Yağma Suçu ve Cezası

Yağma Suçu ve Cezası

Yağma suçu ve cezası, bir kişinin malını cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alan kişiler hakkında düzenlenen suç türüdür. Yağma suçunu işleyen kişilere 6 ile 10 yıl arasında hapis cezası verilir. Bu suç nedeniyle haklarında yasal işlem başlatılan kişiler hukuki şekilde savunma yapmalıdır. Ayrıca soruşturma ve kovuşturma sürecinin hukuka uygun olarak yürütülmüş olmasına dikkat edilmelidir. 

Yağma Suçu Nedir?

Yağma suç; bir kimsenin, başka bir kimseyi öldüreceğini, yaralayacağını, cinsel saldırı gerçekleştireceğini ya da malvarlığına büyük bir zarar vereceğini belirterek tehditte bulunması ya da fiziki güç kullanarak o kişinin malını alması sonucu oluşan suçtur. Yağma suçu uygulamada gasp suçu olarak da bilinir. Bu suç Türk Ceza Kanunu’nun 148. maddesinde düzenlenmiştir. 

TCK 148:

“Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Yağma Suçu Nasıl Oluşur?

Yağma suçu, başkasına ait bir malın cebir veya tehdit kullanılarak alınması ile oluşur. Dolayısıyla başka bir kişiye ait taşınır bir eşyanın cebir ya da tehdit kullanmak suretiyle gasbedilmesi halinde yağma suçu meydana gelir.

Senet imzalatılması ya da senedin ortadan kaldırılması için bir kişiye cebir veya tehdit uygulanması durumunda da yağma suçu oluşmaktadır. 

Cebir, bir kişinin isteği dışındaki bir hareketi yapmaya veya yapmamaya zorlanmasıdır. Örneğin; basit yaralama, tekmeleme, itme, vurma, silah kullanma ya da etkisiz hale getirme gibi hareketlerde bulunulması halinde yağma suçunun cebir kullanılarak işlendiği kabul edilmektedir.       

Yargıtay bir kararında; mağdurun cep telefonunu yere düşürdüğü, yerden telefonunu alacağı sırada sanığın mağdurun eline vurması üzere telefonun tekrar yere düştüğü, ardından sanığın telefonu alıp kaçtığı olayda sanığın eyleminin yağma suçu olduğunu ifade etmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2012/3096, K:2014/12893, T:23.06.2014)  

Mağdurun elindeki ya da üstündeki bir eşyanın mağdurun direnmesine olanak kalmadan ani bir hareketle çekip alınması halinde yağma suçundaki cebir unsuru oluşmaz. Dolayısıyla yağma suçunun oluşması için mağdurun direnmesi, bu direncin kırılması için de cebir uygulanması ya da ilk başta mağdurun direnebileceği düşünülerek direnmesini engellemek amacıyla zor kullanılması gerekir.

Örneğin Yargıtay bir kararında; sanığın mağdurun çantasını kayışından çekerek aldığı olayda, sanığın eşyayı tek bir hamle ile çekip aldığı, eşyaya uygulanan şiddet sırasında oluşan yaralamanın eylemi yağmaya dönüştürmediğini belirterek sanığın nitelikli hırsızlık suçundan cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2021/8083, K:2021/19194, T:09.12.2021)

Yargıtay bir kararında, mağdura bisküvinin arasında uyku ilacı ve çay ikram edilip onun kendinden geçmesi sağlandıktan sonra üzerindeki paranın alındığı olayda, mağdurun maddenin etkisi ile kendisini bilemeyecek ve savunamayacak hale getirildiği ve yağma suçundaki cebir unsurunun oluştuğu, bu nedenle sanığın yağma suçundan cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2020/1135, K:2020/2234, T:24.06.2020)

Yağma suçunda kullanılan tehdidin mağdur üzerinde korkutucu bir etki oluşturması gerekir. Fakat, mağdurun aşırı korkak ya da evhamlı olma nedeniyle korkuya kapılıp malı faile teslim etmesi halinde yağma suçu meydana gelmeyecek, şartları bulunuyorsa hırsızlık suçu oluşacaktır.

Yargıtay kararlarına göre, mağdurun ürkek kişiliğinden kaynaklanan korkuya dayanarak malını vermesi yağma suçu olarak kabul edilmemiştir.

Senedin Yağması

Senedin yağması; cebir ya da tehdit kullanmak suretiyle, mağdurun kendisini ya da başkasını borçlandıran bir senedi veya mevcut olan bir senedin geçersiz olduğunu açıklayan bir belgeyi vermesi yahut bu belgelerin alınmasına karşı koymamasıdır. Senedin yağması TCK 148/2’de düzenlenmiştir.

TCK 148/2:

“(2) Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza verilir.” 

Senedin yağması, yağma suçunun bir türü olup suçun unsurları ile cebir ve tehditte bahsedilen hususları aynıdır. Bununla birlikte, senedin yağması suçu ile klasik yağma suçu arasındaki fark ise yağma suçunun konusu taşınır mallar iken senedin yağması suçunda suça konu mallar taşınmaz mallar da olabilmektedir. 

Yağma suçunun konusu olan senet, mağduru ya da bir başkasını borç altına sokabilecek nitelikte olmalıdır. Dolayısıyla yağma suçu bakımından, mağdura borç yükleyen ya da failin borcunu ortadan kaldıran her türlü belge bu suçun konusunu oluşturabilecek nitelikte senet olarak kabul edilmektedir. 

Örneğin; bono, poliçe ve çek gibi senetler ile taşınmazı hibe etme, kiracının oturduğu daireyi boşaltma, borca kefil olma, satış veya kira sözleşmesi gibi hususların düzenlenmesi senedin yağması olarak belirtilmiştir.   

Yargıtay; sanığın, kardeşi olan mağdura av tüfeğini göstererek babasından ve annesinden kendisine kalacak mirası sanığa hibe edeceğine dair kağıdı imzalatmaya çalıştığı, mağdurun imzalamaması üzerine dövdüğü, ardından mağdurun imza atacağını söylemesi üzerine eylemine son verdiği olayda, sanığın yağmaya teşebbüs ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2012/3382, K:2014/10253, T:08.05.2014)

Yağma Suçu Cezası

Yağma suçunu işleyen kişilere 6 seneden 10 seneye kadar hapis cezası verilir.

Yağma suçundan yapılan yargılama sonucunda mahkeme, alt ve üst sınırı dikkate alarak hapis cezasına hükmeder. Hapis cezası belirlenirken; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, suça konu eşyanın değeri ve önemi gibi hususlar dikkate alınır. 

