Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu ve Cezası

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu ve Cezası

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ve cezası; uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri üreten ya da bunların ticaretini yapan kişiler hakkında düzenlenmiştir. Bu suçu işleyen kişilere 20 seneden 30 seneye kadar hapis ve 2000–20000 gün arasında adli para cezası verilmektedir. 

İçindekiler

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu Nedir?

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, uyuşturma ya da uyarma niteliğindeki eroin, kokain, esrar veya morfin gibi maddelerin üretilmesi, alınması ya da satılması sonucu oluşan suçtur. Bu suç Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesinde düzenlenmiştir. 

TCK 188:

“(1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve ikibin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu Nasıl Oluşur?

Uyuşturucu ya da uyarıcı maddelerin ticari amaçlarla; imali, ithali, ihracı, satımı, satışa sunulması, başkalarına verilmesi, nakledilmesi, sevk edilmesi, depolanması, satın alınması, kabul edilmesi ya da bulundurulması ile uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu oluşur.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin İmal Edilmesi

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin imal edilmesi; uyuşturma veya uyarma özelliği bulunan ham madde üzerinde bazı işlemler yapılarak uyuşturucu ya da uyarıcı malın üretilmesidir. 

Örneğin, morfinin eroine dönüştürülmesi ya da ağrı kesici olarak kullanılan metadon ya da suboxone’dan uyuşturucu madde elde edilmesi halinde uyuşturucu veya uyarıcı maddenin imali söz konusu olacaktır. 

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin imali suçunun oluşabilmesi için maddenin kimyasal olarak yapısının değiştirilmesi gerekir. Dolayısıyla uyuşturucu niteliğine sahip olan Hint keneviri gibi bitkilerin toplanması, saklanması, istiflenmesi gibi maddenin özünde değişiklik yapmayan işlemler imal olarak değerlendirilmemektedir. 

Yargıtay bir kararında; herhangi bir kimyasal işlem yapılmadan Hint kenevirinin kurutulması işleminin satmak için uyuşturma madde bulundurma suçunu oluşturduğunu belirtmiş ve uyuşturucu madde imal etme suçundan kurulan hükmü hukuka aykırı bularak bozmuştur. (Yargıtay 10.CD, E:2009/20671, K:2013/4667, T:23.05.2013)

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin İthal Edilmesi

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ithal edilmesi, yurt dışından Türkiye sınırları içerisine uyuşturucu ya da uyarıcı maddelerin sokulmasıdır.

Yargıtay; Türkiye’ye uçakla giriş yapan Peru uyruklu sanığın havalimanı polisleri tarafından şüphelenilmesi üzerine valizinin incelendiği ve valizinde kokain bulunduğu olayda sanığın uyuşturucu madde ithal etme suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2021/18497, K:2023/3745, T:27.04.2023)   

Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin Türkiye’den transit geçiş yapılırken yakalanması halinde uyuşturucu maddenin ithal edildiği kabul edilmemektedir. Bu durumda, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin nakil edilmesi suçu oluşmaktadır. 

Yargıtay; sanığın aracıyla Kapıkule Sınır Kapısı’nda uyuşturucu madde ile yakalandığı, aracın varış yerinin Türkmenistan olduğu ve uyuşturucu maddeyi Türkiye’de bırakacağına ya da başkasına vereceğine dair bir delil bulunmadığı, dolayısıyla sanığın transit geçiş niteliğindeki eyleminin uyuşturucu madde ithali olmadığı, uyuşturucu madde nakletme suçunu oluşturduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2014/4257, K:2014/12698, T:14.11.2014)  

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin hudut bölgesinde hudut görevlileri tarafından aranmadan önce kişinin kendiliğinden söylemesi üzerine görevlilerin bulması halinde bulundurma veya nakletme suçu oluşmaktadır. Konuya ilişkin detaylı bilgi, “Uyuşturucu Kullanma Suçu ve Cezası” başlıklı makalede yer almaktadır.

Örneğin Yargıtay’ın verdiği bir kararda; sanığın, görevlilerin bilgisi olmadığı aşamada Arnavutluk’tan esrar getirdiği beyanında bulunarak ithal suçunun ortaya çıkmasını sağladığını ifade etmiş ve sanığın uyuşturucu madde ithal etme suçundan değil uyuşturucu maddenin nakledilmesi veya bulundurması suçundan cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2018/590, K:2018/5323, T:28.06.2018)

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin İhraç Edilmesi

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ihraç edilmesi, yurt içinde bulunan uyuşturucu ya da uyarıcı maddenin herhangi bir şekilde Türkiye dışına çıkartılmasıdır.

Örneğin, uyuşturucu maddelerin posta yoluyla ya da kargolanarak yurt dışına gönderilmesi, kişinin uyuşturucu paketini yutarak Türkiye dışına çıkması ya da aracının bir yerine uyuşturucu paketini gizleyerek sınır dışına çıkması gibi hallerde uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ihraç edilmesi fiili söz konusu olmaktadır. 

Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ihraç edilmesi fiili, gümrük kapısı olmayan yerlerde suça konu olan maddenin ülke sınırları dışına çıkarıldığı anda tamamlanmış olur. Ancak, failin bu maddeleri yurt dışına çıkarmaya çalışırken yakalanması halinde ihraç suçu ya da ihraca teşebbüs değil, nakletme, bulundurma veya sevk etme fiillerinden sorumluluğu söz konusu olur. 

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin Türkiye’den transit geçiş yapılması halinde yakalanması durumunda ihraç suçunun oluşmadığı kabul edilmektedir. Bu durumda da uyuşturucu maddenin nakledilmesi suretiyle uyuşturucu madde ticareti suçunun işlendiği kabul edilmiştir.

Örneğin Yargıtay; sanığın Mali’ye götürmek üzere Brezilya’dan temin ettiği kokainle birlikte uçakla İstanbul’a geldiği, uçaktan indikten sonra şüphelenilerek yakalandığı olayda; sanığın Sao Paulo’dan Casablanca’ya gitmek üzere yola çıktığı ve İstanbul-Casablanca biletinin de bulunduğu belirtilerek transit geçiş niteliğindeki eylemin ithal veya ihraç değil uyuşturucu maddenin nakledilmesi suçu olduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2012/19974, K:2013/778, T:24.01.2013)

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Satılması

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satılması, uyuşturucu ya da uyarıcı maddenin bedelinin ödenmesi karşılığında başkasına devredilmesidir.

Örneğin; torbacı olarak tabir edilen uyuşturucu satıcıları, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin satılması suretiyle uyuşturucu madde ticareti suçundan yargılanıp cezalandırılmaktadır.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunduran kişilerin satış yapıp yapmadıkları somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, kişinin bulundurduğu uyuşturucu madde miktarının kullanım sınırlarında olup olmadığı, niteliği ve satışa hazır halde bulunup bulunmadığı gibi hususlar dikkate alınarak uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satışı yoluyla ticareti suçunun oluşup oluşmadığına karar verilmektedir.

