanıtlar ifade tutanağına geçirilir. Bu tutanak sürecin sonunda imzalanır. Ancak, şüphelinin ifade tutanağını imzalamadan önce dikkatlice okuması ve ileri sürmediği beyanların ortaya çıkan tutanakta yer aldığı veya beyanlarının yanlış yazıldığını fark etmesi durumunda tutanağı imzalamaması gerekmektedir.
İfade aşaması, şüphelinin kendisini suç isnadına karşı koruyabilmesi için en önemli fırsattır. Bu aşamada şüphelinin hak kaybına uğramaması ve başka kişiler tarafından yasak usullere maruz bırakılmaması için sürecin ceza avukatı ile yürütülmesinde fayda vardır.
Adli Kontrol
Adli kontrol, şüphelinin tutuklanması için yeterli delillerin ortaya çıkmasına rağmen şüphelinin birtakım şartlara tabi tutularak şüphelinin özgürlüğünün en hafif düzeyde kısıtlanmasıdır.
Sanığın adli kontrol tedbirleri ile kısıtlanması yeterliyse ve sanık, yaşamını bu tedbirlere uygun olarak sürdürmekteyse bu durumda sanık hakkında tutuklama kararı verilemez. Ancak, adli kontrol tedbirlerini yerine getirmeyen şüphelinin tutuklanmasına karar verilebilir.
Çocukların cinsel istismarı suçundan dolayı şüpheli hakkında adli kontrol tedbirleri uygulanması mümkündür. Bu suç bakımından şüpheliye uygulanabilecek tedbirlere örnek olarak şüphelinin yurt dışına çıkmasının yasaklanması, okul vb. yerlerden uzak durması, konutundan ayrılmama, yanında silah taşınmasının yasaklanması örnek olarak verilebilir.
Cinsel istismar suçundan dolayı şüpheli hakkında uygulanacak adli kontrol tedbirlerinin süresi, suçun işleniş biçimine göre değişiklik göstermektedir. Şöyle ki:
- Çocukların cinsel istismarı suçunun sarkıntılık düzeyinde kalması halinde şüpheli hakkında en fazla 2 yıl adli kontrol tedbirleri uygulanabilir. Bu süre, mahkeme tarafından zorunlu görülen hallerde gerekçe gösterilmek şartıyla 1 yıl daha uzatılabilir.
- Çocukların cinsel istismarı suçunun diğer tüm hallerinde ise şüpheli hakkında en fazla 3 yıl adli kontrol tedbirleri uygulanabilir. Bu süre, mahkeme tarafından zorunlu görülen hallerde gerekçe gösterilmek şartıyla 1 yıl daha uzatılabilir.
Şüpheli hakkında verilen adli kontrol kararının gerekçesiz olduğunu veya gerekçesinin yeterli hukuki nedene dayanmadığını düşünen şüpheli, şüphelinin eşi ve avukatı, adli kontrol kararına itiraz edebilir. Bu itiraz, kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde adli kontrol kararını veren sulh ceza hakimliğine yapılır.
Tutukluluk
Tutukluluk, yürütülen soruşturma sonucunda ilgili eylemlerin suçu oluşturmaya elverişli olduğu, bu eylemlerin şüpheli kişi tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edilmesi durumunda verilen ve şüphelinin özgürlüğünü kısıtlayan bir karardır.
Şüpheli hakkında tutukluluk kararı, şüphelinin kaçma girişiminde olduğu, şüphelinin olaya ilişkin delilleri karartma ihtimalinin olduğu ve suçun mağduruna baskı yapma ihtimalinin olduğu hallerde verilebilir.
Çocukların cinsel istismarı suçu bakımından şüpheli olan kişi hakkında tutuklama kararı verilebilir. Tutuklamanın süresi, cinsel istismar suçunun şekline göre değişebilir. Şöyle ki:
- Çocukların cinsel istismarı suçunun sarkıntılık düzeyinde kalması halinde şüpheli hakkında verilen tutukluluk kararının süresi, en fazla 1 yıldır. Ancak mahkeme, zorunlu gördüğü hallerde gerekçe göstermek şartıyla bu sürenin 6 ay daha uzatılması mümkündür.
