Tefecilik Suçu ve Cezası

Tefecilik Suçu ve Cezası

Tefecilik suçu, Türk Ceza Kanununda Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar bölümünde düzenlenen suç türlerinden biridir. Tefecilik faaliyetinin kanunda suç olarak düzenlenmesi ile, ekonomik hayatın güvenliği ve istikrarı korunmaya çalışılmıştır. Bu suçu işleyen kişilerin 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması söz konusu olabilmektedir.

Tefecilik Suçu Nedir?

Tefecilik suçu, maddi menfaat elde etmek amacıyla insanlara ödünç para verilmesi, daha sonrasında bu paraların misliyle geri alınması halinde oluşan suç türüdür. Tefecilik suçu TCK m. 241 hükmünde düzenlenmiştir.

TCK 241:

‘’Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.’’

Tefecilik Suçu Nasıl Oluşur?

Tefecilik suçu, genel anlamda kazanç sağlamak amacıyla kişilere ödünç para verilmesiyle oluşur. Bu suçun oluşabilmesi için ödünç verilen şeyin maddiyata dayalı olması şarttır. Manevi kazançlar, tefecilik suçu oluşumuna sebebiyet vermez. 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına göre tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde edilmesi gerekmez; bu kazancı elde etme amacı güdülmesi yeterlidir. Aynı şekilde, yapılan işin meslek haline gelecek şekilde süreklilik arz etmesine de gerek yoktur.

Örneğin, kişi tefecilik yapmak suretiyle kişiye para vermiş fakat ödünç parayı faiziyle birlikte geri alamadan polise yakalanırsa bu durumda tefecilik suçu yine de oluşmuş sayılacaktır.  

Bu suç, birden fazla hareketle işlenebilir. Bu hareketler şunlardır:

  • Faiz almak için ödünç para vermek suretiyle tefecilik, 
  • Senet veya çek kırdırmak suretiyle tefecilik,
  • Pos cihazından komisyon koymak suretiyle tefecilik.

Faiz Almak İçin Ödünç Para Vermek Suretiyle Tefecilik 

Ödünç verilen paranın faiz işletilerek geri alınması, bu suçun en yaygın oluşum şekillerinden biridir.

Örneğin; Ahmet isimli şahsın, Mehmet isimli vatandaşa 20.000 TL para vermesi ve bu borcun 2 ay sonra 30.000 olarak geri ödenmesine ilişkin senet imzalatması halinde tefecilik suçu oluşur. 

Senet veya Çek Kırdırmak Suretiyle Tefecilik 

Burada senetten kast edilen bono, poliçe ve çektir. Bu senetlerin henüz vadesi gelmemesine rağmen, kişiler arasında kullanılması ve üzerinde yazılı olan meblağdan daha az meblağ karşılığı devredilmesi halinde, senet kırdırma yoluyla tefecilik suçu işlenmiş olur. 

Örneğin, 20.10.2023 tarihinde vadesi gelecek olan 50.000 TL değerindeki bir bononun, 15.09.2023 tarihinde 35.000 TL karşılığında başkasına verilmesi durumunda tefecilik suçu oluşacaktır. 

Pos Cihazından Komisyon Koymak Suretiyle Tefecilik

Bu halde, pos cihazına sahip olan işletme, vatandaşın kartından yüksek meblağ çeker ancak elden ona daha düşük bir ödeme yapar.

Örneğin, bir kişinin daha önceden anlaştığı bir kafeye giderek herhangi bir yeme içme faaliyetinde bulunmadan, kartından 4.000 TL çekilmesi ve o sırada kişiye, işletme sahibi tarafından, elden 3.000 TL verilmesi durumunda tefecilik suçu oluşur. 

Tefecilik Suçu Cezası 

Tefecilik suçunun cezası, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis ve 500 günden 5.000 güne kadar adli para cezasıdır. Bu suçun işlenmesi halinde hakim, hem hapis cezasına hem adli para cezasına hükmeder. Bu cezaların süresi ve miktarı, hakim tarafından somut olayın özelliklerine göre belirlenir. 

