Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu ve Cezası
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu Türk Ceza Kanunu’nda Adliyeye Karşı Suçlar başlığında, adli makamlara karşı olan güven korunmak istendiği için düzenlenmiştir. Maddi gerçeğe ulaşma açısından oldukça önemli olan bu suç tipi ile kişilerin adil yargılanma hakkı da güvence altına alınmaya çalışılmıştır.
İçindekiler
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu Nedir?
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu, bir suça ait suç delilinin maddi gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacı ile yok edilmesi, gizlenmesi ya da değiştirilmesidir. Uygulamada, delilleri karartma suçu olarak da bilinmektedir.
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu, TCK madde 281’de düzenlenmektedir.
TCK 281:
‘’Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez’’
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu Nasıl Oluşur?
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu, suça ait delilin maddi gerçeğe ulaşılmasının engellenmesi amacıyla suç delilin yok edilmesi, silinmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulmasıyla oluşur.
Suçun oluşumu açısından; yok edilen, silinen yahut gizlenen ögenin delil niteliğini taşıyıp taşımadığı hususuna dikkat edilmelidir.
Yukarıda sayılan hareketlerden biri bu suçun oluşması açısından yeterlidir. Aşağıda detaylı olarak suçu oluşturan bu hareketler açıklanacaktır.
Suç Delilini Yok Etmek
Suç delilini yok etmek ile kastedilen delilin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bu halde, suç delillerinin geri döndürülemeyecek şekilde ortadan kaldırılması gündeme gelmektedir.
Örneğin bir suç delilinin yakılması, eritilmesi yok edilmesi durumudur. Bu halde suç delili hiçbir suretle kullanılamayacaktır. Bir kişi delil niteliğindeki evrakı yakarak ya da yırtarak imha ettiyse suç delilini yok etmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun vermiş olduğu bir kararda suç delilini yok etme davranışı sayılabilecek haller belgenin yırtılıp kullanılamayacak hale getirilmesi ya da imha edecek şekilde gömülmesidir. Burada elde edilmek istenen sonuç belgenin delil niteliğine son vermektir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/866 E. 2017/466 K.)
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda ise kolluğun arama yaptığı sırada esrar maddelerine su dökerek yok etmeye çalışan kişinin bu eylemi suç delillerini yok etmek olarak değerlendirilmiştir. (Yargıtay 8. CD. 2017/13546 E. 2019/15586 K.)
Suç Delilini Silmek
Suç delilini silmek eylemi günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle birlikte elektronik ortamlarda bulunan mevcut verilerin, belgelerin silinmesidir. Silme eylemi tamamen olabileceği gibi suç delilinin hukuki niteliğini kaybettirici şekilde de olabilir.
Örneğin suç delilini tamamen ortadan kaldırmadan bazı bilgi, işaret veya ifadelerin silinmesiyle bu suç oluşur. Suçun işlenme anındaki kamera görüntülerini silinmesi de suçun bu işleniş şekline örnektir.
Suç Delilini Gizlemek
Suç delilini gizlemek eylemi, suç delili üzerinde herhangi bir işlem yapmadan onu saklamaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kuruluna göre suç delilini gizlemek eylemi bir belgenin maddi olarak varlığına son vermeden ilgili kişilerce kullanılmasını önleyerek belgeye ulaşılmasını engellemektir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/866 E. 2017/466 K.)
Örneğin bir yaralama olayında kullanılan bıçağı kişi evinde çatıya gizlerse suç delilini gizlemek eylemi kapsamında bu suçu işlemiş olacaktır.
Suç Delilini Değiştirmek
Suç delilini değiştirmek eylemi, suç delili olan şeyin yerine başka bir delilin konulmasıdır.
Örneğin, suç işlenen ve üzerinde parmak izleri bulunan bir silahın yerine temiz, parmak izi bulunmayan başka bir silahın konulması suç delilini değiştirmek suçunun oluşmasına sebebiyet verir.