Yağma Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları

Yağma suçunun cezayı artıran nitelikli halleri, suçun işleniş şekli, işlendiği yer ve zaman yahut kullanılan araçlar gibi sebeplerle verilecek cezada artırıma gidilen hallerdir. Yağma suçunun nitelikli halleri, Türk Ceza Kanunu’nun 149. maddesinde düzenlenmiştir.

TCK 149:

“(1) Yağma suçunun; 

a) Silahla, 

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, 

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte, 

d) Yol kesmek suretiyle ya da konutta, işyerinde veya bunların eklentilerinde, 

e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, 

f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, 

g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla, 

h) Gece vaktinde, 

İşlenmesi halinde, fail hakkında 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”

Suçun Silahla İşlenmesi

Yağma suçunun silahla işlenmesi halinde faile 10 ila 15 yıl arasında hapis cezası verilir.

Silah, savunma ve saldırıda kullanılmaya elverişli her türlü araçtır. Dolayısıyla; tabanca ve tüfek gibi ateşli silahlarla bıçak, balta, sopa, biber gazı, makas, cop ve pense gibi aletler silah olarak kabul edilmektedir.

Bu nitelikli halin oluşabilmesi için silahın mağdur tarafından görünmesi gerekir. Dolayısıyla failde yalnızca silah bulunması bu nitelikli halin meydana gelmesi için yeterli değildir. Fakat, silahın kullanılmamakla birlikte gösterilerek silahın korkutucu etkisinden faydalanılması halinde nitelikli hal uygulanır. 

Yargıtay; mağdura, oğlu olan sanık tarafından yumruk, tekme ve bastonla da vurulup parasının alındığı olayda, baston silah olarak kabul etmiş ve sanığın silahlı yağma suçundan cezalandırılması gerektiği belirtmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2021/23868, K:2023/9038, T:02.03.2023) 

Yargıtay; sanığın “telefonunu vermezsen köpeğe ısırtırım” diyerek köpeği mağdurun üzerine saldığı ve korkan mağdurun telefonunu sanığa verdiği olayda, köpeği silah olarak kabul etmiş ve sanığın nitelikli yağma suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2012/6219, K:2014/11031, T:03.06.2014) 

Yargıtay; mağdur yolda yürürken kendisine seslenen sanığa döndüğü sırada sanığın göz yaşartıcı sprey sıkıp telefonunu aldığı olayda, spreyi silah olarak değerlendirmiş ve sanığın nitelikli yağma suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2011/2222, K:2011/6731, T:10.05.2011)  

Suçun Kişinin Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyması Suretiyle İşlenmesi

Failin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle yağma suçunun işlenmesi halinde 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. 

Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale getirmesi, failin dış görünüşünde değişiklikler yaparak teşhis edilmesini zorlaştırmasıdır. Örneğin; failin maske veya peruk takması, takma sakal veya bıyık takması, yüzünü gizlemesi, kafasına çorap geçirmesi, maskot kıyafetleri giymesi veya imzasız mektup göndermesi gibi haller yağma suçunun nitelikli hali kapsamındadır.

Yargıtay, mağdurun kapısına kendi adını belirtmeden ve kim olduğuna dair bir ifade kullanmadan imzasız mektup bırakıp mağduru tehdit eden ve para isteyen sanığın eyleminin kendini tanınmayacak hale koymak suretiyle yağma suçu olduğunu belirtmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2011/19880, K:2014/4836, T:20.03.2014) 

Bu nitelikli halden failin sorumlu olabilmesi için yağma suçunu işlemeye başlamadan önce fail kendisini tanınmayacak hale sokmalıdır. Fail suçu işlemeye başladıktan sonra ve mağdur tarafından görüldükten sonra kendisini tanınmayacak hale getirirse nitelikli hal oluşmaz.  

Örneğin Yargıtay’ın verdiği bir kararda, sanığın kendisini tanınmayacak bir hale sokmadan silahla PTT şubesine girip kasadan para çaldığı, ardından yüzüne maske takarak olay yerinden ayrıldığı olayda, TCK 149/1-b’de düzenlenen kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması nitelikli halinin oluşmadığına karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2015/1795, K:2017/5471, T:30.11.2017) 

Yağma suçunun iştirak halinde işlenmesi durumunda faillerden birinin kendisini tanınmayacak hale getirmesi durumunda diğer failler hakkında da bu nitelikli hal uygulanır.

Suçun Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi

Yağma suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde bu kişilere 10 ile 15 yıl arasında hapis cezası verilir. 

Bu nitelikli halin oluşabilmesi için yağma suçunun iki ya da daha fazla kişi tarafından birlikte yani müştereken işlenmesi gerekir. Suça azmettiren veya yardım eden kişilerin olması halinde ise bu nitelikli hal oluşmaz. 

Örneğin Yargıtayın verdiği bir kararda; sanığın yolda yaya olarak yürümekte olan mağdurla boğuşup üzerindeki parayı alıp kaçmaya başladığı ve olay yerinin ilerisinde bekleyen diğer sanığın kullandığı motosiklete binip kaçtığı olayda, motosiklet kullanıcısı sanığın suça yardım eden olarak katıldığını belirterek TCK 149/1-c’de düzenlenen nitelikli halin oluşmadığını ifade etmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2013/6506, K:2013/13056, T:03.06.2013)    

Suçun Yol Kesmek Suretiyle ya da Konutta, İş Yerinde veya Bunların Eklentilerinde İşlenmesi

Yağma suçunun yol kesmek suretiyle ya da konutta, iş yerinde veya bunların eklentilerinde işlenmesi halinde 10-15 yıl arasında hapis cezasına karar verilir. 

Yol kesmek suretiyle yağma suçu, yolun araç ve insan geçişini engelleyecek hale getirilmesi ile işlenmektedir. Fakat bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin yol üstünde mağduru özellikle bekleyerek suçu işlemesi gerekir. Dolayısıyla tesadüfen yolda rastlanan kişiye yağma suçunun işlenmesi halinde bu nitelikli hal oluşmayacaktır.    

Yargıtay kararlarına göre yol kesmek suretiyle yağma suçunun işlenebilmesi için suçun sırf yol üstünde işlenmesi yeterli olarak kabul edilmemektedir. Ayrıca failin tasarlayarak önceden yol üzerinde mağdurun geçişini engelleyecek biçimde engel koyması ve tertibat alması gerekmektedir. (Yargıtay 6.CD, E:2014/7724, K:2017/3969, T:01.11.2017) (Yargıtay 6.CD, E:2017/1573, K:2017/2662, T:21.06.2017)

Yağma suçunun konutta, iş yerinde veya bunların eklentilerinde işlenmesi hali de nitelikli hal kapsamındadır. Kişilerin konutunda ya da iş yerlerinde yağma suçuna maruz kalmaları aynı zamanda konut ve iş yeri dokunulmazlığını da ihlal ettiği için bu nitelikli hal düzenlenmiştir.