Hakim, öncelikle kanunda sınır olarak belirtilen 500 – 5.000 gün arasından adli para cezası verilecek gün sayısını tespit eder. Daha sonrasında, sanığın ekonomik durumuna bakılarak günlük en az 20 en fazla 100 TL arası bir ücret olarak belirlenir. Bu bedel ile gün sayısının çarpılması ile adli para cezası tespit edilmiş olunur.

Hakim tarafından oranı belirlenen adli para cezasının, kararın verildiği günden itibaren 30 gün içinde ödenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, suçlunun bu parayı ödemeye yetecek ekonomik gücü bulunmuyorsa kamu yararına işlerde çalışmasına da hükmedilebilir.

Hapis ve adli para cezası gerçek kişiler için geçerlidir. Suçun tüzel kişiler tarafından işlenmesi halinde, TCK m. 242 gereğince tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. Bu güvenlik tedbirleri; tüzel kişinin faaliyet izninin iptali ve tüzel kişi hakkında müsadere hükümlerinin uygulanmasıdır. 

Müsadere, tüzel kişinin suç işlemesi nedeniyle mallarının veya kazançlarının devlete aktarılmasıdır. Tefecilik suçu, tüzel kişi tarafından işlendiği takdirde, tüzel kişinin işlenen suçla ilgisi olan eşyalarının veya işlenen suçtan dolayı elde edilen maddi kazancının devlete aktarılması söz konusu olacaktır. Buradaki maddi kazançtan kasıt, ödünç verilen anapara ve bu ödünç verme işlemi karşılığında paraya işletilen faizdir. 

Tefecilik Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezası

Tefecilik suçunda cezayı artıran 1 tane nitelikli hal bulunmaktadır. Bu hal TCK m. 241/2’de düzenlenmektedir.

TCK 241/2:

‘’Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.’’

Örgüt Faaliyeti Çerçevesinde Tefecilik Suçu İşlemek 

TCK kapsamında örgüt, en az 3 kişi ile kurulan ve belli bir amaç için belli eylemleri yerine getirmek maksadıyla toplanan bir yapıdır. Örgüt faaliyetlerine katkı sağlamak veya örgütün eylemlerini kolaylaştırmak maksadıyla tefecilik suçu işlendiği takdirde verilecek olan ceza 1 kat artırılır. 

Örgüte üye olmayan, sadece örgüt faaliyeti çerçevesinde bu suçu işleyen kişilerin bu cezası 1 kat arttırılır. Ancak, hem örgüte üye olup hem de örgüt faaliyetleri için bu suçu işleyen kişilere örgüte üye olma ve tefeciliğin nitelikli hali suçlarından 2 ayrı ceza verilecektir. 

Tefecilik Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, suçu işleyen failin suçun işlenmesinden dolayı pişmanlık duyması ve suç tamamlandıktan sonra suçun neticelerini ortadan kaldırmaya çalışmasıdır. 

TCK’da etkin pişmanlık hükümlerinin hangi suçlar bakımından uygulanabileceği sayılmıştır. Bu suçlar arasında tefecilik suçu olmadığından tefecilik suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz. 

Tefecilik Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, failin suçun hareketlerine başlaması ancak elinde olmayan sebeplerden dolayı suçu tamamlayamamasıdır. Tefecilik suçuna teşebbüs mümkündür. Tefecilik suçunun teşebbüs aşamasında kalması halinde sanık için hükmolunacak cezada ¼ veya ⅓ oranında indirim yapılır.

Örneğin, tefecilik suçu işleyen sanığın, başka bir şehirde yaşayan ve paraya ihtiyacı olan A kişisine parayı, yakın arkadaşı B ile göndermesi durumunda B, yolda polis çevirmesine girip paranın yakalanmasına neden olursa bu durumda tefecilik suçu teşebbüs aşamasında kalmış olur. 

Ancak,bu suçun failinin, mağdura karşı ödünç para vereceğini söylemesi suça teşebbüs imkanı vermez.

