Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçu ve Cezası
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu bir kimsenin sendikaya üye olmaya ve olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya ve katılmamaya zorlanması sonucu sendikal faaliyetlerin engellenmesiyle oluşan suç türüdür. Bu suçtan hakkında işlem başlatılan kimseler, 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Bu kişilerin doğru hukuki zeminde savunma yapması önem arz etmektedir.
İçindekiler
Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçu Nedir?
Sendikal hakların kullanılmasını engelleme suçu; bir kimseyi bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla cebir veya tehdit kullanılmasıdır.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu, Türk Ceza Kanunu m. 118 hükmünde düzenlenmektedir.
TCK 118:
“Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçu Nasıl Oluşur?
Sendikal hakların engellenmesi suçu; kişilere cebir ve tehdit uygulayarak kişilerin bireysel ve kolektif sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi yahut sendika faaliyetlerinin engellenmesi sonucu oluşur.
Kanun hükmünde iki farklı fıkrada düzenlenen ve suçun oluşumuna sebebiyet veren filler şunlardır:
- Sendikaya üye olma veya olmama, sendikal faaliyetlere katılma veya katılmama, sendika yönetiminde görev alma veya almama haklarının engellenmesi
- Sendika faaliyetlerinin engellenmesi
Sendikal Hakları Kullanılmasının Engellenmesi
Bir kimsenin sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlanması amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması ile oluşur.
Suçun oluşması için hakların kullanılmasının engellenmesinin tamamlanmış olması şart değildir engellenmesi amacıyla cebir veya tehdit uygulanması ile de suç oluşacaktır.
Yargıtay, Birleşik Metal Sendikasına üye olan bazı işçilerin, işverenler tarafından gördükleri tehdit ve baskıdan dolayı sendika üyeliğinden istifa etmek zorunda bırakılmalarını, sendikaya üye olmamaya zorlama şeklinde gerçekleşen sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunu oluşturduğunu söylemiştir. (Yargıtay 18.CD., 2018/659 E. , 2019/11681 K.)
Yargıtay, sanık işverenin, yanında çalışan işçiye, sendikal faaliyetle uğraşacağı gerekçesiyle istifa dilekçesi imzalatmasını, sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunu oluşturduğunu belirtmiştir. (Yargıtay18. Hukuk Dairesi 2015/29605 E. , 2016/15344 K.)
Yargıtay bir başka kararında, işçiyi, sendikadaki görevini bıraktırmak için bu göreve devam ettiği takdirde kendisinin veya yakınlarının bir zarara uğratılacağı yönünde tehdit eden işverenin bu hareketinin, sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunu oluşturduğunu belirtmiştir. (Yargıtay 18.HD., 2015/26040 E. , 2016/6418 K.)
Sendika Faaliyetlerinin Engellenmesi
Bir sendikanın faaliyetlerinin cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmesi halinde oluşur.
Suça örnek olarak aşağıdakiler sayılabilir:
- Bir sendikanın faaliyetlerini engellemek amacıyla sendika üyelerinin tehdit edilmesi,
- Sendikanın faaliyet gerçekleştireceği binaya zarar verilmesi,
- Sendikanın faaliyetin cebirle engellenmesi.
Yukarıda sayılan hususların yanı sıra farklı fiiller işlenerek de sendikal hakların engellenmesi suçunun oluşması mümkündür.
Yargıtay, sanık işverenin, davacı sendika temsilcisi ve sendika üyesi işçilerin görüşme yapmalarının ve faaliyet göstermelerinin engellenmesi amacıyla, işçilerin çalışma saatlerini değiştirdiği, işçiler ve temsilcinin hiçbir şekilde görüşemeyeceği zamanlarda işçileri çalıştırdığı olayda, sendikanın faaliyetlerini engelleme amacı bulunduğunu belirtmiştir. (Yargıtay 22.Hukuk Dairesi, 2012/7862 E. , 2012/9493 K.)
Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçu Cezası
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır. Sendika faaliyetlerinin engellenmesi sonucu oluşan sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu cezası ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.
Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçuna Teşebbüs, İştirak, İçtima
Teşebbüs, bir suçun işlenmesine yönelik icra hareketlerine başlanması ancak elde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır. Suça ilişkin fiillerin kesintiye uğrayabilecek nitelikte olması halinde, sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçuna teşebbüs mümkün olmaktadır.
Örneğin bir sendikanın faaliyetlerini engellemeye yönelik sendika binasına elinde binaya zarar verecek malzemeler giren kişinin henüz zarar veremeden yakalandıkları durumda sendikal hakların kullanılmasının engellenmesine teşebbüs suçu oluşacaktır.
İştirak, bir suçun birden fazla fail ile işlenmiş olması halidir. Sendikal faaliyetlerin kullanılmasının engellenmesi suçunda da faillik, suça azmettirme veya yardım etme şeklinde iştirak edilebilmektedir. Bu durumda, suçun işlenmesine etki eden herkes, etkisi oranında ayrı ayrı cezalandırılmaktadır.
Örneğin birden fazla kişi, sendikaya üye olmak isteyen bir kişiye karşı üye olmaması baskısıyla cebir uyguladığı takdirde suça iştirak edeceklerdir.
İçtima, tek hareketle birden fazla suçun aynı anda işlenmesi veya aynı suçun tek hareketle birden fazla kişiye karşı işlenmesidir.
Suçun tek hareketle birden fazla kişiye işlendiği durumda fikri içtima hükümleri uygulanması mümkündür. Aynı şekilde, bir kişinin, sendikal hak kullanımının birden fazla kez engellenmesi halinde zincirleme suç hükümleri uygulanır ve faile ağırlaştırılmış tek bir ceza verilir.
Örneğin sendikal faaliyette bulunan birden fazla insanın, tek fiil ile sendikal faaliyette bulunmaması için tehdit edilmesi halinde faile tek bir suçtan ceza verilir ancak verilen cezada artırıma gidilir.
Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçunun Soruşturma Aşaması
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun soruşturma aşaması, yetkili makamların suçtan haberdar edilmesi ile başlayan ve savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle son bulan evredir.
Soruşturma aşamasında yapılabilecek işlemler şu şekildedir:
- Şikâyet ve ihbar
- Gözaltı
- Delillerin Toplanması
- İfade ve sorgu
- Uzlaşma
- Adli kontrol
- Tutukluluk
Şikayet-İhbar
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Diğer bir ifade ile, herhangi bir kişi tarafından yapılan bildirimle yetkili makamların suçtan haberdar edilmesi sonucu soruşturma başlamaktadır. Soruşturmanın başlatılması için mağdurun şikayeti aranmaz.
Suçun, şikayete tabi suçlardan olmaması sebebiyle, şikayet eden mağdurun şikayetini geri çekmesi, soruşturmanın devam etmesine engel olmayacaktır. Şikayet ve ihbarlar, süre şartına bağlı olmadan, Cumhuriyet savcılıklarına ve kolluk birimlerine yapılmaktadır.
Gözaltı
Gözaltı, yakalanan ve suç işlediği konusunda şüphe bulunan kimsenin soruşturmanın yürütülebilmesi için geçici olarak kolluk tarafından nezarethanede tutulması işlemidir.
Sendikal hakların kullanılmasını engelleme suçunda suçun işlendiğine işaret eden somut deliller ve gözaltının zorunluluk arz etmesi halinde bu tedbirin uygulanması mümkündür.
Gözaltı süresi, yakalamadan itibaren en yakında bulunan hakimlik yahut mahkemeye götürülme süresi hariç en fazla 24 saattir. Yakalama yerine en yakında bulunan hakim yahut mahkemeye gönderilme süresi ise en fazla 12 saattir.
Savcılığın gözaltı kararına karşı süresi içinde sulh ceza hakimliğine başvurularak itiraz etmek mümkündür. İtirazı yapmaya bizzat şüpheli veya bazı yakınları yetkilidir. İtiraz, 24 saat içerisinde sulh ceza hakimliği tarafından karara bağlanır.
