Hileli İflas Suçu ve Cezası

Hileli İflas Suçu ve Cezası

Hileli iflas suçu Türk Ceza Kanunu’nda Malvarlığına Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenen bir suç tipidir. Hileli iflas suçu ile hem bireysel hem de toplumsal koruma amaçlanmaktadır. Bu itibarla, suçu kişiler hakkında 8 yıla kadar hapis cezasına hükmedilmektedir. Hileli iflas suçu ile karşı karşıya kalan kişilerin, soruşturma ve kovuşturma aşamalarını titizlikle yürütmeleri gerekmektedir.

Hileli İflas Suçu Nedir?

Hileli iflas suçu, kişinin malvarlığını eksiltme amacı ile hileli davranışlarda bulunmasıdır. Burada önemli olan nokta, kişinin hileli davranışlarından önce veya sonra iflasına karar verilmiş olması gerektiğidir.

Ticaret mahkemesi tarafından verilmiş bir iflas kararı olmadıkça TCK m.161 kapsamında bir suç meydana gelmeyecektir. Ayrıca, cezalandıran fiil iflas etme değil, iflas kararından önce ya da sonra yapılan hileli davranışlardır. Hileli iflas suçu TCK madde 161’de düzenlenmektedir. 

TCK 161: 

‘’Malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflarda bulunan kişi, bu hileli tasarruflardan önce veya sonra iflasa karar verilmiş olması halinde, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’   

Hileli iflas suçunun, tacirin dikkat ve özen yükümlülüğüne uymayarak yani taksirle işlenmesi hali ise TCK m.162’de düzenlenmektedir. 

TCK 162:

‘’Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflasa sebebiyet veren kişi, iflasa karar verilmiş olması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’

Hileli İflas Suçu Nasıl Oluşur?

Hileli iflas suçu; kişinin mahkeme tarafından iflasına karar verilmesinden önce ya da sonra, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli yollara başvurması suretiyle oluşur.

Hileli iflas suçunun oluşumu için bazı fiiller öngörülmüştür ve bunlar kanunda sayılmıştır. Kanunda sayılmış olan bu seçimlik hareketlerin birinin meydana gelmesi durumunda suç oluşur. 

Hileli iflas suçu herkes tarafından işlenebilen bir suç değildir. Bu suç tipi ticari faaliyette bulunan tacir tarafından işlenebilir. 

Hileli iflas suçunun oluşumu; Yargıtayın bir kararında da belirttiği üzere iflas etmek değil, mahkeme tarafından verilen iflas kararından önce veya sonra mal varlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarrufların meydana gelmesine bağlıdır. (Yargıtay 8. CD. 2017/6321 E. 2017/14242 K.)

Tacirin dikkatsiz ve özensiz davranışları sonucu iflasın yahut hileli iflas suçuna sebebiyet veren fiillerin ortaya çıkması halinde ise taksirli iflas suçu oluşmaktadır. Ticaret hayatında öngörülmesi beklenen sonuçların, tacirin acemiliği yahut tedbirsizliği sebebiyle öngörülmemiş olması bu hale örnek olarak verilebilir.

Alacaklıların Alacaklarının Teminatı Mahiyetinde Olan Malların Kaçırılması, Gizlenmesi veya Değerinin Azalmasına Neden Olunması

Borçlu tarafından alacaklıların alacaklarının teminatı olan malların kaçırılmaya çalışılması, bu malların gizlenmesi ya da bu malların değerinin azaltılmasına sebebiyet verilmesi halinde hileli iflas suçu oluşur. 

Borçlunun, mahkeme tarafından verilen iflas kararından önce edinilmiş tüm malları bu kapsamda değerlendirilmektedir.

Yargıtay tarafından verilen bir kararda, sanığın alacakların teminatı olan mallarının kaçırılması, gizlenmesi ve değerinin azaltılmasına neden olan fiilleri hileli iflas suçu kapsamında değerlendirilmiş ve cezaya hükmedilmiştir. (Yargıtay 8. CD. 2018/1991 E. 2019/1073 K.)

