Suç Üstlenme Suçu ve Cezası
Suç üstlenme suçu, başkası tarafından işlenen veya gerçekte hiç meydana gelmeyen bir suçun üstlenilmesiyle oluşan suç türüdür. Suç üstlenme suçunu işleyen kişilere 2 yıla kadar hapis cezası verilir. Bu suç dolayısıyla açılan soruşturma ve kovuşturma süreçleri hukuka uygun yürütülmeli ve savunmanın etkin bir şekilde yapılması gerekmektedir.
İçindekiler
Suç Üstlenme Suçu Nedir?
Suç üstlenme suçu, failin hakikate aykırı olarak bir suç işlediğini veya suça katıldığını yetkili mercilere bildirmesidir. Kişinin üstlendiği fiil ceza kanununda düzenlenmiş, suç teşkil eden bir eylem olmalıdır. Suç üstlenme suçu, TCK m. 270’de açıklanmaktadır.
TCK 270:
“Yetkili makamlara, gerçeğe aykırı olarak, suçu işlediğini veya suça katıldığını bildiren kimseye iki yıla kadar hapis cezası verilir.“
Suç Üstlenme Suçu Nasıl Oluşur?
Suç üstlenme suçu, failin yetkili makamlara gerçeğe aykırı olarak herhangi bir suç işlediğini veya suça katıldığını beyan etmesiyle oluşur. Suçun üstlenilmesini oluşturacak hareketler şunlardır:
- Başkası tarafından işlenmiş bir suçu üstlenmek
- Ortada işlenmiş bir suç olmadığı halde işlediğinin bildirilmesi.
Suç üstlenme suçu, kişinin hiçbir etkisinin olmadığı bir suça iştirak ettiğini beyan etmesi sonucu da oluşmaktadır.
Başkasının İşlediği Suçu Üstlenmek
Başkası tarafından fiiller gerçekleştirilip suç işlenmesine rağmen bu suçu kendisinin işlediğini ya da işlenişine katıldığının ileri sürülmesidir. Başkası tarafından işlenmiş bir suçun üstlenilmesi, hayatın olağan akışı içinde daha sık görülmektedir.
Örneğin kızının işlediği yaralama fiilini annenin üstlenmesi veya bir kimsenin işlediği kasten öldürme suçunun çalışanı tarafından üstlenilmesi durumunda gerçekte işlenmiş bir suçun üstlenilmesi söz konusudur.
Birden fazla kişinin yaralandığı trafik kazasında sanık, kaza esnasında aracı kendisinin kullandığını söylemiş, araçtaki arkadaşı da bunu onaylamıştır Yapılan araştırmalar sonucunda aracı kendisinin değil arkadaşının kullandığı ortaya çıkmıştır. Yargıtay sanığın gerçeğe aykırı beyanının suçu üstlenme suçunu oluşturduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 13. CD., E. 2021/9658, K. 2023/2397, T. 4.7.2023)
Gerçekte Olmayan Suçu Üstlenmek
Üstlenilen suçun, aslında hiç kimse tarafından, hiçbir vakitte işlenmemiş olması halinde de suç üstlenme suçu oluşur. Fail kendisine farklı bir yarar sağlayacağını düşündüğü için yetkili makamlara suç işlediği bildirimi yapabilir.
Örneğin kışı dışarda geçirmek istemeyen evsiz birinin suç işlediğini ihbar etmesi durumunda suç üstlenme suçu oluşur. Bir başka olayda, kız ailesine yeni telefonunun erkek arkadaşının hediyesi olduğunu söylemekten çekinerek onu çaldığını söylemiştir. Ailesi durumu polise bildirdiğinde kız iddialarına devam etmiştir. Bu durumda gerçeği yansıtmayan bir suç üstlenilmiştir.
Yargıtay failin bildirdiği suçun, hiç kimse tarafından işlenmemiş bir suç olabileceğini kabul etmiştir:
Sanık İ. K. olay günü M.A adlı kişinin cep telefonundan polisi arayarak kendisine ait tüm bilgilerini verip bu kişinin uyuşturucu madde ticareti yaptığını ihbar etmiştir. Yapılan araştırma sonucu, sanığın polise gerçekte işlenmemiş bir suçu bildirdiği, suçun şüphelisi olarak da kendisini gösterdiği ortaya çıkmıştır. Yargıtay burada suç üstlenme suçunun oluştuğuna karar vermiştir. (Yargıtay 9. CD., E. 2014/3234, K. 2014/11554, T. 18.11.2014)
DİKKAT: Failin gerçeğe aykırı olarak yaptığı bu bildirimde, işlenmeyen bir suçu kendisinin değil başkasının yaptığını bildirirse burada suç üstlenme suçu oluşmaz. Böyle bir durumda iftira suçu söz konusu olur.
