Kişisel Verileri Ele Geçirme Veya Yayma Suçu Ve Cezası
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu, Türk Ceza Kanunu’nda Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenmektedir. Bu suç tipi ile korunmak istenen kişisel verilerin korunması hakkıdır. Kişisel veri, KVKK’da ‘’kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi” şeklinde tanımlanmıştır. Bu suçu işleyen kişiler, 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
İçindekiler
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma suçu Nedir?
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu, kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesi, yayılması ya da başkasına verilmesidir. Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu, TCK m.136’da düzenlenmektedir.
TCK 136:
“Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçu Nasıl Oluşur?
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu, kişisel veri niteliğindeki bilgilerin (kişinin adı-soyadı, telefon numarası, TC kimlik numarası, eğitim bilgileri vb.) bir başkası tarafından hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi, yayılması ya da diğer kişilere verilmesiyle oluşur.
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun oluşumu; kanunda sayılan şekilde; yaymak, ele geçirmek veya başkasına vermek fiilleri ile gerçekleşir. Aynı zamanda bu hareketlerin, kişinin rızası dışında ve hukuka aykırı olarak gerçekleşmesi gerekir.
Kişisel Verileri Yaymak
Kişisel verileri yaymak, kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun oluşumu açısından ilk harekettir. Kişisel verileri yaymak.; birden fazla kişiye duyurmaktır.
Örneğin, bir kişiye ait kişisel verileri birden çok kişinin görebileceği şekilde herhangi bir sosyal medya platformunda paylaşmak bu kişisel verilerin yayılmasıdır.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, sanığın evinde yapılan aramada ele geçirilmiş olan flash bellekte birden çok kişiye ait kredi kartı bilgilerinin ve mağdurların ad-soyadlarının bulunması üzerine sanık hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiştir. (Yargıtay 12. CD. 2015/1261 E. 2015/13556 K.)
Yayma hareketi birden fazla değişik şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Örneğin; mağdurun kişisel bilgilerinin birden çok kişiye mektupla gönderilmesi, web sitesine koyulması, e-mail olarak gönderilmesi de yaymak olarak nitelendirilir.
Yargıtayın vermiş olduğu bir başka kararda, internet üzerinden tanışıp arkadaş oldukları bir dönemde mağdurun kendi facebook hesabı üzerinde paylaştığı fotoğrafların, sonrasında ayrılmaları halinde sanığın bu fotoğrafları sahte hesap açarak orada paylaşması bakımından TCK m. 136 kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun oluştuğuna karar verilmiştir. (Yargıtay 12. CD. 2017/2960 E. 2018/1541 K.)
Kişisel Verileri Ele Geçirmek
Kişisel verileri ele geçirmek, kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun oluşumu açısından ikinci harekettir. Kişisel verileri ele geçirmek, mağdura ait verilerin failin egemenlik alana geçirilmesidir.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, trafikte kendisini sıkıştıran kişinin plaka bilgilerini trafik şube müdürlüğündeki arkadaşından alan sanık hakkında TCK m. 136 suçu meydana gelmiştir. Çünkü burada kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesi söz konusudur. (Yargıtay 12. CD. 2018/636 E. 2018/6140 K.)
Ele geçirme hareketi, kişisel verilerin yazılı olduğu bir belgenin bulunduğu yerden alınması, kişisel verilerin kayıtlı olduğu bilişim sisteminden kopyalanması yahut başka bir ortama gönderilmesiyle meydana gelir.
Yargıtayın vermiş olduğu bir başka kararında; üzerinde kişisel verilerin yazılı olduğu bir belgenin alınması ele geçirme suçunu oluştursa da, kaydedilmeden önce bu bilgilerin öğrenilmesi ve hafızada tutularak başkalarına söylenmesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturacaktır. (Yargıtay 12. CD. 2017/12083 E. 2018/2539 K.)
