Resmi Belgede Sahtecilik Suçu ve Cezası
Resmî belgede sahtecilik suçu Türk Ceza Kanunu’nda Kamu Güvenine Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenir. Bu başlık altında yer alan suç tipleri ile korunmak istenen kamu güvenliğidir. Devlete ait belgelerin güvenilirliği bu suç tipi düzenlemesi ile güvence altına alınmak istenmiştir. Bu suçu işleyen kişilerin 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması söz konusudur.
İçindekiler
Resmî Belgede Sahtecilik Suçu Nedir?
Resmî belgede sahtecilik suçu, resmi bir belgenin sahte şekilde düzenlenmesi ya da başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesidir. Resmî belgede sahtecilik suçu Türk Ceza Kanunu’nda m. 204’te düzenlenmektedir.
TCK m.204:
“Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’
Resmî Belgede Sahtecilik Suçu Nasıl Oluşur?
Resmî belgede sahtecilik suçu, resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesi, başka kişileri aldatma amacıyla değiştirilmesi yahut sahte resmi belgenin kullanılmasıyla oluşur.
Bir belgenin resmi bir belge olabilmesi için; kamu görevlisi tarafından düzenlenmesi, kamu görevlisinin bu belgeyi görevi gereği düzenlemesi ve öngörüldüğü takdirde usul ve şekil şartlarına uyulması gerekir.
Yargıtayın resmi belge olarak kabul ettiği bazı belgeler; nüfus cüzdanı, pasaport, ruhsat, araç plakası, doğum raporu, evlilik cüzdanı gibi belgelerdir. Bunun yanında, kaza tespit tutanağı, bono, çek, hisse senedi, vasiyetname gibi belgeler de resmi belge olarak kabul edilir.
Resmi belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için aşağıdaki durumların gerçekleşmesi gerekir:
- Resmi belgeyi sahte olarak düzenlemek,
- Gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek,
- Sahte resmi belgeyi kullanmak.
Bu nitelikler aşağıda detaylı şekilde açıklanmaktadır.
Resmi Belgeyi Sahte Olarak Düzenlemek
Resmi bir belgenin, belgeyi oluşturmaya yetkisi olmayan bir kişi tarafından düzenlenmesi halinde resmi belgede sahtecilik suçu oluşmaktadır. Gerçek bir resmi belgenin; imzası, tarihi, amblemi ya da içeriğinin sahte olarak düzenlenmesi halinde bu suç tipi meydana gelecektir.
Örneğin, gerçek bir resmi belgenin özelliklerini taklit ederek oluşturma söz konusu ise resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesi durumu vardır.
Sahte olarak düzenlenen resmi belgenin ilk bakışta sahte olduğunun anlaşılamıyor olması gerekir. Yargıtay uygulamalarında da yer alan husus belgenin aldatma yeteneğinin olması gerektiğidir. Aksi takdirde ilk bakışta sahteliği anlaşılan belge açısından bu suçun oluşması söz konusu olmayacaktır.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, sahte olarak ilmühaber düzenlenmesi halinde resmi belgede sahtecilik suçunun oluştuğuna dair karar verilmiştir. (Yargıtay 15. CD. 2018/3009 E. 2018/6645 K.)
Gerçek Bir Resmi Belgeyi Başkalarını Aldatacak Şekilde Değiştirmek
Gerçek bir resmî belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi, belge üzerindeki birtakım bilgilerin silinmesi veya yeni bilgilerin eklenmesi suretiyle oluşur. Suçun oluşması için belgenin kullanılması gerekmemektedir.
Örneğin; resmî belgedeki esas imzanın değiştirilmesi veya yeni tarih yerine eski bir tarihin yazılması bu suçun oluşumuna sebebiyet verir.
Burada önemli olan husus resmî belge üzerinde yapılacak değişikliğin başkalarını aldatacak nitelikte olmasıdır. Yanlışlıkla veya istemeyerek bir hata sonucu yapılan bir değişiklik bu suçun oluşmasına sebebiyet vermez, başından beri aldatma amacının olması gerekir.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda sanığın nikahsız eşinden olma çocuğunu, resmi nikahlı eşini babası göstererek doğum yaptığı hastaneden aldığı doğum belgesi ile çocuğu nüfusa kaydettirmesi üzerine resmî belgede sahtecilik suçu oluşmamıştır. Burada çocuğun soy bağını değiştirmek suçu meydana gelmiştir. (Yargıtay 19. CD. 33883 E. 2020/1515 K.)
