İzale-i Şuyu Davasında Hissedarın Alış Önceliği
İzale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği, önalım hakkı olarak da bilinen ve kanunen hissedarlara tanınan bir haktır. Bu hakkı kullanmak isteyen paydaşların, hukuken hangi imkanlara sahip olduklarını ve bunları hangi aşamada nasıl ileri sürebileceklerini bilmeleri gerekir.
İçindekiler
İzale-i Şuyu Davasında Hissedarın Alış Önceliği ve Önalım Hakkı
İzale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği, ortaklığın satış suretiyle giderilmesi durumunda gündeme gelmektedir. Davaya konu malın tüm ortaklarının rıza göstermesi halinde, malın satışının ortaklar arasında yapılması mümkündür. Böylelikle, izale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği dışarıya karşı sağlanabilir.
İzale-i şuyu davasında hissedarın önalım hakkı, çeşitli ihtimallerle gündeme gelmektedir. Önalım hakkı; paylı (hisseli) mülkiyete tâbi malda kişinin payını satacak olması durumunda, diğer paydaşlara bu payı satın alma konusunda öncelik imkanı veren bir haktır.
Yazının devamında, izale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliğinin ve önalım hakkının kullanımına dair ayrıntılar verilmiştir.
İzale-i Şuyu Davası Açılmadan Önce Hissedarın Önalım Hakkı
İzale-i şuyu davası açılmadan önce paydaşlardan birisi kendi payını diğer paydaşlar dışında bir kişiye satmışsa TMK 732 hükmü uyarınca diğer paydaşlar önalım haklarını ileri sürerek payın kendilerine devrini isteyebilir.
Eğer önceden izale-i şuyu davası açılmışsa ve bu dava devam ediyorken önalım hakkına ilişkin ayrı dava açılacak olursa mahkeme, izale-i şuyu davasını incelemeye devam etmeyecektir. Öncelikle önalım hakkına ilişkin problemin çözümlenmesi beklenecek, bu durum neticelendikten sonra izale-i şuyu davasına devam edilecektir.
Önalım hakkı, TMK 732 hükmünde şu şekilde düzenlenmiştir:
“Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler.“
Önalım hakkının ne kadarlık bir zaman dilimi içerisinde ileri sürülmesi gerektiği ise TMK 733 hükmünde şu şekilde düzenlenmiştir:
“Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her hâlde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer.”
Önalım hakkının kullanılması bakımından, sürelere ve usule dikkat edilmelidir. Aksi takdirde, malın ortaklar dışında başka bir kişiye devri söz konusu olabilir. Bu noktada süreci doğru şekilde yürütebilme adına, uzman gayrimenkul avukatıyla hareket etmekte yarar vardır.
İzale-i Şuyu Davası Sürerken Hissedarın Önalım Hakkı
İzale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği ve bu çerçevede önalım hakkı, dava sürerken de söz konusu olabilir. İzale-i şuyu davası devam ederken ortaklardan birinin mal üzerindeki payını dışarıdan birine satması halinde, hissedarlar tarafından önalım hakkı davası açılabilir. Bu durumda, izale-i şuyu davasına devam edebilmek için öncelikle önalım davasının sonucu beklenir.
Yargıtay, önalım hakkının kullanılmasıyla tapudaki mülkiyet durumunun da değişebileceğini ifade etmiştir. Bu sebeple, önalım davasının izale-i şuyu davası bakımından bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtmiştir. (Y. 14. HD, 13.11.2019, E. 2016/10589, K. 2019/7685)
DİKKAT: İzale-i şuyu davasında pay satışının engellenmesi arzu ediliyorsa mahkemeden bu yönde ihtiyati tedbir kararı alınmalıdır. Zira paylardan birinin satılması, dava sürecini uzatacak bir durumdur. Söz konusu tedbir hükmü, çok çeşitli durumlarda istenebilir. Örneğin Yargıtay’ın, davaya konu taşınmaz üzerinde inşaat faaliyetinin durdurulması gerektiği yönünde karar verdiği görülmektedir. (Y.7.CD, 19.4.2002, E. 2002/3302, K. 2002/5453)
Eğer önalım davasını açan paydaş ya da paydaşlar davayı kazanırsa payın satılmış olduğu kişi artık izale-i şuyu davasında taraf olamayacaktır. Bu durumda, yargılamaya mevcut paydaşlar ile devam olunur. (Y. 14.HD, 13.11.2019, E. 2016/10589, K. 2019/7685)
Son olarak ortaya çıkabilecek bir başka ihtimal ise hissedarların paylarını birbirine devretmesi halidir. Bu durum, önalım hakkının ileri sürülmesine imkan tanımaz. Çünkü bu hak, paydaşlar dışında bir kimseye satım halinde gündeme gelir. Bu nedenle, izale-i şuyu davası görülmeye devam edilir. Fakat payını devretmiş olan paydaş, artık izale-i şuyu davasının tarafı olamaz. (Y.6.HD, 21.3.1974, E. 1974/1290, K. 1974/1291)
İzale-i Şuyu Davasında Satış Aşamasında Hissedarın Önalım Hakkı
İzale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği, özellikle malın satılması suretiyle ortaklığın giderilmesi durumunda gündeme gelmektedir. Bu durumda; TMK 699/3 hükmü uyarınca, bütün paydaşlar rıza göstererek satışın yalnızca paydaşlar arasında yapılmasını isteyebilir. Eğer bütün paydaşların buna rızası yoksa yapılacak satış işlemi, açık artırma usulüyle herkese açık biçimde gerçekleştirilecektir.