Delillerin Toplanması
Cumhuriyet savcısı, sendikal hakların kullanılmasını engelleme suçunun tespiti bakımından şüphelinin hem lehine hem de aleyhine olan delilleri toplar. Şüpheli veya sanık da soruşturmadan itibaren soruşturma veya yargılamanın her aşamasında delil sunma hakkına sahiptir.
Delillerin yargılama aşamasında dikkate alınması için yahut bu delillere dayanılarak hüküm kurulması için hukuka uygun yöntemlerle elde edilmesi gerekmektedir. Hukuka aykırı deliller dikkate ve hükme esas alınamaz.
Örneğin kişisel veri niteliğinde sayılan özel konuşmaların ses kayıt cihazıyla gizlice kaydedilmesi halinde, veri, hukuka aykırı delil niteli taşımaktadır.
Delillerin toplanması aşaması bittiğinde yargılama süjesi sanıktan bu delillere karşı 7 gün içerisinde görüş ve düşüncelerinin ifade edilmesi talep edilir. Bu kapsamda, sendikal hakların kullanılmasını engelleme suçunun sanığı, 7 gün içerisinde beyanda bulunma hakkına sahiptir.
İfade ve Sorgu
İfade; şüphelinin, soruşturma konusu suça ilişkin beyanlarının Cumhuriyet savcısı yahut kolluk görevlileri tarafından dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli veya sanığın ifadeden farklı olarak hakim veya mahkemece soruşturma veya kovuşturmaya ilişkin olan suç bakımından dinlenmesidir.
İfade ve sorgu işlemleri için kişiye davetiye gönderilir. Şüpheli veya sanığın çağrıya uyup ifade vermeye gitmemesi halinde, hakkında zorla getirme kararı çıkarılabilir. İfade ve sorgu işleminin nerede gerçekleştirileceği noktasında kanuni düzenleme yoktur. Ancak genel olarak bu işlemler, çoğunlukla polis merkezi (karakol) veya adliye içerisinde gerçekleştirilmektedir.
İfade ve sorgunun, hukuka uygun biçimde yapılması zorunluluk arz etmektedir. Hukuka aykırı şekilde alınan beyanlar, yargılama aşamasında kullanılamamaktadır. Bu kapsamda, aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:
- Şüpheli veya sanığın beyanları özgür iradesine dayanmalıdır,
- İfade verilmesi için kanuna aykırı bir şey vaat edilmemiş olmalıdır,
- Kötü davranma, işkence, tehdit ve benzeri şekillerde zorla ifade alınmamış olmalıdır.
Şüphelinin haklarını tam olarak bilmemesi, ifade aşamasında iletişim konusunda sorun yaşaması gibi olumsuzluklar, davanın seyrini etkileyebilir. Bu bağlamda, ifade ve sorgu aşamalarının uzman bir ceza hukuku avukatı eşliğinde yürütülmesi önemlidir.
Uzlaşma
Sendikal hakların kullanılmasını engellemek uzlaşma kapsamında kalan bir suç değildir. Bu nedenle uzlaşma ile şüpheli ve katılan/mağdurun anlaşması mümkün bulunmamaktadır.
Adli Kontrol
Adli kontrol, tutuklama koşullarının bulunmasına rağmen tutuklamanın orantısız bir uygulama olacağı nedeniyle sanık veya şüpheli hakkında birtakım tedbirlere başvurulmasıdır. Bu tedbirler içinden yurt dışına çıkış yasağı, konutu terk etmeme yasağı ve karakola giderek imza atma tedbiri en yaygın uygulama alanına sahip olanlarıdır.
Sendikal hakların kullanılmasını engelleme suçunda soruşturmada sulh ceza hakimliği, kovuşturmada ise mahkemenin kararıyla adli kontrol tedbirlerine hükmedilebilir. Adli kontrol tedbirlerinin uygulanma süresi en çok 2 yıldır. Bu süre zorunluluk halinde 6 ay daha uzatılabilir.