Suç Delilini Bozmak
Suç delilini bozmak, suç delilinin gerçek halinden farklı bir hale getirilmesidir. Suç delili üzerinde yapılacak olan bazı teknik oynamalarla tamamının veya bir kısmının anlaşılamaz hale getirilmesidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun vermiş olduğu bir kararda suç delilini bozmak eylemi ile ilgili şu hususlara yer verilmiştir. Bir belgenin maddi varlığına dokunmaksızın üzerinde yapılan birtakım değişikliklerle içerikteki bilgilerin okunamaz anlaşılamaz hale getirilmesidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2017/866 E. 2017/466 K.)
Örneğin bir belgenin boyanması onu okunamaz hale getireceğinden suç delilini bozma eylemi neticesinde suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu oluşacaktır.
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun Cezası
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun cezası 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.
Alt sınırı 6 ay, üst sınırı ise 5 yıl olan bu suç tipinin cezası belirlenirken hakim, o andaki durumun mevcut koşullarını ve suçun oluş biçimini de dikkate alarak kesin cezayı tayin edecektir.
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Hali ve Cezası
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu bakımından cezayı artıran nitelikli hal, bu suçun kamu görevlisi tarafından görevi ile bağlantılı olarak işlenmesi halinde işlenmesidir. Suçun cezayı artıran nitelikli hali, TCK m.281/2’de düzenlenmiştir.
TCK 281/2:
‘’Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.’’
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun; Kamu Görevlisi Tarafından ve Göreviyle İlgili Olarak İşlenmesi
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun kamu görevlisi tarafından ve göreviyle ilgili olarak işlenmesi halinde suçun nitelikli hali meydana gelir. Bu durumda faile verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Mevzubahis nitelikli halinin oluşması için gereken ilk şart, bu suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi gerektiğidir. Diğer bir ifade ile, fail suçu işlendiği sırada kamu görevlisi olarak çalışıyor olmalıdır.
Kamusal faaliyetlerin yürütülmesinde görevli olan kişi kamu görevlisidir. Nitelikli halin oluşabilmesi için suça ilişkin fiillerin, kamu görevlisinin görevi sonucu ortaya konmuş olması gerekmektedir. Kamu görevlisinin görevi ile bağlantısı olmadan bu suçu işlemesi halinde suçun basit halinde sorumluluğu meydana gelecektir.
Örneğin emeklilik sebebiyle görevinden ayrılmış bir kamu görevlisinin özel hayatında gerçekleştirdiği suç delillerini yok etme fiili bu suçu oluşturmayacaktır.
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, kişinin işlediği suçtan sonra pişmanlık duyarak suçun meydana getirdiği zararları gidermesiyle cezada belli oranda indirim yapılmasıdır. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu açısından etkin pişmanlık düzenlemesi, TCK m.281/3’te yapılmıştır.
TCK m.281/3:
‘’İlişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmeden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir.’’
Görüldüğü üzere hüküm verilmeden önce gizlediği delilleri mahkemeye veren kişi hakkında verilecek cezada beşte dört oranında indirim yapılır.
Yargıtayın vermiş olduğu bir kararda sanığın suç delili olan silahı sakladığı yeri kolluk görevlilerine söylemesi suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu bakımından etkin pişmanlık hükümleri uygulanmıştır. (Yargıtay 9. CD. 2014/3911 E. 2014/7659 K.)
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima
İşlenmek istenen suçun elde olmayan nedenlerle işlenememesi, neticenin meydana gelmemesi durumunda teşebbüsten söz edilir.
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu açısında cezada indirim yapılmasını öngören teşebbüs hükümleri uygulanabilir. Bir kişi bu suça ilişkin yok etme, gizleme veya değiştirme eylemlerine başlamış ancak tamamlayamamışsa teşebbüs ortaya çıkacaktır.
Örneğin, kardeşinin çantasında bulunan bir uyuşturucu maddeyi polis aramasında çıkmaması için lavaboya dökmeye giden ancak polislerin gelmesiyle dökemeyen kişi açısından teşebbüs hükümleri uygulama alanı bulacaktır.
Suçun tek kişi tarafından değil de birden fazla kişinin dahil olduğu hallerde iştirakten bahsedilir. Bu suça dahi olan kişiler suça katkılarına göre fail, azmettiren veya yardım eden olarak nitelendirilirler.
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu bakımından iştirak hükümleri duruma göre uygulanabilir. Bu durumda, suçun işlenmesi hususunda etkisi olan herkes etkisi oranında ayrı ayrı cezalandırılacaktır.