Konut, kişilerin geçici ya da sürekli olarak yerleştikleri yahut barındıkları yerlerdir. 

Örneğin; ev, apartman dairesi, kulübe, çadır, baraka veya karavan da konut olarak kabul edilmektedir. Bu mekanlara bağlı olan kamelya, garaj, avlu, kömürlük gibi yerler de konutun eklentisi kabul edilir.

Yargıtay, mağdur olan annesini evde bulundukları sırada tehdit ederek kolundaki bileziği alan sanığın konutta yağma suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2020/2714, K:2021/12173, T:23.06.2021)    

Yargıtay başka bir kararda, dairede hırsızlık yapan sanığın apartmandan çıkmak üzereyken kendisini durdurmak isteyen apartman görevlisine kafa attığı ve çaldığı ziynet eşyalarıyla kaçmak isterken yapılan kesintisiz takip sonucu yakalandığı olayda, sanığın konutta yağma suçuna teşebbüs suçunu ihlal ettiğini belirlemiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2021/8114, K:2022/3045, T:08.03.2022) 

Beden veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Durumda Bulunan Kişiye Karşı Suçun İşlenmesi

Beden veya ruh bakımından kendisini savunmayacak durumda bulunan kişiye karşı yağma suçunun işlenmesi halinde, fail hakkında 10 yıl ila 15 yıl arası hapis cezasına hükmedilecektir. 

Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişilere örnek olarak yatalak kişiler, felçli kişiler, uyku halinde olan kişiler, narkoz etkisi altında olan kişiler, 12 yaşından küçük çocuklar, yaşlılar, fiziksel veya zihinsel engelli kişiler, akıl zayıflığı veya akıl hastalığına sahip kişiler gösterilebilir.

Örneğin, bir huzurevinde hasta bakıcı olarak çalışan görevlinin felçli olarak yatan hastasının kolundaki bilezikleri almak istediği, felçli kadının ses çıkararak bu olaya engel olmak istediği zaman da onu öldürmekle tehdit ederek bilezikleri alan görevli, bu nitelikli halden dolayı cezalandırılır.

Suçun Var Olan veya Varsayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanarak İşlenmesi

Yağma suçunun var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde faile 10 yıl ila 15 yıl arası hapis cezası verilir. 

Suç örgütü, en az 3 kişiden meydana gelen, haksız ve ortak bir amaç uğrunda toplumu, devletleri, insanlığı korkutan ve hukuka aykırı fiiller gerçekleştirmeyi meslek edinen topluluklardır. 

Bu nitelikli hal; var olan, önceden var olup şu an bulunmayan ya da hiç var olmamış suç örgütlerinin isimlerinin söylenmesi, sloganlarının atılması, posterlerinin kullanılması, amblemlerinin kullanılması, üye kağıdının gösterilmesi şeklinde gerçekleştirilebilir. Failin, söz konusu suç örgütü mensubu olup olmaması da nitelikli halin oluşumu açısından önemli değildir.

Örneğin, yolda yürüyen bir kişinin önünü keserek “Sana X örgütünün selamını getirdik. Ver bakalım telefonunu da bize bi katkın olsun.” diyerek mağdurun telefonunu alan şahıs hakkında fazla ceza tayini yapılacaktır.

Yağma Suçunun Suç Örgütüne Yarar Sağlamak Maksadıyla İşlenmesi

Yağma suçunun suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla işleyen kişilere 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir. 

Suç örgütü, en az 3 kişinin suçun işlenmesi için elverişli araç ve gereçlerle, hiyerarşi ve iş bölümü içerisinde amaçladıkları suçları işlemek için devamlı olarak bir araya gelmesiyle oluşur. 

Bu nitelikli halde, gerçekte var olan bir suç örgütüne fayda sağlamak için yağma suçu işlenmektedir. Bu durumda failin bu örgüte üye olup olmamasının bir önemi bulunmaz. Ayrıca failin cebir veya tehditle mağdurdan malları aldıktan sonra bu malları suç örgütüne teslim etme zorunluluğu da yoktur.

Mevzubahis nitelikli halin oluşabilmesi için belirli bir suç örgütü yararına cebir ve tehdit uygulanması gerekmektedir. Bu noktada, mağdura, belirli bir örgütün adı verilerek cebir veya tahdit uygulanmış olmalıdır.

Örneğin Yargıtay’ın verdiği bir kararda; iki sanık mağdura “biz örgüt adına para topluyoruz, sen zenginsin, sana 1 adet mermi göndereceğiz, vermezsen sonucuna katlanırsın” demiştir. Ardından mağdurun iş yerine silah mermisi ve mektup gönderilmiştir. Mektubun her iki yüzünde HPG ibareli mühür olduğu, farklı tarihlerde örgüt adına para istendiği görülmüştür. Yargıtay sanıkların suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla yağma suçunu işlediklerini belirtmiştir. (Yargıtay 3.CD, E:2021/4184, K:2021/10026, T:11.11.2021)

Suçun Gece Vakti İşlenmesi

Yağma suçunu gece vakti işleyen kişilere 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir. 

Gece vakti, güneşin batmasından 1 saat sonra başlayıp güneşin doğmasından 1 saat öncesine kadar devam eden zamandır. Gece vaktinde yağma suçunun işlenmesi halinde failin tanınması ve yakalanmasının oldukça güç olması ayrıca mağdurun aşırı korku yaşaması nedeniyle kendisini ve malını savunmasının gündüz vaktine göre daha zor olması nedeniyle bu nitelikli hal düzenlenmiştir.  

Örneğin Yargıtay bir kararda; saat 01.00 sıralarında eve gelerek babası olan mağdurdan para isteyen sanığın olumsuz yanıt üzerine vermezsen seni öldürürüm diyerek mağdurun göğsüne yumruk attığı olayda, sanığın konutta gece vakti yağmaya teşebbüs suçunu işlediğini belirlemiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2021/15956, K:2022/2248, T:23.02.2022)

Yargıtay başka bir kararda, mağdurun saat 02.30 sıralarında parkta otururken yanına gelen sanıkların önce telefonunu istediği sonra cebinde ne varsa çıkar diyerek bıçak gösterdiği, olumsuz cevap almaları üzerine mağduru sopa ve yumrukla darp ettikleri olayda sanıkların gece vakti, silahla ve birden fazla kişiyle birlikte yağma suçunu işlediklerine karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2017/3165, K:2020/620, T:17.02.2020) 

Yağma Suçunun Cezayı Azaltan Nitelikli Halleri ve Cezaları

Yağma suçunun cezayı azaltan nitelikli halleri, suçun işlenmesindeki amaç, işleniş şekli gibi hususlardır. Bu nitelikli hallerden birinin olayda bulunması halinde yağma suçundan faile verilen cezada indirim yapılır. Yağma suçunda cezayı azaltan nitelikli haller, Türk Ceza Kanunu’nun 150. maddesinde düzenlenmiştir.