Adli kontrol kararına karşı itiraz, karar yüze okunmuşsa okunduğu tarihten itibaren 7 gün içinde yapılabilir. Eğer adli kontrol kararına kişi yokluğunda hükmedilmişse, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. İtiraz dilekçesi, adli kontrole karar veren makama verilir.
Tutukluluk
Tutukluluk, şüpheli veya sanığın soruşturma aşamasında sulh ceza hakimliği; kovuşturma aşamasında mahkeme kararıyla kesin hüküm verilene kadar cezaevinde tutulması durumunu ifade eder.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda, suçun şüpheli veya sanık tarafından işlendiği konusunda kuvvetli şüphelerin bulunması halinde, adli kontrol tedbiri yetersiz kalacaksa tutuklama kararı verilmesi mümkündür.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu asliye ceza mahkemesinin görev alanı kapsamında kalmaktadır. Tutukluluk süresi en fazla 1 yıldır. Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçuna ilişkin yürütülen soruşturma evresinde ise tutukluluk süresi en fazla 6 aydır.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçuna ilişin tutuklama kararı verilebilmesi kuvvetli suç şüphesinin yanında şu şartlardan birinin varlığına bağlıdır:
- Şüpheli veya sanığın kaçma şüphesi,
- Suça dair delillerin zarar görme ihtimali,
- Sanığın ya da şüphelinin tanık, mağdur ya da diğer kişilere baskı yapma şüphesi.
Şüpheli veya sanığın tutukluluk kararına itiraz etmesi kanunen mümkündür. İtiraz dilekçesi, kararın yüze karşı okunmasından veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren makama sunulur.
Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda soruşturma sonucu verilebilecek karar şu şekildedir:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı (Syok)
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (Kyok)
- İddianamenin düzenlenmesi
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK), Cumhuriyet savcısı tarafından, ihbar veya şikayetin nitelikleri gereği fiilin herhangi bir suç teşkil etmediğinin açıkça anlaşılması halinde, soruşturmanın başlatılmamasına yönelik verilen karardır. Bu karar aynı zamanda ihbar veya şikayetin soyut ve genel nitelikte olduğunun açıkça anlaşıldığı durumlarda da verilebilir.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçuyla ilgili olarak bu kararın alınması halinde, soruşturma başlamaz ve ilgili kişiye şüpheli sıfatını almaz. Soruşturmaya yer olmadığı kararına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde, kararı veren savcılığın bağlı bulunduğu sulh ceza hakimliğine itiraz etmek mümkündür.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı, Cumhuriyet savcısı tarafından kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delilin elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması durumlarında, soruşturma evresinin sonunda verilen bir karardır.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda da, Cumhuriyet savcısı soruşturma evresinin sonunda yeterli delil ve şüphenin olmadığına kanaat getirirse, bu durumda KYOK verilecektir. Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı verildiğinde, ilgili kişi hakkında kamu davası açılmayacaktır ve ilgili kişiye sanık sıfatı verilmeyecektir
Bu karara karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı olduğu Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilebilir.
İddianamenin Düzenlenmesi
Soruşturma evresinin sonunda, toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucunda yeterli şüphenin varlığına kanaat getirilmesi durumunda, Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame düzenlenecektir. Hazırlanan iddianamenin, görevli ve yetkili mahkeme tarafından kabul edilmesi, soruşturma aşamasını sona erdirecek ve kovuşturma aşamasını başlatacaktır.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda Cumhuriyet savcısı tarafından yeterli suç şüphesinin oluştuğuna kanaat getirilirse iddianame düzenlenecektir.
Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçunun Savunması
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun savunması, yargılamanın her aşamasında savunma yapılarak delillerin sunulması ile gerçekleşir. Bu kapsamda, sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun savunması için öne sürülebilecek hususlara örnekler şunlardır:
- Suça ilişkin fillerin uygulanmasında cebir ve tehdit kullanılmaması,
- Sendikal hakların kullanılmasına engel olunmadığı,
- Dava zamanaşımı sürelerinin dolduğu,
- Engel olunan faaliyetlerin sendikal faaliyet kabul edilmediği,
- Delillerin ispat gücünün tartışılması,
- Hukuka aykırı delillerin tespiti ve karar esas adlandırılması,
- Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği iddiası,
- Suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiğini iddiası,
- Cezayı indiren veya tamamen kaldıran sebeplerinin ileri sürülmesi,
- Şahsi cezasızlık sebeplerinin ileri sürülmesi,
- Dosyaya özel diğer savunmalar.
