Müstehcenlik Suçu ve Cezası
Müstehcenlik suçu, Türk Ceza Kanunu’nda Genel Ahlaka Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenerek bu suç tipi ile kamunun genel ahlakı, edep ve haya duyguları korunmak istenmiştir. Müstehcenlik suçu herkes tarafından işlenebilen bir suç tipidir. Müstehcenlik suçunun cezası hem hapis hem de adli para cezasıdır.
İçindekiler
Müstehcenlik Suçu Nedir?
Müstehcenlik suçu; müstehcen olarak nitelendirilen, halk arasında edebe ve ahlaka aykırı kabul edilen birtakım görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri sergilemek, okumak, kiraya vermek, satışa arz etmek veya bunların reklamını yapmaktır. Müstehcenlik suçu Türk Ceza Kanunu’nda m.226’da düzenlenmektedir.
TCK m.226:
‘’ (1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.“
Müstehcenlik Suçu Nasıl Oluşur?
Müstehcenlik suçu; müstehcen içerikli yazıların, görüntülerin, seslerin vb. ürünlerin alenileştirilmesi, sergilenmesi, satılması, kiralanması, dağıtılması veya yayınlanması suretiyle oluşur.
Müstehcenlik ifadesi, edebe ve ahlaka aykırı davranışların tümünü ifade eden genel bir ifadedir. Hangi fiil ve davranışların müstehcenlik içerdiği somut olayın özelliklerine, suçun meydana geldiği döneme ve mekana göre hakimin takdiri ile belirlenmektedir.
Örneğin, çıplaklık içeren, toplum içinde müstehcen kabul edilebilecek bir görüntünün, tablo yahut heykel formunda, sanat galerisinde sergilenmesi müstehcen bir davranış olarak kabul edilmeyecektir.
Müstehcenlik suçunun oluşumu açısından; müstehcen görüntü, ses, yazı veya sözleri içeren herhangi bir eşyanın yahut ürünün varlığı yeterlidir. Diğer bir ifade ile, bu ürünlerin ayrıca basılmış olması şartı aranmamaktadır.
Müstehcenlik suçunun, yetişkinleri ve çocukları konu alan farklı işlenme şekilleri vardır. Suçun bu farklı oluşum şekilleri aşağıda açıklanmaktadır.
Müstehcen Ürünlerin Çocuklara Gösterilmesi, Okutulması, Dinletilmesi
Müstehcenlik içeren ürünlerin çocuklara gösterilmesi, okutulması, dinletilmesi yahut çocuklara bu ürünlerin verilmesi halinde müstehcenlik suçu meydana gelmektedir. Aynı şekilde, müstehcenlik içeren içerikleri, çocukların erişebileceği yerlerde yahut alenen gösterilmesi, sergilenmesi, okunması halinde de suç oluşacaktır.
18 yaşını doldurmamış olan herkes çocuk olarak kabul edilmektedir. Örneğin, 14 yaşındaki bir çocuğa müstehcen içerikli olan herhangi bir ürünün gösterilmesi ya da müstehcen bir içeriğin okutulması veya dinletilmesi sonucunda bu suç tipi meydana gelecektir.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, suça sürüklenen çocuğun, diğer mağdur çocuğun güvenini kazanıp mağdur çocuğun cinsel organının göründüğü fotoğrafın kendisine gönderilmesini sağladığı olayda müstehcenlik suçunun meydana geldiğine hükmedilmiştir. (Yargıtay 12. CD. 2019/10412 E. 2020/6959 K.)
Müstehcen Ürünlerin Kiraya Verilmesi ya da Satılması
Müstehcenlik içeren ürünlerin satılması yahut kiraya verilmesi, suçun bir diğer oluşum şeklidir. Aynı şekilde, mevzubahis ürünlerin satışa yahut kiraya arz edilmesi halinde de müstehcenlik suçu meydana gelecektir.
Müstehcenlik içeren ürünlerin satılması hususunda özel izni olan spesifik işletmeler bu kuralın istisnasını oluşturmaktadır. Aynı şekilde, suçun oluşması için mevzubahis ürünlerde, müstehcen içeriğe vakıf olunabilmesi gerekmektedir.
Örneğin, özel izni bulunmayan herhangi bir işletmede satılan, siyah poşete sarılmış ve müstehcen içeriklerin belli olmadığı ürünler suç oluşturmamaktadır.
