Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu ve Cezası
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu; bir başkasına ait kartların kullanılması suretiyle oluşan suç türüdür. Bu suçu işleyen kişilerin 3-6 yıl arasında hapis cezası ile beş bin güne kadar adli para cezasına mahkum edilmesi söz konusu olmaktadır. Suçtan dolayı hakkında işlem başlatılan kimselerin, soruşturma ve kovuşturma aşamalarının takibinin özenle yapılması gerekmektedir.
İçindekiler
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Nedir?
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu bir kimseye ait kredi kartının ele geçirilmesi ve hukuka aykırı olarak kullanılması, sahte kredi ve banka kartı üretilmesi, sahte kartların kullanılması şekillerinde oluşan suçtur. Bu suç türü Türk Ceza Kanunu madde 245 ile düzenlenmiştir.
TCK 245:
“(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Nasıl Oluşur?
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, başkasına ait banka veya kredi kartının ele geçirilmesi, elde bulundurulması, sahte kart üretilmesi, sahte kart kullanılması şekillerinde oluşur. Suçun oluşabilmesi için kart sahibinin bu fillere rıza göstermemiş olması gerekmektedir.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu kanunda üç farklı fıkra halinde düzenlenmiştir. Her üç fıkra bakımından suçun oluşumu ayrı ayrı incelenecektir.
Başkasına Ait Olan Banka veya Kredi Kartının Kullanılması
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu; başkasına ait olan bir banka veya kredi kartının ele geçirilmesi veya elde bulunduran kimse tarafından kullanılması ile oluşmaktadır. Aynı şekilde, kartın üçüncü bir kişiye kullandırılması veya bir başkasına yarar sağlanması halinde de suç oluşur.
Başkasına ait olan banka veya kredi kartının kullanılması haline örnek olarak şu durumlar verilebilir:
- Bankamatikte unutulan bir kartın alıp kullanılması
- Yolda bulunan bir kredi kartı ile alışveriş yapılması,
- Bilgileri ele geçirilen bir sanal kredi kartı ile alışveriş yapılması TCK 245/1 banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturacaktır.
İlgili Yargıtay kararında sanığın fiziki kredi kartı olmaksızın sadece kart numarasını kullanarak haksız yarar sağlanmasının, TCK 245/1 uyarınca banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturacağı ifade edilmiştir. (Yargıtay 11. CD E.2013/12333 K.2015/28785 T.28.09.2015)
Sahte Banka veya Kredi Kartı Üretilmesi, Satılması, Satın Alınması ve Devredilmesi
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu; başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya sahte kartın kabul edilmesi ile oluşur.
Suça örnek olarak şunlar sayılabilir:
- Bir kimsenin ticari amaçla sahte kredi kartı üretmesi,
- Bir kimsenin sahte kredi kartı üreten bir yerden bunu satın alması,
- Bir kimsenin nüfus cüzdanı ile gidip bankadan kimlik çıkartılması.
İlgili Yargıtay kararında, sanığın sahte nüfus cüzdanı ile bankaya başvuru yapıp, mağdur adına kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve düzenlenen bu sözleşmeye istinaden banka tarafından kredi kartının üretilmesi şeklinde gerçekleşen olayda banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun oluşacağı ifade edilmiştir. (Y 8. CD. E. 2014/31659 K. 2014/26112 T. 17.11.2014)
Sahte Banka veya Kredi Kartının Kullanılması
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu; sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanılması şeklinde kendisine veya başkasına yarar sağlaması ile oluşur. Suça örnek olarak sahte kredi kartı ile alışveriş yapılması verilebilir.
İlgili Yargıtay kararında, katılana ait kimlik bilgileri ile çıkarılan kredi kartının kullanılması sonucu, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun oluşacağı ifade edilmiştir. (Y 11. CD E.2015/4529 K.2017/4591 T.14.06.2017)
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Cezası
Başkasına ait bir kartın kullanılması sonucu oluşan banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu cezası, 3 yıl- 6 yıl aralığında hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.
