Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu ve Cezası

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu ve Cezası

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu ve cezası, kişilerin kendi aralarında yaptığı konuşmaların rızaları olmadan bir aletle veya cihazla kaydedilmesidir. Bu suçu işleyen kişilere 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Hakkında kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan soruşturma ve kovuşturma başlatılan kişilerin dikkat etmesi gereken pek çok husus bulunmaktadır.

İçindekiler

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu Nedir?

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, iki veya daha fazla kişinin başkalarının duymayacağı inancıyla yaptıkları konuşmaların, tarafların rızası olmaksızın bir cihaz veya aletle dinlenmesi, kaydedilmesi ya da bu kayıtların hukuka aykırı şekilde ifşa edilmesidir.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu Türk Ceza Kanunu’nun 133. maddesinde düzenlenmiştir.

TCK 133:

“(1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. 

(3) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 4000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu Nasıl Oluşur?

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu; konuşmaları bir aletle dinleme veya ses kayıt cihazıyla kaydetme, söyleşiyi ses kayıt cihazıyla kaydetme veya  kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesiyle oluşur. 

Kişiler Arasındaki Aleni Olmayan Konuşmaların Bir Aletle Dinlenmesi ya da Ses Kayıt Cihazıyla Kaydedilmesi 

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, başkaların aleni olmayan konuşmalarının bir aletle dinlenmesi ya da ses kayıt cihazıyla kaydedilmesi ile oluşur. 

Bu suçun oluşabilmesi için dinlemenin bir alet vasıtasıyla gerçekleştirilmesi gerekir. Dolayısıyla örneğin, dudak okuma yöntemiyle konuşulan şeylerin öğrenilmesi ya da bir alet kullanmadan çıplak kulakla dinlenilmesi halinde de bu suç meydana gelmez. Fakat bu hallerde şartları bulunuyorsa özel hayatın gizliliğini ihlal veya kişisel verileri ele geçirme suçları oluşabilmektedir.  

Kişiler arasındaki dinlemeyi sağlayacak her türlü teknik aletin kullanılması bu suçun oluşması bakımından yeterli kabul edilir. Dolayısıyla konuşmanın ses alanı dışında failin anlayabileceği özelliğe getiren her türlü teknik cihaz alet olarak değerlendirilir. 

Bu kapsamda örneğin; steteskop, mini vericiler, mikrofon kullanarak ya da mağdurun bilgisayarına veya telefonuna casus yazılım yükleyerek dinleme aygıtına dönüştürülmesiyle konuşmaların dinlenmesiyle bu suç oluşabilmektedir.

Ses kayıt cihazıyla kaydetme ise konuşmayı tekrar dinlenebilir kılan aletler üzerine seslerin sabitlenmesidir. Örneğin konuşmanın flash bellek, CD, kaset, ses bandı veya sabit diske kaydedilmesi ile kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu işlenebilir. 

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun oluşabilmesi için aleni olmayan konuşmaların tarafların herhangi birinin rızası olmadan dinlenmiş veya kaydedilmiş olması gerekir. Dolayısıyla konuşan kişilerin hepsinin açık veya örtülü şekilde konuşulanların kaydedilmesine veya dinlenilmesine rızası bulunuyorsa bu suç gerçekleşmeyecektir. 

Örneğin, konuşanların konuşmaya katılmayan bir kişinin ses kayıt cihazıyla konuşmayı kaydettiğini görmelerine rağmen konuşmaya devam etmeleri halinde örtülü şekilde rızanın verildiği kabul edilmektedir.

Aleni Olmayan Söyleşinin Ses Kayıt Cihazı ile Kaydedilmesi

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, aleni olmayan söyleşinin ses kayıt cihazı ile kaydedilmesi halinde de oluşmaktadır. Suçun bu şekilde oluşabilmesi için failin aleni olmayan söyleşiye katılması gerekir. Söyleşiye katılmayan kişilerin yapılan söyleşiyi bir aletle dinlemesi veya ses kayıt cihazı ile kaydetmesi halinde yukarıda belirtilen suç tipi oluşmaktadır. 

Aleni olmayan söyleşinin ses kayıt cihazı ile kaydedilmesi suçunun oluşabilmesi için söyleşinin ses kayıt cihazı ile kaydedilmesine diğer konuşanların açık veya örtülü rıza göstermemesi gerekir.