Müstehcen Ürünlerin Bedelsiz Olarak Dağıtılması
Müstehcen içerikli ürünlerin bedelsiz olarak herhangi bir ücret olmadan dağıtılması bu suç tipini meydana getirecektir.
Örneğin başka bir ürünün yanında hediye olarak verilen ya da sokakta veya bir AVM’de ücretsiz olarak müstehcen içerikli ürün dağıtımı bu suçu meydana getirecektir.
Müstehcen Ürünlerin Reklamının Yapılması
Günümüzde internet kullanımının da artmasıyla birlikte herhangi bir ürünün reklamını yapmak onu tanıtmak çok daha kolaydır. Müstehcen içerikli bir ürünün reklamı Twitter, Facebook veya Instagram gibi sosyal medya kanalları üzerinden yapılabileceği gibi TV, gazete veya dergiler üzerinden de yapılabilir. Ancak bu durumlar kanunda suç olarak düzenlenmiştir.
Müstehcenlik suçu yukarıda sayılan hareketlerle meydana gelebilmektedir. Ancak bazı durumlarda ise müstehcenlik suçu meydana gelmeyecektir. Bu durumlara örnek olarak, bir kişinin kendi başına müstehcen içerikli dizi izlemesi durumu verilebilir.
Müstehcenlik Suçunun Cezası
Müstehcenlik suçunun temel halinin cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır.
Müstehcenlik suçunun temel halinin ve nitelikli hallerinin cezası birbirinden farklıdır. Suçun meydana hangi açıdan geldiğinin tespiti bu anlamda çok önemlidir. Müstehcenlik suçunun oluşumuna göre verilecek olan cezanın alt sınırdan veya üst sınırdan mı olacağına hâkim karar verecektir.
Müstehcenlik suçunun, bir şirket, vakıf yahut dernek gibi tüzel kişiler bünyesinde işlenmesi halinde, tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirlerine hükmedilmektedir. Tüzel kişilere uygulanan güvenlik tedbirleri; faaliyet izninin iptal edilmesi yahut tüzel kişiye ait malvarlığının kamuya mal edilmesidir.
Müstehcenlik Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları
Müstehcenlik suçunun cezayı artıran nitelikli halleri, suçun işleniş şekli sebebiyle daha ağır cezaların hükmedildiği özel durumlardır. Mevzubahis nitelikli haller, Türk Ceza Kanunu m. 226’da 2. 3. 4. Ve 5. fıkralarda düzenlenmiştir.
TCK 226:
“(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Müstehcenlik Suçunun Basın ve Yayın Yolu ile İşlenmesi
Müstehcen içerikli görüntü, ses veya yazıların basın ve yayın yolu ile yayılması sonucunda suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hale meydana gelir. Bu suçun basın ve yayın yolu işlenmesinin cezası 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.
Basın yayın organları vasıtasıyla çok daha fazla kişiye ulaşılabilmektedir. Örneğin televizyondan yayınlanan bir haber veya gazetede basılan müstehcen içerikli bir haber nedeniyle bu suçun nitelikli hali oluşur.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda sanığın müstehcen görüntüler içeren kitabı bastırıp satışa sunması üzerine bu nitelikli halin meydana geldiğine hükmedilmiştir. (Yargıtay 14. CD. 2013/6945 E. 2014/14076 K.)
Müstehcenlik Suçuna İlişkin Ürünlerin Üretiminde Çocukların Kullanılması
Müstehcen içerikli görüntü, ses ya da yazıların bulunduğu ürünlerin üretiminde çocukların kullanılması, bir diğer ağır cezayı gerektiren nitelikli haldir. Aynı zamanda, temsili çocuk görüntülerinin yahut çocuk gibi görünen kişilerin kullanılması da bu nitelikli hali meydana getirmektedir.
Müstehcenlik suçunu, belirtilen şekilde işleyen kişilere verilecek ceza, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.
Örneğin bir porno videosunda ya da görüntüsünde çocukların, temsili çocuk görüntülerinin ya da çocuk gibi görünen birinin kullanılması sonucunda bu nitelikli hal meydana gelecek ve yukarıdaki ceza uygulanacaktır.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda çocukların kullanılmış olduğu cinsel içerikli görüntülerin depolanması sonucunda bahsedilen nitelikli hal meydana geldiğine hükmedilmiştir. (Yargıtay 4. CD. 2021/25863 E. 2021/21482 K.)