Suçun sahte banka veya kredi kartlarının üretilmesi, satılması veya kabul edilmesi sonucu oluşması halinde halinde verilecek ceza, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezasıdır.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun, sahte banka veya kredi kartı kullanılması sonucu işlenmesi halinde verilecek ceza, son fıkradaki oluşum şeklinin cezası ise 4 yıl- 8 yıl aralığında hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.
Hakim, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda, adli para cezasına ve hapis cezasına birlikte hükmetmektedir. Suçun cezasının hangi aralıkta verileceği hakimin takdirindedir.
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunda Şahsi Cezasızlık Halleri
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun başkasına ait bir kartın kullanılması sonucu meydana gelmesi halinde şahsi cezasızlık hükümleri uygulanmaktadır. Şahsi cezasızlık halleri şu şekildedir:
- Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
- Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,
- Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
Örneğin ilgili Yargıtay kararında bilişim sistemleri kullanılması suretiyle banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun işlendiğinin anlaşıldığı olayda suçu işleyenin mağdurun öz kızı olduğu anlaşıldığında şahsi cezasızlık hükümlerinin uygulanması gerektiği ifade edilmiştir. (Y 13. CD. E.2015/16126 K. 2017/5483 T.16.05.2017)
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunda Etkin Pişmanlık
Buna göre banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun, başkasına ait banka veya kredi kartının kullanılması suretiyle işlenmesi halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkündür.
Malvarlığına karşı suçlarda etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK m.168’e göre banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda etkin pişmanlık, şu hallerde uygulanabilir:
- Suçun tamamlandığı ancak henüz kovuşturma aşamasının başlamadığı durumda, fail pişmanlık göstererek zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle giderirse, ceza üçte ikisine kadar indirilir.
- Kovuşturma başladıktan sonra ancak hüküm verilmeden önceki aşamada etkin pişmanlık gösterilmesi ve zararın giderilmesi halinde verilecek ceza yarısına kadar indirilir.
- Zararın kısmen giderilmesi halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için mağdurun rızası gerekmektedir.
İlgili Yargıtay kararında, birlikte kaldıkları otel odasında mağdura ait banka kartını çalan sanığın bu kartı kullanarak kendisine yarar sağlamasından sonra, kovuşturma sırasında yakınanın tüm zararını karşıladığı anlaşıldığı olayda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği ifade edilmiştir. (Y 6. CD E.2007/9503 K.2008/7144 T.17.03.2008 )
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima
Teşebbüs, failin kasten işlenen bir suça ilişkin icra hareketlerine başlamış olmasına rağmen elde olmayan nedenlerle suçu tamamlayamamasıdır. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna teşebbüs edilmesi mümkündür.
Örneğin bir kimseye ait kredi kartının ele geçirilmesi ancak kullanılacakken bloke olması durumunda suça teşebbüs edilmiş olacaktır. Bu durumda, verilecek cezada bir miktar indirime gidilebilmektedir.
İlgili Yargıtay kararında bir başkasının kimlik kartıyla kredi kartı çıkarmak için Bankaya başvuran sanığın kart başvurusunun reddedilmesi olayında suçun teşebbüs aşamasında kaldığı, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna teşebbüsten hüküm kurulması gerektiği ifade edilmiştir. (Y 8. CD E.2020/9493 K.2022/14958 T.20.10.2022)
İştirak, bir suçun birden fazla kişi tarafından ortak bir suç işleme kararı içerisinde işlenmesini ifade eder. İştirak; azmettirme, yardım etme, asli iştirak şekillerinde gerçekleşebilir. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna da iştirak edilmesi mümkündür.
Örneğin, bir kimseyi bankamatikte unutulan bir kredi kartını alıp kullanması için cesaretlendiren kişi suça azmettirme şeklinde iştirak edecektir. Bu durumda sanıklara, iştirake ilişkin hükümler uygulanarak ceza verilir.
İçtima, aynı fail tarafından tek hareketle birden fazla suçun işlenmesi veya aynı suçun birden fazla kişiye karşı işlenmesini ifade etmektedir Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun da tek hareketle farklı bir suçla birlikte işlenmesi halinde sanığa en ağır cezayı içeren suç bakımından ceza verilir.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun tek hareketle birden fazla kişiye karşı işlenmesi halinde de sanığın cezasında artırım uygulanır.