İçtima halinde suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu meydana getiren eylem, farklı bir suçun da oluşumuna neden olur. İçtima hükümleri suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu açısından mevcut duruma göre uygulanabilir.
Türk Ceza Kanunun 82. maddesinde bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak amacıyla kasten öldürme suçunun işlenmesi halinde verilecek olan cezanın arttırılması öngörülmüştür. Bu durumda içtima hükümleri çerçevesinde kasten öldürmenin nitelikli halinden ceza verilecektir.
Mala zarar verme suçu ve suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu arasında fikri içtima hükümleri söz konusu olabilir.
Örneğin bir kişi başkasının işlemiş olduğu hırsızlık suçunun delillerini yok etmek için hırsızlık yapılan yerdeki kamera görüntülerinin kaydedildiği cihazı yakarak yok ederse hem mala zarar verme hem de suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun işlenmiş olduğu kabul edilir. Bu durumda daha fazla cezayı öngören suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan tek bir ceza verilir.
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun Soruşturma Aşaması
Soruşturma aşaması, suç şüphesinin savcı tarafından öğrenilmesi ile başlayan iddianamenin kabul edilmesiyle son bulan süreci ifade etmektedir. Soruşturma sürecinde yer alan aşamalar ve işlemler şu şekildedir:
- Şikayet-İhbar,
- Gözaltı,
- Delillerin toplanması,
- İfade ve Sorgu,
- Uzlaşma,
- Adli Kontrol,
- Tutukluluktur.
Şikâyet-İhbar
Şikayet yalnızca suçtan zarar gören kişi tarafından adli makamlara yapılan bildirimken, ihbar ise herkes tarafından, yetkili makamların suçtan haberdar edilmesi için yapılabilen bildirimdir.
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun soruşturulması şikayete bağlı olmaksızın yapılır. Sadece suçun mağduru tarafından değil herkes tarafından yapılabilen bildirimle savcının suç şüphesini öğrenmesi sağlanabilir.
Suç türünün şikayete tabi olmaması dolayısıyla, yargılama yahut soruşturma aşamalarında şikayet geri çekilmiş olsa dahi yargılamaya ve soruşturmaya devam edilecektir.
Gözaltı
Gözaltı, soruşturmanın sürdürülebilmesi için zorunlu olduğunda, şüphelinin, hâkim kararı olmaksızın adli makamların gözetiminde belirli süre ile geçici olarak tutulmasını sağlayan tedbir türüdür.
Şüpheli kişi en fazla 24 saat gözaltında tutulabilir. Bireysel olarak işlenen suçlarda bu süre uzatılamaz. Toplu suçlarda ise belirli koşullar altında sürenin 4 güne kadar uzatılabilmesi mümkündür.
Gözaltı kararına karşı, gözaltına alınan kişi ya da eşi, avukatı yasal temsilcisi itiraz etme hakkına sahiptir. İtiraz, Sulh Ceza Hakimliğine verilen dilekçe ile yapılmaktadır. Gözaltı kararı adli sicil kaydında görünmez. Suçu işlediği sırada 12 yaşını doldurmamış çocuklar ve 15 yaşını doldurmamış sağır ve dilsizler hiçbir surette gözaltına alınamaz.
Delillerin Toplanması
Delillerin toplanması aşamasında, suçun ortaya çıkarılması hususunda fayda sağlayacak tüm deliller toplanmaktadır. Suçun şüpheli tarafından işlenip işlenmediği bu yolla ortaya çıkarılabilmektedir. Bu aşamada savcı hem lehe hem aleyhe delilleri toplayarak suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu hakkında gerçeğe ulaşmaya çalışır.
Delil toplama aşamasındaki en önemli nokta elde edilen delillerin mutlaka kanuna uygun şekilde elde edilmiş olması gerektiğidir. Aksi takdirde elde edilen deliller ispat aracı olarak yargılamada kullanılamayacaktır.
Hukuka aykırı delil olarak; yetkili olmayan makam tarafından dinlenen ve kayda alınan ses ve görüntü kayıtları örnek verilebilir.