Sahte Resmî Belgeyi Kullanmak
Sahte resmî belgeyi kullanmak, ilgili yerde amacına uygun şekilde ibraz edilmesidir.
Örneğin sahte olarak düzenlenmiş kimlik belgesinin ev satışında kullanılması veya sahte sürücü belgesinin yol çevirmede kullanılması.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda; kolluk görevlilerince yapılan yol kontrolünde, sanık askerlikten tecilli olduğu sahte belgeyi göstermiştir. Sanık bu belgeyi kimlik bilgilerini bile bilmediği iki şahıstan almıştır. Sanığın bu sahte resmî belgeyi kullanması üzerine resmi belgede sahtecilik suçu oluşmuştur. (Yargıtay 11. CD. 2017/4985 E. 2017/8445 K.)
Resmî belgede sahtecilik Suçunun Cezası
Resmî belgede sahtecilik suçunun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.
Yapılacak olan ceza yargılaması sonucunda verilecek olan ceza hâkimin takdirinde olacaktır. Somut olayın özellikleri, suçun işleniş biçimi ve suçun meydana getirdiği büyüklük gibi nitelikler göz önüne alınacaktır.
Resmî Belgede Sahtecilik Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Hâlleri ve Cezaları
Resmî belgede sahtecilik suçunun cezayı artıran nitelikli hâlleri, verilecek cezanın belli oranda artırımı gerektiren hallerdir. Suçun cezayı artıran nitelikli hali TCK m.204/2 ve 3. fıkralarında düzenlenmiştir.
TCK m. 204/2:
“Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’
TCK m.204/3:
“Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.’’
Düzenlemelerin daha iyi anlaşılabilmesi için resmî belgede sahtecilik suçunun cezayı artıran nitelikli hâlleri aşağıda başlıklar hâlinde açıklanmıştır.
Görevi Gereği Resmî Belge Düzenlemeye Yetkili Kamu Görevlisinin Resmi Belgeyi Sahte Olarak Düzenlemesi, Değiştirmesi, Kullanması
Resmî belgede sahtecilik suçunun görevi gereği bu belgeyi düzenlemeye yetkili kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasıdır.
Bu nitelikli halin oluşması için aranan en önemli husus, kamu görevlisinin bu suçu görevi dolayısıyla işlemesi gereğidir. Kamu görevlisi kişinin görev alanı dışında bu nitelikli hal söz konusu olmayacaktır.
Örneğin, Yargıtay’ın vermiş olduğu bir kararda hastanede görevli hemşirenin, suça ilişkin uyuşturucu maddelere ait olan reçete defterinin görevli doktor yerine sahte imza atarak düzenlemesi üzerine, bu belgenin sanığın görevi gereği düzenlemeye yetkili belgelerden olmadığı anlaşıldığından bu nitelikli hal meydana gelmemiştir. (Yargıtay 11. CD. 2021/529 E. 2021/6135 K.)
Yargıtayın vermiş olduğu başka bir kararda ise bir ilkokulda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan sanığın, bir öğrencinin Türkçe, Matematik ve İnkılap Tarihi derslerinde notlarını yükselttiği anlaşıldığından resmî belgede sahtecilik suçunun nitelikli hali oluşmuştur. (Yargıtay 11. CD. 2013/19283 E. 2015/29214 K.)
Belgenin Sahteliği İspatlanıncaya Kadar Geçerli Belgelerden Olması
Resmî belgede sahtecilik suçunu oluşturan belgenin, belgenin sahteliği ispatlanıncaya kadar geçerli belgelerden olması halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Bazı belgeler vardır ki resmi makamlar önünde güvenilirlikleri tamdır ancak sahteliği ispatlandığı takdirde geçersiz hale gelecektir. Bu belgelere örnek olarak; duruşma tutanakları, mahkeme ilamları, noterde düzenlenmiş satış sözleşmesi, Sayıştay kararları, ehliyet, pasaport ya da avukat kimliği verilebilir.
