İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi) Davası

İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi) Davası

İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davası, malın mahkeme tarafından ortaklar arasında bölüştürülmesini sağlayan önemli bir dava türüdür. Malın aynen bölünmesi mümkün olmadığı takdirde, sattırılarak bedelinin paylar oranında dağıtılması gündeme gelir.

İzale-i Şuyu Nedir?

İzale-i şuyu, birden fazla kişinin ortak mülkiyetinde bulunan malların ortaklar arasında dağıtılması yahut bölüştürülmesidir. Ortak malikler arasında malın bölüştürülmesi mümkün değilse mahkeme bir satış memuru atayacak ve bu memur eliyle mal sattırılarak geliri bölüştürülecektir. İzale-i şuyu davasının diğer adı ise ortaklığın giderilmesi davasıdır.

Miras ya da şirket ortakları arasındaki ortak mülkiyete ilişkin malların paylaştırılması, izale-i şuyu davasıyla mümkündür. Ortaklığın giderilmesi davasının konusu, taşınır yahut taşınmaz mal olabilir. Paydaşların her biri, ortaklık konusu malın paylaşılmasını talep edebilir. Bu talep, izale-i şuyu davasıyla ileri sürülür. Dava açılırken malın diğer ortaklarının tamamı davalı olarak gösterilmelidir.

İzale-i Şuyu Davası Hangi Hallerde Açılabilir?

İzale-i şuyu davası, birden fazla kişinin bir mal üzerinde ortak ya da paydaş olması ve ortaklığın giderilmesi noktasında anlaşamaması hallerinde açılabilir. Diğer bir ifade ile ortak malın bölüştürülmesi konusunda anlaşamayan paydaşlar, malın bölünmesini mahkemeden talep ederler.

İzale-i şuyu davasının açılabileceği başlıca örnekler olarak hisseli tapular, miras ortaklıkları ve şirket mallarının ortaklıkları gibi durumlar ifade edilebilir. Sayılan hallerde, ortaklığın giderilmesi davası açılarak ortak mülkiyete son verilebilir.

İzale-i Şuyu Davası

Ortaklığın Giderilmesini Kimler İsteyebilir?

Ortaklığın giderilmesini, ilgili mala ortak olan bütün pay sahipleri isteyebilir.

Bu dava açılırken dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri de tarafların doğru tespit edilmesidir. Eğer davalı ortaklardan birisi ölmüşse bu durumda bütün mirasçılar taraf olarak gösterilmelidir. Aynı şekilde, hisseli bir tapudaki pay sahibi ölmüşse ve mirasçıları diğer pay sahiplerine karşı izale-i şuyu davası açmak istiyorsa mutlaka birlikte bu adımı atmamalılardır.

Mirasçıların kendi aralarındaki miras ortaklığını dağıtmaları adına bu dava açılacak ise davacı, diğer mirasçıların tamamını taraf olarak göstermelidir.

Aynen Taksim Yoluyla Ortaklığın Giderilmesi

Aynen taksim yoluyla ortaklığın giderilmesi, ortak mülkiyete konu olan taşınır ya da taşınmaz bir malın ortaklar arasında payları oranında bölüştürülmesidir. Ortaklık konusu malın gerek hukuki niteliği gerekse fiili durumu bakımından aynen taksime elverişli olması halinde, malın taksimi yoluyla ortaklık giderilir.

Aynen taksimin mümkün olmadığı durumlarda veya tarafların öncelikli olarak talep etmesi halinde, ortaklığın satış suretiyle giderilmesi de söz konusu olabilir.

Konuyu düzenleyen TMK 699 hükmünde, aynen taksim ile ortaklığın giderilmesi hususu şöyle açıklanmıştır:

“…paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına … karar verir” 

Dava konusu malın aynen taksime uygun olup olmadığı, keşif ve bilirkişi raporları ile saptanır. Mahkeme, bu konuda değerlendirme yapması için bir bilirkişi atar. Atanan bilirkişi, ortaklık konusu malın niteliğine göre, ilgili mevzuatı da göz önünde bulundurarak malın bölünebilirliği hakkındaki raporu hazırlar ve mahkemeye sunar. Bu rapor göz önünde bulundurularak mahkemece nihai karar verilir.

