Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçu Ve Cezası
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu, TCK’da Kamu Güvenine Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenen suç tiplerinden biridir. Bu suç tipi ile toplumda kamuya karşı güvenin zedelenmemesi amacıyla kamu güvenliği korunmak istenmiştir. Devlete ait belgelerin güvenilirliği bu suç tipi düzenlemesi ile güvence altına alınmak istenmiştir.
İçindekiler
Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçu Nedir?
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu, kişinin resmi belge düzenleme yetkisine sahip olan kamu görevlisine karşı yalan beyanda bulunmasıdır. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu TCK’da 206. maddede düzenlenmiştir.
TCK 206:
‘’Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.’’
Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçu Nasıl Oluşur?
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu resmi belge düzenleme yetkisi olan kamu görevlisine gerçeğe aykırı şekilde beyanda bulunulmasıyla oluşur. Beyanda bulunma yazılı veya sözlü olabilmektedir. Suçun oluşması açısından aranan nitelikler şunlardır:
- Resmi bir belgenin varlığı
- Resmi belge düzenlemeye yetkili kamu görevlisi
- Resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yalan beyanda bulunmaktır.
Bu nitelikler aşağıda daha detaylı açıklanacaktır.
Resmi Belgenin Varlığı
Resmi belge kamu görevlisinin görevi gereği düzenlediği belgedir. Düzenlenen belge ile kamu görevlisinin görevi arasında bir bağ olması gerekmektedir. Ayrıca yazının belge olarak kabul edilebilmesi için de yazılı olması, hukuki olarak bi hüküm ifade etmesi ve düzenleyenin belirlenebilir olması gerekir.
Resmi Belge Düzenlemeye Yetkili Kamu Görevlisi
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu açısından gerekli bir diğer nitelik resmi belge düzenlemeye yetkili bir kamu görevlisi tarafından düzenlenmesidir. Yetkili kamu görevlisi bu belgeyi görevi gereğince düzenlemiş olmalıdır. Çünkü yetkili kamu görevlisinin kamu görevi ile alakasız bir belge düzenlemesi durumunda özel belgeden söz edilir.
Resmi Belge Düzenleme Yetkisine Sahip Kamu Görevlisine Yalan Beyanda Bulunmak
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşması açısından yalan beyanda bulunulmalıdır. Yalan beyan algılanarak resmi belge düzenlenmesinde halinde bu suç tipi oluşmayacaktır. Örneğin bir kişi gerçeğe uygun beyanda bulunduğu halde yetkili kamu görevlisi bunu gerçeğe aykırı şekilde kaydederse bu durumda bu suç tipi oluşmayacaktır.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda babasının ölümünden sonra geçersiz kalmış bir vekaletname ile Sosyal Güvenlik Kurumundan maaş almaya devam eden kişi hakkında bu suçun oluştuğuna hükmedilmiştir. (Yargıtay 6. CD. 1995/4233 E. 1995/5645 K.)
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluştuğu açısından Yargıtayın vermiş olduğu bir diğer kararda ise kendisi yerine başkasını sınava sokan bir kişi hakkındadır. (Yargıtay 6. CD. 1995/7465 E. 1995/7620 K.)
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu açısından beyanda bulunan kişinin beyanın yeterli olmayıp bu beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılma zorunluluğunun bulunduğu hallerde araştırma sonunda beyanın gerçeğe aykırı olduğu zaman kişinin beyanına itibar edilmeyeceği için bu suç tipi oluşmayacaktır.
Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçunun Cezası
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun cezası üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıdır.
Ceza yargılaması sonucunda verilecek olan ceza hakimin takdirinde olacaktır. Somut olayın özellikleri, suçun işleniş biçimi ve suçun meydana getirdiği büyüklük gibi nitelikler göz önüne alınacaktır.
Hakim tarafından yalnızca adli para cezası yahut hapis cezasıyla birlikte adli para cezasına hükmedilebilir. Bu durumda, verilen dli para cezasının her bir gününe karşılık en az 20 TL, en fazla ise 100 TL ceza belirlenir. Bu belirlemede, suçlunun yaşantısına ilişkin kıstaslar göz önüne alınır.
Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima
Teşebbüs, suç işlemek amacıyla fiillere başlanmasına rağmen, elde olmayan sebeplerle suçun yarıda kalması anlamına gelmektedir. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun işlenmesi açısından icra hareketlerine başlanmış ancak bazı nedenlerle tamamlanamamışsa teşebbüsün varlığından söz edilir.
Örneğin, beyanda bulunulmasıyla suç tamamlanacağından; sözlü beyan durumunda beyanın tamamlanamaması, yazılı beyanda ise beyanın kamu görevlisine ulaşmadığı durumlarda teşebbüsün varlığı kabul edilir. Teşebbüs söz konusu olduğunda, cezada belirli oranda indirim yapılır.
İştirak bir kişi tarafından işlenebilecek bir suçun, işbirliği içinde birden fazla kişi tarafından işlenmesidir. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun işlenmesi açısından faili yalan beyanda bulunmaya ikna eden kişinin de azmettiren olarak sorumluluğu ortaya çıkar. İştirak hali söz konusu olduğunda azmettiren ve yardım edenler de cezalandırılır.
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu başka bir suçun unsurunu ya da ağırlaştırıcı sebebini oluşturuyorsa içtima hükümleri uygulanır. Bu durumda, oluşan suçlar arasında en ağır cezayı doğuran suça göre hüküm verilir.
Yargıtay verdiği bir kararında sahte bir belgeye rağmen yalan beyanda bulunulması halinde bu durumda sadece evrakta sahtecilik suçunun oluşacağına ve evrakta sahtecilik suçuna göre cezaya hükmedileceğine karar vermiştir.(Yargıtay 11. CD. 2008/2528 E. 2008/4893 K.)
Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçunun Soruşturma Aşaması
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun soruşturma aşaması Cumhuriyet Savcısının suç şüphesini öğrenmesiyle başlayıp iddianamenin düzenlenmesi ile sona erer.
Soruşturma aşaması şu şekildedir:
- Şikayet-İhbar,
- Gözaltı,
- Delillerin toplanması,
- İfade ve Sorgu,
- Uzlaşma,
- Adli Kontrol,
- Tutukluluktur.
Şikâyet-İhbar
Şikayet, suçun mağduru tarafından yapılan bir bildirimle, yetkili makamların suçtan haberdar edilmesidir. İhbar ise suçla ilgili olan yahut olmayan herhangi bir kişinin bildirimi sonucu yetkili makamların suçtan haberdar edilmesi anlamını taşır.
Bazı suçların soruşturulmaya başlanması için suçun mağduru tarafından adli makamlara şikayette bulunulmuş olması şartı getirilmiştir. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu şikayete tabi değildir. Herhangi birinin ihbarda bulunması ile soruşturma başlatılır.
Suça ilişkin şikayet yahut ihbar, Cumhuriyet başsavcılıklarına yahut kolluk birimlerine (jandarma polis vb.), sözlü yahut yazılı bildirim ile yapılmaktadır.
Gözaltı
Gözaltı, cumhuriyet savcısı tarafından soruşturmanın tamamlanması amacıyla 24 saati geçmemek üzere şüphelinin kolluk nezaretinde tutulduğu bir koruma tedbiridir. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu hakkında şüphelinin suçu işlediğine dair somut delillerin bulunması ve soruşturulması bakımından zorun olması halinde gözaltı kararı verilebilir.
Gözaltı süresi bireysel suçlarda uzatılamaz. Toplu işlenen suçlarda Cumhuriyet Savcısı gözaltı süresini her defasında bir günü geçmemek üzere 3 gün süreyle uzatılmasını emredebilir.
Suçu işlediği sırada 12 yaşını doldurmamış çocuklar ve 15 yaşını doldurmamış sağır ve dilsizler hiçbir şekilde gözaltına alınamaz.
Gözaltı kararına veya gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin itiraz edilebilir. Bu itirazı şüphelinin kendisi, avukatı, eşi, yaş küçüğü olması halinde kanuni temsilcisi yapabilir. İtiraz, Sulh Ceza Hakimliğine sunulan dilekçe ile yapılmaktadır. Gözaltı kararı adli sicil kaydına işlemez.