Suç Üstlenme Suçu Cezası
Suç üstlenme suçu cezası 2 yıla kadar hapis cezasıdır.
Verilen aralıkta cezanın tam miktarının hesaplanması somut olayın özelliklerine göre hakim tarafından takdir edilecektir. Bu kapsamda suçun işlenme şekli, nerede ve ne zaman işlendiği ve ortaya çıkardığı zararın büyüklüğü dikkate alınır.
Suç Üstlenme Suçunda Cezayı Azaltan Haller ve Cezaları
Suç üstlenme suçunda nitelikli haller, verilecek cezanın azaltılmasını gerektiren özel durumlardır. Suç üstlenme suçunda cezayı azaltan bu nitelikli haller, Türk Ceza Kanunu m.270 hükmünde düzenlenmektedir.
TCK 270:
“Bu suçun üstsoy, altsoy, eş veya kardeşi cezadan kurtarmak amacıyla işlenmesi halinde; verilecek cezanın dörtte üçü indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir.”
Suç Üstlenme Suçunun Üstsoy Altsoy Eş veya Kardeşi Cezadan Kurtarmak Amacıyla İşlenmesi
Bir kimsenin yakınlarının işlediği bir suçu üstlenmesi durumunda hakim, verilecek cezada dörtte üçlük bir indirim yapabileceği gibi suçu tamamen de kaldırabilir. Kanunda bu akrabalar sınırlı olarak tek tek sayılmıştır. Sayılan akrabalar şunlardır:
- Üstsoy (anne, baba, büyükanne, büyükbaba)
- Altsoy (çocuklar, torunlar)
- Eş
- Kardeş
Yargıtay suç üstlenme suçu ile alakalı bir olayda, somut olaya konu bir suçu, eşinin ceza almasını önlemek için üstlenen bir kişiye verilecek cezada indirime gidilmesi gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 12. CD., E. 2014/19949, K. 2015/176, T. 13.1.2015)
Suç Üstlenme Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima
Teşebbüs, kişinin suç işlemeye elverişli hareketlerle fiiline başlayıp elinde olmayan sebeplerle suç ile amaçladığı sonuca ulaşamamasıdır. Suç üstlenme suçunun teşebbüs aşamasında kalması mümkündür. Teşebbüs aşamasında kalan suçlarda tehlikenin ağırlığına göre verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Yargıtaya konu bir olayda, sanık kullandığı aracın lastiklerini kesmiştir. Ardından kardeşi ile görüşerek zarar verme suçunu üstlenmesini istemiştir. Kardeşi suçu üstleneceğini söylemesine rağmen Cumhuriyet savcısına verdiği ifadesinde olayın doğrusunu anlatarak suçu sanığın işlediğini beyan etmiştir. Burada Yargıtay sanıkların eylemlerinin suç üstlenme suçuna teşebbüs aşamasında kaldığına karar vermiştir. (Yargıtay 8. CD., E. 2017/18290, K. 2020/725, T. 14.12020)
İştirak, bir suçun tek kişi tarafından işlenmesi mümkünden birden fazla kişinin aynı suçu işlemek için anlaşıp suça katılmasıdır. Böylece suç en az iki kişinin işbirliği yapmasıyla işlenir.
Bir kimseyi suçu işlemesi için azmettiren ya da faile suçta yardım edenler suça katılım sağlamışlardır. İştirak halinde suçun işlenmesine katılanlar da cezalandırılır. Suç üstlenme suçu, iştirak halinde işlenmeye elverişlidir.
Yargıtaya konu bir olayda, … plakalı araç, alkollü araç kullanmaktan ehliyeti alınmış sanık tarafından kullanılmaktadır. Sanık bu araçla kaza yapmış ve ardından çalışanını arayarak polise kazayı kendisinin yaptığını beyan edip suçu üstlenmesi için azmettirmiştir. Soruşturma sonucunda kazayı sanığın yaptığı ortaya çıkmıştır. Yargıtay sanığın ve çalışanının suç üstlenme suçunda iştirak halinde olduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 15. CD., E. 2017/31415, K. 2021/1772, T. 23.2.2021)
İçtima, failin yaptığı hareketlerle aynı anda birden fazla suçu ihlal etmesi ancak içlerinden en ağır cezayı gerektirenden cezalandırılmasıdır. verilmesi durumudur. Suç üstlenme suçunda içtima hükümlerinin uygulanması mümkündür.