Malların değerinin azalmasına neden olunmasına örnek olarak, borçlunun bilerek malı tahrip etmesi, parçalarını sökmesi, kullanım amacı dışında kullanması, malın bakımını yapmaması veya malı gereken sürede elden çıkarmayıp bozulmasına neden olması verilebilir.

Malvarlığını Kaçırmaya Yönelik Tasarruflarının Ortaya Çıkmasını Önlemek İçin Ticari Defter, Kayıt veya Belgelerin Gizlenmesi veya Yok Edilmesi

Tacirlerin tutmakla yükümlü oldukları ticari defter, çek hesapları, faturalar, makbuzlar yahut diğer tüm elektronik kayıtların, malvarlığı kaçırma amacıyla gizlenmesi halinde hileli iflas suçu oluşmaktadır.

Ticari defter, kayıt ve belgelerin gizlenmesi ya da yok edilmesi Vergi Usul Kanuna göre de suç teşkil etmektedir. Ancak, bu durum iflas kararının öncesinde ya da sonrasında hileli davranışlarla malvarlığını kaçırma amacı ile yapılırsa ceza hukuku açısından hileli iflas suçu meydana gelecektir.  

Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, …. İnşaat Hırdavat Taşımacılık Elektrik Ticaret Limited Şirketinin iflasına karar verildikten sonra iflas müdürlüğü tarafından şirkete ait defter ve belgelerin ibrazının istendiği ancak sanık tarafından hileli iflas suçu kapsamında teslim edilmediği anlaşılmıştır. (Yargıtay 8. CD. 2017/5925 E. 2017/14624 K.)

Gerçekte Bir Alacak ve Borç İlişkisi Olmadığı Halde, Sanki Böyle Bir İlişki Mevcutmuş Gibi, Borçların Artmasına Neden Olacak Şekilde Belge Düzenlenmesi

İflas kararı öncesinde ya da sonrasında borçlu kişi borcunun artması amacıyla gerçekte böyle bir alacak yahut borç ilişkisi olmamasına rağmen varmış gibi hileli davranışlarda bulunursa, borca ilişkin gerçeğe aykırı belge düzenlerse hileli iflas suçu oluşur.  

Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, şirket yetkililerinin mal varlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflarda bulundukları, gerçekte bir borç-alacak ilişkisi olmadığı halde grup şirketlere borç para vermek suretiyle alacaklılar zararına hileli işlemler yapmaları sebebiyle hileli iflas suçunun meydana geldiği belirtilmiştir. (Yargıtay 2. CD. 2020/30307 E. 2021/6684 K.)

Gerçeğe Aykırı Muhasebe Kayıtlarıyla veya Sahte Bilanço Tanzimiyle Aktifin Olduğundan Az Gösterilmesi

İflas kararı öncesinde ya da sonrasında hileli bir şekilde gerçeğe aykırı olarak muhasebe kaydı veya sahte bilançoyla aktifin olandan az gösterilmesi sonucu hileli iflas suçu meydana gelir. Hileli ifla suçunu meydana getiren bu fiile göre aslında belgede sahtecilik yaparak borç daha fazla gösterilmektedir. 

Hileli İflas Suçunun Cezası

Hileli iflas suçunun cezası 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasıdır. Hileli iflas suçunun taksirle işlenmesi halinde verilecek ceza, 2 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.

Kanunda yer alan bu sınırlar dahilinde hakim somut olayın koşullarına göre, failin nitelikleri, suçun oluş biçimi, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanması gibi kriterleri de dikkate alarak bir belirleme yapmaktadır.

Hileli iflas suçunun tüzel kişi üzerinden işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında da çeşitli güvenlik tedbirlerine hükmedilmektedir. Bu itibarla, sermaye şirketi faaliyetlerinin durdurulması yahut müsadere hükümlerinin uygulanması söz konusu olabilir.

