Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu ve Cezası

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu ve Cezası

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu ve cezası, TCK 216’da “Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenen suçlardan biridir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunu işleyen kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Bu suç nedeniyle haklarında işlem başlatılan kişilerin, hukuka uygun savunma yapmaları oldukça önemlidir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu Nedir?

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, halkın bir kesiminin diğer kesimine kışkırtılması ya da halkın bir kesiminin farklılığına dayanarak açıkça aşağılanması veya halkın bir kesiminin benimsediği dini değerlerin alenen aşağılanmasıdır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesinde düzenlenmiştir.

TCK 216:

“(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu Nasıl Oluşur?

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu; halkın bir kesiminin başka bir kesimine karşı kin ve düşmanlığa alenen tahrik edilmesi ya da halkın belli bir kesiminin farklılığına dayanarak alenen aşağılanması veya halkın bir kesiminin dini değerlerinin alenen aşağılanması ile oluşur.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu TCK 216’daki düzenlemeye kapsamında 3 farklı şekilde oluşabilir:

  • Halkı kin ve düşmanlığa tahrik,
  • Halkın bir kesimini alenen aşağılama,
  • Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep ya da bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek ve bu nedenle kamu güvenliği bakımından tehlikenin ortaya çıkması suretiyle oluşur. 

Yargıtay bir kararında, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun somut tehlike suçu olduğunu belirtmiştir. Bu çerçevede; fiil, sayı ve şahıs olarak belli olmayan toplum kesimi üzerinde kin ve nefret duygularının oluşmasına ya da mevcut duyguların pekişmesine etkide bulunması gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 8.CD, T:10.04.2014, E.2013/16829, K. 2014/9196)

Halkın Bir Kesimini Alenen Aşağılama

Halkın bir kesimini alenen aşağılama suçu, halkın bir kesiminin sosyal sınıfı, ırkı, dini, mezhebi, cinsiyeti ya da bölge farklılığına dayanılarak alenen aşağılanması ile oluşur. 

Yargıtay bir kararında, Türkiye’de yaşayan Suriye uyruklu kişiler hakkında sosyal medya hesabı üzerinden  “Suriyeli gençler, Suriyeli Araplar tam bir rezalettir arkadaşlar. Hayvanat bahçesinde maymun kafesi önünde durduğunuz varsa, Suriyeli gençleri görmüşsünüzdür, emin olun.” şeklindeki paylaşım yapılmasının TCK 216/2 kapsamında halkın bir kesimini alenen aşağılama suçunu oluşturduğunu ifade etmiştir. (Yargıtay 8.CD, T:07.02.2022, E.2021/16387, K. 2022/1787)

Yargıtay başka bir kararında ise kavga esnasında karşı tarafın ırkına yönelik küfredilmesini, halkın bir kesimini alenen aşağılama suçunu değil, sövmek suretiyle hakaret fiilini oluşturduğunu belirmiştir. (Yargıtay 8.CD, T:20.10.2020, E.2019/569, K. 2020/17273)

Halkın Bir Kesiminin Benimsediği Dini Değerleri Alenen Aşağılama

Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçu, halkın bir bölümünün tabi olduğu dini değerlerin kamu barışını bozmaya elverişli biçimde alenen aşağılanması ile oluşur. Dolayısıyla dini değerlerin her türlü aşağılanması bu suçu oluşturmamaktadır. Ayrıca aşağılamanın kamu barışını bozmaya elverişli olması da gerekir. 

Yargıtay bir kararında, herkese açık olan internet hesabında İslam Peygamberi Hz. Muhammet hakkında  “…buna karşılık bundan yüzlerce yıl önce Allah’la kontak kurduğunu iddia edip bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin etmiş bir Arap lideriyle dalga geçmek nefret suçu değildir. İfade özgürlüğü denilen şeyin, adeta anaokulu seviyesindeki bir test örneğidir…” şeklinde ifadeler kullanılmasının halkın benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçunu oluşturduğunu belirtmiştir. (Yargıtay 8.CD, T:03.10.2019, E.2019/10194, K. 2019/1813)

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu Cezası

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.