Örneğin, söyleşiyi kaydetmek için telefondan ses kaydetme uygulamasını açıp kayıt için hazırlık yapıldığını gören konuşmacıların buna ses çıkarmadan konuşmaya devam etmesi halinde örtülü şekilde rızanın verildiği kabul edilmektedir.    

Yargıtay kararlarına göre aleni olmayan söyleşinin ses kayıt cihazı ile kaydedilmesi suçunun oluşabilmesi için; en az 3 veya daha fazla kişinin, yüzyüze konuştukları, aleni olmayan, söze dayalı düşünce açıklamalarının, söyleşinin tarafı olan kişilerce, ilgililerin rızası olmaksızın bir aletle kaydedilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 12.CD, E:2015/1524, K:2015/6323, T:13.04.2015)

Yargıtay; sanığın, işvereni ile iş yeri sahibi başka bir kişinin iş yerinin satılması konusunda yaptıkları konuşmaları kendi telefonu ile kaydetmesi eylemini, sanığın olay ile herhangi bir bağının olmadığı ve ani gelişen olay kapsamında delil elde etme amacının da bulunmadığını belirterek sanığın TCK 133/2’de düzenlenen suçu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 12.CD, E:2016/2664, K:2017/5614, T:28.06.2017) 

Kişiler Arasındaki Aleni Olmayan Konuşmaların Kaydedilmesi Suretiyle Elde Edilen Verilerin Hukuka Aykırı Olarak İfşa Edilmesi

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesiyle de meydana gelmektedir. 

Kaydedilen konuşmaların hukuka aykırı ifşa edilmesi, aleni olmayan bir konuşmanın üçüncü kişiler tarafından öğrenilmesinin sağlanmasıyla oluşmaktadır. İfşa hareketinin ne şekilde gerçekleştiğinin ise bir önemi bulunmamaktadır. Bu çerçevede, elde edilen verilerin ifşa edilmesinin basın ve yayın yoluyla gerçekleşmesi halinde de bu suçtan sorumluluk söz konusu olmaktadır.

Yargıtay bir kararında; sanığın, aynı şirkette çalışan 14 kişilik bir grupla yapılan gezi dönüşünde servis aracında aleni olmayan konuşmaları kaydettiği ve bu kayıtları çalıştığı şirketin genel müdürlüğüne göndermesi eyleminde sanığın TCK 133/1 ve TCK 133/3’ten sorumlu olduğunu kabul etmiştir. (Yargıtay 12.CD, E:2015/15817, K:2017/3459, T:26.04.2017)

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu Cezası

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun cezası, 2 seneden 5 seneye kadar hapis cezasıdır.

Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası bulunmadan ses kayıt cihazıyla kaydetmek suçunun cezası ise 6 aydan 2 seneye kadar hapis veya adli para cezasıdır.

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı şekilde ifşa edilmesi suçunun cezası, 2 seneden 5 seneye kadar hapis ve 4000 güne kadar adli para cezasıdır. 

Adli para cezası; hakimin alt ve üst sınırı dikkate alarak belirlediği gün sayısının 20-100 TL arasındaki bir miktarla çarpılması suretiyle belirlenir. Hakim adli para cezasının miktarını belirlerken sanığın ekonomik ve diğer hallerini de dikkate alır. Bu kapsamda kişinin adli para cezasını ödeyebilmesi için süre verebileceği gibi cezanın taksitle ödenmesine de karar verebilir. 

Hakim, hapis cezasına karar verirken kanunda belirtilen aralığı göz önüne alarak kesin cezayı belirler. Hapis cezasının miktarı belirlenirken; suçun işlenişi, suçun işlendiği yer ve zaman, meydana gelen zarar ile failin tutum ve davranışları gibi husuları dikkate alınır.  

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda 2 adet cezayı artıran nitelikli hal bulunmaktadır. Bu nitelikli haller ise Türk Ceza Kanunu’nun 137. maddesinde düzenlenmiştir. 

TCK 137:

“(1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların; 

a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle, 

b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, 

İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

Suçun Kamu Görevlisi Tarafından Görevinin Verdiği Yetkiyi Kötüye Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun kamu görevlisi tarafından görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde faile verilecek cezada yarı oranında artırım yapılmaktadır.

Bu nitelikli halden sorumluluğun oluşabilmesi için ilk olarak fail kamu görevlisi olmalıdır. Bununla birlikte kamu görevlisi olan failin bu suçu, görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanılması suretiyle işlemesi gerekmektedir.  

Örneğin, telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi için görevlendirilen kolluk görevlisinin görev kapsamı dışındaki kişileri dinlemesi ve bunu başkalarıyla paylaşması halinde bu nitelikli halden sorumluluk söz konusu olacaktır.