Hileli İflas Suçunda Şahsi Cezasızlık Sebebi ve Cezayı Azaltan Haller ve Cezaları

Hileli iflas suçunda şahsi cezasızlık sebebi ve cezayı azaltan nitelikli haller; suçun işleniş şekli, işleniş zamanı, fail ile mağdur arasındaki yakın ilişki gibi sebeplerle, hükmedilen cezada indirime gidilen hallerdir. Bu haller, Türk Ceza Kanunu m.167 hükmünde düzenlenmektedir.

TCK 167:

“(1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;

a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,

c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.”

Fail ile Alacaklı Arasında Yakın İlişki Bulunması

Hileli iflas suçunda, fail ile alacaklı mağdurlar arasında yakın ilişkinin bulunması halinde, fail hakkında hükmedilecek cezada yarı oranında indirim yapılmaktadır yahut herhangi bir cezaya hükmedilmemektedir. İndirimin uygulanabilmesi için tüm alacaklıların belirtilen yakınlıkta olması gerekmektedir.

Alacaklı yahut alacaklıların; failin eşi, aynı konutta yaşayan kardeşi, çocukları, torunları, diğer altsoyu, anne-baba ve diğer üst soyu, evlat edineni yahut evlatlığı ve kayın hısımları olması halinde, cezaya hükmedilmemektedir.

Alacaklı yahut alacaklıların; failin boşanmış olduğu eşi, farklı konutta yaşayan kardeşi, aynı konutta yaşayan ikinci derece hısımları olması halinde ise verilecek cezada yarı oranda indirim yapılmaktadır.

Hileli İflas Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, suç meydana geldikten sonra failin, oluşan suç nedeniyle pişmanlık duyması sebebiyle sonuçları ortadan kaldırmaya yönelik çaba göstermesidir. Hileli iflas suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanması halinde, verilecek cezada belli oranda indirim yapılmaktadır.

Suç tamamlandıktan sonra ancak fail hakkında kovuşturma başlamadan önce etkin pişmanlık gösterilmesi halinde indirim oranı cezanın 2/3’ü oranında olmaktadır. İndirimin söz konusu olması için mağdurun zararının giderilmesi gerekmektedir.

Kovuşturma başladıktan sonra, mahkeme tarafından hüküm verilmeden önce etkin pişmanlık gösterilmesi halinde ise verilecek cezada yarı oranında indirim yapılmaktadır.

Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, hileli iflas suçu bakımından etkin pişmanlık hükümleri gözetilmeden hüküm verildiği için kararın bozulması gündeme gelmiştir. (Yargıtay 8. CD. 2017/6334 E. 2017/15392 K.)

Hileli İflas Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, suç işlemek amacıyla harekete geçilmesi ancak elde olmayan sebeplerden dolayı suçun tamamlanamamasıdır. Suça teşebbüs halinde, faile verilecek cezada dörtte üçe kadar indirime gidilmektedir.

Hileli iflas suçuna teşebbüs mümkündür. Hileli davranışın iflas kararından önce mi sonra mı gerçekleştiğine göre farklı değerlendirilecektir. Taksirli iflas suçuna teşebbüs ise kural olarak söz konusu değildir.

Yargıtay’ın verdiği bir kararda, suçu oluşturan hareketlerin iflas kararından önce yapılması halinde suçun o anda meydana geldiği ve zamanaşımı sürelerinin de bu tarihten başlayacağına hükmedilmiştir. (Yargıtay 11. CD. 2008/352 E. 2008/1731 K.)

İştirak, işlenen bir suça aynı suç işleme kararı ile katılmak, suça ortak olmaktır. Suçun işlenmesi konusunda etkisi olan, yardım eden herkes etkileri oranında ayrı ayrı cezalandırılmaktadır. Hileli iflas suçunda fail olan tacir bu suçu genelde ardında muhasebeciler yahut yardımcıları aracılığıyla işlemektedir. 

İçtima, kişinin tek bir davranışı ile birden çok suça sebebiyet vermesidir. Bu durumda faile tek suçtan ceza verilerek cezanın miktarı artırılır. Hileli iflas suçu bakımından ele aldığımızda suçun meydana gelişi açısından bir malvarlığının hem kaçırılması hem de değerinin azalması söz konusu olduğunda içtima hükümleri uygulama alanı bulacaktır. 