- Çocukların cinsel istismarı suçunun diğer tüm hallerinde şüpheli hakkında verilen tutukluluk kararının süresi, en fazla 2 yıldır. Ancak mahkeme, zorunlu gördüğü hallerde gerekçe göstermek şartıyla bu sürenin 3 yıl daha uzatılmasına karar verebilir.
Şüpheli hakkında verilen tutuklamanın gerekçesiz olduğu iddiasıyla şüpheli, şüphelinin eşi, avukatı, annesi, babası, çocuğu tutuklama kararına itirazda bulunabilir. Bu karara karşı itiraz, kararın verildiği günün ertesi gününden itibaren 7 gün içinde, kararı veren makama yapılır.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar
Savcılık tarafından gerçekleştirilen soruşturma aşaması sonucunda ilgili dosyaya ilişkin 3 farklı karar verilebilir:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK),
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK),
- İddianamenin düzenlenmesi.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, yetkili makamlara yapılan şikayet ve ihbarın soyut olduğunun ve şikayet edilen eylemlerin suç oluşturmadığının açıkça anlaşıldığı hallerde verilen bir karardır. Bu karar ile şikayet veya ihbar konusu eylemlere ilişkin olarak soruşturma açılmaz.
Örneğin, sanığın mağdura ‘’Merhaba çok güzelsiniz. Tanışabilir miyiz?’’ şeklinde beyanlarda bulunması üzerine mağdurun sanık hakkında cinsel istismar suçundan soruşturma açılması istemi ile kolluk kuvvetlerine başvurması halinde bu eylemlerin suç oluşturmadığı açıkça anlaşıldığı için şikayet hakkında soruşturmaya yer olmadığı kararı verilecektir.
Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine yapılır.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, soruşturma işlemlerine konu olan eylemlerin şüpheli kişi tarafından gerçekleştirildiğine dair yeterli delil bulunamadığı durumda verilen bir karardır. Bu kararın verilmesi ile şikayet veya ihbar konusu olaylar soruşturma aşamasında kalır, olaya ilişkin duruşma görülmez.
Örneğin, 16 yaşındaki şüphelinin, mağdura karşı gerçekleştirdiği sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel istismar suçu sonucunda mağdurun velisinin şikayeti üzerine soruşturma aşamasına başlandığı olayda, velinin, şüpheli kişiyi topluma kazandırmak adına şikayetinden vazgeçmesi halinde savcı, olaya ilişkin kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir.
Şikayet veya ihbarın suç oluşturduğu konusunda ısrarcı olan ve sürecin devam etmesini isteyen kişi, bu karara karşı itiraz edebilir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz, kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine yapılmalıdır.
İddianamenin Düzenlenmesi
Soruşturma sonucunda, gerçekleştirilen eylemlerin, suçun oluşumuna elverişli olduğu hususunda yeterli delillere ulaşılması durumunda savcı, olaya ilişkin olarak iddianame hazırlar ve mahkemeye sunar. Bu iddianamenin mahkemece kabulü ile suça ilişkin soruşturma aşaması tamamlanmış, kovuşturma aşamasına başlanmış olunur.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunun Savunması
Savunma, suç şüphelisinin kendisine isnat edilen suç konusu olay ile ilgili kendisini aklamak için yetkili makamlara karşı yaptığı sözlü beyandır. Çocukların cinsel istismarı suçundan dolayı suç şüphesi altında olan kişinin ileri sürebileceği savunmalardan birkaçı şu şekilde sıralanabilir:
- Mağdurun çocuk olduğu konusunda şüphelinin kaçınılmaz bir yanılgıya düştüğü,
- Şüphelinin mağdur ile olan samimiyetine dayanarak söz konusu eylemleri mağdura şaka yapma maksadıyla gerçekleştirdiği,
- Mağdurun şüpheliye yaşının büyük olduğunu söylemesi,
- Şüphelinin eylemlerine mağdurun da rızası olduğu,
- Şüphelinin ifade verme esnasında avukat talebinde bulunduğu ancak bu talebinin kabul görmediği,
- Suçun vasfının veya unsurlarının yanlış tespit edildiği,
- Yetkili olmayan makamlarca şüphelinin gözaltına alındığı veya tutuklandığı,
- Şüphelinin sadece aleyhine olan delillerin toplandığı lehine olan delillerin bilerek dikkate alınmadığı,
- Şüphelinin gerçekleştirmediği eylemler nedeniyle gözaltına alınması sonucu itibarının zedelendiği.
Çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin savunma yapabilmek için suçun tüm unsurlarının detaylı bir şekilde bilinmesi gerekmektedir. Yapılacak etkin ve ayrıntılı bir savunma, yargılama sürecinin gidişatını tamamen değiştirebilir. Bu nedenle özellikle savunma yapma aşamasında alanında uzman bir ceza avukatından yardım almakta fayda vardır.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Ceza yargılaması bir diğer adıyla kovuşturma aşaması, savcı tarafından olaya ilişkin olarak hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile başlayıp mahkeme tarafından sanık hakkında kesin hüküm verilmesine kadar devam eden süreçtir.
Bu aşamada öncelikle suç konusu olaya ilişkin olarak tarafların dinlenmesi için bir duruşma günü ve saati belirlenir. Bu gün ve saat taraflara çağrı kağıdı ile tebliğ edilir. Duruşma günü hazır bulunan tarafların öncelikle kimlik bilgileri doğrulanır. Ardından mahkeme hakimi tarafından, olaya ilişkin hazırlanan iddianame okunur.
Sonrasında hakim, olayı anlatması için sanığa söz hakkı verir. Sanık, olayın kendi açısından nasıl gerçekleştiğini anlatır. Sonrasında mağdurun beyanları dinlenir. Bu esnada varsa tarafların avukatı da beyanlarda veya mahkeme tarafından başkaca işlem yapılmasını talep edebilirler. Taraflar, mahkemeye daha önceden bildirdikleri tanıkların dinlenmesini de isteyebilir.
Hakim, soruşturma aşamasında toplanan delillerin ve taraflar ile tanıkların beyanlarının olayın aydınlatılması konusunda yeterince açık olmadığını düşünüyorsa yeniden delil toplanmasına karar verebilir. Hakim ayrıca suç konusu olayın gerçekleştiği yerde keşif yapabilir, olaya ilişkin toplanan delillerin bilirkişi tarafından incelenmesini isteyebilir, mağdur ve sanık hakkında hastaneden beden muayenesi isteyebilir.
Hakim soruşturma ve kovuşturma aşamasında gerçekleştirilen bütün bu işlemleri dikkate alarak, sanık hakkında kanuni sınırlar dahilinde kalmak kaydıyla bir ceza belirler. Hakimin vermiş olduğu bu cezaya kesin hüküm denir. Bu hükmün yanlış, eksik veya hatalı olduğunu düşünen taraflar bu hükme karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurabilirler.
Çocukların cinsel istismarı suçunun sarkıntılık düzeyinde kalması halinde yetkili mahkeme suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesiyken; çocukların cinsel istismarı suçunun diğer tüm hallerinde yetkili mahkeme suçun işlendiği yerdeki Ağır Ceza Mahkemesidir.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Zamanaşımı
Çocukların cinsel istismarı suçunda zamanaşımı suçun işleniş şeklinde göre değişiklik göstermektedir. Şöyle ki:
- Çocukların cinsel istismarı suçunun temel hali bakımından dava zamanaşımı süresi 15 yıl; ceza zamanaşımı süresi 20 yıldır.
