İkamet İzni Başvurusunun Reddi Dava Dilekçesi Örneği
İkamet izni başvurusunun reddi dava dilekçesi örneği ile ikamet izni başvurusunun reddine karşı dava açılabilir. İkamet izni başvurusunun reddi dava dilekçesi örneği doldurulurken dikkat edilmesi gerekenler hem dilekçenin içerisinde yer alan talimatlarda hem de aşağıda yer alan dikkat edilmesi gerekenler başlığında belirtilmiştir.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi alarak dilekçeyi daha doğru yazmak için “ikamet izni başvurusunun reddi dava” yazımızı okuyabilirsiniz.
İçindekiler
İkamet İzni Başvurusunun Reddi Dava Dilekçesi Örneği
Aşağıdaki ikamet izni başvurusunun reddi dava dilekçesi örneğinin bir taslak niteliğinde olduğu unutulmamalıdır. Her olayın kendi özgü koşulları dikkate alınarak özel bir dilekçe hazırlanmalıdır. Ayrıca usul hukuku kurallarına dikkat edilmelidir. Usul hukukunda hatalar yapılması durumunda haklı olsanız bile talebiniz ret ile sonuçlanacaktır. Bundan dolayı hukuki destek alınması tavsiye edilir.
Dilekçe Örneği
…/…/…
-Yürütmenin Durdurulması Taleplidir-
…………… NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ’NE
DAVACI: İsim-Soyisim, Yabancı Kimlik Numarası, Adres
VEKİLİ: İsim-Soyisim, Baro Sicil Numarası, Adres, UETS Numarası
(Avukatınız var ise bu kısmı doldurunuz)
DAVALI: …… Valiliği/…… İl Göç İdaresi Müdürlüğü
KONU: Valilik tarafından düzenlenen …/…/… tarihli …. sayılı ikamet izni reddi kararına, öncelikle yürütmesinin durdurulması ve akabinde iptali talebini içermektedir.
TEBLİĞ TARİHİ: …/…./….
AÇIKLAMALAR:
- İran vatandaşı olan müvekkil, Türkiye’deki bağlantıları nedeniyle farklı zamanlarda ülkemize seyahat etmiştir. Davacı, ülkemizde bulunduğu bir dönemde … İli … İlçesi, … Mahallesi, … Ada … Parsel’de bulunan … numaralı bağımsız bölüm için toplamda … USD karşılığında … Anonim Şirketi ile … tarihinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalamıştır. Sözleşme uyarınca müvekkil, satıcı şirkete …/../… tarihinde …… USD, …/…/… tarihinde ise ……. USD ödeyerek taşınmazı satın almıştır.
- Müvekkil taşınmazı satın aldıktan sonra ülkesine dönmüş, bir süre İran’da kaldıktan sonra tekrar Türkiye’ye gelmiştir. Türkiye’ye geldikten sonra … tarihinde satın aldığı taşınmazın tapuda satış ve tescil işlemleri gerçekleştirilmiştir.
- Taşınmazın tescil işlemleri tamamlandıktan sonra …./../… tarihinde … Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğüne Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 31/1-(b) maddesi (Türkiye’de taşınmaz malı bulunanlar) kapsamında kısa dönem ikamet izni almak için başvuruda bulunmuştur.
(Yukarıdaki üç paragrafta yer alan bilgileri kişi kendi durum ve koşullarına göre doldurmalıdır)
- İstanbul Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü’nün … tarihli … sayılı kararı ile müvekkilin ikamet izin talebi “6458 Sayılı Kanunun 32. Maddesinin birinci fıkrasının c bendi (Genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun barınma şartlarına sahip olmak) ile 29656 Sayılı Yönetmeliğin 22. Maddesinin 7. fıkrasına (Genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun barınma şartlarının tespitinde yabancının beyanı esastır.) aykırı olması sebebiyle 6458 Sayılı Kanunun 33. Maddesinin 1. Fıkrasının a bendi kapsamında” reddedilmiş ve tarafımıza 10 gün içerisinde ülkeden çıkış yapması gerektiği bildirilmiştir. Bunun üzerine ikamet izni talebinin reddine ilişkin idari işleme karşı tarafımızca huzurdaki davayı açma zaruretimiz hasıl olmuştur.
