İftira Suçu ve Cezası
İftira suçu, Türk Ceza Kanunu’nda Adliyeye Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenen suç tiplerindendir. İftira suçunun temel halinde 4 yıla kadar mahkûmiyet söz konusu olabilirken nitelikli hallerinin meydana gelmesi durumunda bu cezada artış olmaktadır. Bu suç tipi düzenlemesi ile kamu güveni, adliye düzeni ve bireysel menfaatler korunmaya çalışılmıştır.
İçindekiler
İftira Suçu Nedir?
İftira suçu; bir kişinin suç işlemediğinin bilinmesine rağmen, kişi hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılması ya da idari yaptırım uygulatmak amacıyla kişiye hukuka aykırı fiil isnat etmektir. Bu isnat, yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın yayın yoluyla gerçekleşebilir. İftira suçu Türk Ceza Kanunu madde 267’de düzenlenmektedir.
TCK 267:
‘’Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.“
İftira Suçu Nasıl Oluşur?
İftira suçu; bir kişinin başka bir kişi hakkında haksız yere soruşturma, kovuşturma başlatılmasını veya idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için hukuka aykırı şekilde fiil isnat etmesi suretiyle oluşur.
İftira suçu yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak yahut basın yayın yoluyla işlenebilmektedir.
İftira Suçunun Yetkili Makamlara İhbar veya Şikâyette Bulunarak İşlenmesi
İftira suçunun oluşabilmesi için işlenmediği bilinen suç hakkında yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunulması gerekir. Bu ihbar veya şikâyet sonucunda, esasen suç işlemeyen mağdur hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılmalı ya da hakkında idari yaptırım uygulanmış olmalıdır.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, sanık tarafından yetkili makamlara bir suça ilişkin şikayet dilekçesi verilmiştir. Dilekçenin veriliş tarihi ve şekli incelendiğinde, sanığın mağdur hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılması amacı olmadığı tespit edilmiştir. Bu itibarla, iftira suçunun meydana gelmediğine karar verilmiştir. (Yargıtay 9. CD. 2014/2502 E. 2014/9528 K.)
Yapılan şikâyet ve ihbarlarda belirli bir kişinin adı verilmezse burada da soruşturma veya kovuşturma amacı bulunmadığından iftira suçu oluşmayacaktır. Suçun meydana gelebilmesi için belirli bir kişiye karşı işlemediği bir suç hakkında isnatta bulunmak gerekmektedir. Bulunulan isnadın da hukuka aykırılık teşkil etmesi gerekmektedir.
Yargıtayın veriş olduğu başka bir karada, suç isnadında bulunulan kişinin adının açıkça belirtilmesine gerek olmayıp yapılacak olan bir araştırma ile kimliğinin belirlenebilir olması yeterli olduğu belirtilmiştir. (Yargıtay 8. CD. 2020/13200 E. 2021/20480 K.)
İftira Suçunun Basın Yayın Yoluyla İşlenmesi
İftira suçunun oluşumu açısından gerekli olan bir diğer fiil suçun basın yayın yoluyla işlenmesidir. Herhangi bir elektronik ortam, TV, internet yahut gazete yolu ile bir kişi hakkında hukuka aykırı bir fiil isnat edilir ve yetkili makamlar bunu öğrendiği anda suç meydana gelmiş olur.
TCK m.267/9 uyarınca basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur ve ilan masrafı, hükümlüden tahsil edilir.
Gerçekte var olmayan bir suçun yaratılması ancak bu suçun belirli bir kişiye isnat edilmemesi halinde ise suç uydurma suçu gündeme gelmektedir.
Örneğin, “Mahallede bir kadın öldürüldü” şeklindeki bir beyan gerçek dışı ise burada suç uydurma suçu oluşmaktadır. “Mahallede bir kadın Ali tarafından öldürüldü” beyanı ise gerçek dışı olması halinde istifa suçunu meydana getirmektedir.