İfade ve Sorgu
İfade, soruşturma aşamasında şüphelinin kolluk veya savcı tarafından; sorgu, ise sanığın soruşturma ve kovuşturma aşamalarında hakim tarafından dinlenmesidir.
İfade alımı sırasında, şüphelinin kimliğinin doğruluğu kontrol edilerek hangi suçlama ile orada olduğu anlatılır. Şüpheliye avukatla temsil hakkı olduğu, susma hakkına sahip olduğu ve diğer tüm hakları anlatılır.
Şüphelinin vereceği ifade özgür iradesine dayalı olup herhangi bir baskı altında alınmış olmamalıdır. Konuşturmak amacıyla kişiye işkence etme, yorma ya da uyuşturmak amacıyla ilaç verilmesi gibi yöntemler hukuka aykırıdır. Bu yöntemler ile alınan ifade ve sorguda verilen beyanlar yargılamanın hiçbir aşamasında kullanılamayacaktır.
Sanık yahut şüphelinin sorulara verdikleri cevaplar bir tutanağa geçirilir. İfade ve sorgu sürecinin sonunca, tutanakta yer alan bilgilerin kontrol edilmesi gerekmektedir. Şüpheli beyanıyla örtüşmeyen tutanakların imzalanmaması ve imzalamama nedeninin ayrıca tutanağa eklenmesi gerekmektedir.
İfade ve sorgu süreçleri yargılama aşamasına esas oluşturan önemli süreçler olduğundan, bu süreçlerin alanında uzman bir ceza avukatı danışmanlığında yürütülmesi oldukça önemlidir.
Uzlaşma
Uzlaşma, şikayete tabi suçlar için uygulanan, fail ile mağdurun uzlaştırmacı tarafından anlaştırılmaya çalışıldığı çözüm yoludur. Uzlaşma sağlanırsa soruşturma aşamasından sonra kovuşturmaya geçilmez. Ancak uzlaşma kovuşturma evresinde sağlanırsa dava düşer. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu uzlaştırma kapsamında değildir.
Adli Kontrol
Adli kontrol, şüpheli kişinin cezaevine gönderilmeden belirli yükümlülükler getirilerek denetimde tutulmasına hizmet eden soruşturma güvenlik tedbiridir. Adli kontrol tedbirleri; yurt dışı çıkış yasağı, imza uygulaması, güvence bedeli, silah kullanımının yasaklanması gibi çeşitli yükümlülükler olabilmektedir.
Adli kontrol süresi en fazla 2 yıl olabilmektedir. Soruşturma ve yargılama aşamalarının sağlıklı şekilde devamı için zorunlu olması halinde, bu süre 1 yıl daha uzatılabilmektedir. Şüpheli yahut sanığın, belirlenen adli kontrol tedbirlerine uymaması halinde, tutuklama kararı verilebilmektedir.
Adli kontrol kararına itirazda bulunma süresi, 7 gündür. Adli kontrol kararına karşı itiraz o yargı çevresindeki Asliye Ceza Mahkemesine yapılır.
Tutukluluk
Tutuklama koruma tedbiri, şüpheli kişinin belirli süreyle cezaevinde tutulduğu tedbirdir. Aşağıdaki şartların bulunması halinde tutuklama kararı verilebilir.
- Kuvvetli suç şüphesi
- Kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesi
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuna ilişkin yukarıdaki koşulların bulunması halinde tutuklama kararı verilebilir. Şüpheli hakkında verilen tutuklama kararı en fazla 1 yıl olabilir. Bu süre bazı şartlarda altı ay daha uzatılabilmektedir.
Adli kontrol tedbirinin uygulanmasının yeterli olduğu durumlarda tutuklama kararı verilememektedir. Bununla birlikte, 12 yaşından küçük çocuklar ile 15 yaşından küçük sağır ve dilsizler hakkında tutuklama kararı verilememektedir.
Tutuklama kararına karşı, tutuklama kararını veren Sulh Ceza Hâkiminin yargı çevresi içinde olduğu Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, tutuklama kararının verilmesinden itibaren 7 gün içerisinde yapılmalıdır.
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda Soruşturma Sonucunda Verilebilecek Kararlar
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda soruşturma aşaması sonucunda verilebilecek kararlar aşağıdakilerden ibarettir.