Aynen Taksim Şartları

İzale-i şuyu davasında malın aynen taksiminin yapılabilmesi için birtakım şartlar aranmaktadır. Bu şartların sağlanamaması ya da malın aynen bölünmesinin hakkaniyetsiz bir sonuç doğuracak olması halinde, malın satılması söz konusu olabilir. Davaya ilişkin aynen taksim şartları şunlardır:

  • Ortaklık konusu mal, fiziksel olarak bölünebilir olmalıdır. Örneğin, bir arazi iki parçaya bölünebilirken aracın iki parçaya bölünmesi mümkün değildir.
  • Ortaklığın giderilmesine ilişkin talep, mahkemeye sunulmalıdır. Taraflardan birinin talepte bulunması yeterlidir.
  • Ortaklık konusu mal, bölündüğünde değerini kaybetmiyor olmalıdır.
  • Malın bölünebilmesi için çok yüksek miktarda masraf gerekmemelidir.
  • Aynen taksim yapılmayacağına ilişkin taraflar arasında sözleşme bulunmamalıdır.

DİKKAT: Payların eşit olmaması sebebiyle ortaya çıkan dengesizliklerde, eksik olan tarafı denkleştirmek adına, eksiklik oranınca para eklenmektedir.

Satış Yoluyla Ortaklığın Giderilmesi

Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi, ortak mülkiyete konu malların açık artırma suretiyle satılıp elde edilen miktarın hissedarlar arasında paylaştırılmasını ifade eder. Aynen taksim yoluyla ortaklığın giderilmesinin mümkün olmaması halinde, ortaklık satış yoluyla giderilir. Aynı şekilde taraflar, direkt satış işleminin gerçekleştirilmesini de talep edebilir.

Ortaklığın giderilmesinin satış yoluyla sağlanması, Türk Medeni Kanunu’nun 699. maddesinde şu şekilde ifade edilmektedir:

“Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur.” 

Mahkeme tarafından satışa karar verildiği durumda, yine mahkeme tarafından bir satış memuru atanır ve 2004 sayılı İİK hükümlerine göre satış gerçekleşir. Bu konu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 322/2 hükmünde şu şekilde düzenlenmiştir:

“Paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hâllerde, hâkim satış için bir memur görevlendirir.”

DİKKAT: Esasen satış, herkese açık şekilde yapılır. Ancak satışın yalnızca ortaklar arasında yapılması talep edilebilir. Bu talebin yerine getirilebilmesi için tüm ortakların rızasının bulunması gerekir. Tüm ortakların rızası sağlanmadığı takdirde, satış açık artırma suretiyle herkese açık biçimde yapılır.

Ortaklığın Giderilmesi Davası

Muhdesatın Aidiyeti Konusunda Çekişme Durumunda Tespit Davası

Muhdesatın aidiyeti konusunda çekişme, ortak arazi üzerindeki ayrılmaz, bütünleyici yapıların kime ait olduğu konusunda anlaşmazlık yaşanması halidir. Bu yapılar, söz konusu taşınmazdan ayrılamayan ya da ayrıldığında değer kaybına uğrayan şeylerdir. Bu noktada, arazi üzerindeki ağaçlar örnek olarak gösterilebilir.

Muhdesatın aidiyeti iddiası, ortaklığın giderilmesi davasında mahkemeye bildirilir. Diğer paydaşlar bu aidiyeti kabul ediyorsa muhdesat, iddia sahibi ortağın payına eklenir. İtiraz olması halinde, tespit davasının açılması gerekir.

Tespit davasının açılması için mahkeme, muhdesat iddiasında bulunan tarafa süre verir. Belirtilen sürede tespit davası açılmazsa izalei şuyu davası görülmeye devam eder. Davanın açılması halinde, söz konusu dava sonuçlanıncaya kadar izalei şuyu davasına devam edilmez. (7.H.D. 2021/7478 E. , 2021/3498 K.)

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının olumlu sonuçlanması halinde, muhdesat davacı adına tescillenir. Bu dava, ortak mal paydaşları dışında üçüncü bir kişi tarafından da açılabilir.

Ortaklığın Giderilmesi Davası Nasıl Açılır?

Ortaklığın giderilmesi davası, yetkili sulh hukuk mahkemesine dava dilekçesinin sunulması ve harçların vezneye yatırılmasıyla açılır. Davacı taraf, tapu kaydında yer alan diğer ortakların tamamını davalı olarak gösterir. Ölen ortak varsa mirasçıları davalı olarak gösterilir.