Örneğin, A kişisi ekonomik olarak çok zor durumda olduğunu söyleyerek T’den para istemiş bunun üzerine T, ‘’Tamamdır, hallederiz.’’ demesine rağmen para verme ile ilgili herhangi bir eylemde bulunmamışsa bu durumda bu suç, teşebbüs aşamasında dahi kalmamış kabul edilir. 

İştirak, suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi, suçun işlenilmesine yardım edilmesi, kişilerin suça azmettirilmesidir. Tefecilik suçunda iştirak mümkündür. 

Örneğin, ödünç paraya ihtiyacı olan A kişisi ile tefeci T’yi buluşturan kişi de tefecilik suçuna iştirakten dolayı ceza alacaktır. Aynı şekilde, tefeci T ile para ihtiyacı olan B arasındaki para alışverişini, kendi banka hesabı üzerinden sağlayan ve verilen paranın bir miktarını da kendisine komisyon olarak alan C kişisi de bu suça iştirak etmiş olacaktır. 

Bir Yargıtay kararına göre, sanığın, tefecilik suçu işleyebilmesi için gerçeğe aykırı harcama belgesi düzenleyen ve POS cihazını amacı dışında kullanan kişi de tefecilik suçuna iştirak hükümleri çerçevesinde sorumlu olmuştur. (Yargıtay 11. CD., 2021/4603 E., 2022/2891 K.) 

İçtima, failin bir hareketi ile birden fazla suç işlemesi ve birden fazla suçtan dolayı sorumlu olmasıdır. Tefecilik suçunda içtima mümkündür. 

Örneğin bir kararında Yargıtay, sanığın, aynı suç işleme kararı kapsamında değişik tarihlerde, birden fazla mağdura, kazanç karşılığı ödünç para vermesi halini tefecilik suçunun içtima hükümleri çerçevesinde değerlendirmiştir. (Yargıtay 5. CD., 2014/6141 E., 2016/9076 K.) 

Tefecilik Suçu ve Cezası

Tefecilik Suçunun Soruşturma Aşaması

Soruşturma aşaması, suç şüphesinin kolluk veya savcı tarafından öğrenilmesiyle başlar, soruşturma sonunda savcının hazırladığı iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile sona erer. 

Tefecilik suçunun soruşturma aşamasında yapılacak işlemler şunlardır:

  • Şikayet – ihbar
  • Gözaltı
  • Delillerin Toplanması
  • İfade ve Sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk

Şikayet – İhbar

Şikayet, mağdurun kendisine karşı işlenen suçu kolluk kuvvetleri veya savcılık makamına bildirmesidir. İhbar ise suçun, suç ile ilgisi olmayan herhangi bir kişi tarafından bildirilmesidir. 

Tefecilik suçu, şikayete bağlı bir suç değildir. Bu nedenle suç ile ilgili herhangi bir şikayet veya ihbar olmasa dahi savcılık, kendiliğinden harekete geçerek soruşturma başlatmak zorundadır. 

Şikayet yahut ihbar, Cumhuriyet başsavcılıkları ile kolluk kuvvetlerine, dilekçe veya sözlü beyan ile yapılabilir.

Gözaltı

Gözaltı, failin, soruşturma işlemlerinin yapılması amacıyla savcı kararı ile belli bir süre özgürlüğünden alıkonulmasıdır. Tefecilik suçunda gözaltı mümkündür. 

Gözaltı süresi, yakalama anından itibaren 24 saatten fazla olamaz. Birden fazla kişi ile işlenen suçlarda gözaltı süresi her defasında 1 günü geçmemek üzere 3 gün süreyle uzatılabilir. 

Gözaltı kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, Sulh Ceza Hakimliğine belirli kişiler tarafından yapılabilir. Bu kişiler suç şüphelisi, şüphelinin eşi, avukatı, kanuni temsilcisi, annesi, babası, torunu, dedesi gibi kan hısımlarıdır.