Örneğin ilgili Yargıtay kararında işlenen fiilin yağma ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu beraber oluşturduğundan ve yağmanın suçun bir unsuru olmadığından bahisle gerçek içtima kuralları uygulanması gerektiği ifade edilmiştir. (Y 6. CD E.2021/325 K.2021/19160 T.02.12.20219)
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Soruşturma Aşaması
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun soruşturma aşaması, yetkili merciler tarafından suç şüphesinin öğrenilmesiyle iddianamenin kabulüne kadar geçen aşamayı ifade eder. Soruşturma aşamasında yapılacak işlemler şunlardır:
- Şikayet ve İhbar,
- Gözaltı,
- Delillerin Toplanması,
- İfade ve Sorgu,
- Uzlaşma,
- Adli kontrol,
- Tutukluluk.
Şikayet- İhbar
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Herhangi biri tarafından, suçun şüpheli veya banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması teşkil eden fiil ihbar edilebilmektedir. Kendiliğinden soruşturulabilir bir suç olduğundan soruşturmanın başlaması için mutlaka mağdurun şikayeti aranmaz.
Şikayet veya ihbar savcılığa, kolluğa, jandarmaya sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Şikayette bulunan mağdurun şikayetini geri çekmesi, soruşturmanın devam etmesine engel olmayacaktır.
Gözaltı
Gözaltı, bir kimsenin savcılık kararıyla kolluk kuvvetleri tarafından geçici olarak özgürlüğünden mahrum bırakılmasını içeren bir güvenlik tedbiridir. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuyla ilgili olarak, suçun işlendiğine dair somut delillerin varlığı halinde gözaltı kararı alınabilir.
Gözaltı süresi, kişinin yakalandıktan sonra en yakın hakimliğe veya mahkemeye gönderilme süresi hariç olmak üzere 24 saatten fazla olamaz. Yakalanan kişinin en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme süresi ise 12 saatten fazla olamaz.
Suçun toplu bir şekilde işlenmesi durumunda, Cumhuriyet savcısı gözaltı süresini her defasında 1 gün olmak suretiyle en fazla 3 gün uzatabilir. Ayrıca 12 yaşından küçükler için gözaltı kararı alınamayacaktır.
Gözaltı kararına karşı itiraz hakkı bulunmaktadır. Şüpheli veya şüpheliye yakın kişiler (şüphelinin eşi, çocukları, anne babası, avukatı, yasal temsilcisi) , karara sulh ceza hakimliğine derhal itiraz edebilir. İtirazlar, ilgili merciiye yapıldıktan sonra 24 saat içinde sulh ceza hakimliği tarafından değerlendirilir ve sonuçlandırılır.
Delillerin Toplanması
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuyla ilgili olayın aydınlatılması amacıyla savcılık, kişinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplar. Şüpheli veya sanık, soruşturmanın başlamasından hüküm verilmesine kadar her aşamada delil sunabilir.
Hukuka aykırı şekilde elde edilen deliller mahkeme tarafından hükme esas alınmaz. Bu nedenle, sanık lehine veya aleyhine olacak şekilde hukuka aykırı deliller sunulamaz.
Örneğin Cumhuriyet savcısı veya hakimin yazılı kararı bulunmadan bir evin aranması ile elde edilen delil hukuka aykırı bir delil olacaktır.
Delillerin toplama aşaması tamamlandığında, hakkında hüküm kurulan kişiden, görüş ve düşüncelerini bildirmesi için 7 gün içerisinde talepte bulunulacaktır. Bu süre içinde güveni kötüye kullanma suçunun şüphelisi, görüş ve düşünce bildirme hakkına sahip olacaktır.
İfade ve Sorgu
İfade, şüphelinin kolluk kuvvetleri ya da Cumhuriyet savcısı tarafından suç şüphesine ilişkin dinlenmesini ifade eder. Sorgu ise şüpheli veya sanığın hakim ya da mahkeme tarafından suçla ilgili olarak dinlenmesidir.
İfade ve sorgu için kişi davet edilir ve eğer kendi rızasıyla gelmezse zorla getirileceği çağrı kağıdına yazılır. Çağrıya rağmen gelinmediği takdirde şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir.