Ortaklığın giderilmesini, her ortak tek başına mahkemeden talep edebilir. Dilekçenin mahkemeye sunulmasından sonra, duruşma günü ve davanın tamamlanacağı tahmini süre mahkemece belirlenir. Tüm bu bilgiler ve belgeler taraflara tebliğ edilir. Aşağıda, dava sürecinin her aşaması ayrıntılı biçimde ele alınmıştır.

Davanın Aşamaları

İzalei şuyu davası, detaylı düzenlemeye sahip olan ve karmaşıklık arz eden dava türlerinden biridir. Malın aynen taksiminin uygun görüldüğü hallerde, mahkeme bu yönde karar vererek paylaştırmayı sağlayacaktır. Ortaklığın satış yoluyla giderilmesine yönelik karar verilmesi halinde ise satış prosedürü uygulanacaktır.

Ortaklığın giderilmesi davasının seyrinde, aşağıdaki aşamalar sırayla görülmektedir. 

Davaya hazırlık ve tebligat aşaması: Dava dilekçesinin hazırlanması, delillerin toplanması ve mahkemeye sunulması söz konusu olur. Bu aşamadan sonra, dilekçe ve duruşma tarihi taraflara tebliğ edilir. Dava dilekçesinin taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde, davalılar cevap dilekçelerini mahkemeye sunabilir. Cevap dilekçesi sunulmaması halinde de dava sürecinin işlemeye devam edeceği bilinmelidir.

Ön inceleme ve eksiklerin tamamlanması aşaması: Bu aşamada, dava şartlarının mevcut olup olmadığı incelenir. Ön inceleme duruşması tek celsede tamamlanır. Dilekçelere veya dava sürecine ilişkin eksiklik bulunması halinde, bunların giderilmesi için taraflara 1 haftalık kesin süre verilir. Bu süre zarfında eksikliklerin giderilmemesi durumunda, dava açılmamış sayılır.

Tahkikat ve bilirkişi aşaması: Uyuşmazlığın tüm detaylarıyla ele alınıp incelendiği ve çözümlendiği aşamadır. Ortaklık konusu malın niteliklerinin tespiti açısından keşif yapılması, bilirkişi raporlarının alınması ve bu raporlara itiraz gibi işlemler bu aşamada yapılır.

Kararın kesinleşmesi ve istinaf aşaması: İlk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf dilekçesi hazırlanması ve sunulması işlemlerinin yapıldığı aşamadır. Mahkeme kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içinde karar istinaf edilebilir.

Satış ve satış sonrası paylaştırma aşamaları: Açık arttırma yapılması suretiyle mallar satılarak elde edilen gelirin ortaklar arasında paylaştırılmasını ifade eder. Ortaklığın giderilmesi talebiyle açılan bu dava türünde satış işlemleri, özel bir prosedüre tabidir. Satış ve paylaştırma usulüne ilişkin detaylar, aşağıda ayrıntılı şekilde açıklanmıştır.

Ortaklığın Giderilmesi Davası

Ortaklığın Giderilmesi Dava ve Cevap Dilekçesi

Ortaklığın giderilmesi dava ve cevap dilekçesi, davanın seyrini etkileyen önemli hususlardan biridir. Dilekçedeki unsurların eksikliği durumunda, mahkeme tarafından davacı tarafa 1 hafta süre verilerek eksikliğin giderilmesi istenir. Belirtilen süre zarfında eksikliğin giderilmemesi halinde, dava açılmamış sayılır. 

Bunun yanında, dava konusu malın gayrimenkul (taşınmaz) olması halinde, tapu kaydı; menkul (taşınır) mal olması halinde varsa sicil kaydı dilekçeye eklenmelidir. Tapu kaydı, sicil belgesi gibi destekleyici belgeler ile dava konusu malın tespiti sağlanacaktır.

Dava dilekçesinde bir eksiklik veya yanlışlık olması halinde, süre kaybı ve çeşitli masraflar gündeme gelebilir. Dolayısıyla, dilekçe dikkatle hazırlanmalıdır. Bu davaya ait dava ve cevap dilekçelerine ilişkin dikkat edilmesi gerekenler, “ortaklığın giderilmesi dava dilekçesi” başlıklı makalede bir dilekçe örneği üzerinden izah edilmiştir.