Delillerin Toplanması
Delillerin toplanması aşamasında savcı, suçlunun hem lehine hem aleyhine delilleri toplayarak resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu hakkında gerçeğe ulaşmaya çalışır.
Elde edilen deliller mutlaka kanuna uygun şekilde elde edilmiş olmalıdır. Aksi takdirde elde edilen deliller ispat aracı olarak kullanılamayacaktır. Çünkü hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin kullanılması halinde yargılama sonucunda verilecek karar da hukuka aykırı olacaktır.
Hukuka aykırı delil olarak; yetkili olmayan makam tarafından dinlenen ve kayda alınan telefon konuşmaları örnek verilebilir.
İfade ve Sorgu
İfade, soruşturma aşamasında şüphelinin kolluk veya savcı tarafından dinlenmesidir. Sorgu, ise hem soruşturma hem de kovuşturma evresinde mümkün olan şüpheli veya sanığın hakim ya da savcı tarafından dinlenmesidir.
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun soruşturma evresinde şüphelilerin ifadesi alınır. Bu esnasında şüphelinin kimliği saptanarak kendisine isnat edilen suç anlatılır.
Müdafii seçme hakkının olduğu hatırlatılır. Kendisine isnat edilen suçu öğrenme hakkı açıklamada bulunmama hakkı (susma hakkı), yakınlarına haber verme hakkı ve delil toplanmasını isteme hakkı olduğu anlatılır.
Bu aşamadaki en önemli hususlardan biri de şüpheliye kötü davranılmaması gerektiğidir. İfade alımı sırasında yasak olan bazı usullere örnek olarak işkence, yorma veya ilaç verme olabilir.
İfade ve sorgu sonrasında, ifadesi alınan kişiye bir tutanak imzalatılmaktadır. Şüpheli kişi tutanakta yazanların doğru olup olmadığını kontrol etmelidir. Sonrasında herhangi bir mağduriyet yaşanmaması açısından ifade ve sorgu sonrasındaki tutanağın kontrol edilmesi ve sürecin bir ceza avukatı danışmanlığında yürütülmesi oldukça önemlidir.
Uzlaşma
Uzlaşma; suçlu ile mağdurun, bağımsız bir kişi tarafından suça ilişkin anlaştırılmasıdır. Uzlaşmaya tabi suçlarda soruşturma aşamasında dosya savcılık tarafından uzlaşma bürosuna gönderilerek taraflara uzlaşmak isteyip istemedikleri sorulur. Uzlaşma sağlanırsa yargılama sona erer. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu uzlaştırmaya tabi değildir.
Adli Kontrol
Adli kontrol, tutukluluk hallerinin varlığında, şüpheli kişinin cezaevine gönderilmesi yerine birtakım şartlar altında denetimde tutulmasıdır. Adli kontrol kararı, tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde uygulanan daha hafif düzeyli bir koruma tedbiridir. Adli kontrolün amacı kişi hürriyeti ve seyahat özgürlüğünün engellenmesinin kişi için doğuracağı olumsuz durumları en aza indirmektir.
Adli kontrol tedbirleri yurtdışı çıkış yasağı, imza uygulaması, elektronik kelepçe uygulaması ya da güvence bedeli olabilmektedir. Bu tedbirler en fazla 2 yıl için düzenlenebilir ve zorunlu hallerde 1 yıl daha uzatılabilir. 18 yaşından küçük şüpheliler için ise verilecek süre yarı oranda belirlenir.
Kişinin tutuklanması için şartların varlığına rağmen, adli kontrolün yeterli olması halinde, tutuklama kararı verilememektedir. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu açısından tutukluluk kararı verilememektedir ancak adli kontrol kararı verilebilir.
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçuna ilişkin tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde tutuklama yerine adli kontrol kararı verilebilmesi mümkündür. Bu karara karşı itiraz yolu açıktır. Kararın verilmesinden itibaren 7 gün içerisinde, kararı veren hâkimliğin yargı çevresi içerisinde bulunan Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir.
