Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu ve Cezası
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Türk Ceza Kanununda Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar bölümünde düzenlenen suç türlerinden biridir. Cumhurbaşkanına hakaret eylemlerinin kanunda suç olarak düzenlenmesi ile, Cumhurbaşkanlığı makamının itibarı ve Cumhurbaşkanı nezdinde devletin saygınlığının korunması amaçlanmıştır.
İçindekiler
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Nedir?
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, devletin en üst organı olan ve Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil eden Cumhurbaşkanına karşı alenen, yüz yüze yahut gıyapta, sövme kapsamında olan sözlerin söylenmesidir. Bu suç TCK m. 299’da düzenlenmiştir.
TCK 299:
‘’ Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Nasıl Oluşur?
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Cumhurbaşkanlığı makamında aktif olarak görev yapan kişiye karşı, sövme, küçük düşürücü sözler söyleme yahut onur kırıcı, şeref zedeleyici olayı isnat etme suretiyle oluşur.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun oluşabilmesi için gerekli olan şartlar şunlardır:
- Hakaret kapsamına giren sözcüklerin sarf edilmesi,
- Hakarete maruz kalan kişinin mevcut Cumhurbaşkanı olması,
- Failin bu suçu kasten işlemiş olması.
Hakaret eylemi, kişinin onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici nitelikteki her sözdür. Bu suçun oluşabilmesi için, hakaret eyleminin, Cumhurbaşkanının kişiliğine, makamına, görevine yahut gerçekleştirdiği hizmetlere karşı yapılmış olması gerekmektedir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, yüze karşı veya gıyapta işlenebilir. Yargıtay kararına göre, suçun yüze karşı yahut gıyapta işlenmesi arasında bir fark yoktur. Gıyapta işlenen Cumhurbaşkanına hakaret suçu için, hakaret eylemlerini duyan kişilerin sayısı önemli değildir, failin 1 kişinin dahi duyabileceği şekilde Cumhurbaşkanın yokluğunda hakaret etmesi gıyapta hakaret suçunu oluşturur. (Yargıtay 16. CD., 2016/4256 E., 2017/4789 K.)
Bu suç bakımından hakaret eylemi 2 şekilde gerçekleşebilir. Bunlardan ilki sövme, ikincisi ise gerçekte var olmayan ve toplum tarafından hoş karşılanmayan, küçük düşürücü bir olguyu isnat etmedir.
Örneğin cumhurbaşkanına küfür etmek sövme kapsamında değerlendirilirken, cumhurbaşkanına hırsız demek de bir olgu isnat etmek suretiyle hakaret suçu oluşturacaktır.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun oluşabilmesi için Cumhurbaşkanının fiilin işlendiği sırada görevde olması şarttır. Vefat etmiş, emekliye ayrılmış, görevden alınmış eski Cumhurbaşkanlarına karşı hakaret etmek, bu suçu oluşturmaz. Emekliye ayrılmış Cumhurbaşkanı hakkında hakaret edilmesi, genel hakaret suçunu oluştururken; vefat etmiş cumhurbaşkanına karşı hakaret edilmesi ‘ölünün hatırasına hakaret suçu’ oluşturacaktır.
Yargıtay da 2017 yılında, Cumhurbaşkanına karşı hakaret suçunun oluşabilmesi için, hakaret eyleminin Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan kişiye karşı gerçekleştirilmesi gerektiğini ve görevi sona eren Cumhurbaşkanına karşı hakaret eylemlerinin, TCK 125 kapsamındaki genel hakaret kapsamında değerlendirileceği yönünde bir karar vermiştir. (Yargıtay 18. CD., 2016/16471 E., 2017/987 K.)
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Cezası
Cumhurbaşkanına hakaret suçu cezası, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.
Bu sınırlar içinde hükmedilecek hapis cezasının kesin miktarını hakim; sanığın geleceği, insan ilişkileri, eğitim ve mesleki durumunu göz önünde bulundurarak takdir edecektir.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Hali ve Cezası
Cumhurbaşkanına hakaret suçunda cezayı artıran 1 adet nitelikli hal bulunmaktadır. Bu hal TCK 299. maddenin 2. fıkrasında düzenlenmiştir.
TCK 299/2:
‘’Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.’’
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Alenen İşlenmesi
Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturmaya elverişli hareketlerin, toplum tarafından görülebilecek veya duyulabilecek şekilde alenen gerçekleştirilmesi halinde, faile verilecek olan ceza ⅙ oranında artırılır.