Dava dilekçesinin taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, cevap dilekçeleri mahkemeye sunulmalıdır. Davalı tarafın birden fazla kişi olması halinde, ortaklar tek bir cevap dilekçesi sunabilir. Aynı şekilde her bir davalı, cevap dilekçesini ayrı ayrı da verebilir. İlgili süre içerisinde cevap dilekçesi sunulmayacak olsa dahi mahkeme davayı görmeye başlayacaktır.

Ortaklığın Giderilmesi Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

Ortaklığın giderilmesi davasında yetkili ve görevli mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca taşınmazın bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesidir. Birden fazla taşınmazın olduğu durumda, bu taşınmazlardan herhangi birinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabilir. Taşınır mallar için ise davalılardan birinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılmalıdır.

Ortaklığın giderilmesi davası miras ortaklığını sona erdirmek amacıyla açılacaksa miras bırakanın ölmeden önceki son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesinde dava açılmalıdır.

DİKKAT: 7445 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme kapsamında, 01.09.2023 ve sonrasında açılacak izale-i şuyu davalarında zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir. Diğer bir ifade ile arabuluculuk süreci işletilmeden izale-i şuyu davası görülemeyecektir. Bu nedenle, sürecin başında uzman gayrimenkul avukatından yardım almakta yarar vardır.

İzale-i Şuyu Davasının Masraflarını Kim Öder?

İzale-i şuyu davasının masraflarını payları oranında ortaklar öder. Diğer bir ifade ile her bir ortak, ortaklık konusu mal üzerindeki payı oranında masraflara katılır. Miras ortaklığı gibi elbirliği mülkiyeti özelliği taşıyan durumlarda ise masraflar, miras ortaklığından giderilir.

İzale-i Şuyu Satış Prosedürü

İzale-i şuyu davasında satış prosedürü, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkindir. Malın aynen taksimi taraflarca talep edilmediyse ya da aynen taksimin uygulanması mümkün değilse satış kararı verilir. Satış kararının verilmesi halinde, hakim bir satış memuru görevlendirir. 

Mahkeme tarafından görevlendirilen satış memuru, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine uygun olacak şekilde malın değer tespitini yapar. Bu tespitin ardından, satışı gerçekleştirir. Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de satış şeklidir. Gayrimenkul satışları, yalnız açık artırma yoluyla yapılabilir. Satış yapılmadan önce, memur tarafından ilan açılır. Taşınırlarda ise pazarlık usulü ile satış yapılması mümkündür. 

Ortaklığın giderilmesine ilişkin satışlarda açık artırma, kural olarak herkese açıktır. Diğer ifade ile, üçüncü kişilerin açık artırmaya katılması mümkündür. Ancak tarafların ortak rızalarının alınması halinde, satış yalnızca taraflar arasında da yapılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, tüm ortakların bu konuda açık rızasının olması gerektiğidir.

Mahkemenin ortaklığın giderilmesi yönünde karar vermesiyle birlikte, satış süreci başlayacaktır. Ortaklığa konu malların satılmasına ilişkin süreç; taşınırlar bakımından 2 ay, taşınmazlar bakımından ise 3 ay içinde tamamlanır. Bununla birlikte, satış kararının 10 yıl içinde yerine getirilmesi gerekir. Bu süre dolduktan sonra, artık malların sattırılması talep edilemeyecektir.

İzale-i Şuyu Davasında Karar Kesinleşmeden Satış Yapılabilir Mi?

İzale-i şuyu davasında karar kesinleşmeden taşınmaz mallar için satış yapılamaz. Taşınır mallar için ise karar kesinleşmeden satış yapılabilir.

Mahkeme kararının kesinleşmesi, davanın açıldığı mahkemenin karar vermesi olarak algılanmamalıdır. Davanın açıldığı mahkeme karar verdikten sonra, taraflar 2 hafta içinde bu karara itiraz edebilir ve karar istinaf mahkemesinde incelenir. Karar, istinaf mahkemesinin dosya hakkında hüküm vermesi ya da 2 haftalık sürede istinaf yoluna başvurulmaması halinde kesinleşmiş olacaktır.

İzale-i Şuyu Davasında Değer Tespiti Nasıl Yapılır?