TCK 150:

“(1) Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. 

(2) Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.”

Suçun; Bir Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağın Tahsil Edilmesi Amacıyla İşlenmesi

Yağma suçunun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsil edilmesi amacıyla işlenmesi halinde faile tehdit ya da kasten yaralama suçundan ceza verilir. 

Bu nitelikli halin oluşabilmesi için fail ile mağdur arasında hukuki bir ilişkiden kaynaklanan borç ilişkisi bulunmalıdır. Örneğin, kumar borcundan kaynaklanan alacağını alamayan kişinin borçluya karşı yağma suçunu işlemesi halinde bu nitelikli hal oluşmaz. Yargıtayın da bu yönde kararları bulunmaktadır. (Yargıtay 6.CD, E:2018/431, K:2020/696, T:19.02.2020) 

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin alacaklı olduğu miktar ile zor kullanma sonucunda aldığı para arasında ölçü bulunmalıdır. Dolayısıyla fail, alacağının çok üzerinde bir meblağ alırsa bu nitelikli hal uygulanmaz. Bu durumda fail yağmanın temel suçundan cezalandırılır. Fakat, alacağın ödenmemesi nedeniyle faiz uygulanırsa ya da enflasyon kaynaklı faiz hesaplanırsa alacağa bu miktarlar eklenebilir. 

Örneğin Yargıtay’ın verdiği bir kararda, mağdurun sanıktan 3.000 TL borç aldığı, daha sonra sanığın mağdurdan 20.000 TL istediği, mağdurun vermemesi üzerine onu darp ettiği olayda, sanığın verdiği paradan çok daha fazla bir miktar parayı tahsil için cebir kullanmak suretiyle yağma suçunu işlediğini ifade ederek TCK 150/1’in uygulanmasını hukuka aykırı bulmuştur. (Yargıtay 6.CD, E:2013/27681, K:2015/46521, T:22.12.2015)

Yargıtay bir kararında; alacağın tarafı olmayan sanığın, mağduru başkasının alacağı için tehdit ettiği olayda hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla yağma suçunun oluşmayacağını belirtmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2022/2242, K:2023/144, T:23.01.2023)

Yargıtay, sanığın mağdura fason iş yaptığını fakat alacağını almadığını ileri sürerek mağdurun iş yerinde silahla havaya ateş etmek suretiyle mağdurdan para aldığı olayda, yargılama aşamasında mağdurun borcu olduğunu kabul etmediği ve alacağın bulunduğunu gösteren delil bulunmaması nedeniyle sanığın eyleminin yağma suçu olduğu az cezayı gerektiren nitelikli halin söz konusu olmadığına karar vermiştir. (Yargıtay 8.CD, E:2018/1904, K:2020/2404, T:30.06.2020) 

Kasten yaralama suçuna ilişkin detaylı bilgi, “kasten yaralama suçu ve cezası” başlıklı makalede yer almaktadır. Tehdit suçuna ilişkin detaylı bilgiler ise “tehdit suçu ve cezası” yazısında açıklanmaktadır.

Suç Konusu Malın Değerinin Azlığı

Yağma suçuna konu olan malın değerinin az olması halinde faile verilecek cezada ⅓’ten ½’ye kadar indirim yapılır.

Yağma suçu işlenerek alınan malın değerinin az olup olmadığının değerlendirilmesi hakim tarafından yapılmaktadır. Malın değeri, o malın parasal ederidir. Bu kapsamda, yargılamada objektif ve subjektif yapılan değerlendirme sonucunda malın değerinin az olup olmadığını belirlenir. 

Yargıtay; suçun işleniş şekli, olayın özelliği ve sanığın kastı da dikkate alınarak, daha fazlasını alma imkanı varken yalnızca ihtiyacı kadar ve değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması halinde bu nitelikli halin uygulanabileceğini belirtmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2012/21817, K:2015/37545, T:02.03.2015) (Yargıtay 6.CD, E:2013/32034, K:2016/5337, T:22.06.2016) 

Örneğin Yargıtay bir kararda, sanığın mağdura silah doğrultup 20 TL’sini aldığı olayda, sanığa yağma suçundan verilen cezada değer azlığı nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2022/1173, K:2023/12184, T:11.09.2023)

Yargıtay başka bir kararında, sanığın yolda karşılaştığı mağdura bıçak çekip sigara istediği, dolayısıyla sanığın kastını sadece sigara ile sınırladığının dikkate alınıp sanığın cezasında TCK 150/2 kapsamında indirim yapılması gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2018/1644, K:2020/2512, T:06.07.2020)

Yargıtay, sanığın daha çoğunu alma imkanı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak da gerçekten az olan şeyleri alması halinde değer azlığı nedeniyle cezada indirime gidilebileceğini belirtmiştir. Dolayısıyla sanığın mağdurdan para istediği, mağdurdan para vermemesi üzerine ise onu arayıp ve cebindeki tüm parayı zorla aldığı olayda sanığa değer azlığından cezada indirim yapılamayacağına karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2017/2906, K:2019/5810, T:26.11.2019)  

Yağma Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık; failin suçu işledikten sonra yaptığı davranıştan pişmanlık duyarak neden olduğu sonuçları ortadan kaldırması sonucu cezada indirim yapılması ya da hiç ceza almamasıdır.

Yağma suçu tamamlandıktan sonra fakat bu suçtan kovuşturma başlamadan önce failin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı tamamen gidermesi halinde cezasında yarı oranında indirim yapılır. Bununla birlikte, etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra fakat karar verilmeden önce gösterilmesi halinde failin cezasında 1/3 oranında indirime gidilir. 

Yargıtay bir kararda; mağdurdan zorla alınan 20 TL paranın 5 TL’sinin olay sırasında iade edildiği, bu durumda mağdurun kısmi iadeye rızası olup olmadığı sorularak bu sonuca göre sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2015/5301, K:2017/4226, T:08.11.2017)

Yargıtay başka bir kararda, sanığın mağdura küfür ederek ve tehdit edip ceplerini yokladığı ve telefonunu aldığı, ardından mağdurun istemesi üzerine telefonu kendiliğinden iade ettiği olayda, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2014/11200, K:2017/4200, T:08.11.2017)

Yağma Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, kişinin işlemeye başladığı suçu kendi iradesi dışındaki nedenlerden dolayı bitirememesidir. Yağma suçuna teşebbüs mümkündür. Yağma suçunun tamamlanmadan teşebbüs aşamasında kalması halinde failin cezasında ¼’ten ¾’e kadar indirim uygulanır.