Kişisel Verileri Başkasına Vermek
Kişisel verileri başkasına vermek, kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun oluşumu açısından üçüncü harekettir. Kişisel verileri başkasına vermek, bir kişiye ait olan kişisel bilgilerin rızası dışında bir başkasına aktarmaktır.
Örnek olarak, arkadaşımızın bizim rızamız olmadan telefon numaramızı bir başkasına vermesi verilebilir.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda; sanık, mağdur ve dava dışı eski eşi arasındaki arama kayıt dökümünü mağdurun akrabalarına göndermiştir. Bu arama kayıt dökümünde aramalara ait tarih, süre ve saat bilgileri bulunmaktadır. Somut olayda sanığın bu eylemi haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu değil, TCK m.136 kapsamında kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunu oluşturur. (Yargıtay 12. CD. 2014/22994 E. 2015/2630 K.)
Yargıtayın vermiş oldu başka bir kararda; mağdurun bilgisi ve rızası dışında onun cep telefonu ve msn adresini yazarak üçüncü kişilere tanışma ve görüşme isteğini içeren elektronik posta gönderen sanık hakkında, kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun oluştuğuna hükmedilmiştir. (Yargıtay 12. CD. 2012/25427 E. 2013/15774 K.)
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunun Cezası
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.
Yapılacak olan ceza yargılaması sonucunda verilecek olan ceza hâkimin takdirinde olacaktır. Hakim belirleme yaparken somut olayın özelliklerini, suçun işlenişine dair ayrıntıları ve suçun meydana getirdiği büyüklük gibi nitelikleri göz önüne alacaktır.
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Hâlleri ve Cezaları
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun cezayı artıran nitelikli hâlleri, verilecek cezanın belli oranda artırımı gerektiren özel hallerdir. Suçun cezayı artıran nitelikli hali TCK m. 136/2’de ve m.137’de düzenlenmiştir.
TCK 136/2:
“Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236’ncı maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.’’
TCK 137:
“Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır”
Nitelikli hallere ilişkin düzenlemenin daha iyi anlaşılabilmesi için aşağıda daha detaylı anlatılmıştır.
Suçun Konusunun CMK’nın 236. Maddesinin 5. ve 6. Fıkraları Uyarınca Kayda Alınan Beyan ve Görüntüler Olması
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun konusunun CMK .236/5 ve 6. Fıkraları kapsamında kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.
Bu nitelikli hal açısından, TCK m.102/2 nitelikli cinsel saldırı ve TCK m.103/2 çocukların nitelikli cinsel istismarı suçlarının mağdurlarının soruşturma aşamasındaki ifadeleri Cumhuriyet savcısının gözetiminde uzmanlar tarafından alınmaktadır.
Nitelikli cinsel saldırı suçunun soruşturma aşamasındaki ifade alımının, çocukların nitelikli cinsel istismarı suçu açısından farkı mağdurun beyan ve görüntülerinin alınmasında rızasının gerekliliğidir.
Kamu Görevlisi Tarafından ve Görevinin Verdiği Yetki Kötüye Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu bir kamu görevlisi tarafından ve görevin sağladığı yetkinin kötüye kullanılmasıyla işlenirse verilecek ceza yarı oranında artırılmaktadır.
Bu nitelikli halin gerçekleşmesi için Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun sadece kamu görevlisi tarafından işlenmesi yetmez, kamu görevlisi kişinin bunu kamu görevinin vermiş olduğu yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işlemesi gerekir.
İzmir Bölge Adliye Mahkeme’sinin vermiş olduğu bir kararda, Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde çalışan sanığın denetmen olarak çalıştığı esnada görevinin verdiği yetki ile TC Cumhurbaşkanın çocuklarının kişisel verilerini sorgulaması üzerine kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun nitelikli hali meydana gelmiştir. (İzmir BAM, 10. CD. 2017/1122 E. 2017/1114 K.)