İfade, polis veya savcılık tarafından alınabilirken, sorgu sulh ceza hakimliği veya mahkeme tarafından gerçekleştirilebilir. İfade ve sorgu işlemlerinin nerede yapılacağı doğrudan kanunda düzenlenmemiş olsa da genellikle bu işlemlerin karakol veya adliyede gerçekleştiği görülmektedir.
İfade ve sorguda usul kurallarının eksiksiz bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir. Öncelikle, şüpheli veya sanığın kimlik bilgileri alınmalıdır; bu aşamada doğru bilgi verilmesi zorunludur. Ardından, şüpheliye yüklenen suç anlatılmalı ve hakları hatırlatılmalıdır. Bu haklar, avukat isteme hakkı, suç konusu olaya ilişkin susma hakkı ve delillerin toplanmasını isteme hakkı vb. haklardır.
İfade ve sorgu işlemleri tutanağa bağlanır. Bu tutanakta ifade veya sorgunun yapıldığı tarih, ifadesi alınan ve sorgusu alınan kişinin kimlik bilgileri, ifade ve sorgu usullerinin takip edilip edilmediği, şüpheli veya sanığın avukatı mevcutsa avukat tarafından tutanağın okunduğu ve imzalarının alındığı bilgisi yer almalıdır.
İfade ve sorgu süreçleri hukuka uygun bir şekilde yürütülmelidir. İfade ve sorguda yasak usullerin varlığı halinde, beyanlar hükme esas alınmayacaktır. Örneğin:
- Şüpheli veya sanığın beyanları kişinin özgür iradesine dayanmalıdır,
- İfade verilmesi için kanuna aykırı bir şey vaat edilmemiş olmalıdır,
- Kötü davranma, işkence tehdit ve benzeri şekillerde zorla ifade alınmamış olmalıdır.
Şüphelinin beyanları olayın değerlendirilmesinde önemli bir rol oynar. Şüphelinin hukuki haklarını yeterince bilmemesi veya doğru bir iletişim kuramaması gibi nedenler, davanın seyrini etkileyebilir. Bu nedenle, sürecin uzman bir ceza hukuku avukatı danışmanlığında yürütülmesi faydalı olacaktır.
Uzlaşma
Uzlaşma bir suçun mağduru ve failinin tarafsız bir uzlaştırmacı yardımıyla suç konusu olaya ilişkin belli edimler karşılığında anlaşarak dosyayı kapatmasıdır.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu uzlaşmaya tabi değildir. Bu nedenle tarafların uzlaşma yoluyla anlaşması mümkün değildir.
Adli Kontrol
Adli kontrol, tutuklama sebeplerinin var olduğu kabul edilen bir kişi hakkında tutuklama tedbiri alınmasının ölçüsüz kalacağı hallerde, en fazla 2 yıl süreyle uygulanan bir güvenlik tedbiridir.
Adli kontrol tedbiriyle, kişi tutuklanmak yerine bir veya birden fazla yükümlülük altına alınarak denetlenir. Yurt dışına çıkış yasağı, güvence bedeli yatırılmasının istenmesi, Karakola giderek imza atma tedbiri, bu tedbirlere örnek olarak verilebilir.
Suça ilişkin olay bakımından adli kontrol tedbirleri yeterli olduğu durumda tutuklama kararı alınamaz ancak adli kontrol yükümlülüklerine uyulmadığı takdirde derhal tutuklama kararı alınabilecektir.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuyla ilgili olarak, soruşturma aşamasında sulh ceza hakimliği ve kovuşturma aşamasında mahkeme, adli kontrol tedbirlerini uygulayabilir.
Adli kontrol kararına karşı, kararın yüz yüze verilmesi halinde 7 gün içerisinde adli kontrol kararına itiraz edilebilir. Eğer adli kontrol kararı, kişinin yokluğunda alınmışsa, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren de 7 gün içinde itiraz edilebilir. İtirazlar, kararı veren hâkimliğin görev yaptığı Asliye Ceza Mahkemesi’ne yapılır.