Örneğin Yargıtay; sanığın yolda giden mağduru motosikletiyle sıkıştırdığı ve çantasını almaya çalıştığı, mağdurun direnmesi üzerine sanığın tekmelediği fakat mağdurun daha da fazla direnmesi ile sanığın çantayı alamadan olay yerinden kaçtığı olayda, sanığın yağmaya teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2014/7201, K:2017/4202, T:08.11.2017)  

İştirak, bir suçun işlenişine birden fazla kişinin katılmasıdır. Yağma suçu iştirak şeklinde işlenebilir. Yağma suçuna; müşterek fail, azmettiren ya da yardım eden olarak iştirak edilebilir. Müşterek failler ve azmettiren kişiler işlenen suçun cezası ile cezalandırılır. Suça yardım eden kişilere ise işlenen suçun cezasında indirim yapılarak ceza verilir.

Örneğin Yargıtay bir kararda; olay günü akşam saat 21.30 sıralarında sanığın görüşmek için evine davet ettiği mağdurun çantasında para olduğunu söylediği ve bunu alması için diğer sanıkları azmettirdiği, mağdur evden çıktıktan sonra ise dışarda bekleyen sanıkların mağduru tekmeleyerek çantasını aldığı olayda sanığın yağma suçuna azmettirmeden sorumlu olduğunu belirtmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2012/15450, K:2013/3083, T:25.02.2013)  

İçtima, bir kişinin birden fazla suç işlemesi halinde bu kişinin bütün suçlardan ayrı ayrı cezalandırılmadan bu suçlardan biri dikkate alınarak cezalandırılmasıdır. Yağma suçunda içtima hükümleri uygulanabilir. 

Yağma suçunda zincirleme suça ilişkin hükümler uygulanmaz. Zincirleme suç, bir kişiye karşı farklı zamanlarda aynı suçun birden fazla kez işlenmesi ya da aynı suçun tek bir eylemle birden fazla kişiye karşı işlenmesidir. Yağma suçunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayacağı TCK 43/3’te düzenlenmiştir.

TCK 43/3:

“(3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.” 

Örneğin Yargıtay bir kararında, sanığın bıçak zoruyla mağdura bankamatikten 500 TL para çektirdiği, para aldıktan sonra ise “bu olayı kimseye söylersen ya da polise gidersen seni mahvederim, anneni babanı öldürürüm, hayatını çizerim” diyerek tehditte bulunduğu olayda, tehdit suçunun yağma suçunun unsuru olduğu belirtilerek sanığa ayrıca tehdit suçundan ceza verilmesini hukuka aykırı bulmuştur. (Yargıtay 6.CD, E:2015/6152, K:2018/3230, T:24.04.2018) 

Yargıtay başka bir kararında, birden fazla mağdura karşı aynı anda bıçak çekerek ceplerinde bulunan para ve telefon ile üzerinde bulunan montu alan sanıkların eylemlerinin mağdur sayısı kadar yağma suçunu oluşturduğunu belirtmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2015/9013, K:2017/5240, T:14.11.2017)

Yağma suçu bileşik bir suçtur. Yağma suçunun içerisinde hem hırsızlık hem de tehdit veya cebir suçu bulunmaktadır. Fakat yağma suçunu işleyen kişilere ayrıca hırsızlık ya da cebir veya tehdit suçundan ceza verilmez. Bununla birlikte, yağma suçunu işleyen kişilerin kasten yaralama suçunu neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerini gerçekleştirmesi halinde ayrıca kasten yaralama suçundan da cezalandırılır. Bu husus TCK 149/2’de düzenlenmiştir. 

TCK 149/2:

“(2) Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.”

Örneğin Yargıtay bir kararında, sanığın mağduru darp ederek kahvehanenin işletmesini devraldığı, mağdurun darp sonucunda burnunda ve ayağında kemik kırığının oluştuğu olayda, TCK 149/2’ye göre sanığın hem yağma hem de kasten yaralama suçundan cezalandırılması gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2011/18992, K:2015/38206 T:09.03.2015)  

Yağma Suçu ve Cezası

Yağma Suçunun Soruşturma Aşaması

Yağma suçunun soruşturma aşaması, adli makamların suçun işlendiğini bilgisini almasıyla başlayıp olayın araştırılıp incelenmesinden sonra iddianamenin düzenlendiği ya da takipsizlik kararı verilerek soruşturmanın sonlandığı aşamadır.

Yağma suçunun soruşturma aşaması şunlardan oluşur:

  • Şikayet-İhbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin Toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Uzlaşma,
  • Adli Kontrol,
  • Tutukluluk.

Şikayet-İhbar

Şikayet, mağdurun, kendisine karşı gerçekleştirilen haksız eylemleri yetkili makamlara bildirmesidir. İhbar, gerçekleştirilen haksız eylemlere tanık olan herhangi bir kişi tarafından yapılan bildirim sonucu yetkili makamların suçtan haberdar edilmesidir.

Yağma suçu, şikayete bağlı bir suç değildir. Bu suçun soruşturmasına başlanması için illa ki mağdurun şikayetinin bulunması gerekmez. Yetkili makamlar, herhangi bir biçimde suç şüphesi içeren eylemleri öğrendiği durumda soruşturma aşamasını başlatmaktadır.

Yağma suçunun, alacağın tahsili amacıyla işlenmesi hali ise şikayete tabi suçlar arasındadır. Suçun bu halinde, mağdurun şikayette bulunmaması durumunda soruşturma başlatılamamaktadır. Şikayet ve ihbarlar 6 ay içinde kolluk birimleri yahut Cumhuriyet savcılıklarına yapılmalıdır.

Suçun şikayete tabi olmayan halleri açısından şikayetten vazgeçmek mümkün değildir. Diğer bir ifadeyle, yargılamanın ilerleyen aşamalarında, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi halinde de hukuki süreç işlemeye devam edecektir. Şikayete tabi hallerde soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçilmesi halinde KYOK, kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçilmesi halinde davanın düşmesi kararı verilecektir.

Gözaltı

Gözaltı, soruşturma şüphelisi kişinin adli işlemler yapıldığı sürece boyunca geçici olarak polis veya jandarma nezaretinde kalmasıdır. 

Yağma suçundan başlatılan soruşturmada şüphelinin gözaltında kalmasının soruşturma yönünden zorunlu olması ve şüphelinin suçu işlediğini gösteren somut kanıtların söz konusu olması halinde gözaltı kararı verilebilir.  

Yağma suçundan gözaltına alınan kişiler en çok 24 saat nezarethane kalır. Fakat şüpheli sayısının 3 veya daha fazla olması halinde 24 saatlik bu süreye ek olarak 3 güne kadar gözaltı uzatılabilir. 