Olayda trafik kazası sonucu bir kişi yaralanmıştır. Sanık polise aracı kendisinin kullandığını bildirdiğinden suçu üstlenme suçu oluşmuştur. Diğer yandan sanığın bu hareketi suçluyu kayırma suçunu oluşturmaktadır. Çünkü sanığın amacı, alkollü aracı kullanan arkadaşının trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan soruşturulmasını engellemektir. Yargıtay burada failin daha ağır cezayı gerektiren suçluyu kayırma suçundan cezalandırılmasına karar vermiştir. (Yargıtay CGK, E. 2018/8-250, K. 2020/520, T. 15.12.2020)
Suç Üstlenme Suçunun Soruşturma Aşaması
Suç üstlenme suçunun soruşturma aşaması, suç işlendiği şüphesinin savcılık tarafından öğrenilmesiyle başlar, hazırlanan iddianamenin mahkemede kabul edilmesiyle sona erer. Soruşturma aşamasında amaç delil elde etmek ve bu delilleri koruma altına almaktır. Bu bağlamda, suç üstlenme suçunun soruşturma aşamaları şöyledir:
- Şikayet-İhbar
- Gözaltı
- Delillerin Toplanması
- İfade ve Sorgu
- Uzlaşma
- Adli Kontrol
- Tutukluluk
Şikayet-İhbar
Şikayet, mağdurun yetkili makamlara başvurarak failin ilgili suçtan cezalandırılmasını talep ettiği beyandır. İhbar ise suç işlendiği bilgisinin mağdurun, failin kendisinin ya da suçla herhangi bir ilgisi olmayan kişilerin savcılığa bildirmesidir.
Suç üstlenme suçu için şikayet şartı aranmamaktadır. Dolayısıyla, soruşturma başlatılması için muhakkak mağdurun şikayette bulunması gerekmemektedir. Bu sebeple, soruşturma yahut yargılama aşamalarında şikayetten vazgeçilse dahi yargılamaya devam edilecektir.
İhbar ve şikayet; polise, jandarmaya, savcılığa yapılabileceği gibi valiliğe ya da kaymakamlığa da yapılabilir. İdari organlara yapılan ihbarlar derhal savcılığa gönderilir.
İhbar yapılması bir süreye tabi değildir. Suç üstlenme suçunun zamanaşımı süresini geçirmemek koşuluyla her zaman ihbar yapılabilir.
Gözaltı
Gözaltı, savcı kararıyla failin geçici bir süre alıkoyulmasıdır. Gözaltı tedbirinin uygulanması için kişinin suç işlediğine ilişkin somut delillerin olması ve bu tedbirin soruşturma aşaması için zorunlu olması gerekir.
Suç üstlenme suçundan soruşturulan fail, aranan şartların oluşması halinde gözaltına alınabilir. Fail, yakalama anından itibaren en fazla 24 saat gözaltında tutulabilir. Bu temel süreye, failin yakalama yerine en yakın mahkemeye sevk edilmesi için en fazla 12 saat eklenebilir. Yani gözaltı süresi en fazla 36 saat olabilir.
Suç üstlenme suçu bireysel işlenen bir suç olduğundan gözaltı süresi uzatılamaz. Gözaltı sırasında öncelikle şüphelinin kimliği tespit edilir. Ardından yapılacak işlemler; muayene yapılması, parmak izinin alınması, ifadesinin alınması, yer gösterme ve teşhis işlemine tabi tutulmasıdır.
Gözaltında yapılacak işlemler bittiyse kişi kişi ya serbest bırakılır ya da sulh ceza hakimliğine gönderilir. Ayrıca gözaltı süresinin bitmesi beklenmez.
Gözaltı kararına veya gözaltı süresinin uzatılmasına karşı itiraz mümkündür. İtirazın yapılacağı merci, savcılığın yargı çevresi içinde yer aldığı sulh ceza hakimliğidir. İtirazı yapabilecek kişiler; şüphelinin kendisi, eşi, avukatı birinci ve ikinci dereceden kan hısımlarıdır. Bu kişiler de şüphelinin annesi, babası, çocuğu kardeşi, büyükanne ve büyükbabasıdır.
Kişinin serbest kalması halinde tekrar gözaltına alınabilmesi için yeni ve yeterli delil elde edilmeli ve savcı gözaltı kararı vermelidir. Ayrıca, 12 yaşını doldurmamış çocuklar ile 15 yaşını doldurmayan sağır ve dilsizler hiçbir durumda göz altına alınamazlar.