Örneğin Yargıtay’ın bir kararında; sanığın evinde yapılan aramada folyoya sarılı 16 fişek eroin içeren uyuşturucu maddenin ele geçtiği olayda, sanığın uyuşturucu madde kullandığının tahlillerle tespit edildiği ve ele geçen miktarın kişisel kullanım sınırı içinde olduğunu ifade edilerek uyuşturucu madde ticareti suçundan değil kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan hüküm kurulması gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2021/16955, K:2023/5909, T:22.06.2023)

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Satışa Arz Edilmesi

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satışa arz edilmesi, uyuşturucu ya da uyarıcı maddelerin satışından önce piyasaya sunulmasıdır. Bu kapsamda; uyuşturucu maddesinin satışı için müşteri aranması, belli yerlerde bulunulması, pazarlık yapılması, kapora alınması, internetten ya da sosyal medya sitelerinden satışa sunulması veya ilan verilmesi gibi hallerde satışa arzın edildiği kabul edilmektedir.   

Örneğin Yargıtay kararlarında; gizli soruşturmacı olarak görevlendirilen kolluk görevlilerinin, suçun ve failin belirlenmesi ile delil elde edilmesi maksadıyla uyuşturucu satıcısı olarak şüphelendikleri kişiden uyuşturucu madde alması halinde bu satıcının uyuşturucu maddenin satışa arz edilmesi suçundan sorumlu olduğu ifade edilmiştir. (Yargıtay 9.CD, E:2015/16088, K:2017/1015 T:25.04.2017) (Yargıtay 20.CD, E:2015/312, K:2015/2691, T:29.06.2015) (Yargıtay 9.CD, E:2015/589, K:2015/5594, T:04.06.2015) 

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kişisel kullanım sınırını aşması, kenevirin yapraklarının ufalanması, paketlenmesi gibi uyuşturucu maddelerin satışa hazırlandığını gösteren hususların ortaya çıkması halinde fail satışa arz etme suçundan cezalandırılır.    

Örneğin Yargıtay, kolluk görevlilerinin alıcı kılığına girerek 8-9,5 kg civarında kubar esrar ele geçirdiği, ayrıca yapılan aramada ekili 56 kök Hint keneviri, öğütülmüş halde 170 gram kubar maddesi ve 4 adet kenevirin bulunduğu olayda, sanıkların kişisel kullanım miktarının üzerinde kenevir bitkisine sahip olduklarını belirterek uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satışa arz edilmesinden cezalandırılmaları gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E:2007/108, K:2007/152, T:19.06.2007)    

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Başkalarına Verilmesi

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin başkalarına verilmesi, bir kişinin kendisine ait olan uyuşturucu ya da uyarıcı maddeyi herhangi bir bedel almaksızın başkasına vermesidir. Dolayısıyla; uyuşturucu maddenin alıştırılması, denenmesi, hediye edilmesi veya emanet bırakılması gibi hareketlerde bulunulması halinde başkalarına verilmesi suretiyle uyuşturucu veya uyarıcı maddenin imal ve ticareti suçu oluşmaktadır.

Örneğin Yargıtay’ın bir kararında; cezaevinde tutuklu olarak bulunan kişiye verilmesi amacıyla 0,08 gram ağırlığında esrar elde etmeye elverişli Hint keneviri bitkisi getiren sanığın eyleminin TCK 188/3’te düzenlenen uyuşturucuyu maddenin başkasına verilmesi suçunu oluşturabileceği ifade edilmiştir. (Yargıtay 20.CD, E:2017/3601, K:2018/743, T:12.02.2018) 

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Sevk Edilmesi

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin sevk edilmesi, uyuşturucu maddenin bir yerden başka bir yere gönderilmesidir. Dolayısıyla bir kimsenin sahip olduğu uyuşturucu maddeyi, kullanma amacı dışında başka bir amaçla bulunduğu yerden başka bir yere aracı vasıtasıyla göndermesi ya da yollaması halinde uyuşturucu maddenin sevki suretiyle uyuşturucu madde ticareti suçundan sorumlu olur.

Örneğin, uyuşturucu madde sahibinin alıcıya bu maddeyi gönderebilmek için otobüse verdiği kolinin içine gizlemesi halinde uyuşturucu maddenin sevk edilmesini fiilini gerçekleştirmiş olur.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Nakledilmesi

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin nakledilmesi, uyuşturucu ya da uyarıcı madde sahibinin ya da sahibine bağlı olan kişilerin bu maddeyi bir yerden başka bir yere götürmesidir.

Örneğin Yargıtay’ın verdiği bir kararda; sanığın aracının gizli bölmesine yerleştirdiği uyuşturucu maddeyi naklederken Aksaray ilinde yakalandığı olayda, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin nakledilmesi suretiyle uyuşturucu ticareti yapma suçunun oluştuğuna karar vermiştir. (Yargıtay 9.CD, E:2015/4084, K:2015/4355, T:27.03.2015)

Uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi nakleden kişinin bu maddelerin sahibi olması suçun oluşması bakımından zorunlu değildir. Nakleden kişinin uyuşturucu maddenin sahibi olmayıp yalnızca nakletme işini gerçekleştirdiği durumda yine bu suçun oluştuğu kabul edilmektedir. Ayrıca nakletmek için bir ücret alınıp alınmaması da suçun oluşumu bakımından önem taşımaz. 

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin nakledilmesi, Türkiye sınırları içinde malın bir yerden başka bir yere ulaştırılması olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla malın Türkiye dışına nakledilmesi halinde ihraç suçu, malın başka ülkeden Türkiye’ye nakledilmesi durumunda ise ithal suçu oluşmaktadır. Bununla birlikte, uyuşturucu maddenin Türkiye’den transit geçilirken yakalanması halinde uyuşturucu maddenin nakledilmesi suçunun işlendiği kabul edilmektedir.

Örneğin Yargıtay’ın bir kararında; Kolombiyalı sanığın, Kahire’ye götürmek üzere Bolivya’dan temin ettiği kokaini uçakla İstanbul’a getirdiği ve daha sonra Kahire’ye giden uçağa bineceği sırada havalimanı dış hatlar transit gidiş bölümünde yakalandığı olayda, sanığın eyleminin transit geçiş niteliğinde olduğu bu nedenle ithal veya ihraç suçu değil uyuşturucu madde nakletme suçu olduğu belirtilmiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2011/13071, K:2012/6605, T:26.03.2012)

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Depolanması

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin depolanması, uyuşturucu ya da uyarıcı maddenin herhangi bir yerde saklanması veya tutulmasıdır.