İftira Suçunun Cezası
İftira suçunun temel halinin cezası 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.
Kanuni sınırlar dahilinde verilecek olan kesin cezanın miktarı hakim tarafından takdir edilmektedir. Hakim, suçun işleniş şekli, işlendiği yer ve zaman, fail ve mağdurun nitelikleri gibi özellikleri göz önünde bulundurmak suretiyle bir cezaya hükmetmektedir.
İftira Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları
İftira suçunun cezayı artıran nitelikli halleri; suçun işleniş şekli, suç sebebiyle ortaya çıkan zararların büyüklüğü gibi sebeplerle faile verilecek cezayı ağırlaştıran hallerdir. Bu haller, Türk Ceza Kanunu 267/2 vd. hükümlerinde açıklanmaktadır.
TCK 267/2:
“Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.”
TCK 267/3:
“Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
TCK 267/4
“Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.”
TCK 267/5:
“Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; hükmolunur.”
TCK 267/6:
“Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.”
Fiilin Maddi Eser ve Delillerinin Uydurulmasıyla İşlenmesi Nitelikli Hali
İftira suçuna ilişkin fiillerin, maddi eser ve delillerin uydurulması suretiyle işlenmesi hali suçun nitelikli hallerinden biridir. Fiilin maddi eser ve delillerinin uydurma suretiyle işlenmesi halinde verilecek olan ceza yarı oranında artırılacaktır.
Bu nitelikli hale örnek olarak; suçun oluşmasında kullanılan silaha parmak izi bıraktırmak, olay yerine kan bulaştırmak, saç teli koymak gibi maddi delil oluşturacak haller verilebilir.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, sanığın çalıştığı iş yerine gelen polislere sanığın kendisine ait olan uyuşturucu maddelerin başkasına ait olduğunu söylemesi halinde bu nitelikli hal meydana geldiğine hükmedilmiştir. (Yargıtay 16. CD. 2013/1881 E. 2014/9146 K.)
Mağdur Hakkında Tutuklama ve Gözaltı Dışında Başka Bir Koruma Tedbirine Başvurulması Nitelikli Hali
İftira suçu sebebiyle, mağdur hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ve aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa nitelikli hal meydana gelir. Bu ihtimalde, faile verilecek ceza yarı oranında artırılır.
İftira suçunda bu nitelikli halin meydana gelebilmesi için tutuklama ve gözaltı dışında başka bir koruma tedbirinin uygulanmış olması gerekir. Tutuklama ve gözaltı dışındaki diğer koruma tedbirleri; adli kontrol kararı, yakalama, arama, iletişimin denetlenmesi veya el koyma, izleme olabilecektir.
Nitelikli halin uygulanabilmesi için mağdur hakkında sadece bu koruma tedbirlerin verilmesi yeterli değildir, ayrıca iftira suçunun mağduru hakkında beraat veya KYOK kararı verilmiş olmalı ve verilen bu kararların kesinleşmiş olması gerekmektedir.
Mağdurun Tutuklanması veya Gözaltına Alınması Nitelikli Hali
İftira suçuna ilişkin fiiller sonucunda, mağdurun gözaltına alınması yahut tutuklanması halinde nitelikli hal uygulanmaktadır. Nitelikli halin uygulanabilmesi için mağdurun söz konusu suçu işlemediğine dair beraat yahut kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması gerekir.
Mevzubahis nitelikli halde iftira eden kişi, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolaylı fail olarak sorumlu tutulur, iftira suçu cezasında artırıma gidilmez.