Delillerin Toplanması
Suçun ispatına yarayacak ve hakimde suçun oluştuğu kanaati yaratacak her türlü araçların ortaya koyulması delillerin toplanması sürecini oluşturur. Soruşturma ve kovuşturma aşamasının her sürecinde delil toplanması mümkündür. Ayrıca şüpheli ya da müdafisi her zaman delil toplanmasını talep edebilecektir.
Cumhuriyet savcısı, şüphelinin aleyhine olacak delilleri ve lehine olacak delilleri bir araya getirir. Ardından toplanan tüm delilleri koruma altına alır.
Hukuka aykırı delil; bir olayı ispat etmek amacıyla temel haklar ihlal edilerek ele geçirilen delillerdir. Hakim vereceği hükümde hukuka aykırı olarak sağlanmış delilleri esas alamaz. Cumhuriyet savcısı da iddianameyi düzenlerken bu delillere dayanamaz.
Örneğin, şüphelinin ifadesi esnasında susma hakkı veya müdafi bulundurma hakkı olduğu anlatılmadan beyanlarının alınması veya işkence yapılarak suçu işlediğinin itiraf ettirilmesi halinde elde edilmiş deliller hukuka aykırıdır.
İfade ve Sorgu
Soruşturma evresinde şüphelinin beyanlarının kolluk görevlisi (polis, jandarma vb.) ya da savcı tarafından alınmasına ifade denir. Şüpheli ve sanığın suça ilişkin konu hakkında hakim veya mahkeme tarafından dinlenilmesine ise sorgu denir.
Kişi ifade veya sorguya davetiye ile çağrılır ve gelmezse zorla getirileceği belirtilir. İfadenin en başında şüphelinin kimlik tespiti yapılır. Failin hangi suç dolayısıyla ifadesinin alınacağı açıkça anlatılır. Susma hakkı ve müdafi bulundurma hakkının olduğu kişiye bildirilir. Müdafi seçemeyecek durumda olanlara, müdafiden faydalanmak istemeleri halinde baro bir müdafi tayin eder.
İfadenin hukuka uygun usullerle gerçekleştirilmesi gerekir. Şüphelinin ifadesi sırasında işkenceye maruz bırakılmaması, tehdit veya kötü muamele edilmemesi gerekir. Şüpheli beyanlarını hür iradesi ile ileri sürebilmelidir. Aksi halde alınan ifade veya sorgu hukuka aykırı nitelik taşıyacaktır. Hukuka aykırı ifadeye ilişkin tutanak kovuşturma aşamasında delil olarak değerlendirmeye alınamaz.
İfade sonunda şüphelinin tüm açıklamaları tutanağa geçirilir. Tutanakta tarih, yer ve ifadede hazır bulunanlara ilişkin bilgiler yer alır. En sonunda şüpheli ve müdafisi tutanağı okuyarak imzalar. İmzadan çekinmeleri durumunda ise imza atmama sebeplerini tutanağa yazarlar.
Fail, ifade ve sorgu vasıtasıyla kendini savunma imkanı bulur. Bununla birlikte, hukuka uygun alınmış ifade sırasında failin yapacağı açıklamalar ileride kendi aleyhine delil olarak kullanılabilecektir. Bu neticenin oluşmaması için ifade ve ve sorgu aşamalarında alanında uzman ceza avukatına danışılmasında yarar vardır.
Uzlaşma
Uzlaşma; bir suç dolayısıyla aralarında çatışma olan suçtan zarar gören ve failin uzlaştırmacı eşliğinde anlaşma sağlamalarıdır. Suç üstlenme suçu uzlaşma kapsamına giren suçlardan biri değildir.
Adli Kontrol
Adli kontrol, soruşturma ve kovuşturma aşamasında faile bir ya da birden fazla yükümlülüğün yüklendiği, amaçları tutuklama tedbiri ile örtüşen alternatif koruma tedbiridir.
Adli kontrol tedbirine karar verilebilmesi için aranan şartlar şunlardır:
- Tutuklama nedenlerinden en az birinin bulunması gerekir. Tutuklama nedenleri; kaçma, delilleri karartma, tanığı veya mağduru baskı altına alma şüphesidir.
- Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren deliller olmalıdır.
- Adli kontrol tedbirinin uygulanması tutuklama tedbirine kıyasla elverişli, gerekli ve ölçülü olmalıdır.