Suçun Belli Bir Meslek ve Sanatın Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak Suretiyle İşlenmesi

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde faile verilecek olan cezada yarı oranında artırım yapılmaktadır.

Bu nitelikli halden sorumluluğun doğabilmesi için suçun işlenmesiyle failin yapmış olduğu meslek veya sanat arasında bir bağ bulunmalıdır. Ayrıca kişinin mesleği ve sanatının suçun işlenmesi için kolaylık sağlamalıdır.

Örneğin, otel odasına yerleştirilen bir sistemle odadaki konuşmaların dinlenmesi veya kaydedilmesi için bu nitelikli hal gerçekleşmektedir. 

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçunda Zamanaşımı

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda dava zamanaşımı süresi 8 sene; ceza zamanaşımı süresi ise 10 senedir.

Dava zamanaşımı süresi, suçun meydana geldiği tarihten itibaren hesaplanmaktadır. Ceza zamanaşımı süresi ise ceza yargılaması sonucunda sanık hakkında verilen mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren hesaplanmaya başlamaktadır. 

Dava zamanaşımı süresi dolmasından sonra kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu nedeniyle ceza davasının açılması mümkün değildir. Ceza zamanaşımı süresinin dolması halinde ise kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu davasında verilen mahkumiyet kararı infaz edilemez. 

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, failin suç işleme kararı alıp bu karar çerçevesinde suçu işlemeye başlaması ancak elinde olmayan nedenlerden ötürü suçu tamamlayamamasıdır.

sKişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda teşebbüs mümkündür. Bu suçun teşebbüs aşamasında kalması halinde faile verilecek cezada ¼’ten ¾’e kadar indirim yapılmaktadır.

Örneğin, konuşmanın dinlenmesi için gerekli tertibatın kurulması fakat dinlemeye başlamadan failin yakalanması halinde suç teşebbüs aşamasında kalmaktadır.  

İştirak, birden fazla kişinin aralarında anlaşarak ve işbirliği yaparak bir suçu işlemesidir. Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda iştirak hükümlerinin uygulanması mümkündür. Dolayısıyla bu suça müşterek fail, dolaylı fail, azmettiren ya da yardım eden olarak iştirak edilebilmektedir.   

Müşterek failler, dolaylı failler ve suça azmettiren kişiler işlenen suçun cezası ile cezalandırılır. Bununla birlikte suçun işlenmesine yardım eden kişilere ise işlenen suçun cezasının yarısı verilir. 

İçtima, failin tek bir hareketi ile birden fazla suçu işlemesi durumunda faile verilecek cezanın belirlenmesidir. Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda fail; ilk olarak konuşmaları dinlemiş veya kaydetmiş, daha sonra ise bunları hukuka aykırı şekilde ifşa etmişse iki ayrı suçtan cezalandırılır.

Dinlenen veya kaydedilen konuşmaların içeriğinin özel hayatla ilgili olması halinde faile ayrıca özel hayatın gizliliğinin ihlal suçundan ceza verilmez. Bununla birlikte, dinlenen veya kaydedilen konuşmaların içeriğinin kişisel veri olması durumunda kişisel verilerin ele geçirilmesi suçu da oluşmaktadır. Bu durumda ise fail en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılmaktadır. 

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu ve Cezası

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçunun Soruşturma Aşaması

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun soruşturma aşaması, adli makamların suçu öğrenmesiyle başlayıp Cumhuriyet savcısının iddianame düzenleyerek kamu davası açması ya da takipsizlik kararı vererek dosyayı kapatmasına kadar geçen süreçtir. 

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun soruşturma aşamaları şunlardan oluşur:

  • Şikayet-İhbar
  • Gözaltı
  • Delillerin Toplanması
  • İfade ve Sorgu
  • Uzlaşma
  • Adli Kontrol
  • Tutukluluk

Şikayet-İhbar

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır. Dolayısıyla bu suçtan adli makamların soruşturma işlemlerine başlayabilmesi için suçun mağduru olan kişilerin şikayette bulunması gerekir.

Şikayette başvurusu, dava zamanaşımını geçmemek kaydıyla failin ve fiilin öğrenilmesinden itibaren en geç 6 ay içinde yapılmalıdır.  