Yargıtay bir olayda, sanığın diğer sanık tarafından getirilen 19 gram uyuşturucu maddeyi evinde yatağının altında gizlediği, bu nedenle de uyuşturucu maddeyi depolama suçunu işlediğine karar vermiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2014/3248, K:2014/5067, T:01.07.2014)

Fail, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi depolayabilmektedir. Bu halde, depolamak suretiyle uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçu değil, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunun oluştuğu kabul edilmektedir.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Satın Alınması

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satın alınması, bir kişinin uyuşturucu ya da uyarıcı maddeyi ticari amaçlarla bedelini ödeyerek elde etmesidir.

Örneğin Yargıtay’ın bir kararında; sanıkların ticari amaçlarla satın almak için 371 adet ekstazi etken maddesi içeren uyuşturucu tableti almak için gittikleri fakat kolluk görevlileri tarafından yakalandıkları olayda, sanıkların satın almak suretiyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna teşebbüsten cezalandırılmaları gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 20.CD, E:2018/3898, K:2018/3097, T:04.07.2018)

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Kabul Edilmesi

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kabul edilmesi, bir kişinin başkasına ait olan uyuşturucu ya da uyarıcı maddeyi herhangi bir karşılık vermeksizin kişisel kullanımı dışındaki bir amaç için almasıdır.

Örneğin Yargıtay bir olayda, ekstazi etken maddesi içeren uyuşturucu hapların Türkiye’ye getirilmesinden sonra hapları teslim alan sanıkların eyleminin ticaret amacıyla uyuşturucu maddeyi kabul etme suçunu oluşturduğu ifade edilmiştir. (Yargıtay 20.CD, E:2017/6689, K:2018/1257, T:07.03.2018)

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Bulundurulması

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bulundurulması, uyuşturucu ya da uyarıcı maddenin ticaretinin yapılması için kişisel kullanıma yetecek miktardan daha fazlasının bulunmasıdır.

Örneğin Yargıtay bir kararında, sanığın yolculuk yaptığı otobüste yapılan aramada çantasında 313,5 gram esrarın ele geçirildiği ve ayrıca esrarın paket sayısı, yakalanış biçimi ve yakalandığı Alanya ilçesinde ikametinin de olmadığı dikkate alınarak eylemin ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçu olduğu ifade edilmiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2014/2173, K:2015/31317, T:05.05.2015)

Yargıtay başka kararında, sanığın eroin sattığı ve ikametinde gizlediğine yönelik ihbar üzerine arama yapıldığı ve evinin müştemilatındaki soba bacası deliğinde gizlenmiş 10 paketçik haline eroinlerin ele geçirildiği olayda, sanığın ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan cezalandırılması gerektiğine karar verilmiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2011/736, K:2014/12987, T:24.11.2014)

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu Cezası

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun cezası, 20 seneden 30 seneye kadar hapis ve 2.000 günden 20.000 güne kadar adli para cezasıdır.

Uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden veya bulunduran kişilere ise en az 10 sene hapis cezası ve 1.000 günden 20.000 güne kadar adli para cezası verilir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunu işleyen kişilere hem hapis cezası hem de adli para cezası verilir.  

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda adli para cezasına hükmedilirken ilk olarak 2.000 ile 20.000 gün aralığında gün sayısı belirlenir. Ardından bu gün sayısı 20 TL ile 100 TL arasındaki miktarla çarpılır ve adli para cezasının miktarı belirlenir.

Adli para cezası olarak hükmedilen miktar, sanığın kişisel ve mali durumu göz önüne alınarak hükmün kesinleşmesinden itibaren 1 yıldan fazla olmamak üzere süre verilebileceği gibi cezanın takside bölünerek ödenmesi de kararlaştırılabilir. Adli para cezasının takside bağlanması halinde, en fazla 2 sene taksit süresi belirlenmekte ve taksit miktarı en az 4 olmaktadır.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun yargılaması sonucunda mahkeme, kanunda belirtilen alt ve üst sınırlar dahilinde cezaya hükmeder. Ayrıca mahkeme cezayı belirlenirken; suçun işleniş şekli, işlendiği yer ve zaman, suçun konusu önemi ve değeri gibi hususları da dikkate alır. 

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Halleri ve Cezaları

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun cezayı artıran nitelikli halleri 5 adet düzenlenmiştir. Bu nitelikli haller Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesinde yer bulmuştur.

TCK 188/3:

“…. Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.”

TCK 188/4-A:

“(4) …. a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması, … hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

TCK 188/4-B:

“b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

TCK 188/5:

“(5) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.”

TCK 188/8:

“(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Verilen veya Satılan Kişinin Çocuk Olması

Uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması halinde, fail hakkında, 15 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ve 20 bin güne kadar adli para cezasına hükmedilir.

Örneğin Yargıtay bir kararında; kolluk görevlilerinin yaptığı fiziki takip sonucunda sanığın çocuğa 6 adet ekstazi hap verdiği tespit edilmiş ve evinde yapılan aramada çok sayıda uyuşturucu maddeye rastlandığı olayda, sanığa nitelikli halden sorumlu olduğu belirtilmiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2021/15999, K:2021/12339, T:24.11.2021)

Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Eroin, Kokain, Morfin, Sentetik Kannabinoid ve Türevleri veya Bazmorfin Olması

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin olması halinde faile verilecek cezada yarı oranında artırıma gidilir.

Bu madde bendinde sayılan uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin sınırlı sayıda olup, bunlar dışındaki uyuşturucu veya uyarıcı maddenin suça konusu olması halinde failin cezasında artırım yapılmayacaktır. 

Örneğin; afyon, esrar, haşhaş, metamfetamin ve ekstazi gibi uyuşturucu maddelerin suça konu olması halinde bu nitelikli hal oluşmaz.

Uyuşturucu maddelerin nitelikli haller arasında olduğunun kabul edilebilmesi için saf halde bulunması gerekir. Dolayısıyla bu maddelerin hammaddelerinin imal ve ticaretinin yapılması halinde bu nitelikli hal uygulanmaz.

Örneğin Yargıtay bir olayda; afyon maddesinin içeriğinde morfin bulunduğu fakat afyon ayrı olarak uyuşturucu madde kabul edildiği için afyonun içeriğindeki morfinin dikkate alınamayacağı belirtilerek nitelikli halin uygulanmamasına karar vermiştir. (Yargıtay 9.CD, E:2015/16923, K:2015/7052, T:12.11.2015) 

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Suçunun Tedavi, Eğitim, Askeri veya Sosyal Amaçla Toplu Bulunulan Yerlere ve Bunlara 200 Metreden Yakın Mesafedeki Umuma Açık Yerlerde İşlenmesi 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçunun tedavi, eğitim, askeri veya sosyal amaçla toplu bulunulan yerlere ve bunlara 200 metreden yakın mesafedeki umuma açık yerlerde işlenmesi halinde faile verilecek ceza yarı oranında artırım yapılır.  