Mağdur Hakkında Ağırlaştırılmış Müebbet veya Müebbet Hapis Cezası Hükmedilmesi Nitelikli Hali
İftira suçuyla ilişkili olarak, mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûm edilmesi halinde, verilecek cezada artırıma gidilecek nitelikli hal meydana gelecektir. Bu halde fail hakkında 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
İftira suçu kapsamında bu nitelikli halin meydana gelmesi için mağdur hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına hükmedilmiş ve kararın kesinleşmiş olması gerekir. Ancak, hükmedilen cezanın infazına başlanmamış olması gerekmektedir. Cezanın infazına başlanması halinde, bir başka nitelikli hal söz konusu olmaktadır.
Mağdurun Mahkûm Edildiği Hapis Cezasının İnfazına Başlanması Nitelikli Hali
İftira suçunda, mağdur hakkında hükmedilen hapis cezasının infazına başlanmış olması hali, verilecek cezayı artıran nitelikli hallerdendir. Mevzubahis suçta, hapis cezasının infazına başlanması durumunda faile verilecek olan ceza yarı oranında artırılır.
Mevzubahis bu nitelikli halin meydana gelmesi için cezanın infazına başlanması gerekmektedir. Bu durumda üstteki nitelikli halden dolayı verilen ceza yarı oranında artırılacaktır. Hapis cezasının infazı 1 saatten az dahi uygulanmış olsa bu nitelikli hal meydana gelecektir.
İftira Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, failin gerçekleştirmiş olduğu eylemler sonucunda ortaya çıkan neticeden pişmanlık duyması, ortaya çıkan zararı gidermeye çalışması, bu yönde çabasının bulunmasıdır. Etkin pişmanlığın varlığı halinde verilecek cezada indirime gidilir yahut faile ceza verilmeyebilir.
İftira suçundan dolayı etkin pişmanlık hükümlerine ilişkin olarak TCK m. 269’da özel bir düzenleme getirilmiştir.
TCK 269:
“(1) İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idari soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi halinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
(2) Mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce iftiradan dönme halinde, iftira suçundan dolayı verilecek cezanın dörtte üçü indirilir.
(3) Etkin pişmanlığın;
a) Mağdur hakkında hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi,
b) Mağdurun mahkûmiyetinden sonra gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın yarısı,
c) Hükmolunan cezanın infazına başlanması halinde, verilecek cezanın üçte biri, İndirilebilir.
(4) İftiranın konusunu oluşturan münhasıran idari yaptırım uygulanmasını gerektiren fiil dolayısıyla;
a) İdari yaptırıma karar verilmeden önce etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın yarısı,
b) İdari yaptırım uygulandıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın üçte biri, indirilebilir.
(5) Basın ve yayın yoluyla yapılan iftiradan dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabilmesi için, bunun aynı yöntemle yayınlanması gerekir.”
Yargıtay’a konu olayda, polis memurlarınca üzerinde 0,35 gr eroin maddesi elde edilen sanık, kimliğini kardeşi olarak beyan etmiş, aynı tarihte saat 20:16’da verdiği ifadede: “araması olduğundan korkuyla polislere kardeşinin ismini ve kimlik bilgilerini söylediğini beyan edip gerçek adının … olduğunu kabul etmiş, pişmanlığını açıklamıştır. Yargıtay, soruşturma sırasında iftirasından dönen sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmasına karar vermiştir. (Yargıtay 9. CD., 2013/16737 E., 201 4/609 K.)
İftira Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima
Teşebbüs, suçun işlenmeye başlanması ancak istem dışı nedenlerle suçun tamamlanamaması durumudur. Teşebbüs söz konusu olduğunda, faile verilecek olan cezada bir miktar indirim söz konusu olacaktır. İftira suçunda icra hareketleri kısımlara bölünebildiği takdirde teşebbüs mümkün olabilir.
Örneğin iftira suçuna ilişkin ihbar edilmek üzere yetkili makamlara teslim edilmek üzere birine verilen yazılı kağıt elde olmayan nedenlerle teslim edilemezse iftira suçu teşebbüs aşamasında kalacaktır.