Yargıtay kararlarına göre, Cumhurbaşkanına hakaret suçunun nitelikli halinden dolayı ceza verilebilmesi için, eylemlerin gerçekleştiği yerin bir önemi yoktur. Burada önemli olan, hakaretin birden fazla kişi tarafından görülme veya duyulma ihtimalinin olması ve bu ihtimalin, suç işlenen ortamda gerçekleşeceğinin fail tarafından biliniyor olmasıdır.
Yargıtay 16. ceza dairesinin kararına konu olan bir olayda, kişisel e-postalar arası yollanan iletilerdeki hakaret eylemleri, kamuya açık bir biçimde gerçekleştirilmediği ve birden çok kişi tarafından görülmediği için, bu şekilde işlenen suç bakımından ağırlaştırıcı hal uygulanmamıştır. (Yargıtay 16. CD., 2015/1290 E., 2015/3294 K.)
Hakaret eylemlerinin basın ve yayın araçlarında konuşma, sosyal medyada içerik paylaşma, sokakta bağırma, eylem düzenleme, slogan atma şeklinde gerçekleştirilebilmesi mümkündür.
Yargıtay, 2019 yılında önüne gelen bir dosyada, failin, mevcut Cumhurbaşkanına yönelik olarak hakaret içeren broşürlerini sokaktaki vatandaşlara dağıtması halinde bu eylemin, Cumhurbaşkanına hakaret suçunun nitelikli halini oluşturduğu yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 16. CD., 2018/3601 E., 2019/2066 K.)
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, failin işlediği suçtan dolayı kendi iradesi ile pişmanlık duyması ve suçun neticelerini ortadan kaldırmaya çalışmasıdır. Eğer fail, suçun meydana getirdiği neticeleri ortadan kaldırabilir yahut neticenin vermiş olduğu zararı azaltabilirse bu durumda, faile verilecek olan ceza azaltılır.
Etkin pişmanlık hükümleri kapsamına giren suçlar, kanunda sayılmıştır. Cumhurbaşkanına hakaret suçu, hem bu suçlar arasında sayılmadığından hem de hakaret suçunda, ortadan kaldırılabilecek bir netice bulunmadığından bu suçta etkin pişmanlık hükümleri uygulanması mümkün değildir.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Teşebbüs, İştirak, İçtima
Teşebbüs, failin suç işlemeye yönelik hareketlerine başlaması ancak, iradesi dışında gerçekleşen olaylar nedeniyle suçu tamamlayamaması, suçun yarım kalması halidir. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda teşebbüs hükümlerinin uygulanması, bu suçun işleniş şekline ve somut olayın özelliklerine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, sözlü yahut sosyal medya ortamında işleniyorsa bu suça teşebbüs mümkün değildir.
Örneğin, Cumhurbaşkanının yaptığı bir gezi sırasında, Cumhurbaşkanının yüzüne karşı ‘’hırsız’’ demek suretiyle suç işlenirse bu durumda suç tamamlanmış olur, teşebbüs aşamasında kalmış olmaz.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, yazılı araçlar vasıtasıyla işleniyorsa bu durumda bu suça teşebbüs mümkün olabilir.
Örneğin, Cumhurbaşkanının yaptığı gezi sırasında, Cumhurbaşkanına yazdığı hakaret içeren mektubu, cebine gizlice koymak için Cumhurbaşkanına yaklaşan kişi, elindeki mektupla korumalar tarafından yakalanırsa bu durumda, Cumhurbaşkanına hakaret suçu teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır.
İştirak, suçun işlenmesine ortak olunması, suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesidir. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda iştirak mümkündür.
Örneğin, sokakta eylem yapmak için toplanan 20 kişinin, yürüyüş esnasında cumhurbaşkanına yönelik olarak hakaret içeren sloganlar atması halinde, bu 20 kişi, iştirak hükümleri çerçevesinde bu suçtan sorumlu olacaktır.
İçtima, failin aynı mağdura karşı, farklı zamanlarda, birden fazla kez aynı suçu işlemesi halinde meydana gelir. Bu durumda faile, tek ceza verilir ancak bu cezanın miktarı ¼’ten ¾ oranına kadar artırılır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda içtima mümkündür.
Örneğin, failin, sosyal medya hesabından 5 gün üst üste her saat cumhurbaşkanına hakaret içeren sözler paylaşması halinde fail, tek bir Cumhurbaşkanına hakaret suçundan ceza alır ancak bu cezanın miktarı artırılır.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Soruşturma Aşaması
Soruşturma aşaması, kolluk veya savcılık tarafından suç şüphesinin öğrenilmesi ile başlar ve olaya ilişkin savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabulü ile sona erer.