İzale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği, diğer hissedarlara karşı söz konusu olmamaktadır. Fakat tüm ortakların rıza göstermesi halinde, malın kendi aralarında satışa çıkarılması sağlanabilecek ve böylelikle hissedarların dışarıdaki insanlara göre alış önceliği söz konusu olabilecektir.
Konuyu düzenleyen TMK 699/3 hükmü şu şekildedir:
“…Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.“
Bu yöntem sayesinde, malın hiç tanınmayan üçüncü bir kişinin eline geçmesi engellenmiş olacaktır. İzale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği de bu noktada gündeme gelir.
Mirasçılar Bakımından İzale-i Şuyu Davasında Hissedarın Alış Önceliği
Mirasçılar, miras bırakandan kalan mallara ilk etapta ayrı ayrı paylar şeklinde değil, hep birlikte sahip olurlar. Bu durumda, önalım hakkı söz konusu olmayacaktır. Çünkü bir mirasçının diğer mirasçılardan bağımsız olarak miras ortaklığındaki herhangi bir malı satması mümkün olmayacaktır.
Miras ortaklığında bulunan malların satılabilmesi için, tüm mirasçılar birlikte hareket etmeli ve satışa rıza göstermelidir. Aksi takdirde, mirasçılardan bazıları kendi isteğiyle miras mallarını satamaz. Fakat mirasçıların, miras ortaklığını izale-i şuyu davası açarak tamamen giderme imkanı mevcuttur. Aynı şekilde, elbirliği halinde sahip olunan mallar üzerindeki ortaklığı paylı (hisseli) mülkiyete çevirme imkanları da söz konusudur.
Mirasçıların; aralarındaki ortaklığı hisseli (paylı) ortaklığa dönüştürmeleri halinde, artık her bir mirasçı kendisine düşen pay üzerinde diğerlerinden bağımsız olarak hareket etme imkanına sahiptir. İşte böyle bir durumda, kişi kendi payını diğer paydaşlar dışında bir kimseye satacak olursa diğer paydaşlar bakımından önalım hakkını ileri sürme imkanı doğar.
Miras ortaklığının giderilmesi bakımından, izale-i şuyu davası açarak ortaklığın aynen taksim veya satış suretiyle giderilmesi de tercih edilebilir. Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi ihtimalinde, tüm mirasçıların razı olması durumunda açık artırmanın mirasçılar arasında yapılması mümkündür.
Aksi takdirde, satış herkese açık şekilde yapılacaktır. Satışın mirasçılar arasında yapılması durumunda, izale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği ortaya çıkacaktır. Fakat bu öncelik, diğer mirasçılara karşı değil dışarıdaki insanlara karşı söz konusu olacaktır.
İzale-i Şuyu Davasında Alış Önceliği Hakkı Nasıl Kullanılabilir?
İzale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği hakkı, satışın yalnızca paydaşlar arasında yapılması istenerek veya şartları oluşmuşsa önalım hakkı ileri sürülerek kullanılabilir.
İzale-i şuyu davasında ortaklığın satış suretiyle giderilmesi durumunda, açık artırmanın ortaklar arasında yapılması mahkemeden istenebilir. Fakat bunun bu sağlanabilmesi için bütün ortakların rızası aranmaktadır. Aksi takdirde satış işlemi, herkese açık olarak açık artırma usulü ile yapılacaktır.
Bu durumda mahkemeye sunulacak dava dilekçesinde, birden fazla talebi kademeli şekilde içeren bir istemde bulunulabilir. Örneğin mahkemeden; paylı mülkiyet konusu malın aynen paylaştırılması, bunun mümkün olmaması halinde ise yalnızca paydaşlar arasında satış yoluyla paylaştırılması istenebilir.
İzale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği kapsamında, önalım hakkının nasıl kullanılacağı da önem arz eden bir husustur. Önalım hakkı söz konusu olduğunda, bunun izale-i şuyu davasından bağımsız olarak ayrı bir davanın konusu olduğu unutulmamalıdır. Dolayısıyla; ister izale-i şuyu davasından önce ister izale-i şuyu davası sırasında gündeme gelecek olsun, önalım hakkı davası bağımsız ayrı bir davadır.
Önalım hakkı davası; ilgili mal taşınmaz ise taşınmazın bulunduğu yerdeki, taşınır ise davalının yerleşim yerindeki asliye hukuk mahkemesinde açılır. Bu esnada izale-i şuyu davası görülmekteyse önalım hakkı davası neticelenene kadar izale-i şuyu davasına devam edilmeyecektir.
İzale-i şuyu davası, bünyesinde birçok teknik detayı barındıran karmaşık bir dava türüdür. Bu süreçte hissedarın alış önceliği iddiası varsa bunun da mutlaka doğru usulde ileri sürülmesi gerekir. Genel olarak dava sürecine hakim olunması da önem arz eder. Bu nedenle, “izale-i şuyu davası” yazımızı inceleyerek dava süreciyle ilgili her ayrıntıya ve aşamaya dair bilgi edinebilirsiniz.
Sonuç
İzale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği hususu, doğru hukuki usulde ileri sürülmediği takdirde sonuç vermeyebilir. Bu tür usul hataları nedeniyle alış önceliği hakkını kaybetmemek adına, uzman gayrimenkul avukatına danışarak hareket etmekte yarar vardır.