Gözaltı ve gözaltının uzatılması kararlarına karşı sulh ceza hakimliğine itiraz edilebilir. İtirazı gözaltındaki kişi, eşi, avukatı, yasal temsilcileri ya da 1. veya 2. derecedeki kan hısımları yapabilir. 

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, yağma suçuna konu olayla ilgili gerçeklerin ortaya çıkartılabilmesi için soruşturma ve kovuşturma aşamalarında bilgi ve belgelerin elde edilmesi sürecidir.

Yağma suçunda toplanabilecek delillere örnek olarak; tanık beyanları, suçta kullanılan bıçak, tabanca, sopa gibi silahlar, kamera ve ses kayıtları, video görüntüleri, seri numaraları alınmış paralar ve mağdurun darp raporu gösterilebilir.

Yağma suçunun soruşturmasını yürüten Cumhuriyet savcılığı, şüphelinin lehine ve aleyhine olan hususlardaki delilleri eşit çaba göstererek toplamakla yükümlüdür. Ayrıca şüpheli kişilerin de soruşturma ve ceza yargılaması aşamalarında kendi lehlerine olan hususları ispatlayacak kanıtları ileri sürme, gösterme ve bunların toplanmasını isteme hakları bulunur.  

Soruşturma evresinde toplanan delillerin ceza yargılamasına delil olarak kullanılabilmesi için hukuka uygun şartlarda ve usullerde elde edilmelidir. Hukuka aykırı yollarla elde edilen veya ele geçirilen deliller ceza davasında dikkate alınamaz ve olayların ispatlanması amacıyla kullanılamaz.  

Yargıtay; kolluğun yağma suçunu işleyen kişiyi bulmak için mağdura teşhis işlemi yaptığı, fakat teşhis işleminde sadece sanığın fotoğrafı gösterildiği mağdurun da fotoğrafa bakarak “yağma suçunu işleyen kişi budur” dediği, bu ifade dikkate alınarak sanığın cezalandırıldığı olayda, usulüne uygun teşhis işlemi yapılmadığı belirtilerek mağdurun beyanının hukuka aykırı yöntemle elde edildiğine karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2020/1433, K:2021/2204, T:11.02.2021)   

İfade ve Sorgu

İfade; şüphelinin savunmasının, işlediği iddia edilen suçla ilgili olarak polis, jandarma ya da Cumhuriyet savcısı tarafından alınmasıdır. Sorgu ise şüpheli ya da sanığın kendisine isnat edilen suçla ilgili savunmasının mahkeme tarafından alınmasıdır.  

Yağma suçundan ifade verecek ya da sorgulanacak kişilere çağrı kağıdı ile gönderilir ve ifade veya sorguya davet edilir. Kişilerin bu çağrıya uymaması halinde ise haklarında zorla getirme kararı çıkartılır. 

İfade ve sorguda ilk başta şüpheli ya da sanığın kimlik bilgileri kontrol edilir, kişisel ve ekonomik durumu sorulup kişinin çağrılmasına neden olan suç açıklanır. Ayrıca şüpheli veya sanığın ifade ve sorgu sırasında sahip olduğu hakları da hatırlatılır. Bu haklar; açıklamada bulunmama (susma) hakkı, avukat tutma hakkı ve lehe olan delilleri ileri sürüp gösterme hakkıdır.  

İfade ve sorguda şüpheli veya sanık açıklamalarını özgür iradesiyle yapmalıdır. Dolayısıyla kişinin yönlendirilmesi, kötü muamelede bulunulması ya da psikolojik baskı yapılması yasaklanmıştır. Aksi durumda ifade ve sorgudaki açıklamalar yasak usullerle elde edilmiş olarak kabul edilmekte ve yargılamada dikkate alınmamaktadır.   

İfade ve sorguda kişinin beyanları ve savunmaları görevliler tarafından tutanağa kaydedilip taraflarca imzalanır. Fakat, tutanak imzalanmadan önce dikkatlice okunmalı ve sözlü beyanların tutanağa doğru şekilde geçirilmiş olmasına dikkat edilmelidir. Dolayısıyla, ifade veya sorguya çağrılan kişilerin daha sonra mağduriyet yaşamaması için uzman ceza avukatlarından hukuki yardım almaları oldukça yararlı olacaktır.

Adli Kontrol

Adli kontrol, şüphelinin soruşturma evresinde tutuklanması yerine mahkemenin belirlediği yükümlülüklere uyması şartıyla serbest kalmasıdır. 

Adli kontrol kararı çerçevesinde; ev hapsi, elektronik kelepçe takma, belirli aralıklarda karakola imza atma, yurt dışına çıkış yasağı, mahkemenin belirlediği güvence miktarını yatırma, silahını makbuz karşılığı adli emanete teslim etmek, belirli bir yerleşim bölgesinden ayrılamamak ya da belirlenen yerlere gitmemek gibi yükümlülükler getirilebilir.  

Yağma suçunda adli kontrol kararı verilebilir. Bu suçta adli kontrol süresi en çok 3 senedir. Fakat zorunlu hallerde bu süre 3 sene daha uzatılabilir. Adli kontrol süreleri, 18 yaşından küçüklere yani çocuklara yarı oranında uygulanır.  

Adli kontrol kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde kararı veren sulh ceza hakimliğine itirazda bulunulabilir. Adli kontrole itirazı; hakkında adli kontrol kararı verilen kişi, bu kişinin eşi, avukatı ya da kanuni temsilcileri yapabilir.  

Tutukluluk

Tutukluluk, şüphelinin soruşturma aşamasında mahkeme kararıyla geçici olarak cezaevinde tutulmasıdır. Tutuklama kararının verilmesi için şu şartların bulunması gerekir:

  • Kişinin suçu işlediğini gösteren somut kanıtlar bulunmalı,
  • Kişinin kaçması, saklanması, delilleri karartması veya yok etmesi ya da tanığa, mağdura veya bir başkasına baskı yapmaya çalışması gibi tutuklama nedeni bulunmalı yahut suç katalog suçlardan biri olmalıdır,
  • Tutuklama tedbiri ölçülü olmalıdır. 

Yağma suçu, CMK 100/3’te belirtilen katalog suçlardan biri olduğu için bu suçun işlendiğini gösteren somut delillerin bulunması halinde şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilir.  

Yağma suçundan tutuklanan kişiler en çok 2 sene cezaevinde kalır. Fakat bu süre, zorunlu durumlarda 3 sene daha uzatılabilir. 

Tutuklama kararlarına itiraz edilmesi mümkündür. Tutuklanan kişi, eşi, avukatı ya da kanuni temsilcileri, tutuklanmadan itibaren en geç 7 gün içinde kararı veren sulh ceza hakimliğine yazılı veya sözlü beyanda bulunarak tutukluluğa itiraz edebilir. 