Soruşturma aşamasında yetkili makamlar tarafından yapılacak işlemler şunlardır:
- Şikayet-İhbar,
- Gözaltı,
- Delillerin Toplanması,
- İfade ve Sorgu,
- Uzlaşma,
- Adli kontrol,
- Tutukluluk.
Şikayet – İhbar
Şikayet, suçun mağdurunun, suça ilişkin olayı, kolluk kuvvetleri veya savcılık makamına bildirmesidir. İhbar ise, suç konusu olay ile ilgili herhangi bir ilgisi bulunmayan kişinin, suça ilişkin olay hakkında, kolluk kuvvetleri veya savcılık makamını bilgilendirmesidir. Şikayet ve ihbar hem yazılı hem de sözlü biçimde yapılabilir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, şikayete bağlı bir suç değildir. Bu nedenle, suçun mağduru ilgili olay hakkında şikayette bulunmasa dahi, yetkili makamlar tarafından suç şüphesinin öğrenilmesi ile soruşturma aşaması başlatılır.
Gözaltı
Gözaltı, soruşturmaya konu olan eylemi gerçekleştirdiği iddia edilen şüphelinin, soruşturma işlemlerinin yapılması sürecinde, savcı kararı ile, kolluk kuvvetleri tarafından nezarethanede alıkonulmasıdır. Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı gözaltı kararı verilebilmesi mümkündür.
Gözaltı süresi, şüphelinin yakalama anından itibaren 24 saatten fazla olamaz. Bu 24 saatlik süreye, şüphelinin hakimin yanına götürülmek üzere yolda geçirdiği süreler dahil değildir. Birden fazla kişi ile işlenen suçlarda gözaltı süresi, her defasında 1 günü geçmemek üzere 3 gün süreyle uzatılabilir.
Savcının gözaltı kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, Sulh Ceza Hakimliğine belirli kişiler tarafından yapılabilir. Bu kişiler suç şüphelisi, şüphelinin eşi, avukatı, annesi, babası, çocuğu, torunu, dedesi gibi kan hısımlarıdır.
Gözaltı süresinin dolması nedeniyle serbest bırakılan kişi hakkında, dosyaya yeni bir delil eklenmedikçe aynı nedene dayanılarak tekrar gözaltı kararı verilemez.
Delillerin Toplanması
Savcı, suç şüphesini öğrendikten sonra, ilgili olayın ayrıntılarını öğrenebilmek için delil toplar. Delillerin toplanması, hem kovuşturma hem de soruşturma aşamasında gerçekleştirilir. Hem şüpheli hem de mağdur her aşamada delil toplanmasını talep edebilir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı da delillerin toplanması mümkündür. Bu suç bakımından toplanabilecek delillere örnek olarak; şüphelinin sosyal medya hesap hareketleri, bilgisayarı, cep telefonu, yazışma dokümanları verilebilir.
Delillerin toplanması aşamasında, şüphelinin hem lehine hem de aleyhine olan deliller toplanmalıdır. Şüphelinin sadece lehine veya sadece aleyhine toplanan delillere dayanılarak verilen kararlar adil bir hüküm emsali olmayacaktır.
Suça ilişkin elde edilen deliller, hukuka uygun biçimde toplanmalıdır aksi takdirde deliller olayın aydınlatılması ile ilgili ne kadar önemli olursa olsun, hüküm kurulurken dikkate alınmaz.
İfade ve Sorgu
İfade, şüphelinin kolluk kuvvetleri veya savcı tarafından dinlenilmesi iken, sorgu sanığın mahkeme veya hakim tarafından dinlenilmesidir.
İfade aşaması, suç şüphesinin öğrenilmesinden sonra şüpheliye davetiye gönderilerek çağrı yapılması ile başlar. Çağrı ayrıca telefon, faks, mail yoluyla da yapılabilir. Eğer kişi yapılan bu çağrıya uymazsa hakkında, zorla getirme kararı çıkartılır ve şüpheliye para cezası verilir.
İfade vermeye gelen şüphelinin öncelikle kimlik bilgileri doğrulanır. Kişiye, neden ifade vermek için çağrıldığı ve hangi suç isnadı ile karşı karşıya olduğu hakkında bilgi verilir ve bu süreçte sahip olduğu haklar öğretilir. Bu aşamada şüpheli; avukattan yararlanma, delil toplanmasını isteme, yakınlarına haber verme ve susma yani ifade vermeme haklarına sahiptir.
İfade aşaması, soru cevap şeklinde ilerler. Şüpheli/sanığın verdiği her cevap tutanağa geçirilir. Bu aşamada, kişinin beyanlarını özgür iradesi ile vermesi önemlidir. Şüpheli/sanığa işkence yapma, ilaç verme, üzerinde baskı kurma, fiziksel şiddete maruz bırakma gibi yasak usuller ile şüpheliyi konuşturmaya çalışmak yahut görevli tarafından istenilen cevapları söyletmeye çalışmak hukuka aykırıdır.