İtiraz edilmesi üzerine, adli kontrol kararının kaldırılmasına, yükümlülüklerin, değiştirilmesine veya sanığın bazı yükümlülüklerden muaf tutulmasına karar verilebilir.
Tutukluluk
Tutuklama tedbiri, kuvvetli suç şüphesi, kaçma şüphesi ve delilleri karartma şüphesi bulunan şüphelilerin, tutukevinde gözetim altında tutulmasıdır. Kanunda sayılan belirli hallerde tutuklama nedeninin kendiliğinden var olduğu kabul edilir. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunda tutuklama yapılması yasaktır.
Var olan tutuklama yasağına rağmen, şüpheli hakkında tutuklama kararı verilmesi halinde bu karara itiraz edilebilir. İtiraz, tutuklama kararının tebliğinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren sulh ceza hakiminin bağlı bulunduğu asliye ceza mahkemesine yapılabilir. Şüpheli, eşi, birinci ve ikinci dereceden yakınları itirazda bulunabilir.

Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunda soruşturma aşamasında verilebilecek kararlar aşağıdaki gibidir.
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
- İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar.
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, ihbar ve şikayet konusu fiilin açıkça suç oluşturmadığının herhangi bir araştırmaya gerek olmadığı veya savcılığa yapılan ihbar ve şikayetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda savcı tarafından verilebilir. Bu durumda soruşturma hiç başlamamış sayılarak dosya kapanır.
İhbar ve şikayetin soyut yahut genel nitelikte olmasına örnek olarak, ver olmayan bir belgeye ilişkin “birilerinin” yalan söylediği ihbarı verilebilir.
Bu karar karara karşı itiraz edilebilir. Kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Soruşturma aşamasının sonunda savcı dava açılmasını uygun görmez veya suçla ilgili yeterli delil bulunmazsa yahut etkin pişmanlık hükümlerine ilişkin bir durum söz konusuysa kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir. Bu karara KYOK da denir. Bu durumda dosya soruşturma aşamasından sonra kapanır.
Bu karara karşı itiraz edilebilir. İtiraz kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.
İddianamenin Düzenlenmesi
Soruşturma sonucunda savcı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenler. Akabinde, düzenlediği iddianameyi görevli ve yetkili Mahkemeye sunar. İddianamenin kabul edilmesi hâlinde kamu davası açılır ve yargılama aşamasına geçilir.
Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçunun Savunması
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunda somut olayın özelliklerine ve duruma göre bazı savunmalar yapılabilmektedir. Bu savunmalara örnek olarak şu hususlar verilebilir:
- Resmi belgeye dair yalan beyan bulunmadığı,
- Resmi belgeyi düzenleyen kamu görevlisinin yetkili olmadığı iddiası,
- Masumiyet karinesi,
- Sanık hakkında ortaya konulan aleyhe delillerin hukuka aykırı olduğu,
- Sanığa ilişkin lehe delillerin de toplanmamış olması,
- Failin akıl hastalığının olduğu,
- Usule aykırılıkların var olduğu,
- Failin yaş küçüğü olması.
Sayılan bu savunmalar resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunda somut olayın özelliklerine göre farklılıklar gösterecektir. Etkin bir savunmanın yapılması ve alınacak cezanın en aza indirilmesi bakımından alanında uzman bir ceza avukatından yardım almakta fayda vardır.
Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçu Ceza Yargılaması Aşaması
Ceza yargılaması aşaması, savcı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkemece kabul edilerek davanın açılmasıyla başlar ve mahkeme tarafından sanık/sanıklar hakkında bir karar verilmesiyle sona erer. Uygulamada bu evre kovuşturma evresi olarak bilinir.
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu açısından seri yargılama usulü ve genel hükümlere göre yargılama yapılması mümkündür.
Seri Yargılama Usulü
Seri yargılama usulü, soruşturma evresinin sonunda kamu davasının açılmasına karar verildiği hallerde savcılık tarafından yürütülen bir yargılama usulüdür. Seri yargılama usulünün uygulanması için, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının verilmemiş olması gerekir. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu, seri yargılamanın uygulanabileceği suç türlerindendir.
