Yasak Cihaz veya Programlar Suçu ve Cezası
Yasak cihaz veya programlar suçu Türk Ceza Kanunu’nda Bilişim Alanında Suçlar başlığı altında düzenlenen suçlardandır. Bu suç tipinin düzenlemesi ile bilişim sistemlerinin güvenilirliği koruma altına alınmak istenmiştir. Bu itibarla, yasak cihaz veya programlar suçunu işleyen kişilerin 3 yıla kadar hapis cezası ve 5 bin güne kadar adli para cezasına mahkum edileceği düzenlenmiştir.
İçindekiler
Yasak Cihaz veya Programlar Suçu Nedir?
Yasak cihaz veya programlar suçu bir cihaz, bilgisayara programı, şifre ya da güvenlik kodunun kanunda Bilişim Alanında Suçlar Başlığı altında yer alan diğer suçları işlemek amacıyla araç olarak kullanılmasıdır. Yasak cihaz veya programlar suçu Türk Ceza Kanunu madde 245/A’da düzenlenmektedir.
TCK 245/A:
‘’Bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun; münhasıran bu Bölümde yer alan suçlar ile bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların işlenmesi için yapılması veya oluşturulması durumunda, bunları imal eden, ithal eden, sevk eden, nakleden, depolayan, kabul eden, satan, satışa arz eden, satın alan, başkalarına veren veya bulunduran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. ‘’
Yasak Cihaz veya Programlar Suçu Nasıl Oluşur?
Yasak cihaz veya programlar suçu; bilişim suçları ya da bilişim suçları ile bağlantısı bulunan kanunda sayılmış olan diğer suç tiplerini işlemek amacıyla bir cihaz, bilgisayar programı, şifre yahut güvenlik kodunun araç olarak kullanılması suretiyle oluşur.
Kanunda bahsedilen cihaz kelimesinden; skimmer isimli cihaz yani ATM’lerde kredi kartı ve banka kartlarını kopyalayan cihaz, sahte kredi kartı üretimine yarayan encoder isimli cihaz veya kredi kartı sahteciliğinde kullanılan reader adlı cihaz anlaşılabilir.
Kanunda suçun konusunu oluşturan diğer bir deyim olan program kelimesi bilgisayarlarda işlemleri gerçekleştirmek amacıyla oluşturulan komutları ifade etmektedir. Yasak cihaz veya programlar suçu bakımından bilgisayar programları ile veriler silinebilir, değiştirilebilir ya da imha edilebilir.
Kanunda belirtilen şifre, bilişim sistemlerinde güvenliği sağlanması amacıyla oluşturulmuş harf, sembol veya sayılardır. Güvenlik kodu ise şifreler haricinde kullanılan yine bilişim sistemlerinin güvenliğini sağlamak amacı ile oluşturulmuş ses, parmaz izi, avuç içi ya da yüz tanıma ile oluşturulan araçtır.
Güvenlik koduna örnek olarak; biometrik tanıma kodları, kredi ya da banka kartlarının arkasında bulunan CVV, CVV2, CID kodları verilebilir.
Yasak cihaz veya programlar suçunun oluşabilmesi için bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya güvenlik kodunun belirli fiillere konu olarak, kanunda düzenlenen diğer bilişim suçlarının işlenmesinde kullanılması gerekmektedir. Suçun oluşması için yasak cihaz veya programlar kullanılarak işlenmesi gereken bilişim suçları şunlardır:
- Hakaret suçu,
- Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu,
- Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu,
- Haberleşmenin engellenmesi suçu,
- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu,
- Bilişim sistemine girme suçu,
- Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu,
- Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu,
- Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu,
- Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık,
- Ses ve görüntülerin kayda alınması suçu,
- Verileri yok etmeme suçu,
- Müstehcenlik suçu.
Sayılan bilişim suçlarını işlemek tek başına yasak cihaz veya programlar suçunun da oluşmasına sebep olmayacaktır. Bu itibarla, suç işlerken kullanılan yasak cihaz veya programların aşağıdaki fillere konu olması gerekmektedir:
- İmal etmek,
- İthal etmek,
- Sevk etmek,
- Nakletmek,
- Depolamak,
- Kabul etmek,
- Satmak,
- Satışa arz etmek,
- Satın almak,
- Başkalarına vermek,
- Bulundurmak.