Sağlık, eğitim, askeri veya sosyal amaçlarla kişilerin toplu olarak bulunduğu yerlere; okullar, üniversiteler, meydanlar, parklar, sahil yerleri, oteller, lokantalar, yurtlar, hastaneler, bakımevleri, camiler ve kışlalar örnek olarak verilebilir. 

Yargıtay; internet kafede uyuşturucu madde satışının yapıldığı olayda, internet kafenin TCK 188/4-b kapsamındaki sosyal amaçla toplu olarak bulunan bina ve tesislerden biri olmadığını belirterek nitelikli halin uygulanmasını hukuka aykırı bulmuştur. (Yargıtay 10.CD, E:2021/3626, K:2023/4177, T:10.05.2023) 

Yargıtay başka bir kararında, sanığın TCK 188/4-b’de sayılan yerlerden birinin önüne aracını çekip burada uyuşturucu madde satışı yapması ile aracın dışında satış yapması arasında bir farkın bulunmadığını belirtmiştir. Dolayısıyla aracın içinde de olsa aracın bulunduğu yerin umumi veya umuma açık yerlerden olması ve TCK 188/4-b’de belirtilen yerlerden birine 200 metreden yakın mesafede olması durumunda nitelikli halin uygulanması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2018/4194, K:2019/159, T:09.01.2019)

Uyuşturucu madde ticaretinin sağlık, eğitim, askeri ya da sosyal amaçlarla kişilerin toplu olarak bulunduğu alanlarda ya da bu alanlara 200 metreden yakın mesafedeki kamuya açık yerlerde işlenmesi zorunludur.   

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunun 3 veya Daha Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi ya da Örgüt Faaliyeti Çerçevesinde İşlenmesi

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun 3 veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde cezada yarı oranında artırıma gidilir. Bununla birlikte suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ise ceza bir kat artırılır.  

Suçun 3 veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hali, bütün iştirak durumlarında değil yalnızca müşterek failliğin bulunduğu hallerde uygulanabilecektir. Dolayısıyla suça azmettiren veya yardım eden kişiler bu sayıya dahil edilmemektedir. Ayrıca uyuşturucu veya uyarıcı madde imal  ve ticareti suçunda satıcı ile alıcı kişiler birlikte suç işleyen kimseler olarak kabul edilmemektedir.  

Bu kapsamda bir Yargıtay kararında; uyuşturucu satıcısı sanığın esrarı sattığı, alıcı konumundaki diğer sanığın ise uyuşturucuyu kendi nam ve hesabına aldığı olayda, bu sanıklar arasında müşterek faillik ilişkisinin bulunmadığı belirtilerek nitelikli hal uygulanmamıştır. (Yargıtay 10.CD, E:2020/6399, K:2021/5341, T:29.04.2021)  

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin imal ve ticareti suçların örgütün varlığı için şu hususların bulunması gereklidir:

  • Üye sayısı en az 3 kişi olmalıdır,
  • Üyeler arasında hiyerarşik bağ bulunmalıdır,
  • Suç işlenmeye başlanmasa bile suç işleme kararı çerçevesinde fiili bir birleşme olmalıdır,
  • Örgüt üye sayısı ve elindeki imkanlar kapsamında suçu işlemeye elverişli bir yapıda bulunmalıdır.

Yargıtay da kararlarında, uyuşturucu veya uyarıca madde ticareti suçunda sanık sayısının üçten fazla olmasının örgütün varlığının kabulü için yeterli olmadığını belirtmiş ve örgüt oluşturmak için sayısal yeterlilik sağlansa bile failler arasında hiyerarşik ilişkinin saptanması gerektiği ifade edilmiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2010/50930, K:2013/4160, T:08.05.2013)

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunun Belirli Meslek Grupları Tarafından İşlenmesi

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun doktor, diş doktoru, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile uğraşan kişilerin işlemesi durumunda, cezada yarı oranında artırım yapılır.  

Kanun maddesinde sayılanlar dışındaki sağlık mesleği mensupları bakımından uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda nitelikli hal uygulanmaz. Ayrıca bu nitelikli halin uygulanabilmesi için bu meslek mensubu kişinin suçu işlediği sırada bu unvana sahip olması gerekir. 

Yargıtay; eczanede çalışan sanığın, doktorun reçete düzenlediği uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi olan hapların satılması için diğer sanıklara verdiği ve satış sonucunda elde edilen kârın paylaşıldığı olayda sanığın nitelikli hal uygulanıp cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2019/3907, K:2019/7412, T:26.11.2019) 

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunun Cezayı Azaltan Nitelikli Hali ve Cezası

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun cezayı azaltan nitelikli halleri 2 adet bulunur. Bu nitelikli haller, TCK 188/6 ve 188/7’de düzenlenmiştir. 

TCK 188/6:

“(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir”

TCK 188/7:

“(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, 8 yıldan az olmamak üzere hapis ve 1.000 günden 20.000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Resmi Makamlar Tarafından Üretimine veya Satışına İzin Verilen Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin İmal ve Ticareti Suçu

Resmi makamlar tarafından üretimine veya satışına izin verilen uyuşturucu veya uyarıcı maddenin imal ve ticareti suçunu işleyen kişilerin cezası yarısına kadar indirilir.

Bu kapsamda, resmi makamların tedavi amacıyla üretilmesine izin verdiği ya da doktorun düzenlediği reçeteye bağlı olarak satılan uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imal ve ticareti suçunda faile verilen cezada indirime gidilir.

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için bu uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği şartlara uyulmadan imal veya ticaretinin yapılması gereklidir. Ayrıca yine bu nitelikli halin uygulanabilmesi için yetkili kurum ve kişiler tarafından reçeteye bağlanması gereken maddelerin üretiminin veya ticaretinin, bu kurala uyulmadan yapılması gerekmektedir. 

Örneğin, yeşil veya kırmızı reçeteye bağlı olarak alınabilen ve uyuşturucu etkisi olan ilaçların üretiminin ya da ticaretinin yapılması halinde uyuşturucu madde ticareti suçundan faile ceza verilmekte fakat bu cezada TCK 188/6 kapsamında yarı oranına kadar indirim yapılmaktadır. 

Yargıtay bir kararda, sanığın evinde ele geçirilen yeşil reçeteye bağlı olan “clonezepam” etken maddesi içeren tabletlerin ve toz maddelerin TCK 188/6’da belirtilen maddelerden biri olduğunu belirtmiş ve failin cezasında indirim yapılması gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2016/2896, K:2017/7538, T:28.12.2017)

Uyuşturucu veya Uyarıcı Etki Doğurmamakla Birlikte Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Üretiminde Kullanılan ve İthal veya İmali İzne Bağlı Olan Maddeleri İmal ve İhraç, Satma, Satın Alma, Sevk Etme, Nakletme ve Depolama

Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali izne bağlı olan maddeleri imal ve ihraç, satma, satın alma, sevk etme, nakletme ve depolama eylemlerini işleyen kişilere en az 8 sene hapis cezası ve 1.000 günden 20.000 güne kadar adli para cezası verilmektedir. 