Şartların oluşması halinde suç üstlenme suçunu işleyen fail hakkında en çok 2 yıl süreyle adli kontrol kararı verilebilecektir. Adli kontrol tedbirinde yaygın olarak uygulanan yükümlülükler; imza atma yükümlülüğü, elektronik kelepçe uygulaması, yurt dışına çıkış yasağı, silah bulundurmama örnek olarak verilebilir.
Kişi hakkında belirlenen adli kontrol yükümlülüklerine uyulmadığı takdirde hakim tutukluluk kararı verebilir.
Adli kontrol kararına karşı itiraz edilebilir. İtirazda bulunmaya yetkili kişiler; şüpheli ve sanığın kendisi, eşi ve müdafisidir. İtiraz süresi, kararın tebliği veya yüz yüze verilmesinin ardından 7 gündür. İtiraz merci, adli kontrol kararını veren hakimliğin yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesidir.
Tutukluluk
Tutukluluk, kovuşturma ve soruşturma aşamasında işlemlerin sağlıklı yürütülebilmesi, delillerin korunabilması için kişinin hürriyetinin kısıtlanmasını öngören en ağır koruma tedbiridir.
Bir kişinin tutuklanabilmesi için hakkında suçu işlediği hususunda kuvvetli şüpheye dayanan somut kanıtlar bulunmalıdır. Bununla birlikte, bir tutuklama nedeninin varlığı aranır. Tutuklama nedenleri; şüpheli veya sanığın kaçma şüphesi, tanık ve mağdura baskı yapma şüphesi ve delilleri karartma tehlikesidir. Hakimin koruma tedbirlerinden tutukluluğa kararı vermesi orantılı ve ölçülü olmalıdır.
Bir suç eğer adli para cezası veya 2 yıl ve altında hapis cezası gerektiriyorsa o suç için tutuklama kararı verilemez. Suç üstlenme suçundan verilecek cezanın üst sınırı 2 yıl hapis cezası olduğundan kişi bu suç dolayısıyla tutuklanamayacaktır.
Tutuklama kararına karşı kararın tebliğ edilmesinden başlayarak 7 gün içinde görevli asliye ceza mahkemesine dilekçeyle itiraz edilebilir. İtirazı şüpheli veya sanık bizzat yapabileceği gibi avukatı, birinci ve ikinci dereceden kan hısımları da yapabilir. Anne, baba, çocuk birinci dereceden kan hısımlarıdır. Büyükanne ve büyükbaba da itirazı yapabilecek ikinci derece kan hısımlarıdır.
Suç Üstlenme Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar
Suç üstlenme suçunda soruşturma sonucunda savcı şu kararlardan birini verir:
- Soruşturmaya yer olmadığı kararı (SYOK),
- Kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK),
- İddianamenin düzenlenmesi
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
Soruşturmaya yer olmadığı kararı, savcılığın ihbar veya şikayet sonucu öğrendiği olayın soruşturmaya konu edilecek bir suç yönü bulunmadığında verdiği karardır.
Savcılık her suç başvurusunu ele alıp değerlendirmek mecburiyetindedir. Ancak yapılan ihbar ve şikayet çok soyut ve genel bir nitelik taşıyorsa savcı SYOK kararı verir. Şikayete konu olan kişinin, ikametgahının, olayın nerede gerçekleştiğinin belirtilmemesi veya çok geniş belirtilesi hali örnek verilebilir.
Soruşturmaya yer olmadığı kararının tebliğ edilmesinden itibaren 15 gün içinde, kararın verildiği savcılığın yargı çevresindeki sulh ceza hakimliğine yazılı bir dilekçeyle itirazda bulunulabilir.
Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
Cumhuriyet savcısının yaptığı soruşturma sonucunda suç oluştuğu hususunda yeterli delil elde edememesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verecektir.
Olayda şüphelinin muhakemesine engel durumların söz konusu olması halinde de KYOK kararı verilecektir. Bu hallere kişinin akıl hastası olması, yaşının küçük olması, dava zamanaşımının dolması örnek verilebilir.
KYOK kararı sonrası kişi hakkında tekrar soruşturma başlatılabilmesi için yeni delil ortaya çıkması gerekir.
Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde sulh ceza hakimliğine itiraz yapılabilir.
İddianamenin Düzenlenmesi
İddianamenin düzenlenmesi, soruşturmayı yürüten savcının suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturacak deliller elde etmesiyle yazılı belge hazırlamasıdır. Savcı, iddianameyi görevli mahkemeye sunar. Mahkeme iddianameyi kabul ederse kamu davası açılmış olur. Böylece soruşturma biter ve kovuşturma aşamasına geçilir.