Yukarıda sayılan belgelerden herhangi birinin sahteliği ispatlandığı takdirde geçerliliği kalmayacaktır. Bu belgeler sahteliği ispatlanana kadar kesin delil niteliğinde olacaktır. İspatlanmazsa ise geçerli olmaya devam edecektir.
Resmî Belgede Sahtecilik Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima
Teşebbüs söz konusu olduğunda bir suç elde olmayan sebeplerle tamamlanamamıştır. Resmi belgede sahtecilik suçu icra hareketlerinin tamamlanması ile suç da tamamlanacağından teşebbüs pek mümkün olmayacaktır. Suçun teşebbüs aşamasında kaldığı takdirde cezada bir miktar indirim yapılmaktadır.
İştirak hükümleri suçluyu suça azmettirme veya suçun işlenişine katkıda bulunarak yardım etme halinde meydana gelecektir. Resmî belgede sahtecilik suçunun işlenmesine iştirak eden herkes, suçun işlenişindeki katkısı ve bu katkının önemine göre ayrı ayrı cezalandırılmaktadır.
Örneğin, resmi belgede sahtecilik suçunda birini azmettiren veya ona yardım eden kişiler de cezalandırılmaktadır.
Yargıtay vermiş olduğu bir kararında sanıkların merkeze ulaştırılmak üzere aldıkları suça konu çekleri, teslim etmeyerek sahte cirolarla tedavüle koymaları halinde iştirak hali vardır. (Yargıtay 15. CD. 2013/25917 E. 2016/2151 K.)
İçtima, resmî belgede sahtecilik suçunu oluşturan fiilin aynı zamanda farklı suç türlerini de kapsayan nitelikte olması halidir. Bu halde kişi, ortaya çıkan suçlar arasında en ağır cezayı gerektiren suçtan yargılanır. Resmî belgede sahtecilik suçunda içtima hükümleri uygulanabilir.
Resmî belgede sahtecilik suçunun birden çok aynı suç işlemi kararı altında aynı kişiye karşı farklı zamanlarda işlenmesi halinde kişiye ağırlaştırılmış tek bir ceza verilecektir.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda, sahte olarak düzenlenmiş bir nüfus cüzdanının düzenlenip zaman içinde de kesinti olmadan kullanılması halinde bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla kez işlenmesi söz konusu olmuş ve tek bir sahtecilik suçundan hüküm verilmiştir. (Yargıtay 15. CD. 2015/393 E. 2017/74 K.)
Resmî Belgede Sahtecilik Suçunun Soruşturma Aşaması
Soruşturma aşaması, suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen zamanı ifade etmektedir. Soruşturma aşaması şu şekildedir:
- Şikayet-İhbar,
- Gözaltı,
- Delillerin toplanması,
- İfade ve Sorgu,
- Uzlaşma,
- Adli Kontrol,
- Tutukluluktur.
Şikâyet-İhbar
Bazı suçların soruşturulmaya başlanması için, suçun mağduru tarafından adli makamlara şikâyette bulunulmuş olması şartı aranmaktadır. Şikâyet şartı olduğu takdirde suçun mağduru olan bizzat giderek şikâyette bulunmadığı takdirde savcı soruşturma başlatamayacaktır.
Şikâyete tabi olmayan suçlar açısından ise herhangi bir kişi tarafından gerekli makamlara (Savcı, polis, jandarma vb.) ihbarda bulunulması yeterlidir.
Resmî belgede sahtecilik suçu şikâyete tabi değildir.
Gözaltı
Gözaltı, suç işleme şüphesi altında bulunan bir kimsenin yetkili birimlerce gözetim altında tutulmasıdır.
Gözaltı süresi, yolculuk süresi hariç (12 saat) en fazla 24 saat olabilir. Bu sürenin aşılması hukuka aykırılık teşkil edecektir. Bu süreler içinde hâkim karşısına çıkarılmayan veya haksız olarak gözaltına alınan şüpheli, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Bu süre bireysel suçlarda uzatılamaz.