Söz konusu ürünlerin yalnızca üretilmesi değil, ülkeye sokulması, çoğaltılması, satışa sunulması, nakledilmesi, depolanması, ihraç edilmesi yahut yalnızca bulundurulması fiilleri de cezalandırılmaktadır. Bu halde kişiye verilecek ceza, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.
Yargıtayın vermiş olduğu başka bir kararda müstehcenlik suçuna ilişkin bu nitelikli halin meydana gelmesi için çocuğun cinsel ilişki içerisinde olması zorunlu olmayıp cinsel aktivite olmadan da bu suç oluşacağına hükmedilmiştir. (Yargıtay 14. CD. 2013/2259 E. 2014/13642 K.)
Üretiminde çocukları ve temsili çocuk ürünlerinin kullanıldığı müstehcen içerikli ürünlerin ülke sınırlarına girmesi ile bu nitelikli hal meydan gelecektir. Ancak, bu ürünlerin içeriğini basın yayın yoluyla yayınlayan, yayınlanmasına aracılık eden yahut çocukların ulaşmasını sağlayan kişi hakkında, 6 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasına hükmedilmektedir.
Müstehcenlik Suçunun Şiddet Kullanılarak, Hayvanlarla, Ölmüş İnsan Bedeni Üzerinde veya Doğal Olmayan Yoldan Cinsel Davranışla İçeren Ürünlerle İşlenmesi
Müstehcenlik suçu şiddet kullanmak suretiyle hayvanlar veya ölmüş insanlar üzerinde ya da doğal olmayan bir yolla cinsel davranışlar içeren ürünlerle işlenirse bu durum cezayı artıran bir nitelikli hal oluşturmaktadır. Belirtilen bu nitelikli halin meydan gelmesi halinde verilecek olan ceza 1 yıldan 4 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.
Mevzubahis nitelikli hale ilişkin düzenlemede, belirtilen ürünlerin üretilmesi, ülkeye sokulması, satışa arz edilmesi, satılması, nakledilmesi, depolanması, başkalarının kullanımına sunulması yahut bulundurulması cezalandırılmaktadır.
Örneğin şiddet kullanılarak bir köpekle ya da ölmüş biriyle cinsel ilişkiye girmeye çalışmak sonucunda meydan gelen bir içeriğin üretilmesi, satılması, ülkeye sokulması, depolanması bu nitelikli hali meydana gelecektir.
Kanuni düzenlemedeki doğal olmayan yoldan cinsel davranış kavramı Yargıtay uygulamalarında cinsel yaşamın içerisinde yeri olmayan, aşağılayıcı nitelikte ve toplum tarafından da doğal kabul edilmeyen durumlar olarak kabul görmektedir. Oral ya da anal yoldan cinsel birleşmeler ya da eşcinsel veya grup şeklindeki birleşmeler tek başına bu kapsamada değerlendirilememektedir. (Yargıtay 18. CD. 2016/8538 E. 2018/15574 K.)
Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin müstehcen ürünlerin basın yayın yoluyla yayınlanması, yayınlanmasına aracılık edilmesi yahut çocukların erişiminin sağlanması halinde verilecek ceza; 6 yıldan-10 yıla kadar hapis cezası ve 5 bin güne kadar adli para cezasıdır.
Müstehcenlik Suçunun Cezayı Azaltan Nitelikli Haller ve Cezaları
Müstehcenlik suçunun cezayı azaltan nitelikli hali, müstehcenlik içeren ürünün, sanatsal ve edebi değeri olan eserlerde kullanılması halidir. Bu hal, Türk Ceza Kanunu madde 226/7 de belirtilmiştir.
TCK 226/7
“Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.”
Suçun; Bilimsel Eserlerle Sanatsal ve Edebi Değeri Olan Eserlerde Kullanılması
Müstehcenlik suçuna konu olan ürünlerin, bilimsel eserlerde kullanılması halinde cezalandırma yapılmamaktadır. Aynı şekilde, sanatsal ve edebi değeri olan ürünlerde kullanılması halinde herhangi bir cezaya hükmedilmemektedir.
Hükmün uygulanabilmesi için müstehcenlik içeren ürünlerin üretiminde çocukların, temsili çocuk görüntülerinin yahut çocuk gibi görünen kişilerin kullanılmamış olması gerekmektedir. Ayrıca, bu eserlerin çocuklar tarafından ulaşılabilir olmaması şartının sağlanmış olması gerekmektedir.