Seri yargılama usulünde savcılık, suça ilişkin hususları göz önünde bulundurarak bir cezaya hükmeder. Şüpheliye, suça ilişkin açıklamaların yapılması, yargılama usulüne ilişkin bilgilendirme yapılması için teklif sunulur. Teklif yapılırken ve teklifin kabul edilmesi halinde şüphelinin avukatının bulunması zorunludur. Bulunmaması halinde şüpheliye avukat atanır.
Savcılık tarafından yapılan teklifin kabul edilmesi halinde, belirlenen yaptırıma ilişkin belgeler mahkemeye gönderilir. Mahkeme, dosyayı inceler, şüpheliye usule ilişkin beyanları kabul edip etmediğini sorar. Şüphelinin, mahkeme huzurunda teklifi kabul ettiğini beyan etmesi halinde hüküm kurulur. Verilen karara karşı itiraz yolu açıktır.
Seri yargılama usulünün uygulanmaması, şüpheli tarafından teklifin kabul edilmemesi halinde genel hükümlere göre yargılama yapılmaktadır.
Genel Hükümlere Göre Yargılama
Genel hükümlere göre yargılama yapılması halinde, bu suç türüne ilişkin verilecek cezanın üst sınırı 2 yıl olduğu için basit yargılama usulü uygulanabilir. Basit yargılamanın tercih edilmesi hakimin takdirine bırakılmıştır.
Hâkim tarafından basit yargılama usulünün tercih edilmesi durumunda, duruşma yapılmaz, savunmalar yazılı şekilde dosyaya eklenir. Diğer tüm deliller de hakim tarafından incelenerek dosya üzerinden karar verilir.
Basit yargılama usulünün tercih edilmemesi halinde, duruşmalar yapılır. Yapılan duruşmalarda ifadeler dinlenir, tanıklar dinlenir yahut bilirkişi raporları gibi diğer tüm deliller incelenir. Sürecin sonunda karar duruşması yapılarak hakim tarafından verilecek cezaya hükmedilmektedir.
Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçunda Zamanaşımı
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihte işlemeye başlar. Ceza zamanaşımı süresi ise kararın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır.
Mahkeme kararı, istinaf başvurusu sürelerinin geçmesi yahut istinaf mahkemesinin dosyaya ilişkin kararını vermesiyle kesinleşir. Bu tarih ceza zamanaşımı süresinin başladığı tarih olarak esas alınır.
Zamanaşımı sürelerinin geçmesi halinde, bu fiile dayanarak dava açılması, ceza verilmesi mümkün değildir. Aynı şekilde, verilen cezaya ilişkin zamanaşımı süresinin dolması halinde verilen cezanın infazı da istenemez.
Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunda Mahkemenin verebileceği kararlar aşağıdaki gibidir.
- Beraat
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
- Mahkumiyet
- Adli para cezasına çevirme
- HAGB
- Cezanın Ertelenmesi
- Davanın Düşmesi
Beraat
Beraat bir mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda, sanığın suçsuz olduğuna karar verilmesidir. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu açısından sanığın bu suçu işlemediği anlaşılırsa veya suç işleme kastının bulunmaması hallerinde beraat kararı verilir.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın fiilleri suç teşkil etmesine rağmen herhangi bir neden ile ceza verilmemesidir. Bu karar ancak belirli hallerde verilebilir. Bu haller kanunda belirtilmiştir.
Örneğin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlemiş birinin yaşının küçük olması, kusur yüklenememesi, sağır ve dilsiz olması ya da akıl hastası olması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir.
Mahkûmiyet
Mahkûmiyet kararı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın suçlu olduğuna hükmedilmesidir. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu bakımından sanık tarafından işlendiği anlaşılırsa ve ceza verilmemesi için herhangi bir sebep yoksa mahkûmiyet kararı verilir.
Mahkumiyet kararının verilmesi halinde, bu karar yerine güvenlik tedbirlerinin uygulanması da mümkündür. Aynı şekilde, mahkumiyet kararının yanında güvenlik tedbirlerinin uygulanması da söz konusu olabilir.