- Çocukların cinsel istismarı suçunun nitelikli hali bakımından dava zamanaşımı süresi 20 yıl; ceza zamanaşımı süresi 24 yıldır.
- Çocukların cinsel istismarı suçu bakımından mağdurun ölmesi veya bitkisel hayata girmesi olayında dava zamanaşımı süresi 30 yıl; ceza zamanaşımı süresi 40 yıldır.
Dava ve ceza zamanaşımı sürelerinin dolması, failin yaşına göre değişkenlik göstermektedir. Failin 12-15 yaş aralığında olduğu durumlarda bu sürelerin ½;’sinin, failin 15-18 yaş aralığında olduğu durumlarda bu sürelerin ⅔’sinin geçmesi durumunda dolduğu kabul edilir.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği andan itibaren başlar. Dava zamanaşımı süresinin dolması ile, failin gerçekleştirmiş olduğu olay hakkında kamu davası açılamaz, eğer açılmışsa bu dava düşer ve verilen cezalar bütün neticeleriyle ortadan kalkar.
Ceza zamanaşımı süresi ise hükmün kesinleştiği andan itibaren başlar. Ceza zamanaşımı süresinin dolması ile, ilgili olay hakkında kamu davası açılabilir ancak, fail hakkında hükmolunan hapis cezası infaz edilemez.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin olarak gerçekleştirilen soruşturma ve kovuşturma aşaması sonucunda mahkeme tarafından sanığa verilebilecek kararlar şunlardır:
- Beraat,
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
- Mahkumiyet,
- Davanın Düşmesi.
Beraat
Beraat, sanığın kendisine isnat edilen suçu işlemediğini gösteren mahkeme kararıdır. Beraat kararı ile sanık, isnat edilen suç bakımından aklanır ve hapis cezasına hükmedilemez.
Çocukların cinsel istismarı suçunun sanık tarafından işlendiğinin kesin delillerle ispat edilememesi, sanığın eylemlerine karşı mağdurun rıza göstermiş olması, sanığın gerçekleştirdiği eylemlerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması hallerinde verilen bir karardır.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, mahkeme tarafından sanığın kendisine isnat edilen suçu işlediğinin tespit edilmesi ancak sanığın, kendisi hakkında hapis cezası verilmesini engelleyecek derecede bir özel durumunun bulunması halinde verilen bir karardır.
Çocukların cinsel istismarı suçundan dolayı sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilmesini sağlayacak haller şunlardır:
- Sanığın akıl hastası olması,
- Sanığın sağır ve dilsiz olması,
- Sanığın suçu, iradesi dışında aldığı madde etkisinde işlemesi,
- Sanığın suçu işlerken suçun anlam ve önemini kavrayamayacak düzeyde bilincini kaybetmesi (Örneğin sara nöbeti geçirmesi),
- Sanığın mağdurun yaşına ilişkin olarak yanılgıya düşmesi veya mağdurun bilerek sanığa yaşını yanlış söylemesi,
- Sanığın suça konu eylemleri cebir ve tehdit altına gerçekleştirmesi.
Çocukların cinsel istismarı suçundan dolayı sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi durumunda sanık, hapis cezasına hükmedilemez veya sanık hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz.
Mahkumiyet
Mahkumiyet, yapılan yargılama sonucunda sanığın gerçekleştirdiği eylemlerinin mağduru haksızlığa uğrattığını ve kendisine isnat edilen suçu işlediğini ispatlayan bir karardır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi ile sanığın kendisine isnat edilen suç bakımından suçlu olduğu ortaya konulmuş olunur.
Çocukların cinsel istismarı suçu bakımından sanığın suçu işlediğine dair kesin delillerin bulunması durumunda sanık hakkında kanunda öngörülen sınırlar dahilinde kalmak kaydıyla hapis cezasına hükmolunur.
Mahkeme, sanık hakkında hapis cezasının yanı sıra güvenlik tedbirleri uygulanmasına da hükmedebilir. Güvenlik tedbirlerinin uygulanması sonucunda sanık belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılabilir, sanığın işlediği suç nedeniyle elde ettiği kazanca devlet tarafından el konulabilir veya sanık yabancıysa sınır dışı edilebilir.