Tutukluluk
Tutukluluk kararı, suçun şüpheli veya sanık tarafından işlendiğine dair kuvvetli şüpheler bulunması halinde ve adli kontrol tedbiri yetersiz kalması halinde, savcılık tarafından alınan karardır.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda tutuklama kararı verilebilmesi, kuvvetli suç şüphesinin varlığına ve aşağıdaki şartlardan birinin varlığına bağlıdır:
- Şüpheli veya sanığın kaçma şüphesi,
- Suça dair delillerin zarar görme ihtimali,
- Sanığın ya da şüphelinin tanık, mağdur ya da diğer kişilere baskı yapma şüphesi.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, Asliye ceza mahkemesinin görev alanına dahil olduğundan dolayı tutukluluk süresi en fazla 1 yıldır. Bu süre gerektiği durumlarda 6 aya kadar uzatılabilmektedir. Ancak, banka veya kredi kartlarının suçuyla ilgili soruşturma evresinde uygulanan tutukluluk süresi en fazla 6 aydır.
Çocuklarla ilgili tutuklama kararları, daha farklı düzenlemelere tabidir. 12 yaşından küçük bir çocuk suç şüphelisi ise, tutuklama kararı alınamaz; ancak çocuklar için özel güvenlik tedbirlerine başvurulabilir.
15 yaşını doldurmamış bir çocuk şüpheli durumunda, suçun üst sınırı 5 yılı aşmayan durumlarda tutuklama kararı verilemez. Suçun üst sınırı 5 yılı aştığında ise, bu süreler yarı oranında uygulanır. Şüpheli 18 yaşını doldurmamış bir çocuk ise, bu durumda süreler dörtte üçü oranında uygulanacaktır.
Şüpheli veya sanık, tutukluluk kararına itiraz edilebilir İtiraz dilekçesi, kararın yüze karşı okunmasından veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren hâkimliğin görev yaptığı Asliye Ceza Mahkemesine sunulur. Eğer tutuklama kararı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmişse, itiraz Ağır Ceza Mahkemesine yapılır.
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda soruşturma sonucu verilebilecek karar şu şekildedir:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK),
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK),
- İddianamenin düzenlenmesi.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Yapılan ihbarın soyut, genel nitelikte kaldığının veya ihbar yahut şikayet konusu fiilin suç oluşturmadığının açıkça anlaşıldığı hallerde Soruşturmaya Yer Olmadığına Karar (SYOK) verilir. Bu kararı Cumhuriyet Savcısı verir.
Örneğin “İstanbul’da hırsızlık yapılıyor.” şeklinde bir ihbar soyut ve genel nitelikte kalacaktır.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda ihbar veya şikayetin bu nitelikte bulunması durumunda soruşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi mümkündür. Bu kararın verilmesiyle soruşturma yapılmaz ve böylece kişi şüpheli sıfatını almaz.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Soruşturma aşamasının sonunda, şüpheli bakımından iddianame düzenlemek için yeterli delile ulaşılamaması veya kovuşturma olanağının bulunmaması halinde Cumhuriyet Savcısı tarafından Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar (KYOK) verilir.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu bakımından yapılan soruşturma neticesinde yeterli delile ulaşılamaması durumunda KYOK verilebilir. KYOK’un sonucu olarak, kamu davası açılmayacak ve kişi sanık sıfatına sahip olmayacaktır.
KYOK’a karşı tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcılığın bağlı olduğu Sulh Ceza Hakimliği nezdinde itiraz edilebilir.
İddianamenin Düzenlenmesi
Cumhuriyet Savcısı, soruşturmanın sonucunda şüphelinin suçu işlediğine dair yeterli şüphe bulunduğuna kanaat getirirse iddianame düzenler. Düzenlenen iddianamenin görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi ve bu mahkeme tarafından iddianamenin tarafından kabul edilmesi ile soruşturma aşaması biter, kovuşturma (yargılama) aşaması başlar.