Suç Üstlenme Suçunun Savunması
Suç üstlenme suçunun savunulması, fail ya da müdafi tarafından suç hakkında lehe hususların sözlü ya da yazılı olarak açıklanmasıdır. Bu bağlamda, suç üstlenme suçunun savunmasına ilişkin örnekler şöyledir:
- Şüpheli ve sanık lehine olacak delillerin toplanması,
- Aleyhe delillerin çürütülmesi,
- Usule aykırılıkların ileri sürülmesi,
- Masumiyet karinesi iddiası,
- Delillerin ispat gücünün tartışılması,
- Hukuka aykırı delillerin tespiti ve karar esas adlandırılması,
- Suçun vasfının yanlış değerlendirildiği iddiası,
- Suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiğini iddiası,
- Cezayı indiren veya tamamen kaldıran sebeplerinin ileri sürülmesi,
- Şahsi cezasızlık sebeplerinin ileri sürülmesi,
- Suç üstlenme suçunun teşebbüs aşamasında kaldığının ileri sürülmesi,
- Suç üstlenme suçunun eşe, kardeşe, üstsoya, altsoya karşı işlenmesi
Her somut olayın özelliğine göre ileri sürülmesi gereken özel savunma sebepleri bulunabilir. Savunmanın usuli kurallara dikkat edilerek yapılması gerekir. Nitekim, failin suç şüphesinden kurtulabilmesinde savunmanın büyük bir işlevi vardır. Suç dosyasına özel etkin bir savunma yürütülebilmesi için alanında uzman bir ceza hukuku avukatına danışılması yararlı olacaktır.
Suç Üstlenme Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması
Suç üstlenme suçunda ceza yargılaması, iddianamenin kabulüyle yürütülmeye başlanan mahkemenin hüküm vermesiyle sona eren kovuşturma evresidir.
Suç üstlenme suçu yargılaması genel hükümlere göre yürütülebileceği gibi mahkeme takdir ederse basit yargılama usulünü de izleyebilir.
Genel hükümlere göre yapılacak ceza yargılamasına duruşma hazırlığı ile başlanır. Ardından duruşma yapılarak deliller tartışılır, tanık dinlenir, sanığın savunması alınır. Mahkemenin en son vereceği hükümle ceza yargılaması sona erer.
Basit yargılamada tüm işlemler evrak üzerinden yürütülür, duruşma yapılmaz ve taraflar mahkemeye çağrılmaz. Bu kapsamda esas olan yazılı beyanlardır.
Mahkeme iddianameyi sanığa göndererek basit yargılama usulünün uygulanacağını ve 15 gün içerisinde beyanlarını mahkemeye yazılı olarak sunmasını bildirir. Mahkeme ilgili kurum ve kuruluşlardan suça ilişkin belgeleri talep eder. Delilleri ve savunmaları değerlendiren mahkeme yargılama sonunda hüküm verir. Hüküm taraflara tebliğ edilir.
Kanun, basit yargılama usulü ile verilmiş kararlara karşı itiraz yolunu öngörmüştür. Kararın taraflara tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. İtiraz merci basit yargılamada kararı veren mahkemedir. Karara itiraz edildiğinde mahkeme tarafından duruşma yapılır. Duruşma sonrası verilen kararlara karşı istinaf ve temyiz kanun yolları gündeme gelebilir.
Suç Üstlenme Suçunda Zamanaşımı
Suç üstlenme suçunda dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten başlayarak 8 yıldır. Suç üstlenme suçunda ceza zamanaşımı ise cezanın kesinleştiği tarihten itibaren göre 10 yıldır.
Dava zamanaşımı süresinin geçmesi suçun yargılanabilme imkanını ortadan kaldırır. Bu süre dolduysa artık dava açılamaz, açılmış bir dava varsa düşme kararı verilir. Ceza zamanaşımının geçmesi de cezanın infaz edilebilirliğini engeller. Artık kişi aynı suç dolayısıyla mahkum edilemez.
Suç Üstlenme Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar
Suç üstlenme suçunda yargılama sonunda hakim şu kararlara hükmedebilir:
- Beraat,
- Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
- Mahkumiyet,
- Adli para cezasına çevirme,
- Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB),
- Cezanın Ertelenmesi,
- Davanın Düşmesi.
Beraat
Beraat, sanığın atılı suçtan aklandığına ilişkin verilen karardır. Bu kapsamda, sanık üzerindeki suç şüphesi kalkmış olur. Beraat kararı verilebilecek hallerden ilki, suçun sanık tarafından işlenmediğinin tespit edilmesidir. Diğer bir hal ise suçu sanık işlemiş olsa dahi ortada hukuka uygunluk sebebi var ise beraat hükmü verilebilir.
Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, ortada suç teşkil eden bir fiil bulunmasına rağmen sanığın kusurunun bulunmaması veya cezaya engel nedenlerin olması halinde faile ceza verilmemesi sonucunu doğuran karardır. Suç üstlenme suçunda ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilecek haller şunlardır:
- Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması
- Suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle, zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi
- Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması
- Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi
Kanunda özel olarak düzenlenen yakınların (üstsoy, altsoy, eş, kardeş) işlediği suçların üstlenilmesi halinde hakim, cezayı tümüyle kaldırırsa ceza verilmesine yer olmadığı kararı verecektir.
Ceza verilmesine yer olmadığı kararına suçtan zarar görenler itiraz edebilir. İtiraz, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde savcılığı yargı çevresinde görevli sulh ceza hakimliğine yapılır.
Mahkumiyet
Mahkumiyet kararı, yargılama sonunda sanığın üzerine atılı suçu işlediği kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kanıtlandığında verilir. Mahkeme ceza yerine güvenlik tedbirine hükmedebileceği gibi her ikisine de karar verebilir.
Sanık hakkında tekerrür hükümleri söz konusu ise verilecek ceza ağırlaştırılacaktır. Tekerrür, bir suç dolayısıyla mahkum olan kişinin cezası kesinleştikten belli bir süre sonra yeniden suç işlemesi halidir. Suç dolayısıyla ele geçirdiği eşyalara veya kazancına el konulabilir.
Beş yıldan daha fazla hapis cezasına karar verilmiş ise suç için beş yıllık tekerrür süresi vardır. Tekerrür süresinde ikinci bir suç işleyen fail daha ağır uygulamalarla karşılaşacaktır. Beş yıl ve daha az hapis cezaları için öngörülen tekerrür süresi üç yıldır.
Tekerrür söz konusu olduğunda sanığın ikinci suçunda daha ağır infaz rejimine tabi olur. İkinci suçta hapis ve para cezası seçimlik olarak düzenlendiyse hapis cezasına karar verilir. Sanık cezaevinde daha fazla kalır.
Hakim mahkumiyet kararını verirken iyi hal nedeniyle indirim yapılmasını takdir edebilir. Kişinin yargılama boyunca tutumu, geçmiş yaşantısı ve cezanın ilerideki yaşamına etkileri göz önüne alınarak hakim iyi hal indirimi yapabilir. İyi hal indirimi söz konusu olursa ceza miktarı, altıda bir oranında azaltılır.
Adli Para Cezasına Çevirme
Hakim belli şartların varlığı halinde hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir. Bunun en önemli şartı kasten işlenen suçlarda 1 yıl ve altında hapis cezasına karar verilmiş olmalıdır. Taksirle işlenen bir suç varsa ceza sınırı bulunmamaktadır.
Hakim otuz gün veya daha az hapis cezasına hükmetmişse bu karar doğrudan adli para cezasına çevrilir. Adli para cezasına çevrilecek suçta tekerrür söz konusu olmamalıdır. Son olarak, bu kararın verilmesi sanığın tutum ve davranışlarını, ekonomik durumunu dikkate alacak olan hakimin takdirindedir.
Suç üstlenme suçunda hakim bir yıl ve altında hapis cezasına karar vermişse cezanın adli para cezasına çevrilmesine hükmedebilir. Adli para cezasında bir gün karşılığı olarak 20 TL ve 100 TL arasında bir miktar belirlenir.
Hakim sanığın ekonomik durumunu dikkate alarak belirlediği miktarı, hapis cezasının karşılık geldiği günlerle çarparak toplam meblağı tespit eder. Belirlenen adli para cezasının bir yıl içinde tek seferde veya iki yıl içinde taksitle ödenmesine karar verebilir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması verilen hükmün sanık hakkında belirli şartlarla hukuki sonuç ifade etmemesidir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartları şunlardır:
- Hükümde sanığa verilen ceza 2 yıl ve altında hapis ya da adli para cezası olmalıdır.
- Sanık daha önceden kasıtlı olarak işlediği bir suçtan dolayı kesinleşmiş bir cezası olmamalıdır.
- Sanığın kişisel özellikleri, duruşma sırasındaki davranışları tekrar suç işlemeyeceğine ilişkin kanaat oluşturması gerekir.
- İşlenen suç dolayısıyla mağdurda veya kamuda meydana gelen zararın tamamen giderilmesi gerekir.