Delillerin Toplanması

Savcı, suç şüphesini öğrendikten sonra, suçun detaylarını, işleniş şeklini öğrenmek için delil toplamaya başlar. Hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında delil toplanır. Şüpheli her zaman delillerin toplanmasını isteyebilir.

Delil toplama aşamasında en önemli husus, sanığın hem lehine hem de aleyhine olan delillerin toplanması gerektiğidir. Şüphelinin sadece lehine veya sadece aleyhine olan delillerin toplanması yargı organlarının tarafsızlığını zedeleyecek bir davranış olacaktır.

Tefecilik suçunda da sanık lehine ve aleyhine deliller toplanacaktır. Bu delillere; kamera kayıtları, senetler, banka hesap dokümanları, senetler örnek olarak gösterilebilir.

Toplanan delillerin kullanılabilmesi için delillerin, hukuka uygun bir şekilde toplanması gerekir. Hukuka aykırı biçimde toplanan deliller, ispat aracı olarak kullanılamaz, bu delillere dayanılarak hüküm verilemez.

İfade ve Sorgu

İfade, suç şüphelisinin işlediği iddia edilen olay ile ilgili, kolluk veya savcı tarafından dinlenilmesidir. Sorgu ise, suç şüphelisinin olay ile ilgili, mahkeme veya hakim tarafından dinlenilmesidir.

İfade ve sorgu aşaması, suç şüphesinin öğrenilmesinden sonra şüpheli/sanığa davetiye gönderilerek çağrı yapılması ile başlar. Eğer kişi bu çağrıya uymazsa ve belirtilen saatte belirtilen yere gitmezse hakkında, zorla getirme kararı çıkartılır ve şüpheliye para cezası verilir. 

Öncelikle ifade vermeye gelen şüpheli/sanığın kimlik bilgileri doğrulanır. Kişiye, neden çağırıldığı ve hangi suç isnadı ile karşı karşıya olduğu hakkında bilgi verilir ve sahip olduğu haklar öğretilir. Bu aşamada şüpheli/sanık; avukattan yararlanma, delil toplanmasını isteme, yakınlarına haber verme ve susma haklarına sahiptir. 

İfade aşaması, soru ve cevap şeklinde ilerler. Şüpheli/sanığın verdiği her cevap, söylediği her söz, tutanağa geçirilmek suretiyle kayda alınır. Burada kişinin beyanlarını özgür iradesi ile vermesi önemlidir. Şüpheli/sanığa işkence yapma, ilaç verme, üzerinde baskı kurma, fiziksel şiddete maruz bırakma gibi yasak usuller ile şüpheli/sanığı konuşturmaya çalışmak hukuka aykırıdır. 

İfade/sorgu aşamasının sonunda tutanak imzalanır. Şüpheli/sanık, tutanakta söylemediği bir hususu fark ederse yahut söylediklerinin yanlış yazıldığı kanısına varırsa tutanağı imzalamamalı ve neden imzalanmadığı da tutanağa aynen geçirilmelidir.

İfade ve sorgu süreci, dikkat gerektiren ve özen isteyen işlemler barındıran bir süreçtir. Bu süreç boyunca şüpheli/sanık, suç şüphesi altında olması, üzerindeki toplum ve aile baskısı gibi nedenlerle kendini iyi ifade edemeyebilir, sağlıklı beyanlarda bulunamayabilir veya yanlış anlaşılmaya mahal verecek cümleler kurabilir. Bu nedenle sürecin, ceza avukatı aracılığı ile takip edilmesi faydalı olacaktır.

Uzlaşma

Uzlaşma, soruşturma aşamasında, sanık ve mağdurun, tarafsız bir görevli aracılığı ile bir araya getirilmesi ve mağduriyetin giderilmesi üzerine anlaşmasıdır. Uzlaşma, yalnızca şikayete bağlı suçlarda mümkündür.

Tefecilik suçu, şikayete bağlı bir suç olmaması nedeniyle uzlaşma hükümlerine tabi değildir. 