Hileli İflas Suçu ve Cezası

Hileli İflas Suçunun Soruşturma Aşaması

Hileli iflas suçunun soruşturma aşaması, savcının bu suça dair suç şüphesini öğrenmesi üzerine başlamakta iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile son bulmaktadır. Hileli iflas suçunun soruşturma aşaması şu şekildedir:

  • Şikâyet-İhbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Uzlaşma,
  • Adli Kontrol,
  • Tutukluluktur.

Şikayet-İhbar

Şikayet ve ihbar, suçu meydana getiren hareket hakkında yetkili makamların haberdar edilmesidir. Şikayet bizzat suçun mağduru ya da suçtan zarar gören tarafından yapılabilirken ihbar ise herkes tarafından süre şartı olmadan yapılabilmektedir. 

Hileli iflas suçu şikayete tabi bir suç değildir. Herkes tarafından ihbar edilerek yetkili mercilerin haberdar edilmesi sağlanabilir. 

Gözaltı

Gözaltı, suç şüphesine ilişkin somut delillerin varlığı ve soruşturma için zorunlu olması nedeniyle şüpheli kişinin yetkili merciler tarafından alıkonulmasıdır. Bu şartların varlığı halinde hileli iflas suçu açısından gözaltı kararı savcı tarafından verilebilir. 

Gözaltı süresi yakalama zamanından itibaren en fazla 24 saattir. Bunun dışında yakalama yerinden en yakın mahkemeye götürme süresi ise en fazla 12 saat olmalıdır. Bu sürelerin geçirilmesi ve geçen sürelerde yapılan her işlem hukuka aykırıdır. Dosyanın çok kapsamlı olması halinde savcı en fazla 2 kez daha bu süreyi uzatabilir.

Gözaltı kararının ya da gözaltı süresinin uzatılmasının hukuka aykırı olduğu durumlarda itiraz mümkündür. İtiraz hakkı şüphelinin kendisinde, avukatında, yasal temsilcisinde, eşinde ya da yakınlarındadır. Yakınları kardeşi, annesi, babası veya çocukları olabilmektedir.

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması aşaması, somut olay özelinde her türlü bilginin toplanarak olayın nasıl gerçekleştiğine ulaştığına dair bulguların ortaya konulmasıdır. Delillerin toplanması hem soruşturma hem de kovuşturma evresinde yapılabilir. Somut olaya dair hem lehe hem de aleyhe deliller savcı tarafından toplanmalıdır. 

Bu aşamada delillerin hukuka uygun olarak elde edilmiş olması gerekir. Aksi halde mahkemeye sunulan deliller kabul edilmeyecektir. Delil toplama işlemi her aşamada şüpheli ya da avukatı tarafından istenebilecektir. Ancak bu istek davayı uzatma amacıyla yapılıyorsa mahkeme tarafından reddedilecektir. 

Hileli iflas suçu açısından suça konu olan ticari defterler, her türlü muhasebe kaydı, belge ve kayıtlar, banka dekontları, borç ilişkisine ait sözleşmeler delil niteliğinde mahkemeye sunulabilir. 

İfade ve Sorgu

İfade, suç şüphesi altında olan kişinin soruşturma kapsamında savcı veya kolluk görevlileri tarafından dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli ya da sanığın mahkeme tarafından dinlenmesidir.

İfade alımının başlaması için öncelikle kişiye bir davetiye gönderilir. Bu davetiyede ifadeye gelmediği takdirde hakkında zorla getirtme kararı çıkartılacağı da belirtilir. İfadeye gelen kişinin kimliği belirlenerek hangi suç isnadı ile orada bulunduğu anlatılır, kişiye ekonomik durumu medeni hali ve eğitim bilgileri sorulur.

Sonrasında şüphelinin ifade alımı esnasında sahip olduğu haklar anlatılır. Bu aşamada kişi avukat isteme, konuşmama, yakınlarına haber verilmesi isteme veya delillerin toplanmasını isteme hakkına sahiptir.