Suça ilişkin kanun maddesinin 2. ve 3. fıkralarında düzenlenen, halkın bir kesimini alenen aşağılama suçu ile dini değerleri alenen aşağılama suçunun cezası ise 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda hakim, yukarıda belirtilen aralıklar içerisinde hapis cezasına karar vermektedir. Hapis cezasını miktarını belirlerken; suçun işlenişini, suçun işlendiği yer ve zamanı ile suçun meydana getirdiği zararı dikkate alır. 

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezaları

Cezayı artıran nitelikli haller, suçu işleyen kişiye verilecek cezanın artırılmasına neden olan fiil ve davranışlardır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun tek nitelikli hali ise suçun basın ve yayın yoluyla işlenmesidir. Bu husus TCK 218’de düzenlenmiştir.

TCK 218:

“Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.”

Basın ve Yayın Yoluyla İşlenmesi

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. Basın ve yayın yolu; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçlarıdır. 

Haber verme amacı taşıyan ya da eleştiri amacıyla yapılan açıklamalar suç teşkil etmemektedir.

Örneğin, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu televizyon veya radyo programında ya da gazete yazısında işlenirse ya da Twitter, Facebook, Instagram gibi sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımda işlenmesi halinde nitelikli hal söz konusu olacaktır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, suç işleme kararı alıp bu karar çerçevesinde suçun icrasına başlayıp elde olmayan nedenlerden dolayı neticenin meydana gelmemesidir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda fiilin kısımlara bölünme imkanı olduğu müddetçe teşebbüs mümkündür. 

Örneğin, bir kişinin mitingde başka mezhepten olan insanlara karşı kin ve düşmanlığa tahrik edecek şekilde konuşmaya yapacağı sırada mikrofonun bozulması nedeniyle konuşmasının başkalarına duyuramazsa suç teşebbüs aşamasında kalır. Fakat konuşma içeriğinin kamu güvenliği bakımından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkarma niteliği bulunuyorsa teşebbüsten dolayı cezalandırma söz konusu olur.

İştirak, birden fazla kişinin aralarında anlaşarak ve işbirliği yaparak suç işlemesidir. Suç işlenmesi hususunda faile yardım etmek yahut faili azmettirmek de iştirak kapsamında değerlendirilmektedir. Bu durumda, suçun işlenmesi noktasında etkisi bulunan herkes etkileri oranında ayrı ayrı cezalandırılmaktadır.

Örneğin, bir kimsenin halkın bir kesimini aşağılayıcı ifadelerini yayınlaması maksadıyla bir gazete yazarına göndermesi ve gazetecinin de bu görüşe katıldığını belirtip paylaşması halinde her ikisinin de sorumluluğu ortaya çıkacaktır.

İçtima, bir kişinin birden fazla suçu birlikte işlemesi yahut bir suçu aynı kişiye karşı birden fazl a kez işlemesi halinde cezai sorumluluğun belirlenmesidir.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun zincirleme olarak işlenmesi mümkündür. Zincirleme suç, bir suç işleme kararı çerçevesinde farklı zamanlarda aynı suçun birden fazla işlenmesidir. Bu durumda tek bir ceza belli oranlarda artırılarak verilir. 

Örneğin, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden bir yazının gazetede gün gün bölümler şeklinde yayınlanması halinde suç zincirleme işlenmiş olur. 

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda ayrıca fikri içtima uygulanabilir. Fikri içtima, tek fiil ile birden fazla suçun meydana gelmesidir. Bu durumda ise meydana gelen suçlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan ceza verilir. 

Örneğin, hakaret ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun tek bir davranışla işlenmesi halinde fikri içtima hükümleri çerçevesinde en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı ceza verilir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu ve Cezası

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunun Soruşturma Aşaması

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun soruşturma aşaması; Cumhuriyet savcısının suçu öğrendiği andan başlayıp iddianamenin düzenlendiği ya da kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdiği zamana kadar geçen süreçtir.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun soruşturma aşamasında yapılabilecek işlemler şunlardır:

  • Şikayet-İhbar
  • Gözaltı
  • Delillerin Toplanması
  • İfade ve Sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk

Şikayet-İhbar

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu şikayete bağlı değildir. Bu nedenle halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun soruşturulması Cumhuriyet savcılığı tarafından doğrudan başlatılır.

Mağdurun şikayetçi olmaması ya da şikayetini geri çekmesi de suçun soruşturup kovuşturulmasını engellemez. 