Uyuşturucu ya da uyarıcı etkisi olmamakla birlikte uyuşturucu veya uyarıcı maddenin üretiminde kullanılan  ve ithali ve imali için resmi makamların izni gereken maddelerin imali veya ticaretinin yapılması daha az ceza verilen bir suç türü olarak düzenlenmiştir. 

Örneğin Yargıtay bir kararında, sanıkların evinde ele geçirilen N-formil amfetamin maddesinin TCK 188/7 kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek sanıkların bu suçtan mahkum olmaları gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2020/120, K:2021/10767, T:27.10.2021)  

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, suçun işlenmesinden sonra failin pişmanlık duyarak suçun işlenmesinden doğan sonuçları ortadan kaldırmaya yönelik davranışlarda bulunmasıdır.

Etkin pişmanlık hükümleri bütün suçlar için değil yalnızca kanunda belirtilen belli suçlarda uygulanır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda etkin pişmanlık mümkündür. Bu husus TCK 192/1 ve 192/3’te düzenlenmiştir.

Bu maddeye göre; suça karışan kişinin, suçun ihbarını yapıp diğer faillerin ve uyuşturucu maddelerin yakalanmasını sağlaması halinde hakkında ceza verilmez. Bununla birlikte, adli makamların suçun bilgisine sahip olduktan sonra suça karışan kişinin gönüllü olarak suçun ortaya çıkartılmasına ve yakalanmasına yardım etmesi halinde bu kişiye verilecek cezada ¼’ten ½’ye kadar indirim yapılır. 

Örneğin Yargıtay bir kararında, uyuşturucu maddeyi Hollanda’dan getirdiğini söyleyerek uyuşturucu madde ithali suçunu ortaya çıkartan kişiye madde ithal etme suçundan ceza verilemeyeceği fakat bu kişinin ticari amaçla uyuşturucu madde bulundurma suçundan sorumlu olduğu ifade edilmiştir. (Yargıtay 20.CD, E:2016/2058, K:2016/5362, T:02.11.2016)

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçuna Teşebbüs, İştirak ve İçtima

Teşebbüs, bir kişinin suç işlemeye başladıktan sonra kendi iradesi dışında oluşan nedenlerden dolayı suçu tamamlayamamasıdır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçuna teşebbüs mümkündür. Bu suç tamamlanmadan teşebbüste kalması halinde failin cezasında ¼’ten ¾’e kadar indirim yapılır. 

Örneğin bir Yargıtay kararında, sanıkların eroin üretmek amacıyla gerekli olan morfin, asit varilleri, leğen, kazan, kepçe, ocak ve piknik tüpünü eve götürdükleri fakat daha imalata başlamadan önce polis tarafından yakalandıkları olayda; sanıkların uyuşturucu madde imaline teşebbüsten sorumlu olduklarını ifade etmiştir. (Yargıtay 10.CD, E:1992/4262, K:1992/7198, T:22.06.1992) 

İştirak, birden fazla kişinin bir suçun işlenmesine katılmasıdır. Uyuşturucu veya uyarı madde imal ve ticareti suçu iştirak şeklinde işlenebilir. Bu suça iştirak eden kişiler; müşterek fail, azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu olur. Müşterek failler ve azmettiren suçun cezası ile cezalandırılır. Suçun işlenmesine yardım eden kişilere ise suçun cezası indirilerek verilir.

Yargıtay; sanığın diğer sanığa ait olan esrar çuvalını evinin ahırında gizlediği bu nedenle uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçuna katıldığını belirterek sanığın cezalandırılmasına karar vermiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2008/16335, K:2009/7722, T:27.04.2009)      

İçtima, failin birden fazla suç işlemesi halinde tüm suçlardan ayrı ayrı cezalandırılmadan bu suçlardan biri üzerinden cezanın belirlenmesidir. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda içtima hükümleri uygulanır. 

TCK 188/1’de belirtilen imal, ithal veya ihraç suçu seçimlik suçlar olduğundan bu suçların birinin veya birkaçının işlenmesi halinde faile tek ceza verilir. Fakat imal, ithal veya ihraç edilen uyuşturucu maddenin satılması, satışa arz edilmesi, başkasına verilmesi, kabul edilmesi, sevk edilmesi, nakledilmesi, satın alınması ya da bulundurulması halinde, fail iki ayrı suçtan cezalandırılır.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Zincirleme suç, farklı zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla kez işlenmesi ya da aynı suçun tek bir davranışla birden fazla kişiye karşı işlenmesidir. Suçun zincirleme olarak işlenmesi halinde faile tek ceza verilmekte fakat cezasında ¼’ten ¾’e kadar artırım yapılmaktadır. 

Örneğin bir Yargıtay kararında, aynı günde farklı kişilere esrar satan sanıkların zincirleme suç nedeniyle cezalarında artırım yapılması gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2008/6843, K:2010/115, T:14.01.2010) 

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu ve Cezası

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunun Soruşturma Aşaması

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun soruşturma aşaması, kolluk görevlilerinin ya da Cumhuriyet savcısının suçun işlendiğinin haberini almasıyla başlayıp olayın araştırılmasından sonra iddianamenin düzenlendiği ya da takipsizlik kararı verilerek dosyanın kapatıldığı aşamadır. 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun soruşturma aşaması şunlardan oluşur:

  • Şikayet-İhbar,
  • Gözaltı,
  • Delillerin Toplanması,
  • İfade ve Sorgu,
  • Uzlaşma,
  • Adli Kontrol,
  • Tutukluluk.

Şikayet-İhbar

Şikayet, suçun mağduru olan kişilerin uğramış oldukları haksızlığı yetkili makamlara bildirmesidir. İhbar ise bir suçun işlendiğini bilen, gören veya şahit olan herhangi bir kişinin yetkili makamları bilgilendirerek suçtan yetkililerin haberdar edilmesidir. 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu şikayete bağlı suç değildir. Dolayısıyla, bu suçun mağduru olan, suçtan zarar gören ya da suçla ilgili en ufak bir bilgiye sahip olan kişilerin adli makamlara ihbarda bulunması soruşturmanın başlatılması için yeterlidir. İhbarlar; Cumhuriyet savcılığına, polise veya jandarmaya yapılabilir. 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun soruşturulması şikayete bağlı olmadığı için yargılama sırasında şikayetten vazgeçilmesi halinde bile adli işlemler yapılmaya devam eder.