Birden çok kişiyle işlenen toplu suçlarda ise bu süre belirli şartlar altında uzatılabilmektedir. Toplu işlenen suçlarda Cumhuriyet Savcısı gözaltı süresini her defasında bir günü geçmemek üzere 3 gün süreyle uzatılmasını emredebilir.
Resmî belgede sahtecilik suçu bakımından şüphelinin suçu işlediğine dair somut delillerin varlığı halinde ve soruşturulması bakımından zorunlu olması nedeniyle gözaltı kararı verilebilir.
Gözaltı kararına karşı, gözaltına alınan kişi yahut yakınları itiraz edebilir. Bu itirazı şüphelinin kendisi, avukatı, eşi, yaş küçüğü olması halinde kanuni temsilcisi yapabilir. İtiraz, Sulh Ceza Hakimliğine sunulan dilekçe ile yapılmaktadır.
12 yaşından küçükler hakkında gözaltı kararı verilememektedir.
Delillerin Toplanması
Delillerin toplanması aşaması, suça ilişkin hususların aydınlatılmasında yararlanılacak unsurların toplanması ve muhafaza edilmesidir. Delil toplama esas olarak soruşturma aşamasında gerçekleştirilmekle birlikte kovuşturma aşamasında da delillerin toplanabilmesi mümkündür.
Savcı resmî belgede sahtecilik suçu ile ilgili hem lehe hem aleyhe delilleri toplayarak suçun şüpheli tarafından işlenip işlenmediğini ortaya çıkarmakla yükümlüdür.
Bu aşamada en önemli husus delillerin kanuna uygun şekilde elde edilmesidir. Zira hukuka aykırı deliller yargılamanın hiçbir aşamasında ispat aracı olarak kullanılamayacaktır.
İfade ve Sorgu
İfade, şüphelinin soruşturma konusu suç ile ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından yahut kolluk görevlileri (emniyet birimleri, jandarma vb.) tarafından dinlenmesidir. Sorgu ise, şüpheli veya sanığın hâkim veya savcı tarafından dinlenmesini ifade etmektedir.
Bu süreçte öncelikle şüpheliye bir davetiye gönderilir ve ifadesinin alınması için polis merkezine yahut savcılığa çağrılır. İfadeye çağırılan şüpheli gelmediği takdirde emniyet personeli aracılığıyla zorla getirilmesine karar verilir.
Resmi belgede sahtecilik suçunun soruşturma evresinde şüphelilerin ifadesi alınır. Bu esnada şüphelinin kimliği saptanarak kendisine isnat edilen suç anlatılır.
Müdafii seçme hakkının olduğu hatırlatılır. Kendisine isnat edilen suçu öğrenme hakkı açıklamada bulunmama hakkı (susma hakkı), yakınlarına haber verme hakkı ve delil toplanmasını isteme hakkı olduğu anlatılır.
Bu aşamadaki en önemli hususlardan biri de şüpheliye yasak usullerde davranılmaması gerektiğidir. İfade alımı sırasında yasak olan bazı usullere örnek olarak; işkence, yorma veya ilaç verme olabilir. Bu haller söz konusu olursa ifade ve sorgu hukuka aykırılık teşkil eder.
İfade ve sorgu sonrasında, ifadesi alınan kişiye bir tutanak imzalatılmaktadır. Şüpheli kişi tutanakta yazanların doğru olup olmadığını kontrol etmelidir. Sonrasında herhangi bir mağduriyet yaşanmaması açısından ifade ve sorgu sonrasındaki tutanağın kontrolü önemlidir.
İfade ve sorguda verilen beyanlar, verilecek cezaya etki eden önemli delillerdendir. Bu sebeple, ifade ve sorgu sırasında alanında uzman bir ceza avukatından hukuki danışmanlık almak oldukça önemlidir.
Uzlaşma
Uzlaşma; fail ile suç sebebiyle zarar gören tarafın, failin bir edimi karşılığında, bağımsız bir kişi tarafından anlaştırılmasıdır. Resmî belgede sahtecilik suçu uzlaşmaya tabi değildir.
Soruşturma aşamasında uzlaşılması hâlinde fail hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir (KYOK). Uzlaşılmaması durumunda ise kamu davası açılır. Kovuşturma aşamasında uzlaşılması hâlinde fail hakkında düşme kararı verilir. Uzlaşılmaması durumunda ise yargılamaya devam edilir.