İfade aşamasının sonunda görevli ve şüpheli tarafından, tutanak imzalanır. Şüpheli, tutanağı imzalamadan önce muhakkak okumalıdır. Şüpheli, tutanakta söylemediği bir cevabı fark ederse yahut verdiği cevapların yanlış yazıldığı kanısına varırsa tutanağı imzalamamalı ve neden imzalanmadığı da tutanağa aynen geçirilmelidir.
İfade süreci, dikkat gerektiren ve özen isteyen işlemler barındıran, psikolojik olarak şüpheliyi yoran bir süreçtir. Bu süreç boyunca şüpheli, suç şüphesi altında olması nedeniyle kendini istediği gibi ifade edemeyebilir ve sağlıklı beyanlarda bulunamayabilir. Bu nedenle ifade ve sorgu sürecinin, alanında uzman ceza avukatı aracılığı ile takip edilmesi faydalı olacaktır.
Uzlaşma
Uzlaşma, suçun mağduru ve suç failinin görevli bir uzlaştırmacı aracılığıyla bir araya getirilmesi ve ortak noktada buluşturulmasıdır. Uzlaşma yoluna, yalnızca şikayete tabi suçlar bakımından gidilebilir. Cumhurbaşkanına hakaret suçu, şikayete bağlı bir suç olmadığından bu suç ile ilgili uzlaşma hükümleri uygulanamaz.
Adli Kontrol
Adli kontrol, yürütülen soruşturmada tutuklama sebeplerinin varlığına rağmen şüphelinin özgürlüğünü kısıtlamamak için tutuklanmaması, bunun yerine birtakım tedbirler ile kontrol altına alınmasıdır.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun soruşturma sürecinde şüpheli hakkında adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına karar verilebilir. Bu tedbirlere; şüphelinin yurt dışına çıkmasının yasaklanması, belirli yerleri ve çevreyi (örneğin kendi evini) terk etmemesi, belirli zamanlarda savcılık yahut karakola giderek imza atması örnek olarak verilebilir.
Sanığın adli kontrol tedbirleri ile kontrol altında tutulması yeterliyse ve sanık, kendisine verilen tedbirlere uygun bir yaşantı sürdürmekteyse sanık hakkında tutuklama kararı verilemez. Ancak, verilen adli kontrol şartını kasıtlı bir şekilde yerine getirmeyen şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilir.
Adli kontrol süresi, en çok 2 yıldır. Zorunlu hallerde gerekçe gösterilerek 1 yıl daha uzatılabilir.
Şüpheli hakkında verilen adli kontrol kararına itiraz edilebilir. İtiraz, şüpheli/sanık, eşi, avukatı ve yasal temsilcisi tarafından kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde adli kontrol kararı veren makama karşı yapılır.
Tutukluluk
Tutukluluk, yürütülen soruşturmada, ilgili eylemlerin bir suç oluşturduğu ve bu eylemleri şüphelinin gerçekleştirdiğine dair yeterli şüphenin bulunduğu durumlarda, şüphelinin, mahkeme kararı ile özgürlüğünün kısıtlanmasına ilişkin karardır.
Tutuklama kararı, suç şüphelisinin kaçma girişiminde bulunması, suça ilişkin delilleri yok etme eylemine kalkışması, mağdura, suç konusu olay ile ilgili baskı yapması durumlarında verilebilir. Tutuklama kararı ile şüpheli, olaya ilişkin deliller ve suç mağduru korunma altına alınmış olunur.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun soruşturma aşamasında da tutuklama kararı verilebilmesi mümkündür. Tutukluluk süresi, soruşturma aşamasında 6 ayı, yargılama sürecinde ise 1 yılı geçemez. Ancak gerekli görüldüğü takdirde en fazla 6 ay daha uzatılabilir.
Tutukluluk kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, kararın verildiği günün ertesi gününden başlamak üzere 7 gün içinde tutuklama kararı veren merciiye yapılır.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar
Cumhurbaşkanına hakaret suçunda yapılan soruşturmanın tamamlanmasının ardından verilebilecek 3 farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK),
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK),
- İddianamenin düzenlenmesi.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, soruşturmaya konu olan eylemlerin suç oluşturmadığının açıkça anlaşılması yahut yetkili makamlara gelen ihbar veya şikayetin genel ve soyut nitelikte olduğunun fark edilmesi durumunda verilen bir karardır.