İmal Etme
İmal etme, yukarıda sayılan bilişim suçlarının işlenmesi amacıyla yasak cihaz veya program üretmeyi ifade etmektedir. Yasak cihaz veya programlar suçunun meydana gelmesi için suç konusunu oluşturan cihaz, bilgisayar programı, şifre ya da güvenlik kodunun fail tarafından imal edilmiş olması gerekir.
İthal etme
İthal etme, yurt dışında üretilen bir malın yurt içine sokulmasını ifade eder. Cihaz, bilgisayar programı, şifre ya da güvenlik kodunun ithal edilip kanunda sayılan suçların işlenmesinde kullanılması ile yasak cihaz veya programlar suçu oluşur.
Örneğin bir bilgisayar son hali ile yurt içine getirildiyse ithal ürün söz konusu iken parçalar halinde getirilip yurt içinde birleştiriliyorsa ithal etmeden söz edemeyiz.
Nakletme ve Sevk Etme
Nakletme, yasak cihaz veya programların, suçun faili tarafından bir yerden başka bir yere aktarılması anlamında iken; sevk etme ise bir şeyin aracı ile farklı bir yere gönderilmesi anlamına gelmektedir.
Sayılan durumlar günümüz koşullarında fiziksel ya da sanal ortamda gerçekleşebilmektedir.
Depolama ve Bulundurma
Depolama ve bulundurma suça konu olan öğelerin istenildiği zaman ulaşılabilir konumda tutulmasıdır. Depolama fiziki ya da sanal ortamda meydana gelebilir.
Suçun konusunu oluşturan cihaz fiziksel ortamda bulundurulabilir. Diğer bilgisayar programı, şifre ya da güvenlik kodu ise dijital ortamda depolanıp bulundurulabilmektedir. Bu fiillerden birinin meydana gelmesi durumunda yasak cihaz veya programlar suçu oluşur.
Satma, Satın Alma ve Satışa Arz Etme
Satma ve satın alma taraflar arasındaki ticari saikle yapılan alışverişi ifade etmektedir. Satışa arz etme ise satma iradesinin belli edilmesi, yasak cihaz veya programların satılmak üzere piyasa sürülmesidir. Kanunda sayılan suçların işlenmesinde kullanılan yasak cihaz veya programların satılması, satın alınması, satışa arz edilmesi halinde yasak cihaz veya programlar suçu meydana gelmektedir.
Kabul Etme ve Başkalarına Verme
Cihaz, bilgisayar programı, şifre ya da güvenlik kodunun başkalarına verilmesi ya da bunların kabul edilmesi de suçu meydana getirir. Burada satma ve satın almadan farklı olarak bir bedel karşılığında anlaşma söz konusu değildir.
Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması her suç tipi açısından mümkün değildir. Ancak bilişim sistemleri vasıtasıyla meydana gelen bazı suçlar da bulunmaktadır. Bunlara aşağıdaki suç tipleri örnek verilebilir.
Sayılan bu suç tipleri açısından bilişim sistemleri araç olarak kullanılabilmektedir.
Yasak Cihaz veya Programlar Suçunun Cezası
Yasak cihaz veya programlar suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezasıdır.
Kanuni düzenlemede bu suç tipinin cezası hem hapis hem de adli para cezasıdır. Hakim somut olayın koşullarına, fiilin işleniş biçimine ve failin özelliklerine göre yasak cihaz veya programlar suçu açısından hem hapis hem de adli para cezasına hükmedecektir.
Mahkeme tarafından adli para cezasının kesin tutarı hükmedilirken her bir gün için 20 ila 100 Lira arasında bir bedel belirlenip toplam gün sayısı ile çarpılır. Mahkeme, sanığın sosyoekonomik düzeyini göz önünde bulundurarak bir belirleme yapar. Hükmedilen toplam cezanın bir yıl içinde peşin yahut iki yıl içinde taksitlerle ödenmesi kararı verilir.