Örneğin bilimsel nitelikteki bir tıp kitabı içerisinde kadın ve erkek cinsel organının bulunması halinde müstehcenlik suçundan dolayı ceza verilmez, çünkü bu suç oluşmaz.
Müstehcenlik Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima
Teşebbüs, failin suç işleme niyetiyle suç için gerekli eylemlere başlaması ancak bu eylemlerin elde olmayan sebeplerle tamamlanmamasıdır. Suç tamamlanamadığı için verilecek olan cezada hâkim tarafından indirim yapılmaktadır. Müstehcenlik suçu açısından teşebbüs mümkün olabilir.
Örneğin müstehcen içerikli bir görüntünün çocuğa gösterilmek üzere bilgisayarın açıldığı esnada elektriklerin gitmesi üzerine bilgisayarın açılmaması durumunda müstehcenlik suçuna teşebbüs söz konusudur.
İştirak, bir suçun birden fazla kişi ile aynı suç işleme kararı ile işlenmesi durumudur. Müstehcenlik suçu açısından bu suçu işlemek aklında olmayan birini suça azmettirme, suçun işlenişine yardım etme ya da suç işleme kararını kuvvetlendirme halleri iştirak kapsamındadır. İştirak halinde işlenen suçlarda azmettiren ve yardım eden de fail gibi cezalandırılırlar.
Örneğin müstehcen içerikli görüntülerin gazetede basılmasına azmettirme ya da buna yardım etme halinde iştirak hükümlerinin uygulanması söz konusu olacaktır.
İçtima, müstehcenlik suçunu meydan getirecek olan eylemin başka bir suçun oluşumuna da sebebiyet vermesi halidir. Müstehcenlik suçunda içtima hükümleri uygulanabilir. İçtimanın varlığı halinde sanık, ortaya çıkan suçlar arasından, en ağır cezayı gerektiren suç ile yargılanacaktır.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, sanığın mağdur ile internette tanışarak mağdurun çıplak görüntülerini kaydedip bu görüntülerle başkalarının internet sitesi kurmasını sağlaması üzerine hem müstehcenlik suçu hem de özel hayatın gizliliğini ihlal suçu meydana gelmiştir. Bu durumda içtima hükümleri gereğince sanık en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılacaktır. (Yargıtay 14. CD. 2013/2259 E. 2014/13642 K.)
Müstehcenlik Suçunun Soruşturma Aşaması
Müstehcenlik suçunun soruşturma aşaması, savcının bu suça dair suç şüphesini öğrenmesi üzerine başlayan ve iddianamenin kabul edilmesi ile son bulan evredir.
Müstehcenlik suçunun soruşturma aşamasında gerçekleştirilen işlemler şu şekildedir:
- Şikâyet-İhbar,
- Gözaltı,
- Delillerin toplanması,
- İfade ve Sorgu,
- Uzlaşma,
- Adli Kontrol,
- Tutukluluktur.
Şikâyet-İhbar
Şikâyet bir suçtan dolayı mağdur olan kişinin yetkili makamları ilgili suç hakkında haberdar etmesidir. İhbar ise suçtan mağdur olma koşulu olmadan, herhangi bir kişinin yapacağı bildirimle yetkili makamların suçtan haberdar edilmesidir. İhbar ya da şikâyet yazılı ya da sözlü şekilde yapılabilmektedir.
Müstehcenlik suçunda soruşturmanın başlatılabilmesi için şikâyet koşulu aranmamaktadır. Bu durumda bir süre koşulu da olmadığından herkes müstehcenlik suçunu ihbar edebilir. İhbar sonucu suç şüphesini öğrenen savcı derhal soruşturmaya başlayacaktır.
Müstehcenlik suçu, soruşturulması mağdurun şikayetine tabi suçlardan olmadığından, sonradan şikayetten vazgeçilmesi halinde de soruşturma işlemleri yürütülmeye devam edecektir.
Gözaltı
Gözaltı, suç şüphesine ilişkin somut delillerin varlığı ve soruşturma için zorunlu olması nedeniyle kişinin yetkili merciler tarafından alıkonulmasıdır. Bu şartların varlığı halinde müstehcenlik suçunda da gözaltı kararı verilebilir. Gözaltı kararını savcı vermektedir.