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı,
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
- İddianamenin düzenlenmesine ilişkin karar
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Savcı tarafından, ihbar veya şikayet konusu fiilin suç oluşturmadığının anlaşılması yahut yapılan ihbar veya şikayetin genel ve soyut nitelikte kaldığının tespit edilmesi halinde kararı verilebilir. Bu durumda soruşturma hiç başlamamış gibi dosya kapanır.
SYOK kararına karşı itiraz edilebilir. Kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren, 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak itiraz edilebilir.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Savcı, araştırmaları sonucunda suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu hakkında yeterli delile ulaşamazsa yahut dava açılmamasını uygun görmezse, KYOK kararı verilir. KYOK verilmesi halinde, dosya soruşturma aşamasından sonra kapanarak yargılamaya devam olunmaz.
Bu karara karşı itiraz edilebilir. İtiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde kararı veren savcının bağlı bulunduğu Sulh Ceza Hakimliğine yazılı olarak yapılır.
İddianamenin Düzenlenmesi
Soruşturma sonucunda savcı, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşırsa iddianame düzenler. Düzenlediği iddianameyi görevli ve yetkili mahkemeye sunar. İddianame kabul edilince kamu davası açılır ve yargılama aşamasına geçilir.
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunun Savunması
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun savunması, aşağıda belirtilen örnekler gibi olabilmektedir. Bu savunmalara örnek olarak şu hususlar verilebilir:
- Suç delillerini yok etme kastı bulunmadığı,
- Suç delillerinin silinmediği,
- Olayda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği,
- Masumiyet karinesi,
- Suç vasfının veya unsurlarının yanlış değerlendirilmesi
- Sanık hakkında ortaya konulan aleyhe delillerin hukuka aykırı elde edildiği,
- Sanığa ilişkin lehe delillerin de toplanmadığı,
- Failin akıl hastalığının olduğu,
- Usule aykırı işlemlerin olduğu,
- Failin yaş küçüğü olması.
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuna ilişkin savunmalar, yukarıdakiler vb. nitelikte olabilmektedir. Sağlıklı bir savunma yapılabilmesi, hak kaybının en az olması için uzman bir ceza avukatından yardım alınmasında fayda vardır.
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Ceza yargılaması aşaması, savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabulü il başlayıp somut olaya ilişkin kararın verilmesiyle sona eren dava sürecidir. Sanık bu aşamada bizzat kendisi savunma yapabilir ya da avukat aracılığıyla temsil edilir.
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun yargılama aşamasında, duruşmalar yapılır, tanıklar dinlenir ve bilirkişi raporları incelenir. Tüm bu süreçlerin sonunda yapılan karar duruşmasında, hakim tarafından, verilecek cezaya hükmedilir.
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda Zamanaşımı
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihte işlemeye başlar. ceza zamanaşımı kararın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıldır.
Zamanaşımı sürelerinin geçmesi halinde, suçu oluşturan fiile dayanılarak dava açılamaz, ceza verilemez. Verilen cezaya ilişkin zamanaşımı süresinin dolması halinde verilen cezanın infazı mümkün olmaz.
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda Mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:
- Beraat,
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
- Mahkumiyet,
- Adli para cezasına çevirme,
- HAGB,
- Cezanın Ertelenmesi,
- Davanın Düşmesi.
Beraat
Beraat, bir mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda, sanığın suçsuzluğunun anlaşılmasıdır. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan beraat kararı verilebilmesi için; suçun sanık tarafından işlenmemiş olması, delil yetersizliği, suçun unsurlarının oluşmamış olması veya sanığa yüklenen fiilin kanunda suç sayılmamış olması gerekir.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, Suçun sanık tarafından işlendiğinin anlaşılmasına karşın herhangi bir neden ile ceza verilmemesidir. Bu karar ancak belirli hallerde verilebilecektir. Bu haller kanunda belirtilmiştir.
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu işlemiş birinin yaşının küçük olması, sanığa kusur yüklenememesi, sanığın sağır ve dilsiz olması ya da akıl hastası olması nedeniyle CYOK kararı verilebilir.
Mahkûmiyet
Mahkûmiyet kararı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın suçlu olduğunun kesin olmasıdır. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda, 5 yıla kadar hapse mahkum edilir.