İştirak, suçun tek bir kişi tarafından işlenebilirken birden fazla kişi ile işbirliği halinde yardımlaşarak işlenmesidir. İştirak halinde, suçun kanuni tanımındaki fiili işleyen herkes müşterek fail olarak nitelendirilecektir. İftira suçuna yardım eden veya iftira suçuna azmettiren kişi de fail gibi cezalandırılacaktır.
İçtima, tek bir fiille birden fazla suçun oluşumuna sebebiyet vermek yahut tek fiille aynı suçun birden fazla kişiye karşı işlenmesidir.
İftira suçunun oluşumuna neden olan fiil aynı zamanda başka bir suçun da meydana gelmesine neden olursa içtima hükümleri uygulanacak ve ayrı ayrı ceza verilmeyerek ağırlaştırılmış tek bir ceza verilecektir.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda sanığın tek bir fiil ile iftira suçunu birden fazla kişiye karşı işlemesi durumunda aynı neviden fikri içtima hükümleri gereğince tek bir ağırlaştırılmış cezaya hükmedileceğine karar verilmiştir. (Yargıtay 9. CD. 2013/11671 E. 2014/3403 K.)
İstisna olarak, iftira sonucunda mağdurun gözaltına alınması yahut tutuklanması halinde ortaya çıkan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu açısından ise fail hakkında her iki suç için ayrı ceza verilir.
İftira Suçunun Soruşturma Aşaması
İftira suçunun soruşturma aşaması, savcının suç işlendiğini öğrenmesi ile başlayıp, savcının mahkemeye sunduğu iddianamenin kabul edilmesiyle sonlanan evredir.
İftira suçunun soruşturma aşamasında gerçekleştirilebilecek işlemler aşağıdaki gibidir:
- Şikâyet-İhbar,
- Gözaltı,
- Delillerin toplanması,
- İfade ve Sorgu,
- Adli Kontrol,
- Tutukluluktur.
Şikâyet-İhbar
Şikayet, suçun mağduru tarafından savcı veya kolluğa bildirimde bulunulması iken ihbar, sadece suçun mağduru tarafından değil herkes tarafından yetkili mercilere yapılan bildirimdir.
İftira suçunun soruşturulmaya başlanması için şikayet zorunluluğu yoktur, herhangi bir kişinin yetkili makamlara ihbarda bulunması yeterli olacaktır. Şikayet ve ihbarlar, Cumhuriyet savcılıklarına ve kolluk birimlerine yapılmaktadır.
İftira suçunun şikayete tabi olmaması sebebiyle, bu suç açısından şikayetten vazgeçme yahut şikayeti geri çekme gibi hususlar mümkün olmamaktadır. Diğer bir ifade ile, yargılama süreçlerinde mağdurun şikayetinden vazgeçmesi halinde de işlemler yürütülmeye devam edecektir.
Gözaltı
Gözaltı, suç işlediği hakkında şüphe bulunan kişinin belirli süre ile adli makamların nezaretinde tutulduğu bir koruma tedbiridir. İftira suçu bakımından suçun işlendiğine dair yeterli ve somut deliller varsa savcı tarafından gözaltı kararı verilebilecektir.
İftira suçu nedeniyle gözaltına alınan şüpheli yakalanmasından itibaren en fazla 24 saat gözaltında tutulabilir. Bu süre ancak toplu işlenen suçlarda 3 gün daha uzatılabilirken bireysel olarak işlenen suçta uzatılamaz.
Şüpheli, hakkında verilen gözaltı kararına itiraz edebilir. Aynı zamanda şüphelinin eşi, avukatı, yasal temsilcisi veya ikinci dereceden kan hısımları da itiraz etme hakkına sahiptir. Bu itiraz Sulh Ceza Hakimliğine sözlü beyanla ya da bir dilekçe verilmek suretiyle yapılabilir.
Gözaltı kararı; 12 yaşından küçükler hakkında ya da 15 yaşından küçük sağır ve dilsizler hakkında verilememektedir.