Şikayet başvurusunda bulunan mağdur daha sonra şikayetinden vazgeçebilir ya da şikayetini geri çekebilir. Bu kapsamda, soruşturma evresinde şikayettenden vazgeçilirse Cumhuriyet savcılığı kovuşturma yer olmadığı kararı vererek dosyayı kapatır. Ceza yargılaması aşamasında şikayetten vazgeçilmesi halinde ise mahkeme davanın düşmesine karar verir.  

Gözaltı

Gözaltı, soruşturma evresindeki usul işlemlerinin daha hızlı bir sürede yapılabilmesi için şüphelinin geçici olarak tutulmasıdır.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu kapsamında yapılan soruşturmalarda gözaltı kararı verilmesi mümkündür. Gözaltında kalınabilecek süre ise en fazla 24 saattir. Fakat suçun 3 veya daha fazla kişi tarafından işlenmesi halinde bu süre 3 güne kadar uzatılabilir ve toplamda 4 gün gözaltına kalınabilir.   

Gözaltı ve gözaltının uzatılması kararlarına itiraz yolu açıktır. İtirazlar sulh ceza hakimliğine yapılır. İtirazı yapabilecek kişiler ise gözaltındaki kişi, avukatı, eşi, kanuni temsilcileri ile 1. ve 2. derece kan hısımlarıdır. 

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, şikayet sonrasında soruşturma başlatılan olayla ilgili gerçeklerin ortaya çıkartılması için Cumhuriyet savcısı gözetiminde bilgi ve belge toplanıp araştırma yapılmasıdır. Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu kapsamında yürütülen soruşturmada toplanabilecek delillere; şüphelilere ait bilgisayar ve telefonlar, flash bellekler, ses kayıt cihazları veya bilirkişi raporları örnek gösterilebilir.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan yapılan soruşturmada Cumhuriyet savcısı, şüphelinin lehine ve aleyhine olan hususlardaki delilleri toplama yükümlülüğü altındadır. Ayrıca hakkında soruşturma başlatılan kişiler de kendi lehine olan delilleri gösterip bunların toplanmasını adli makamlardan isteyebilir.

Delillerin toplanmasının ardından bunların ceza yargılamasında kullanılabilmesi için hukuka uygun usullerde elde edilmesi gerekir. Hukuka aykırı delil, kanunlarda nasıl toplanılacağı gösterilen delillerin bu usullere riayet edilmeden toplanmasıdır. Hukuka aykırı deliller ceza davasında hiçbir şekilde dikkate alınamaz ve vakaların ispatlanması için kullanılamaz.

Örneğin, delil toplanması maksadıyla şüphelinin evinde arama yapılabilmesi için hakim kararı ya da gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı izni şarttır. Dolayısıyla, hakim kararı veya savcısının izni olmadan evde yapılan arama sonucunda elde edilen deliller hukuka aykırı delil olarak kabul edilmektedir.   

İfade ve Sorgu

İfade; hakkında soruşturma başlatılan kişinin, kendisine isnat edilen suçla ilgili açıklamalarının kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısı tarafından dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli veya sanığın kendisine isnat edilen suça ilişkin açıklamalarının mahkeme huzurunda dinlenilmesidir.   

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu çerçevesinde ifade verecek ya da sorgulanacak kişilere çağrı kağıdı gönderilir. Çağrı kağıdında; ifade ve sorgunun yeri ve saati ile çağrılma nedeni gösterilir; bu çağrıya uyulmaması halinde ise zorla getirileceği belirtilir. 

İfade ve sorgu işlemlerine başlamadan önce ilk olarak ifadesi alınacak veya sorgulanacak kişinin kimlik tespiti yapılıp kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır. Ardından kişiye isnat edilen suç açıklanır. Ayrıca kişinin bu aşamada sahip olduğu haklar hatırlatılır. Bu aşamada kişinin; avukat tutma, açıklama yapmama, lehine delilleri ileri sürme gibi hakları bulunmaktadır.

İfade ve sorguda kişinin açıklamaları özgürce ileri sürmelidir. Dolayısıyla ifade verme sırasında şüpheliye kötü davranılması; cebir, tehdit ya da psikolojik şiddette bulunulması yasaklanmıştır. Aksi halde, yani yasak usullerle ifade ve sorgu yapılması halinde bu açıklamalara hiçbir şekilde itibar edilmemektedir. 