Belli Bir Meslek ve Sanatın Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak Suretiyle İşlenmesi
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu belli bir meslek ve sanat ile uğraşmanın getirdiği kolaylıktan yararlanılarak işlenirse verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır. Bu nitelikli halin söz konusu olabilmesi için meslek ve sanatın icrasıyla suçun işlenmesi açısından bir nedensellik olmalıdır.
Örneğin, bir polis memurunun bir kişiyi durdurarak kimlik sorma yetkisi kapsamında kişinin kimlik bilgilerinin fotoğrafını çekerek kayıt altına alması sonrasında bunu yayması bu nitelikli halin oluşumudur.
Yargıtayın bu nitelikli hal kapsamında vermiş olduğu bir kararında doktor kişinin farklı kadınlarla cinsel ilişkiye girdiği görüntüleri bilgisayarına kaydetmesi ve bilgisayarının bozulması üzerine tamirciye götürdüğünde ise tamircinin bu görüntüleri kişisel bilgisayarına kopyalaması mesleğin sağladığı kolaylıktan yararlanmaktır. (Yargıtay 12. CD. 2015/5128 E. 2016/10207 K.)
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima
Teşebbüs, bir suçun elde olmayan nedenlerle tamamlanamaması halidir. Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu açısından yapılan icra hareketleri bölünebiliyorsa teşebbüs söz konusu olur. Suçun teşebbüs aşamasında kalması hâlinde cezada belli bir miktar indirim yapılır.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda sanığın bir dönem arkadaşlık ettiği mağdur hakkında ayrıldıktan sonra kiminle görüştüğünü tespit etmek için son altı aya ait HTS kayıtlarının müşteri temsilcisinden istenmesi ancak mağdurun adres bilgilerinin eksik olması nedeniyle teslim edilememesi üzerine teşebbüsün varlığı kabul edilmiştir. (Yargıtay 12. CD. 2020/2005 E. 2020/6812 K.)
İştirak, bir kişi tarafından işlenebilen bir suçun birden fazla kişi tarafından iş birliği halinde işlenmesi durumudur. Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun işlenmesine iştirak eden herkes, suçun işlenişindeki katkısı ve bu katkının yoğunluğuna göre ayrı ayrı cezaya mahkum olmaktadır
İçtima, kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunu oluşturan fiilin aynı zamanda farklı suç türlerini de kapsayan nitelikte olması halidir. Bu halde kişi, ortaya çıkan suçlar arasında en ağır cezayı gerektiren suçtan yargılanır. Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunda içtima hükümleri uygulanabilmektedir.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, mağdura ait kimlik bilgilerinin ele geçirilerek banka müşteri hizmetlerinden kredi katı bilgilerinin öğrenilmesiyle birden çok kez internet alışverişinde bu kartın kullanılması halinde içtimaın varlığı kabul edilmiştir. Bu durumda suçluya tek bir ceza verilecek ancak bu ceza 3/4 oranına kadar artırılacaktır. (Yargıtay 8. CD. 2013/14777 E. 2014/8135 K.)
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunun Soruşturma Aşaması
Soruşturma aşaması, suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen süreyi ifade eder. Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun soruşturma aşaması şu şekildedir:
- Şikayet-İhbar,
- Gözaltı,
- Delillerin toplanması,
- İfade ve Sorgu,
- Uzlaşma,
- Adli Kontrol,
- Tutukluluktur.
Şikâyet-İhbar
Bazı suçlar açısından soruşturulmaya başlanmasının suçun mağduru tarafından adli makamlara şikâyette bulunulmuş olması gerekir. Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu şikâyete tabi olan suçlardan değildir. Herhangi bir kişi tarafından gerekli makamlara (Savcı, polis, jandarma vb.) ihbarda bulunulması yeterlidir.
Gözaltı
Gözaltı, cumhuriyet savcısı tarafından soruşturmanın tamamlanması amacıyla şüphelinin kolluk nezaretinde geçici olarak tutulduğu bir koruma tedbiridir. Şüpheli en fazla 24 saat gözaltında tutulabilir.