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçuna konu olay ve bunun faili, herkes tarafından ihbar edilebilir. Ayrıca bu suç şikayete bağlı olmadığı için dava zamanaşımı süresi içinde her zaman ihbarda bulunulabilir. İhbarlar Cumhuriyet savcılığına veya kolluğa yazılı ya da sözlü olarak yapılabilir.

Gözaltı

Gözaltı, suç şüphesi ile yakalanan kişilerin mahkeme huzuruna çıkartılmasına veya serbest bırakılmasına kadar geçen süre içinde Cumhuriyet savcısının emriyle geçici olarak alıkonmasıdır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda gözaltı kararının verilmesi mümkündür. Gözaltına alma nedenleri şunlardır:

  • Gözaltı tedbirinin soruşturma için zorunlu olması
  • Şüphelinin suç işlediğini gösteren somut delillerin bulunması

Gözaltı süresi, yakalama anından itibaren en fazla 24 saattir. Yakalama yerinden en yakın hakimliğe veya mahkemeye götürme süresi ise en fazla 12 saattir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun toplu olarak işlenmesi halinde gözaltı süresi en fazla 3 gün süreyle uzatılabilir.

Gözaltına alma ya da gözaltının uzatılması kararına itiraz edilebilir. Bu çerçevede gözaltına alınan kişi, avukatı, kanuni temsilcisi, eşi veya 1. ya da 2. derece kan hısımlarının gözaltına ya da gözaltının uzatılması kararına itiraz etmesi mümkündür. İtirazlar sulh ceza hakimliğine yapılır. 

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, soruşturma konusu olay hakkındaki gerçeklerin ortaya çıkartılması için kanıtların bulunup ortaya çıkartılmasıdır. Soruşturma aşamasında deliller Cumhuriyet savcısının denetiminde ve gözetiminde toplanır. Ayrıca ceza yargılaması aşamasında da delillerin toplanması mümkündür.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya alenen aşağılama suçu soruşturmasında Cumhuriyet savcısı, gerçeğin ulaşmak için şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplar. Ayrıca şüpheli olan kişi de kendi lehine olan delillerin toplanmasını savcılıktan isteyebilir. Delillerin toplanması sonucunda suçun oluştuğuna kanaat getirilmesi halinde ise Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek kamu davası açar. 

Hukuka aykırı delil, kanunlardaki düzenlemelere aykırı şekilde delillerin toplanması durumunda söz konusu olur. Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller ise yargılamada hiçbir şekilde dikkate alınamaz ve olayları ispatlamak için kullanılamaz. 

İfade ve Sorgu

İfade, soruşturma konusu olayla ilgili olarak kolluk görevlilerin ya da Cumhuriyet savcısının şüpheliyi dinlemesidir. Sorgu ise şüpheli veya sanığın hakim ya da mahkeme huzurunda soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesidir.

İfadeye veya sorguya başlamadan önce ilk olarak aşağıdaki işlemler usulen yapılır.

  • İfade verecek ya da sorgusu yapılacak kişinin kimlik tespiti yapılıp, kişisel ve ekonomik durumu sorulur,
  • İfadeye veya sorguya çağrılan kişiye isnat edilen suç açıklanır,
  • İfadeye veya sorguya çağrılan kişinin avukat tutma hakkının bulunduğu hatırlatılır,
  • İfadeye veya sorguya çağrılan kişinin kendisine isnat edilen suçla ilgili açıklama yapmama (susma) hakkının olduğu hatırlatılır,
  • İfadeye veya sorguya çağrılan kişinin delil gösterme ve bu delillerin toplanmasını isteme hakkının olduğu hatırlatılır.

İfade veya sorguda şüpheli ya da sanığın açıklamalarının özgür irade beyanına dayanması gerekir. Bu kapsamda şüpheli ya da sanığın iradesini etkileyebilecek şekilde kötü davranılması, fiziksel ya da psikolojik baskıda bulunulması yasaklanmıştır. Aksi şekilde yapılan irade açıklamaları hukuka aykırı delil olmakta ve yargılamada dikkate alınmamaktadır. 

