Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası ve İptali
Devlet memurluğundan çıkarma cezası, bir daha devlet memuru olmamak üzere kişinin memuriyetine son verilmesidir. Bu cezaya neden olan durumlar ve memuriyetten çıkarılan kişinin atması gereken adımlar, titizlikle incelenmelidir.
İçindekiler
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası Nedir?
Devlet memurluğundan çıkarma cezası, tekrar memuriyete atanmamak üzere memurluktan çıkarılma sonucunu doğuran disiplin cezasıdır. Bu disiplin cezasının verilmesiyle birlikte kişinin memurluk statüsü sona erer. Cezayı vermeye yetkili makam ise memurun vazife yaptığı kurumdaki yüksek disiplin kuruludur.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası Verilmesini Gerektiren Disiplin Suçları
Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesini gerektiren suçlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 125/1-e hükmünde belirtilmiştir. Kanun’da belirtilen bu fiilleri gerçekleştiren kişi, memuriyetten çıkartılır. Söz konusu fiil ve davranışlar, aşağıda liste halinde sıralanmıştır.
- İdeolojik ya da siyasi amaçlar doğrultusunda kurumların huzurunu veya çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,
- Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak ya da bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,
- Siyasi partiye girmek,
- Bir yılda toplam 20 gün özürsüz olarak göreve gelmemek,
- Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak,
- Amirlerine, alt kıdemdekilere veya iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,
- Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak yüz kızartıcı ve utanç verici fiil veya davranışlarda bulunmak,
- Yetkisi olmadan gizli bilgileri açıklamak,
- Siyasi ve ideolojik eylemlerden dolayı aranan kişileri görev yerinde gizlemek,
- Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,
- 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı eylemleri işlemek.
- Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, terör örgütlerine yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemek için kullanmak veya kullandırmak, terör örgütlerinin propagandasını yapmak, devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesini gerektiren suçlardır.
Memurlar bakımından DMK bünyesinde düzenlenen disiplin cezaları ve bunlara neden olan haller, bu yazıda anlatılanlarla sınırlı değildir. DMK kapsamındaki tüm disiplin suçları ve bunlar için öngörülen disiplin cezalarına, “memur disiplin cezaları” yazımızdan erişebilirsiniz.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası Verilmesini Gerektiren Adli Suçlar
Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesini gerektiren adli suçlar, DMK 48’de belirtilmiştir. Bu maddedeki düzenlemeye göre, Devlet memurluğundan çıkarma cezasının verildiği adli suçlar aşağıda liste halinde sıralanmıştır.
- Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına hükmedilen her türlü suç,
- Affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar,
- Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı işlenen suçlar,
- Zimmet,
- İrtikâp,
- Rüşvet,
- Hırsızlık,
- Dolandırıcılık,
- Sahtecilik,
- Güveni kötüye kullanma,
- Hileli iflas,
- İhaleye fesat karıştırma,
- Edimin ifasına fesat karıştırma,
- Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
- Kaçakçılık suçlarıdır.
Belirtilen suçlar memur olmadan önce işlenmişse kişi memur olamaz. Bunun sonradan anlaşılması halinde, memuriyetten çıkarma cezası verilir. Eğer kişi memur olduktan sonra bu suçlardan herhangi birini işlemişse bu durumda da memuriyetten çıkarma cezasına hükmedilir. Fakat söz konusu suçlardan birinin işlendiğine dair kesinleşmiş mahkeme kararı her ihtimalde aranır.
Devlet Memuru Olma Şartlarını Sonradan Sağlayamama
Devlet memuru olmak için aranan şartların, kişinin devlet memuru olmasından sonra ortadan kalkması veya baştan beri eksik olduğunun sonradan anlaşılması halinde memurluk sona erer.
Bu husus, DMK 98’de şöyle düzenlenmiştir:
“Devlet memurlarının … memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi (…) hallerinde memurluğu sona erer.”