- Davacı müvekkil dava konusu iptali gereken idari işlemde sebep olarak gösterilen mevzuat hükmündeki barınma şartlarını sağlamasına rağmen ikamet izni talebi hukuka aykırı olarak reddilmiştir.
- Davalı idarenin tesis ettiği idari işlemin sebep unsuru, 6458 sayılı Kanunun 32/1-(C) maddesi ve 29656 sayılı Yönetmeliğin 22/7 maddesi olarak belirtilmiş ve ikamet izni başvurusu 6458 sayılı Kanunun 33/1-(A) maddesine göre reddedilmiştir. Kısa dönem ikamet izninin reddinin hangi hallerde olabileceği 33. madde de belirtilmiştir.
- Söz konusu hükme göre kısa dönem ikamet iznine başvuran yabancının aynı Kanunun 32. maddesinde belirtilen şartları sağlaması gerekmektedir. Maddenin (c) bendine göre ikamet izni verilmesinde genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun barınma şartlarına sahip olmak aranmaktadır. İdarece tesis edilen işlemin de sebep unsurunu bu hüküm oluşturmaktadır.
- Kanunun lafzından anlaşıldığı üzere genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun barınma şartı, ikamet iznine başvuran yabancının, ülkede temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayabilme ve barınabilmesini sağlayacak asgari şartların bulunmasını zorunlu kılmaktadır. İdarenin gerekçe gösterdiği hükümdeki “ genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun barınma şartları” tamamen kişinin yaşam koşullarının ve barınacağı yerin belirli bir standartta olmasını, sağlık açısından insan onuruna uygun bir yaşam sürmesini amaçlamaktadır. Ezcümle kanunun genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun barınma şartının aranması tamamen başvurucu yabancının kişisel durumuna ilişkindir.
- Yabancının barınma koşullarının insan onuruna yakışacak düzeyde olması, ülkede ikamet edebilmesi için asgari bir hayat standardına sahip olması, Türkiye’deki toplumsal sağlığı, güvenliği ve dahi kamu düzenini bozmadan toplumsal hayata uyum sağlaması ve adapte olması ise hükmün ihdas edilme amacıdır.
- Müvekkilin subjektif durumu düşünüldüğünde kanunda belirtilen şartların sağlandığı görülecektir. Zira müvekkilin yaşam şartları ne genel sağlığı ne genel güvenliği tehdit etmektedir. Müvekkilin lüks bir site içerisinde kendine ait evi bulunmaktadır. Bu site içerisinde ortalama üstü bir geliri bulunanlar oturabilmektedir.
- Kaldı ki, müvekkil de kendi geçimini başkasına muhtaç olmaksızın sağlayabilecek ortalama üstü bir gelire sahiptir. Barınma şartlarının yüksek olduğu müvekkilin satın aldığı evden de anlaşılmaktadır.
- Barınma şartlarının yanı sıra müvekkilin genel güvenliği tehlikeye sokabilecek bir durumda olmadığını da mahkemeye açıklamak isteriz. Zira müvekkil, …. yaşında kendi halinde biridir. Adli sicil kaydı gayet temiz olup ne İran’da ne de Türkiye’de hakkında yapılmış bir soruşturma, tahkikat, ceza verilmesini gerektiren bir davranışı olmayıp müvekkil örnek vatandaş konumunda olabilecek biridir. Dolayısıyla müvekkilin genel güvenliği tehdit edebilecek bir davranışının olmadığı gibi genel güvenliği tehdit edebilecek nitelikte barınma koşullarında yaşadığına ilişkin somut bir dayanakta bulunmamaktadır.