Delillerin Toplanması
Delillerin toplanması aşaması, ihbar konusu fiillerin şüpheli tarafından işlenip işlenmediğini ortaya koymak için elde edilen ve incelenen bulgulardır.
İftira suçu bakımından toplanabilecek delillere tanık beyanları, kamera görüntüleri, ses kayıtları örnek olarak verilebilir. Yargılamanın tüm aşamalarında delil toplanması mümkündür. Şüphelinin kendisi veya avukatı da bu delillerin toplanmasını her aşamada savcıdan talep edebilirler.
Yargılamanın tarafsız bir şekilde ilerlemesi için hem lehe hem de aleyhe olan delillerin toplanması gerekmektedir. Ayrıca toplanacak delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi gerekir. Hukuka aykırı usullerle elde edilen deliller yargılamada ve ceza tayininde kullanılamamaktadır.
İfade ve Sorgu
İfade ve sorgu aşaması; şüphelinin suç konusu olayla ilgili beyanlarının kolluk birimleri, savcılık yahut mahkeme tarafından dinlenmesidir.
İfade alımı öncesinde şüpheli ya da sanığa bir davetiye gönderilerek ifade ya da sorguya gelmesi beklenir. Gelmediği takdirde zorla getirtileceği de bu davetiyede açıkça yazılır. Kişi gelmezse hakkında zorla yakalama kararı çıkarılacaktır.
İfade alımına, gelen kişinin kimlik tespitinin yapılması ile başlanır. Ardından kişiye isnat edilen suç açıklanır. Müdafi seçme hakkı olduğu, ekonomik durumu uygun değilse barodan avukat tayin edebileceği anlatılır. Şüphelinin her soruya cevap vermek zorunda olmadığı, susma hakkının olduğu belirtilir.
Bu aşamadaki kritik nokta şüphelinin beyanlarının özgür iradesine dayanması gerektiğidir. Bu aşamada şüpheliye kesinlikle yasak olan usuller (ilaç verme, yorma, işkence etme, zor kullanma) uygulanmamalıdır.
İfade alımı sonunda, şüpheliye bir tutanak imzalatılacaktır. Yargılama aşamasında ve ceza tayininde esas alınan en önemli delillerin başında ifade tutanakları geldiğinden, şüphelinin bu tutanakta yazanların doğruluğunu kontrol etmesi gerekmektedir. Aynı şekilde, ifade ve sorgu süreçlerinde alanında uzman bir ceza avukatından hukuki destek almak oldukça önemlidir.
Adli Kontrol
Adli kontrol kararı; tutuklama nedenlerinin varlığı halinde, şüphelinin çeşitli yükümlülüklere tabi tutularak serbest bırakılmasına hizmet eden koruma tedbiridir. Adli kontrol kararının verilebilmesi için tutuklama nedenlerinin varlığının yanında olaya ilişkin somut deliller ve kuvvetli suç şüphesinin de bulunması gerekmektedir.
Yukarıdaki nedenlerin varlığı halinde iftira suçu bakımından adli kontrol kararı verilebilir. İftira suçunda verilebilecek olan adli kontrol kararında şüpheli ya da sanığa getirilebilecek yükümlülükler; yurt dışına çıkış yasağı getirilmesi, hâkim tarafından belirlenen şekilde imza yükümlülüğü, belli bir yeri terk etmeme ya da belli bir eğitime devam etmek olabilir.
Ancak sayılan bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde şüpheli hakkında tutuklama kararı verilecektir.
Adli kontrol kararı en fazla 2 yıl olarak uygulanabilir. Bu süre bazı gerekli durumlarda 1 yıl daha uzatılabilecektir.
Adli kontrol kararına karşı itiraz, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemenin bağlı olduğu asliye ceza mahkemesine yapılır. İtirazda bulunabilecek kişiler; şüpheli, eşi, avukatı, birinci ve ikinci derece yakınlarıdır.