Her somut olayda, sanığın ortaya koyduğu hususların aktif, etkin ve hukuki bir şekilde kullanılabilmesi gerekir. Bu nedenle süresin etkin bir şekilde yönetilmesi adına uzman bir ceza avukatından yardım alınarak sürecin yürütülmesi faydalı olacaktır.
Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçunda Zamanaşımı
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıldır. Ceza zamanaşımı süresi ise mahkeme tarafından verilen hükmün kesinleşmesinden itibaren 10 yıldır.
Dava zamanaşımı süresinin geçmesi halinde, suç konusu fiile ilişkin dava açılamamaktadır. Ceza zamanaşımı süresinin dolması halinde ise kesinleşen mahkeme hükmünün infazı söz konusu olamamaktadır.
Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda ceza yargılaması aşaması, iddianamenin kabulü ile başlayıp mahkeme tarafından hüküm kurulmasına kadar geçen süreci ifade etmektedir.
Mevzubahis suç türü yargılama aşamasında uygulanabilecek 2 farklı yargılama usulü bulunmaktadır. Bu usuller: basit yargılama usulü ve genel hükümlere göre yargılamadır. Hangi yargılama usulünün uygulanacağı hususu hakimin takdirine bırakılmıştır.
Basit yargılama usulünün uygulanması halinde, dava dosya üzerinden görülmektedir. Bu itibarla, taraflara yapılan tebliğden itibaren 15 gün içinde, savunmaların yazılı şekilde dosyaya eklenmesi gerekmektedir. Aynı şekilde, dosyaya ilişkin diğer delil deliller de yazılı şekilde dosyaya eklenir ve dosya üzerinden karar verilir.
Basit yargılama usulü uygulanarak verilen kararlara karşı itiraz yoluna başvuru mümkündür. İtiraz edilmesi halinde dava, genel hükümlere göre duruşmalar yapılmak suretiyle görülmektedir.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu ceza yargılaması aşamasında genel hükümlere göre yargılama, şu evrelerden oluşur:
- Duruşma hazırlığı evresi,
- Duruşma evresi,
- Delillerin tartışılması ve karar evresi.
Duruşma Hazırlığı Evresi
İddianamenin ilgili ceza mahkemesi tarafından kabul edilmesiyle kovuşturma aşamasına geçilir ve mahkeme duruşma hazırlığı işlemlerine başlar. Şüpheli durumundaki kişi, kovuşturma evresine geçtiğinde artık sanık konumuna geçer. Duruşma hazırlığı sürecinde gerçekleştirilecek işlemler, bir tutanak olan tensip zaptı ile belirlenir.
İlgili mahkeme, duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gerekenleri çağırır. Sanık daha sonra duruşmaya çağrı kağıdı ile çağrılır.
Duruşma Evresi
Duruşma evresi; sanık, müdafii ve duruşmaya çağrılan tanıkların veya bilirkişilerin varlığının tespitiyle başlar. Hakim, iddianamenin kabulü kararını okur ve tanıklar salondan çıkarılır.
Duruşmada öncelikle sanığın kimlik bilgileri ve kişisel bilgileri alınır. Daha sonra iddianame veya onun yerine geçen belgede, sanık hakkındaki suçlamaların temel dayanağını oluşturan eylemler ve deliller açıklanır. Ardından, sanık için suçlamaların hukuki temelleri ortaya konulur.
Son olarak, sanık açıklama yapmaya hazır olduğunda sorgu aşamasına geçilir. Sanık sıfatıyla mahkemede bulunan kişinin sorgusu tamamlandıktan sonra delillerin tartışılması evresine geçilir.