Adli Kontrol

Adli kontrol, şüpheli/sanık hakkında tutuklama nedenlerinin oluşmasına karşın tutuklama yapılmaması için başvurulan bir yoldur. Tutuklama, kişi özgürlüğünü kısıtlayan bir karardır ancak adli kontrol kararı ile kişi belli şartlara tabi tutularak özgür bırakılmış olur.

Tefecilik suçunda adli kontrol kararı verilebilir. Verilebilecek adli kontrol tedbirlerine; ev hapsi, silah bulundurmamak, belirli aralıklara belirlenen mercilerde imza atmak, yurtdışına çıkmamak örnek olarak verilebilir.

Sanığın adli kontrol tedbirleri ile kontrol altında tutulması mümkünse ve sanık bu tedbirlere uygun bir yaşam sürmekteyse sanık hakkında tutuklama kararı verilemez. Ancak, verilen adli kontrol şartını bilerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında derhal tutuklama kararı verilebilir. 

Adli kontrol süresi, en çok 2 yıldır. Zorunlu hallerde gerekçe gösterilerek 1 yıl daha uzatılabilir.

Adli kontrol kararına itiraz edilebilir. İtiraz, şüpheli/sanık, eşi, avukatı ve yasal temsilcisi tarafından kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde adli kontrol kararı veren makama karşı yapılır. Şüpheli veya sanığın istemi üzerine, savcının görüşü alındıktan sonra mahkeme 5 gün içinde bu hususta karar verir.

Tutukluluk 

Tutukluluk, isnat edilen suçu işlediği yönünde elde edilen deliller doğrultusunda yeterli şüphe bulunan kişinin, kesin hüküm verilmeden önce mahkeme kararı ile özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. 

Tutuklama kararı verilebilmesi için sanığın / şüphelinin kaçma şüphesinin olması, delilleri karartma, saklama ya da yok etme girişiminde bulunduğunun tespit edilmesi gerekir.

Tutuklama kararı soruşturma aşamasında da kovuşturma aşamasında da verilebilir. Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına, savcının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya kendiliğinden, mahkeme tarafından karar verilir.

Tefecilik suçunda tutuklama kararı verilmesi mümkündür. Tutukluluk süresi, soruşturma aşamasında 6 ayı, yargılama sürecinde ise 1 yılı geçemez. Ancak gerekli görüldüğü takdirde en fazla 6 ay daha uzatılabilir. 

Tutukluluk kararına karşı itiraz, kararın verildiği günün ertesi gününden itibaren 7 gün içinde tutuklama kararı veren merciye yapılır.

Tefecilik Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Tefecilik suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar; soruşturmaya yer olmadığı kararı, kovuşturmaya yer olmadığı kararı, iddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar olmak üzere 3 tanedir.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Tefecilik suçunun soruşturması sonucunda yetkili makamlar tarafından yapılan şikayetin genel ve soyut nitelikte olduğu anlaşılıyorsa soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir. 

Örneğin, cami çıkışında cami yapımı için para toplayan kişilerin kendisinden para istemesi üzerine, tefecilik suçundan dolayı şikayetçi olan kişinin şikayeti hakkında soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir. 

Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz mümkündür. İtiraz, kararın taraflara tebliğ edildiği günden itibaren 15 gün içinde, kararı veren savcılığın bağlı bulunduğu sulh ceza hakimliğine, dilekçe ile yapılmalıdır.

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Tefecilik suçunun soruşturması sonucunda savcı, olay ve kişi ile ilgili yeterli şüphe oluşturacak delile ulaşamazsa kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. 

Örneğin, Ali, Mehmet isimli arkadaşına borç para vermiştir. Mehmet, 2 yıl geçmesine rağmen borcunu ödememiştir. 2 yılın sonunda Alinin, Mehmet’e ‘Kaç yıl oldu, verdiğim borcu öde.’’ demesi üzerine alınan Mehmet, savcılığa gidip Ali hakkında tefecilik suçu yaptığına dair şikayetçi olmuştur. Halbuki bu olayda Ali, sadece verdiği borç parayı geri istemektedir. Bu durumda, Mehmet’in şikayeti hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilecektir.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı, itiraz edilebilir. İtiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine dilekçe ile yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi 

Yapılan soruşturma sonucunda, yapılan eylemlerin tefecilik suçunu oluşturduğu, bu suçun da sanık tarafından işlendiğine dair yeterli deliller elde edilmişse bu durumda savcı, olayla ilgili bir iddianame düzenleyerek kamu dava açılmasını sağlar. 