Gözaltı

Gözaltı, hakkında soruşturma başlatılan şüphelinin adli işlemler yapıldığı sürede geçici olarak kolluk görevlilerinin nezaretinde kalmasıdır.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun soruşturma aşamasında, şüphelinin gözaltına alınmasının soruşturma bakımından gerekli olması ve şüphelinin suçu işlediği yönünde somut delillerin bulunması halinde gözaltı kararı verilebilir. 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda gözaltına alınan kişiler en fazla 24 saat nezarethane kalır. Ancak, suçta şüpheli sayısının 3 veya daha fazla olması halinde 24 saatlik bu süreye ek olarak 3 güne kadar gözaltı süresi uzatılabilir. 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda şüphelinin 12 yaşında küçük çocuk olması ya da 15 yaşından küçük sağır ve dilsiz çocuk olması halinde gözaltı kararı verilemez. 

Gözaltı kararı ile gözaltının uzatılması kararlarının hukuka aykırı olduğunu ileri sürülerek sulh ceza hakimliğine itiraz edilebilir. İtirazı gözaltına alınan kişi, eşi, avukatı, kanuni temsilcileri ile 1. ve 2. derecedeki kan hısımları yapabilir.    

Delillerin Toplanması

Delillerin toplanması, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu kapsamında, gerçeklerin ortaya çıkartılabilmesi soruşturma evresinde olmakla birlikte kovuşturma aşaması da dahil olmak üzere bütün yargılama sürecinde mümkündür.  

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda toplanabilecek delillere örnek olarak; yakalanan uyuşturucu veya uyarıcı madde, tanık ifadeleri, hassas terazi gibi suçta kullanılan eşyalar, kamera kayıtları, ses kayıtları, gizli soruşturmacının elde ettiği bilgi, belge ve video görüntüleri, telefon dinlemeleri ve kayıtları gösterilebilir. 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun soruşturmasında savcılık makamı, soruşturma şüphelisinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplama yükümlülüğü altındadır. Ayrıca şüpheli kişi de soruşturma ve kovuşturmanın bütün aşamalarında kendi iddialarını ispatlayacak delilleri ileri sürme, gösterme ve bunların toplatılmasını isteme hakkına sahiptir. 

Soruşturma aşamasında toplanan delillerin ceza davasında delil olarak gösterilebilmesi için hukuka uygun usullerle elde edilmesi gerekir. Hukuka aykırı usullerle elde edilen ya da ele geçirilen deliller ceza davasında dikkate alınmamakta ve vakıaların ispatında kullanılmamaktadır. 

Yargıtay, Cumhuriyet savcılığının verdiği arama emrinde saat 23.40 ile 02.00 arasında arama yapılmasına karar verdiği fakat arama tutanağında aramaya saat 23.20’de başlandığı belirtmiş; dolayısıyla Cumhuriyet savcılığının usulüne uygun arama emrinden önce aramaya başlandığı için aramda elde edilen delilerin hukuka aykırı delil olduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 10.CD, E:2022/6636, K:2022/7237, T:02.06.2022) 

İfade ve Sorgu

İfade alma, soruşturma altındaki şüphelinin kendisine isnat edilen suçla ilgili savunmasının ve açıklamasının kolluk görevlileri ya da savcı tarafından dinlenmesidir. Sorguya çekme ise şüpheli veya sanığa atfedilen suçla ilgili beyanının ve savunmasının mahkeme tarafından alınmasıdır. 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun soruşturmasında veya kovuşturmasında ifade verecek yahut sorgulanacak kişilere çağrı kağıdı tebliğ edilir. Bu çağrıya uyulmaması halinde kişinin zorla getirilmesine karar verilir.

İfade ve sorguda ilk olarak şüpheli veya sanığın kimlik bilgileri doğrulanır, kişisel ve mali durumu hakkında bilgi alınıp kişiye isnat edilen suç açıklanır. Ayrıca ifade ve sorgu sürecinde sahip olduğu haklarına ilişkin bilgi verilir. Bu haklar; avukat yardımından faydalanma, susma hakkı ve lehe olan delillerin ileri sürülmesi hakkıdır.

İfade ve sorgu sırasında kişinin savunması ve beyanları, özgür iradesine dayanmalıdır. Kişinin yönlendirilmesi, kötü davranılması ya da psikolojik baskı uygulanması yasaktır. Aksi takdirde ifade ve sorgudaki açıklamaların yasak usullerle elde edildiği kabul edilerek dikkate alınmamaktadır. 

İfade ve sorguda kişinin cevapları ve savunmaları tutanağa kaydedilip taraflarca imzalanır. Ancak, tutanağa imza atılmadan önce okunup gözden geçirilmeli ve sözlü açıklamaların tutanağa doğru şekilde kaydedilmiş olmasına dikkat edilmelidir. Bu noktada, ifade veya sorguya çağrılan kişilerin mağduriyet yaşamaması adına uzman ceza avukatlarına danışmaları oldukça faydalı olacaktır.

Adli Kontrol

Adli kontrol, soruşturma aşamasında kişinin mahkemenin belirlediği koşullara uyması şartıyla tutuklanmayarak serbest bırakılmasıdır.

Adli kontrol kararı kapsamında; ev hapsi, karakola imza atma, yurt dışına çıkış yasağı, hastaneye yatmak, tedavi veya muayene tedbirlerine uymak ve bunları kabul etmek, belirli bir yerleşim bölgesinden ayrılamamak ya da belirlenen yer veya bölgelere gidememek gibi yükümlülüklere karar verilebilir. 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda adli kontrol kararı verilmesi mümkündür. Bu halde adli kontrol süresi en fazla 3 senedir. Bu süre zorunlu durumlarda 3 sene kadar daha uzatılabilir. Adli kontrol süreleri çocuklar bakımından ise yarı oranında uygulanır.  

Adli kontrol kararlarına karşı kararın ilgililere tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde kararı veren sulh ceza hakimliğine itiraz edilebilir. Adli kontrol kararına itirazı; şüpheli veya sanık, eşi, avukatı ya da yasal temsilcisi yapabilir.  

Tutukluluk

Tutukluluk, soruşturma aşamasında şüphelinin mahkeme kararına dayanılarak cezaevinde tutulmasıdır. Tutuklama kararına hükmedilebilmesi için şu şartların bulunması gerekir:

  • Şüphelinin suçu işlediğini gösteren somut deliller bulunmalı,
  • Şüphelinin kaçması, saklanması, delileri yok etmesi, karartması ya da mağdura, tanığa veya bir başkasına baskıda bulunmaya çalışması gibi bir tutuklama nedeni bulunmalı ya da suç katalog suçlardan biri olmalıdır,
  • Tutuklama kararının somut olaya göre ölçülü olması gerekir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu katalog suçlardan biri olduğu için suçun işlendiği noktasında somut kanıtlara dayanan kuvvetli şüphenin bulunması halinde tutuklama kararı verilebilir.