Adli Kontrol
Adli kontrol, şüpheli kişinin cezaevine gönderilmesi yerine birtakım şartlar altında , en fazla 2 yıl süreyle denetimde tutulmasıdır. Adli kontrol kararı, tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde uygulanan daha hafif düzeyli bir koruma tedbiridir.
Sanık ya da şüphelinin belli bir mesleğe devamı ya da eğitimine devam etmesine karar vermek, yurt dışı çıkış yasağı uygulamak, imza uygulaması bazı adli kontrol tedbirlerindendir.
Adli kontrol tedbiri, tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde, tutuklama yerine uygulanmaktadır. Resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde adli kontrol kararı verilebilmesi mümkündür. Adli kontrol tedbirlerinin yerine getirilmemesi halinde, şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilmektedir.
Bu karara karşı itiraz yolu açıktır. Kararın verilmesinden itibaren 7 gün içerisinde, kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içerisinde bulunan Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz edilmesi üzerine, adli kontrol kararının kaldırılmasına, yükümlülüklerin, değiştirilmesine veya sanığın bazı yükümlülüklerden muaf tutulmasına karar verilebilir.
Tutukluluk
Tutuklama tedbiri, kuvvetli suç şüphesi, kaçma şüphesi ve delilleri karartma şüphesi bulunan şüphelilerin cezaevinde tutulmasıdır. Adli kontrol kararı verilmesinin yeterli olduğu durumlarda, tutuklama tedbiri uygulanmaz.
Şüpheli hakkında kaçma ve delilleri karartma şüphesinin bulunması halinde ve kuvvetli suç şüphesinin bulunması halinde tutuklama kararı verilebilmektedir. Resmi belgede sahtecilik suçu açısından en fazla 1 yıl süreyle tutuklama tedbiri uygulanabilir. Zorunlu hallerde bu süre 6 ay daha uzatılabilir.
Şüpheli hakkında uygulanan tutuklama tedbirine karşı, kararın verildiği günden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. İtiraz, tutuklama kararını veren mahkemenin bağlı bulunduğu asliye ceza mahkemesine verilen dilekçe ile yapılmaktadır. Şüpheli, eşi, annesi, babası, birinci ve ikinci derece akrabaları itiraz hakkına sahiptir.
Resmi belgede sahtecilik suçunu işleyen kişinin 15 yaşını doldurmamış çocuk olması halinde, çocuk hakkında tutuklama kararı verilememektedir.
Resmî belgede sahtecilik Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar
Resmî belgede sahtecilik suçunda soruşturma sonucunda verilebilecek kararlar aşağıdaki gibidir:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
- İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar ve şikâyet konusu fiilin açıkça suç oluşturmadığının herhangi bir araştırmaya gerek olmadığı veya savcılığa yapılan ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda savcı tarafından verilebilir. Bu durumda soruşturma hiç başlamamış sayılarak dosya kapanır. İlgili kişiye şüpheli sıfatı verilmez.
Bu karar karara karşı itiraz edilebilir. Kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Soruşturma aşamasının sonunda savcı dava açılmasını uygun görmez veya suçla ilgili yeterli delil bulunmazsa yahut etkin pişmanlık hükümlerine ilişkin bir durum söz konusuysa kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu karara KYOK da denir. Bu durumda dosya soruşturma aşamasından sonra kapanır.
Bu karara karşı itiraz edilebilir. İtiraz kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.
İddianamenin Düzenlenmesi
Soruşturma sonucunda savcı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenler. Akabinde, düzenlediği iddianameyi görevli ve yetkili mahkemeye sunar. İddianamenin kabul edilmesi hâlinde kamu davası açılır ve yargılama aşamasına geçilir
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Savunması
Resmi belgede sahtecilik suçunun savunması, somut olaya göre şekillenebilecek olup aşağıda bazı örnek savunmalara yer verilmiştir.