İfade ve sorguda şüpheli veya sanık, kendisine yükletilen suçla ilgili olarak ilk açıklamalarını yapmakta ve bunlar savunmaya esas teşkil etmektedir. Bununla birlikte ifade ve sorgudaki beyanların yargılama aşamasında aleyhe kullanılması da mümkündür. Dolayısıyla ifadeye veya sorguya çağrılan kişilerin ileride mağduriyet yaşamamaları için uzman ceza avukatlarına danışmalarında büyük yarar vardır.

Uzlaşma

Uzlaşma, fail ile mağdurun uzlaştırmacı tarafından anlaştırılarak ceza davasının ertelenmesi veya tamamen kaldırılmasıdır. Uzlaşmanın her suç tipinde uygulanması mümkün değildir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu ise uzlaşmaya tabi suç değildir. Bu nedenle halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda uzlaşma hükümleri uygulanmaz. 

Adli Kontrol

Adli kontrol, tutuklama nedeninin bulunduğu hallerde, şüpheli veya sanığın tutuklanması yerine bazı yükümlülüklere uyması şartıyla serbest bırakılmasıdır.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda en fazla 2 yıl süreyle adli kontrol kararının verilmesi mümkündür. Adli kontrol kararı ile şüpheli veya sanığa getirilebilecek yükümlülükler şunlardır:

  • Yurt dışına çıkış yasağı,
  • Konutundan ayrılma yasağı,
  • Belirli bir yerleşim yerinden ayrılamamak,
  • Belirlenen yer ya da bölgelere gidememek,
  • Hakimin belirlediği yerlere belirtilen süreler içinde düzenli başvurmak,
  • Hakimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde mesleki uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak,
  • Her türlü araçları ve bunlardan bazılarını kullanamamak, gerekirse sürücü belgesini teslim etmek, 
  • Belli bir güvence miktarını yatırmak,
  • Silah bulundurmamak, taşıyamamak, gerekirse silahını adli emanete teslim etmek,

Adli kontrol kararına karşı itirazlar, kararın yüze karşı okunmasından ya da tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılabilir. Adli kontrol kararına soruşturma aşamasında itiraz, kararı veren sulh ceza hakimine, asliye ceza mahkemesine gönderilmek üzere yapılır. Şüpheli veya sanık, kanuni temsilcisi, eşi ya da avukatı, adli kontrol kararına itiraz edebilir.

Tutukluluk

Tutukluluk, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut kanıtların bulunması ve tutuklama nedeninin bulunması halinde şüpheli veya sanığın, hakim ya da mahkeme kararı ile özgürlüğünden geçici olarak alıkonulmasıdır.

Tutuklama kararının verilebilmesinin şartları şunlardır:

  • Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller bulunmalı,
  • Tutuklama nedeni bulunmalı (kaçma, saklanma, delilleri karartma gibi),
  • Tutuklama tedbiri ölçülü olmalıdır.

Halkın bir kesimini farklılığına dayanarak alenen aşağılama suçu ile halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçunda üst sınır 1 yıl olduğu için tutuklama kararının verilmesi mümkün değildir.  

Halkın bir kesimini, diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kişilere verilebilecek tutukluluk süresi; soruşturma evresinde en fazla 6 ay, ceza yargılaması evresinde ise en çok 1 yıldır fakat zorunlu hallerde 6 ay uzatılabilir.  

Tutukluluk kararına karşı itiraz edilmesi mümkündür. Tutukluluğa itiraz, şüpheli veya sanığın tutuklandığı günden itibaren 7 gün içinde yapılabilir. İtirazı tutuklanan kişi, avukatı, kanuni temsilcileri ya da tutuklunun eşi yapabilir. 

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK),
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK),
  • İddianamenin Düzenlenmesi.

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

İhbar ya da şikayete konu olan fiilin suç teşkil etmediğinin herhangi bir araştırma yapmaksızın net olarak anlaşıldığı hallerde ya da soyut veya genel nitelikte ihbarda veya şikayette bulunulması durumunda soruşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

Soruşturmaya yer olmadığı kararı verilirse ihbar edilen kişiye şüpheli sıfatı verilmez ve hakkında soruşturma işlemleri başlatılmaz.

Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı itirazlar, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılır.  