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Savunması
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması savunması, her aşamada delillerin ileri sürülmesi ve sanık beyanları ile yapılmaktadır. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun savunmasında şu hususlar ileri sürülebilir:
- Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda, suçun oluşmadığı,
- Suça konu kartın başkasına ait olduğunun bilinmediği,
- Kullanılan kartın başkasına ait olduğunun bilinmediği,
- Kullanılan sahte kartın sahte olduğunun bilinmediği,
- Zamanaşımı mevcut olduğu,
- Delillerin ispat gücünün yetersiz olduğu,
- Hukuka aykırı delillerin tespiti ve hükme esas aldırılmaması,
- Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği iddiası,
- Suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiğini iddiası,
- Cezayı indiren veya tamamen kaldıran sebeplerinin ileri sürülmesi,
- Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması,
- Şahsi cezasızlık sebeplerinin ileri sürülmesi,
- Dosyaya özel diğer savunmalar.
Şüpheli veya sanığın savunma hakkının etkili biçimde yerine getirilmesi gerekir. Savunma hakkı doğrultusunda yapılacak savunmanın, hukuki bir şekilde ileri sürülmesi önemlidir.
Bu kapsamda, her bir sanığın dava konusu durumuna özel bir savunma yapılmalıdır. Ortaya konulan hususların efektif, etkin ve hukuki dile uygun biçimde kullanılabilmesi gerekir. Bu nedenle savunma aşamasının efektif biçimde işletilmesi için uzman bir ceza avukatından yardım alınması önemlidir.
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunda Zamanaşımı
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süre suçun işlenmesi itibariyle başlar. Zamanaşımı süresi geçtiği takdirde suç hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamayacaktır.
Ceza zamanaşımı süresi ise 20 yıldır bu süre hükmün kesinleştiği günden itibaren başlar. Ceza zamanaşımı sürelerinin geçmesi halinde, suça ilişkin verilen cezanın infazı söz konusu olamamaktadır.
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda ceza yargılaması, savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabulüyle başlamaktadır. İddianamenin kabulüyle birlikte, soruşturma sona erer ve kovuşturma aşamasına geçilir.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda, yani kovuşturma safhası şu evrelerden oluşur:
- Duruşma hazırlığı evresi,
- Duruşma evresi.
- Delillerin tartışılması ve karar evresi,
- Kanun yollarına yani itiraz yoluna başvuru evresidir.
Duruşma Hazırlığı Aşaması
İddianamenin kabulünden sonra ceza mahkemesi, duruşma hazırlığı yapacaktır. Soruşturma aşamasında şüpheli olan kişi, kovuşturma safhasında sanık sıfatını alır. Duruşma hazırlığı doğrultusunda gerçekleştirilen işlemler, tensip zaptı adı verilen bir tutanakta yazıya bağlanır.
Mahkeme, duruşma gününü tespit eder ve duruşmaya katılması gereken kişiler için çağrıda bulunur. Son olarak, sanık da çağrı kağıdı gönderilerek duruşmaya davet edilir.
Duruşma Aşaması
Duruşma aşamasından önce, sanık, müdafii, tanıklar ve bilirkişilerin duruşmada hazır olup olmadığı kontrol edilir, sonrasında duruşma evresi başlatılır. Hakim veya mahkeme başkanı tarafından, iddianamenin kabul kararı okunur ve tanıklar salondan çıkarılır.
Duruşma başlayınca, öncelikle sanığa kişisel bilgileri sorulur. Daha sonra, sanığa iddianame özetlenir. İddianamede isnat edilen eylemler, bu eylemlere dayanak olan deliller ve belgeler açıklanır. Mahkeme, sanığın banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundaki hukuki durumunu tespit eder.
Sonrasında, sorgu aşamasına geçilir. Burada sanığa sorular yöneltilir ve sanığın savunma yapmasına imkan tanınır. Sanığın sorgusu tamamlandıktan sonra, delillerin tartışılması aşamasına geçilir.
Delillerin Tartışılması ve Karar Aşaması
Delillerin tartışılması ve karar evresinde, bütün deliller tek tek değerlendirilir ve savcılık ile savunma beyanları birlikte dikkate alınarak değerlendirilir. Mahkeme, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin bitmesi üzerine karar aşamasına geçer. Karar vermeden önce son sözün sanığa verilmesi zorunludur. Sanığın son sözünü söylemesi üzerine mahkeme kararı açıklar.
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şu şekildedir.