- Belgenin resmi belge niteliğinde olmadığı,
- Yapılan değişiklikte aldatıcılık amacının bulunmadığı,
- Kamu görevlisinin görevi gereği düzenlenen bir belge olmadığı,
- Belgenin aldatıcı niteliği olmadığı,
- Lehe delillerin toplanıp aleyhe delillerin toplanmadığı,
- Masumiyet karinesinin ihlâl edildiği iddiası,
- Kuvvetli suç şüphesi oluşturan yeterli delil bulunmadığı,
Savunma aşaması, yargılamadaki en önemli aşama olup burada etkin bir savunma yapılması gereklidir. Bu evrede alanında uzman bir ceza avukatından yardım almakta fayda vardır.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Ceza Yargılaması Aşaması
Ceza yargılaması aşaması uygulamada kovuşturma evresi olarak da bilinen aşamadır. Soruşturma aşamasında elde edilen tüm deliller ışığında savcı dava açılması gerektiğini düşündüğü takdirde iddianame düzenleyerek mahkemeye sunar ve mahkemenin kabulü ile ceza yargılaması aşaması başlamış olur.
Ceza yargılaması sürecinde, şüpheli ya da şüphelilerin hâkim veya savcı tarafından dinlenmesi gündeme gelecektir. Duruşmalar bu aşamada yapılmaktadır. Tanık dinlenmesi, hâkimin olay yerinde keşfe çıkması, bilirkişi raporlarının toplanması ve diğer tüm delillerin değerlendirilmesi bu aşamada gündeme gelmektedir. Sonucunda ise, hâkim tüm süreci değerlendirerek bir karar verir.
Resmî Belgede Sahtecilik Suçunda Zamanaşımı
Resmî belgede sahtecilik suçunda dava zamanaşımı 8 yıl; ceza zamanaşımı kararın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır.
Resmî belgede sahtecilik suçunun nitelikli hali olan kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde ise dava zamanaşımı süresi 15 yıl, ceza zamanaşımı ise 20 yıldır.
Dava zamanaşımına ilişkin 8 yıllık süre, suçun işlendiği tarihte başlar. Bu süreden sonra dava açılamaz ve ceza verilemez. Ceza zamanaşımına ilişkin 10 yıllık süre ise, cezaya ilişkin mahkeme kararının verildiği gün başlar. Bu süreden sonra cezanın infazı istenemez. Bu durum suçun nitelikli açısından da geçerlidir.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Resmî belgede sahtecilik suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:
- Beraat
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
- Mahkumiyet
- Adli para cezasına çevirme
- HAGB
- Cezanın Ertelenmesi
- Davanın Düşmesi
Beraat
Beraat, mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda, sanığın suçsuz olduğuna karar verilmesidir. Beraat kararı, suçun sanık tarafından işlenmemesi, delil yetersizliği, suçun unsurlarının oluşmamış olması gibi sebeplerle verilebilir.
Örneğin; resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin yapılan yargılama suç konusunun aldatıcılık niteliği taşımadığı sonucuna ulaşılırsa, hukuka aykırılık unsuru oluşmadığından, sanık hakkında beraat kararı verilecektir.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın fiilleri suç teşkil etmesine rağmen herhangi bir neden ile ceza verilmemesidir. Bu karar ancak belirli hallerde verilebilir. Bu haller kanunda belirtilmiştir.
Örneğin resmi belgede sahtecilik suçunu işlemiş birinin yaşının küçük olması, kusur yüklenememesi, sağır ve dilsiz olması ya da akıl hastası olması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir.
Derhâl beraat kararı verilebilecek hâllerde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmemektedir.
Mahkûmiyet
Mahkûmiyet kararı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın suçlu olduğuna hükmedilmesidir. Resmî belgede sahtecilik suçu bakımından sanık tarafından işlendiği anlaşılırsa ve ceza verilmemesi için herhangi bir sebep yoksa mahkûmiyet kararı verilir.
Aynı suçun ikinci kez işlenmesi durumunda tekerrür söz konusu olur. Tekerrür halinde ise mahkûmiyet süresi artar. İyi hal söz konusu olursa mahkûmiyet süresi azalabilmektedir.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, bazı olgular gözetilerek hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesidir. Hapis cezasının, adli para cezasına çevrilebilmesi için; suçun kasten işlenmesi ve verilen cezanın 1 yılın altında olması gerekmektedir.