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, Cumhuriyet savcısının yürüttüğü soruşturma sonucunda kamu davası açılması için yeterli kanıtların bulunmaması ya da kovuşturmanın açılma olanağının olmaması halinde verilen karardır.

Cumhuriyet savcısının vermiş olduğu kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı suçtan zarar gören kimseler, kararın kendilerine tebliğinden itibaren 15 gün içinde itiraz edebilir. İtiraz KYOK kararını veren Cumhuriyet savcısının görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılır. İtiraz kabul edilirse Cumhuriyet savcısı iddianameyi düzenleyip kamu davası açar. 

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçundan Cumhuriyet savcısının başlattığı soruşturma sonucunda eldeki delillere göre şüphelinin ceza alacağı kanaatine varması halinde söz konusu olur. Düzenlenen iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde ise kamu davası açılır, soruşturma evresi sonlanıp kovuşturma evresi başlar.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunun Savunması

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun savunması, Cumhuriyet savcısının şüpheli veya sanık aleyhine olan iddialarını çürütmek için yapılmaktadır. Ceza yargılamasında savunmalar, delillerin tartışıldığı aşamada sözlü veya yazılı olarak, bizzat ya da avukat vasıtasıyla yapılabilir. Bu çerçevede halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda savunma yapılırken aşağıdaki hususlar ileri sürülebilir:

  • Yapılan açıklamanın eleştiri kapsamında kaldığı ve suç teşkil etmediği,
  • Söylenen sözlerin tahrik edici veya aşağılayıcı niteliği bulunmadığı ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı,
  • Açıklamanın kamu güvenliği bakımından yakın ya da açık tehlike oluşturmadığı,
  • Aleniyet unsurunun bulunmadığı,
  • Usule aykırı işlemlerin yapıldığı,
  • Delillerin suçu ispatlamaya yetmediği,
  • Hukuka aykırı delillerin bulunduğu ve bunların karara esas alınmaması gerektiği,
  • Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği,
  • Suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiği,
  • Cezayı indiren ya da tamamen kaldıran nedenlerin bulunduğu,
  • Şahsi cezasızlık nedenlerinin bulunduğu, ileri sürülebilir.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda savunmalar yukarıda belirtilen örnekler doğrultusunda yapılabilir. Bununla birlikte her somut olaya özel farklı savunmalar da yapılarak yargılanan kişi aleyhindeki iddialar çürütülebilir. Ayrıca ceza yargılamasında savunmanın etkili ve doğru olarak yapılması için uzman ceza avukatlarından hukuki yardım almak daha sağlıklı olacaktır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda ceza yargılaması aşaması, Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi ile başlar. Dolayısıyla iddianamenin kabul edilmesi ile soruşturma aşaması sonlanır, kovuşturma aşamasına geçilir. 

Kovuşturma aşaması, iddianamenin kabulü ile başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar geçen süreçtir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda kovuşturma aşamaları şunlardır:

  • Duruşma hazırlığı,
  • Duruşma,
  • Delillerin tartışılması ve karar,
  • Kanun yolları.

Duruşma Hazırlığı

Duruşma hazırlığı evresi, iddianamenin mahkemece kabulünden başlayıp duruşmanın yapılmasına kadar geçen süreçtir. Duruşma hazırlığı evresinde duruşmanın yapılması için gerekli hazırlıklar yapılır. Bu çerçevede duruşmada kimlerin dinlenileceği, hangi delillerin tartışılacağı ve duruşma süreci hakkında gerekli hazırlıklar yapılır. Ayrıca duruşmada dinlenecek olan kişiler çağrı kağıdı çağrılır, gelmemeleri halinde zorla getirileceği belirtilir.  

Duruşma

Duruşma evresi, duruşma hazırlığı evresinde belirlenen günde gerçeklerin araştırıldığı ve son sözün sanığa verildiği kovuşturma aşamasıdır. Duruşmada ilk olarak çağrı kağıdı ile çağrılan kişilerin duruşmada hazır bulunup bulunmadığı tespit edilir. Hakim veya mahkeme başkanı, iddianamenin kabul edildiğini belirterek duruşmanın başladığını açıklar. Taraflara söz verilerek iddianame hakkında açıklamaları dinlenir.   