- Ancak idare tarafından yapılan incelemede, müvekkilin sağlık durumuna ilişkin somut bir dayanak bulunamamıştır. Müvekkilin herhangi bir bulaşıcı, geçici veya kalıcı hastalığı bulunmamaktadır ve ikamet edeceği bölgede sağlık açısından risk oluşturabilecek bir durum söz konusu değildir. Dahası, müvekkilin özel sağlık sigortası bulunmakta olup, gerektiğinde sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek durumdadır. Dolayısıyla, müvekkilin genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun barınma koşullarını sağlayacak durumda olduğu açıktır.
- Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, idare tarafından yapılan değerlendirme, dava konusu idari işlemin gerekçesine dayanak oluşturan genel sağlık ve güvenlik standardına uygun barınma şartlarının varlığını belirlemede eksik ve hatalıdır. İdare, müvekkilin ikamet ettiği mahallenin genel durumunu esas alarak bir değerlendirme yapmıştır ki bu, kanunun amacı ve hükmünün dışında bir yorumlamadır.
- Ayrıca, 6458 sayılı Kanun’un 35. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde aile ikamet izni şartları arasında “genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun barınma şartları”nın bulunduğu, bu hükmün kıyas yoluyla değerlendirilmesi halinde bu şartın yalnızca başvurucu yabancı için arandığı açıkça anlaşılmaktadır.
- Hem kanunun 35/1-(c) maddesinde yabancının barınma şartlarının genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun olup olmadığının tespitinde aile nüfusunun göz önünde bulundurulması hem de maddenin gerekçesinde söz konusu şartın ikamet izni talebinde bulunacak yabancılarda aranacağının açıkça belirtilmesi karşısında davalı idarenin, davacı müvekkilin ikamet ettiği mahallenin demografik ve sosyal durumunu esas alması yasaya aykırılık teşkil etmektedir. Kanun koyucunun aynı yasanın birbirini takip eden bu maddelerinde (32. ve 35. maddeler) yer verdiği genel sağlık ve güvenlik standartlarına ilişkin kriterde aramış olduğu ölçütün birbirinden tamamen farklı ve bağımsız olduğunu düşünmek abesle iştigal etmek olacaktır.
- Ayrıca, 6458 sayılı Kanun’da; kısa dönem ikamet izni, aile ikamet izni, öğrenci ikamet izni, uzun dönem ikamet izni, insani ikamet izni, insan ticareti mağduru ikamet izni olmak üzere toplamda 6 çeşit ikamet izni bulunmaktadır. Bu ikamet izinlerinin verilmesine ilişkin şartlar başvurucu yabancıda aranan kriterlerdir. Mezkur kanunda hiçbir ikamet izni çeşidinde yabancının ikamet edeceği bölgeye ilişkin herhangi bir şarttan bahsedilmemiştir. Dolayısıyla idare, tesis ettiği huzurdaki dava konusu işleminde açıkça hatalı bir değerlendirme yapmıştır.
- Mahkemenizin malumu olduğu üzere idari işlemin unsurlarından olan sebep unsuru, maddi olgu veya hukuki sebeplere dayanabilir. İdari işlemin sebebi, o idari işlemden önce gelen, idareyi o işlemi yapmaya sevk eden ve objektif hukuk kurallarınca belirlenmiş bir etkendir. Ancak davacı müvekkil aleyhine ikame olunan idari işlemin sebep unsuru, objektif hukuk kurallarıyla belirlenmemiş; idarenin genel ve soyut nitelikteki beyanlarıyla belirlenmiştir. Zira müvekkilin taşınmazının bulunduğu mahallenin kalabalık bir bölge olduğu ve bunun da genel sağlık ve güvenlik standartlarına uygun barınma şartlarının oluşmasına engel oluşturduğu şeklinde idarece soyut bir yorum yapılmıştır. Oysa idari işlemlerin dayandığı sebebin kanuni, belirli, açık olması ve fiili duruma uygun olması gerekir. İdarenin somut bir tespit bulunmadan soyut mülahazalar ile idari işlemi tesis etmemesi gerekir.