Tutukluluk
Tutukluluk tedbiri, belirli şartlar altında verilebilen ve şüphelinin cezaevinde kalmasına neden olan bir tedbirdir. Tutukluluk kararının verilebilmesi gerekli koşullar şunlardır:
- Şüphelinin kaçacağına dair kuvvetli bir şüphenin olması,
- Suç delillerini ortadan kaldırma ya da karartma tehlikesi bulunması,
- Şüpheli kişinin suçtan zarar görene baskı kurma ihtimalinin bulunması.
İftira suçu bakımından tutukluluk kararı en fazla 1 yıllık verilebilir. Bu süre zorunlu hallerde ve bazı şartlar altında 6 ay daha uzatılabilir.
Hakkında tutuklama kararı verilen kişi, bu karara karşı itiraz edebilir. İtiraz, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren sulh ceza hâkimliğine, şüpheli kişi, eşi, avukatı, yasal temsilcisi ya da ikinci dereceden akrabaları tarafından yapılabilir.
İftira Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar
İftira suçunda soruşturma sonucunda verilebilecek kararlar şunlardır:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
- İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar ve şikâyet konusunu oluşturan fiilin hiçbir araştıramaya gerek olmadan suç olmadığının anlaşılması veya çok genel ve soyut olması halinde verilen savcılık kararıdır. Bu gibi haller söz konusu olduğunda iftira suçunun soruşturma aşaması hiç başlamamış sayılır, dosya kapanır. İlgili kişi de şüpheli olarak adlandırılmaz.
Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. Kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
İftira suçunun soruşturma aşamasının sonunda savcı, dava açılmasını uygun görmez veya suçla ilgili yeterli delil bulamazsa kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu karara KYOK da denir. Bu durumda dosya soruşturma aşamasından sonra kapanır ve yargılamaya devam edilmez.
İftira suçu bakımından yukarıdaki niteliklerin var olması durumunda savcı tarafından KYOK kararı verilebilir.
Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.
İddianamenin Düzenlenmesi
İftira suçunun soruşturmasının sonucunda savcı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenler. Devamında, düzenlediği iddianameyi görevli ve yetkili mahkemeye sunar. İddianamenin kabul edilmesi hâlinde kamu davası açılır ve yargılama aşamasına geçilir.
İftira Suçunun Savunması
İftira suçunda şüpheli/sanık veya müdafi, durumun koşullarına göre bazı savunmalar yapmaktadırlar. Bu savunmalara örnek olarak şu hususlar verilebilir:
- Suçun oluşumu açısından ihbar veya şikayet koşulunun gerçekleşmediği,
- Hukuka aykırı bir fiil isnat edilmediği iddiası,
- Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama alanı bulacağı,
- Sadece aleyhe delillerin toplandığı iddiası,
- Suça ilişkin nitelikli halin meydana gelmediği,
- Delillerin ispat gücünün bulunmadığı,
- İfade alımında yasak usullerin uygulandığı iddiası,
- Suçun teşebbüs halinde kaldığı.
Yukarıdaki verilen örnek savunmalar somut olayın özelliklerine göre değişebilmektedir. İftira suçu bakımından somut olay dahilinde savunmanın nasıl yapılacağı konusunda alanında uzman bir ceza avukatından yardım almakta fayda olacaktır.
İftira Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
İftira suçunun ceza yargılaması aşaması, uygulamada kovuşturma evresi olarak da bilinmektedir. Ceza yargılaması aşaması savcının suç şüphesine ilişkin hazırladığı iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesinden başlayarak mahkeme tarafından bir karar verilmesine kadar geçen dava sürecini ifade etmektedir.
Ceza yargılaması aşamasında sanık savunma hakkını kendi kullanabileceği gibi avukatla da kendini temsil ettirebilir. Ayrıca bu aşamada tanık dinlenebilir. Toplanan deliller incelenir.