İfade ve sorgudaki açıklamalar tutanağa kaydedilmekte ve taraflarca imzalanmaktadır. Şüphelinin sözlü açıklamalarının tutanağa doğru şekilde yazılmış olmasına dikkat edilmelidir. Aksi takdirde tutanak kayıtları dikkate alınacağından kişiler daha sonra mağduriyet yaşayabilmektedir. Bu nedenle kişilerin hak kaybına uğramaması için uzman ceza avukatları eşliğinde süreci yürütmeleri faydalı olacaktır.    

Uzlaşma

Uzlaşma; soruşturma şüphelisi ile suçtan mağdur olan kişinin, bir uzlaştırmacı aracılığıyla aralarında iletişim kurularak ceza davasına konu uyuşmazlığın ortadan kaldırılmasıdır. Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu şikayete bağlı suç olduğu için bu suçta uzlaşma mümkündür.

Uzlaşmaya tabi bir suçun soruşturma aşamasında, soruşturma dosyası Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma bürosuna gönderilir. Uzlaştırma bürosu ise dosyayla ilgili olarak uzlaştırmacı görevlendirir. Uzlaştırmacı, şüpheli ve mağdurla irtibat kurarak uzlaştırma teklifi düzenler. Tarafların 3 gün içinde bu teklife yanıt vermemeleri halinde ise teklif reddedilmiş sayılır.

Uzlaştırma süreci, dosyanın büro tarafından uzlaştırmacıya tevdi edilmesinden itibaren 30 gün içinde sonuçlanmalıdır. Bununla birlikte bu süre, gerekçesi de gösterilerek her defasında 20 günü geçmemek üzere iki defa uzatılabilmektedir.

Soruşturma evresinde tarafların uzlaşması halinde dosya uzlaştırmacı tarafından Cumhuriyet savcılığına gönderilir. Savcının uzlaşmanın hukuka uygun olduğunu belirlemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı vererek dosyayı kapatır. 

Adli Kontrol

Adil kontrol, şüpheli hakkında tutuklama kararı verilmesinin mümkün olduğu hallerde şüphelinin tutuklanması yerine mahkeme tarafından belirlenen yükümlülüklere uyması kaydıyla serbest kalmasıdır.

Adli kontrol kararı çerçevesinde; ev hapsi, belirli günlerde karakola imza atma, yurt dışına çıkış yasağı, belirlenen yerleşim yerlerine gidememek ya da belirli yerleşim yerinden ayrılamamak gibi yükümlülükler yüklenebilmektedir.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda adli kontrol uygulanması mümkündür. Bu suçta uygulanabilecek adli kontrollerin süresi en fazla 2 senedir. Fakat bu sürenin zorunlu durumlarda gerekçesi de belirtilerek 1 sene daha uzatılması mümkündür.  

Adli kontrol kararlarına karşı itiraz yolu mümkündür. Adli kontrolün haksız, ölçüsüz ya da hukuka aykırı olduğunu düşünen şüpheli, avukatı, eşi ya da yasal temsilcileri; kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içerisinde kararı veren sulh ceza hakimliğine itiraz edebilir. Hakimlik ise itiraz hakkında karar verilmesi için dosyayı asliye ceza mahkemesine gönderir.

Tutukluluk

Tutukluluk, soruşturma başlatılan suçun işlediğini gösteren somut kanıtların ve tutuklama nedeninin bulunduğu hallerde şüpheli veya sanığın mahkeme kararıyla alıkonup cezaevinde tutulmasıdır. 

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda tutuklama kararı verilmesi mümkündür. Ancak, katıldığı aleni olmayan söyleşinin diğer konuşanların rızası olmadan ses kayıt cihazıyla kaydedilmesi suçunda tutuklama kararı verilemez. 

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu nedeniyle hakkında tutuklama kararı verilen kişi en fazla 1 sene süreyle cezaevinde kalmaktadır. Fakat bu süre, zorunlu durumlarda gerekçesi de belirtilmesi koşuluyla 6 ay daha uzatılabilmektedir.  

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan verilen tutuklama kararlarına itiraz yolu açıktır. Tutuklama kararına itiraz, kişinin tutuklandığı günden itibaren 7 gün içerisinde, tutuklanan kişi, eşi, avukatı ya da kanuni temsilcileri tarafından yapılabilir. 

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda soruşturma neticesinde verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
  • İddianamenin Düzenlenmesi 

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı, adli makamlara yapılan şikayetin konusu fiilin suç teşkil etmediğinin anlaşılması halinde ya da soyut veya genel nitelikte bir şikayette bulunulması halinde verilen karardır. Bu kararın verilmesi halinde Cumhuriyet savcısı soruşturma işlemlerine başlamadan şikayeti işlemden kaldırır.