Gözaltı süresi bireysel işlenen suçlarda uzatılamaz. Birden çok kişiyle işlenen toplu suçlarda ise bu süre belirli şartlar altında uzatılabilmektedir.
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu bakımından şüphelinin suçu işlediğine dair somut delillerin varlığı halinde ve soruşturulması bakımından zorunlu olması nedeniyle gözaltı kararı verilebilir.
Gözaltı kararına karşı, gözaltına alınan kişi yahut yakınları itiraz edebilir. Gözaltı kararına karşı itirazı şüphelinin kendisi ya da avukatı, eşi, yaş küçüğü olması halinde kanuni temsilcisi yapabilecektir. İtiraz, Sulh Ceza Hakimliğine bir dilekçe verilmesi suretiyle yapılır.
DİKKAT: 12 yaşından küçükler hakkında gözaltı kararı verilememektedir.
Delillerin Toplanması
Delillerin toplanması aşamasında, suça ilişkin bütün deliller toplanarak kişisel verilerin kaydedilmesi suçu açısından maddi gerçeğe ulaşmak amaçlanır. Bu aşamada savcı kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu ile ilgili hem lehe hem aleyhe delilleri toplayarak suçun şüpheli tarafından işlenip işlenmediğini ortaya çıkarmakla yükümlüdür.
Deliller asıl olarak soruşturma aşamasında toplanmakla birlikte her aşamada delil toplanabilir. Bu aşamada en önemli husus delillerin kanuna uygun şekilde elde edilmesidir. Zira hukuka aykırı deliller yargılamanın hiçbir aşamasında ispat aracı olarak kullanılamayacaktır.
Hukuka aykırı delil olarak, şüphelinin evinde, mahkeme kararı olmaksızın ve gece vakti yapılan aramada bulunan deliller verilebilir.
İfade ve Sorgu
İfade, şüphelinin soruşturma aşamasında savcı veya kolluk kuvvetlerince beyanının alınmasıdır. Sorgu evresi ise, şüpheli/sanığın soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimi, yargılama aşamasında ise mahkemece dinlenmesidir. Şüpheli/sanığın bu makamlar dışında ifade veya sorgusunun alınması hukuka aykırılık teşkil eder.
Bu süreçte ilk olarak şüpheliye bir davetiye gönderilerek ifadesinin alınması için polis merkezine yahut savcılığa çağrılır. İfadeye çağırılan şüpheli gelmez ise emniyet personeli aracılığıyla zorla getirilmesine karar verilecektir.
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun soruşturma evresinde şüphelilerin ifadesi alınarak, şüphelinin kimliği belirlenir ve kendisine isnat edilen suç anlatılır. Avukat seçme hakkının olduğu hatırlatılır. Kendisine isnat edilen suçu öğrenme hakkı, susma hakkı, yakınlarına haber verme hakkı ve delil toplanmasını isteme hakkı olduğu anlatılır.
İfade alımı esnasında bazı yasak olan usuller bulunmaktadır. Bunlar, işkence, yorma ya da zor kullanma olabilir. Bu gibi yasak usuller ifade alımı esnasında kullanıldığı takdirde hukuka aykırılık oluşacaktır.
İfade alımı ve sorgu sonrasında, ifadesi alınan kişiye bir tutanak imzalatılır. Şüpheli kişinin tutanakta yazanların doğru olup olmadığını kontrol ederek doğruluğundan emin olması oldukça önemlidir.
İfade ve sorgu aşamaları, şüpheli kişilerin yaşadığı gerginlikle en çok hatanın yapıldığı aşamalardır. Bu aşamalarda yapılan hatalar, yargılama sürecini ve verilecek cezayı da doğrudan etkilediğinden, alanında uzman bir ceza avukatı danışmanlığında bu aşamaları takip etmek oldukça önemlidir.
Uzlaşma
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu uzlaşmaya tabi değildir.