İddianamenin mahkeme tarafından kabulü ile soruşturma aşaması biter ve kovuşturma aşamasına geçilir. 

Tefecilik Suçunun Savunması

Savunma hakkı, şüpheli/sanığın, kendisine isnat edilen olay ve suç ile ilgili kendisini hukuken korumaya yönelik olarak yapabileceği bir işlemdir. Savunma hakkı, adil yargılanma hakkının bir parçasıdır. Bu nedenle savunma hakkı kaldırılamaz ve kısıtlanamaz. 

Her suç isnadında olduğu gibi tefecilik suçu bakımından da savunma yapılması elzemdir. Tefecilik suçunda şüpheli/sanığın ileri sürebileceği savunmalardan bazıları şunlardır:

  • Taraflar arasında husumet olması nedeniyle sanığa bu suç isnadı ile iftira atıldığı,
  • Verilen paranın sadece borç olarak verildiği ve geri alınmasında faizin işletilmediği,
  • Tarafların ticari ilişkilerinin olması nedeniyle aralarında sürekli borç para alışverişi olduğu,
  • Suçun vasfının veya unsurlarının yanlış değerlendirildiği,
  • Suçun araştırılmasında usule aykırılıkların var olduğu,
  • Failin ünlü bir kişi olması nedeniyle itibarını zedelemeye yönelik olarak bu isnadın asılsız olarak üstüne atıldığı, 
  • Sadece sanık aleyhine delillerin toplandığı, lehe delillerin gözardı edildiği,
  • Somut olayda failin kusurunu kaldıran ya da cezasında indirim yapılmasını gerektiren hallerin bulunduğu. 

Failin kusurunu kaldıran ya da cezasında indirim yapılmasını gerektiren hallere failin; akıl hastası olması, yaşının küçük olması, suçu işlerken geçici madde ve alkolün etkisi altında olması ya da zorunluluk hali örnek olarak gösterilebilir. 

Örneğin, failin kızını ameliyat ettirmesi için gereken paranın 50.000 TL olması ve failin elinde sadece 30.000 TL parasının olması durumunda failin, bu parayı başkalarına ödünç verip sonrasında faizi ile geri almak suretiyle toplam parayı 50.000 TL’ye tamamlaması ve kızını ameliyat ettirmesi halinde, somut olayın özelliklerine göre failin cezası alt sınırdan verilebilecek ya da hiç ceza verilmeyecektir. 

Tefecilik suçu, hapis cezası gerektiren bir suçtur. Bu suçun savunmasının yapılabilmesi için olayın iyice kavranması ve isnat edilen suçun tüm yönleriyle bilinmesi gerekir. Etkin ve yetkin bir savunma, ancak bilgi birikimiyle yapılabilir. Bu nedenle sürecin ceza avukatı ile takip edilmesi önemlidir. 

Tefecilik Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile başlayan ve hükmün kesinleşmesine kadar devam eden sürece ceza yargılaması (kovuşturma) aşaması denir.

Tefecilik suçunda kovuşturma aşamasında mahkeme, öncelikle duruşma yapar. Bu duruşma esnasında taraflar dinlenir. Tarafların dinlenmesini istediği tanıklar varsa onlar dinlenir. Hakim gerekli gördüğü takdirde bilirkişi raporu isteyebilir veya kendisi keşif yapabilir. Bütün bu işlemler sonucunda sanık hakkında kesin hüküm verilir.

Bu suçun temel halinde de nitelikli halinde görevli ve yetkili mahkeme ödünç paranın verildiği yer Asliye Ceza Mahkemesidir. 