İzale-i şuyu davasında değer tespiti; tapu kayıtları, bilirkişi raporları, keşif yolları ile yapılır. Bu noktada en doğru tespite ulaşmak adına, dosyaya bilirkişi atanır. Dava sürecinde talep edilen bilirkişi raporları, genellikle malın aynen taksime uygun olup olmadığına ilişkindir. Değer tespitine ilişkin raporlar, satış sürecinde satış memuru tarafından talep edilir. 

Satış memuru tarafından istenen bilirkişi raporunda belirtilen değere ilişkin itiraz yolu açıktır. Bu noktada, raporun tebliğinden itibaren 2 hafta içinde bilirkişi raporuna itiraz edilebilir. Diğer bir yandan, yeniden bilirkişi atanması veya ek rapor alınması da talep edilebilir. İtiraza ilişkin bu sürelere mutlaka dikkat edilmelidir. Aksi halde, tespit edilen değerin kabulü söz konusu olacaktır.

İzale-i Şuyu Davasında Açık Artırma

İzale-i şuyu davasında açık artırma, yapılan düzenleme ile UYAP sistemi üzerinden gerçekleştirilir. Satış memuru tarafından açık artırmanın yapılacağı gün ve saat belirlenir. Belirlenen tarihte davaya konu mallar, kıymet takdirinde tespit edilen bedelin %50 oranından başlayacak şekilde ihaleye açılır.

Bu çerçevede sunulan en yüksek teklife satış yapılır. İhale kural olarak herkese açık biçimde yapılır. Fakat bütün ortakların rıza göstermesi durumunda, ihale yalnızca ortaklar arasında yapılabilir.

İzale-i Şuyu Davasında Satış Sonrası Para Paylaşımı

İzale-i şuyu davasında satış sonrası para paylaşımı, mahkemece belirlenen paylar oranında yapılır. Öncelikle yargılama masrafları satış gelirinden çıkarılır, sonrasında kişilerin pay ve ortaklık oranları çerçevesinde satış geliri ortaklar arasında paylaştırılır.

Örneğin; dört ortağın %10, %10, % 20 ve %60 oranlarında hisse sahibi olduğu bir taşınmaz satılmış ve satış gelirinden yargılama masrafları çıkarıldıktan sonra 100.000 TL kalmış olsun. Bu durumda; paydaşlara sırasıyla 10.000 TL, 10.000 TL, 20.000 TL ve 60.000 TL olarak satış geliri paylaştırılacaktır.

İzale-i Şuyu Satış Sonrası Para Ne Zaman Ödenir?

İzale-i şuyu satış sonrası para, ihalenin gerçekleştiğine ilişkin tutanağın elektronik portalda ilan edilmesinden itibaren 7 gün içinde satış memurluğunun belirlediği banka hesabına ödenir. Bu ödemeden sonra satış memurluğu, 3 iş günü içinde bankaya ödeme talimatı verir. Talimatın ardından söz konusu bedel, satıcının banka hesabına aktarılır.

İhalenin feshi veya satış iptalinin gündeme gelebileceği durumlarda da mal bedelinin 7 gün içinde satış memurluğunun banka hesabına yatırılması gerekir. Fakat ilgili uyuşmazlık giderilinceye dek satılan mal alıcıya teslim edilmeyecektir.

Ortaklığın Giderilmesi Davası

İzale-i Şuyu Davasında İhalenin Feshi ve Satışın İptali

Ortaklığın giderilmesinde satışın iptali, ihalenin feshi sebeplerinin varlığı halinde mümkündür. İhaleye fesat karıştırma, değer tespitinin yapılmaması, ihalenin belirlenen günden başka bir günde yapılması, açık artırma ilanının taraflara tebliğ edilmemesi gibi sebeplerin varlığı halinde, ihalenin feshi ve satışın iptali gündeme gelecektir.

Satışın iptali, ihalenin yapıldığı günden itibaren 7 gün içinde ilgili satış memurluğunun bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesinden talep edilmelidir.

İzale-i Şuyu Engelleme

Ortaklığın giderilmesinin engellenmesi, çeşitli durumlarda söz konusu olabilmektedir. Kişilerin bu konuda sözleşme yapması, kanuna dayanan bir erteleme sebebinin bulunması, muhdesatın aidiyeti konusunda çekişme olması, idame-i şuyu durumu, ortaklığın giderilmesinin kanunen mümkün olmaması gibi hallerde ortaklığın giderilmesi engellenebilmektedir.