Örneğin, Bir vatandaşın, Twitter uygulamasında gezinirken ‘’Bundan sonra bu ülkenin cumhurbaşkanı benim.’’ şeklinde bir tweet görmesi ve bunun üzerine hesap sahibi hakkında, cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı şikayetçi olması halinde savcılık, bu şikayete ilişkin, soruşturmaya yer olmadığı kararı verecektir.
Soruşturmaya yer olmadığı kararının yerinde olmadığını düşünen taraf, bu karara karşı itiraz edebilir. İtiraz, kararın itiraz eden kişiye tebliğ edildiği günden itibaren 15 gün içinde, kararı veren savcılığın bağlı bulunduğu sulh ceza hakimliğine yapılır.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, yürütülen soruşturma sonucunda şikayet veya ihbar konusu şüpheli veya olay hakkında yeterli şüphe oluşturacak delillerin elde edilememesi halinde verilen bir karardır.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunda kovuşturma aşamasına geçilebilmesi için, soruşturma aşamasında Adalet Bakanının izni gerekmektedir. Bu suç ile ilgili kovuşturmanın yapılabilmesi bakımından Adalet Bakanının izni alınmadıysa bu durumda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilecektir.
Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz mümkündür. Bu karara karşı itiraz, kararın kendisine tebliğ edildiği günden itibaren 15 gün içinde, kararı veren savcılığın bulunduğu sulh ceza hakimliğine yapılır.
İddianamenin Düzenlenmesi
Yürütülen soruşturma sonucunda, soruşturmaya konu eylemlerin suç oluşturduğu, şüpheli kişinin ise, suç işlemeye elverişli olan bu eylemleri gerçekleştirdiği hususunda yeterli deliller elde edilmişse bu durumda savcı, olaya ilişkin bir iddianame düzenleyerek suç ile ilgili kamu davası açar. Bu iddianamenin düzenlenmesi ve mahkeme tarafından kabul edilmesi ile soruşturma aşaması sona erer, kovuşturma aşamasına geçilir.
Hazırlanan iddianamede, şüphelinin, mağdurun ve varsa avukatlarının bilgileri, şikayette veya ihbarda bulunan kişinin bilgileri, ilgili suçun işlendiği zaman, yer, suça ilişkin deliller yer alır.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Savunması
Cumhurbaşkanına hakaret suçunda savunma hakkı, cezayı azaltan veya ceza verilmemesine olanak sağlayacak en etkili araçtır. Cumhurbaşkanına hakaret suçuna ilişkin öne sürülebilecek savunmalardan bazıları şunlardır:
- Hakaret suçunun şüpheliye ait olmayan bir sosyal medya hesabından işlendiği,
- Hakaret suçu kapsamında kast edilen kişinin Cumhurbaşkanı olmadığı,
- Suçun unsurlarının veya vasıflarının yanlış değerlendirildiği,
- Hakaret edilen kişinin T.C. Cumhurbaşkanı değil Kanada Cumhurbaşkanı olduğu ancak suç işlenirken sadece cumhurbaşkanı şeklinde söylendiği için etraftaki kişiler tarafından yanlış anlaşıldığı,
- Suçun, şüphelinin tanınan bir kişi olması nedeniyle şüpheli adına sahte hesap açılarak işlendiği,
- Hakaret edilen Cumhurbaşkanının görevinin sona erdiği,
- Şüphelinin sosyal medya hesabının ele geçirildiği bu nedenle kendi hesabı üzerinde eylemlerde bulunamadığı,
- Hakaret suçunun işlenmesi bakımından şüphelinin kusurunu kaldıran ya da cezasında indirim yapılmasını gerektiren durumların varlığı.
Şüphelinin kusurunu kaldıran yahut cezasında indirim yapılmasını gerektiren durumların varlığına örnek olarak; şüphelinin yaşının küçük olması, akıl hastası olması, iradesi dışında gerçekleşen geçici nedenlerden dolayı bu suçu işlemesi, suçu cebir ve tehdit altında işlemesi, suçun işlenmesinin amir tarafından emredilmiş olması halleri verilebilir.
Örneğin Yargıtay, bir kararında, isnat edilen suç ile alakalı eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği bulunmadığı doktor raporu ile kanıtlanan sanığın, hükümet ve yetkililerine yapmış olduğu beddua niteliğindeki eylemleri Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında değerlendirmemiş ve sanık hakkında beraat kararı vermiştir. (Yargıtay 16. CD., 2016/4572 E., 2017/3624 K.)
Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı yapılacak savunmanın, kanuni sınırlar içinde kalan etkili bir savunma olması için, suça tüm yönleriyle hakim olunması, hangi söylemlerin hakaret suçu oluşturduğu konusunun çok iyi bilinmesi, kusuru kaldıran ya da cezada indirim yapılmasını gerektiren hallerin olaya iyi uyarlanması gerekmektedir. Bu nedenle sürecin, alanında uzman bir ceza avukatı ile takip edilmesi faydalı olacaktır.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Ceza yargılaması diğer adıyla kovuşturma aşaması, savcılık tarafından, soruşturma aşamasında yapılan işlemlerin yazılı olduğu iddianamenin, mahkemece kabul edilmesiyle başlayıp olaya ilişkin kesin hükmün verildiği ana kadar devam eden süreçtir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunda kovuşturma aşamasının başlatılabilmesi için soruşturma aşamasında, Adalet Bakanının izninin alınması bir dava şartıdır. Bu izin olmadan yargılamaya başlanılamaz.
Adalet bakanının izni olmadan açılan davayı kabul eden mahkeme, bu dava şartının yerine getirilmediğini fark ettiği anda davanın durmasına karar verir ve Adalet Bakanından izin talep eder. Eğer Adalet Bakanı tarafından izin verilirse yargılamaya devam edilir ancak izin verilmezse bu durumda davanın düşmesine karar verilir ve yargılama bu aşamada sona erer.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunda yargılama, genel hükümlere göre yapılır. İddianamenin kabulünden sonra mahkeme tarafından duruşma yapılır ve taraflar bu duruşmaya davetiye ile çağrılır.
Öncelikle, sanığın kimlik bilgileri doğrulanır ve sanığa, olaya ilişkin hazırlanan iddianame hakim tarafından okunur. Sonrasında sanık savunmasını yapar, bu aşamada varsa tanık dinlenmesini de isteyebilir. Mahkeme hakimi, sanığın savunmasından sonra ilgili kurum ve kuruluşlardan olaya ilişkin delil niteliğinde bilgi ve belge isteyebilir.
Örneğin, cumhurbaşkanına hakaret eden kişinin sosyal medya hesaplarına ilişkin raporlar, bu suçu işlemesi karşılığında para alıp almadığı hususunda hesap dokümanları, bilgisayar, telefon gibi araçlarının incelenmesi gibi kararlar alınabilir.
Hakim, bütün bu süreçte yapılan işlemleri toparlar. Sanığa, savunma yapması için son kez söz hakkı verir. Sonrasında, sanık hakkında kesin hüküm verilir ve kovuşturma aşaması sona erer. Ancak verilen kararın eksik veya yanlış olduğunu düşünen taraf, süresi içinde istinaf veya temyiz yoluna başvurabilir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunda yetkili ve görevli mahkeme suçun işlendiği yer Asliye Ceza Mahkemesidir.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Zamanaşımı
Cumhurbaşkanına hakaret suçunda dava zamanaşımı, suçun işlendiği andan itibaren 8 yıl; ceza zamanaşımı ise suçun kesinleşmesinden itibaren 10 yıldır. Suç, süresi içinde istinaf başvurusu yapılmaması halinde yahut istinaf sonucu verilen karar ile kesinleşir.
Dava zamanaşımı süresinin dolması ile yetkili makamların ilgili olay ile ilgili kamu davası açma hakkı düşer. Dava zamanaşımı süresi dolmasına rağmen dava açılmışsa ve ceza verilmişse bu cezalar bütün neticeleri ile ortadan kalkar.
Ceza zamanaşımı süresinin dolması ile, ilgili eylemler hakkında hala dava açılabilir ancak mahkemenin bu dava sonunda vermiş olduğu cezalar infaz edilemez.
Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi;
- 12- 15 yaş arasında ise, bu zamanaşımı sürelerinin yarısının,
- 15-18 yaş arasında ise, bu zamanaşımı sürelerin ⅔’ünün geçmesi halinde geçen süre dava zamanaşımına ilişkinse dava düşer; ceza zamanaşımına ilişkinse ceza infaz edilemez hale gelir.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Cumhurbaşkanına hakaret suçunda mahkemenin verebileceği birden fazla farklı karar bulunmaktadır. Bu kararlar şunlardır:
- Beraat,
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
- Mahkumiyet,
- Adli Para Cezasına Çevirme,
- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB),
- Cezanın Ertelenmesi,
- Davanın Düşmesi.
Beraat
Beraat, yapılan yargılama sonucunda, isnat edilen eylemin suç oluşturmaması yahut eylemlerin suç teşkil etmesi ancak bu suçun, fail tarafından işlendiğinin kesin olmaması hallerinde verilen, sanığın isnat edilen suç bakımından masum olduğunu içeren bir karardır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda da beraat kararı verilebilir.