İfade alımı sırasında şüphelinin beyanları özgür iradesine dayanmalıdır. Kişiye herhangi bir baskı uygulanmamış olmalıdır. Aksi halde, alınan beyanlar yargılamanın hiçbir aşamasında kullanılamayacaktır.

Tüm bunların sonunda kayda alınan bilgilerle ilgili şüpheliye bir tutanak imzalatılmaktadır. Tutanakta yazan bilgilerin eksik, yanlış ya da fazla olmaması adına, tutanağın, imzalanmadan önce incelenmesi gerekmektedir. Bu noktada, alanında uzman bir ceza avukatından hukuki destek almak oldukça önemlidir.

Uzlaşma

Uzlaşma suç işleyen taraf ile mağdur olan tarafın bir uzlaştırmacı vasıtasıyla anlaştırılmasıdır. Kanunumuzda şikayete tabi olan suçlar uzlaştırmaya da tabi iken şikayete bağlı olmayan suçlar uzlaştırma kapsamında değildir. Hileli iflas suçu bakımından uzlaştırma hükümleri uygulanmaz.

Adli Kontrol

Adli kontrol; tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde tutuklama yerine uygulanan bir tedbirdir. Hileli iflas suçu bakımından adli kontrol kararı verilebilir.

Adli kontrol tedbirleri kapsamında şüpheli kişiye imza verme yükümlülüğü, elektronik kelepçe kullanma yükümlülüğü, yurt dışına çıkış yasağı veya kamuya yararlı bir faaliyette bulunma yükümlülüğü gibi yükümlülükler getirilebilir. 

Adli kontrol süresi en fazla 2 yıl olabilmektedir. Soruşturma ve yargılama aşamalarının sağlıklı şekilde devamı için zorunlu olması halinde, bu süre 1 yıl daha uzatılabilmektedir. Şüpheli yahut sanığın, belirlenen adli kontrol tedbirlerine uymaması halinde, tutuklama kararı verilebilmektedir.

Adli kontrol kararına itirazda bulunma süresi, 7 gündür. Adli kontrol kararına karşı itiraz o yargı çevresindeki Asliye Ceza Mahkemesine yapılır.

Tutukluluk 

Tutukluluk, belirli koşulların varlığı halinde şüphelinin cezaevinde alıkonulmasıdır. Tutukluluk kararı, aşağıdaki sebeplerin mevcut olduğu ve adli kontrol tedbirinin yetersiz olacağı durumlarda verilir.

  • Kuvvetli suç şüphesi,
  • Kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesi.

Bu şartların varlığı durumunda hileli iflas suçunda tutukluluk kararı verilebilecektir. Hileli iflas suçu ağır ceza mahkemesinin görev alanına girdiğinden tutukluluk süresi en fazla 2 yıl olabilir. Bu süre, zorunluluk hallerinde 3 yıl daha uzatılabilmektedir.

Tutukluluk kararına karşı itiraz edilebilir. Kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz etme hakkı mevcuttur. Şüpheli, eşi, yasal temsilcisi, annesi babası ve diğer birinci ikinci derece akrabaları itiraz hakkına sahiptir.

Taksirle iflas suçunun ceza üst sınırı 2 yıldan az olduğundan, bu suç için tutuklama kararı verilememektedir.

Hileli İflas Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar

Hileli iflas suçunda soruşturma aşamasında verilebilecek kararlar aşağıdaki gibidir.

  • Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
  •  Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
  • İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.

  Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar ve şikâyet konusunu oluşturan fiilin hiçbir araştıramaya gerek olmadan suç olmadığının anlaşılması veya çok genel ve soyut olması halinde verilmektedir. Söz konusu hallerde soruşturma aşaması başlamadan dosya kapanır.

Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. Kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Hileli iflas suçunun soruşturma aşamasının sonunda savcı, dava açılmasını uygun görmez veya suçla ilgili yeterli delil bulamazsa kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu karara KYOK da denir. Bu durumda dosya soruşturma aşamasından sonra kapanır ve yargılamaya devam edilmez.