Yasak Cihaz veya Programlar Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima
Teşebbüs, failin suç işlemek için harekete geçmesine rağmen elinde olmayan ve dış etkenlere bağlı nedenlerle suçun tamamlanmamasıdır. Yasak cihaz veya programlar suçu bakımından teşebbüs hükümleri uygulanabilir. Bu durumda verilecek olan cezada indirim yapılmaktadır.
Örneğin bu suç kapsamında cihaz, bilgisayar programının, şifrenin ya da güvenlik kodunun güvenlik kodunun imal edilmesine başlandığı ya da satımı esnasında kolluk ekiplerince gerçekleştirilen müdahele nedeniyle suça teşebbüs söz konusu olur.
İştirak, bir kişi tarafından işlenebilecek bir suçun birden fazla kişinin aralarında anlaşması ve işbirliği yapması sonucu işlenmesidir. Suçun kanuni tanımındaki fiili gerçekleştiren kişi fail iken suça azmettiren ya da yardım eden şerik olarak nitelendirilir.
Yasak cihaz veya programlar suçu bakımından somut olay özelinde iştirak hükümleri uygulanabilir. Özellikle, suçun oluşumu açısından varlığı aranan satma, satın alma eylemleri birden fazla kişi ile gerçekleştiğinden, suçun bu fillerle işlenmesi halinde hem satan hem satan alan cezalandırılmaktadır.
İçtima, tek bir hareketle birden fazla suçun oluşumuna sebebiyet verilmesidir. Yasak cihaz veya programlar suçu açısından gerçek içtima hükümleri uygulanacak ve her suçtan ayrı ceza verilmesi söz konusu olacaktır.
Örneğin, TCK m.245/A’da sayılan fiillerden biri ile m.244’te belirtilen suç meydan geldiyse her bir suç tipinden ayrı ayrı ceza gündeme gelecektir.
Yasak Cihaz veya Programlar Suçunun Soruşturma Aşaması
Yasak cihaz veya programlar suçunun soruşturma aşaması, savcının bu suça dair suç şüphesini öğrenmesi üzerine başlamakta iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile son bulmaktadır. Soruşturma aşamasında uygulanabilecek adımlardan aşağıda daha ayrıntılı olarak bahsedilmiştir.
Yasak cihaz veya programlar suçunun soruşturma aşaması şu şekildedir:
- Şikâyet-İhbar,
- Gözaltı,
- Delillerin toplanması,
- İfade ve Sorgu,
- Uzlaşma,
- Adli Kontrol,
- Tutukluluktur.
Şikâyet-İhbar
Şikayet ve ihbar, suçu meydana getiren hareket hakkında yetkili makamların haberdar edilmesidir. Şikayet bizzat suçun mağduru ya da suçtan zarar gören tarafından yapılabilirken ihbar ise herkes tarafından süre şartı olmadan yapılabilmektedir.
Yasak cihaz veya programlar suçu şikayete tabi bir suç değildir. Herkes tarafından ihbar edilerek yetkili mercilerin haberdar edilmesi sağlanabilir. Bu itibarla, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında mağdur şikayetinden vazgeçse dahi yargı süreci işlemeye devam edecektir.
Gözaltı
Gözaltı, suç şüphesine ilişkin somut delillerin varlığı ve soruşturma için zorunlu olması nedeniyle şüpheli kişinin yetkili merciler tarafından alıkonulmasıdır. Bu şartların varlığı halinde yasak cihaz veya programlar suçu açısından gözaltı kararı savcı tarafından verilebilir.
Gözaltı süresi yakalama zamanından itibaren en fazla 24 saattir. Bunun dışında yakalama yerinden en yakın mahkemeye götürme süresi ise en fazla 12 saat olmalıdır. Bu sürelerin geçirilmesi ve geçen sürelerde yapılan her işlem hukuka aykırıdır.
Gözaltı kararının ya da gözaltı süresinin uzatılmasının hukuka aykırı olduğu durumlarda itiraz mümkündür. İtiraz hakkı şüphelinin kendisinde, avukatında, yasal temsilcisinde, eşinde ya da yakınlarındadır. Yakınları kardeşi, annesi, babası veya çocukları olabilmektedir. Bu itiraz Sulh Ceza Hakimliğine yapılmaktadır. İtiraz en fazla 24 saat içinde sonuçlanır.