Delillerin Tartışılması ve Karar Evresi
Delillerin tartışılması aşamasında her bir delil ayrı ayrı ele alınarak tartışılır. Daha sonra, bütün deliller bir araya getirilerek birlikte değerlendirilir. Delillerin bu aşamada değerlendirilip tartışılmasının ardından mahkeme, dava hakkında karar verir. Mahkeme, hüküm açıklamadan önce duruşmada bulunan sanığa son söz hakkı tanır.
Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şu şekildedir:
- Beraat kararı
- Mahkumiyet kararı
- Ceza verilmesine yer olmadığı kararı
- Güvenlik tedbiri kararı,
- Davanın reddi kararı
- Davanın düşmesi kararıdır.
Beraat
Beraat kararı, mahkeme tarafından yargılama sonucunda, yargılama konusu suçla ilgili, sanığın suçsuz bulunduğuna ilişkin verilen karardır. CMK m.223/2 hükmüne göre beraat kararı verilecek haller şunlardır:
- Kişinin eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmaması,
- Kişinin eyleminin kendisi tarafından işlenmediğinin sabit olması,
- Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
- Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
- Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, hallerinde beraat hükmü verilir.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda sayılan hallerin varlığında sanık hakkında beraat kararı verilecektir ve ceza alınmayacaktır.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı (Cyok), sanığın eyleminin suç oluşturmasına rağmen sanık hakkında herhangi bir cezaya hükmedilmemesine ilişkin mahkeme kararıdır.
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı beraat kararından farklıdır. Çünkü Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) madde 223/3’te belirtilen durumların varlığında sanığın suçu işlediği kabul edilir ancak belirli nedenlerle ceza verilmez.
CMK madde 223/3’e göre, Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı, aşağıdaki durumlar çerçevesinde verilebilir:
- Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,
- Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
- Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
- Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi halleridir.
Ayrıca, CMK madde 223/4’e göre, aşağıdaki durumlarda da ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir:
- Etkin pişmanlık,
- Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı,
- Karşılıklı hakaret,
- İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı, hallerinde CYOK kararı verilecektir.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda da cezasızlık sebeplerinden birinin varlığı halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilecektir.
Mahkumiyet
Mahkumiyet kararı, mahkemenin sanık tarafından sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunu işlediğinin kesin olduğuna kanaat getirmesi halinde verdiği karardır. Sanığın suçu işlediğinin kesin bir şekilde anlaşılması halinde sanığa hapis cezası cezası verilecektir.
İyi hal indirimi, hakim tarafından takdir yetkisi dahilinde sanığın sicili, sosyal ilişkileri, özel hayatı ve yargılama sonrası pişmanlık gösteren davranışlarının bulunup bulunmadığı, incelenmesi dahilinde verilir. Bu durumda cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin olduğuna kanaat getirilmesi halinde iyi hal indirimi uygulanabilecektir.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu bakımından verilen cezanın altıda birine kadar indirilmesi hakim takdiri dahilinde mümkündür.
Tekerrür, sanık tarafından önceden aynı suçtan dolayı hüküm giyildiği durumda, kanunda belirlenen süre içerisinde suçun tekrar işlenmesi halini ifade etmektedir. Bu halde sanık daha ağır bir ceza alacaktır.
Adli Para Cezasına Çevirme
Kasten işlenen suçlar bakımından 1 yıl ve altındaki hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. Bu durumda sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda cezanın 1 yıl ve altında kalması durumunda hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.
Mahkeme tarafından, adli para cezasına çevirme kararının verilmesi halinde, yine mahkeme tarafından 20 ila 100 lira arasında bir bedel belirlenir. Bu bedelin belirlenmesinde sanığın sosyoekonomik durumu göz önünde bulundurulmaktadır. Belirlenen bedel, adli para cezasının gün sayısıyla çarpılarak toplam ceza elde edilir.