Delillerin Tartışılması ve Karar

Delillerin tartışılması ve karar evresi, davaya konu olan olay hakkında toplanan delillerin değerlendirilip tartışıldığı ve hükmün verildiği aşamadır. Delillerin tartışılmasından sonra Cumhuriyet savcısı davanın esası hakkında mütalaa verir. Mütalaaya karşı olarak ise sanık ve müdafi savunmasını yapar. Ayrıca savunma için süre istenebilir. Mütalaaya ilişkin savunmalar yapıldıktan sonra ise son söz sanığa verilir ve duruşmanın sona erdiği açıklanarak karar verilir.   

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Zamanaşımı

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda ceza zamanaşımı süresi ise 10 yıldır. 

Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren hesaplanmaktadır. Ceza zamanaşımı süresi ise ceza yargılaması sonucunda verilen hükmün kesinleştiği ya da hükmün infazının herhangi bir sebeple kesintiye uğradığı tarihten itibaren hesaplanır.

Dava zamanaşımı süresinin geçmesi halinde halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu nedeniyle ceza davası açılamaz, açılmış olan dava varsa düşme kararı verilir. Ceza zamanaşımı süresinin geçmesi durumunda ise halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan dolayı verilen mahkumiyet hükmü infaz edilemez.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat, 
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Adli para cezasına çevirme,
  • Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB),
  • Cezanın ertelenmesi,
  • Davanın düşmesi.

Beraat

Beraat, ceza yargılaması sonucunda sanığın suçsuz olduğuna mahkemenin kanaat getirmesi halinde verilen karardır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda aşağıdaki hallerden birinin söz konusu olması halinde beraat kararı verilir.

  • Fiilin kanunlarda suç olarak tanımlanmaması,
  • Sanığın suçu işlemediğinin sabit olması,
  • Suçta failin kastının ya da taksirinin olmaması,
  • Suçu sanığın işlemesine rağmen, hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
  • Yüklenen suçu sanığın işlediğinin sabit olmaması, halinde beraat kararı verilir. 

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, davranışın suç olmasına rağmen sanığa ceza verilmesinin mümkün olmaması halinde verilir. Bu çerçevede ceza verilmesine yer olmadığı kararı, failin kusurunun olmadığı ya da ceza verilmesine engel olan nedenlerin bulunduğu hallerde söz konusu olur.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya alenen aşağılama suçunun işlenmesine rağmen; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, kusuru kaldıran hataya düşülmesi gibi haller bulunuyorsa ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir. 

Mahkumiyet

Mahkumiyet kararı, sanığın hakkında isnat edilen suçu işlediğinin mahkeme tarafından sabit bulunması halinde verilir. Dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçun işlediğinin mahkemenin tespit etmesi halinde halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan mahkumiyet kararı verilmektedir. 

Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezasına çevirme, kasten işlenen suçlarda verilen 1 yıl ve daha az hapis cezasının para cezasına çevrilmesidir. Hapis cezası olarak verilen her gün en az 20 TL, en fazla ise 100 TL’ye çevrilir. Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinde gerekli olan şartlar şunlardır:

  • Kasten işlenen suçlarda hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya daha az olmalıdır.
  • Hükmedilen hapis cezası 30 gün veya daha az ise zorunlu olarak para cezasına çevrilir.
  • Suçlunun kişiliği, ekonomik durumu, davranışları ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre hakimde kanaat oluşmalıdır. 
  • Tekerrüre tabi suç olmamalıdır. 

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçundan verilecek hapis cezasının 1 yıl veya daha az olması halinde hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, ceza yargılamasında sanığa verilen mahkumiyet hükmünün açıklanmamasıdır. Bu kapsamda HAGB kararı, sanığa verilen cezanın 2 yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması halinde verilebilir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda da HAGB kararının verilmesi mümkündür. 

HAGB kararının verilebilmesi için gerekli olan şartlar şunlardır:

  • 2 yıl veya daha süreli hapis cezası ya da adli para cezasına karar verilmelidir,
  • Sanığın daha önce kasten işlenen bir suçtan mahkum olmaması,
  • Sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tavır ve davranışlarının dikkate alınarak tekrar suç işlemeyeceği yönünde mahkemede kanaat oluşmalıdır,
  • Suçun işlenmesi ile mağdurun ya da kamunun uğradığı zarar tamamen giderilmelidir,
  • Sanığın HAGB kararını kabul etmelidir.