Delillerin Toplanması
Delillerin toplanması aşaması, somut olay özelinde her türlü bilginin toplanarak olayın nasıl gerçekleştiğine dair bulguların ortaya konulmasıdır. Delillerin toplanması hem soruşturma hem de kovuşturma evresinde yapılabilir. Somut olaya dair, şüphelinin hem lehine hem de aleyhine deliller savcı talimatıyla toplanmaktadır.
Bu aşamada delillerin hukuka uygun olarak elde edilmiş olması gerekir. Aksi halde mahkemeye sunulan deliller kabul edilmeyecektir. Delil toplama işlemi her aşamada şüpheli ya da avukatı tarafından istenebilecektir.
Yasak cihaz veya programlar suçu açısından her türlü bilişim araçlarına ilişkin kayıtlar delil olabilir. Bilişim suçlarında delil elde etmek için kullanılan bilgisayarlara el koymadan içeriklerin kopyalanması esastır.
İfade ve Sorgu
İfade, suç şüphesi altında olan kişinin soruşturma kapsamında savcı veya kolluk görevlileri tarafından dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli ya da sanığın mahkeme tarafından dinlenmesidir.
İfade alımının başlaması için öncelikle kişiye bir davetiye gönderilir. Bu davetiyede ifadeye gelmediği takdirde hakkında zorla getirtme kararı çıkartılacağı da belirtilir. İfadeye gelen kişinin kimliği belirlenerek hangi suç isnadı ile orada bulunduğu anlatılır, kişiye ekonomik durumu medeni hali ve eğitim bilgileri sorulur.
Sonrasında şüphelinin ifade alımı esnasında sahip olduğu haklar anlatılır. Bu aşamada kişi avukat isteme, konuşmama, yakınlarına haber verilmesini isteme veya delillerin toplanmasını isteme hakkına sahiptir. Soru cevap şeklinde ilerleyen bu aşamada her şey kayıt altına alınır. İfade alımı sırasında şüphelinin söylediği bilgiler özgür iradesiyle söylenmiş olmalıdır. Aksi halde, verilen ifade hukuka aykırı olacaktır.
Tüm bunların sonunda kayda alınan bilgilerle ilgili şüpheliye bir tutanak imzalatılacaktır. Tutanakta yazan bilgilerin eksik, yanlış ya da fazla olmaması gerekmektedir. Bu gibi durumlar varsa şüpheli tutanağı imzalamamalıdır.
Uzlaşma
Uzlaşma suç işleyen taraf ile mağdur olan tarafın bir uzlaştırmacı vasıtasıyla anlaştırılmasıdır. Kanununda şikayete tabi olan suçlar uzlaştırmaya da tabi iken şikayete bağlı olmayan suçlar uzlaştırma kapsamında değildir. Yasak cihaz veya programlar suçu bakımından uzlaştırma hükümleri uygulanmaz.
Adli Kontrol
Adli kontrol tedbiri tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde tutuklama yerine uygulanan bir tedbirdir. Özgürlüğü bağlayıcı bir tedbir olmaması nedeniyle sonuçları bakımından tutuklamadan daha hafif düzeyli bir tedbirdir. Ancak somut duruma göre adli kontrol tedbiri yeterli değilse hakim tarafından tutuklama kararı verilebilir.
Yasak cihaz veya programlar suçu bakımından adli kontrol kararı verilebilir. Adli kontrol tedbirleri kapsamında şüpheli kişiye imza verme yükümlülüğü, elektronik kelepçe kullanma yükümlülüğü, yurt dışına çıkış yasağı veya kamuya yararlı bir faaliyette bulunma yükümlülüğü gibi yükümlülükler getirilebilir.
Adli kontrol süresi en fazla 2 yıl olabilmektedir. Soruşturma ve yargılama aşamalarının sağlıklı şekilde devamı için zorunlu olması halinde, bu süre 1 yıl daha uzatılabilmektedir. Şüpheli yahut sanığın, belirlenen adli kontrol tedbirlerine uymaması halinde, tutuklama kararı verilebilmektedir.