5 yıllık süre içerisinde, sanığın yeniden suç işlemesi halinde tekerrür hükümleri uygulanmakta ve verilen cezada artırım yapılmaktadır. Bununla birlikte, sanığın yargılama süreci boyunca göstermiş olduğu hal ve davranışları göz önünde bulundurularak hakim tarafından 1/6 oranında iyi hal indirimine gidilebilmektedir.
Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezasına çevirme, sanık hakkında hükmedilecek hapis cezasının 1 yıl veya daha az süreli olması halinde verilebilen bir karardır. Taksirle işlenen suçlar bakımından bir süre söz konusu değildir. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu açısından adli para cezasına çevirme cezanın 1 yılın altında olması halinde mümkündür.
Hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği hâkimin takdirine bağlıdır. Adli para cezasına çevirme kararının verilmesi halinde, sanığın ekonomik ve sosyal yaşantısı göz önüne alınarak 20-100 TL arasında bir bedel belirlenir. Bu tutarın, mahkeme tarafından hükmedilen adli para cezası gün sayısına çarpılmasıyla toplam ceza miktarı hesaplanır.
Mahkeme belirlenen adli para cezasının, tek seferde ve 1 yıl içinde yahut belirlenen taksit dönemlerinde 2 yıl içinde ödenmesine karar verir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hükmedilen cezanın belli şartlarla açıklanmamasıdır. Uygulamada HAGB kararı olarak da adlandırılmaktadır. HAGB kararı verilebilmesi için aranan şartlar; sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması, verilen cezanın 2 yıl veya daha az süreli olması, sanığın tutum ve davranışlarından yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaatin oluşmasıdır.
HAGB kararı verilmesi halinde, kişi 5 yıl süreyle denetim altında olur. Kişinin 5 yıllık denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlememesi gerekmektedir. Aksi taktirde HAGB kararı ortadan kalkacak ve hüküm açıklanacaktır. HAGB kararı adli sicil kaydında gözükmez.
Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi, 2 yıl veya daha az süreli suçlarda mümkün olan, sanık hakkında belirlenen hapis cezasının belirli süre boyunca askıya alındığı karardır. Bu süre zarfında sanığın, mahkeme tarafından belirlenen belli başlı yükümlülüklere uyması ve herhangi bir suç işlememesi gerekmektedir.
Hapis cezasının ertelenmesi durumunda, belirlenecek olan denetim süresi, 1 yıldan az 3 yıldan ise çok olamaz. Denetim süresi içinde, belirlenen yükümlülüklere uyulması halinde hapis cezası infaz edilmiş sayılır. Erteleme sonucunda verilen mahkûmiyet kararı ise kişinin adli sicil kaydına işlenir.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi kararı, kovuşturmanın sona ermesidir. Davanın düşmesine neden olabilecek hâller; genel af, sanığın ölümü ve dava zamanaşımı vb. hallerdir.
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı, karardan memnun olmayan ya da kararın yanlış olduğunu düşünen kişi, hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde istinafa başvurulabilir.
İstinaf süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde, ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar kesinleşmekte ve yeniden istinaf talebi mümkün olmamaktadır. İstinaf kanun yoluna başvuru, kararı veren mahkemeye sunulan bir dilekçeyle yapılır.
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu açısından temyiz kanun yolu başvurusu kapalıdır. Çünkü bölge adliye mahkemesinin beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı temyiz başvurusu mümkün değildir.
İstinaf ve temyiz süreci ortalama 1 veya 2 yıl sürer. Bu süreler, mahkemelerin iş yoğunluğu, usule dair işlemler ve somut olayın özelliklerine göre değişebilmektedir.
Sonuç
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunda soruşturma ve kovuşturma evresinin takibi oldukça önemli hususlardan biridir. Suça ilişkin savunma özenle yapılmalı, süreler titizlikle takip edilmelidir. İstinaf ve temyiz aşamalarında herhangi bir hak kaybı yaşanmaması mağdur açısından büyük önem arz eder. Tüm bu sayılan sebeplerden dolayı alanında uzman ceza avukatından destek alınması yararlı olacaktır.