HAGB kararının verilmesi durumunda sanık 5 yıl süreyle denetime tabi tutulur. Ayrıca mahkeme bu denetim süresi içerisinde sanığa bazı yükümlülükler de yükleyebilir. Denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenirse ya da mahkemenin belirlediği yükümlülüklere uyulmazsa geri bırakılan hüküm açıklanır. Denetim süresi içinde kasten bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uyulursa hüküm açıklanmaz, davanın düşmesine karar verilir. 

DİKKAT: Anayasa Mahkemesi’nin 01.06.2023 tarihli ve E: 2022/120, K: 2023/107 sayılı kararı ile HAGB düzenlemesi iptal edilmiştir. Fakat iptal kararı 01.08.2024 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir. 

Cezanın Ertelenmesi 

Cezanın ertelenmesi, ceza davasında mahkemenin verdiği 2 yıl ve daha az hapis cezasının bazı koşullara göre ertelenmesidir. Cezanın ertelenmesi ile sanığa verilen hapis cezası cezaevinde infaz edilmez, mahkemenin denetimi altında cezaevi dışında cezanın infazı sağlanır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda hükmedilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az olması halinde cezanın ertelenmesine karar verilebilir.  

Cezanın ertelenmesi için aranan şartlar şunlardır:

  • Hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya daha az olmalıdır.
  • Daha önce kasten işlenen bir suç nedeniyle 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum olmamak gerekir.
  • Ceza yargılaması aşamasında sanığın pişmanlık göstermesi ve tekrar suç işlemeyeceği yönünde mahkemede kanaat oluşmalıdır.
  • Hapis cezasının ertelenmesi, uğranılan zararın giderilmesi şartına bağlanabilir. 

Cezanın ertelenmesi halinde hapis cezası 1-3 yıl arasında ertelenir. Fakat bu ertelemenin alt sınırı mahkumiyet süresinden daha az olamaz. Hapis cezasının ertelendiği süre içinde kasten bir suç işlenirse ya da mahkemenin belirlediği yükümlülüklere aykırı davranılırsa ertelenen ceza kısmen veya tamamen çektirilir. Erteleme süresi içinde yükümlülüklere uyulursa ve iyi halli olarak geçirilirse hapis cezası infaz edilmiş sayılır. 

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi kararı, TCK’da düzenlenen düşme nedenlerinden birinin bulunması ya da soruşturma veya kovuşturma olanağının olmaması halinde verilir.

Davanın düşmesi; sanığın ölümü, genel af, dava zamanaşımı gibi hallerde söz konusu olur ve bu durumda davanın düşmesine karar verilir. Bununla birlikte muhakeme şartlarının (izin, şikayet, gaiplik, akıl hastalığı gibi) gerçekleşmemesi nedeniyle soruşturma ve kovuşturma olanağının bulunmaması durumunda da düşme kararı verilmektedir.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf ve temyiz kanun yollarına gidilebilir.

İstinaf başvurusu, ilk derece mahkemesinin kararının yüze karşı okunmasından ya da tebliği edildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde yapılabilir. İstinaf incelemesini bölge adliye mahkemesi yapar. Bu kapsamda istinaf dilekçesi, kararı veren ilk derece mahkemesine verilir. Mahkeme dosyayı dilekçe ile birlikte bölge adliye mahkemesine gönderir.

Temyiz başvurusu, bölge adliye mahkemesinin bozma dışındaki kararları için başvurulabilen olağan kanun yoludur. Temyiz makamı Yargıtay’dır. Temyiz başvurusu, hükmün açıklanmasından itibaren 15 gün içinde yapılır. CMK 286/3 hükmüne göre ise halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçundan verilen bölge adliye mahkemesi kararları Yargıtay’a temyiz edilebilir. 

Sonuç

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, son zamanlarda sıkça gündeme gelen suçlardan biridir. Özellikle sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımların şikayet edilmesi ile kişiler hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan soruşturma yürütülebilmektedir. Bu soruşturmalarda yapılacak savunmanın etkili ve doğru şekilde hazırlanması için uzman ceza avukatlarından hukuki yardım almakta fayda vardır.

Telefonla Sor