Bu suçtan tutuklanan kişiler en fazla 2 sene cezaevinde tutulabilir. Fakat bu süre zorunlu hallerde en çok 3 sene daha uzatılabilir. 

Tutuklama kararına karşı itiraz yolu açıktır. Bu kapsamda; tutuklanan kişi, eşi, avukatı veya yasal temsilcileri tutuklanmadan itibaren 7 gün içerisinde kararı veren sulh ceza hakimliğine beyanda bulunarak tutukluluğu itiraz edebilir.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda soruşturma sonucu verilebilecek kararlar şunlardır:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)
  • İddianamenin Düzenlenmesi

Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK)

Soruşturmaya yer olmadığı kararı; polise, jandarmaya ya da Cumhuriyet savcılığına yapılan ihbar veya şikayet konusu eylemin suç barındırmadığının açıkça anlaşıldığı hallerde Cumhuriyet savcısının verdiği karardır.

Soruşturmaya yer olmadığı kararlarına karşı kararın ilgililere tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde itiraz yoluna gidilebilir. Bu itirazlar kararı veren Cumhuriyet savcısının bağlı olduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine yapılır. İtiraz, sulh ceza hakimliği tarafından kabul edilirse savcılık soruşturma başlatır. 

Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK)

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, başlatılan soruşturma sonucunda şüphelinin suçu işlemediği, şüphelinin suçu işlediğini gösteren yeterli kanıtların bulunamadığı ya da şüphelinin etkin pişmanlıktan faydalandığı hallerde Cumhuriyet savcısının verdiği karardır. Bu karar ayrıca takipsizlik kararı olarak da bilinir.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararlarına karşı itirazlar, kararın ilgili kişilere tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde kararı veren Cumhuriyet savcısının bağlı bulunduğu sulh ceza hakimliğine yapılır. Sulh ceza hakimliğinin itirazı kabul etmesi halinde Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler ve kamu davasını açar.  

İddianamenin Düzenlenmesi

İddianamenin düzenlenmesi, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu kapsamında yürütülen soruşturma sonucunda şüphelilerin suçu işlediği yönünde delillerin ortaya çıkması ve bu nedenle şüphelilerin cezalandırılması gereken hallerde söz konusu olur. 

Cumhuriyet savcısı iddianameyi düzenledikten sonra mahkemeye gönderir. Böylelikle şüpheli hakkında kamu davası açılmış olur. Bu durumda soruşturma aşaması sona erer ve ceza yargılaması aşaması başlar.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunun Savunması

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun savunması, kamu davasında kişilerin beraat ederek suçsuz olduklarının ispatlanması ya da suçtan en az ceza alarak sürecin atlatılabilmesi için yapılır.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda yapılabilecek savunmalara şunlar örnek olarak gösterilebilir:

  • Sanığın uyuşturucu madde kullanıcısı olduğu bu maddelerin ticaretini yapmadığı,
  • Sanığın hassas teraziyi uyuşturucu maddeyi tüketirken gramajını ayarlamak için kullandığı ticari faaliyette bulunmadığı,
  • Sanığın evinde veya aracında yapılan aramanın hukuksuz olduğu,
  • Arama kararında uyulması gereken usullere riayet edilmediği,
  • Gizli soruşturmacının yetkisini aştığı,
  • Sanığın uyuşturucu maddeyi polislerin daha haberi olmadan kendi rızası ile teslim ettiği bu nedenle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği,
  • Suçun unsurlarının yanlış değerlendirildiği, 
  • Suçun vasfında yanlış değerlendirme yapıldığı,
  • Yasak usullerle delil elde edildiği, 
  • Delillerin suçun ispatı için yeterli olmadığı, ileri sürülebilir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun savunması yukarıda belirtilen örnekler çerçevesinde yapılabilir. Fakat savunma yaparken somut olay dikkatli bir şekilde incelenip olaya özgü savunmaların ileri sürülmesi gereklidir. Etkili ve doğru savunmanın yapılabilmesi için uzman ceza avukatlarından hukuki yardım alınması büyük önem arz etmektedir.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunda Ceza Yargılaması Aşaması

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda ceza yargılaması aşaması, savcılığın hazırladığı iddianameyi mahkemenin kabul etmesiyle başlayıp yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında verilen kararın kesinleşmesi ile biten aşamadır.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun ceza yargılaması aşamaları şunlardır:

  • Duruşma Hazırlığı,
  • Duruşma,
  • Delillerin Tartışılması ve Karar.

Duruşma Hazırlığı

Duruşma hazırlığı, iddianamenin ağır ceza mahkemesi tarafından kabul edilmesiyle başlayan ve ceza davasının duruşmasının yapıldığı zamana kadar geçen süreçtir.

Duruşma hazırlığı aşamasında duruşmanın yapılması bakımından gerekli olan işlemler yapılır. Bu çerçevede, mahkeme sanığa ve diğer ilgililere duruşmanın günü, yeri ve saatini bildiren çağrı kağıdı göndererek duruşmada bulunmalarını ister. Bunun dışında, duruşma hazırlığı aşamasında duruşmanın yapılması bakımından diğer gerekli işlemler de yerine getirilir.

Duruşma

Duruşma aşaması, belirtilen gün ve saatte mahkeme heyeti, savcı, katılan, sanık ve avukatların hazır bulunup yargılamaya konu olayın aydınlatılmaya çalışıldığı aşamadır.

Duruşmanın başlangıcında ilk olarak sanığın kimlik bilgileri sorulur; mali durumu, eğitim bilgisi ve iş sahibi olup olmadığı hakkındaki bilgileri kaydedilir. Ardından mahkeme başkanı, savcılığın düzenlediğini iddianamenin kabul edildiğini belirtir ve duruşmayı başlatır. Devamında ise sanığın olayla ilgili açıklamaları ve savunması alınır.

Duruşma aşamasında mahkeme, keşif yapabilir, bilirkişi görevlendirebilir, tanık dinleyebilir, sanıkları yakalayan polisleri duruşmaya çağırabilir, özel yöntemlerle gizli soruşturmacı polisleri duruşmada dinleyebilir, kurum ve kuruluşların görüşüne başvurup bilgi veya belge talep edebilir.

Delillerin Tartışılması ve Karar

Delillerin tartışılması ve karar aşaması, ceza davasına konu olayla ilgili toplanan delillerin tartışıldığı, değerlendirildiği ve bu doğrultuda mahkemenin kararını açıkladığı aşamadır. Delilerin taraflarca tartışılmasından sonra savcılık makamı, sanığa atfedilen suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğine ve sanığın cezasına ilişkin mütalaasını açıklar. Bu mütalaaya karşı olarak ise sanığın beyanları ve savunması yapıldıktan sonra mahkeme başkanı duruşmanın bittiğini belirterek hükmü açıklar.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunda Zamanaşımı

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda dava zamanaşımı süresi 20 sene; ceza zamanaşımı süresi ise 24 senedir.