Soruşturmaya yer olmadığı kararlarına itiraz yolu açıktır. İtirazlar, kararın ilgililere tebliğ edilmesinden itibaren 15 gün içinde yapılabilir. İtirazın yapılacağı merci ise soruşturmaya yer olmadığı kararını veren Cumhuriyet savcısının bağlı olduğu sulh ceza hakimliğidir. 

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, şikayet sonucu başlatılan soruşturmada ceza davasının açılması için yeterli kanıt bulunamaması halinde verilen karardır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı takipsizlik kararı olarak da isimlendirilir. Bu kararın verilmesi halinde ceza davası açılmadan dosya kapatılır.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararlarına itiraz edilmesi mümkündür. İtirazlar, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde, takipsizlik kararını veren savcının bağlı olduğu sulh ceza hakimliğine yapılır.

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, Cumhuriyet savcısının yürüttüğü soruşturma sonucunda şüphelinin suçu işlediğine dair delil elde etmesi ve bu delillerin onun ceza davası sonucunda mahkum olacağı kanaatine varması halinde söz konusu olmaktadır. İddianame düzenlenip mahkeme gönderilir. Mahkemenin de iddianameyi kabul etmesi durumunda şüpheli hakkında ceza davası açılır.   

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçunun Savunması

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun savunması; şüphelinin soruşturma ve ceza yargılaması sonucunda suçsuz bulunması veya daha az ceza alarak bu süreçleri atlatması için yapılır. Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda yapılabilecek savunmalara şunlar örnek olarak gösterilebilir:

  • Kişilerin yaptığı konuşmaların aleni olduğu dolayısıyla herkesin duyabildiği,
  • Konuşan kişilerin seslerin kaydedilmesi için rızalarının bulunduğu,
  • Konuşmanın yüz yüze yapılmadığı için bu suçun oluşamayacağı,
  • Konuşmaları kaydeden kişinin üçüncü biri olmadığı konuşmaya dahil olduğu,
  • Kişinin başka şekilde ispatlanması mümkün olamayacağı için konuşmaları kaydettiği,
  • Hukuka aykırı usullerle delil elde edildiği ve bu delillerin yargılamada kullanılmaması gerektiği,
  • Sanığın dinleme kaydını başka kişilerle paylaşmadığı ya da çoğaltarak dağıtmadığı, 
  • Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği,
  • Suçun unsurlarında yanlış değerlendirmeler yapıldığı,
  • Delilerin suçun ispatlanması için yeterli olmadığı, ileri sürülebilir.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun savunması, her bir somut olaya göre değişkenlik gösterir. Dolayısıyla bu suç kapsamında yargılanan kişilerin savunmalarını etkili ve doğru şekilde yapabilmesi ve bu sürecin ceza almadan sonuçlanabilmesi için uzman ceza avukatlarından hukuki yardım almaları oldukça faydalı olacaktır.   

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda ceza yargılaması aşaması, Cumhuriyet savcısının düzenlediği iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlayan ve yargılama sonucunda mahkemenin verdiği kararın kesinleşmesiyle sona eren aşamadır.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda ceza yargılaması şu aşamalardan oluşur:

  • Duruşmaya Hazırlık,
  • Duruşma,
  • Delillerin Tartışılması ve Karar.

Duruşmaya Hazırlık

Duruşmaya hazırlık aşaması, mahkemenin iddianameyi kabul etmesiyle başlayıp duruşmanın yapıldığı zamana kadar geçen aşamadır.

Bu aşamada duruşma için gerekli hazırlıklar yapılır. Bu çerçevede, duruşmada hazır bulunması gereken kişiler çağrı kağıdı ile çağrılır. İddianame tebliğ edilir. Duruşmaya katılmamaları halinde zorla getirilecekleri belirtilir. Duruşma için gerekli diğer işlemler yapılır. 

Duruşma

Duruşma aşaması, belirlenen günde hakim ve Cumhuriyet savcısı huzurunda tarafların hazır bulunup davaya konu olayla ilgili gerçeklerin ortaya çıkartılmaya çalışıldığı aşamadır.

Duruşma, hakimin iddianamenin kabul edildiğini açıklamasıyla başlar. Ardından sanığa ve mağdura söz vererek açıklamaları dinlenir. Hakim gerek görmesi halinde olayla ilgili belirsizliğin giderilmesi için keşif yapabilir, bilirkişi görevlendirebilir veya yeni delillerin toplatılmasını isteyebilir.    