Yargıtay, çocuk mahkemesinde görülen ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz yoluna başvurulan bir olay hakkında, suça sürüklenen çocuğun hakaret kastının bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı vermiştir. (Yargıtay 16. CD., 2016/4582 E., 2017/4477 K.)
Yargıtay başka bir kararında da işlenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle sanığın cumhurbaşkanına hakaret suçundan beraatine karar vermiştir. (Yargıtay 16. CD., 2016/2485 E., 2016/4287 K.)
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın suç teşkil eden eylemlerinin, sanıktan kaynaklanan birtakım nedenlerle cezalandırılmamasıdır. Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir.
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, failin kusurunun bulunmadığı yahut failin cezasızlık hallerinden birine sahip olduğu hallerde verilebilir. Failin yaşının küçük olması, akıl hastası olması, cebir ve tehdit altında bu suçu işlemesi halinde cezasızlık sebepleri vardır.
Yargıtay’da temyiz yoluna başvurulan bir karara göre, ilgili dosyada asliye ceza mahkemesi, sanığın, psikiyatri uzmanından şizofreni hastası olduğuna dair raporunun olması nedeniyle, sanığın cezasızlık nedenlerinden birine sahip olduğu gerekçesiyle sanık hakkında, ceza verilmesine yer olmadığına kararı vermiştir. (Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/1202 E., 2018/3742 K.)
Mahkumiyet
Yargılama aşamasının tamamında yapılan işlemler neticesinde, suçu oluşturan eylemlerin sanık tarafından işlendiği şüpheye yer olmayacak şekilde kesin olduğu durumda, sanık hakkında ilgili suçtan dolayı mahkumiyet kararı verilir. Mahkumiyet kararı ile sanık, isnat edilen suçtan dolayı hüküm giyer.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunda da mahkumiyet kararı verilebilir. Hakim, mahkumiyet kararında, kanunda öngörülen sınırlar dahilinde bir hapis cezasına hükmeder. Kanunda, bu suç bakımından adli para cezası düzenlenmediği için bu suç nedeniyle adli para cezasına hükmedilemez.
Yargıtay 2017 tarihli bir kararında, binanın dış duvarına ‘Faşist Tayi’ yazısını, şüpheye yer bırakmayacak şekilde cumhurbaşkanını hedef aldığı, bu nedenle cumhurbaşkanına hakaret suçu oluşturduğunu belirterek bu eylemden dolayı sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesine karar vermiştir. (Yargıtay 16. CD., 2016/7187 E., 2017/3519 K.)
Hakim gerek görürse, hapis cezasının yanı sıra ayrıca güvenlik tedbirlerine de hükmedebilir. Örneğin, cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı hapis cezası alan sanık hakkında, bu hapis cezasının yanında, atamaya tabi tüm memuriyetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılması kararı da verilebilir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı mahkumiyet kararı verilen sanık, mahkumiyet kararı kesinleştikten sonra 3 yıl içinde kasıtlı biçimde başka bir suç işlerse sanık hakkında, tekerrür hükümleri uygulanır ve sanığın mahkumiyet süresi arttırılır.
Hakim, belirli kriterleri göz önünde bulundurarak iyi hal indirimi kapsamında, sanık hakkında verilecek olan hapis cezasının ⅙ kadarının indirilmesine karar verebilir. Hakimin, iyi hal indirimi uygulamak için şu kriterleri göz önünde bulundurur; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, eğitim ve iş hayatı, suçu işlemesinden dolayı duyduğu pişmanlık, verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkisi.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, yargılama sonucunda sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 1 yıldan az süreli olması halinde, sanığa verilen hapis cezasının adli para cezası olarak infaz edilmesine dair karardır. Hakim, 1 yılın altında olan her hapis cezasını adli para cezasına çevirmek zorunda değildir. Adli para cezasına çevirme, hakimin takdirindedir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunda, adli para cezasına çevirme ancak hapis cezası en alt sınırdan yani 1 yıl olarak verilmesi halinde mümkündür. Bu suç bakımından verilen diğer cezaların adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.
Adli para cezasında hakim, verilen hapis cezası süresinin, adli para cezasında karşılığı olan gün sayısını tespit eder. Adli para cezası 5 ila 730 gün arasında verilebilir. Bu aralıkta belirlenen gün sayısı, failin ekonomik durumu ile orantılı olarak en az 20 en fazla 100 TL ile çarpılır ve adli para cezasının miktarı tespit edilmiş olunur.