Uzlaşma prosedüründe fail ile suç sebebiyle zarar gören taraf failin bir edimi karşılığında, üçüncü bir kişi tarafından anlaştırılmaktadırlar.
Soruşturma aşamasında uzlaşılması hâlinde fail hakkında KYOK kararı verilir. Uzlaşılmadığı takdirde ise kamu davası açılmaktadır. Kovuşturma aşamasında uzlaşılması hâlinde fail hakkında düşme kararı verilir. Uzlaşılmaz ise yargılamaya devam edilir.
Adli Kontrol
Adli kontrol, şüpheli kişinin cezaevine gönderilmesi yerine birtakım şartlar altında denetimde tutulmasını sağlayan bir tedbirdir. Adli kontrol kararı, tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde uygulanan daha hafif düzeyli olarak özgürlüğü kısıtlayan bir tedbirdir. Adli kontrol tedbirinin amacı kişi hürriyeti ve seyahat özgürlüğünün engellenmesinin kişi için doğuracağı olumsuz durumları en az seviyeye indirmektir.
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu açısından sanık ya da şüphelinin belli bir mesleğe devamı ya da eğitimine devam etmesine karar vermek, yurt dışı çıkış yasağı uygulamak, imza uygulaması gibi bazı adli kontrol uygulamalarına hâkim karar verebilir.
Adli kontrol tedbiri, tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde, tutuklama yerine uygulanmaktadır. Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçuna ilişkin tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde adli kontrol kararı verilebilecektir.
Bu karara karşı itiraz yolu açıktır. Adli kontrol kararının verilmesinden itibaren 7 gün içerisinde, kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içerisinde bulunan Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilebilmektedir. İtiraz üzerine hakim, adli kontrol kararının kaldırılmasına veya yükümlülüklerin değiştirilmesine karar verebilir.
Tutukluluk
Tutuklama tedbiri, kuvvetli suç şüphesi, kaçma şüphesi ve delilleri karartma şüphesi bulunan şüphelilerin cezaevinde tutulmasıdır. Adli kontrol kararı verilmesinin yeterli olduğu hallerde, tutuklama koruma tedbiri uygulanmaz.
Kişisel verileri ele geçirme ve yayma suçunda, tutuklama şartlarının sağlanması halinde, şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilmektedir. Tutuklama süresi en fazla 1 yıl olarak belirlenmektedir. Bu süre, zorunlu durumlarda hakim kararıyla en fazla 6 ay daha uzatılabilir.
Hukuka aykırı şekilde ve sürede verilen tutuklama kararına karşı itiraz hakkı mevcuttur. Şüpheli, eşi, anne-babası, birinci ve ikinci derece akrabaları tutuklama kararına itiraz edebilir. İtiraz, tutuklama kararının verildiği günden itibaren 7 gün içinde, kararı veren hakimliğin bağlı olduğu asliye ceza mahkemelerine yapılmaktadır.
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunu işleyen, 15 yaşından küçük kişiler hakkında tutuklama kararı verilmesi hukuka aykırıdır.
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunda soruşturma aşamasında verilebilecek kararlar aşağıdaki gibidir.
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
- İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar ve şikâyet konusu suça ilişkin fiilin açıkça suç oluşturmadığının bir araştırma yapmaya gerek olmadığı veya savcılığa yapılan ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda savcı tarafından verilebilir. Bu durumda kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun soruşturma aşaması hiç başlamamış sayılarak dosya kapanır. İlgili kişiye de şüpheli sıfatı verilmez.
Bu karar karara karşı itiraz edilebilir. Yapılacak olan itiraz kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı şekilde yapılır.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun soruşturma evresinin sonunda savcı dava açılmasına gerek görmediği takdirde veya suçla ilgili yeterli delil bulunmaz ise yahut etkin pişmanlık hükümlerine ilişkin bir durum söz konusuysa kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu durumda dosya soruşturma aşamasından sonra kapanmaktadır.