Devlet memuru olabilmek için aranan genel ve özel şartlar, DMK 48 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu şartların sağlandığı noktasında kişinin yanlış, yanıltıcı veya yalan beyanı ile memur olduğunun tespiti halinde, memurun görevine son verilir. Şartların başta mevcut olmasına rağmen sonradan ortadan kalkması halinde de aynı ceza tatbik edilir.
Buna temel örnek olarak devlet memurluğuna engel bir suçtan hüküm giyme durumu ifade edilebilir. Memuriyete girişte böyle bir durum mevcut değilken sonradan bu tür bir suçu işlediği hakkında kesin mahkeme kararı olan memur, memuriyetten çıkarılır.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası Soruşturması Aşamaları
Memur hakkında devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilmesi için öncelikle disiplin soruşturması süreci işletilir. Yetkili amir, disiplin cezasına konu eylemi doğrudan öğrenebileceği gibi ihbar veya şikayet yoluyla da öğrenebilir. Bunun üzerine, soruşturma açmaya yetkili disiplin amiri tarafından soruşturma emri verilir ve bir soruşturma memuru atanır.
Soruşturma memuru, olayla ilgili incelemeler yaparak gerekli tüm belge ve bilgileri toplar. Konuyla ilgili tanıkları da dinler. Sonrasında, memura durumu bildirerek savunma yapması için en az 7 gün süre verir. Memur, bu süre zarfında savunma yapmazsa bu hakkından vazgeçmiş kabul edilir.
Konu, DMK 130 hükmünde şöyle düzenlenmiştir:
“Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.”
Disiplin amiri savunmayı aldıktan sonra ceza verilmesi gerektiğine yönelik düşünceye ulaşırsa soruşturma dosyasını kanaatini bildiren yazı ile birlikte yüksek disiplin kuruluna sevk eder. Yüksek disiplin kurulu, tüm durumu değerlendirerek 6 ay içinde kararını verir ve bu karar, ilgili memura tebliğ edilir.
Disiplin soruşturması, yukarıda belirtilen aşamalar ile nihayete erdirilir. Ancak soruşturma sürecinin hukuka uygun şekilde yürütülmesi gerekir. Sürecin usulüne uygun şekilde yürütülmesi için aşağıda liste halinde sıralanan esaslara dikkat edilmelidir.
- Bağımsız ve üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı görevlendirilmesi,
- Tanık ve soruşturma altındaki memurun ifadelerinin alınması,
- İfade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi,
- Delillerin araştırılması,
- Soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması
- Raporun ilgili makama sunulması,
- Soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların farklı olması,
- Yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek sanığın savunmasının alınması hususları, memurların soruşturma sürecinde haklarını koruyan hukuki güvencelerdir.
Sayılan kıstaslara aykırı biçimde yürütülen soruşturma neticesinde verilecek cezaya karşı iptal davası açılabilir. Dava sürecinde, söz konusu hukuka aykırılıklar delillendirilir. Buna ilişkin detaylara aşağıda değinilmiştir.
Ceza Soruşturması ile Disiplin Soruşturmasının Bir Arada Görülmesi
Devlet memurunun işlediği fiil ayrıca ceza soruşturmasına da konu olabilir. Örneğin, rüşvet suçunu işleyen memur hakkında TCK kapsamında düzenlenen rüşvet suçuna dair cezai soruşturma başlatılır. Ayrıca bu memur hakkında idari disiplin soruşturması da yürütülür.
Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanması, disiplin soruşturmasına etki etmez. İdari ve cezai soruşturmalar sonucunda verilecek kararlar da birbirine etki etmez.
Disiplin Soruşturmasının Sonucu
Devlet memurluğundan çıkarma cezasında yapılan soruşturma, soruşturma dosyasının yüksek disiplin kuruluna gönderilmesinden itibaren en geç 6 ay içerisinde sonuçlandırılıp karara bağlanır. Yüksek disiplin kurulunun yaptığı değerlendirme sonucunda memur hakkında meslekten çıkarma cezası vermesi halinde, kişinin memurluk statüsü sona erer.