Belirlenen adli para cezasının tek seferde veya taksit şeklinde ödenmesine karar verilebilir. Tek seferde ödenecek cezaların 1 yıl, taksitle ödenecek cezaların 2 yıl içinde ödenmesi gerekir. Fail, bu süre zarfında adli para cezasını ödemezse adli para cezası, hapis cezası şeklinde infaz edilmeye devam edilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın, belirli şartlara bağlı olarak 5 yıl boyunca açıklanmaması, hukuki sonuç ifade etmemesidir. Bu karar, 2 yıl veya daha az süreli hapis cezalarının varlığı halinde, sanığın daha öncesinde kasıtlı bir suçtan dolayı hüküm giymemiş olduğu durumda, sanığın kabul etmesi üzerine uygulanır.
Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı verilen hapis cezası 1 yıldan 2 yıla kadar ise bu cezalar geri bırakılabilir. Ancak verilen ceza, 2 yıldan 4 yıla kadarsa yahut suçun nitelikli halinden ceza verilmişse bu durumda, HAGB kararı verilemez.
HAGB kararının verilmesine karşı itiraz edilebilir. İtiraz, 7 gün içinde, kararı veren yetkili makama sunulan dilekçe yahut zabıt katibine bulunulan sözlü beyan ile yapılmalıdır.
Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının, belirli şartlara bağlı olarak cezaevinde infaz edilmesinin ertelenmesidir. Cezanın ertelenebilmesi için hükmolunan hapis cezasının 2 yıldan daha az süreli olması, sanığın bu olaydan önce 3 aydan fazla hapis cezası almamış olması ve mahkemeye, başka bir suç işlemeyeceği konusunda güven vermesi gerekmektedir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı verilen hapis cezası, 1 yıldan 2 yıla kadar ise fail hakkında verilen ceza ertelenebilir. Ancak verilen hapis cezası, 2 yıldan 4 yıla kadar ise bu ceza ertelenemez ve cezaevinde infaz edilir.
Cezanın ertelenmesi durumunda fail hakkında, bir denetim süresi belirlenir. Bu denetim süresi, 1 yıldan az 3 yıldan çok olamaz. Bu süre içerisinde fail, kasıtlı olarak suç işlemez ve kendisine verilen denetim yükümlülüklerine uyarsa cezası infaz edilmiş olur. Eğer fail, bu yükümlülüklere aykırı hareket ederse bu durumda, failin cezasının infazına cezaevinde devam edilir.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, yapılan yargılama sonucunda davanın devam etmesinin veya verilecek cezanın infaz edilmesinin imkansız olması hallerinde verilen bir karardır. Sanığın ölmesi, davanın zamanaşımına uğraması, yargılama konusu suç ile ilgili genel af çıkması, Adalet Bakanının izninin alınmaması hallerinde davanın düşmesine karar verilir.
DİKKAT: Şüphelinin ölmesi, ceza zamanaşımı, özel af çıkması gibi haller, davanın düşmesine sebep olmaz.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun temel ve nitelikli halinden dolayı verilen ceza için istinaf yoluna gidilebilirken temyiz yoluna sadece, nitelikli halden dolayı verilen ceza bakımından gidilebilir.
Mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen kararın, eksik yahut yanlış olduğunu düşünen dava tarafları, kararın tekrar gözden geçirilmesi için istinaf yoluna başvurabilir.
İstinaf yoluna başvuru, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemeye dilekçe sunmak veya zabıt katibine sözlü beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Eğer 7 gün içinde istinaf yoluna başvurulmazsa mahkemenin suça yönelik kararı kesinleşir.
İstinaf mahkemesi tarafından verilen kararın da yanlış yahut eksik olduğu düşünülüyorsa bu durumda temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz başvurusu Yargıtay’a, hükmü veren İstinaf mahkemesi ceza dairesine dilekçe verilmesi suretiyle yapılır. Temyiz yoluna başvuru süresi, istinaf mahkemesi kararının tebliğinden itibaren 15 gündür. Yargıtay’ın bu aşamada verdiği karar, kesindir.
DİKKAT: Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı temyiz yoluna sadece hakaret suçunun alenen işlenmesi halinde gidilebilir.
Sonuç
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Türkiye Cumhuriyeti temsilcisi ve devletin başında olan kişiye karşı işlenebilen ve hapis cezası gerektiren bir suçtur. Bu suçun bazı hallerde veya ortamlarda işlenmesi halinde suçu işleyen kişi hakkında verilecek olan ceza artırılır. Bu nedenle, Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile ilgili sürdürülen bir yargılamanın en kısa sürede ve lehe sonuçlanması isteniyorsa alanında uzman bir ceza avukatından yardım alınması gerekmektedir.