Adli para cezasının 1 yıl içinde peşin veya 2 yıl içinde taksitlerle ödenmesi gerekmektedir. Zamanında ödenmeyen adli para cezaları, hapis cezası olarak infaz edilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
Mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az olması ve sanığın kabul etmesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilebilir. Bu kararla birlikte, sanık 5 yıl süresince denetim altında kalır.
Bu süre içerisinde sanığın tekrar suç işlememesi halinde, hakkında verilen ceza kaldırılarak düşme kararı verilir. HAGB kararı alınabilmesi için belirli şartlar aranmaktadır. Bunlar şunlardır:
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesidir.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda da bu koşulların varlığı halinde HAGB kararı verilebilir. HAGB kararı verildiği durumda sanık 5 yıl boyunca denetimli serbestlikten yararlanacak ve hapse girmeyecektir.
Cezanın Ertelenmesi
Mahkeme tarafından verilen ceza, 2 yıl veya daha az hapis cezasını içeriyorsa sanık lehine hapis cezasının ertelenmesi kararı alınabilir. Cezası ertelenen sanık, 1 yıldan az ve 3 yıldan fazla olmamak üzere denetim altına alınır.
Denetim süresini başarıyla tamamlayan ve yeni bir suç işlemeyen kişi, cezasının infaz edilmiş sayılır. Hapis cezasının ertelenmesi için aranan şartlar şunlardır:
- Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
- Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşmasıdır.
Ertelenmiş ceza süresi boyunca kişi, herhangi bir suç işlemez ve kendisine verilen denetim yükümlülüklerine uyarsa, hapis cezasının infaz edildiği kabul edilir. Ertelenme sonrasında, ilgili kişi hakkında verilen mahkumiyet kararı adli sicil kaydına işlenir
Sendikal hakların kullanılmasını engelleme suçunda da şartların varlığı halinde hapis cezasının ertelenmesine karar verilebilir.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, usul eksiklikleri nedeniyle davanın esastan karara bağlanmamasıdır. Davanın düşmesi şu hallerde mümkündür.
- Sanığın ölümü,
- Af,
- Dava zamanaşımı,
- Şikâyetten vazgeçme,
- Önödeme.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda da yukarıda sayılan hallerden birinin varlığı halinde davanın düşmesine karar verilir.
Örneğin ilgili Yargıtay kararında 8 yıllık dava zamanaşımı geçtiğinden dolayı sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. (Y 18. CD E.2016/11888 K.2019/297 T.08.01.2019)
İstinaf ve Yargıtay Süreci
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda ilk derece mahkemesi kararına karşı istinafa başvurulabilir. İstinaf süresi hükmün açıklanması itibariyle 7 gündür. Başvuru, kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe yahut zabıt katibine sunulan sözlü beyanla yapılmaktadır.
Sendikal hakların engellenmesine ilişkin dosyalar temyize kapalıdır. Bu davalar istinaf mahkemesi kararıyla kesinleşir. Sendika faaliyetlerinin engellenmesine ilişkin istinaf mahkemesi kararları ise duruma göre temyiz edilebilir.
Temyiz başvuruları, istinaf mahkemesi kararının açıklanmasından itibaren 15 gün içinde, kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe yahut zabıt katibine sunulan sözlü beyan ile yapılmaktadır.
İstinaf mahkemesinin bozma kararları, ilk derece mahkemesince verilen hapis cezasını artırmayan kararları temyize kapalıdır. Temyiz edilemeyecek diğer tüm kararlar Ceza Muhakemesi Kanunu 286/2 hükmünde sayılmaktadır.
Sonuç
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu kasten işlenen bir suç olup sendika özgürlüğünün kullanılmasının engellenmesi ile oluşur. Suçun iki görünüş şekli mevcut olmakla birlikte bunlar suçun unsurları kapsamında farklılık arz etmektedir. Bu nedenle, yapılacak olan savunmaların da somut olaya özgü şekilde ve hukuki bir zeminde sunulması gerekir. Dolayısıyla, hukuki durumların tespitinde, delillerin toplanmasında ve sürelerin takibinde uzman bir ceza hukuku avukatına danışmak faydalı olacaktır.