Bu karara karşı itiraz edilebilir. İtiraz kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı biçimde yapılmaktadır.
İddianamenin Düzenlenmesi
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunda soruşturma sonucunda savcı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenler. Daha sonra, düzenlenen iddianame görevli ve yetkili mahkemeye sunulur. İddianamenin kabul edilmesi hâlinde kamu davası açılarak ve yargılama kısmına geçilmektedir.
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunun Savunması
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunda mevcut durumun özelliklerine ve koşullara göre bazı savunmalar yapılabilmektedir. Bu savunmalara örnek olarak şu hususlar verilebilir:
- Ele geçirilen bilgilerin herkese açık olduğu,
- Kişisel verileri yayma eyleminin bulunmadığı,
- Bilgilerin kişisel veri niteliği teşkil etmediği,
- Sanık hakkında ortaya konulan aleyhe delillerin hukuka aykırılığı iddiası
- Suç işleme kastı ile hareket edilmediği,
- Sanığa ilişkin lehe delillerin toplanmamış olması,
- Failin akıl hastası olduğu,
- Suçun teşebbüs halinde kaldığı,
- Usule aykırılıkların olduğu,
- Delillerin ispat bakımından yetersiz olduğu,
- Yetersiz delil nedeniyle sanığın şüpheden yararlanması gerektiği.
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçuna ilişkin yapılacak savunmalar somut olayın şartlarına göre değişiklik göstermektedir. Dolayısıyla sağlıklı bir savunma yapılabilmesi için uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda olacaktır.
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Ceza yargılaması aşaması, dava sürecini ifade etmektedir. Ceza yargılaması aşaması, savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabul edilmesi ile davanın açılması suretiyle başlar ve mahkeme tarafından sanık/sanıklar hakkında bir karar verilmesiyle sona erer. Bu aşamaya uygulamada kovuşturma aşaması da denmektedir.
Yargılama aşamasında sanık savunma hakkını kullanabilir ve suçla ilgili lehine olan delillerin toplanmasını isteyebilir. Tüm bu süreçte; deliller toplanarak görgü tanıkları dinlenir, bilirkişi raporları istenir, diğer tüm deliller duruşmalarda incelenir. Duruşmaların sonucunda ise, hâkim tüm süreci değerlendirir ve bir karar verir.
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunda Zamanaşımı
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunda dava zamanaşımı 8 yıl; ceza zamanaşımı kararın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır.
Dava zamanaşımına ilişkin 8 yıllık süre, suçun işlendiği tarihte başlamaktadır. Bu süreden sonra dava açılamayacak ve ceza da verilemeyecektir. Ceza zamanaşımına ilişkin 10 yıllık süre ise, cezaya ilişkin mahkeme kararının verildiği gün itibariyle başlar. Bu süreden sonra cezanın infazı istenemez.
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:
- Beraat,
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
- Mahkumiyet,
- Adli para cezasına çevirme,
- HAGB,
- Cezanın Ertelenmesi,
- Davanın Düşmesi.
Beraat
Beraat, bir mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda, sanığın suçsuz olduğuna karar verilmesidir. Suçun sanık tarafından işlenmediğinin anlaşılması, yeterli delil bulunmaması ya da suçu oluşturan unsurların olmaması halinde beraat kararı verilebilecektir.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın fiilleri suç teşkil etmesine rağmen bazı nedenler ile ceza verilememesi durumudur. CYOK kararı ancak belirli hallerde verilebilir. Bu haller kanunda belirtilmiştir.
Örneğin kişisel verileri yayma veya ele geçirme suçunu işlemiş birinin yaşının küçük olması, kusur yeteneğinin olmaması, sağır ve dilsiz olması halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir.