Resmî belgede sahtecilik suçu açısından adli para cezasına çevirme uygulaması mümkün değildir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması; ilgili koşulların varlığı hâlinde, verilen cezanın açıklanmaması kararıdır. Resmî belgede sahtecilik suçu bakımından HAGB kararı verilebilir. HAGB kararı adli sicil kaydında gözükmemektedir.
HAGB kararı verilebilmesi için; verilen cezanın 2 yıl veya daha az süreli olması, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması, sanığın tutum ve davranışlarından yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaate varılması gerekmektedir.
HAGB kararı verilmesi halinde kişi 5 yıl süreyle denetime tabi tutulur. Kişinin 5 yıllık denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlememesi gerekmektedir. Aksi taktirde HAGB kararı ortadan kalkar ve hüküm açıklanır. HAGB kararı adli sicil kaydında gözükmez.
HAGB kararına karşı itiraz mümkündür. İtiraz, kararı veren mahkemeye sunulan dilekçe yahut zabıt katibine sözlü beyanla bulunulabilir. İtirazın sunulabileceği süre, kararın verildiği günden itibaren 7 gündür.
Cezanın Ertelenmesi
2 yıl veya daha az hapis cezasına hükmedilen suçlarda, cezanın ertelenmesine karar verilebilir. Bu durumda kişi için hükmedilen hapis cezasının uygulanması bir süre için ertelenir.
Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, bir denetim süresi belirlenir. Bu süre, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olamaz. Erteleme süresi içinde kişi, herhangi bir suç işlemez ve kendisine verilen denetim yükümlülüklerine uyar ise, hapis cezası infaz edilmiş sayılır. Dolayısıyla kişi cezaevine girmeden, cezasını çekmiş sayılır. Erteleme sonucunda verilen mahkûmiyet kararı, kişinin adli sicil kaydına işlenir.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, bazı durumlar neticesinde davanın esası hakkında karar verilememesi yani kovuşturma aşamasının sona ermesidir. Davanın düşmesine neden olabilecek hâller kanunda sayılmıştır. Bu hâllere örnek olarak; sanığın ölümü, dava zamanaşımı, genel af vb. durumlar verilebilir.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Yargılama sonucunda verilen karara karşı, hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde istinafa başvurulabilir. İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemeye sunulan bir dilekçe ile veya zabıt kâtibine beyanda bulunarak yapılır. Eğer bu süre içerisinde istinafa başvurulmazsa karar kesinleşir ve kişi istinafa başvurma hakkını kaybeder.
İstinaf mahkemesinin bozma kararları dışındaki kararlarına karşı temyiz başvurusu yapılabilmektedir. Temyiz başvurusu hükmün açıklanmasından itibaren 15 gün içinde hükmü veren mahkemeye dilekçe verilerek yapılmaktadır.
Resmî belgede sahtecilik suçu açısından verilen kararların bazıları temyize kapalıdır. İstinaf incelemesi sonunda verilen bozma kararlar, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararlar, verilen hapis cezasını artırmayan kararlar temyiz edilemez.
İstinaf ve temyiz süreci ortalama 1-2 yıl sürmektedir. Bu süreleri mahkemelerin iş yoğunluğu, usule dair işlemler ve somut olayın özelliklerine göre değişebilmektedir.
DİKKAT: Yargılama sonucunda HAGB (Hükmün açıklanmasının geri bırakılması) kararı verilmişse, bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamaz. HAGB kararları için öngörülen kanun yolu itirazdır. HAGB kararlarına karşı, hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içerisinde, kararı veren mahkemenin bağlı bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir.
Sonuç
Resmî belgede sahtecilik suçu hem soruşturma hem de ceza yargılaması aşamasında uzmanlık gerektiren bir savunmayı gerektirir. Delillerin hukuka uygun elde edilmesi, savunmanın etkin bir şekilde yapılması, kanun yolları aşamasında sürelerin takibi ve mümkün olan en az cezaya hükmedilebilmesi mağdur açısından oldukça önemlidir. Tüm bu süreçte yapılan hatalar, kişinin haksız yere mahkûmiyetine yol açabileceği için alanında uzman ceza avukatından yardım almakta fayda vardır.