Tefecilik Suçunda Zamanaşımı

Tefecilik suçunda dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği andan itibaren 15 yıl; ceza zamanaşımı süresi ise hükmün kesinleştiği andan itibaren 20 yıldır. Mahkeme kararı, süresi içinde istinaf başvurusu yapılmaması halinde yahut Yargıtay tarafından karar verilmesi ile kesinleşir. 

Dava zamanaşımı süresinin dolması halinde artık bu suç için kamu davası açılamayacaktır. 10 yıllık süre geçmesine rağmen kamu davası açılırsa bu durumda açılan dava düşer yani cezalar bütün neticeleri ile ortadan kalkar. 

Ceza zamanaşımının dolması halinde bu suç için verilmiş olan ceza infaz edilemez hale gelir. 

Tefecilik Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Tefecilik suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
  • Mahkumiyet
  • Adli Para Cezasına Çevirme
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
  • Cezanın Ertelenmesi
  • Davanın Düşmesi

Beraat

Beraat kararı, toplanan delillerin incelenmesi ve yapılan yargılama sonucunda sanığın suçsuz olduğunun tespit edilmesi halinde verilecek karardır. Bu karar; sanığın eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmaması, suçun sanık tarafından işlendiğinin belirlenememesi gibi hallerde verilebilir. 

Tefecilik suçunun yargılaması sonucunda beraat kararı verilebilir. Bir Yargıtay kararında, şikayette bulunan kişinin suçtan dolayı yargılaması yapılan sanık ile aralarında, eskiden beri süregelen husumetin bulunduğu ve sanığın, suçu işlediğine dair somut delillerin elde edilememesi nedeniyle, sanık hakkında beraat kararına hükmedilmiştir. (Yargıtay 9. CD., 2020/8080 E., 2020/1462 K.) 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın suç teşkil eden eylemlerinin belirli nedenlerden dolayı cezalandırılmamasıdır. Tefecilik suçu bakımından ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir. 

Bu kararın verilebilmesi için failin akıl hastası olması, yaşının küçük olması, geçici madde etkisinde bu suçu işlemesi, zorunluluk halinin bulunması, cebir ve tehdit altında bu eylemi gerçekleştirmiş olması veya zorunluluk hallerinden biri bulunmalıdır.

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, son karar yani bir hüküm olduğundan bu karara karşı itiraz edilemez ancak süresi içinde istinafa gidilebilir.

Mahkumiyet

Mahkumiyet, sanığa isnat edilen suçun, mahkemeye getirilen deliller incelenip tanıklar dinlendikten sonra şüpheye yer vermeyecek şekilde sanık tarafından işlendiği anlaşılması halinde mahkeme tarafından verilen karardır. Mahkumiyet kararı ile suçun sanık tarafından işlediği kesinleşmiş olur. Tefecilik suçunun yargılaması sonucunda mahkumiyet kararına hükmolunabilir. 

Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi halinde kanunda öngörülen hapis ve adli para cezasının yanında birtakım güvenlik tedbirlerine de karar verilebilir. Örneğin, tefecilik suçundan dolayı hakkında mahkumiyet kararı verilen kimsenin elde etmiş olduğu kazanca el konulur ve silah bulundurması yasaklanabilir.

Bu suçtan dolayı mahkumiyeti kesinleşen sanık, 3 yıl içinde bir başka suç işlerse sanık hakkında, tekerrür hükümleri uygulanır ve mahkumiyet süresi arttırılır.

Hakim, tefecilik suçundan dolayı hapis cezasına hükmedilen sanığın geçmişini, sosyal ilişkilerini, suçtan dolayı duyduğu pişmanlığını, sanığın suçtan zarar görenlerin zararını karşılamasını kabul etmesini göz önünde bulundurarak hapis cezasının ⅙ kadarının indirilmesine karar verebilir. Hakimin takdir edebileceği bu indirime iyi hal indirimi denilmektedir. 