Hileli iflas suçu bakımından yukarıdaki hallerin var olması durumunda savcı tarafından KYOK kararı verilebilir.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi

Hileli iflas suçuna dair yapılan soruşturmanın sonucunda savcı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenler. Devamında, düzenlediği iddianameyi görevli ve yetkili mahkemeye sunar. İddianamenin kabul edilmesi hâlinde kamu davası açılır ve yargılama aşamasına geçilir.

 Hileli İflas Suçunun Savunması

Hileli iflas suçunun savunması somut olay özelinde değişmektedir. Hileli iflas suçu bakımından örnek savunmalara aşağıda yer verilmiştir. 

  • Malvarlığını eksiltmeye yönelik bir davranış bulunmadığı,
  • Meydana gelen fiilin hileli bir tasarruf oluşturmadığı,
  • Malların kaçırılması, gizlenmesi veya değerinin azalmasına neden olunmasının söz konusu olmadığı,
  • Ticari defter, kayıt veya belgelerin gizlenmediği,
  • Borçların artmasına neden olacak şekilde belge düzenlenmediği iddiası,
  • Gerçeğe aykırı muhasebe kaydı  bulunmadığı,
  • Aktifin olduğundan az gösterilmediği iddiası,
  • Sanık hakkında ortaya konulan aleyhe delillerin hukuka aykırı olduğu,
  • Cezanın verilmesine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin oluşmadığı,
  • Suç vasfının veya unsurlarının yanlış değerlendirilmesi,
  • Sanığa ilişkin lehe delillerin de toplanmamış olması.

Savunma hakkı kişinin kendisini ifade edebileceği en önemli haklardan biridir. Hileli iflas suçunun savunması somut olaya göre değişkenlik göstermektedir. Olaydaki tüm detayların değerlendirilmesi ve hiçbir ayrıntının atlanmaması önem arz etmektedir. Bu sebeple etkin bir savunma yapılabilmesi için, uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.

Hileli İflas Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Hileli iflas suçunda ceza yargılaması aşaması davanın mahkemede görüldüğü, duruşmaların düzenlendiği ve tarafların sözlü savunmalarını sunduğu evredir. Bu süreç, ceza hukukunda kovuşturma evresi olarak da adlandırılır.

Sanık, duruşma sırasında kendi savunmasını sözlü olarak yapma hakkına sahiptir ve aynı zamanda yazılı savunma da sunabilir. Yargılama aşamasında, mahkemeye sunulan deliller ve uzman görüşleri değerlendirilir. Örneğin, uzman mütalaası hileli iflas suçunun yargılaması bakımından önemli bir rol oynayabilir.

Mahkemeye düşen görev, tüm süreci bütün olarak değerlendirmektir. Hâkim, sürecin sonunda bir karar verir, bu karar beraat ya da mahkûmiyet olabilir. Hâkim, delilleri, savunmaları ve tüm süreci dikkate alarak adil bir karar vermeye çalışır.

Hileli iflas suçunun taksirle işlenmesini düzenleyen m.162/1 basit yargılama usulü kapsamındadır. Basit yargılama usulü, yargının işlerinin hafiflemesi ve sonuca daha hızlı ulaşmak amacıyla tercih edilebilir. Bu durumda duruşma yapılmaz süreç dosya üzerinden ilerler.

Yargılamada basit yargılama usulünün tercih edilmesi halinde kararın tebliğ edildiği günden itibaren 7 gün içinde mahkemeye sunulan dilekçe ile karar itiraz hakkı bulunmaktadır. İtiraz incelemesinin sonucunda verilen karar hakkında istinaf kanun yoluna başvurulabilir.

Hileli iflas suçu ağır ceza mahkemesinin görev alanında iken taksirli iflas ise asliye ceza mahkemesinin görev alanında bulunmaktadır.

Hileli İflas Suçunda Zamanaşımı

Hileli iflas suçuna ilişkin dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıl; ceza zamanaşımı süresi ise, mahkûmiyet kararının kesinleştiği tarihten itibaren 20 yıldır. Taksirli iflas suçu meydana geldiği takdirde dava zamanaşımı süresi 8 yıl; ceza zamanaşımı süresi ise 10 yıldır. 