Gözaltı süresi yakalama zamanından itibaren en fazla 24 saattir. Bunun dışında yakalama yerinden en yakın mahkemeye götürme süresi ise en fazla 12 saat olmalıdır. Bu sürelerin geçirilmesi ve geçen sürelerde yapılan her işlem hukuka aykırıdır. Dosyanın çok kapsamlı olması halinde savcı en fazla 2 kez daha bu süreyi uzatabilir.
Gözaltı kararının ya da gözaltı süresinin uzatılmasının hukuka aykırı olduğu durumlarda itiraz mümkündür. İtiraz hakkı şüphelinin kendisinde, avukatında, yasal temsilcisinde, eşinde ya da yakınlarındadır. Yakınları kardeşi, annesi, babası veya çocukları olabilmektedir. Bu itiraz Sulh Ceza Hakimliğine yapılmaktadır. İtiraz en fazla 24 saat içinde sonuçlanır.
Delillerin Toplanması
Delillerin toplanması aşaması, somut olaya dair her türlü bulgunun toplanmasıdır. Delillerin toplanması hem soruşturma hem de kovuşturma evresinde yapılabilir. Somut olaya dair hem lehe hem de aleyhe deliller savcı tarafından toplanmalıdır.
Delil toplama işlemi her aşamada istenebilecektir. Ancak bu istek davayı uzatma amacıyla yapılıyorsa mahkeme tarafından reddedilecektir. Delil toplama durumunda dikkat edilmesi gereken en önemli husus delillerin kanuna uygun şekilde toplanmasıdır. Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller somut olayı ispata yönelik olarak kullanılamayacaktır.
Müstehcenlik suçuna ilişkin olarak kullanılabilecek deliller kamera görüntüleri, ses kayıtları, tanık beyanları ya da her türlü sosyal medya mesajları olabilir. Elde edilecek bu deliller ceza yargılaması için oldukça önemlidir.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda mahkeme tarafından delillerin tamamının toplanması gerekirken esasa etki edecek delillerin toplanmaması yasaya ve hukuka aykırı bulunmuştur. (Yargıtay 1. CD. 2020/4689 E. 2021/7159 K.)
İfade ve Sorgu
İfade, suç şüphesi altında olan kişinin soruşturma kapsamında savcı veya kolluk görevlileri tarafından dinlenmesidir. Sorgu ise şüpheli ya da sanığın suç konusu olayla ilgili mahkeme tarafından dinlenmesidir.
İfade alımının başlaması için öncelikle kişiye bir davetiye gönderilir. Bu davetiyede ifadeye gelmediği takdirde hakkında zorla getirtme kararı çıkartılacağı da belirtilir. İfadeye gelen kişinin kimliği belirlenerek hakkındaki suç isnadı anlatılır, kişiye ekonomik durumu medeni hali ve eğitim bilgileri sorulur.
Sonrasında şüphelinin ifade alımı sürecinde sahip olduğu haklar söylenir. Bu aşamada kişi avukat isteme, konuşmama, yakınlarına haber verilmesi isteme veya delillerin toplanmasını isteme hakkına sahiptir. Soru cevap şeklinde ilerleyen bu aşamada, tüm beyanlar tutanağa geçirmek suretiyle kayıt altına alınır.
İfade alımı sırasında, şüphelinin tüm beyanları özgür iradesi ile alınmış olmalıdır. Şüpheliye zor kullanarak yahut gerçeğe aykırı vaatlerde bulunarak alınan beyanlar hukuka aykırı delil niteliği taşımaktadır. Hukuka aykırı deliller, yargılamanın hiçbir aşamasında kullanılamayacağı gibi cezanın belirlenmesinde de esas alınmaz.
Tüm bunların sonunda kayda alınan bilgilerle ilgili şüpheliye bir tutanak imzalatılacaktır. Tutanakta yazan bilgilerin eksik, yanlış ya da fazla olmaması gerekmektedir. Bu gibi durumlar varsa şüpheli tutanağı imzalamamalıdır. İfade ve sorgu süreçlerinin dikkat isteyen detaylara sahip olması sebebiyle, bu süreçleri, alanında uzman bir ceza avukatı danışmanlığında yürütmek fayda sağlamaktadır.
Uzlaşma
Uzlaşma, suçtan ötürü mağdur olan kişi ile şüpheli kişinin uzlaştırmacı vasıtasıyla anlaşmaya vardırılmasıdır. Müstehcenlik suçu uzlaşma kapsamında değildir.