Yağma Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Yağma suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
  • İddianamenin Düzenlenmesi

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, kolluğa veya Cumhuriyet savcılığına yapılan şikayet veya ihbarların asılsız olması halinde ya da ihbar veya şikayete konu eylemlerin suç teşkil etmediğinin açıkça anlaşıldığı hallerde savcılığın verdiği karardır. 

Soruşturmaya yer olmadığı kararlarına karşı itiraz edilebilir. İtirazlar, kararın ilgililere tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcılığın bağlı olduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılır. İtirazın hakimlikçe kabul edilmesi halinde savcılık soruşturma işlemlerine başlar.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, soruşturma sonucunda şüphelinin suçu işlemediğinin ortaya çıkması halinde ya da şüphelinin kendisine isnat edilen suçu işlediğini gösteren yeterli delillerin bulunamadığı hallerde Cumhuriyet savcısının verdiği karardır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı takipsizlik kararı olarak da bilinmektedir. 

Kovuşturmaya yer olmadığı kararlarına karşı kararın ilgililere tebliğinden itibaren 15 gün içinde itiraz edilebilir. İtirazlar, kovuşturmaya yer olmadığı kararı veren savcılığın bağlı olduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılır. İtirazı hakimliğin kabul etmesi halinde ise Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek kamu davası açar.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, yağma suçundan başlatılan soruşturmada şüphelinin suçu işlediğini gösteren delillerin elde edilmesi ve dolayısıyla şüphelinin cezalandırılması gereken durumlarda söz konusu olmaktadır.

Cumhuriyet savcılığı iddianameyi düzenledikten sonra görevli ve yetkili mahkemeye gönderir. Mahkemenin eksiklik bulmayıp iddianameyi kabul etmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılır. Bu halde soruşturma evresi sonlanır ve ceza yargılaması aşaması başlar 

Yağma Suçunun Savunması

Yağma suçunun savunması, ceza davasında sanığın beraat ederek suçsuz olduğunun ortaya çıkartılması ya da daha az ceza almasının sağlanması için yapılmaktadır.

Yağma suçunda yapılabilecek savunmalara örnek olarak şunlar gösterilebilir:

  • Yağma suçuna konu olan eşyanın değerinin az olduğu,
  • Sanığın malı mağdura iade ettiği, 
  • Sanığın mağdurun zararını giderdiği,
  • Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği,
  • Sanığın mağdura cebir uygulamadığı veya tehditte bulunmadığı,
  • Mağdurun sanığa borcu bulunduğu bu nedenle suçun işlendiği,
  • Sanığın borcuna karşılık mağdurun malını gasp ettiği,
  • Suçun temel halinden yargılama yapılması gerektiği nitelikli unsurlarının bulunmadığı, 
  • Hukuka aykırı yollarla delil elde edildiği ve bu delillerin yargılamada dikkate alınmaması gerektiği,
  • Delillerin suçun ispatlanması için yeterli olmadığı,
  • Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği,
  • Suçun unsurlarında yanlış değerlendirme yapıldığı, ileri sürülebilir.

Yağma suçunun savunması yukarıda örneklendirilen hususlar çerçevesinde yapılabilir. Ancak savunmada bulunurken somut olayda iyi bir şekilde analiz edilip incelenmeli ve kişinin durumuna en uygun savunmanın hazırlanması gereklidir. Bu nedenle, etkili ve doğru savunmanın hazırlanabilmesi için uzman ceza avukatlarına danışmak oldukça faydalı olacaktır. 

Yağma Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Yağma suçunda ceza yargılaması aşaması, Cumhuriyet savcısının düzenlediği iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlayıp yargılama sonucunda sanığa verilen hükmün kesinlik kazanmasıyla sona eren aşamadır. 

Yağma suçunun ceza yargılaması aşamaları şunlardan oluşur:

  • Duruşma Hazırlığı,
  • Duruşma,
  • Delillerin Tartışılması ve Karar.

Duruşma Hazırlığı

Duruşma hazırlığı, savcılığın hazırladığı iddianamenin ağır ceza mahkemesi tarafından kabul edilmesiyle başlayıp ceza duruşmanın yapılmasına kadar geçen süreçtir.

Duruşma hazırlığı sürecinde duruşmanın yapılması için gerekli hazırlık işlemleri yapılır. Bu kapsamda, mahkeme sanığa ve davanın diğer taraflarına duruşmanın yeri, günü ve saatini belirten çağrı kağıdı gönderir ve duruşmada hazır bulunmalarını ister. Ayrıca duruşma hazırlığı evresinde duruşma için diğer gerekli usul işlemleri de yerine getirilir.  

Duruşma

Duruşma aşaması, belirlenen gün ve saatte mahkeme heyeti, Cumhuriyet savcısı, katılan, sanık ve avukatların hazır bulunduğu ve dava konusu olayın aydınlatılmaya çalışıldığı aşamadır.

Duruşma başladığında ilk başta sanığın kimlik bilgileri kontrol edilir; eğitim bilgileri, ekonomik ve çalışma durumu sorulur. Ardından mahkeme başkanı, savcılığın hazırladığı iddianamenin kabul edildiğini belirtir ve sanığın iddianamede kendisine isnat edilen suçla ilgili savunma yapmasını ister.

Duruşma evresinde mahkeme gerek görürse yeni delillerin toplatılmasını isteyebilir, keşif kararı alabilir, bilirkişi görevlendirebilir, tanık dinleyebilir, kamu kurum ve kuruluşlarından görüş alabilir ya da bilgi veya belge talep edebilir.     

Delillerin Tartışılması ve Karar

Delillerin tartışılması ve karar aşaması, ceza yargılamasına konu olay hakkında elde edilen kanıtların değerlendirildiği, tartışıldığı ve bunun sonucunda mahkemenin karar vardığı aşamadır. Deliller tartışıldıktan sonra duruşma savcısı, sanığın yargılama konusu suçu işleyip işlemediği ve alması gereken cezaya ilişkin mütalaasını verir. Bu mütalaaya karşı sanığın savunması yapıldıktan sonra ise mahkeme başkanı duruşmanın bittiğini belirtir ve kararı açıklar.

Yağma Suçunda Zamanaşımı

Yağma suçunda dava zamanaşımı süresi 15 sene; ceza zamanaşımı süresi ise 20 senedir.  

Dava zamanaşımı, failin suçu işlediği tarihten itibaren hesaplanmaktadır. Ceza zamanaşımı ise ceza yargılaması sonucu sanığa verilen mahkumiyet kararının kesinleştiği ya da mahkemenin kararının uygulanmasının herhangi bir nedenden dolayı kesintiye uğradığı tarihten itibaren hesaplanmaktadır. 