Dava zamanaşımı süresi, failin suçu işlediği tarihten ileri doğru hesaplanır. Ceza zamanaşımı süresi ise ceza davasında sanığa verilen mahkumiyet hükmünün kesinleştiği ya da mahkeme kararının yerine getirilmesinin herhangi bir sebepten dolayı kesintiye uğradığı tarihten itibaren hesaplanmaktadır. 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun dava zamanaşımına uğraması halinde bu suç nedeniyle kamu davası açılamaz, ceza yargılaması sırasında dava zamanaşımı süresi dolmuşsa düşme kararı verilir. Ceza zamanaşımı süresinin dolması halinde ise uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda verilen mahkumiyet kararı infaz edilemez.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda mahkemenin verebileceği kararlar şunlardır:

  • Beraat, 
  • Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK),
  • Mahkumiyet,
  • Davanın Düşmesi.

Beraat

Beraat kararı, ceza yargılaması sonucunda sanığın suçu işlemediğinin ortaya çıkması halinde ya da sanığın eyleminin suç teşkil etmediğinin anlaşılması halinde verilen karardır. Dolayısıyla sanığın yargılandığı suçtan aklanması halinde mahkemece beraate hükmedilir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun yargılamasında, sanığın eylemenin suç olmadığı, suçu sanığın işlemediği ya da sanığın suçun işlenmesinde kastının bulunmadığı hallerde beraat kararı verilir.  

Yargıtay; sanığın üzerinde herhangi bir uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunmadığı fakat sanığın yakalandığı yere 7-8 metre mesafede ağaçta asılı olarak uyuşturucu madde ele geçirildiği olayda, uyuşturucu maddeler üzerinde parmak izi çalışması yapılmadığı, sanığın savunmasının aksi yönünde ve mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle sanığın beraatine karar vermiştir. (Yargıtay 20.CD, E:2015/12960, K:2019/741, T:06.02.2019)

Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı (CYOK)

Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, sanığın suç oluşturan davranışlarda bulunmasına rağmen cezalandırılmasına engel olan nedenlerin söz konusu olması nedeniyle hakkında bir cezaya karar verilmemesidir. 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda aşağıda belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmektedir:

  • Sanığın akıl hastası olması, 
  • Sanığın yaşının küçük olması, 
  • Sanığın sağır ve dilsiz olması,
  • Suçun cebir veya tehdit altında işlenmesi,
  • Sanığın kusurunu ortadan kaldıran hataya düşmesi,
  • Sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.

Yargıtay, uyuşturucu maddeyi Türkiye’den ihraç ettiğine dair hiçbir bilgi ve delil bulunmadığı halde, ihraç suçunu kendi beyanı ile açığa çıkartan sanığın etkin pişmanlığı nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 20.CD, E:2015/16353, K:2016/112, T:14.01.2016)

Mahkumiyet

Mahkumiyet kararı, ceza yargılaması sonucunda sanığın suçlu olduğunun tespit edilmesi halinde verilen karardır.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan açılan kamu davası neticesinde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi halinde, kanunda belirtilen alt ve üst sınırlar dikkate alınarak hapis cezasına ve adli para cezasına hükmedilir. Ayrıca sanığa ait olan suça konu eşyalara ve suçtan elde ettiği da kazancın müsaderesine karar verilir. 

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan mahkumiyet kararına hükmedilirken; sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, suçu işlemesinden sonraki ve dava sürecindeki pişmanlığını gösteren tavır ve davranışları dikkate alınarak iyi hal indirimi uygulanır. İyi hal indirimi uygulanması halinde sanığın cezasında 1/6 oranında indirim yapılır.

Sanık hakkında bu suçtan verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonraki 5 sene içerisinde tekrar bir suç işlemesi durumunda ya da kasten işlenen bir suçtan verilen mahkumiyet kararı kesinleştikten sonraki 5 sene içinde bu suçun işlenmesi halinde tekerrür hükümleri uygulanır. 

Tekerrür hükümleri kapsamında, sanığın sonra işlediği suçtan verilen cezası mükerrirlere özgü olan infaz rejimine göre çektirilir. Bu durumda ise sanık cezaevinde daha fazla sürede kalmakta ve ceza infaz edildikten sonra sanık denetimli serbestlik uygulanarak tahliye edilmektedir.  

Davanın Düşmesi

Davanın düşmesi kararı, kamu davasının yapılmasının ya da yargılama sonucunda sanık hakkında mahkumiyet veya beraat kararı verilmesinin hukuken bir öneme sahip olmadığının anlaşılması halinde verilmektedir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun yargılamasında; dava zamanaşımı süresinin dolması, sanığın ölmesi veya genel af ilan edilmesi gibi hallerde mahkeme davanın düşmesine karar vermektedir. 

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunda İstinaf ve Yargıtay Süreci

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda istinaf ve Yargıtay süreci, ağır ceza mahkemesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yaptığı yargılama neticesinde verdiği kararının hukuka aykırı, yanlış ya da eksik olduğunu düşünen tarafın gidebilecekleri kanun yollarıdır.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda ağır ceza mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna gidilmesi mümkündür. İstinaf incelemesini Bölge Adliye Mahkemesi yapar.

İstinaf başvurusu, ilk derece mahkemesinin kararının duruşmada yüze karşı okunduğu ya da tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılır. İstinaf başvuru dilekçesi, kararı veren ilk derece mahkemeye Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere verilebilir. Ayrıca mahkemenin zabıt katibine sözlü beyanda bulunulması ve bu beyanın tutanağa geçirilmesi suretiyle de istinaf başvurusu yapılabilir.  

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda yapılan istinaf başvurusundan reddedilmesi halinde temyiz kanun yoluna gidebilir. Temyiz mercii Yargıtay’dır. Temyiz süresi ise hükmün açıklanmasından itibaren 15 gündür. Temyiz başvurusu hükmü veren mahkemeye dilekçe verilerek ya da zabıt katibine beyanda bulunarak yapılabilir.  

Sonuç

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, kamunun sağlığına karşı suçlar başlığı altında yer almaktadır. Bu suçtan haklarında soruşturma veya kovuşturma yürütülen kişiler hapis cezası ve adli para cezasına mahkum olabilmektedir. Bu nedenle, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan yargılanan kişilerin mağduriyet ve hak kaybı yaşamaması için uzman ceza avukatlarına danışmaları oldukça faydalı olacaktır.

Telefonla Sor