Hakim tüm bu sürecin sonunda sanık hakkında bi ceza tayin eder.
İftira Suçunda Zamanaşımı
İftira suçunda dava zamanaşımı süresi mağdurun suçu işlemediğinin sabit olduğu tarihten itibaren 8 yıldır. Bu süre geçtikten sonra fail hakkında dava açılamayacaktır.
İftira suçunda ceza zamanaşımı ise 10 yıldır. Bu sürenin geçmesinden sonra faile verilen ceza infaz edilemeyecek, fail cezaevine girmekten kurtulmuş olacaktır.
İftira Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
İftira suçunda mahkemenin verebileceği kararlar aşağıdaki gibidir.
- Beraat,
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
- Mahkûmiyet,
- Adli para cezasına çevirme,
- HAGB,
- Cezanın Ertelenmesi,
- Davanın Düşmesi,
Beraat
Beraat, mahkeme tarafından yapılan yargılamanın sonunda sanığın aklanarak suç işlemediğinin kesin olmasıdır. Beraat kararı, suçun sanık tarafından işlenmemesi, delil yetersizliği, suçun unsurlarının oluşmamış olması gibi sebeplerle verilebilir.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın fiilleri suç teşkil etmesine rağmen bazı sebepler ile ceza verilememesidir. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı aşağıdaki hallerde verilebilecektir.
- Sanığın suçun meydana geldiği sırada 12 yaşından küçük olması,
- Sanığın akıl hastası olması,
- Etkin pişmanlığın gerçekleşmesi,
- Suçun zorunluluk altında işlenmesi,
- Suçun konusunda hataya düşülmesi,
- Suçun cebir ya da tehditle işlenmesi.
İftira suçuna ilişkin olarak sayılan bu hallerden birinin varlığı halinde CYOK kararı verilebilir.
Mahkûmiyet
Mahkûmiyet kararı, mahkeme tarafından yapılan yargılamanın sonunda sanığın suçlu olduğuna hükmedilmesidir. İftira suçu bakımından suçun sanık tarafından işlendiği sabit olursa ve ceza verilmemesi için herhangi bir sebep yoksa mahkûmiyet kararı verilecektir.
Sanık, iftira suçu meydana gelip hükmedilen cezanın kesinleşmesinden sonraki 3 yıllık süre içerisinde tekrar suç işlenirse tekerrür hükümleri uygulanır. Tekerrür durumunda, sanık hakkında hükmedilecek cezada belli oranlarda artırıma gidilmektedir.
Sanığın adli sicili, hal ve hareketleri gibi öznel durumları göz önünde bulundurularak, hükmedilecek cezada 1/6 oranında iyi hal indirimine gidilmesi de mümkündür.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, sanığa verilen cezanın 1 yıl ve daha az süreli olması halinde verilebilen bir karardır. İftira suçunun cezası 6 ay ve 1 yıl arasında olacağından verilecek olan hapis cezası adli para cezasına hâkimin takdirine bağlı olarak çevrilebilir.
Öncelikle hapis cezasının gün olarak karşılığı bulunarak, en az 20 TL en fazla ise 100 TL olacak şekilde bir miktar ile çarpılır. Paranın miktarı failin ekonomik durumuna göre hâkim tarafından tayin edilir.
Verilen adli para cezası, taksitlere bölünmüş halde ya da tek seferde nakit olarak ödenebilir. Taksitle ödenecekse en fazla 2 yıl içerisinde ödeme yapılmalıdır. Ödenmeyen adli para cezası tekrar hapis cezasına çevrilebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanığın 4 yıllık süre zarfı boyunca denetime tabi tutulması suretiyle, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmaması durumudur. Sanık bu beş yıllık süre içinde başka bir suç işlemez ve belirlenen yükümlülüklere uyarsa ceza hiç verilmemiş sayılır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için; 2 yıldan az hapis cezasına hükmedilmiş olması, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olması ve hâkimde tekrar suç işlemeyeceği yönünde kanaat olması gerekmektedir. Bu unsurların varlığı halinde İftira suçu bakımından HAGB kararı verilebilir.