Adli Kontrol
Adli kontrol, tutuklama nedenlerinin olmasına rağmen tutuklama kararı verilmeden kontrol tedbirinin uygulanmasıdır. Adli kontrol tedbirleri; yurt dışına çıkış yasağı, konutu terk etmemek, bir yerleşim yerini terk etmemek, belirlenen bir yere gitmemek, silah bulundurmamak ya da belirli aralıklarla imza atma yükümlülüğü olabilir.
Adli kontrol kararının verilebilmesi için olaya ilişkin somut deliller bulunmalı, tutuklama nedenlerinden biri söz konusu olmalı ve kuvvetli suç şüphesi olmalıdır. Bu nedenlerin var olduğu hallerde müstehcenlik suçunda, şüpheli hakkında adli kontrol kararı verilebilecektir.
Müstehcenlik suçu ağır ceza mahkemesinin görev alanındaki suçlardan olmadığından adli kontrol tedbirleri en fazla 2 yıllığına uygulanabilir. Ancak, soruşturma açısından zorunluluk bulunan hallerde, bu süre 1 yıl daha uzatılabilir.
Adli kontrol kararına karşı kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren makama sunulan dilekçe ile itiraz etmek mümkündür. Şüpheli ya da sanığın avukatı, eşi veya yasal temsilcisi itirazda bulunabilmektedir.
Tutukluluk
Tutukluluk kararı, soruşturmanın güvenliğini sağlamak için şüphelinin belli bir süreliğine cezaevinde kalması suretiyle özgürlüğünü kısıtlayan bir koruma tedbiridir. Tutuklama kararının verilebilmesi için bazı şartlar vardır. Bunlar:
- Şüphelinin ülkeden kaçmak için girişimlerde bulunması,
- Suça ilişkin delilleri yok etme, karartma ihtimalinin olması,
- Suçun mağduruna, suçtan zarar görene yahut katılana baskı kurma ihtimalinin olmasıdır.
Bu şartların varlığı halinde müstehcenlik suçunda tutukluluk kararı verilebilecektir. Müstehcenlik suçu açısından tutukluluk süresi en fazla 1 yıl olabilir. Bunun yanında, adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının yeterli olması halinde tutuklama yapılamamaktadır.
Hukuka aykırı şekilde yahut sürelerde verilen tutukluluk kararına karşı itiraz yolu açıktır. İtiraz, kararın verildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, kararı veren makama sunulan dilekçe ile yapılmaktadır. Sanık, avukatı eşi, anne- babası, çocukları ve ikinci derecen akrabaları itiraz hakkına sahiptir.
Müstehcenlik Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar
Müstehcenlik suçunda soruşturma aşamasında verilebilecek kararlar şunlardır:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
- İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar ve şikâyet konusunu oluşturan fiilin hiçbir araştıramaya gerek olmadan suç olmadığının anlaşılması veya çok genel ve soyut olması halinde verilmektedir. Bu gibi haller söz konusu olduğunda müstehcenlik suçunun soruşturma aşaması hiç başlamamış sayılır, dosya kapanır. İlgili kişi de şüpheli olarak adlandırılmaz.
Soruşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. Kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Müstehcenlik suçunun soruşturma aşamasının sonunda savcı, dava açılmasını uygun görmez veya suçla ilgili yeterli delil bulamazsa kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu karara KYOK da denir. Bu durumda dosya soruşturma aşamasından sonra kapanır ve yargılamaya devam edilmez.
Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.
İddianamenin Düzenlenmesi
Müstehcenlik suçuna dair yapılan soruşturmanın sonucunda savcı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenler. Devamında, düzenlediği iddianameyi görevli ve yetkili mahkemeye sunar. İddianamenin kabul edilmesi hâlinde kamu davası açılır ve yargılama aşamasına geçilir.
Müstehcenlik Suçunun Savunması
Müstehcenlik suçunun savunması, verilecek cezayı etkileyen hususlardan biridir. Mevzubahis suç türünde yapılacak örnek savunmalar şunlardır:
- Müstehcenlik suçunun unsurlarının oluşmadığı,
- Müstehcen içerikli ürünlerin izin verilen yerlerde satıldığı iddiası,
- Ürünlerin bedelsiz olarak dağıtılmadığı,
- Ürünlerin reklamının yapılmadığı iddiası,
- Suçun çocuğa karşı işlenmediği,
- Suçun teşebbüs aşamasında kaldığı için daha az cezayı gerektirdiği,
- Müstehcenlik suçunun kişinin özel alanında olduğu için meydana gelmediği iddiası,
- Soruşturma aşamasında olaya ilişkin tüm delillerin toplanmadığı,
- Şahsi cezasızlık hallerinin varlığı,
Müstehcenlik suçunun savunması, suçun işleniş biçimi, failin özellikleri ve nitelikli hallerin varlığına göre farklılıklar gösterebilmektedir. Bu sebeple sağlıklı bir savunma yapılabilmesi ve sürecin takibi için uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır
Müstehcenlik Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Ceza yargılaması aşaması, soruşturma evresi sonunda savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabul edilerek davanın açılmasıyla başlayan ve mahkeme tarafından sanık/sanıklar hakkında bir karar verilmesiyle son bulan evredir.