Adli kontrol kararına itirazda bulunma süresi, 7 gündür. Adli kontrol kararına karşı itiraz, kararı veren makama sunulan dilekçe ile yapılmaktadır.
Tutukluluk
Tutukluluk, belirli koşulların varlığı halinde şüphelinin cezaevinde alıkonulmasıdır. Tutukluluk kararı, aşağıdaki sebeplerin mevcut olduğu ve adli kontrol tedbirinin yetersiz olacağı durumlarda verilir. Tutuklama sebepleri şunlardır:
- Şüphelini mevzubahis suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin bulunması,
- Kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesi.
Bu şartların varlığı durumunda yasak cihaz veya programlar suçunda tutukluluk kararı verilebilecektir. Yasak cihaz veya programlar suçu açısından ise tutukluluk süresi en fazla 1 yıl olabilir.
Tutukluluk kararına karşı itiraz edilebilir. Kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde itiraz etme hakkı mevcuttur.
Yasak Cihaz veya Programlar Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar
Yasak cihaz veya programlar suçunda soruşturma aşamasında verilebilecek kararlar aşağıdaki gibidir:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
- İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar ve şikâyet konusunu oluşturan fiilin hiçbir araştıramaya gerek olmadan suç oluşturmadığının anlaşılması veya ihbarın çok genel ve soyut olması halinde verilmektedir.
Yukarıda sayılan haller söz konusu olduğunda yasak cihaz veya programlar suçunun soruşturma aşaması hiç başlamamış sayılır, dosya kapanır. İlgili kişi de şüpheli olarak adlandırılmaz.
Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. Kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Yasak cihaz veya programlar suçunun soruşturma aşamasının sonunda savcı, dava açılmasını uygun görmez veya suçla ilgili yeterli delil bulamazsa kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu karara KYOK da denir. Bu durumda dosya soruşturma aşamasından sonra kapanır ve yargılamaya devam edilmez.
Yasak cihaz veya programlar suçu bakımından yukarıdaki hallerin var olması durumunda savcı tarafından KYOK kararı verilebilir.
Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.
İddianamenin Düzenlenmesi
Yasak cihaz veya programlar suçuna dair yapılan soruşturmanın sonucunda savcı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenler. Devamında, düzenlediği iddianameyi görevli ve yetkili mahkemeye sunar. İddianamenin kabul edilmesi hâlinde kamu davası açılır ve yargılama aşamasına geçilir.
Yasak Cihaz veya Programlar Suçunun Savunması
Yasak cihaz veya programlar suçunun savunması somut olay özelinde değişmektedir. Savunma hakkı her bireye tanınmış olan anayasal bir haktır. Suç isnadında bulunulan kişi kendini bizzat savunabileceği gibi avukat ile de savunma hakkını kullanabilir. Yasak cihaz veya programlar suçu bakımından örnek savunmalara aşağıda yer verilmiştir.
- Suçun konusunu oluşturan bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun bulunmaması,
- Suça dair belirtilen seçimlik hareketlerin meydana gelmemiş olması,
- Suçun teşebbüs aşamasında kalması,
- İfade alımı esnasında avukat bulunmadığın hukuka aykırılığın olduğu,
- Masumiyet karinesinin zedelendiği,
- Suça ilişkin delillerin kanuna aykırı elde edildiği,
- Sadece aleyhe delillerin toplanıp lehe delillerin toplanmadığı iddiası.
Savunma hakkı kişinin kendisini ifade edebileceği en önemli haklardan biridir. Yasak cihaz veya programlar suçunun savunması somut olaya göre değişkenlik göstermektedir. Olaydaki tüm detayların değerlendirilmesi ve hiçbir ayrıntının atlanmaması önem arz etmektedir. Bu sebeple etkin bir savunma yapılabilmesi için, uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.
Yasak Cihaz veya Programlar Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Yasak cihaz veya programlar suçunda ceza yargılaması aşaması davanın mahkemede görüldüğü, duruşmaların düzenlendiği ve tarafların sözlü savunmalarını sunduğu evredir. Bu süreç, ceza hukukunda kovuşturma evresi olarak da adlandırılır.