Kişinin belirli süreler içinde aynı suçu yeniden işlemesi yahut işlemiş olması halinde mahkumiyet süresi uzatılabilmektedir. Aynı şekilde, mahkumun tutukevindeki hal ve davranışları gibi sebepler dolayısıyla iyi hal indirimine de gidilebilmektedir.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, bazı olgular gözetilerek, hapis cezasının, adli para cezasına çevrilmesidir. Üst sınırı 1 yılın altında olan ve kasten işlenen suçlar adli para cezasına çevrilebilir. Taksirle işlenen suçlar bakımından süre sınırı öngörülmemiştir.
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu açısından adli para çevirme söz konusu olmayacaktır.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması; ilgili koşulların varlığı hâlinde verilen cezanın açıklanmaması, açıklamanın ertelenmesidir. Uygulamada HAGB kararı da denilmektedir.
HAGB kararı verilmesi halinde kişi 5 yıl süreyle denetime tabi tutulur. Kişinin 5 yıllık denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlememesi gerekmektedir. Aksi taktirde HAGB kararı ortadan kalkar ve hüküm açıklanır. HAGB kararı adli sicil kaydında gözükmez.
HAGB kararı verilebilmesi için; sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması, verilen cezanın 2 yıl veya daha az süreli olması, sanığın tutum ve davranışlarından yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaate varılması gerekir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin bağlı bulunduğu ağır ceza mahkemesine yapılır.
Cezanın Ertelenmesi
2 yıl veya daha az süreli suçlarda cezanın ertelenmesine karar verilebilir. Bu durumda kişi için hükmedilen hapis cezasının uygulanması bir süre için ertelenir. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işleyen kişinin, önceden işlediği bir suç sebebiyle 3 aydan fazla mahkumiyeti bulunmuyorsa cezası ertelenebilir.
Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, bir denetim süresi belirlenir. Bu süre, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olamaz. Erteleme süresi içinde kişi, herhangi bir suç işlemez ve kendisine verilen denetim yükümlülüklerine uyar ise, hapis cezası infaz edilmiş sayılır. Erteleme sonucunda verilen mahkûmiyet kararı, kişinin adli sicil kaydına işlenir.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi, bazı nedenler sonucunda davanın esası hakkında karar verilememesi yani kovuşturma aşamasının sona ermesidir. Davanın düşmesine neden olabilecek hâller kanunda belirtilmiştir. Bu haller; genel af, sanığın ölümü ve dava zamanaşımı gibi hallerdir.
Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçuna ilişkin yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır.
Belirtilen bu süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmazsa karar kesinleşir ve kişi istinafa başvurma hakkını kaybeder.
İstinaf mahkemesinin bozma kararları dışındaki kararlarına karşı temyiz başvurusu yapılabilmektedir. Temyiz başvurusu hükmün açıklanmasından itibaren 15 gün içinde hükmü veren mahkemeye dilekçe verilerek yapılmaktadır.
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu açısından temyize başvuru kapalıdır. Çünkü Bölge Adliye Mahkemesinin beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı temyiz yoluna gidilemez.
İstinaf ve temyiz süreci ortalama 1-2 yıl sürmektedir. Bu süreleri mahkemelerin iş yoğunluğu, usule dair işlemler ve somut olayın özelliklerine göre değişebilmektedir.
DİKKAT: Suça ilişkin yargılamada basit yargılama usulü tercih edildiyse, kararın tebliğ edildiğin günden itibaren 7 gün içinde mahkemeye sunulan dilekçe ile karar itiraz edilmesi gerekir. İtiraz incelemesinin sonucunda verilen karar istinaf edilebilir.
Sonuç
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu hem soruşturma hem de ceza yargılaması aşamasında uzmanlık gerektiren bir savunmayı gerektirir. Delillerin hukuka uygun elde edilmesi, savunmanın etkin bir şekilde yapılması, kanun yolları aşamasında sürelerin takibi ve mümkün olan en az cezaya hükmedilebilmesi mağdur açısından oldukça önemlidir. Tüm bu süreçte en ufak bir detayın atlanması dahi kişinin haksız yere mahkûmiyetine yol açabileceği için alanında uzman ceza avukatından yardım almakta fayda vardır.