Delillerin Tartışılması ve Karar

Delillerin tartışılması ve karar aşaması, ceza davası yürütülen olayla ilgili toplanan delillerin tartışıldığı, değerlendirildiği ve bu deliller neticesinde mahkemenin karar verdiği aşamadır. Deliller tartışıldıktan sonra Cumhuriyet savcısı, sanığın suçluluğu ve alacağı ceza miktarı hakkında mütalaasını açıklar. Mütalaaya karşı olarak ise tarafların açıklamaları ve sanığın savunması yapıldıktan sonra hakim kararını açıklar.

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat,
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB),
  • Cezanın Ertelenmesi,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat kararı, ceza yargılaması sonucunda sanığın suçsuz olduğunun tespit edilmesi halinde verilen karardır.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu kapsamında yapılan soruşturma ve kovuşturma sonucunda sanığın; üzerine atılı suçu işlemediği, eylemlerinin suç teşkil etmediği ya da olayda hukuka uygunluk nedeni bulunması halinde hakkında beraat kararı verilmektedir.  

Yargıtay, sanığın eşi tarafından sürekli hakarete uğradığı ve boşanma davası açmadan önce eşiyle arasında geçen bir tartışmayı ve bu sırada kendisine söylenen rencide edici sözleri gizlice kaydedip bu kayıtları delil olarak boşanma davasına sunduğu olayda; sanığın aile içi geçimsizliğinin kaynağının eşinin olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacıyla hareket ettiği için beraat kararı vermiştir. (Yargıtay 12.CD, E:2019/9011, K:2021/3093, T:24.03.2021)

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın davranışının suç teşkil etmesine rağmen ceza verilmesine engel olan nedenlerden dolayı sanık hakkında ceza verilmemesidir. 

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan yapılan ceza yargılamasında aşağıdaki nedenlerden birinin söz konusu olması halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir

  • Sanığın akıl hastası olması,
  • Sanığının yaşının küçük olması,
  • Sanığın suçu cebir veya tehdit altında işlemesi,
  • Sanığın suçu zorunluluk hali nedeniyle işlemesi, 
  • Sanığın suçu hukuka aykırı fakat bağlayıcı bir emrin yerine getirilmesi nedeniyle işlemesi.

Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi halinde bu suç onun sabıka kaydında gözükmez. Bununla birlikte, şahsi cezasızlık nedeninin bulunması ya da işlenen fiilin haksızlık içeriğinin az olması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilirse bu suç onun adli sicil kaydına işlenir.

Mahkumiyet

Mahkumiyet kararı, ceza yargılaması sonucunda sanığın suçlu olduğunun tespit edilmesi halinde verilmektedir.

Mahkumiyet kararının verilmesi ile sanığa suçun kanunda belirtilen sınırları içinde hapis cezası ya da adli para cezasına hükmedilir. Bunlarla birlikte ayrıca sanığa hak yoksunluğu ve müsadere gibi güvenlik tedbirlerine karar verilmesi mümkündür.  

Hakim sanık hakkında mahkumiyet kararı verirken; sanığın geçmişini, sosyal ilişkilerini, suçun işlenmesinden sonraki ve dava sürecindeki pişmanlığını gösteren tavır ve davranışlarını da dikkate alarak takdiren iyi hal indirimi uygulayabilir. İyi hal indirimi uygulanması durumunda sanığa verilen hapis cezasında 1/6 oranında indirim yapılır. 

Sanığa verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra 3 yıl içinde yeni bir suç işlenirse ya da sanığın kasten işlediği suçtan verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonraki 3 yıl içinde yeni bir işlemesi durumunda tekerrür hükümleri uygulanır. 

Tekerrür hükümlerinin uygulanması sonucunda; sanığın cezaevinde kalacağı süre artmakta, seçimlik olarak hapis ve adli para cezası öngörülmüşse hapis cezasına karar verilmekte ve ceza infaz edildikten sonra denetimli serbestlik hükümleri uygulanmaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, ceza davası sonucunda mahkemenin sanık hakkında verdiği mahkumiyet kararının belli şartlar altında açıklanmamasıdır. 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için gerekli olan şartlar şunlardır:

  • 2 yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına karar verilmelidir.
  • Sanığın önceden kasıtlı olarak işlediği bir suçtan dolayı mahkumiyeti bulunmamalıdır.
  • Sanığın kişiliği, yargılama sırasındaki tavır ve davranışları dikkate alınarak bir daha suç işlemeyeceğine yönelik hakimde olumlu bir düşünce oluşmalıdır.
  • Sanığın suçun işlenmesi nedeniyle mağdurda ya da kamuda oluşan zararı tamamen gidermelidir.
  • Sanığın yargılama sırasında kendisine HAGB kararının uygulanmasını kabul etmesi gerekir. 