- Beraat kararı
- Mahkumiyet kararı
- Ceza verilmesine yer olmadığı kararı
- Güvenlik tedbiri kararı,
- Davanın reddi kararı
- Davanın düşmesi kararıdır.
Beraat
Beraat kararı, sanığın mahkeme tarafından suçsuz bulunması halinde verilecektir. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda beraat hükmü verilmesi gereken haller CMK m.223/2’de yer almaktadır. Bu maddeye göre beraat kararı şu hallerde verilmelidir:
- Kişinin eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmaması,
- Kişinin eyleminin kendisi tarafından işlenmediğinin sabit olması,
- Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
- Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
- Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, hallerinde beraat hükmü verilir.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Sanık tarafından üzerine atılı suçun işlendiğinin tespit edilmiş olmasına rağmen birtakım hukuki sebeplerle sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilemediği hallerde CYOK verilir. CYOK kararı ile beraat kararı birbiriyle karıştırılmamalıdır. CYOK, sadece CMK 223/3. Hükmünde sayılan durumlara ilişkin olarak verilebilir.
CMK 223/3. Kapsamında CYOK verilebilecek haller şunlardır:
- Yüklenen suçla ilişkilendirilen yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik durumu veya geçici nedenlerin bulunması,
- Yüklenen suçun hukuka aykırı olmasına rağmen bağlayıcı emrin yerine getirilmesi, zorunluluk veya cebir veya tehdit etkisi altında işlenmesi,
- Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
- Kusurluluğu ortadan kaldıran bir hataya düşülmesi.
CMK madde 223/4 hükmü, cezasızlık sebeplerinden herhangi birinin varlığı durumunda CYOK verilmesini mümkün kılmaktadır. Bu durumlarda cezasızlık sebebinin varlığı kabul edilir:
- Etkin pişmanlık,
- Şahsi cezasızlık sebebinin mevcudiyeti,
- Karşılıklı hakaret,
- İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda, bu hallerin varlığıyla birlikte CYOK verilebilir.
Mahkumiyet
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun sanık tarafından işlendiğine, mahkeme tarafından kesin kanaat getirilmesi halinde mahkumiyet kararı verilecektir. Mahkumiyet kararı ile sanığa hapis veya adli para cezası verilir. Mahkumiyet hükmünde ceza yerine veya ceza ile birlikte güvenlik tedbirlerine hükmedilebilir.
Sanık hakkında hükmedilecek mahkumiyet süresinde, iyi hal indirimi yahut tekerrür hükümlerinin uygulanması da mümkündür. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu nedeniyle hükmedilen cezada 1/6 iyi hal indiriminin uygulanması hakimin takdirine bağlıdır.
İyi hal indirimi, sanığın sosyal ilişkileri, yargılama esnasında pişmanlık gösteren davranışlarının bulunup bulunmadığı, adli sicil geçmişi gibi hususların değerlendirilmesi sonucunda mahkeme tarafından verilebilen takdiri indirimdir. Sanık hakkında cezanın hafifletilmesi sonucunu doğuran takdiri bir nedenin mevcut olması halinde, sanık bakımından iyi hal indirimi uygulanır.
Tekerrür, önceden suç işleyen bir sanığın öngörülen kanuni süreler içerisinde tekrar suç işlemesiyle meydana gelen bir durumdur. Tekerrür hükümlerini gereğince, sanık hakkında daha ağır bir infaz rejimi uygulanır.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, şartların varlığı halinde hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesidir. Bu durumda hakimin takdiri dahilinde sanığın hapse girmek yerine belirlenen para cezasını öder. Kasten işlenen suçlarda 1 yıl ve altında hükmedilen hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesi prosedürü uygulanabilir taksirle işlenen suçlarda ise süre sınırı yoktur.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun alt sınırı 3 yıl olduğundan hapis cezasının 1 yılın altında kalması ancak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasıyla mümkün olabilir. Kasten işlenen bir suç olduğundan ancak 1 yıl ve altında kalması halinde adli para cezasına çevirme prosedürü uygulanabilir.