Hileli iflas suçunda zamanaşımı sürelerinin geçmesi ile dava açılamaz ya da ceza verilmişse cezanın infazı mümkün olmaz. 

Hileli İflas Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Hileli iflas suçunda mahkemenin verebileceği kararlar aşağıdaki gibidir.

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkûmiyet,
  • Adli para cezasına çevirme,
  • HAGB,
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi. 

Beraat

Beraat, mahkeme tarafından yapılan yargılamanın sonunda sanığın aklanarak suç işlemediğinin kesin olmasıdır. Beraat kararı, suçun sanık tarafından işlenmemesi, delil yetersizliği, suçun unsurlarının oluşmamış olması gibi sebeplerle verilebilir.

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın fiilleri suç teşkil etmesine rağmen bazı sebepler ile ceza verilememesidir. CYOK kararı kanunda düzenlenen bazı koşullar altında hâkim tarafından verilebilmektedir. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı aşağıdaki hallerde verilebilecektir.

  • Sanığın suçun meydana geldiği sırada 12 yaşından küçük olması,
  • Sanığın akıl hastası olması,
  • Suçun zorunluluk altında işlenmesi,
  • Suçun konusunda hataya düşülmesi,
  • Suçun cebir ya da tehditle işlenmesi,
  • Etkin pişmanlık,
  • Şahsi cezasızlık sebeplerinin varlığı.

Hileli iflas suçuna ilişkin olarak sayılan bu hallerden birinin varlığı halinde CYOK kararı verilebilir.

Mahkûmiyet

Mahkûmiyet kararı, mahkeme tarafından yapılan yargılamanın sonunda sanığın suçlu olduğuna hükmedilmesidir. Hileli iflas suçu bakımından suçun sanık tarafından işlendiğine kesin kanaat getirilirse ve ceza verilmemesi için herhangi bir sebep yoksa mahkûmiyet kararı verilecektir.

Hileli iflas ve taksirli iflas suçu bakımından, hapis cezasının yanında güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına da hükmedilebilmektedir.

Sanığa verilen 5 yıl üzerindeki hapis cezaları için 5 yıllık; beş yıl altındaki hapis cezaları için ise 3 yıllık tekerrür süresi bulunmaktadır. Bu süreler içinde yeniden suç işlenmesi halinde, verilecek cezada artırıma gidilmektedir.

Sanığın adli sicili, sosyal ilişkileri gibi hususlar göz önünde bulundurularak iyi hal indirimine gidilmesi mümkündür. İyi hal indiriminin uygulanması hakimin takdirinde olup en fazla 1/6 oranında yapılabilmektedir.

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, sanığa verilen cezanın 1 yıl ve daha az süreli olması halinde verilebilen bir karardır.

Hapis cezası para cezasına çevrilirken, hapis cezasının gün cinsinden karşılığı belirlenir ve günlük bir ücretle çarpılır. Bu günlük ücret, hâkim tarafından, sanığın ekonomik durumu göz önüne alınarak 20 TL ile 100 TL arasında belirlenir. Belirlenen toplam adli para cezasının bir yıl içinde peşin yahut 2 yıl içinde taksitlerle ödenmesine hükmedilebilmektedir.

Hileli iflas suçu bakımından adli para cezasına mümkün değilken taksirli iflas suçu açısından verilen hapis cezasının hakim tarafından adli para cezasına çevrilmesine karar verilebilir. 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanığın belirli süreler boyunca denetim yükümlülüklerine tabi tutularak verilen cezanın cezaevi dışında infaz edilmiş sayılmasına ilişkin karardır.

Hileli iflas suçunda cezanın alt sınırı 3 yıl olduğundan HAGB kararı verilemez. Ancak taksirli iflas suçu bakımından HAGB kararı verilebilir. 