Yukarıdaki koşulların bulunması halinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda HAGB kararının verilmesi mümkündür. HAGB kararı verilmesi durumunda sanık 5 yıllık süre boyunca denetime tabi olur.

Denetim süresinde kasten bir suç işlenmezse ve mahkemenin belirlediği yükümlülüklere uyulursa geri bırakılan hüküm açıklanmaz ve davanın düşmesine karar verilir. Aksi halde yani sanık denetim süresinde kasıtlı bir suç işlerse ya da yükümlülüklere uymazsa açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanır. Ayrıca bu durumda mahkeme sanığa yeni bir mahkumiyet hükmü de kurabilir.   

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına itiraz yolu açıktır. Kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içerisinde HAGB kararını veren mahkemeye itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı kabul ederse kararını düzeltir; itirazı kabul etmezse itirazın incelenmesi ve karar verilmesi için dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderir. 

Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, ceza yargılamasında mahkemenin 2 yıl veya daha az hükmettiği hapis cezasının belirli şartlar çerçevesinde ertelenmesidir.

Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, sanığa verilen hapis cezası cezaevinde infaz edilmez; sanık bunun yerine mahkemenin denetimi ve gözetimi altında belirli bir süreyi cezaevi dışında iyi halli olarak geçirmesi halinde ceza infaz edilmiş sayılır. 

Hapis cezasının ertelenmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • Sanık 2 yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olmalıdır.
  • Sanığın daha önce kasıtlı işlenen bir suç nedeniyle 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum olmamalıdır.
  • Sanığın yargılamada işlediği suç nedeniyle pişmanlık göstermesi ve tekrar bir suç işlemeyeceği yönünde hakimde kanaat oluşmalıdır.
  • Cezanın ertelenmesi, sanığın işlediği suç nedeniyle mağdurda ya da kamuda oluşan zararın karşılanması şartına bağlı kılınabilir.

Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan verilen hapis cezası ertelenebilir. Bu durumda hapis cezası 1-3 yıl arasında ertelenir. Ancak erteleme süresi sanığa verilen hapis cezasının süresinden az olamaz.

Hapis cezasının ertelendiği süreyi sanığın iyi halli olarak geçirmesi halinde hapis cezası yerine getirilmiş sayılır. Aksi durumda, ceza erteleme süresi içinde sanık kasten bir suç işlerse ertelenen ceza kısmen ya da tamamen cezaevinde infaz edilir.

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi kararı, ceza yargılamasının sürdürülmesinin veya sanık hakkında verilebilecek herhangi bir kararın hukuki olarak bir sonuç meydana getirmeyeceğinin anlaşıldığı hallerde verilen karardır.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun yargılaması sırasında; davanın zamanaşıma uğraması, sanığın ölmesi ya da mağdurun şikayetinden vazgeçmesi halinde davanın düşmesine karar verilmektedir.

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda istinaf ve Yargıtay süreci; asliye ceza mahkemesinin verdiği kararın yanlış, eksik ya da hukuka aykırı olduğunu ileri süren tarafın başvurabileceği kanun yollarıdır. 

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda ilk derece mahkemesinin verdiği karara karşı istinaf yoluna gidilebilir. İstinaf başvurusu, asliye ceza mahkemesinin kararının tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılır.

İstinaf mahkemesinin bozma kararları dışındaki kararlarına karşı, hükmün açıklanmasından itibaren 15 gün içinde temyiz başvurusu yapılabilir. Temyiz başvurusu, kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe yahut zabıt katibine sunulan sözlü beyan ile yapılır.

İstinaf mahkemesinin esastan reddettiği, ilk derece mahkemesi tarafından verilen hapis cezasını artırmadığı, cyok yahut davanın düşmesine ilişkin esastan ret aldığı kararlar temyiz edilememektedir.

Sonuç

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan haklarında soruşturma ve kovuşturma yürütülen kişiler hapis cezası ve adli para cezası ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle, kişilerin etkili ve doğru savunma yapabilmesi ve davanın lehe sonuçlanmasını sağlayabilmesi için uzman ceza avukatlarından yardım almaları oldukça faydalı olacaktır. 

Telefonla Sor