- Nitekim doktrinde de kabul görmüş olduğu üzere; ” yasalarda sebebi belli işlemler için idarenin gösterdiği sebep o işlem için yasada belirlenmiş sebep değilse, idarenin gösterdiği sebep yasada öngörülenden başka bir hukuksal sonuç doğuruyorsa ya da sebeple işlem arasında kamu yararı açısından normal bir ilişki yoksa, idare işlemin hukuki değerlendirmesini hatalı gerçekleştirdiyse işlem sebep açısından hukuka aykırıdır ve iptali gerekmektedir.
- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesi gereğince, idari mahkemeler, telafi edilmesi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının bir arada gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Mevcut olayda da ilgili idari işlemin uygulanması halinde müvekkillerin sınırdışı edilme riski bulunmaktadır. Bu durumda, davacı müvekkilin sınırdışı edilmesi halinde, ülkede kurduğu düzenin tamamen bozulması ve davamızın kabul edilmesi halinde müvekkilin yurtdışında bulunacağından tekrar ülkeye dönmesi için vize, yolculuk ve ulaşım masrafları yapması gerekecektir. Ayrıca, müvekkilin yaşının ilerlemiş olması nedeniyle seyahat etmeye uygun olmaması da yürütmenin durdurulması gerekliliğini göstermektedir. Bu durumda, mahkemece verilen hükmün etkinliğinin sağlanabilmesi için dava konusu işlemlerin yargılama sonuna kadar durdurulmasına karar verilmesini talep etmekteyiz.
HUKUKİ DELİLLER: Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi, Taşınmaza Ait Tapu Kaydı, İkamet İzni Talebinin Reddine Dair Tebliğ Formu, Davalı İdarede Olan Başvuru Dosyası, Tanık, Bilirkişi ve sair hukuki deliller
NETİCE-İ TALEP: Yukarıda belirtilen ve resen dikkate alınacak gerekçelerden dolayı;
- Müvekkilin ülkeden çıkış yapmasına sebep olacak hatalı ve hukuka aykırı idari işlemin, müvekkilin sonradan telafisi imkansız zararlarına neden olacağından, davalı idarenin yanıtı beklemeden yargılama sürecinde …/…/… tarih ve ….. sayılı idari işlemin yürütülmesinin durdurulmasına
- Davalı idarenin …/…/… tarih ve ….. sayılı idari işleminin iptaline,
- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini vekaleten talep ederiz.(…../……../……)
İSİM-SOYİSİM
İMZA
İkamet İzni Başvurusunun Reddi Dava Dilekçesi Örneği Yazılırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
- İkamet izni başvurusunun reddi dava dilekçesi örneği doldurulurken her olayın kendi özgü koşullarına dikkat edilerek doldurulmalıdır.
- Yetkili ve görevli mahkeme doğru tespit edilerek yazılmalıdır.
- Dilekçede kanun gereği bulunması gereken zorunlu unsurlar mutlaka doldurulmalıdır.
- Her iddianın dayandığı ispat araçları hukuki deliller kısmında mutlaka belirtilmelidir.
- İkamet izni başvurusunun reddi dava dilekçesi örneği doldurulurken netice-i talep bölümünde talep edilecek hususlar eksiksiz ve açıkça yazılmalıdır.
- Dava açarken ve dava sırasında hak düşürücü sürelere, zamanaşımı sürelerine ve hukuki sürelere dikkat edilmelidir.
- Dava açmadan önce arabuluculuk şartı var ise ilk olarak arabuluculuğa başvurulmalıdır.
- Dava açılırken/başvuru yapılırken gerekli harç ve gider avanslarının ödenmesi unutulmamalıdır.
Sonuç
Görüldüğü üzere, ikamet izni başvurusunun reddi dava dilekçesi örneği hazırlanırken dikkat edilmesi gereken birçok nokta mevcuttur. Bunlarda eksiklik olduğu takdirde, zaman kaybı ve gereksiz masraflar gündeme gelir. Gerek dilekçe hazırlama gerekse sonraki dava sürecini doğru şekilde yürütebilmek adına, alanında uzman bir avukattan destek almakta fayda vardır.