Uygulamada HAGB olarak da bilinen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kapsamında, sanık hakkında verilen ceza beş yıllığına ertelenebilir. Sanık bu beş yıllık süre içinde başka bir suç işlemez ve belirlenen yükümlülüklere uyarsa ceza hiç verilmemiş sayılır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için; 2 yıldan az hapis cezasına hükmedilmiş olması, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olması ve hâkimde tekrar suç işlemeyeceği yönünde kanaat olması gerekmektedir.

HAGB kararına karşı, itiraz yoluna başvurulabilir. İtiraz başvurusu, kararın verildiği tarihi izleyen günden itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin bağlı olduğu Ağır Ceza Mahkemesine yapılır.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, sanığın belli yükümlülüklere tabi tutularak, sanık hakkında verilen cezanın hapishanede değil de dışarıda geçirilmesine imkan sağlayan karardır. Hapis cezasının ertelenmesi durumunda belirlenen denetim süresi, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olamaz.

Cezanın ertelenmesinin söz konusu olabilmesi için; verilen hapis cezasının 2 yıldan daha az süreli olması, sanığın bu olaydan önce 3 aydan fazla hapis cezası almamış olması ve hâkime başka bir suç işlemeyeceği yönünde bir kanaat oluşturması gerekmektedir.

Cezanın ertelenmesi hileli iflas suçu açısından gündeme gelmez ancak taksirli iflas suçu bakımından söz konusu olabilir. Bununla birlikte, cezanın ertelenmesi kararının verilmesi hakimin takdirine bırakılmıştır.

Sanığın, belirlenen yükümlülüklere uyum sağlaması halinde, denetim süresinin sonunda, hapis cezası çektirilmiş sayılır

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi, bazı nedenler sonucunda davanın esası hakkında karar verilememesi yani kovuşturma aşamasının sona ermesidir. Davanın düşmesine neden olabilecek hâller kanunda düzenlenmiştir. Bu haller; genel af, sanığın ölümü ve dava zamanaşımı gibi hallerdir. Hileli iflas suçu bakımından bu hallerin var olması halinde hâkim tarafından davanın düşmesi kararı verilebilir.

Hileli İflas Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Hileli iflas suçunda istinaf ve Yargıtay süreci kararı veren ilk derece mahkemesinin kararından memnun olunmadığı ya da kararın yeniden incelenmesinin istenildiği durumlarda kullanılabilen kanun yollarıdır. 

İstinaf kanun yoluna başvuru, kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür. Bu süre içinde başvuru yapılmazsa istinaf hakkı ortadan kaybolur. İstinafa başvuru kararı veren mahkemeye bir dilekçe verilerek yahut zabıt katibine sözlü beyanda bulunarak yapılmaktadır. 

İstinaf mahkemesinin bozma kararları dışındaki kararlar kural olarak temyiz edilebilmektedir. Temyiz başvurusu, hükmün açıklanmasından itibaren 15 gün içinde, kararı veren mahkemeye dilekçe sunulması yahut zabıt katibine sözlü beyanda bulunulması yoluyla yapılır.

Taksirli iflas suçunda temyiz başvurusunun yapılması mümkün değildir. Hileli iflas suçunda da, ilk derece mahkemesi tarafından verilen beraat kararlarına ilişkin istinaf mahkemesinin esastan ret kararları temyiz edilememektedir. Temyiz edilemeyecek diğer tüm hususlar CMK m.286/2 hükmünde açıklanmaktadır.

İstinaf ve temyiz süreci ortalama 1 veya 2 yıl sürer. Bu süreler, mahkemelerin iş yoğunluğu, usule dair işlemler ve somut olayın özelliklerine göre değişebilmektedir.

Sonuç

Hileli iflas suçunun meydana gelişi seçimlik hareketlerden oluşmaktadır. Suçun meydana gelmesi kanunda belirtilen fiillerden birinin oluşmasına bağlıdır. Suçun taksirle işlenmesi durumunda daha az cezaya hükmedilirken hileli iflas suçunda daha fazla cezaya hükmolunur. Suçun hangi kapsamda meydana geldiğinin tespiti oldukça önemlidir. Bu itibarla, alanında uzman ceza avukatından destek alınması oldukça önemlidir.

Telefonla Sor