Memuriyet statüsü ile birlikte buna bağlı tüm haklar da sona erer. Yüksek disiplin kurulu kararının yanlış yahut haksız olduğunu düşünen memur, karara karşı iptal davası açabilir.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasında Zamanaşımı
Memuriyetten çıkarma cezasına ilişkin iki farklı zamanaşımı türü düzenlenmiştir. Bunlar, soruşturma ve ceza zamanaşımıdır. Devlet memurluğundan çıkarma cezasında 6 ay içerisinde soruşturmaya başlanmadığı takdirde disiplin soruşturmasının açılması mümkün değildir.
Bununla birlikte Devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezasını gerektiren fiil ve davranışların işlendiği tarihten itibaren en geç 2 yıl içerisinde disiplin cezası verilmezse ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar ve artık ceza verilemez.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasına İtiraz ve İptal Davası
Devlet memurluğundan çıkarma cezasına itiraz edilmesi mümkün değildir. Bu cezaya karşı ancak idari yargı yolunda iptal davası açılabilir. İptal davası, memurluktan çıkarma kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde açılmalıdır.
İptal davasına bakan mahkeme, hukuka aykırı olduğuna karar verirse cezayı iptal eder. Bu durumda, kişi memuriyete geri dönebilir ve kaybettiği tüm haklara tekrar kavuşur.
İptal davasına ilişkin dikkat edilmesi gereken birçok nokta mevcuttur. Bu disiplin cezasında idareye itiraz imkanı olmadığı için iptal davası dışında cezanın kaldırılabileceği başka hukuki imkan bulunmamaktadır. Bilhassa dava süresinin kaçırılmamasına ve dilekçede hukuka aykırılıkların doğru şekilde ileri sürülmesine dikkat edilmelidir. Bu bağlamda, uzman idare hukuku avukatından destek almakta fayda vardır.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasına Karşı İptal Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Devlet memurluğundan çıkarma cezasına karşı açılan iptal davalarında yetkili ve görevli mahkeme, disiplin cezasını alan Devlet memurunun son görev yaptığı yerdeki idare mahkemesidir.
Görevsiz ve yetkisiz mahkeme yapılan başvurular usule aykırı olmakta ve bu nedenle davanın sonuçlanması gecikmekte, dava reddedilmekte, dolayısıyla olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir. Dolayısıyla, davanın doğru mahkemede açılmasına dikkat edilmelidir.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasının İptali Davasında Yürütmenin Durdurulması
Devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptali için açılan davalarda, yürütmenin durdurulması talebinde bulunmak mümkündür. Bunun için dava dilekçesinde yürütmenin durdurulması ayrıca talep edilmelidir.
Yürütmenin durdurulması talebinin kabul edilmesi halinde, iptal davası sonuçlanıncaya kadar memur hakkında meslekten çıkarma cezası tatbik edilmez. Bu sayede, yargılama süresince memuriyet statüsü korunmuş olur.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasının İptali Davası İstinaf ve Danıştay Aşaması
Devlet memurluğundan çıkarma kararına karşı idare mahkemesinde açılan iptal davasından olumsuz sonuç alan kişi, kanun yollarına başvurabilir. Mahkeme kararının tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içinde, kararı veren mahkemeye dilekçe sunarak istinaf yoluna başvurulabilir.
İstinaf yoluna başvurulması halinde, dosya istinaf mercii olan bölge idare mahkemesine gönderilir. Mahkeme, yapacağı değerlendirme sonucunda yeni bir karar verir. Bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içinde temyiz yoluna başvurmak mümkündür.
Dosyayı inceleyecek olan temyiz mercii, Danıştaydır. Fakat Danıştay tarafından verilen karar kesin nitelikte olup bu karara karşı herhangi bir kanun yoluna başvurulamaz.
Sonuç
Devlet memurluğundan çıkarma cezası, memurluk statüsünü sona erdiren ağır bir yaptırım olduğu için buna karşı öngörülen hukuki yollar son derece titiz biçimde tüketilmelidir. Bu süreçte gösterilecek bir hukuki ihmal, cezanın kesinleşmesine ve davanın kaybedilmesine neden olabilir. Bu bakımdan herhangi bir sorun yaşamamak adına, uzman idare hukuku avukatından destek almakta yarar vardır.