Yukarıda sayılan durumlar ve diğer birçok ihtimal, izalei şuyu davası engelleme sebebi olarak ortaya çıkar. Bu hallerden bazıları yalnızca dava sürecini bir süreliğine kesintiye uğratır. Muhdesatın aidiyeti konusunda çekişme hali buna örnek olarak verilebilir. Belli başlı bazı hallerde ise ortaklığın giderilmesi mümkün olmamaktadır. 

İzalei şuyu engelleme halleri ve bunların ne şekilde ileri sürülebileceği, sürecin işleyişiyle birlikte “izale-i şuyu engelleme” yazımızda yer almaktadır.

İzale-i Şuyu Davasında Hissedarın Alış Önceliği

İzalei şuyu davasında, hissedarın alış önceliği bulunmamaktadır. Ancak izalei şuyu davası açılmadan önce veya dava sırasında payların satılması söz konusu olursa diğer paydaşların önalım hakkı bulunmaktadır. Bunun yanı sıra; tüm hissedarların kabulü halinde, satışın yalnızca hissedarlar arasında yapılması gündeme gelebilir. Böylelikle mevcut pay sahipleri, üçüncü kişilere karşı alış önceliğine sahip olur.

İzale-i şuyu davasında alış önceliğinin kullanılabilmesi için belli başlı bazı şartlar bulunmaktadır. Bu şartların detayları ve sürecin işleyişi, ayrıca önalım hakkının nasıl kullanılabileceğine ilişkin ayrıntılı açıklamalar, “izale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği” yazımızda yer almaktadır.

İzale-i Şuyu Davası Ne Kadar Sürer?

İzale-i şuyu davası, 1 ila 1,5 yıl arasında sürer.

Bununla birlikte, dava süresince yapılan işlemlerde eksiklik veya yanlışlık olması bu süreyi artırmaktadır. Sürenin artması ihtimali söz konusu olduğu kadar bu sürenin kısaltılması da mümkündür. Süreyi etkileyen temel faktörler; dilekçelerin teatisi, arabuluculuk, tahkikat gibi aşamalardır. Bu aşamaları eksiksiz ilerletmek, dava süresini kısaltacaktır.

Ortaklığın giderilmesi davasının aşamalarının ayrı ayrı ne kadar sürdüğüne ilişkin bilgiler, dava süresini kısaltan ve uzatan sebepler ile sürecin genel işleyişi, “izale-i şuyu davası ne kadar sürer” yazımızda izah edilmiştir.

 İzale-i Şuyu Davası Avukatsız Açılır mı?

İzale-i şuyu davası avukatsız açılır. Bu konuda herhangi bir engel bulunmamaktadır. Yalnız dava süreçlerinin avukatsız yürütülmesi; davaya hazırlık, dava süreci ve satış aşamalarında pek çok soruna sebep olmaktadır. En temel sorun ise sürenin uzamasıdır. Bunun yanında, özellikle malın satılmasının istenmediği hallerde, eksiklik yahut hatalar sebebiyle malın satışına sebep olunduğu görülmektedir.

Davaya hazırlık aşamasında, hukuki danışmanlık almadan hazırlanan dilekçelerde eksiklik olması oldukça muhtemeldir. Bu eksikliklerin belirli süre içinde doğru şekilde giderilmemesi halinde ise dava açılmamış sayılacaktır. Bu durum, süre açısından ve maddi açıdan tarafların zarara uğramasına sebep olacaktır.

Dava aşamalarının avukatsız sürdürülmesi halinde, malın değerinin olması gerekenden düşük tespit edilmesi gündeme gelebilir. Bununla birlikte, payların yanlış belirlenmesi de söz konusu olabilir. Bu tür yanlışlara itirazların doğru zamanda ve usulde yapılmaması halinde, taraflar mağduriyet yaşayacaktır. Bu tür sorunlarla yüzleşmemek adına, uzman gayrimenkul avukatıyla hareket etmekte yarar vardır.

Sonuç

Ortaklığın giderilmesi davası, niteliği itibarıyla bilgi birikimi ve uzmanlık gerektiren dava türlerinden biridir. Yapılması gereken işlemlerde eksiklik bulunması, dava süresinin uzaması sonucunu doğurmaktadır. En kısa sürede davanın sonuçlanması ve ortaklık konusu malın kıymetinin doğru tespitinin sağlanması açısından, alanında uzman bir gayrimenkul avukatından hukuki destek almak oldukça önemlidir.

Telefonla Sor