Sanık, duruşma sırasında kendi savunmasını sözlü olarak yapma hakkına sahiptir ve aynı zamanda yazılı savunma da sunabilir. Eğer durum uzmanlık gerektiriyorsa, örneğin, yasak cihaz veya programlar suçuyla ilgili kanunda sayılan fiillerin nasıl gerçekleştiği, bilgisayar programları, şifreler ve kodlarla ilgili tüm ayrıntılar hakkında bilişim uzmanlarından görüş alınabilir.
Yargılama aşamasında, mahkemeye sunulan deliller ve uzman görüşleri değerlendirilir. Örneğin, bilişim uzmanlarının tespitleri, yasak cihaz veya programlar suçunun yargılaması bakımından önemli bir rol oynayabilir.
Mahkemeye düşen görev, tüm süreci bütün olarak değerlendirmektir. Hâkim, sürecin sonunda bir karar verir, bu karar beraat ya da mahkûmiyet olabilir. Hâkim, delilleri, savunmaları ve tüm süreci dikkate alarak adil bir karar vermeye çalışır.
Yasak Cihaz veya Programlar Suçunda Zamanaşımı
Yasak cihaz veya programlar suçuna ilişkin dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl; ceza zamanaşımı süresi ise, mahkûmiyet kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır.
Yasak cihaz veya programlar suçunda zamanaşımı sürelerinin geçmesi ile dava açılamaz ya da ceza verilmişse cezanın infazı mümkün olmaz.
Yasak Cihaz veya Programlar Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Yasak cihaz veya programlar suçunda mahkemenin verebileceği kararlar aşağıdaki gibidir:
- Beraat,
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
- Mahkûmiyet,
- Adli para cezasına çevirme,
- HAGB,
- Cezanın Ertelenmesi,
- Davanın Düşmesi.
Beraat
Beraat, mahkeme tarafından yapılan yargılamanın sonunda sanığın aklanarak suç işlemediğinin kesin olmasıdır. Beraat kararı, suçun sanık tarafından işlenmemesi, delil yetersizliği, suçun unsurlarının oluşmamış olması gibi sebeplerle verilebilir. Sayılan bu hallerin olması durumunda yasak cihaz veya programlar suçu bakımından sanığa beraat hükmü yukarıdaki durumların varlığı halinde verilebilir.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın fiilleri suç teşkil etmesine rağmen bazı sebepler ile ceza verilememesidir. CYOK kararı kanunda düzenlenen bazı koşullar altında hâkim tarafından verilebilmektedir. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı aşağıdaki hallerde verilebilecektir. Bunlar:
- Sanığın suçun meydana geldiği sırada 12 yaşından küçük olması,
- Sanığın akıl hastası olması,
- Suçun zorunluluk altında işlenmesi,
- Suçun konusunda hataya düşülmesi,
- Suçun cebir ya da tehditle işlenmesi.
Yasak cihaz veya programlar suçuna ilişkin olarak sayılan bu hallerden birinin varlığı halinde CYOK kararı verilebilir.
Mahkûmiyet
Mahkûmiyet kararı, mahkeme tarafından yapılan yargılamanın sonunda sanığın suçlu olduğuna hükmedilmesidir. Yasak cihaz veya programlar suçu bakımından suçun sanık tarafından işlendiği sabit olursa ve ceza verilmemesi için herhangi bir sebep yoksa mahkûmiyet kararı verilecektir.
Hakkında yasak cihaz veya programlar suçundan mahkumiyet kararı verilen kişiler açısından 3 yıllık tekerrür süresi öngörülmüştür. Belirtilen tekerrür süresi içinde yeniden suç işlenmesi halinde, verilecek cezada artırıma gidilecektir.
Tekerrür hükümlerinin yanı sıra hakim, verilecek cezada 1/6 oranında takdiri iyi hal indiriminin uygulanmasına hükmedebilir. İyi hal indiriminin uygulanmasında, suçun işleniş şekli, failin yargılama süreci boyunca göstermiş olduğu davranışlar, etkin pişmanlık gibi hususlar göz önünde bulundurulur.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, sanığa verilen cezanın 1 yıl ve daha az süreli olması halinde verilebilen bir karardır. Yasak cihaz veya programlar suçunda ceza alt sınırı 1 yıldır. Ancak iyi hal indirimi ile bu cezanın 1 yılın altına düşme olasılığı vardır. Böyle bir durumda, adli para cezasına çevirme kararı verilebilmesi mümkündür.