Yağma suçunda dava zamanaşımı süresinin dolması halinde bu suçtan kamu davası açılamaz, açılmış olan kamu davası bulunuyorsa davanın düşmesine karar verilir. Ceza zamanaşımı süresinin dolması durumunda ise yağma suçundan verilen mahkumiyet hükmü yerine getirilmez. 

Yağma Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Yağma suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat kararı, ceza davasında sanığın yargılandığı suçtan aklanması, dolayısıyla sanığın suçsuz bulunması halinde verilen karardır.

Bu suçun yargılamasında, sanığın davranışının suç teşkil etmediği, suçu sanığın işlemediği ya da sanığın kastının bulunmadığı durumlarda beraate hükmedilmektedir. 

Örneğin Yargıtay bir kararında, sanığın kavga ettiği mağdurun silahını aldığı daha sonra gizlediği, polislerin gelmesi üzerine silahın yerini gösterip mağdura teslim ettiği olayda, sanığın silahı yarar sağlamak amacıyla almadığı dolayısıyla sanığın yağma suçunun işlenmesine yönelik bir kastının bulunmadığını belirtmiş ve sanığın beraatine karar vermiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2021/22432, K:2022/7958, T:26.05.2022)

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın suç teşkil eden eylemleri işlemesine rağmen ceza verilmesine engel durumların bulunması nedeniyle sanığa bir ceza verilmemesidir. 

Yağma suçunda aşağıda belirtilen nedenlerden birinin söz konusu olması halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir:

  • Kişinin akıl hastası olması,
  • Kişinin yaşının küçük olması,
  • Kişinin sağır ve dilsiz olması,
  • Kişinin suçu cebir veya tehdit altında işlemiş olması,
  • Kişinin kusurunu ortadan kaldırabilecek bir hataya düşmesi,
  • Kişinin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması, halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir. 

Örneğin Yargıtay’ın verdiği bir kararda; sanığın 12-15 yaş arasında olduğu belirtilmiş ve bu yaş aralığındaki çocuklardan işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan ya da davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmemiş olanların ceza sorumluluğu olmadığı belirtilerek sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. (Yargıtay 6.CD, E:2016/3089, K:2019/1629, T:13.03.2019)

Mahkumiyet

Mahkumiyet kararı, ceza davası sonucunda sanığın suçlu bulunması halinde verilen karardır. 

Yağma suçundan açılan kamu davası sonucunda sanığın mahkumiyetine karar verilmesi halinde mahkeme heyeti, kanunda gösterilen alt ve üst sınırları göz önüne alarak hapis cezasına karar verir. Hapis cezasına hükmedilmesi ile birlikte ayrıca sanığın suçta kullandığı araç, gereç ve silahların müsaderesine de karar verilir. 

Yağma suçundan sanık hakkında hapis cezasına karar verilirken; sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, suçu işledikten sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren tavır ve davranışlarını dikkate alarak iyi hal indirimi yapılır. İyi hal indirimi kapsamında sanığın cezasında 1/6 oranında indirim uygulanır.

Mevzubahis suçtan verilen mahkumiyet kararı kesinleştikten sonraki 5 yıl içinde kişinin başka bir suç işlemesi halinde ya da kasıtlı olarak işlenen bir suçtan verilen mahkumiyet kararı kesinleştikten sonraki 5 yıl içinde yağma suçunun işlenmesi halinde tekerrür hükümleri uygulanır.

Tekerrür hükümlerinin uygulanması halinde, sanığın daha sonra işlediği suçtan mahkemenin verdiği mahkumiyet kararı mükerrirlere özgü infaz sistemine göre çektirilir. Bu halde, sanık cezaevinde daha çok süre kalmakta ve sanığın cezası bittikten sonra denetimli serbestlik hükümlerine göre tahliye edilmektedir.  

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi kararı, ceza davasının açılmasının veya ceza yargılaması sonucunda sanık hakkında mahkumiyet veya beraat kararına hükmedilmesinin hukuken bir önem arz etmeyeceğinin anlaşılması halinde verilen karardır.

Yağma suçunun yargılamasında; sanığın ölmesi, davanın zamanaşımına uğraması ya da genel af ilan edilmesi gibi durumlarda mahkeme davanın düşmesine karar verir.

İstinaf ve Yargıtay Süreci

Yağma suçunda istinaf ve Yargıtay süreci, ilk derece mahkemesi sıfatıyla ağır ceza mahkemesinin yaptığı yargılama sonucunda hükmettiği kararın yanlış, eksik veya hukuka aykırı olduğunu düşünen Cumhuriyet savcısının, katılanların ya da sanığın gidebileceği kanun yollarıdır. 

Yağma suçu kapsamında ağır ceza mahkemesinin verdiği karara karşı istinaf kanun yoluna gidilebilir. İstinaf başvurularını Bölge Adliye Mahkemesi inceler. 

İstinaf başvurusu, ağır ceza mahkemesinin verdiği kararın duruşmada yüze karşı okunmasından ya da tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içerisinde yapılır. İstinafa başvuru dilekçesi, kararı veren ağır ceza mahkemesine Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere verilir. Ayrıca mahkeme katibine sözlü beyanda bulunmak suretiyle de istinaf başvurusu yapılabilmektedir.  

Yağma suçunda istinaf başvurusunun reddedilmesi halinde temyiz kanun yoluna gidilebilir. Temyiz incelemesini Yargıtay yapar. Temyiz süresi ise kararın açıklanmasından itibaren 15 gündür. Temyiz başvurusu, kararı veren mahkemeye dilekçe verilerek ya da mahkeme katibine beyanda bulunarak yapılabilir. 

Sık Sorulan Sorular

Yağma Suçundan Tutuksuz Yargılanmak Mümkün Mü?

Yağma suçundan tutuksuz yargılanmak mümkündür. Somut olayda tutuklama sebeplerinin bulunmaması halinde şüphelinin tutuksuz yargılanması söz konusu olacaktır. Bu noktada sanık hakkında çeşitli adli kontrol tedbirleri de uygulanabilir.

Yağma Suçunun İspatı Nasıl Yapılır?

Yağma suçunun ispatı, suçun işlendiğini gösteren yazılı, görsel, işitsel tüm bilgi ve belgelerle yapılabileceği gibi tanık beyanıyla yapılabilir.

Sonuç

Yağma suçu, cebir veya tehdit kullanmak suretiyle bir kişinin eşyasının zorla alınmasıdır. Bu suçtan yargılanan kişiler uzun sürelerde tutuklu olarak ağır ceza mahkemesinde yargılanabilecek ve bunun sonucunda hapis cezasına mahkum edilebilecektir. Dolayısıyla kişilerin özgürlüğünden mahkum kalmamaları ve yargılamanın olumlu sonuçlanması için uzman ceza avukatlarına danışılması büyük önem taşımaktadır.  

Telefonla Sor