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezası, yapılan yargılama sonunda sanık tarafından işlendiği ortaya konulan suçtan dolayı sanığa verilecek hapis cezasının para cezasına dönüştürülmesidir. TCK’na göre 1 yıl veya daha az süreli hapis cezaları, adli para cezasına çevrilebilir. Tefecilik suçunda verilebilecek en düşük ceza 2 yıl hapis cezası olduğundan bu suç bakımından hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına dönüşmesine karar verilemez.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında belirlenen cezanın, sanığın belirli bir süre kasten suç işlememesi koşuluna bağlı olarak 5 yıl süre ile açıklanmamasıdır. HAGB kararı, ancak 2 yıl veya daha az süreli hapis cezalarında verilebilir.

Tefecilik suçunda verilecek olan hapis cezasının sınırları 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır. HAGB kararı ise 2 yıl veya daha az süreli hapis cezalarında verilebilir. Bu nedenle tefecilik suçunda HAGB kararı, yalnızca alt sınırdan yani 2 yıldan ceza verildiği durumlarda mümkün olabilir. Bu suç ile ilgili verilecek diğer cezalar bakımından HAGB kararı verilemez. 

HAGB kararına karşı, 7 gün içinde kararı veren mahkemeye itirazda bulunulabilir. İtiraz, HAGB kararını veren Asliye Ceza Mahkemesinin bağlı bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesine sunulan dilekçe ile yahut zabıt katibine bulunulan beyan ile yapılır.

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından sanığa verilen cezanın, cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Cezanın ertelenmesi, 2 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum olan, suç işlemeyeceği konusunda güven oluşturan, daha önce 3 aydan uzun süreli hapis cezası almamış kişiler hakkında uygulanır. 

Tefecilik suçunda verilecek olan ceza, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır. Cezanın ertelenmesi ise ancak 2 yıl veya daha az süreli hapis cezalarında verilebilir. Bu nedenle tefecilik suçunda cezanın ertelenmesi ancak alt sınırdan yani 2 yıldan ceza verildiği durumlarda mümkün olabilir. 

Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, fail için bir denetim süresi belirlenir. Bu süre, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olamaz. Erteleme süresi içinde kişi, herhangi bir suç işlemez ve kendisine verilen denetim yükümlülüklerine uyarsa, hapis cezası infaz edilmiş sayılır. 

Davanın Düşmesi 

Davanın düşmesi halinde yargılama sona erer. Davanın düşmesine; sanığın ölümü, genel af ilan edilmesi, suçun dava zamanaşımına uğraması gibi haller neden olabilir. Tefecilik suçunda da bu hallerden birinin varlığı halinde davanın düşmesine karar verilebilir. 

Tefecilik Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Tefecilik suçunda istinaf ve temyiz yollarına gidebilmek mümkündür.

İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe ile yahut zabıt katibine bulunulan beyan ile kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içerisinde yapılır. Eğer 7 gün içinde istinafa başvurulmazsa mahkemenin suça yönelik kararı kesinleşir.

İstinaf mahkemesinin kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyecek haller şunlardır: 

  • 5 yıl veya daha az hapis cezası ile adli para cezaları kararlar,
  • 5 yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan kararlar.
  • Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin kararlar.

Temyiz başvurusu Yargıtay’a, hükmü veren İstinaf mahkemesi ceza dairesine dilekçe verilmesi suretiyle yapılır. Bu suç bakımından temyiz süresi, istinaf mahkemesi kararının tebliğinden itibaren 15 gündür.

Sonuç

Tefecilik suçu, Türk Ceza Kanununda düzenlenen, hapis ve adli para cezası gerektiren bir suç türüdür. Bu suçun bazı şekillerde işlenmesi halinde verilecek olan ceza arttırılır. Suç ile ilgili sürdürülen yargılama aşamasının en kısa sürede lehe sonuçlanması ve verilecek cezanın, daha hafif bir seçenek yaptırıma dönüştürülebilmesi için sürecin ceza avukatı ile takip edilmesi faydalı olacaktır. 

Telefonla Sor