Mahkûmiyet
Mahkûmiyet kararı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında suçun sabit olduğuna hükmedilmesidir. Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun sanık tarafından işlendiği anlaşılırsa ve ceza verilmemesi için herhangi bir sebep yoksa mahkûmiyet kararı verilir.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, mahkeme tarafından verilen hapis cezasının, adli para cezasına çevrilmesidir. Adli para cezasına çevirme üst sınırı 1 yılın altında olan ve kasten işlenen suçlar açısından mümkündür. Taksirle işlenen suçlar bakımından süre sınırı bulunmamaktadır.
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu açısından adli para cezasına çevirme söz konusu olmayacaktır.
Hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği hâkimin kararına bağlıdır. Ancak hükmedilen hapis cezası 30 gün veya daha az süreli ise hâkim hapis cezasını para cezasına mecburen çevirecektir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ilgili koşulların varlığı hâlinde verilen cezanın açıklanmamasına dair bir kararıdır. Uygulamada HAGB kararı da denilmektedir.
HAGB kararı verilebilmesi için; sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olması, verilen cezanın 2 yıl veya daha az süreli olması, sanığın tutum ve davranışlarından yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaatin oluşması gerekir.
HAGB kararı verilmesi halinde kişi 5 yıl süre ile denetime tabi tutulacaktır. Kişinin 5 yıllık denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlememesi gerekir. Aksi taktirde HAGB kararı ortadan kalkacak ve hüküm açıklanacaktır. HAGB kararı adli sicil kaydında gözükmez.
Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi 2 yıl veya daha az süreli suçlarda söz konusu olur. Bu halde kişi için hükmedilen hapis cezasının uygulanması bir süre için ertelenir.
Hapis cezasının ertelenmesi durumunda bir denetim süresi belirlenir ve bu süre, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olamaz Belirlenen süre içinde kişi bir suç işlemez ve kendisine verilen denetim yükümlülüklerine uyar ise, hapis cezası infaz edilmiş sayılacaktır. Erteleme sonucunda verilen mahkûmiyet kararı, kişinin adli sicil kaydında görünecektir. Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, bazı nedenlerle davanın esası hakkında karar verilememesidir. Bu durumda kovuşturma aşamasının sona erecektir. Davanın düşmesine neden olabilecek hâller kanunda sayılmıştır. Bu haller; genel af, sanığın ölümü ve dava zamanaşımı gibi hallerdir.
Kişisel Verileri Ele Geçirme veya Yayma Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunun yargılaması sonunda verilen karara karşı, hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde istinafa başvurulabilir. İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemeye sunulan bir dilekçe ile veya zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılmaktadır.
Belirlenen istinaf süresi içerisinde mahkemeye başvurulmadığı takdirde, ilk derece mahkemesi karar kesinleşir ve kişi istinafa başvurma hakkını kaybeder.
İstinaf mahkemesinin bozma kararları dışındaki kararlarına karşı temyiz başvurusu açıktır. Temyiz başvurusu, hükmün açıklanmasından itibaren 15 gün içinde hükmü veren mahkemeye dilekçe verilerek yapılır.
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçunda, istinaf mahkemesinde verilen bozma kararlarına karşı temyiz başvurusu yapılamaz. Çünkü bölge adliye mahkemesinin beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı verdiği bozma kararlarına karşı temyiz yoluna gidilememektedir.
İstinaf ve temyiz süreci ortalama olarak 1-2 yıl sürmekle birlikte bu süreler mahkemelerin iş yoğunluğu, usule dair işlemler ve somut olayın özelliklerine göre değişebilir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı istinaf yoluna başvuru mümkün değildir. Hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içerisinde, kararı veren mahkemenin bağlı bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilmektedir.
Sonuç
Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu hem soruşturma hem de ceza yargılaması aşamasında uzmanlık gerektiren bir savunmayı gerektirir. Delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi, sürelerin takibi ve mümkün olan en az cezaya hükmedilebilmesi mağdur açısından büyük öneme sahiptir. Tüm bu süreçte alanında uzman ceza avukatından yardım almakta fayda vardır.