Adli para cezasının hesaplanması, 20-100 Lira arasındaki para miktarının sanığın sosyal ve ekonomik durumu göz önüne alınarak belirlenmesi ile yapılır. Bu para miktarı hapis cezasına denk gelen gün sayısı ile çarpılır. Adli para cezasının 1 sene içinde tek seferde veya 2 sene içinde taksitle ödenmesine hakimin takdiri dahilinde karar verilebilir.
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu bakımından verilen cezanın adli para cezasına çevrilmesi istisnai haller dışında mümkün değildir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
Yargılama sonucunda mahkeme tarafından 2 yıl ve altında bir hapis cezası verilmesi ve sanığın da HAGB’yi kabul etmesi halinde sanık hakkında HAGB kararı verilebilir. Bu kararın sonucu olarak, sanık 5 yıl boyunca denetime alınır.
Sanık tarafından denetim süresi içinde tekrar kasten bir suç işlenmemesi halinde sanık hakkında verilen ceza için düşme kararı verilir. HAGB kararı alınabilmesi aranan şartlar şunlardır:
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesidir.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda da bu şartların hep birlikte olmasıyla HAGB kararı verilmesi mümkündür. HAGB kararı verilmesiyle sanık 5 yıl boyunca denetimli serbestlik altında olacak ve böyle cezaevine girmeyecektir.
Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi, 2 yıl ve altında hapis cezası alan kişilerin, mahkeme tarafında belirlenen denetim süresini iyi halli geçirmesi ve yeniden suç işlemeyeceği konusunda güven oluşturması halinde verilen karardır. Hapis cezasının ertelenmesi için şu şartlar bulunmalıdır:
- Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
- Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşmasıdır.
Denetim süresi boyunca cezası ertelenen sanık herhangi bir suç işlemez ve 1-3 yıl süresince kendisine verilen denetim yükümlülüklerine uygun hareket ederse, cezasının tamamının infaz edildiği kabul edilir. Ertelenme sonucu olarak, ilgili kişi hakkında verilen ceza kararı adli sicil kaydında görünür.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda da koşulların oluşması durumunda cezanın ertelenmesine karar verilebilir.
Davanın Düşmesi
Bazı usul eksiklikleri nedeniyle davanın esastan karara bağlanamaması durumunda davanın düşmesine karar verilir. Davanın düşmesi şu hallerde gündeme gelmektedir:
- Sanığın ölümü,
- Af,
- Dava zamanaşımı,
- Şikâyetten vazgeçme,
- Ön ödeme.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu bakımından yukarıda yazılan durumlardan herhangi birinin varlığı durumunda davanın düşmesine karar verilir.
İstinaf ve Yargıtay Süreci
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda ilk derece mahkemesi kararına karşı istinafa başvurulabilir. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu bakımından verilen cezanın 5 yılın üstünde hapis cezası olması halinde temyize de başvurulabilir. Bununla birlikte, bölge adliye mahkemesi tarafından verilen bozma kararlarına karşı temyiz yolu kapalıdır.
İstinaf kanun yoluna başvuru süresi hükmün açıklanmasından itibaren 7 gündür. Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusunun sonrasında gelen dosyayı tekrar inceler. 7 gün içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmazsa hüküm kesinleşir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin hükümlerine karşı temyiz (Yargıtay) kanun yoluna başvurulabilir. Temyiz kanun yoluna başvuru süresi hükmün açıklanmasından itibaren 15 gündür. Yargıtay, kararın hukuka aykırı olup olmadığını inceler ve bozma veya onama kararı verir. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda temyiz yoluna başvurabilmek için cezanın 5 yılın üzerinde olması gerekir.
İstinaf ve temyiz sürecinin sonuçlanma süresi yoğun bölgelerde 1-2 yıla çıkabilmektedir. Bu süreler kesin olmayıp her olayda değişkenlik gösterebilir.
Sonuç
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu kasten işlenen bir suç olup suçun 3 görünüş şekli mevcuttur, bunlar işleniş ve ceza yönünden birbirinden farklılık arz etmektedir. Bu nedenle, yapılacak olan savunmaların da somut olaya özgü şekilde ve hukuki bir zeminde sunulması gerekir. Dolayısıyla, hukuki durumların tespitinde, delillerin toplanmasında ve sürelerin takibinde uzman bir ceza hukuku avukatından yararlanmak önem arz etmektedir.