Çocukların cinsel istismarı suçundan dolayı hakkında mahkumiyet kararı verilen sanık, mahkumiyetin kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içinde başka bir suç işlerse bu durumda sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanır ve sanık hakkında hükmolunan cezada artırıma gidilir.
Hakimin takdirine bağlı olarak, sanık hakkında hükmolunan cezanın, sanığın gelecek yaşamına olası etkilerini göz önünde bulundurularak sanık hakkında verilen hapis cezasının indirilmesine karar verilebilir. Buna iyi hal indirimi denir. Çocukların cinsel istismarı suçundan dolayı sanık hakkında verilen hapis cezasının en fazla ⅙’sı indirilebilir.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi kararı, kendisine isnat edilen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmasına rağmen sanığın cezalandırılmasının hukuki olarak sonuç doğurmayacağı durumlarda verilen bir karardır.
Bu kararın verilmesi ile sanık hakkında hiçbir mahkumiyet kurulmaz ancak sanık, kendisine isnat edilen suç bakımından beraat etmiş de olmaz. Bu karar ile yalnızca dava dosyası kapanır.
Çocukların cinsel istismarı suçu bakımından davanın düşmesine karar verilebilecek haller şunlardır:
- Mağdurun velisinin sarkıntılık düzeyinde kalan eylemlerden dolayı sanık hakkında yaptığı şikayetinden vazgeçmesi,
- Sanığın yargılama aşamasında ölmesi,
- Suça ilişkin olarak belirlenen dava zamanaşımı süresinin dolması,
- Suça ilişkin olarak genel af çıkması.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Çocukların cinsel istismarı suçunun tarafları, istinaf ve temyiz yollarına başvurarak dosyaya ilişkin olarak verilen kararların düzeltilmesini veya kaldırılmasını isteyebilirler.
İstinaf kanun yoluna, yerel mahkeme tarafından verilen hükmün öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde başvurulabilir. Yerel mahkeme kararı ile sanık hakkında 15 yıldan fazla hapis cezası öngörülmüşse, bu karar, mahkeme tarafından kendiliğinden Bölge Adliye Mahkemesine gönderilir.
Çocuğun cinsel istismarı suçundan dolayı istinaf kanun yoluna başvuran taraf, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın da hatalı veya eksik olduğunu düşünüyorsa son çare olarak kararı temyiz yoluna başvuru yapmak amacıyla Yargıtay’a gönderebilir.
Temyiz başvurusu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın öğrenilmesinden itibaren 15 gün içinde zabıt katibine sözlü beyanda bulunmak yahut yazılı dilekçe vermek suretiyle yapılır.
İstinaf ve temyiz kanun yoluna kanunda sayılan ve dosyaya belirli bir yakınlığı olan kişiler başvurabilir. Bu kişiler şunlardır: Sanık, sanığın eşi ve avukatı, katılan, katılan talebinde bulunmasına rağmen talebi reddedilenler ve katılma talebi henüz sonuçlanmayan kişiler.
Sık Sorulan Sorular
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Kamu Davası Nasıl Düşer?
Çocukların cinsel istismarı suçundan dolayı açılan kamu davası; sanığın ölmesi, mağdurun velisinin şikayetinden vazgeçmesi, suça ilişkin genel af çıkartılması, dava zamanaşımı süresinin dolması durumlarında düşer.
Sonuç
Çocukların cinsel istismarı suçu, uzun süre hapis cezası gerektiren bir suç türüdür. Bu suçun belirli şekillerde işlenmesi durumunda faile verilecek olan ceza artırılabileceği gibi bazı hallerde de faile verilecek olan cezada indirime gidilebilir. Sanığın, en kısa sürede en az cezayı alması için yargılama sürecinin ceza avukatı ile takip edilmesi gerekmektedir.