Müstehcenlik suçunun temel hali bakımından, mahkemenin tercih edebileceği iki farklı yargılama usulü bulunmaktadır. Bunlar, basit yargılama usulü ve genel hükümlere göre yargılamadır.
Basit yargılama usulünün tercih edilmesi halinde, dava, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden görülmektedir. Bu itibarla, taraflar mahkeme tarafından yapılan tebliğden itibaren 15 gün içinde yazılı savunmalarını dosyaya eklemek zorundadır. Davaya ilişkin diğer tüm hususlar da dosyaya eklenir ve hakim, dosya üzerinden yapılan incelemenin sonucunda bir karar verir.
Taraflar, basit yargılama usulü uygulanarak verilen karara 7 gün içinde itiraz edebilirler. İtiraz edilmesi halinde, genel hükümlere göre yargılama yapılmaktadır. Aynı şekilde, suçun 2., 3., 4. ve 5. fıkrada yer alan hallerinin varlığında da genel hükümlere göre yargılama yapılmaktadır.
Genel hükümlere göre yürütülen yargılama aşamasında duruşmalar yapılır. Yapılan duruşmalarda, toplanan deliller tartışılır, görgü tanıkları dinlenir ve diğer tüm deliller incelenir. Yargılama sürecinin sonunda yapılan karar duruşmasında, hâkim tüm süreci değerlendirerek bir karara varır.
Müstehcenlik suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir.
Müstehcenlik Suçunda Zamanaşımı
Müstehcenlik suçunda zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıldır. Müstehcenlik suçunun 5 yıl ve daha fazla cezayı gerektiren nitelikli hallerinde ise zamanaşımı süresi 15 yıldır. Zamanaşımı sürelerinin geçmesi halinde yargılama yapılmaz ve kişi hakkında dava açılamaz.
Müstehcenlik Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Müstehcenlik suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:
- Beraat
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
- Mahkûmiyet,
- Adli para cezasına çevirme,
- HAGB,
- Cezanın Ertelenmesi,
- Davanın Düşmesi,
Beraat
Beraat kararı, mahkeme tarafından yapılan yargılamanın sonunda sanığın aklanarak suç işlemediğinin kesinleştiğine ilişkin karardır. Beraat kararı, suçun sanık tarafından işlenmemesi, delil yetersizliği, suçun unsurlarının oluşmaması gibi sebeplerle verilebilir.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın fiilleri suç teşkil etmesine rağmen bazı sebepler ile ceza verilememesidir. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilecek durumlar şunlardır:
- Sanığın suçun meydana geldiği sırada 12 yaşından küçük olması,
- Sanığın akıl hastası olması,
- Suçun zorunluluk altında işlenmesi,
- Suçun konusunda hataya düşülmesi,
- Suçun cebir ya da tehditle işlenmesi.
Mahkûmiyet
Mahkûmiyet kararı, mahkeme tarafından yapılan yargılamanın sonunda sanığın suçlu olduğuna hükmedilmesidir. Müstehcenlik suçu bakımından suçun sanık tarafından işlendiği sabit olursa ve ceza verilmemesi için herhangi bir sebep yoksa mahkûmiyet kararı verilecektir.
Müstehcenlik suçu sebebiyle verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl içinde, sanığın yeniden suç işlemesi halinde tekerrür hükümleri uygulanmaktadır. Bu itibarla, sanığa verilen cezada artırıma gidilmektedir.
Sanığın geçmiş yaşantısı, sosyal ilişkileri, suça ilişkin pişmanlığı gibi indirim sebeplerinin varlığı halinde, verilecek cezada iyi hal indirimi uygulanabilmektedir. 1/6 oranına kadar yapılan bu indirim, mahkemenin takdirine bırakılmıştır.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, sanığa verilen 1 yıl veya daha az süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine ilişkin mahkeme kararıdır. Müstehcenlik suçu kapsamında verilen hapis cezasının 1 yıl ve altında olması halinde, verilen hapis cezasının hakimin takdiriyle adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.
Hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına karşılık gelen gün sayısı tayin edildikten sonra, adli para cezasının her bir günü için geçerli olacak şekilde bir ücret tayin edilir. Bu itibarla, sanığın sosyoekonomik düzeyi göz önünde bulundurularak 20-100 Lira arasında bir bedel belirlenir. Belirlenen bedelin ceza gün sayısıyla çarpılması sonucu toplam adli para cezası bulunur.
Mahkeme tarafından, verilen adli para cezasının tek seferde peşin şekilde ödenmesine karar verilebilir. Aynı şekilde, en fazla 2 yıl içinde ve taksitlerle ödenmesine de karar verilebilmektedir. Ödenmeyen adli para cezası tekrar hapis cezasına çevrilebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanık hakkında verilen hükmün belirli sürelerde açıklanmamasıdır.
Uygulamada HAGB olarak da bilinen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kapsamında, sanık hakkında verilen ceza beş yıllığına ertelenebilir. Sanık bu beş yıllık süre içinde başka bir suç işlemez ve belirlenen yükümlülüklere uyarsa ceza hiç verilmemiş sayılır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için; 2 yıldan az hapis cezasına hükmedilmiş olması, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olması ve hâkimde tekrar suç işlemeyeceği yönünde kanaat olması gerekmektedir. Bu unsurların varlığı halinde İftira suçu bakımından HAGB kararı verilebilir.
Bu kararın verilmesine karşı itiraz yolu açıktır. İtiraz, 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin bağlı olduğu ağır ceza mahkemesine sunulan dilekçe ile yahut zabıt katibine bulunulan beyan ile yapılır.
Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen bir denetim süresi içinde, yine mahkeme tarafından belirlenen yükümlülüklere uyulması koşuluyla, verilen hapis cezasının infazının ertelenmesidir. Denetim süresi 1-3 yıl arasındadır.
Cezanın ertelenmesinin söz konusu olabilmesi için; verilen hapis cezasının 2 yıldan daha az süreli olması, sanığın bu olaydan önce 3 aydan fazla hapis cezası almamış olması ve suç işlemeyeceği yönünde bir kanaat oluşturması gerekmektedir. Sayılan gerekli koşulların varlığı halinde İftira suçu açısından cezanın ertelenmesi gündeme gelebilir.
Erteleme süresi içinde kişi, herhangi bir suç işlemez ve kendisine verilen denetim yükümlülüklerine uyar ise hapis cezası infaz edilmiş sayılır. Erteleme sonucunda verilen mahkûmiyet kararı, kişinin adli sicil kaydına işlenir.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, bazı nedenler sonucunda davanın esası hakkında karar verilememesi yani kovuşturma aşamasının sona ermesidir. Davanın düşmesine neden olabilecek hâller kanunda düzenlenmiştir. Sayılan haller; genel af, sanığın ölümü ve dava zamanaşımı gibi hallerdir.
Müstehcenlik Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Müstehcenlik suçunda yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın yanlış olduğunu düşünen ya da karardan memnun olmayan taraflar açısından, kararın yeniden gözden geçirilmesi için üst mahkeme olan Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtaya başvuru mümkündür.
Müstehcenlik suçu açısından kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Başvuru, kararı veren mahkemeye sunulan bir dilekçe yahut zabit katibine sözlü beyan ile yapılabilir.
Müstehcenlik suçu bakımından her koşulda temyiz kanun yoluna başvuru mümkün olmayacaktır. İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz kanun yolu kapalıdır.
Temyiz edilebilecek kararlar için, kararın verildiği günden itibaren 15 gün içinde, kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe yahut zabıt katibine sunulan sözlü beyan ile
Sonuç
Müstehcenlik suçu hem yetişkinlere hem de çocuklara karşı işlenebilen ve kanunda ayrıntılı şekilde düzenlenmiş bir suç tipidir. Suçun temel şekli ile nitelikli halleri arasında, verilecek ceza bakımından oldukça önemli farklar bulunmaktadır. Müstehcenlik suçu ile karşı karşıya kişilerin, tüm yargılama süreçlerinde, alanında uzman bir ceza avukatından hukuki destek alması oldukça önemlidir.