Hapis cezası para cezasına çevrilirken, hapis cezasının gün cinsinden karşılığı belirlenir ve günlük bir ücretle çarpılır. Bu günlük ücret, hâkim tarafından, sanığın ekonomik durumu göz önüne alınarak 20 TL ile 100 TL arasında belirlenir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmamasıdır. Uygulamada HAGB olarak da bilinen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kapsamında sanık hakkında verilen ceza beş yıllığına ertelenebilir. Sanık bu beş yıllık süre içinde başka bir suç işlemez ve belirlenen yükümlülüklere uyarsa ceza hiç verilmemiş sayılır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için; 2 yıldan az hapis cezasına hükmedilmiş olması, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olması ve hâkimde tekrar suç işlemeyeceği yönünde kanaat olması gerekmektedir. Gerekli koşulların sağlanması halinde yasak cihaz veya programlar suçu bakımından hükmün açıklanması geri bırakılabilir.
HAGB kararına karşı, itiraz yoluna başvurulabilir. İtiraz başvurusu, kararın verildiği tarihi izleyen günden itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin bağlı olduğu Ağır Ceza Mahkemesine yapılır.
Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi, sanık hakkında verilen cezanın hapishanede değil de dışarıda geçirilmesine imkan sağlayan karar türüdür. Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, bir denetim süresi belirlenir. Bu süre, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olamaz.
Cezanın ertelenmesinin söz konusu olabilmesi için; verilen hapis cezasının 2 yıldan daha az süreli olması, sanığın bu olaydan önce 3 aydan fazla hapis cezası almamış olması ve hâkime başka bir suç işlemeyeceği yönünde bir kanaat oluşturması gerekmektedir.
Hâkim her zaman cezanın ertelenmesine karar vermek zorunda değildir. Yasak cihaz veya programlar suçunda ise 2 yıldan az süreli cezaya hükmedilmesi mümkün olduğundan, hâkim takdir ederse, cezanın ertelenmesi kararı verebilir.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, bazı nedenler sonucunda davanın esası hakkında karar verilememesi yani kovuşturma aşamasının sona ermesidir. Davanın düşmesine neden olabilecek hâller kanunda düzenlenmiştir. Bu haller; genel af, sanığın ölümü ve dava zamanaşımı gibi hallerdir. Yasak cihaz veya programlar suçu bakımından bu hallerin var olması halinde hâkim tarafından davanın düşmesi kararı verilebilir.
Yasak Cihaz veya Programlar Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Yasak cihaz veya programlar suçunda istinaf ve Yargıtay süreci kararı veren ilk derece mahkemesinin kararından memnun olunmadığı ya da kararın yeniden incelenmesinin istenildiği durumlarda kullanılabilen kanun yollarıdır.
İstinaf kanun yoluna başvuru, kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür. İstinafa başvuru kararı veren mahkemeye bir dilekçe verilerek yapılmaktadır. Bu süre içinde başvuru yapılmazsa istinaf hakkı ortadan kaybolur.
Yasak cihaz veya programlar suçu açısından temyiz kanun yolu başvurusu kapalıdır. Çünkü bölge adliye mahkemesinin beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı temyiz başvurusu mümkün değildir.
İstinaf ve temyiz süreci ortalama 1 veya 2 yıl sürer. Bu süreler, mahkemelerin iş yoğunluğu, usule dair işlemler ve somut olayın özelliklerine göre değişebilmektedir.
Sonuç
Yasak cihaz veya programlar suçu teknik olarak uzmanlık gerektiren bir suç tipidir. Suçun meydana gelmesi bakımından kanunda sınırlı sayıda fiil bulunmaktadır. Somut olay bazında bunların tespiti oldukça önemlidir. Sonrasında önlenemez mağduriyetler yaşamamak ve bu suç tipi açısından sürecin alanında uzman bir ceza avukatı tarafından takibinde yarar vardır.