İftira suçu bakımından ancak verilen cezanın 2 yıl altında olması halinde HAGB kararı verilebilecektir.
Bu kararın verilmesine karşı itiraz yolu açıktır. İtiraz, 7 gün içinde kararı veren mahkemenin bağlı olduğu ağır ceza mahkemesine sunulan dilekçe ile yahut zabıt katibine bulunulan beyan ile yapılır.
Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi, sanık hakkında verilen cezanın hapishanede değil de dışarıda geçirilmesine imkan sağlayan bir karardır. Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, bir denetim süresi belirlenir. Bu süre, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olamaz.
Cezanın ertelenmesinin söz konusu olabilmesi için; verilen hapis cezasının 2 yıldan daha az süreli olması, sanığın bu olaydan önce 3 aydan fazla hapis cezası almamış olması ve hâkime başka bir suç işlemeyeceği yönünde bir kanaat oluşturması gerekmektedir. Sayılan gerekli koşulların varlığı halinde hayasızca hareketler suçu açısından cezanın ertelenmesi gündeme gelebilir.
Erteleme süresi içinde kişi, herhangi bir suç işlemez ve kendisine verilen denetim yükümlülüklerine uyar ise, hapis cezası infaz edilmiş sayılır. Erteleme sonucunda verilen mahkûmiyet kararı, kişinin adli sicil kaydında görünür.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, bazı nedenler sonucunda davanın esası hakkında karar verilememesi yani kovuşturma aşamasının sona ermesidir. Davanın düşmesine neden olabilecek hâller kanunda düzenlenmiştir. Bu haller; genel af, sanığın ölümü ve dava zamanaşımı gibi hallerdir. İftira suçu bakımından bu hallerin var olması halinde hakim tarafından davanın düşmesi kararı verilebilir.
İftira Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
İftira suçu bakımından Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın yanlış, eksik ya da hukuka aykırı olduğunu düşünen taraf bunu üst mahkemelere taşıyarak kararın düzeltilmesini, denetlenmesini isteme hakkına sahiptir.
İstinafa başvurmak isteyen taraf kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde başvurusunu yapmalıdır. İstinafa başvuru, kararı veren mahkemeye bir dilekçe verilerek yapılmaktadır. Belirtilen sürenin geçirilmesi halinde istinafa başvuru hakkı ortadan kalkacaktır.
Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği karardan da memnun olmayan taraf son olarak temyiz başvurusu yapabilirler. Temyiz başvurusu, kararının tebliğinden itibaren 15 gün içinde hükmü veren İstinaf mahkemesi ceza dairesine dilekçe vererek yapılır. Temyiz başvurusunu Yargıtay inceler ve dosya hakkında kesin bir karara hükmeder.
Ancak temyiz kanun yoluna başvuru her durumda mümkün değildir. 5 yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlara ilişkin istinaf mahkemesinin bozma kararları temyiz kanun yoluna gidilmeyecek hususlardan sayılmıştır. On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları hakkında da temyiz başvuru yapılamayacaktır.
Sonuç
İftira suçu, kanuni düzenlemede çok ayrıntılı ve teknik detayların yoğun olduğu şekilde düzenlenmiştir. İftira suçunun temel halinin cezası ile cezayı artıran nitelikli halinin arasında çok fazla fark vardır. Suçta etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir yani ceza tamamen ortadan kaldırılabileceği gibi indirim de söz konusu olabilir. Bu anlamda cezayı oluşturan niteliklerin iyi analiz edilmesi gerekir. Suça ilişkin savunmanın etkin şekilde yapılması ve hak kaybı yaşamamak adına alanında uzman ceza avukatından destek alınması önerilir.