Şartlar oluştuğu durumlarda hakim suç üstlenme suçunda hükmün açıklanmasını geri bırakabilir ve infaz söz konusu olmaz. Karar verilmesinin ardından sanık, 5 yıl sürecek denetime tabi tutulacaktır. Çocuk Koruma Kanununda çocuklar için verilecek denetim süresi 3 yıl olarak düzenlenmiştir.
Denetim süresi içinde sanığın bir meslek veya sanat öğrenmesi için eğitim programına katılması kararı verilebilir. Eğer bir meslek ve sanatı zaten icra ediyorsa bir kurumda başkasının gözetimi altında ücret alarak çalışmasına hükmedilebilir. Bunlara ek olarak sanığın bazı yerlere gitmesi yasaklanabilir.
Sanık denetim süresini suç işlemeden ve yükümlülüklerine uyarak geçirirse mahkeme düşme kararı verir ve yargılama sona erer. Böylece kişinin adli sicil kaydında HAGB kararına konu suç görünmez. Eğer sanık yükümlülüklerine aykırı davranırsa veya kasten yeni bir suç işlerse önceki mahkumiyet kararı infaz edilecektir.
Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi, sanığın mahkum olduğu hapis cezasının cezaevinde değil toplum içinde infaz edildiği bir ceza infaz kurumudur. Burada amaç cezaevindeki olumsuz ortamdan faili koruyarak dışarıda ıslahını sağlamaktır.
Cezanın ertelenmesi kararı verilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:
- Fail hakkında hükmedilen ceza 2 yıl ve daha az hapis cezası olmalıdır.
- Fail daha önceden işlediği kasıtlı bir suç dolayısıyla 3 ayı geçen hapis cezasına çarptırılmamış olmalıdır.
- Hakimde, sanığın yeniden suç işlemeyeceği inancının oluşması gerekir.
Suç üstlenme suçu, erteleme kararı verilmeye elverişlidir. Erteleme şartlarının varlığı halinde mahkeme 1 yıldan 3 yıla kadar bir denetim süresi öngörerek hapis cezasının ertelenmesine karar verebilir. Denetim süresinde failin bir meslek için eğitim programına katılma, meslek sahibi ise bir kurumda çalışma ve belli yerlere gitmesinin yasaklanması yükümlülükleri olur.
Sanık erteleme süresinde verilen yükümlülüklere uygun davranır kasıtlı olarak da bir başka suç işlemezse cezası infaz edilmiş olur. Failin ertelemeye konu olan ve infaz edilmiş sayılan cezası adli siciline kaydedilir.
Yükümlülüklerini yerine getirmeyen veya denetim sürecinde bilerek ve isteyerek yeni bir suç işleyen sanığın erteleme kararı kaldırılır. Mahkumiyetinin infazı cezaevinde tamamlanır.
Davanın Düşmesi
Davanın düşmesi; belli sebeplerin varlığı halinde mahkemenin dosyanın esası üzerinden karar vermeden kovuşturma aşamasını sonlandırmasıdır. Sanığın ölmesi, af çıkması, dava zamanaşımı sürelerinin geçmesi gibi hallerde davanın düşmesi gündeme gelmektedir.
Suç Üstlenme Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci
Suç üstlenme suçunda, mahkemenin verdiği karara karşı istinafa yani bölge adliye mahkemesine başvurulabilir. İstinaf için başvuru süresi mahkeme kararının tebliğinden veya yüz yüze öğrenilmesinden başlayarak 7 gündür.
İlk derece mahkemesi hükmün açıklanmasını geri bırakmışsa istinafa başvurulamaz. Bununla birlikte, suç üstlenme suçunda ilk derece mahkemesinin vereceği hapis cezası 5 yılın altında olduğundan eğer istinafa başvuru yapılırsa burada bölge adliye mahkemesinin verdiği karar kesinleşecektir. Bu karara itiraz için Yargıtay’a başvurulamayacaktır.
Sonuç
Suç üstlenme suçu, soruşturma ve kovuşturma aşamaları ile kanunda oldukça detaylı düzenlenmiş suç türlerinden biridir. Tüm bu süreçler ceza yargılamalarında tedbir ve yaptırımların ciddiyeti düşünüldüğünde dikkatle takip edilmelidir. Yapılacak savunmaların somut olaya özel ve titizlikle hazırlanması gerekmektedir. Aksi halde daha ağır tedbir ve cezalara hükmedilmesi durumuyla karşılaşılabilir. Bu nedenle sürecin bir ceza hukuku avukatıyla takip edilmesinde yarar vardır.